BASIN BÜLTENİ Akıncı ile Anastasiadis bugün yeniden bir araya geliyor - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Akıncı ile Anastasiadis bugün yeniden bir araya geliyor
Tarih: 14.10.2015 > Kaç kez okundu? 1445

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde bugün yeniden bir araya geliyor.

BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide himayelerinde ara bölgede müzakereler için tahsis edilen binada gerçekleşecek görüşme saat 18.00’de başlayacak.



Akıncı: “Güney’deki bazı çevreler müzakere masasını yönetmeye çalışıyor”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum tarafında bazı çevreler ile basının müzakere masasını “neredeyse yönetmeye” çalıştığını, bu mesajların kaale alınmaması gerektiğini vurgulayarak, halkın, kendilerinin verdiği mesajları dikkate almasını istedi.

Büyükkonuk Eko Gün’ün açılışına katılan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik müzakerelere de değinen Cumhurbaşkanı Akıncı, federal bir yapı altında iki bölgeli ve iki toplumlu bir yapı kurmanın boyunlarının borcu olduğunu kaydetti. Akıncı, “İki tarafın da kabul edebileceği, gönül huzuru içerisinde referandumda oy verebileceği bir yapıyı kurmak için tüm samimiyetlimizle çalışıyoruz” dedi.

Kıbrıs Rum basını ile Güney Kıbrıs’taki bazı çevrelerin açıklamalarını eleştiren Akıncı, “Özellikle son günlerde Güney’deki bazı çevreler ve Rum basını müzakere masasını neredeyse yönetmeye çalışıyorlar. Neyin konuşulup neyin konuşulmayacağını, Kıbrıs Türk toplumunun seçilmiş liderinin neyi söyleyip söyleyemeyeceğine kadar bir rota çizmeye çalışıyorlar. Bundan vazgeçsinler bir an önce. Bu yaklaşım doğru bir yaklaşım değildir” dedi.

Çözüm bulma çabalarında Avrupa Birliği ilkelerine bağlı kalınacağını belirten Akıncı, iki kesimli iki toplumlu bir yapıyı içeren, 11 Şubat 2014 ortak açıklamasına giren ve 1990’ların başından gelen bir Birleşmiş Milletler parametreleri bulunduğunu da vurguladı.

Akıncı, “Nasıl olursa olsun bir anlaşmanın peşinde değiliz. Bu anlamada elbette Avrupa Birliği ilkeleri önemlidir ama geçmişte yaşananlardan çıkaracağımız dersler de önemlidir. Geçmişte yaşananların bu topraklarda bir daha yaşanmaması da önemlidir. Oralardan çıkaracağımız derslerle daha güzel bir gelecek kurmamız önemlidir. Halkımızın daha çok, Rum basınından kaynaklanan söylemler ve spekülasyonlara değil bizim kendilerine verdiğimiz mesajlara dikkat etmeleri gerektiğinin de altını çizmek isterim” dedi

Akıncı, Eko Gün için çok farklı bir açılış görmek istediklerini, ancak Ankara’daki olayın herkesin yüreğini dağladığını, Türkiye’nin ağladığı bir zamanda Kıbrıs Türk halkının gülemeyeceğini kaydetti.

Hangi amaçla olursa olsun, kim olursa olsun bu yaklaşımın hiçbir şart altında mazur görülemeyeceğini kaydeden Akıncı, masum insanların hedef alınmasıyla herhangi bir hedefe ulaşmanın mümkün olmadığını kaydetti.



