Amsterdam Türkevi'nden iki muhteşem etkinlik: - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Amsterdam Türkevi'nden iki muhteşem etkinlik:
Tarih: 18.01.2016 > Kaç kez okundu? 2081

Paylaş


Amsterdam Türkevi'nden iki muhteşem etkinlik:

1-Hollanda'da Mahir Ünal Rüzgarı...

2-Amsterdam'da Fuzuli ve Leyla ile Mecnun Konferansı







İlhan KARAÇAY A'dan Z'ye turizmi yazdı

Hollanda'da, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal rüzgarı...



* Turizm Fuarı'na katılacağı günün sabahında Sultanahmet'te bomba talihsizliği yaşandı

* Turizm Fuarı'ndan tüm dünyaya teröre prim vermeme çağrısı yaptı

* Hollanda Sivil Toplum Kuruluşaları'nın toplantılarında hem turizm dünyasına hem de işçi haklarına destek sözü verdi

* Bakan'ın Türkevi ve Başkanı Veyis Güngör'ü özel ziyareti, siyasi bir mesaj olarak algılandı



AMSTERDAM/UTRECHT,- Türk turizminin yara almaya başladığı sırada Hollanda'ya gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, bu ülkede rüzgar gibi esti.

12 Ocak 2016 günü Sultanahmet Meydanı'ında patlayan bombanın, Türk turizmine de bomba gibi düştüğü sırada, büyük bir tesadüf eseri Utrecht Turizm Fuarı'nın açılışını yapan Mahir Ünal, aynı anda tüm dünyaya 'Korkmayın ve terörü her yerde kınayın' mesajını verdi.



Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal'ı Utrecht Turizm Fuarı'nda çok sayıda medya mensubu izledi



Turizm Fuarı'ndaki saatleri, Türk ve yabancı medyanın çok büyük ilgisi ile geçiren Mahir Ünal, tüm dünyaya şu mesajı verdi:

" Bu gün ülkemizde hepimizi üzen bir terör olayına şahit olduk. Terör bu gün sadece İstanbul'u vurmadı. Terör bu gün Paris'i bir kez daha vurmuştur. Londra'yı bir kez daha vurmuştur. İnsanlılığı, özgürlüğü üzerinde yükseldiğimiz değerleri bir kez daha vurmuştur. Bu açıdan özellikle bütün dünya medyasını, Paris saldırısı sonrası gösterilen hassasiyeti bu saldırı sonrasında da bu hassasiyeti göstermeye davet ediyoruz. Çünkü, 129 kişinin hayatını kaybettiği Paris saldırısında eşini kaybeden Fransız Antonie Leer'in çocuğuna yazdığı o duygulu mektupta söylediği sözleri buradan terörü ve bu terörist eylemi gerçekleştirenlere aynı şekilde ben de tekrar etmek istiyorum. 'Bizim korkmamızı etrafımıza şüphe ile yaklaşmamamızı güvenliğimiz için özgürlüğümüzü tehlikeye atmamızı istiyorsunuz. Kaybettiniz. 17 aylık çocuğumla ben size inat yaşamaya devam edeceğim' diyordu Antonie Leirs'in. Dünyanın her neresinde olur ise olsun İster Londra'da,Paris, Newyork ve ister İstanbul'da terörün amacı aynıdır. Terörün amacı insanları korkutmaktır. İnsanları özgürlüklerinden vazgeçirmek ve insanları bir şiddet salmanın içerisine çekmektir. Ama başaramayacaklar.O yüzden burada bulunan bütün misafirlerimizi sektör temsilcilerini bu terörist eyleme karşı işbirliğine dayanışmaya birlikte karşı durmaya İstanbul saldırısını gerçekleştirenlerin hedeflerine ulaşmamaları için daha hassas davranmaya davet ediyorum. Çünkü İstanbul'da Paris, Londra ve New York gibi bütün insanların büyük bir keyif ile dolaştıkları, gezdikleri dünyanın incisi dediğimiz bir nadide şehrimiz. Ve terör olayının amacına ulaşmaması Fransız Antonie Leirs'in dediği gibi korkmadan, özgürlüğümüzü herhangi bir şeye feda etmeden, güvenlik içerisinde İstanbul'a gelebilirsiniz. Türkiye sizin evinizdir. Türkiye güvenliğinizin hiç bir şekilde tehlikede olmayacağı bir ülkedir. Ve biz terör ile mücadele eden ve terörün amacına ulaşmaması için gayret gösteren Fransa, İngiltere, Hollanda ve Belçika gibi tüm ülkeler ile birlikte teröre ve terörizme karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu fuarın ve bu etkinliğin turizme ve sektöre daha çeşitlilik ve daha güzellik getirmesini diliyorum."

Mahir Ünal, fuar ziyareti sürecinde, başta Hollanda'nın TRT'si niteliğindeki NOS Televizyonu ve Hollanda'nın en büyük gazetesi De Telegraaf olmak üzere, pek çok yabancı medya ile söyleşiler yaptı.

Fuar'ın gözdesi Türkiye idi



Lahey Turizm Müşavirimiz Neşe Kıvılcım Akdoğan, fuardaki Mersin standını ziyareti sırasında İlhan Karaçay'a konuştu



Utrecht Turizm Fuarı'nın bu yılki gözdesi Türkiye idi. Olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye standları büyük ilgi gördü. Lahey Turizm Müşavirimiz Neşe Kıvılcım Akdoğan, Mersin standında yaptığımız görüşmede şunları anlattı: 'Müşavirliğimiz, bu sene 46. düzenlenen Utrecht Turizm Fuarı’na 750 metre karelik alanda yaklaşık 50 özel işletme ve sektör kuruluşu ile birlikte katılım sağlamaktadır. Bağımsız katılan diğer kurum ve kuruluşlarla birlikte Türkiye’nin temsil edildiği toplam alan yaklaşık 1300 m²’dir. Türkiye bu büyüklükteki katılımıyla Utrecht Turizm Fuarının en büyük katılımcısıdır. 2015 yılında 117.063 kişinin ziyaret ettiği Utrecht Turizm Fuarı, hem turizm sektörü kuruluşları, hem tüketiciler ve hem de tur operatörleri ve seyahat acentalarını bir araya getiren bir organizasyon olması sebebiyle çok önemli bir tanıtım fırsatıdır. Toplam 6 gün sürecek olan fuar sırasında Müşavirliğimiz standında, Maraş Dondurması ikram ve şovu, Ebru sanatı uygulamaları ile canlı müzik dinletilerine yer verilecektir.'

(Turizm Müşavirliğimizin konuyla ilgili olarak yayınlamış olduğu istatistiki bilgileri, yazımızın sonunda bulabilirsiniz)

Türkevi toplantısı öncesi

Üç hafta önce, Ankara'daki ziyareti sırasında, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal'ın, Hollanda'yı ziyaret etmesi için öneride bulunan, Amsterdam Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı Veyis Güngör, 'Amsterdam Tartışmaları' programı çerçevesinde bir toplantı düzenlemişti. Fuar'dan çıktıktan sonra bu toplantıya gitmesi gereken Bakan Ünal, vaktin geç olmasına rağmen, 'Toplantıdan önce Türkevi'ni ziyarete gitmek istiyorum' dedi. Bu haber, toplantının yapılacağı otelde bulunan Veyis Güngör'e ulaştırıldı.

Veyis Güngör'ün, 'Zahmet etmesinler, çok geç oldu' demesine rağmen bu ziyareti gerçekleştiren Bakan Ünal, Türkevi'nde bir süre kaldıktan sonra toplantı yerine gitti. Bakan Ünal'ın Türkevi'ni özellikle ziyaret ısrarı, 'Bakan Veyis Güngör için bir yerlere siyasi mesaj mı veriyor?' sorusunu akla getirdi.



Bakan Mahir Ünal, yoğunluğa rağmen Türkevi ziyaretinde ısrar etti ve bu ziyareti sırasında Veyis Güngör'ün masasında bir süre oturdu. Bakan Ünal'ın bu israrlı tavrı, Veyis Güngör için bazı çevrelere siyasi bir mesa mıydı acaba?

