OHRİ ÇERÇEVE ANLAŞMASI’NIN 14. YILDÖNÜMÜNDE TÜRKLER - Enes İBRAHİM - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









OHRİ ÇERÇEVE ANLAŞMASI’NIN 14. YILDÖNÜMÜNDE TÜRKLER - Enes İBRAHİM
Tarih: 16.08.2015 > Kaç kez okundu? 2803

Paylaş


OHRİ ÇERÇEVE ANLAŞMASI’NIN 14. YILDÖNÜMÜNDE TÜRKLER



Enes İBRAHİM

Türk Hareket Partisi Genel Sekreteri

Milletvekili





Ohri Çerçeve Anlaşması’nın imzalanmasından 14 yıl geçse de Ohri Çerçeve Anlaşması’nın uygulanmasında hala ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Son yıllarda artık ruhunu kaybeden bu anlaşma siyasi pazarlıklar, baskı, tehdit, rüşvet ve yolsuzluklar için kullanılmaktadır. Ohri Çerçeve Anlaşması’nın imzalanmasıyla Makedonya’daki tüm etnik toplulukların beraber yaşamasını sağlayacak bir zemin hazırlanmıştı. Makedonya’yı artık daha adaletli bir dönem bekliyordu…



14 yıl içinde ne kadar adaletli bir dönem yaşandığı, çok tartışılacak bir konudur. Adalet beklediğimiz Ohri Çerçeve Anlaşması’ndan Makedonya’da yaşayan Arnavutların durumu iyileştirilerek, çeşitli kurum ve kuruluşlarda yer alması sağlandı. Türkler unutuldu. Arnavutların kurmuş oldukları siyasi partilerin sürekli hükümette yer alması sağlandı. Seçim öncesi koalisyonlar ile seçimlere katılan Türk siyasi partileri de son 14 yıl içinde iktidarda yer aldılar.



2001 yılında imzalanan bu anlaşma siyasi pazarlık konusu olup, her seçim öncesi ve sonrası bu konu üzerine Makedon ve Arnavut partileri arasında pazarlıklar yapılmıştır. Fakat bu pazarlıklarda Türklerin konumu hiç gündeme gelmemiştir.



14 yıl içinde kamuda Türklerin katılım oranı toplam nüfusunun üçte biri bile değil. Birçok bakanlıkta 14 yıl gibi uzun bir sürede bir tek Türk memuru bile yok. Devlet memuru statüsü kazanan onlarca genç ise evde oturup maaşlarını alıyorlar. Adeta sen maaşını al, sus, halkına hizmet etme, gibi bir uygulama söz konusu. Diğer bir yandan bu gençler bürokrasi hiyerarşisinde ne zaman yükselecekler? Her zaman mı Türk memuru en düşük tabakadaki memur olacak? Halkına hizmet etmeyecek Türk memurlara da Türk halkının ne kadar ihtiyacı var, bu da ayrı bir konu. Bir ailenin tamamına iş imkânı sağlamak diğer taraftan bir ailenin tamamı işsiz olduğunu Makedonya’nın her bölgesinde görmekteyiz. İş konusunda adaletli dağılımın olmadığını, Türkler arasında nepotizm eğiliminin var olduğunu görmekteyiz.



“Yüz veya iki yüz gence iş imkânı sağladık” diye övünenler, önce bu hükümet süresi içinde ne kadar Makedon ve Arnavut’a iş imkânı sağlandığını araştırmalıdırlar. Devlet bütçesini parti imkânları için kullanan hükümet, hangi etnik topluluktan olduğuna bakılmaksızın toplam işe alınan vatandaşlardan Türklerin oranı nedir? Buna cevap bulduğumuz takdirde Türklerin gerçek durumunu öğrenmiş olacağız.



Arnavut partileri artık Ohri Çerçeve Anlaşması yerine başka bir anlaşma istediklerini dile getirmekteler, fakat Ohri Çerçeve Anlaşması’ndan bu yana 14 yıl geçti ve bu anlaşma adaletli bir şekilde uygulanmamaktadır.



Hükümeti oluşturan partiler Ohri Çerçeve Anlaşması’nın ruhunu ve içeriğini hala anlayamamışlar. Ohri Çerçeve Anlaşması sadece yeni memurların atanması değildir. Veya büyük ortağın küçük ortağa sus payının verilmesi değildir.



Ohri Çerçeve Anlaşması birlikte yaşama kültürünün gelişmesi için bir anlaşma idi. Fakat hükümeti oluşturan partiler birlikte yaşama kültürünü geliştirecek yerine her seferinde toplumu daha da fazla ayrıştırıcı politikalar ve projeler üretmiştir. Siyasi krize son verme amacı taşıyan 2 Haziran – 15 Temmuz 2015 tarihleri arasında iktidar ve muhalefet arasında yürütülen müzakerelerde ve Pribe’nin raporunda, aslında devletin iflas ettiğini görmekteyiz. Siyasallaşan kamuda, partizanlaşan devlet kurumlarında Türklerin konumu elbette iyi olması mümkün değildir. Eğer hükümeti oluşturan partiler Ohri Çerçeve Anlaşması’nın ruhunu anlamış olsaydılar ne Kumanova’da yaşanan olayları yaşanacaktı, ne de Üsküp 2014 projesi gibi projeleri görecek olacaktık. Ohri Çerçeve Anlaşması’nı hükümeti oluşturan partiler içeriğini anlamak isteseydiler devlet bütçesi ile nasıl kiliseler yapılıyor, restore ediliyor ise camilerimizi, han, hamamlarımızı, Osmanlı eserlerimiz de devlet bütçesi ile restore edilecekti. Ama maalesef…



Bütün yaşanan bu süreçte iktidarın siyasi sorumluluk taşıması gerekmektedir. Toplumu ayrıştırmaya yönelik projelere imza atan hükümet, Türkleri tam anlamıyla unutmuş veya görmezden gelmiş, devlet bütçesinden Türkler yararlanamamış, merkezi yönetimde temsil oranımız düşük fakat yerel yönetimlerde Türklerin komumu daha da vahim.



Merkezi ve yerel yönetimlerin aynı parti veya koalisyon tarafından yönetilmesine rağmen yerel yönetimlerde Türklerin durumu içler acısıdır.



Türk Hareket Partisi olarak ayrıştırıcı yerine birleştirici unsur olacağımızı ve bugün yaşanan sıkıntıları yakından takip ettiğimizi ve buna yönelik sorunlara çözüm bulacağımıza eminiz. Türk Hareket Partisi’nin yer aldığı koalisyonun hükümetinde Türklerin konumu genel anlamda daha da iyileşecektir.