Akıncı ile Hammond, müzakere sürecindeki son durumu görüştü



Birleşik Krallık (İngiltere) Dışişleri ve Commonwealth Bakanı Philip Hammond, New York’ta BM Genel Kurulu toplantılarındaki yoğun program nedeniyle görüşemediği Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı önceki gün telefonla arayarak müzakere sürecinin içinde bulunduğu son durum hakkında bilgi aldı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Türk toplumunun hassasiyetlerini Hammond’a da aktardı. Hammond ayrıca, yakın gelecekte adayı yeniden ziyaret etme isteğini ve Akıncı ile görüşme arzunu iletti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, New York’taki BM Genel Kurul toplantılarında başta ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, AB Komisyonu Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini olmak üzere çeşitli ülkelerin dışişleri bakanlarıyla bir dizi görüşmede bulunmuştu.



Akıncı: “Bu vahşi saldırıyı nefretle kınıyorum”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Ankara’da meydana gelen patlamayla ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdiği taziye mesajında saldırıyı nefretle kınadığını belirtti.

Akıncı mesajında şunları kaydetti:

“Ankara’da bu sabah (önceki sabah) meydana gelen terör saldırısında 86 masum insanın hayatını kaybetmiş olduğunu büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum.

Türkiye’nin huzur ve iç barışa en çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde, kimden ve nereden gelirse gelsin yapılmış olan bu vahşi saldırıyı nefretle kınıyorum.

Şahsınızda tüm Türkiye’nin bu büyük acısını yürekten paylaşıyorum. Bu saldırıda hayatını kaybedenlere tanrıdan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Yaralılar için acil şifalar temenni ederken bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının Türkiye Cumhuriyeti halkının yanında olduğunu belirtmek isterim.”

Öte yandan, 3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber de yayımladıkları mesajda, Ankara’da meydana gelen terör saldırısını kınayarak tüm Türkiye’ye başsağlığı diledi.

Başbakan Ömer Kalyoncu ise Ankara'daki terör saldırısı nedeniyle Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nu telefonla arayarak başsağlığı diledi.

Başbakanlık, Ankara’da meydana gelen terör saldırısında çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesi ve yaralanması sebebiyle KKTC’de dün saat 08.00’den başlayarak, yarın mesai bitimine kadar tüm resmi kurum ve kuruluşlardaki bayrakların yarıya indirileceğini duyurdu.



Dışişleri Bakanlığı Ankara’daki saldırıyı kınadı



Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara'da gerçekleştirilen terör saldırısını kınadı.

Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Ankara'da gerçekleştirilen menfur terör saldırısında birçok can kaybının meydana gelmesinin Kıbrıs Türk halkını derinden üzdüğü belirtildi.

“Türkiye'nin büyük acısını paylaşırken, masum insanların hayatlarına kasteden hain saldırıyı şiddetle kınıyoruz” ifadesine yer verilen açıklamada, bölgede son dönemde yaşanan şiddet, terör ve savaşların sona ermesi, Kıbrıs dahil olmak üzere bölgede kalıcı barışın en kısa sürede tesis edilmesinin önem arz ettiği kaydedildi.

Açıklamada, terör eylemi sonucu hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine ve Türk ulusuna başsağlığı, yaralılara ise acil şifa dileklerinde bulunuldu.

Dışişleri Bakanı Emine Çolak da telefonda görüştüğü Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu aracılığıyla Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve halkına başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerinde bulundu.



Talat: “Federal devletin devamlılığı dönüşümlü başkanlık ve çapraz oydan geçer”



CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, federal devletin devamlılığının dönüşümlü başkanlık ve çapraz oydan geçtiğini söyledi.

Talat, Kıbrıs sorununun mülkiyet değil yönetim ve güç paylaşımı anlaşmazlıklarından ortaya çıktığını vurgulayarak, çoğu başlığın neredeyse tamamlandığını, mülkiyet konusunda belirlenecek kriterlerin ardından ortada fazla sorun kalmayacağını, Mayıs ayından önce referanduma gidilebileceğine inandığını belirtti.

Kıbrıs sorununun bu aşamada daha farklı bir boyut kazandığını belirten Talat, ilk defa Kıbrıs Rum tarafının da eğiliminin sorunun çözümü yönünde olduğunu ifade etti.