44'üncü Amsterdam Tartışmaları toplantısı

Atilay Uslu ve Yıldıray Karaer'e ait Corendon'un Amsterdam’daki otellerinden biri olan De College Otel’de gerçekleşen 'Amsterdam Tartışmaları' toplantılarının 44'üncüsündeki tema, “Avrupa’da Türkiye Algısı ve Turizme Etkileri” idi. Bu programın onur konuğu Kültür ve Turizim Bakanı Mahir Ünal oldu.

Toplantı Türkevi Topluluğu Başkanı Veyis Güngör’ün selamlama konuşmasıyla başladı. Güngör, Amsterdam Tartışmaları'nın artık bir düşünce platformuna dönüştüğünü ve Avrupa için örnek teşkil ettiğini belirttikten sonra, Türkevi Topluluğu'nun çalışmalarını, Avrupa Türk diasporası perspektifinden katılımcılarla paylaştı. Güngör göçmenlikten diasporaya geçiş sürecinde, Hoca Ahmet Yesevi başta olma üzere Horasan ve Anadolu felsefesinin bizlere rehber olması gerektiğini söyledi.

Veyis Güngör konuşmasına şöyle devam etti: “Amsterdam Tartışmaları, son dört yıldır, her ay seçtiği birbirinden önemli konularla, Hollandalı Türklerin artık bir fikir alışverişi, bir düşünce platformu halini almış ve diğer Avrupa ülkelerine de örnek teşkil edecek sürdürülebilir bir etkinlik halini almıştır.

Bugün, 44. Amsterdam Tartışmalarının konuğu ikinci kez, çağdaş Türk kültür ve fikir hayatımızda önemli bir yere sahip olan Maraş’ın yiğid evladı, bir çoğumuzun TRT ekranlarından aşina olduğu 7 Güzel Adam’a ilave ettiğimiz ve kendisini Sekizinci Güzel Adam olarak ilan ederken hiç tereddüt etmediğimiz, Türkiyemizin Kültür ve Turizm Bakanı, değerli dostumuz Mahir Ünal, oldu.

Kendisine tekrar hoş geldiniz diyor, muhabbetlerimizi iletir, teşekkürlerimizi sunarız.

Türkevi olarak, geride bıraktığımız çeyrek yüzyılda olduğu gibi, bugün ve yarınlarda da, Horasan’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan Avrupa’ya getirdiğimiz ve varolmamızın ana kriterlerini oluşturan norm ve değerlere yabancılaşmadan, ancak içinde yaşadığımız ülkenin, kültürün ve zamanın da farkında olarak, aidiyet duyduğumuz ülkeler, gruplara olan sorumluluğumuzun bilincinde olarak faaliyetlerimizi gerçekleştirmeye devam ediyoruz.

Bu doğrultuda bu toplantı için seçtiğimiz konu; Avrupa’da Türkiye Algısı, çok boyutlu, hem Türkiye’yi hem Hollanda’yı çok yakından ilgilendiren bir konudur. Ne acıdır ki, bugün Türkiye hem içeriden hem dışarıdan çetin bir taarruzla karşı karşıyadır. Bunun bir göstergesi olarak, hemen hemen her gün, her hafta Avrupa medyasında Türkiye ile ilgili olumsuz haberler yayınlanmaya devam etmektedir. Türkiye, sadece medyada değil aynı zamanda Avrupa ülkelerinin karar vericilerinin de gündeminde yerini korumaya, tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Olumsuz yayınlar ve siyasi konuşmalar, açıklamalar elbette Avrupa kamuoyunu etkilemekte ve Türkiye hakkında düşüncelerini yönlendirmektedir.

Bunun en somut yansılamalarından bir tanesi hiç şüphesiz, bu salonda temsil edilen Turizmdir. Ben, bu konuya girmeden, sözkonusu ‘Algının’ bizi ilgilendiren yönüyle ilgili bir kaç cümle söyleyerek, sözlerime son vermek istiyorum.

Sözkonusu olumsuz durum, bizi çok derinden düşündürmektedir. Avrupa Türk Sivil toplum kuruluşları olarak misyonumuzu, çalışma metodumuzu, ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmeyi beraberinde getirmektedir. Son 50 yıllık göçmenlik tarihimizde, daha çok içe dönük teşkilatlanmanın değişerek, daha çok kamu ve kültür diplomasisini ön plana çıkaran yeni STK’ların oluşturulmasını kaçınılmaz kılmaktadır.

Göçmenlikten Diasporaya geçmek ve diasporaların küresel sorumlulukları doğrultusunda yeni politikaların geliştirilmesi artık vazgeçemeyeceğimiz seçeneklerimizdir.

Bu duygu ve düşüncelerle, toplantının aidiyet duyduğumuz ülke ve toplumlara faydalı olmasını diler, saygılarımı sunarım.'



Corendon CEO'su Yıldıray Karaer'in sunumu

Turizm sektörünün önemli aktörlerinden Corendon Grubu ortaklarından Yıldıray Karaer yaptığı kısa sunumda, Corendon’un mevcut portföyü ve hedeflerini katılımcılarla paylaştı. Karaer, Hollanda’nın tatil ülkesi sıralamasında Türkiye’nin ilk sırada yer aldığını ve uzun aradan sonra geçen yıl turist sayısının % 30 oranında düştüğünü ancak hala birinci sırada olduğunu belirtti. Karaer, turizm sektörünün ve tur operatörlerinin sıkıntılarını dile getirdi. 17 milyon nüfusa sahip Hollanda’dan yılda 12.5 milyon insanın tatilini yurt dışında geçirdiğini ifade eden Karaer, “Tur Operatörlerini tercih eden Hollandalıların sayısı ise 3.5 milyondur. Bunların 800 bini Türkiye’yi tercih ederek Türkiye’yi bu konuda sıralamada birinci sıraya oturtmuştur. İkinci sırada İspanya, üçüncü sırada Portekiz, dördüncü sıra da ise Yunanistan bulunmaktadır” dedi



Corendon'un ortaklarından Yıldıray Karaer, Hollanda'nın Türkiye'ye en çok turist gönderen ülkelerden biri olduğunu belirten bir konuşma yaptı



2105 yılını turizm sektörü açısından kayıpların yüzde 30’lara ulaştığı bir yıl olarak değerlendiren Karaer, “Gerek yaşanan terör olayları, gerekse Suriyeli mülteciler Türk Turizmini yüzde 30 sekteye uğratmıştır. Biz Corendon olarak bu işe başladığımızda 100. sırada iken geçen zaman içinde birinci sıraya yükseldik. Yıllık yolladığımız 700 bin turist ile ciromuz 425 milyon avrodur. 700 bin kişinin 500 bini Türkiye’ye gitmiştir. Türkiye’nin yılda ağırladığı turist sayısını 30 milyondan 50 milyona çıkarmak için çaba sarf ederken, son yıllarda yaşanan olayların olumsuz etkisi ile mevcut durumu korumamın çabası içindeyiz” diye devam etti.

Türk seyahatçıları adına konuşan Osman Çelik'in sunumu

Hollanda'daki Türk seyahat şirketlerini temsilen bir konuşma yapan Komfly yöneticisi Osman Çelik, Türk tur operatörlerinin sorunları ve bunların çözümü için nelerin yapılması gerektiğini sayın Bakana arz etti. Çelik, 2005 yılında Hollanda`dan Türkiye`ye 1.353.000 turist gönderildiğini ve bunun 210.000’inin



Türk seyahatçıları adına konuşan Osman Çelik sorunları dile getirdi

o dönem sektörde aktif olan 20 Türk tur operatörü tarafından gönderildiğini belirttikten sonra 2015 verilerini ve şimdiki tur operatörlerinin bundaki payını katılımcılarla paylaştı. 10 yıl içinde yaklaşık % 50’lik bir düşüş yaşandiğını belirten Çelik, Türk tur operatörü sayısında da ciddi düşüş olduğunu söyledi. Buna gerekçe olarak da Garanti Fonunun (SGR) Türk tur operatörlerine çok ağır şartlar koymasını gosterdi. Çelik konuşmasının sonunda Bakan Ünal’a hem Hollanda nezdinde yapmalarını arzuladıkları hem de Türkiye’nin teşvik paketleri bağlamında beklentilerini sundu.



