Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, New York’taki temasları çerçevesinde Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Murray McCully ile bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, görüşmede, Kıbrıs müzakerelerinde gelinen aşama ile Kıbrıs Türk tarafının müzakere sürecine ilişkin hassasiyetlerini aktardı.

Görüşmede Cumhurbaşkanı Akıncı’ya Dışişleri Bakanı Emine Çolak, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü Kemal Köprülü ve KKTC New York Temsilcisi Kemal Dana eşlik etti.

Bu arada Cumhurbaşkanı Akıncı’nın dün ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile yapacağı ancak ertelenen görüşmenin bugün gerçekleşmesi bekleniyor.



Çolak, Katar Dışişleri Bakanı Muhammet ile görüştü



Dışişleri Bakanı Emine Çolak, New York’ta, Katar Dışişleri Bakanı Al Atiyah Khalit Muhammet ile bir araya geldi.

Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Erhan Erçin ve Genel Müdürü Kemal Köprülü’nün eşlik ettiği Bakan Çolak’ın, Muhammet’le, Katarın BM Daimi Temsilciliği’nde yer alan görüşmesinde, iki ülke arasında ilişkilerin geliştirilmesi ile Kıbrıs sorunu ve müzakereler ele alındı.

Bakan Çolak ayrıca, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri, Türkiye’nin Lefkoşa eski Büyükelçisi Halil İbrahim Akça’yla görüştü.

Dışişleri Bakanı Emine Çolak, New York’ta İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Koordinasyon Toplantısı’na katılacak ve burada bir konuşma yapacak.



Cumhuriyet Meclisi yeni yasama yılına başladı



Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, yaz tatilinin ardından yeni yasama yılına dün başladı.

Cumhuriyet Meclisi’nin 8. dönem 4. yasama yılına girdiği törensel nitelikli ilk toplantısı Meclis Başkan Vekili Ünal Üstel başkanlığında yapıldı.

Meclisin açılış konuşmasını yapan Ünal Üstel, Meclis’in 8. Dönem 4. Yasama yılını açtıklarını ifade ederek, yeni dönemde halkın beklediği yasaları geçirmek için etkin ve verimli bir şekilde çalışacaklarını vurguladı.

Başbakan Ömer Kalyoncu da, Meclisin yeni yasama yılının herkese hayırlı olmasını temenni ederek, en geniş tabanda görev yapan hükümet olarak yeni dönemde reform hükümeti olacaklarını, halkın refah seviyesini yükseltmek, ekonomiyi geliştirmek, yaşam kalitesini yükseltmek, çalışanların refahını artırmak için çalışacaklarını vurguladı.



Taçoy: “Rum tutumunda olumlu yönde bir gelişme yok”



Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP UG) Genel Sekreteri Hasan Taçoy, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmanın ve çeşitli temasları sırasında yaptığı açıklamaların, Kıbrıs konusundaki Rum tutumunda olumlu yönde bir gelişme olmadığını yeniden gösterdiğini söyledi.

Taçoy, Rum liderin dünyanın hoşuna gidecek ifadelerin ardından Kıbrıs’ı Yunan egemenliği altına alma amaçlarının önünde asıl engel olarak gördükleri Anavatan Türkiye’ye saldırdığını, Garanti ve İttifak Anlaşması’nın yok edildiği, Ada’da tek bir Türk askerinin kalmayacağı bir çözüm istediğini vurguladığını belirtti.

Böylesi bir çözümün Kıbrıs Türk halkı için yok olmak anlamına geldiğini ve KKTC Meclisi’nin oy birliği ile aldığı kararlara aykırı olduğunu ifade eden Taçoy, Anastasiadis’in bunu bile bile hâlâ garantilerin üstüne yürümesinin KKTC’den yapılan bazı yanlış açıklamaların ve Türkiye’yi çözümsüzlüğün suçlusu ilan etme kararından kaynaklandığını savundu.

Taçoy açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;

“Ancak, Anastasiadis ve herkes bilsin ki; ne Türkiye Kıbrıs Türk halkının güvenliğini tehlikeye atar, Kıbrıs’taki hak ve hukukunu terk eder; ne de Kıbrıs Türkü intihar anlamına gelecek şekilde Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini geçersiz, etkisiz hale getirecek bir anlaşmaya onay verir.