Talat sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu da çok önemlidir. 2010’da bizim bıraktığımız noktadan başlayarak ilerlenmiştir. Sadece bu değil, daha önemlisi uluslararası alanda AİHM’in aldığı Demopoulos kararı ile Kıbrıs’taki mülkiyet rejiminin günün koşullarına göre düzenlenebileceği uluslararası hukuk tarafından ifade edildi. Bu yeni bir şey. Bizim dönemde takıldığımız en önemli husus buydu. Hristofyas diyordu ki 1974 öncesi sahip ne isterse o olur. Ancak AİHM’in bu kararı umutlanmamız gereken bir gelişme oldu ve Rum tarafı kriterlerin belirleneceğini, her bir malın iki tarafın eşit olarak kuracağı bir komisyon tarafından değerlendirileceğini kabul etti.

“Kuzey Kıbrıs’ta aşağı yukarı mülkiyetin yüzde 80’i Kıbrıs Rumlarına, 20’si Türklere aittir. Eğer sorun çözülür ancak mülkiyet konusundaki süreç yavaş ilerlerse o zaman kuzeydeki ekonomik faaliyetler bundan ciddi zarar görür. Bu yüzden bizim ekibimiz bunun da bilinciyle çalışıyor. Hızlı sonuç alacak formüller üzerinde duruyor. Bütün bu yeni unsurlar sorunu daha olumlu bir noktaya taşımıştır. Bundan sonra da bunların etkileri devam edecektir ama güneyde Mayıs’ta seçim var. Güney’de seçim dönemlerinde milliyetçi dalga yükselir, bu yüzden Mayıs doğal takvimdir. Mülkiyet dışındaki diğer konular büyük ölçüde tamamlanmıştır. Birincil hukuk, dönüşümlü başkanlık ve çapraz oy gibi konular var ama bunlar çözülecek hususlar.”

Dönüşümlü başkanlığın siyasi eşitliğin göstergesi olduğunu kaydeden Talat, çapraz oyun farklı olduğunu, ikisini ilişkili görmemek gerektiğini belirtti.

Talat “Küçük bir bağ vardır ama asıl önemli olan bu bağ değil, siyasi eşitlik gereği dönüşümlü başkanlıktır. Bizdeki sağcılar ne kadar çok yetki federal hükümete devredilirse Rumlara devredildi diye görür. Dönüşümlü başkanlık bu durumu Kıbrıslı Türkler lehine değiştiren bir uygulamadır. Bu devlet hepimizin devletidir. BM Güvenlik Konseyi kararına göre siyasi eşitlik sayısal eşitlik değildir ama etkin katılım önemlidir.” ifadelerini kullandı.

Etkin katılımda bir tarafın katılımı olmadan herhangi bir karar alınamayacağının altını çizen Talat, sadece bir tarafın kararıyla diğer taraf üzerine herhangi bir şeyin dayatılamayacağını vurguladı.

Talat şöyle devam etti:

“Çapraz oy ise federasyonun yaşayabilmesi için çok önemlidir. Kıbrıslı Türklerin oyu yüzde 20 oranında seçimi etkiliyorsa, Kıbrıslı Rum aday bilecek ki herkesin hassasiyetlerini dikkate almak zorunda. 1960 anlaşmalarında bu mekanizma olsaydı cumhuriyet yıkılmayabilirdi. Adaylar sağcılıklarını ve solculuklarını gerçek zeminde belirleyecek. Sol ve sağ ekonomik ve sosyal politikalar üzerinden yürüyecek. Rum partileri ile Türk partileri ittifaklar kuracak kaçınılmaz olarak, bu da federasyonun dağılmamasını sağlayacak.”

Harita meselesinin kolay bir konu olmadığını fakat uzun da olmadığını dile getiren Talat, geçmişte Yeşilırmak’ın Rum yönetimine kalmış olacağından dolayı bu köyün öfkelendiğini anlattı.