Turizm sektörünü temsilen söz alan Kamil Saygı, yaptığı kısa konuşmada, “Burada, her biri Anadolu’nun bir köşesinden gelmiş, ticari kaygıdan çok, Türkiye sevdası ile dolu, yürekleriyle ülkesinin ve milletinin tanıtımını kendine birinci vazife edinmiş insanlar var. Zatıaliniz, bakanlığımız ve hükümetimizin desteği ile uçmaya hazır Anadolu kartalları var, yeter ki onlara destek verilsin, yeter ki onlara yol verilsin” dedi.

Bakan Ünal, seyahatçıların yüreğine sur serpti

Sektör temsilcilerinden sonra söz alan Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, 'Başkalarının sizinle ilgili algısından çok sizin kendinizle ilgili algınızın ne olduğuna bakmanız gerekir' diye başladığı konuşmasında, geçmişten günümüze algı operasyonlarını örnekler vererek katılımcılarla paylaştı.

13 yıllık iktidarları döneminde her alanda ciddi gelişmeler sağlandığını ve bölgedeki tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye’nin bölgede bir istikrar adası olarak kaldığını söyleyen Ünal, Türkiye karşıtlarıyla birlikte içerideki bir takım muhaliflerin her olumsuzluğu iktidara bağlamaya çalıştıklarını, hatta 90 yılda yapılmayan bir çok şeyin sorumlusu olarak da kendilerinin sorumlu tutulduğunu belirtti.

Ünal, son yıllardaki olumsuz Türkiye algısının değiştirilmesinin kendi elimizde olduğunu söyledi. Ünal, Türkiye’ye en çok turist yollayan iki ülkeden birisinin Rusya, diğeri Almanya olduğunu, Rus uçağının düşürülmesi sonucu Rusya’dan gelecek turist sayısında büyük düşüş olacağını ve bu düşüşü telafi etmek için dünyanın diğer bölgelerine yönelik politiklarla uğraşırken Sultanahmet’te terör saldırısı yapıldığını ve bu saldırıyla sadece Almanlar değil aynı zamanda diğer Avrupa ülkelerinin vatandaşlarının da hedef alındığı Türk turizmine dönük stratejik ve taktik bir saldırı olduğunu söyledi.

Turizmin sadece deniz, kum, güneş konseptinden çıkarılması gerektini söyleyen Ünal, her türlü kültürel ve sanatsal etkinliklere, yapılan çalışmalara ayrım yapmaksızın destek vereceklerini belirtti. Bakanlık olarak Avrupa’daki STK’larla daha sıkı işbirliği içinde çalışarak oluşan bu olumsuz havayı en kısa zamanda bertaraf edeceğiz diyen Ünal, Türkiye’yle ilgili oluşmuş ön yargıları kırmak için çözüm ortaklarıyla işbirliği halinde, doğru iletişim kanallarını kullanarak yollarına devam edeceklerini söyledi. Ünal “Buradan daha güçlü çıkacağız. Çünkü biz şimdiye kadar her krizi bir fırsata çevirdik. Her krizden sonra öğrenerek, deneyimleyerek daha iyi tecrübelerle çıktık. Emin olun Türkiye şu anda yaşadığı her sorunla yüzleştiğinde, o sorunu çözerek daha da güçleniyor” dedi.

Bakan Ünal, turizmcilere şöyle bir müjde de verdi: '2016’da Almanya, İngiltere, İrlanda, Hollanda, Belçika, Danimarka, Norveç, İsveç, Finlandiya, Letonya, Estonya, Litvanya ve Polonya’dan turist getirecek olan tur operatörlerine yakıt desteği sağlama kararı aldık. Bu kapsamda, Antalya, Alanya-Gazipaşa, Dalaman, Bodrum-Milas ve İzmir Adnan Menderes Havalimanlarına turist getiren tarifesiz havayolu şirketlerine 1 Mart 2016-15 Haziran 2016 döneminde 6 bin dolar yakıt desteği sağlanacak.'

Konuşmasının sonunda yazılı olarak sunulan soruların tamamını bizzat okuyan Kültür ve Turizm Bakanı Ünal, sorulara mümkün olduğunca cevap verdi. Zaman zaman da bürokratların yardımına başvurdu.

Bakan Ünal'a verilen yazılı sorular yanında, benim de yazılı bir önerim oldu. Önerim şöyleydi: Avrupa Birliği'nin, Suriyeli mültecilerin Avrupa'ya akışını yavaşlatmak için teklif ettiği 3 miyar euro başımıza dert olacak. Zira daha şimdiden Batı medyası bu konuyu pompalıyor. 'Türkiye 3 milyar aldı ama şunu yapmıyor, bunu yapmıyor' diye yaygara koparmaya başladılar. Hollanda Başbakanı Rutte, televizyonda yaptığı bir açıklamada, bu paranın direkt olarak Türk hükümetine değil, çalışmalarla ilgilenecek kurumlara verieceğini belirtti. Bu en doğru bir

Sektör temsilcilerinden sonra söz alan Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, 'Başkalarının sizinle ilgili algısından çok sizin kendinizle ilgili algınızın ne olduğuna bakmanız gerekir' diye başladığı konuşmasında, geçmişten günümüze algı operasyonlarını örnekler vererek katılımcılarla paylaştı.

13 yıllık iktidarları döneminde her alanda ciddi gelişmeler sağlandığını ve bölgedeki tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye’nin bölgede bir istikrar adası olarak kaldığını söyleyen Ünal, Türkiye karşıtlarıyla birlikte içerideki bir takım muhaliflerin her olumsuzluğu iktidara bağlamaya çalıştıklarını, hatta 90 yılda yapılmayan bir çok şeyin sorumlusu olarak da kendilerinin sorumlu tutulduğunu belirtti.

Ünal, son yıllardaki olumsuz Türkiye algısının değiştirilmesinin kendi elimizde olduğunu söyledi. Ünal, Türkiye’ye en çok turist yollayan iki ülkeden birisinin Rusya, diğeri Almanya olduğunu, Rus uçağının düşürülmesi sonucu Rusya’dan gelecek turist sayısında büyük düşüş olacağını ve bu düşüşü telafi etmek için dünyanın diğer bölgelerine yönelik politiklarla uğraşırken Sultanahmet’te terör saldırısı yapıldığını ve bu saldırıyla sadece Almanlar değil aynı zamanda diğer Avrupa ülkelerinin vatandaşlarının da hedef alındığı Türk turizmine dönük stratejik ve taktik bir saldırı olduğunu söyledi.

Turizmin sadece deniz, kum, güneş konseptinden çıkarılması gerektini söyleyen Ünal, her türlü kültürel ve sanatsal etkinliklere, yapılan çalışmalara ayrım yapmaksızın destek vereceklerini belirtti. Bakanlık olarak Avrupa’daki STK’larla daha sıkı işbirliği içinde çalışarak oluşan bu olumsuz havayı en kısa zamanda bertaraf edeceğiz diyen Ünal, Türkiye’yle ilgili oluşmuş ön yargıları kırmak için çözüm ortaklarıyla işbirliği halinde, doğru iletişim kanallarını kullanarak yollarına devam edeceklerini söyledi. Ünal “Buradan daha güçlü çıkacağız. Çünkü biz şimdiye kadar her krizi bir fırsata çevirdik. Her krizden sonra öğrenerek, deneyimleyerek daha iyi tecrübelerle çıktık. Emin olun Türkiye şu anda yaşadığı her sorunla yüzleştiğinde, o sorunu çözerek daha da güçleniyor” dedi.

