Suriyeli Kürtler Türkiye ye geliyor. - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Suriyeli Kürtler Türkiye ye geliyor.
Tarih: 05.11.2009 > Kaç kez okundu? 7099

Paylaş


Suriyeli Kürtler Türkiye ye geliyor



400 bin Suriyeli Kürtün gözü Türkiye sınırında. Kimliksiz olan bu Kürtler, kaçak yollarla Türkiyeye geliyorlar.



Gece saat 9, ortalık zifiri karanlık. Mardinin Kızıltepe ilçesine bağlı Şenyurt beldesi merkezine yakın bir nokta. Boyu üç metreyi bulan mısır tarlası içerisinde ilerliyoruz. Yanımızdaki kaçakçı (güvenlik nedeniyle isminin açıklanmasını istemiyor) ara ara durup, elindeki gece görüş dürbünüyle etrafı kolaçan ediyor. En çok da, Türkiye-Suriye sınırını ayıran tel örgü yakınlarındaki gözetleme kulelerinde nöbet tutan Türk askerlerini. Hayli tehlikeli ve yabancısı olduğumuz bir yolculuk bu, ama neyse ki bize rehberlik eden kaçakçı için buralar avucunun içinden farksız. Sınırın diğer tarafındaki ortağı Selim Muhammet ile birlikte, son üç yılda, Suriyeden Türkiyeye kaçmak isteyen yaklaşık 400 Kürtü değişik güzergâhları kullanarak sınırdan geçirmiş. "Üstelik bizim gibi, bu işi yapan yüzlerce kaçakçı var" diyor.

Yarım saat sonra… Nihayet, mısır tarlasıyla sınırdaki dikenli teller arasında kalan iz tarlasının (ayak basıldığında, izleri gösteren toprak yol) önündeyiz. Karşımız Suriyenin Rakka vilayetine bağlı Dırbesiye ilçesi. Yanımızdaki kaçakçı ortak çalıştığı ve bizi Suriye tarafında bekleyen diğer kaçakçı arkadaşıyla, herhangi bir sorun olup olmadığını öğrenmek için son bir kez telefonla görüşüyor. Fotoğraf için makinemi flaşsız çekecek ama netliği de sağlayabilecek bir konuma getirmeye çalışıyorum. Tam bu sırada karanlığın da etkisiyle yanlışlıkla deklanşöre basıyorum ve flaş patlıyor. Etraf bir iki saniyeliğine aydınlanıyor. Askerler bizi fark etmiş olmalı. Yanılmıyoruz. Birkaç saniye sonra bir askeri aracın sesinin giderek bize yaklaştığını duyuyoruz. "Artık geçemeyiz, dönmemiz lazım" diyor kaçakçı. Çaresiz aynı yoldan ama yakalanmadan dönüyoruz.

Bu deneyime kalkışmamın sebebi, yerleşmek ve yeni bir hayata başlamak için kaçak yollarla Türkiyeye gelen, hatta vatandaşlık müracaatında bulunan Suriyeli Kürtlerin -özellikle de sınır boylarındakilerin- sayısında ciddi bir artış olduğu bilgisiydi. Sadece Suriyede ya da Türkiyeye geldikten sonra neler yaşadıklarını değil, yolda da başlarına neler gelebileceğini merak etmiştim. Sınırı kaçak geçme teşebbüsümüz nihayete ermese de, hem daha önce Türkiyeye geçmeyi başarmış, hem de sınırın yakınında yaşayan Suriyeli pek çok Kürt ile görüştüm. Son yedi yılda, çoğu kaçak olmak üzere Suriyeli 1000e yakın Kürt ailenin, sınırı geçerek Mardin, Batman, Şanlıurfa, Adana, Mersin ve İstanbula yerleştiği bilgisi bölgede kulaktan kulağa dolaşıyor. (T.C vatandaşlığı için müracaat eden Suriyeli Kürt sayısını öğrenmek için İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne gönderdiğimiz sorulara, haberin yayına hazırlandığı son ana kadar henüz yanıt gelmemişti.) Bir buçuk yıl önce Türkiyeye geçerek T.C. kimliği ve pasaportu alan, Diyarbakır Belediyesinde sözleşmeli personel olarak işe başlayan Suriyeli Kürt ressam ve heykeltıraş Gafur Bilgiç, "Halen 400 bine yakın Suriyeli Kürtün gözü Türkiyede" diyor. Rakamı doğrulayan Suriyeli Kürt yazar Helim Yusufa göre, kültürel ve siyasi baskılar nedeniyle Suriyede yaşamın Kürtler için giderek zorlaşması, Suriyenin binlerce Kürtü yabancı sayıp kimlik vermemesi ve atılan demokratikleşme adımlarıyla Türkiyenin Güneydoğusunun Kürtler için daha cazip bir coğrafya haline gelmesi, bu büyük göçün sebepleri. (Yusufun kendisi de, baskı gördüğü için Suriyeden kaçmış ve bugün Almanyada yaşıyor.)