O günden bugüne çok şey değiştiğini belirten Talat, toplumların birbirlerini daha iyi tanıdığını fakat güvenlik konusunda Kıbrıslı Rumların çok önemli bir takıları bulunduğunu kaydetti.

Talat Türk ordusunun adaya 1963, 64, 65 veya 66’da değil ENOSİS’in ilan edilmek üzere olduğu 1974’te müdahale edebildiğini bunun ABD ve Sovyetler Birliği’nin dolaylı desteği veya sessizliğiyle meydana geldiğini hatırlattı.

Buna rağmen Rum tarafında kazan kaynatıldığını Rum basınının da bunu körüklediğini kaydeden Talat, “Bunların zamanı şimdi değil. Kıbrıs sorununun esas nedeni ne mülkiyet ne güvenliktir, sorun yönetim ve güç paylaşımıdır. Bunu çözersek bu iş yüzde 90 bitmiştir. Sonra güvenlik ve garantilere, garantörlerin de katılacağı konferansla çözüm bulalım.” şeklinde konuştu.



Burcu: “Derinya kapısının açılması konusunda liderler aylar öncesinden anlaşmıştı”



Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Derinya kapısının açılmasıyla ilgili Rum yönetimiyle aylar önceden uzlaşıya varıldığını söyledi.

Burcu yaptığı açıklamada, bu konuda daha öncesinden uzlaşıya varılıp açıklama yapıldığını, liderlerin bunu bir kez daha açıklama ihtiyacı hissetmemesi gerektiğini kaydetti.

Burcu, Türk tarafının mayınlarla ilgili bir zaman kaybı olduğunun doğru olduğunu, fakat Derinya konusunda ortada tekrardan üzerinde uzlaşılması gereken bir durum bulunmadığını ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu buna karşın, basında yer alan bazı spekülasyonlardan sonra yeniden kamuoyuna bir açıklama yapma gereği hissedilmesi halinde liderler tarafından tekrardan açıklanabileceğini de belirtti.



Kiprianu: “Kimsenin avukatı değiliz”



AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, ne Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, ne de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “avukatı” olduklarını belirterek, kendilerinin gerçekleri savunduklarını vurguladı.

Rum Fileleftheros gazetesine konuşan Kiprianu, Kıbrıs sorunu, partiye yapılan eleştiriler ve diğer konulardan söz etti.

Habere göre AKEL’e, Anastasiadis’e verdiği destekten ötürü son zamanlarda yöneltilen eleştirileri yorumlamaya çağrılması üzerine Kiprianu, bu konulara çok fazla önem vermediklerini söyledi.

Son zamanlarda AKEL’in yaptığı bir ankette, 2011 yılında partiye oy veren seçmenlerin yüzde 85,1’inin AKEL liderliğinin Kıbrıs sorunundaki icraatlarını desteklediğini söyleyen Kiprianu, bunun durumu açıklığa kavuşturduğunu vurguladı.

Kiprianu, AKEL’in 38 yıldır aynı tezleri desteklediğini belirterek, pozisyonlarında bir değişiklik yapmadıklarını söyledi.

Anastasiadis’in, Talat-Hristofyas görüş birliklerine dayanır dayanmaz Kıbrıs sorununda ilerleme olmasının, tezlerinin doğruluğunu ortaya koyduğunu da savunan Kiprianu, “Aksi taktirde herhangi bir mutlak ilerleme olmayacaktı” dedi.

Rum siyasi partiler Akıncı’ya her eleştiri yaptığında AKEL’in Akıncı’nın “avukatı” gibi göründüğü yönündeki suçlamaların hatırlatılması üzerine ise Kiprianu, “Akıncı’nın avukatı değiliz, gerçeğin avukatıyız” dedi.