Bakan Ünal, turizmcilere şöyle bir müjde de verdi: '2016’da Almanya, İngiltere, İrlanda, Hollanda, Belçika, Danimarka, Norveç, İsveç, Finlandiya, Letonya, Estonya, Litvanya ve Polonya’dan turist getirecek olan tur operatörlerine yakıt desteği sağlama kararı aldık. Bu kapsamda, Antalya, Alanya-Gazipaşa, Dalaman, Bodrum-Milas ve İzmir Adnan Menderes Havalimanlarına turist getiren tarifesiz havayolu şirketlerine 1 Mart 2016-15 Haziran 2016 döneminde 6 bin dolar yakıt desteği sağlanacak.'

Konuşmasının sonunda yazılı olarak sunulan soruların tamamını bizzat okuyan Kültür ve Turizm Bakanı Ünal, sorulara mümkün olduğunca cevap verdi. Zaman zaman da bürokratların yardımına başvurdu.

Bakan Ünal'a verilen yazılı sorular yanında, benim de yazılı bir önerim oldu. Önerim şöyleydi: Avrupa Birliği'nin, Suriyeli mültecilerin Avrupa'ya akışını yavaşlatmak için teklif ettiği 3 miyar euro başımıza dert olacak. Zira daha şimdiden Batı medyası bu konuyu pompalıyor. 'Türkiye 3 milyar aldı ama şunu yapmıyor, bunu yapmıyor' diye yaygara koparmaya başladılar. Hollanda Başbakanı Rutte, televizyonda yaptığı bir açıklamada, bu paranın direkt olarak Türk hükümetine değil, çalışmalarla ilgilenecek kurumlara verieceğini belirtti. Bu en doğru bir açıklamadır. Siz de bu açıklamayı seslendirin lütfen.'

Bakan mahir Ünal bunun üzerine şunları söyledi: 'UNESCO, Suriye’den gelen mülteciler için yaptığımız ve onları barındırdığımız mülteci kamplarını dünyada en insani en yaşanabilir kamplar olarak gösterdi. Türkiye mülteciler için bugüne kadar 7 milyar dolar harcadı. AB’nin pazarlık malzemesi olarak sunduğu 3 miyar avroyu alma konusunda da henüz karar vermedik. Bu gidişle de ret etme düşüncemiz de var.'





Bakan Mahir Ünal'ın köylüsü olduğunu belirten Ali Çetinkaya, kimliği açıkladıktan sonra gözleri dolan Bakan ile kucaklaştı

Toplantıdın moderatörlüğünü yapan Ahmet Suat Arı, konuklar arasında yer alan Halil Çetinkaya adlı yaşlı bir beyi anons etti. Bakan'ın yanına gelen Çetinkaya 'Beni tanıdın mı?' diye sordu. ..Ve sonunda kendisinin köylüsü olduğunu ve kimlerden olduğunu belirtti. O sırada Bakan'ın gözleri doldu ve adamı kucakladı. Bu sahne salondakilerin tamamını duygulandırdı.

Gece kaçamağı



Yoğun ve yorucu günün sonunda, gece gidilen Meram Restaurant'ta Bakan Mahir Ünal tam 5 çay içti

Bakan Ünal'ın çok yoğun ve yorucu geçen gün ve akşamın ardından bir gece kaçamağı planlandı. Ne de olsa yer Amsterdam'dı. Plan Bakan'a anlatıldı. Bakan 'Kaçamak olmasın, bir yerde oturalım ve çay içelim' dedi. Bunun üzerine geceleri özellikle nargile içilen Meram Restaurant'ın Osdorp şubesine gidildi. Bakan burada tam 5 çay içti. İşte tam bu ortamda, yayınlamış olduğum kitabımı Bakan'a sunma fırsatı elime geçti. 'Türkiye-Hollanda Arasında 400 Yıllık Resmi İlişkiler ve Hollanda'ya Türk Göçünün 50'nci Yılı' adlı kitabımı uzunca inceleyen Bakan Ünal, 'Çok emek sarfetmişsiniz, tebrik ederim. Gerçekten kültürel bir eser olmuş' diyerek, yanındaki danışmanlarına, 'Siz de şu kitaba bir bakın lütfen' diye seslendi.

Nargileler hazırlanmadan da, 'Hadi kaçalım' dedi ve oteline gidilmek üzere yola çıkıldı.

MUSİAD KAHVALTISI

Bakan Ünal'ın Türkiye'ye gideceği ertesi günün sabahı, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Hollanda Şubesi'nin kahvaltı programı vardı. Yine Meram'ın göl kenarındaki restaurantında düzenlenen kahvaltıya 150 kişi katıldı.

MUSİAD Başkanı Ali Bekdur ve yardımcıları Ali Yavuz ile Abdurrahman Akbulut'un yanısıra, yönetim kurulu ve üyelerden oluşan topluluğa seslenen Bakan Ünal terörün etnik kimliğine ve inancına bakılmaması gerektiğini, çünkü terörün etnik kimliği ve inancının bulunmadığını ifade etti.



Bakan Mahir Ünal, MUSİAD'ın organize ettiği kahvaltıda konuşurken



Terörün ve teröristlerin tek amacının şiddet ve korku olduğuna işaret eden Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Terörün İstanbul’da olmasıyla Paris’te olması, Londra’da olması ya da New York’ta olmasının herhangi bir farkı yoktur. Ama birilerinin terör olayları Türkiye’de olduğunda bunun üzerinden rant devşirmek gibi bir girişimde bulunmaları da hoş değildir. Terör Paris’te olduğunda büyük bir hassasiyet gösterip İstanbul’da olduğunda bunun üzerinden eğer Türkiye’yi ya da hükümeti dövmeye kalkışırsa birileri, bu kabul edilebilir bir şey değildir. Her birimizin terörün karşısında dimdik durması gerekir.”

Ünal, terörün insanla, kültürle, tarihle, doğayla ve tabiatla ilgili hiçbir kaygısının bulunmadığına dikkati çekti ve 'Kimi zaman bakarsınız Afganistan’da tarihi dokuyu mahvederken görürsünüz, bir bakarsınız Suriye’de antik kenti tahrip ederken görürsünüz, bir bakarsınız Diyarbakır’da Fatih Paşa Camii’ni ya da dört ayaklı minareyi tahrip ederken görürsünüz. Bu ister Taliban olsun, ister DAEŞ olsun, ister PKK olsun, terörün herhangi bir şekilde isminin farklı olması hiçbir şey ifade etmez. Terörün aklı da iş yapma biçimi de her yerde aynıdır” diye konuştu.

Suriye ve Irak’taki sorunlardan dolayı Türkiye’nin Güneydoğusunda bazı sıkıntıların bulunduğunu ve yaşanan bu sıkıntılar üzerinden Türkiye’nin teröre karşı mücadelesinin dünyaya bir güvenlik sorunu gibi yansıtılmaya çalışıldığını belirten Ünal, buna müsaade etmeyeceklerini dile getirdi.

Ünal, dünyanın birçok ülkesinin bugün Suriye ve Irak’ta yaşananlara seyirci kaldığına vurgu yaparak, “Bugün ülkeler 15 bin hatta 5 bin, 3 bin mülteci alıp almamayı tartışırken, biz 2,5 milyon insanı büyük bir misafirperverlikle konuk ediyoruz” dedi.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin Türkiye’deki mülteci kamplarını dünyanın en iyisi seçtiğini kaydeden Ünal, “Evrensel değerlere sahip çıkmamız gerekiyor. Bizi biz yapan duygularımıza, değerlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Çünkü eğer bunlara sahip çıkmazsak insanlığımızı kaybederiz. Kürt, Türkmen, Ezidi, Hristiyan, ne inanç ya da etnik kimlikte olduğuna bakmaksızın Suriye’den gelen her insana kucağımızı açtık. Çünkü her biri mazlumdu, her biri mağdurdu” ifadesini kullandı.

Kültür ve Turizm bakanı Mahir Ünal, Hollanda'da kısa zamanda yaptığı yoğun çalışmaların sonunda, Türkiye'ye uçmak üzere Schiphol havalimanı'na yolcu edildi.