(GÖMME) 19 milyon nüfuslu Suriye, Türkiyenin güney komşusu. Çok dinli, çok etnisiteli bir yapıya sahip. Resmi kaynaklara göre, Suriyede Araplardan sonra en büyük etnik grup olan Kürtler, nüfusun yüzde 10nu (1 milyon 900 bin) teşkil ediyor. Ancak Kürtlere göre bu rakam yüzde 14 (2,5 milyon). Suriye, Kürtleri üç grupta kategorize ediyor: Suriye vatandaşı olanlar, Suriyeli Kürt olmakla birlikte devletin verdiği farklı kimlik kartında "Ecnebi" (Yabancı) yazanlar, vatandaşlığı ve haliyle hiçbir hakkı olmayan "Mektum"lar (Kaydı Yok) yani kimliksizler. Suriye Kürt Birliği Partisi Genel Başkanı Fuat Alikoya göre, Suriyedeki Kürtlerin 1 milyon 700 bini vatandaş. Geriye kalan yaklaşık 400 bin Kürttün 250 bini "Ecnebi", 150 bini ise "Mektum". Türkiyeye kaçıp yerleşmek isteyenlerin büyük bölümü de bu 400 binlik "Ecnebi" ve "Mektum" topluluğu.

"1960ta Kürt bölgelerinden sorumlu İstihbaratçı Muhammet Talib Halilin Şama gönderdiği ve Kürtleri ayrılıkçı gösteren raporlardan bu yana, yaklaşık 49 yıldır Ecnebi ve Mektum ayrımcılığı sürüyor" diyor Suriyeli yazar Hüseyin Mustafa. "5 Ekim 1962de bir nüfus sayımı yapıldı. 1963 seçimleri öncesinde de pek çok Kürtün kimlik kartlarını Yenileyeceğiz diye aldılar, bir daha da vermediler. O kimliksizlerin sayısı bugün yarım milyona dayandı."

Vatandaşlıkları olmadığı için "Ecnebi" ve "Mektum"ların seçimlere katılma veya aday olma, çalışma ve devlette istihdam edilme gibi hakları yok. Pasaportları olmadığı için yurtdışına da çıkamıyorlar. Çocuklarını kendi nüfuslarına kayıt ettiremiyorlar, okula ya gönderemiyorlar ya da çok zor koşullarda gönderebiliyorlar. Kimlikleri bulunmadığından resmi nikâh yapamıyorlar. Devlet tarafından yoksullara yapılan yağ, şeker, çay, pirinç gibi yardımlardan yararlanamıyorlar. Toprak, ev alamıyor, işyeri açamıyorlar.

Türkiye ile Suriye, 877 kilometre uzunluğunda, 50 metre eninde bir sınıra sahip. Sınır hattının tam üstünde de yük taşımada kullanılan bir tren rayı bulunuyor. Rayın hem Türkiye hem de Suriye tarafı dikenli tellerle örülü. Sınırın sadece Türkiye tarafında asker bulunuyor. Sınır çevresindeki arazilerin büyük bölümü ise mayınlı. Suriye vatandaşı olanlar pasaportlarıyla Türkiyeye kolaylıkla geçebiliyor. Zaten Eylül ayında imzalanan bir anlaşma ile iki ülke arasında vize de kaldırıldı. Ancak "Ecnebi" ve "Mektum"ların Türkiye tarafına geçebilmek için tek seçenekleri, dikenli telleri ve mayınlı arazileri kaçakçılar yardımıyla aşmak. Çünkü kaçakçılar, riskli ve risksiz güzergâhları iyi biliyor. Sınırı geçmek isteyenlerin, kişi başına 15-20 bin Suriye lirasını ya da 500-600 Türk lirasını gözden çıkarmaları gerekiyor (1 Türk lirası, 30 Suriye lirası ediyor).

