BAYRAK LİDER : EBULFEYZ ELÇİBEY - İsmail CENGİZ - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BAYRAK LİDER : EBULFEYZ ELÇİBEY - İsmail CENGİZ
Tarih: 20.11.2012 > Kaç kez okundu? 3395

Paylaş


BAYRAK LİDER : EBULFEYZ ELÇİBEY –I-



İsmail Cengiz*



Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Türkistan-Avrasya coğrafyasında halkların ümit bağladığı üç lider ortaya çıkmıştı: Kazakistan’dan Olcas Süleyman, Özbekistan’dan Muhammed Saliih ve Azerbaycan’dan Ebulfeyz Elçibey...

Merhum Ebulfeyz Elçibeyi görmeden kendisini taıdığımı söyleyebilirim. Elçibey’i kendisi ile tanışmadan bir yıl önce Muhammed Salih’in gözlerinden tanıdım. Nedense Özbek lider Muhammed Salih’i Elçibey’e benzetirim.

Elçibey’in yakınında iken de, Muhammed Salih’i görür gibi olmuştum. Olcas Süleyman’ı her iki liderden daha önce, Sovyetler yıkılmadan önce, Yeltsin tankın üstüne çıktığında tanımıştım. Salih ve Elçibey’i andığımda aklıma gelen üçüncü isim Olcas olmuştur. Her üçünü birbirine benzeten fizikleri değildi şüphesiz; Onları birbirlerine hatırlatan düşünceleri fikirleri, idealleriydi. Mehmet Ceylan’ın İstanbul’daki çiftlik evinde Elçibey’i dinlerken, aynı anda Olcas Süleyman, Muhammed Salih konuşuyor gibiydi sanki...

İlginçtir, rahmetliyle kucaklaşırken bana “İsa beyciğim ile de böyle kucaklaşmıştık, Allah rahmet eylesin” demişti. Benim Doğu Türkistanlı olmam, Elçibey’e İsa Alptekin’i anımsatmış, onu Tanrı Dağları’na götürmüştü. Dostum Savaş Avcı ile kucaklaşırken de “Kerkük, bizim yüreğimizin bir parçası...” demişti...

Yüreğiyle konuşurdu, hülyalarını, hislerini hemen dostlarıyla paylaşırdı, çünkü O, devlet adamı değil, gerçekten de bir dava adamıydı...

1974’te Sovyetler döneminde yargılanırken mahkemede okuduğu şu dörtlük, O’nun tek başına kalsa da Türklük davasına duyduğu aşkı kimsenin yok edemeyeceğinin bir işareti; “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” söyleminin bir tezahürüydü:

Her kimsenin var kimsesi

Men kimsenin ol kimsesi

Ey kimsesizler kimsesi

Men kimsenin ol kimsesi

Azerbaycan Devlet Başkanı olduğunda, Resulzade’nin 28 Mayıs günü öpüp-kokladığı Azerbaycan bayrağını 70 yıl sonra yine aynı tarihte kendi elleriyle titreyerek göndere çekmesi, gözlerinden akan iki damla yaş O’nun idealleri için yaşayan bir dava adamı olduğunun işaretiydi... Tüm engellemelere rağmen ilk yurt dışı seyahatini de Ankara’dan önce Tebriz’e gerçekleştirmek istemesi, Onun içindeki sevdanın bir tezahürüydü... Devamı var

***



BAYRAK LİDER : EBULFEYZ ELÇİBEY –II-



Ebulfeyz Elçibey ile İsa Yusuf Alptekin’i buluşturan, bir araya getiren merhum Kemal Çapraz’dı. Fotoğraf karesinde Elçibey ile Alptekin’in arasında kendisi yoktu ama, o anı ölümsüzleştiren Çapraz’ın objektifi idi. Bunu vurgulamamın sebebi; bu tür buluşmaları kendisine mal ederek çıkar sağlamayı alışkanlık haline getirenlerin ifşa edilmesini sağlamaktır. Merhum Çapraz, Elçibey ile Türkiye’ye gelmeden önce Nahçıvan’ın Ordubad ilçesine bağlı Keleki Köyü’ne giderek gaz lambasının ışığı altında ropörtaj yapan ilk Türk gazetecisidir.

Görüşmede gözyaşlarına hakim olamayan Alptekin, ay yıldızlı Gökbayrağı bir emanet olarak, bir miras olarak Elçibey’e takdim etmişti. Yurt dışında görevli olduğum anlarda gerçekleşen bu görüşmeden bir kaç yıl sonra bir araya gelme onuruna eriştiğim Elçibey, bu kısa görüşmeyi naklederek;

“Çin, böyyük bir davlat. Böyle bir devlet ile ceng eylemek, küreş etmek kıyın, zor bir iş... Bayrak artık siz gençlerin omuzunda. Mühim olan şey, Uygureli’nde (Doğu Türkistan’da) yaşayan Türk halklarının mili kimliklerini muhafaza eylemektir... Milli şuuru yaşatmak lazımdır... Vakti gelende Sovyet Emperyası kebi Hıtay (Çin) Devletinin de parçalanması ihtimali vardır. Buna hazırlık yapmak gerek...” demişti.

2000 yılı içinde Sivas Milletvekili Ceylan’ın evinde gerçekleşen bu görüşme sonrası merhumla ertesi günü 11 Nisan Salı günü Ortadoğu Gazetesi’nde üçünde defa tekrar bir araya geldik. Bu görüşmede Prof. Turan Yazgan, merhum Saraçoğlu, Sivas Milletvekili Ceylan, Afyon milletvekili Müjdat Kayayerli, değerli dost Alişan Satılmış, kardeşim Süleyman bey, Yesevi Vakfı Başkanı Erdoğan Aslıyüce ve Cemil Akbulut da bulunuyordu. Bu ziyarette Elçibey bizlere şu sözleri söylüyordu:

“Bir ülkede milli şuur ve milli ruhtan konuşulacaksa, milliyetçi projeler geliştirilecekse Milliyetçi fikirlerin gelişmesi konusunda ülke insanı bilinçlendirilmelidir. Bu fikir, Türk Cumhuriyetleri için de bir örnek olmalıdır. (...)

16 Nisan 2000 tarihinde İstanbul’da gündüz ve akşam düzenlenen iki ayrı etkinlikte iki defa daha ayak üzeri karşılaştığım rahmetli Elçibey, Orkun Dergisi tarafından düzenlenen “Altın Bozkurt Ödülü” töreninde yaptığı heyecanlı konuşmasında;

“Şimdi ise Türk Dünyası’nın bütünleşmesi zamanı gelmiştir. Artık koskocaman Türk Dünyası’nın yürüme vaktidir... Türklükte birleşmeliyiz. Kayıtsız şartsız... “Türk Dünyası mutlaka azat olacaktır. Buna inancımız tamdır“ diyerek dünya üzerindeki Türk halklarını iş’de, dil’de, fikirde birlik olmaya davet ediyordu.

O’nun sadece bir yıl süren Cumhurbaşkanlığı döneminde yaptıkları, yandırdığı azadlık çirağı asla ve asla unutulmayacak, gönüllerde yaşamaya devam edecektir.