Turgut Torunoğulları Bakan'a rapor sundu



Turgut Torunoğulları, Bakan Ünal ile fuarda görüştü

DEİK/DTİK Avrupa Bölge Komitesi Başkanı ve Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Üyesi Turgut Torunoğulları, Bakan Mahir Ünal ile yaptığı görüşmede, Fuarda yapılan görüşmede, sektörün çeşitli alanlarda yaşadığı sorunlarla ilgili bir rapor sundu. Raporda, Avrupa ülkelerine verilen yakıt desteğinin süresinin uzatılması ve özellikle sezon başı ve sezon sonu için ilave teşvik edici bir planın yapılması önerildi. Raporun bir bölümünde “Tanıtım ve imaj çalışmalarının daha güçlü ve devamlı olması olumlu sonuçlar doğuracaktır. Konaklama sektörünün ihracatçı sayılması ve bu kapsamdaki yasal düzenlemelerin tamamını kapsaması da yaşanan sıkıntıları azaltacaktır. Türkiye’de turizm yatırımlarına geçici bir süre de olsa bir sınırlanma ve kota koyulamaz mı? Özellikle İstanbul ve Antalya’da” ifadelerine yer verildi.

Lahey Turizm Müşavirliği'mizin açıklaması

Genel Değerlendirme:

Nüfusu yaklaşık 17 milyon olmakla birlikte, Hollanda yurtdışına en fazla seyahat gerçekleştiren ülkeler arasında yer almaktadır. Yurtdışı tatil hacmi bakımından Avrupa’nın 4. büyük ülkesi olup; Avrupa’da satılan tatillerin % 8’i Hollandalılar tarafından satın alınmaktadır. Hollanda her ne kadar 2012 ve 2013 yıllarında ekonomik durgunluk yaşanmış olsa da, 2013 yılının son çeyreğinden itibaren az bir büyüme görülmüş olup, bu trend pozitif yönde devam etmektedir.

2014 yılında tatile çıkan kişi sayısı 12,5 milyon olup, bu sayı, toplam nüfusun % 80’nin tatile çıktığını göstermektedir. Bunun % 50’den biraz azını yurtiçi tatilleri oluşturmaktadır. Hollandalılar minimum 25 gün tatil yapmakta olup; tatile çıkanların ortalama tatil sayısı % 2,79’tur. Yıllık tatil sayısı 35,1 milyondur.



Fuarda 5 gün boyunca Türk müziği sunuldu



2014 yılında yurtdışı tatilleri için toplam 11,7 milyar Avro harcama yapılmıştır. Yurtdışı tatillerinin % 53’üne araba, % 38’ine ise uçak ile gidilmekte olup; bu kapsamda özellikle özel araçla ulaşımın çok kolay olduğu Almanya’nın tüm tatil türleri açısından 1. sırada, Fransa’nın ise 2. sırada yer aldığı görülmektedir.

Yurtdışına çıkan Hollandalıların en fazla ilgi duyduğu turizm türü deniz turizmi olup; bunu şehir gezileri, kültürel turlar ve aktif turizm takip etmektedir. Türkiye, Hollanda’nın en popüler deniz turizmi ülkelerinin başında gelmektedir. Ancak son yıllarda, ülkemize yönelik şehir gezileri ve kültür turları satın alma eğiliminde bir artış olduğu gözlemlenmektedir.

Toplam Turist Sayılarında Hollanda’nın Oranı: % 3,45

Bakanlığımız verilerine göre 2015 yılının ilk 11 ayı itibariyle Hollanda’dan ülkemizi ziyaret eden yabancıların sayısında geçen yılın aynı dönemine göre % 5,61 oranında bir azalış görülmektedir. Geçen yıl aynı dönemde Türkiye’yi ziyaret eden Hollandalı sayısı 1.270.761 iken, bu yıl bu sayı 1.199.502 olmuştur.

Hollanda’nın turizm istatistiklerini hazırlayan GfK pazar araştırma şirketinin 44. Hafta verilerine verilerine göre de Türkiye’nin Hollanda pazarındaki payında bir miktar azalış olduğu görülmektedir. Azalışa rağmen, yine GfK’nın 2015 yılı 44. haftası verilerine göre paket tur satışları esas alındığında Türkiye Akdeniz güneş destinasyonları arasında ilk sırada yer almaktadır (562.000). Bu sayılara Türkiye satışları yapan önemli tur operatörlerinden Sundio’nun satışları da dahil değildir.





Türkiye Hollanda Turizm Pazarındaki En Önemli Markalardan Biridir. Türkiye’nin özellikle rakip ülkelere göre kaliteIi turizm ürünlerini uygun fiyatla sunması, ülkemizi Hollanda’da Akdeniz bölgesinin en önemli destinasyonlarından biri haline getirmiştir.

Hollandalıların Türkiye Tatillerinin Genel Özellikleri:

Türkiye, Hollanda pazarında uzun tatil ülkesi olarak tanımlanmaktadır. Türkiye tatilleri de çoğunlukla 8 gün ve üstü olarak gerçekleşmektedir. Yurtdışına çıkan Hollandalıların en fazla ilgi duyduğu turizm türü deniz turizmidir.

Türkiye Hollanda’nın en popüler deniz turizmi ülkelerinin başında gelmekle birlikte; son yıllarda, ülkemize yönelik kısa turlar, kültür turları, wellness tatilleri satın alma eğiliminde de bir artış olduğu gözlenmektedir.

Müşavirliğimizce gerçekleştirilen bir araştırmada, ülkemizin sahip olduğu güçlü imajı belirleyen unsurlar olarak uygun iklimimiz, mutfak kültürümüz, üst düzey konaklama tesislerimiz ve tesislerimizde sunulan hizmetin kalitesi ile ulaşım kolaylıkları gibi unsurlarımız ortaya çıkmıştır.

Sağlık turizmine bakıldığında ise Türkiye uçakla gidilen destinasyonlar arasında en uygun wellness turizmi ülkesi olarak görülmektedir.

Ülkemize bir kez gelen Hollandalılardan %80’i ikinci bir ziyaret yapma planı ile ülkemizden ayrılmakta ve %85’i ülkemizi yakınlarına tavsiye edeceğini belirtmektedir.

Çeşitli Reklam Mecralarında Çok Yönlü Tanıtım Yapılmaktadır:

Kültür ve Tanıtma Müşavirliğimizce gerek bireysel olarak gerek de tur operatörleri ile birlikte yazılı basın, sektör dergileri, açıkhava, televizyon, radyo ve internet gibi çeşitli mecralarda reklam ve tanıtım çalışmaları yapılmaktadır. Turizm, eğlence ve dinlence amaçlı bir boş zaman etkinliği olmakla birlikte, günümüzde kültürlerarası etkileşimin en önemli olgusu haline geldiğinden tanıtım ve iletişim çalışmalarımızda çok yönlü bir yaklaşım içerisinde olmaya özen gösterilmektedir.

Bu bağlamda, geleneksel ve modern sanatlar, müzikal etkinlikler, gastronomi, sinema, somut ve somut olmayan kültürel miras unsurlarımızın tanıtılması ve buna yönelik iletişim ortamlarında bulunulmasına önem verilmektedir.

Çok sayıda turizm olanağına sahip bir ülke imajının geliştirilmesine yönelik olarak tanıtım ve iletişim çalışmalarımız sürdürülmektedir. Bu bağlamda, tematik kampanyalara ve etkinliklere vurgu yapılarak farkındalık düzeyini arttırmaya yönelik bir perspektif ile çalışılmaktadır.

Türkiye’nin rakip ülkelerden ayrılan özellikleri, konukseverlik, otantiklik, kültürel çeşitlilik, iklim ve doğal güzellikler, modernlik ve dinamizm gibi temalar ile sunulmaya çalışılmaktadır. Ülkemizin bütün turizm ürünlerinin Hollanda turizm pazarının farklı segmentlerine tanıtılmasına yönelik çalışmalarımız sürdürülmektedir.