Rum tarafı barış istiyorsa bir an önce bu söyleminden vazgeçmeli, akıl ve mantık yoluna gelmelidir.

Kıbrıs’ta barışı bozan Türk askeri değil, Rum-Yunan ikilisinin Enosis hayalleridir. Türk ordusu sadece Kıbrıs Türk halkının güvenliğini sağlamakla kalmamış, Ada’ya barışın gelmesine, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ta demokrasinin yerleşmesine de zemin hazırlamıştır.

Kötü niyeti olmayanlar Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden rahatsız olmaz.”



Anastasiadis: “Çözümün ekonomik boyutu için çaba sarf ediliyor”



Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Kıbrıs sorununun çözümünün ekonomik boyutları için çalışma yapılması ve mülkiyet için gerekli ihtiyaçları karşılayacak çok önemli varsayılan fonun oluşturulması için çaba sarf edildiğini söyledi.

Anastasiadis’in, New York’tan ayrılmadan önce gerçekleştirdiği ve önceki gün Rum basınında da yer alan basın toplantısındaki açıklamaları dün bazı gazetelerde daha geniş şekilde yer buldu.

Rum Alithia gazetesi, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in New York’ta Salı akşamı basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Kıbrıs sorununun çözümünün ekonomik boyutları için çalışma yapılması ve mülkiyet için gerekli ihtiyaçları karşılayacak çok önemli varsayılan fonun oluşturulması için çaba sarf edildiğini” söylediğini yazdı.

Habere göre, “olası bir çözüm sonrasında ekonominin nasıl ilerleyeceği konusunda IMF’nin teknik destek vereceği yönündeki bilgilerin” sorulması üzerine Anastasiadis, “Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin konulardan birçoğunun ekonomik boyutları konusunda araştırmalar yapılması amacıyla birçok faktör tarafından çaba sarf edilmekte olduğunu” söyledi.

Anastasiadis, bu çabaların bazılarının federasyonun işleyişinin maliyeti konusunda olduğunu ancak çoğunun, özel mülkler için öngörülen çözüm yöntemlerinden biri olan tazminatlar konusu için fon oluşturmakla ilgili olduğunu belirtti. Rum lider, mülkiyet konusundaki çözüm yöntemlerini ise “tam iade, kısmi iade, seçenekli (alternatif) iade, taşınmaz takası ve tazminat” şeklinde sıraladı.

Bu unsurları karşılayacak bir fon oluşturulmasının çok büyük önem taşıdığını ve bu sebepten ötürü de gerek BM Genel Sekreteri, gerekse ABD’li yetkililerle temaslarında bu konunun zamanında çözülmesi için önlemler alınmasının gerekliliğini ciddiyetle vurguladığını belirten Anastasiadis, BM’nin odaklandığı şeyin hem IMF, hem de Dünya Bankası tarafından yapılacak çalışmalar olduğunu belirtti.

Anastasiadis, Kıbrıs sorununa, beklentilere, endişelere yanıt verecek, adanın vatandaşlarının geleceğini garanti altına alacak, çağdaş bir Avrupa devleti yaracak bir çözüm bulunması için çabaladığını ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın çabalarının da bu yönde olduğuna inandığını ifade etti.

ABD Başkanı Barak Obama’nın kendisini Beyaz Saray’a davet edip etmeyeceği yönündeki bir soruya, “bunun birçok unsura bağlı olduğu” yanıtını da veren Anastasiadis, ABD Başkan Yardımcısı Biden ve Dışişleri Bakanı Kerry’nin sorunun çözümüne nasıl katkı sağlayacakları konusunda samimi bir ilgi göstermelerinin önemli olduğunu belirtti.

Resepsiyonda kendisiyle görüşme imkanı bulduğu Obam’nın tüm gelişmelerden haberdar olduğunu gözlemlediğini ifade eden Anastasiadis, Amerikalı liderin çözüm müzakerelerine de tam desteğini belirttiğini söyledi.

Anastasiadis, takvimleri kabul etmelerinin söz konusu olmadığını da ifade ederken, Kıbrıslı Rumların ekonomik sıkıntılar yüzünden çözümü kabul etmeye daha yatkın oldukları şeklindeki bir tespiti ise, bunu bilmenin imkansız olduğu ve Kıbrıslı Rumların tutumunun, çözümün içeriğine bağlı olacağı şeklinde değerlendirdi.

Kıbrıs sorununun çözümünün, her iki toplum tarafından da kabul edilebilir olması gerektiğini altını çizen Anastasiadis, garantiler konusuna da değindi.

Anastasiadis, müzakerelerde göz ardı edilmemesi gereken garantilerle, Kıbrıslı Rum ve Türklerin güvende hissetme duyguları gibi unsurlar olduğunu da belirterek, bu unsurlar göz önüne alınırken garantiler gibi geçmişten kalma bir yöntemin, özellikle de AB üyesi bir ülkede devleti garantiye alma ve güvenliği sağlama unsuru olamayacağını öne sürdü.



Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Mısır’dan New York’ta üçlü görüşme



Rum Fileleftheros gazetesi Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Mısır’ın New York’ta üçlü bir görüşme gerçekleştirdiği haberini verdi.

Gazete manşetten yayımladığı haberinde, bahse konu ülkelerin, temel araç olarak hidrokarbonlara sahip olarak, aynı zamanda aralarındaki işbirliğinin bölgedeki diğer ülkelerle de büyümesi için uygun koşullar yaratılması amacıyla, önümüzdeki aylarda önemli adımlar atmaya hazırlandıklarını haber verdi.

Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocas ve Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Shukri’nin, New York’taki BM Genel Kurulu toplantısı çerçevesinde yaptıkları üçlü görüşmede, belirsizlik içindeki bazı konuların çözüme kavuşması için görüşmeleri hızlandırma kararı aldıklarını yazan gazete, deniz bölgelerinin belirlenmesine öncelik verileceğini kaydetti.

Bunun Yunanistan ile Mısır’ı ilgilendireceğini de belirten gazete, buna paralel olarak bakanların, sürekli istişare mekanizmasını güçlendirmeye karar verdiklerini de iletti.

Hidrokarbonlarla ilgili olarak ise, bunun bir işbirliği katalizörü olarak işlev yapacağının düşünüldüğünü belirten gazete, hidrokarbonların değerlendirilmesi konularının da ayrıca ele alınacağını belirtti.

Bunun özellikle Mısır ve Rum kesimini ilgilendirdiğini ancak Yunanistan’ın da “büyük resmin” içinde olmayı arzuladığını kaydeden gazete, üç ülkenin dışişleri bakanlarının Atina’da yapılacak üçlü zirveye hazırlandığını, bununla birlikte üç ülke liderine de kolaylık sağlayacak bir tarih arandığını kaydetti.

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın, hali hazırda Mısır Cumhurbaşkanı’nı Yunanistan’ı ziyaret etmeye çağırdığını kaydeden gazete, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocas’ın da Rum ve Mısır Dışişleri bakanlarını 18-20 Ekim tarihlerinde Atina’ya davet ettiğini ekledi.

Gazete iç sayfalardan “Doğal Gaz İşbirliği Katalizörü” başlıklı haberinde ise, Rum kesimi, Yunanistan ve Mısır’ın geçtiğimiz salı günü New York’ta BM Genel Kurulu toplantısı çerçevesinde gerçekleştirdikleri üçlü görüşmeden ortaya çıkan ortak açıklamaya yer verdi.

Gazete, Rum, Yunan ve Mısır Dışişleri Bakanlarının görüşmesinden ortaya çıkan ortak açıklamada “Doğu Akdeniz’de önemli hidrokarbon yatakları tespit edilmesinin, bölgesel refah ve işbirliği için katalizör olarak çalışabileceğinin ifade edildiğini” yazdı.

Üç dışişleri bakanının, aralarındaki işbirliğini güçlendirme konusundaki kararlılıklarını ifade ettiklerini kaydeden gazete, bakanların, bu işbirliğinin, uluslararası hukuk ve BM’nin deniz hukukuyla ilgili sözleşmesinde yer alan ilkelere karşılıklı bağlı olunmasına dayandığını belirttiklerini aktardı.

Bakanların, Mısır’ın MEB’inde “Zohr” isimli süper dev bir doğal gaz yatağının tespit edilmesinin önemine işaret ettiklerini de ileten gazete, bakanların, deniz bölgelerinin saptanmasındaki belirsizlik konularını müzakere etmede hızlı bir şekilde ilerlemeye karar verdiklerini de aktardı.

