Hocalı Katliamı insanlığın Yüz karasıdır…(2) - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Hocalı Katliamı insanlığın Yüz karasıdır…(2) - Necdet SİVASLI
Tarih: 01.03.2015 > Kaç kez okundu? 2641

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com







Hocalı Katliamı insanlığın



Yüz karasıdır…(2)







KKTC Lefke Üniversitesi Öğretim üyelerinden Nazım Muradov’un Hocalı Katliamı ile ilgili yazısının ilk kısmını dün sizlerle paylaşmıştık. Bugün ikinci kısmı ile karşınızdayız.



Dünkü yazımızda da vurguladığımız gibi, insanlığın yüz karası bu katliama ne acıdır ki bütün dünya suskun kalıyor, tepki vermiyor. Adeta Ermenilerin yaptığı bu soykırımı onaylıyor. Ancak, Azerbaycanlı kardeşlerimizin de Türk dünyasının da sesi bundan sonra çok daha gür çıkacaktır. Çünkü bu katliam Türklere yapılmıştır, sesiz kalınmaz.



Nazım Muradov’un konu ile ilgili yazısının ikinci kısmı ile yazımızı sonlandırıyoruz:



“Ermeniler Hocalı olayları sırasında esir aldıkları Azerbaycan ve Ahıska Türklerine karşı çok vahşi ve insanlık dışı yöntemler kullanmışlardır. Hezangül Memmedova adlı Hocalılı bir kız gözleri önünde olanları şöyle anlatıyor:





“Gözlerimiz önünde babamın ayaklarına önce benzin döktüler sonra ise onu yaktılar ve bu şekilde öldürdüler. Azerbaycan Millî Ordusu’nun iki askerinin kafalarını yüzdüler.”

Esir alınmış görgü tanığı olan diğer bir Hocalılı Seriyye Talibova ise başlarından geçenleri şöyle anlatıyor: “Ermeniler bizi bir Ermeni mezarlığına getirdiler. Ahıska Türklerinden dört genci ve üç Azerbaycan Türkünü bir zamanlar Türkiye Türkleriyle savaşmış bir Ermeni’nin mezarı üstünde kurban kestiler… Bu olaydan etkilenen Ermeni askerleri ve eşkıyaları, çocukları, anne ve babalarının gözleri önünde işkence ile öldürdüler. Sonra cesetleri kepçe ile dereye döktüler. Bununla da yetinmeyen Ermeniler, üzerlerinde Azerbaycan Millî Ordusu uniforması bulunan iki genci yanımıza getirdiler ve onların gözlerini matkapla deldiler.”

Gecenin sert soğuğunda Ermenilerden kurtulmaya çalışan insanlar, Karakaya, Askeran, Ağbulak, Nahçıvanik, Dehraz köylerinde Ermeniler tarafından esir alınmış, kurşuna dizilmişlerdir. Yüzlerle insanı esir alarak domuz ahırlarına dolduran Ermeniler, kadın kızların ırzına geçmiş sonra da onları işkence ile öldürmüşler… Yüzlerce böyle olay olmuştur.





Prof. Dr. Salih Bey “Armyanstvo” (Ermenilik) adlı kitabının 342-343. sayfalarında şöyle yazar: “… Hocalı, çok farklı bir olaydır, o savaş değildir, vahşettir, vahşi bir Ermeni eylemidir. Bu eylemle karşılaştırılabilecek olaylar, sadece yene Ermenilerin daha önce yapmış oldukları Van, Erzurum, Kars, Bitlis, Kilikya, Sederek, Nahçıvan, Bakû, Şamahı… faciaları olabilir….”

Ermenilerin yaptığı Hocalı vahşetinin görüntülerini kendi kamerası ile ebedileştiren, sonra ise Nahçıvanik köyü yakınlığındaki savaş görüntülerini kayda alırken Ermeniler tarafından öldürülen ünlü gazeteci, televizyoncu, Azerbaycan’ın Millî Kahramanı Cengiz Mustafayev gözleri karşısındaki vahşet görüntülerini gözyaşları içinde şöyle anlatıyor:





“… Yüzlerce insan cenazesi… Çoğu yakın mesafeden, kafası taranarak öldürülmüş 2 yaşından 15 yaşına kadar olan çocuk, kadın ve ihtiyar cesetleri… Cesetlerin durumundan da anlaşılıyor ki onlardan her hangi biri karşı koyamamış, kaçmaya yeltenmemiştir. Onlar, Ermeniler tarafından son derece soğukkanlılıkla, vahşilikle katledilmişler…







Soykırımın yapılmış olduğu ve onun izlerini taşıyan yere iki askerî helikopterle 28 Şubat’ta ilk olarak biz geldik. Biz daha havada iken 500 metre civarındaki alanın insan cesetleriyle örtülmüş olduğunun şahidi olduk. Orası Ermenilerin kontrolünde olduğu için pilotlar oraya inmeğe korkuyorlardı. Ama buna rağmen bizim ısrarımızla helikopterle yere indik.

Helikopterden iner inmez atışma başladı. Yanımızda bulunan polisler, daha önceden de anlaştığımız üzere cesetleri helikoptere bindirip sahiplerine teslim etmeli idiler; lakin toplam 4 cenazeyi helikoptere bindirebildiler… Polisleri kınamak istemiyorum, çünkü gördüğümüz manzara insanı delirtiyordu. Bir türlü kendimize gelemiyorduk.





Hocalı soykırımının kısa istatistiği ise şöyledir: 1992 Şubatının 25’ni 26’sına bağlayan gece sivil ahaliden 613 kişi öldürülmüştür. Onlardan 63’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’i ihtiyar olmak üzere toplam 239 kişi özel işkence yöntemleriyle, 487 kişiye ise ağır beden hasarı verilerek katledilmiştir. Çocuklar, kadınlar ve ihtiyarlardan oluşan toplam 1275 kişi rehin alınarak bu insanlar akıl ermeyen işkencelere, hakaretlere maruz kalmışlar. Bu rehinelerden 1165’i sonradan Ermeni zulmünden kurtarılmış, kalan 110 kişinin kaderi ise (onlardan 68’i kadın, 26’sı çocuktur) hâlâ malûm değildir. Hocalı katliamı sırasında 7 aile bütün fertleriyle mahvedilmiş, 27 ailenin ise sadece bir ferdi hayatta kalabilmiştir. 230 ailede baba veya anne ölmüştür. 200 kişinin ayağı soğuktan donmuş, gangren olduğu ve tedavisi mümkün olmadığı için kesilmiştir.





Özbekistan’daki Fergana olaylarından (1989) sonra başlarını alıp Azerbaycan’a gelmiş ve Hocalı’ya sığınmış Ahıska Türklerinden 7’si şehrin savunması sırasında şehit olmuş, 12’si esir alınmış, 86’sından ise bugüne kadar hiçbir haber yoktur.





Böylece, 1992 şubatının 25’ni 26’sına bağlayan gece Ermenistan Silahlı Kuvvetleri ve onlara bağlı olan paralı askerler, terörcü gruplar, uluslar arası hukuk normlarını, insan haklarını, çeşitli zamanlarda kabul edilmiş konvension ve protokolleri, “Soykırım Cinayetinin Önlenmesi ve Soykırım Yapanların Cezalandırılması Hakkında” konvensionun kurallarını çiğneyerek Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Hocalı şehrinde sivil ahaliye, gönüllülerden oluşan şehir savunmacılarına, din görevlilerine, yaralı ve esirlere eşi benzeri bulunmayan soykırım uygulamıştır.”



necdetbuluz@gmail.com



necdetes@mynet.com