Bu kapsamda 2015 yılında gerçekleştirilen etkinliklerden bazı örnekler aşağıdaki başlıklar altında sunulmaktadır



Utrecht Turizm Fuarı (Vakantiebeurs) 13-18 Ocak 2015Hollanda pazarının turizm alanında gerçekleştirilen en önemli etkinliklerinden biri olan Utrecht Turizm Fuarı’na Müşavirliğimizce 2015 yılında 748 m2 büyüklüğünde bir stand alanı ile katılım sağlanmıştır. Fuarda Türk Hava Yolları ile birlikte 22’ü kamu ve 20’si de bireysel olmak üzere 44 katılımcı Müşavirliğimizce düzenlenen stand alanı içerisinde yer almıştır.

Fiets en Wandelbeurs (Bisiklet ve Yürüyüş Fuarı) 31 Ocak-1 Şubat 201531 Ocak-1 Şubat 2015 tarihleri arasında Amsterdam RAI Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen 11. Bisiklet ve Yürüyüş Fuarı’na (Fiets en Wandelbeurs) Müşavirliğimizce 7. kez katılım sağlanmıştır. 360 katılımcının yer aldığı fuarı, 18.950 kişinin ziyaret ettiği kaydedilmiştir. Ülkemizin bisiklet, yürüyüş ve kamp gibi alternatif turizm potansiyelini tanıtmak amacıyla katılım sağlanan söz konusu fuarı özellikle doğa sporları, kuş gözlemciliği, ekolojik turizm gibi alanlara ilgi duyan tüketiciler ziyaret etmektedir. Toplam 30 m2’lik standımızda İstanbul, Antalya, Kapadokya gibi destinasyonlarımızın yanı sıra Türkiye’nin Kültür Yolları olarak bilinen toplam 12 adet yürüyüş yolunun tanıtımı yapılmıştır.

50 Plus (50 Yaş Üzeri Tüketici) Fuarı 15-19 Eylül 201523. kez gerçekleştirilen 50 (Plus) Yaş Üzere Tüketici Fuarı’nı beş gün içerisinde 96.881 kişinin ziyaret ettiği açıklanmıştır. 15-19 Eylül 2015 tarihleri arasında gerçekleştilen fuara Müşavirliğimizce 30 m²’lik bir fuar alanında katılım sağlanmış olup, çeşitli destinasyonlarımız ve ülkemizin sunduğu tatil olanaklarının tanıtımı yapılmış, elektronik vize ve pasaport süreleri gibi tüketici soruları yanıtlanmıştır.

Ege Bölgesi Basın Gezisi: Günlük gazete, dergi ve blog yazarlarından oluşan bir gazeteci grup 11-15 Haziran 2015 tarihleri arasında Kültürel Miraslar teması ile oluşturulan bir program çerçevesinde Ege Bölgesi’nde ağırlanmıştır. Gezi programı kapsamında; İzmir, Şirince, Efes Antik Kenti, Meryem Ana Evi, Sardis, Pamukkale ve Afrodisias görülmüştür.

İstanbul Basın Gezisi: Günlük gazete, dergi ve blog yazarlarından oluşan bir gazeteci grup, Osmanlı Mutfağı ve tarihi teması çerçevesinde hazırlanan bir program çerçevesinde, 16-20 Eylül 2015 tarihleri arasında İstanbul’da ağırlanmıştır.

Karadeniz Bölgesi Basın Gezisi: Günlük gazete, dergi ve blog yazarlarından oluşan bir gazeteci grup, 10-14 Ekim 2015 tarileri arasında Karadeniz Bölgesi’nde ağırlanmıştır. Ağırlama programı çerçevesinde Trabzon ve Rize’nin doğal ve kültürel zenginlikleri tanıtılmıştır.

“In Istanbul” Broşürü: Hollandalıların karar verme süreçlerinde olumlu etki yaratmak ve kısa tatiller, kültürel turlar ve şehir gezileri açısından İstanbul’a olan talebi arttırmak amacıyla, İstanbul’un tarihi mekanları, gastronomi, alışveriş, kültür ve sanat, spor, gece hayatı, İstanbul’un yakın çevresi gibi konuları öne çıkaran 52 sayfalık “İstanbul” broşürü Hollandaca dilinde hazırlatılarak, 2015 Ocak ayında tüketicilere sunulmuştur.

“Türkiye: Kuzey Batı’nın Hazineleri”: 2014 yılında yayımlanmış “Türkiye: Avrupa’nın Başladığı Yer” isimli tanıtıcı seyahat kitabının devamı niteliğindeki “Türkiye: Kuzey Batı’nın Hazineleri” isimli ve içerisinde İstanbul, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ, Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Manisa, Uşak, Afyonkarahisar, Eskişehir, Kütahya, Bilecik ve Bursa İlleri’nde yer alan kültürel ve doğal miras alanlarımıza yer verilen 288 sayfalık tanıtıcı yayın Hollandaca dilinde hazırlatılmıştır.

Hollanda dilindeki websitemiz ve başta Facebook olmak üzere “welkom in Turkije” adresli sosyal medya kanallarımızdan bilgi ve duyuru aktarımları yapılmıştır.

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal'a Öneri

Turistlerin Türkiye korkusu reklam ile değil, sevilen spor dallarında sponsorluk ile giderilebilir

Hollanda'dan Türkiye'ye en çok turist taşıyan Corendon'un yaptığı sponsorluklar semeresini veriyor



2015 yılında meydana gelen çeşitli olaylar nedeniyle darbe yiyen Türk Turizmi, sağlıklı ve belirleyici önlemler alınmadığı takdirde, 2016 yılında çok daha büyük bir darbe yiyecektir.

Türkiye'ye Hollanda'dan en çok turist gönderen (460 bin) Corendon'un CEO'su Atilay Uslu ile yaptığım görüşmede, turistlerin Türkiye korkusunu üzerlerinden atabilmeleri için yapılması gerekenler üzerinde durduk.

Atilay Uslu, turistlerin Türkiye korkusunu üzerlerinden atabilmeleri için yapılması tavsiye edilen reklam kampanyaları yerine, sevilen spor dallarında sponsorluğu daha sağlıklı bir girişim olarak görüyor. Buna örnek olarak da kendilerinin yaptıkları spor sponsorluklarını gösteriyor.

Geçen yıl Rusya'nın Sochi kentinde yapılan Kış Olimpiyatları'na katılan Hollanda Sürat Pateni takımına 5 oyuncu veren Corendon Team, elde ettiği başarılar nedeniyle Corendon firmasının yüz akı olmuştu. Şahsen izlediğim şampiyona boyunca, medyanın Corendon'a ve CEO Atilay Uslu'ya gösterdiği ilgi inanılmaz derecede etki yapmıştı.

Hatırlayacaksınız, bir gece vakti çok sıkışan ve bir duvara idrarını döken ve poli tarafından tutuklanan Atilay Uslu, 'Putin'in duvarına işedi' başlıkları ile tüm dünyada büyük haber olmuştu.



Atilay Uslu ve Tur Operatörlüğü ortağı Bas Rasker Sochi'de İlhan Karaçay ile



Türk turizminin nasıl kurtulacağı hakkında çok sayıda bilirkişinin görüşleri medyada geniş bir şekkilde yer alıyor.

Atilay Uslu ise, korkuların reklam ile atlatılamayacağını belirtirken, sevilen spor dallarındaki sponsorluğun daha etkili olacağını söylüyor. Atilay Uslu bundan da öteye gidiyor ve 'Türkiye devleti, bizim yaptığımız gibi, buralarda çeşitli spor dallarında takım da kurabilirler. Kurulan bu takımlardan, ülkeler kendi milli takımlarına sporcu alırlar.' diyor.

Atilay Uslu, bu konuda bir dosya hazırlatmış. Bu dosyayı geçtiğimiz ekim aynıda Kültür ve Turizm bakanlığı'ndaki Ahmet Temurci'ye göndermiş.

Bu dosyayı yazımın sonuna ekleyeceğim.