Siyasi partilerin kendi görüşlerini savunmak için Akıncı’nın tezlerini çarpıttığını söyleyen Kiprianu, “Benim için açıktır; Kıbrıslı Rumların büyük bir kısmının, Kıbrıs Türk toplum liderliğinde Akıncı’nın olmasından dolayı Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik umutları desteklediğini söylediğini gösteren anketleri gördüler. Bazılarının, bu umudu öldürmek için Akıncı’yı yıpratmaya çalıştığı açıktır” dedi.

Kiprianu, Akıncı’nın tezlerini, bazı kişilerin sırf kendi görüşlerini kabul ettirmek için çarpıttığını söylemeye devam edeceklerini belirtti.

Kiprianu, ayrıca Akıncı ile aynı görüşte olmadığı konularda konuşmakta bir sorununun olmadığını da vurguladı.



Nestoros: “Ben komite programının kurtarıcısı değilim”



Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Rum üyesi Nestoras Nestoros, kendisinin, Kayıp Şahıslar Komitesi programının “kurtarıcısı” olmadığını; sorunun, komitenin modeli değil, yönetiliş biçimi olduğunu ve kendisinin de, göreve geldiğinden beri, prosedürün güncellenmesi, araştırma bölümünün iyileştirilmesi ve tüm parametrelerin koordineli hale gelmesi için uğraştığını söyledi.

Rum Fileleftheros gazetesine söyleşi veren Nestoros, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin, Türk siyasi tezlerinin ileri götürülmesi aracı olduğuna dair suçlamaların gerçeği yansıtmadığını, şayet böyle bir şey olsaydı, kendisinin istifa edeceğini kaydetti.

Kayıp Şahıslar Komitesi’nin, kayıp yakınlarına, sevdiklerine ne olduğuna dair yanıt vermek için kurulduğunu belirten Nestoros, şu ana kadar 464 Rum ile 145 Kıbrıslı Türk kaybın kalıntılarına ulaşıldığı bilgisini verdi.

Her kimlik tespit çalışmasının 450 dolara mal olduğunu belirten Nestoros, istatistikî bilgiler zemininde, kalıntıların çoğunun gömülmüş olmaması, kötü şartlarda bulunmaları ve üzerinden çok zaman geçmiş olması nedeniyle, yüzde 30-yüzde 40’ının sonuç vermediğini söyledi.

Nestoros, bunun yanı sıra, toprak kalitesinin de kötü olduğunu ve ailelere daha fazla kalıntı verebilmek için, daha fazla kalıntıyı genetik teste göndermek gerektiğini ve çoğu kez, kemik sayısının az olduğunu belirtti.

Habere göre Nestoros, Ekim sonu bağımsız bilim adamlarının adaya geleceğini ve komiteye birtakım faaliyetlerle ilgili önerilerde bulunacağını, bunun yanı sıra, büyük olasılıkla komitenin protokollerini değiştireceğini söyledi.

10 yılda kayıplarla ilgili yalnızca yüzde 30’luk başarı sağlandığını ve yüzde 70’ine hala dokunulmadığını doğrulayan Nestoros, kayıpların tespit edilme şartlarının zorlu olduğunu, bunun, komitenin modeliyle değil, programın yönetiliş biçimiyle alakalı olduğunu kaydetti.

Nestoros, komitenin çok geride olduğunu ve kendisinin, göreve gelmesinden bu yana geçen 18 ayda, hala daha prosedürü inşa etmek için çaba gösterdiğini belirtirken, şu anda verileri dijital ortama aktarma konusunda ilerleme sağlandığını ve belgeleri yeniden tarayarak, olası kazı bölgelerini belirlemeye çalıştıklarını söyledi.







Enformasyon Dairesi







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 50
Dün Tekil 2050
Bugün Tekil 641
Toplam Tekil 4079421
IP 18.190.156.80






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























18 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Hepiniz birer T rk Bayra s n z. Bayra lekelemeyin, kirletmeyin yere d rmeyin.
(Alpaslan T RKE )


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.597 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu