Çin Halk Cumhuriyeti’nin Doğu Türkistan Uygur Özerk Bölgesi’nde 28 – 30 Temmuz 2014 tarihleri arasında meydana gelen olaylarda çok sayıda can kaybı ve yaralı olmuştur. Ölü ve yaralıların sayısı konusunda birbirinden çok farklı rakamlar zikredilmekle birlikte, ölenlerin ve yaralananların büyük çoğunluğunun Uygur Türkü olduğu, aralarında Kırgızların da bulunduğu derin bir üzüntü ve kaygıyla öğrenilmiştir. Kaşgar ve Yarkent şehirlerine giriş ve çıkışın yasaklanması, iletişim ve diğer alanlardaki kısıtlamalar sebebiyle bölgeden sağlıklı haber alınamamaktadır. Bu durum, bölgede akrabaları olan diasporadaki Uygurları ve Kazak ve Kırgızları endişeye sevk etmektedir. ‎



Bu itibarla, T.C. Dışişleri Bakanlığı’nın açıklanmasında da vurgulandığı üzere, öncelikle, Çin Halk Cumhuriyeti yetkilileri söz konusu olaylarla ilgili şeffaf bir soruşturma başlatmalı, olayların nedenleri ciddiyetle araştırılmalı ve kim olurlarsa olsunlar sorumluları ortaya çıkarmalıdır…

Bölgede huzur ve istikrarın hakim olması, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için, mevcut sorunların çözüme kavuşturulması noktasında adımlar atılmalıdır. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün da ifade ettiği üzere, bu bağlamda, olaylara yol açan nedenlerin ortadan kaldırılması, bölgedeki halkların kültürel hakları ve dini özgürlükleri dahil temel hak ve özgürlüklerinin teminat altına alınması önem taşımaktadır. Pekin Hükümeti’ni, “küresel güçler”in bölgede İŞİD benzeri bir oluşum hazırlığı içinde olduğu gerçeğini görerek çok geç kalmadan sorunların çözümü için işbirliği önerilerimizi dikkate almaya davet ediyoruz.



Bölgede Sorosvari dış mihraklı güçlerin olayların hazırlanmasında parmağı olduğuna inanan Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti olarak, olayların soruşturulması aşamasında Sürgün Hükümet temsilcilerinin de dahil olacağı yurt dışından bağımsız gözlemcilerin davet edilmesini teklif ediyoruz.



Türkiye ile ÇHC arasında dostluk köprüsü olması gereken Uygur Bölgesi’nde huzur ve asayişin temini, gerginliğin azaltılması hususunda Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti katkı sunmaya hazırdır. Hem “Ankara” hem de “Pekin” yönetimlerinin, Sürgün Hükümetimizin bu önerisini dikkate alacaklarına inanıyoruz. Biz, daha fazla can kaybının olmaması için elimizi taşın altına koymaya, barış için bir değil on adım atmaya hazır olduğumuzu iletmek ve kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.



Temennimiz; bölgede gerginliğin tırmanmamasıdır. Arzumuz; Doğu Türkistan halkının kendi dilinde eğitim görmesi, dini inanç ve kültürel geleneklerini özgürce yaşamaları, ve zengin kaynaklardan eşit ve adil şekilde yararlanmalarının temin edilmesidir. DTSH Başbakanlık Ofisi