Şimdi, Hollanda'nın Utrecht kentinde 12-17 Ocak tarihlerindeki Turizm Fuarı'na gelecek olan Kültür ve Turizm Bakanı'mız Mahir Ünal'a hatırlatıyorum:

Ülkelerde spor takımları kurmanın maliyeti en çok 3-4 milyon euro olur. Ama bu takımların halk üzerinde yaratacağı sempati, en azından 10.000 yolcu getirirse, harcanan meblağ fazlasıyla çıkar. Kaldı ki, spor sevdalısı halktan değil 10 bin, yüzbinlercesi sempati duyacağı ülkemizi tercih edeceklerdir.



Atilay Uslu'nun hazırlattığı dosya dikkatle incelenmesi gereken bir bilgi ve fikir dosyasıdır.

Dosyayı inceleyip uygulamaya koymak, Türkiye'ye çok şey kazandıracaktır.

CORENDON'UN ÖNERİSİ

TURSAB verilerine göre, 1999 yılında 214 bin Hollandalı turist Türkiye’yi tatil amaçlı ziyaret etmişken, bu sayı 2014 yılında 1 milyon 303 bin 730 olarak gerçekleşmiştir. Hollanda İstatistik Kurumu (CBS) tarafından yapılan araştırmaya göre, Hollanda vatandaşları Türkiye’de ortalama 11,4 gün kalmışlar ve ortalama olarak 813 Euro harcama yapmışlardır. Türkiye, Hollanda pazarında uçakla seyahat edilen destinasyonlar arasında ikinci sırada bulunmaktadır. Hollandalı turistler destinasyon olarak Türkiye’yi çok sevdiklerini her fırsatta belirtmekte ve memnuniyet anketlerinde en yüksek puanları Türkiye’ye vermektedirler. Belçika’dan ise 2014 yılında ülkemize 660 bin 857 tatil amaçlı ziyaretçi gelmiştir. Belçika, ülkemize gelen turist sayısına göre ilk 15 ülke içinde yer almaktadır.



Hiç kuşkusuz, bu rakamların bu seviyelere gelmesinde Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın ülke imajımızla ilgili çalışmalarının önemli etkisi vardır. Ancak, Avrupalılar'ın gözünde son dönemlerde Türkiye ve Türk imajı, dış faktörlerden kaynaklanan nedenlerle düşüş eğilimine girmiştir. Ülke imajımızı zedeleyen unsurları aşağıdakiler olarak özetleyebiliriz:



* İslamofobi. Son yıllarda Ortadoğu ve Afrika coğrafyasında artan radikal terör eylemleri Avrupa'da islamofobiyi arttırmaktadır.

*Avrupa'da yapılan yayınlardaki tutum. Türkiye hakkında çıkan yayınlarla ilgili araştırmalara göre, haberlerdeki en önemli ortak özellikler 'negatiflik ve karamsarlık’ tır. Araştırmalar, sadece bomba patlaması, felaketler ve insan hakları ihlalleri gibi olumsuz şeyler üzerinde duran ve olumlu şeyleri görmezden gelen haber bültenlerinin, negatif bir Türk imajı oluşturduğu tespitinde bulunmuştur.

* Ortadoğu'daki komşu ülkelerdeki istikrarsızlık ve Avrupalılar'ın zihninde yaratmış olduğu önyargılar, zaman zaman Türkiye'yi de sıradan bir Ortadoğu ülkesi gibi algılamalarına neden olmaktadır.



* Son yıllarda Avrupa’daki siyasi seçimlerde aşırı sağcı partilerin yükselişi. Bu partiler, yabancı ve göçmen karşıtı politikalarla yabancı düşmanlığını, popülizmi ve Irkçılığı arttırmaktadırlar. Hâlbuki günümüzde Türkler Avrupa için önemli bir konuma gelmişlerdir. Örneğin Hollanda’da, geçmişte mavi yakalı, düz işçi olarak görülen Türkler, artık entegre olmuş beyaz yakalı, yüksek profilli çalışanlara dönüşmüş ve ülkede ciddi yatırımlar yaparak ülke ekonomisine önemli katkılarda bulunmaya başlamışlardır. Günümüzde Corendon, Hollanda’daki en büyük Türk kökenli firma konumundadır. Son yıllarda Türkiye’den Hollanda’ya yapılan büyük yatırımlardan ise aşağıda kısaca bahsedilmiştir:

* Eroğlu Holding, 56 ülkede 500 mağaza, 5.000 satış noktası, 6.000 çalışanı ve 1,2 Milyar Euro'luk ciro kapasitesine sahip tekstil ve giyim markası Mexx'i satın almıştır.

* Netlog Lojistik Grubu, merkezi Amsterdam'da bulunan ve Abercrombie & Fitch, MS Mode, Calvin Klein, Donna Karan, Tory Burch gibi 60'ın üzerinde Dünya markasını içeren Avrupa'nın en büyük tekstil ve moda lojistik firması TNT Fashion Group'u satın almak üzere anlaşmıştır.

* Rönesans İnşaat, Hollanda başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde konut inşası ve mobilizasyon alanlarında önemli başarılara imza atan Ballast Nedam NV şirketine yüzde19,9 oranında ortak olmuştur. 2014 yılsonu itibariyle 1,1 milyar Euro ciroya sahip, 2 bin üzerinde çalışanı olan Ballast Nedam NV, ulaşım ve altyapı gibi geniş kapsamlı projelerin inşaatında önemli rol oynamaktadır.

Avrupalılara yukarıda örnekleri görülen şekilde Türkler'in ekonomik ve sosyal alandaki önemini hatırlatmak ve zihinlerinde bulunan önyargıları kırmak, gerektiğini düşünmekteyiz. Bilindiği gibi mücadelesi en zor şey olan önyargı, bal katılmış bir zehir gibidir. Spor ve Sanat ise insanları birleştiren en büyük unsurdur. Çağımızda, pozitif imaj yaratmak ve önyargıları kırmak için kullanılan en popüler enstrüman 'Spor’dur.



Corendon, Hollanda’da “Team Corendon” takımına sürat pateni dalında Ana Sponsor olarak destek vermektedir. Sürat pateni, Hollandalılar'ın milli sporudur. Futboldan sonra ülkedeki en popüler ikinci spor olup yaklaşık 4 milyon civarında sürat pateni taraftarı (fanı) bulunmaktadır. Sürat pateni, 150 saatten fazla televizyonlarda canlı olarak yer almakta ve 1 milyon Hollandalı tarafından televizyonlardan takip edilmektedir. Hollandalıların yüzde 34’ü sürat pateniyle ciddi anlamda ilgilenmektedir. Haftada en az 1 kere aktif sürat pateni yapan kişi sayısı 1 milyon civarındadır. 2014 Sochi Kış Olimpiyatları sürat pateni dalında Hollanda için en başarılı olimpiyat olurken, Team Corendon bu olimpiyatlarda 3 altın, 1 gümüş ve 1 bronz madalya almıştır. Takım, 2018 Pyeongchang Kış olimpiyatlarına da 4 sporcu ile katılacaktır. Takım bütçesi 2016-17 ve 2017-18 sezonlarında her yıl için yaklaşık 2,5 milyon Euro olarak belirlenmiştir.

Belçika’da kros bisikleti(CX) ve Yol bisikleti yarışı olmak üzere iki ayrı kategoride yarışan “BKCP CORENDON” bisiklet takımına, Corendon ve Belçikalı BKCP Bank ortak sponsor olarak destek vermektedir. Bisiklet, futbolla beraber ülkenin en popüler sporudur ve yılın 10 ayı boyunca medyada yer bulmaktadır. Sadece kros bisikleti haftada 50 saat televizyonlarda yer bulmakta olup, 35 yarışlık kros bisikleti şampiyonasının tamamı televizyonlarda canlı olarak yayınlanmaktadır. Yarış bisikleti şampiyonasında ise takımın 10 civarı yarışa katılması beklenmektedir. Şu anki Dünya CX Elite Şampiyonu Mathieu Van der Poel takım bünyesinde yer almaktadır. Mathieu Van der Poel, bu unvanı kazanmış en geç sporcu olarak ileriki yıllarda da adından sıkça söz ettirecektir. Takım şu ana kadarki 7 Elite Dünya Şampiyonasından 3’ünü, 23 yaş altı takımıyla iki dünya şampiyonluğunu, 19 yaş altı takımıyla üç dünya şampiyonluğunu kazanmıştır. Belçika, Hollanda, Almanya ve Çek Cumhuriyeti’nde otuzdan fazla şampiyonluk elde etmiş takım toplamda dört yüzden fazla yarış kazanmıştır. Takım bütçesi, 2016 Dünya Elit Şampiyonası için 900 bin Euro olarak belirlenmiştir.