Gazeteye göre üç dışişleri bakanı ortak açıklamada, adayı, uluslararası hukuk ve BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararları uyarınca yeniden birleştirecek olan; Kıbrıs sorununun çözümü amacıyla sürdürülen gelişme aşamasındaki müzakere sürecine desteklerini de belirttiler.

Gazeteye göre bakanlar, böyle bir çözümün bir bütün olarak yalnızca Kıbrıs halkının yararına olmayacağını, bölge istikrarı ile barışına da önemli ölçüde katkıda bulunmasının beklendiğini sözlerine eklediler.

Gazete ortak açıklamada, uluslararası terörle mücadele, mülteci krizi ve insani boyutu, Suriye, Libya, Yemen ve Irak’taki krizlerle ilgili ifadelere yer verildiğini de iletti.

Üç ülkenin dışişleri bakanlarının, Rum Yönetimi’nin BM’deki Daimi Temsilcisi, Büyükelçi Nikos Emiliyu’nun Manhattan’daki büyükelçilik konutunda gerçekleştirdikleri görüşmeden sonraki açıklamalarına da yer veren gazete, Kasulidis’in görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, her üç bakanın yoğun programına rağmen söz konusu görüşmenin yapılması için zaman ayırdıklarını ve görüşmenin yararlı olduğunu söylediğini iletti.

Gazeteye göre Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocas da açıklamasında, bakanların Atina’da yer alacak üçlü zirveye hazırlık yaptıklarını söyledi.

Gazeteye göre, Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Shukri ise açıklamasında, Yunanistan ile Güney Kıbrıs hükümetlerine, üçlü görüşme geleneğini sürdürmelerinden ötürü teşekkür etti.

Haber Haravgi’de “Yunanistan, Güney Kıbrıs, Mısır Dışişleri Bakanlarını Üçlü Görüşmesi Yeni Üçlü Zirveye Hazırlık Yaptı”, Simerini’de “Üçlü MEB Hedefiyle Uluslararası Hukuk ve Deniz Hukuku Kalkanıyla Üçlü İşbirliği”, Politis’te ise “Bakanlar Düzeyinde Üçlü Toplantı” başlıklarıyla yer aldı.



Noratlas’ın 4 komandosu aranıyor



1974 Barış Harekatı sırasında Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) tarafından yanlışlıkla vurulan ve düştüğü yere gömülen NORATLAS tipi nakliye uçağıyla ilgili kazılarda kalıntılarına ulaşılamayan 4 komandonun arandığı belirtildi.

Rum Fileleftheros gazetesi, uçakta 4 mürettebat, 28 komando olmak üzere toplam 32 kişinin uçtuğunu belirterek, bir komanda hariç uçaktakilerin tümümün hayatını kaybettiğini yazdı.

Gazete, Noratlas kazılarında 15 komandoya ait olduğu düşünülen kalıtlara rastlandığını, 12 kişinin kalıntılarına da Lakadamya’daki askeri mezarlıkta ulaşıldığını belirtti.

Komando olduğu düşünülen geriye kalan 4 kişinin bir yerlerde gömülü olduğuna dair bilginin olmadığını belirten gazete, araştırmalarda iki yöne odaklanılacağını yazdı.

Kalıntıların Yunan ailelerine teslim edilenler arasında olabilme ihtimalinin olduğunu kaydeden gazete, bu çerçevede Rum Başkanlığı İnsani Konular ve Dış Rumlar Komiseri Fotis Fotiu’nun kemik kalıntılarının yeniden adaya getirilmesi için Atina’ya gideceğini belirtti.

Gazete, bir diğer olasılığın da, kalıntıların, üzerlerine kimyasal madde dökülmüş kemikler arasında bulunabileceği yönünde olduğunu kaydetti.

Habere göre bu kategorideki kemiklere Rum Nöroloji ve Genetik Enstitüsü’nde pilot bir uygulama yapılıyor.



Kayıp Şehit Kemal İsmail defnedilecek



Baf’ta 20 Temmuz 1974 tarihinde kaybolan ve yapılan çalışmalar sonucu bulunarak kimlik tespiti yapılan kayıp şehit Kemal İsmail’in naaşı 5 Ekim Pazartesi günü defnedilecek.

Kemal İsmail’in naaşı askeri törenle Canbulat Şehitliği’nde toprağa verilecek.









Enformasyon Dairesi