Avrupa’da bulunan Türkiye karşıtı önyargıyı kırmak, ülke imajını yükseltmek, Türkiye isminin zihinlerinde pozitif bir şekilde kalmasını sağlamak, kendi ülkelerindeki en elit sporlarda başarılar sağlayarak şok etkisi ve prestij yaratmak, Hollandalı ve Belçikalı ziyaretçilere Türkiye’ye geldikleri için bir anlamda teşekkür etmek, aynı zamanda Türkiye’de de bu sporlara ilgi uyandırmak amaçlarıyla takımlarımızın sahip olduğu potansiyeli ülke imajımız için kullanmanın parlak bir fikir olduğuna inanıyoruz.

Bu bağlamda, Belçika’daki bisiklet takımımıza “Turkey Home” göğüs reklamı ya da sizlerin uygun göreceği bir sponsorluk ile, Hollanda’daki sürat pateni takımımıza ise Hollanda’da gerçek bir sansasyon ve ilgi yaratacak isim sponsorluğu ile sizlerle işbirliğine gitmek arzusundayız. Özellikle Hollanda’daki sürat pateni takımının “Team TURKEY” olarak yarışması Hollanda’da pozitif bir şok etkisi ve önemli bir gündem yaratacaktır. Takımlarımızla ilgili diğer ayrıntılı bilgilere ve potansiyellerine devam eden sayfalardan ulaşabilirsiniz. Bu konuları değerlendirmek üzere bilgilerinize ve gündeminize sunarız.



*****

Başbakanlık Başdanışmanı İskender Pala ve Cumhurbaşkanlığı eski Sekreteri Mustafa İsen konuşmacıydılar...

Amsterdam'da Fuzuli ve Leyla ile Mecnun konferansı

AMSTERDAM (ÇAYPRESS),- Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Unal'ın Utrecht Turizm Fuarı ziyareti ve Türkevi'nin Amsterdam Tartışmaları programı nedeniyle hareketli geçen bir haftanın sonunda, bu kez yine Türkevi'nin önayak olduğu bir başka etkinlik Amsterdam'a damgasını vurdu.

Türkevi Araştırmalar Merkezi, Pırıltı Edebiyat Dergisi ve Mürekkep Vakfınca düzenlenen, "Fuzuli ve Leyla ile Mecnun" adlı konferansa Başbakanlık Başdanışmanı Prof. Dr. İskender Pala ve Cumhurbaşkanlığı Eski Sekreteri ve AK Parti Sakarya Milletvekili Mustafa İsen katıldı.



Amsterdam'daki toplantıya ilgi yoğundu

Mürekkep Edebiyat Vakfı Başkanı Hilal Doruk’un selamla konuşmasının ardından söz alan Sakarya Milletvekili Prof. Dr. Mustafa İsen, geniş bir coğrafyaya hitap eden Fuzuli'nin, Türk edebiyatının en önemli şahsiyetlerinden biri olduğunu, Fuzuli'nin Arapça ve Farsça da yazmasına karşın en önemli eserlerini Türkçe kaleme aldığınu söyleyen İsen şöyle konuştu:

"Türk edebiyatında Leyla ile Mecnun'u Fuzuli'den önce de yazan oldu. Fuzuli acıları ve dertleriyle bunu en iyi kaleme alan isimdir. Fuzuli'yi diğer şairlerden ayıran en önemli özelliğin, şiirlerinin toplumun farklı kesimlerince anlaşılmasıdır. Edebiyat dünyasında farklı sosyal sınıflara aynı oranda hitap eden şair sayısının çok azdır. Türk dünyasında en çok basılan kitap Leyla ile Mecnundur. Fuzuli'nin eserlerine Türkler'in olduğu her yerde rastlamak mümkün. Kendi çağından başlayarak yakın döneme kadar en çok okunan isimlerden biri. Türkiye’de Fuzuli'nin divanını ezbere bilenlere rastladım. Türk uygarlığının Fuzuli gibi dünya medeniyetine katkı sunan birçok isim yetiştirdi. Bu tabii ki bize gurur verdiği gibi sorumluluk da yükledi''



Başbakanlık başdanışmanı Prof. Dr. İskender Pala ile Cumhurbaşkanlığı Eski Sekreteri ve AK Parti Sakarya Milletvekili Mustafa İsen toplantıya renk kattılar



Amsterdam Merkez Kütüphanesi OBA'da gerçekleşen söyleşide söz alan Başbakanlık Başdanışmanı Prof. Dr. İskender Pala, 'Fuzuli’nin Leyla ile Mecnun beyitlerinde Shakespeare’den daha güzel hikayeler var. Fuzuli’nin eseri Leyla ile Mecnun’a ülkemizde hak ettiği değer verilmedi . Kaldı ki başka ülkelerde buna benzer eserlere büyük önem verilmektedir' dedi.

Fuzuli’nin eseri Leyla ile Mecnun’u sinevizyon eşliğinde detaylı şekilde dinleyicilere aktaran Pala, “Bu kitapları eskiden okuma yazma bilen bir kişi köy odalarında okur, diğerleri dinlerdi. Bizim dedelerimiz bunu yapardı ve okuyanlar kitabı açıklardı. Onlar bu eseri nesillerden nesillere aktardılar. Ondan dolayı bu kitap bir kültür kitabıdır. Şimdi de sizin okumanızı bekliyorum ve nesillerden nesillere aktarmanızı bekliyorum. Leyla ile Mecnun, Romeo ve Juliet'ten daha iyi bir eserdir. Bunu sadece biz değil, konunun uzmanları da söylüyor. Bugün Shakespeare'in dili eskimiştir. Orijinal dilini anlayan İngiliz aydını azdır. Bizde Leyla ile Mecnun'un orjinalini okuyan ise neredeyse yoktur. Leyla ile Mecnun masaldan öte bir medeniyet ve ahlak kitabıdır. Okumaya okumaya Kendimize ait hazinemizden uzaklaştık."

Programda Leyla ile Mecnun'dan film, opera ve müzikaller yapılmasını isteyen Pala, bunu en iyi yapacak kişilerin de Avrupa'da farklı dillere hakim genç nesiller olduğunu dile getirdi. Fuzuli’nin yazdığı eserden bölümleri en ince ayrıntısına kadar açıklayan Pala, Leyla ile Mecnun’un aşkını şöyle anlattı.

‘Aşk denilince akla ilk gelen, türlü kitaplara, filmlere konu olan Leyla ile Mecnun mesnevisi, edebiyatımızın en lirik şairi Fuzulî'nin şaheseri olmasının yanı sıra, en büyük aşk mesnevilerinden de birisidir. Sevgiliye kavuşamamakla inşa olan bu aşk, dünyevi aşkı tarif eder gibi görünse de, tasavvufi öğelerden beslenerek sonunda Tanrı aşkına ulaşmaya varır ve vahdet-i vücud inancını (varlığın birliği) ortaya koyar. Diğer aşk mesnevilerinin çoğunun aksine sevgililer kavuşamazlar ve ölüm bu aşkın tamamına erdiği yer olur.'





Hollanda’da yaşayan Türk gençlerinin yoğun bir ilgi gösterdiği toplantıda soru ve cevaplardan sonra, Amsterdam Başkonsolosumuz Tolga Orkun ve Hollanda Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı Veyis Güngör tarafından konuşmacılara birer plaket verildi.

Türkevi Başkanı Veyis Güngör, Bundan sonraki toplantılarında edebiyata ağırlık vereceklerini ve Ahmet Yesevi Yılı münasebetiyle Ankara başta olmak üzere, Almati ve Amsterdam’da çeşitli etkinlikler düzenleyeceklerini sdöyledi.

*****