Suriyedeki Kürtlerin gözünü sınırın bu tarafına çevirmesinde, son yıllarda Türkiyenin Güneydoğusunda ekonomik ve özgürlükler alanında kat edilen mesafenin önemi de büyük. Eskiden Türkiyedeki Kürtler, Suriyeyi bir sığınma yeri olarak görürken; şimdi Suriyedeki Kürtler huzurlu bir yaşamı Türkiyede görüyor. Siyasi sebeplerle Türkiyede arandığı için 1980de Suriyeye giden ve yedi yıl yaşayan Kürt siyasetçi İbrahim Güçlü, "Türkiyeli Kürtlerin, her başları sıkıştığında sığındıkları yer Suriye idi. 12 Eylül askeri darbesinde, yurtdışına kaçmak isteyenlerin aklına ilk Suriyenin Kamışlo ve Amude ilçeleri geliyordu. Ama devran değişti" diyor.

Suriyeli Kürtlerin Türkiyeye gelip yerleşmesi artık o kadar yaygınlaşıp alenileşti ki, dayanışma için dernek bile kurar hale geldiler. Mardin Hasekililer Kültürel Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği bunlardan biri. Derneğin başkanı ise Suriyede doğup büyüyen daha sonra Türkiyeye göç eden İsmail Boubi. Nusaybinde bir akrabasının kızıyla evlenip üç yıl Türkiyede kaldıktan sonra Türk kimliğine kavuşmuş Boubi. "Son bir yıl içinde yasal ya da kaçak yollarla 100den fazla Suriyeli Kürt ailenin Türkiyeye geldiğini şahsen biliyorum. Bunlardan 50 aile Nusaybinde yaşıyor."

Kürtler Suriyede ağırlıkla ülkenin kuzeyinde ve sınıra yakın Haseki, Rakka, Halep gibi vilayetlerde yaşıyorlar. İşsizlik had safhada. Huduttaki vilayetlere bağlı ilçelerin hiçbir üretimi yok. Türkiye ile Suriyenin sınıra yakın yerleşim yerlerinde bariz bir gelişmişlik farkı göze çarpıyor. Nusaybin ile Kamışlo, Silopi ile Derik, Cizre ile Tırbespi, Mardin ile Amude, Kızıltepe ile Dırbesiye, Ceylanpınar ile Serê Kaniyê, Akçakale ile Talabyad ve Kilis ile Halep Türkiye sınırında karşılıklı bulunan yerleşim yerleri. Üç yıl önce Türkiyeye gelen ve burada yaşayan halasının kızıyla evlenerek vatandaşlık müracaatında bulunan 34 yaşındaki Muhammet Ahmet, T.C. nüfus cüzdanına iki ay önce kavuşmuş. Geldiğine pişman değil, çünkü burada iş imkânlarının daha fazla olduğunu düşünüyor. Arada halen Suriyeye gidip geldiği için isminin açıklanmasını istemeyen ama iki yıldır Mardinin Nusaybin ilçesinde diş hekimliği yapan bir başka Suriyeli Kürt ise, "Burada rahatım ve huzurluyum. Türkiyede yaşamaktan hiçbir kaygı duymuyorum. Kapıların açılması ve gerekli izinlerin verilmesi halinde benim gibi pek çok Kürt hekim Türkiyeye gelir." diyor.

Askerlik yapmamak için 1967 yılında Suriyeye kaçan Süleyman Canan, bugün 73 yaşında olmasına rağmen zorlu bir yolculuğu göze alıp kaçak yollarla bir hafta önce Kızıltepeye gelmiş. Akrabasının evinde görüştüğümüz bu yaşlı adam da benzer şeyler söylüyor. "Türkiye, benim gibilere yaşlılık maaşı veriyor. Bu yaştan sonra sığınmaya geldim. İsterlerse askere alsınlar, giderim. Çünkü Türkiye çok değişti. Eşimi ve çocuklarımı da getireceğim." 24 yıl Suriyede yaşayan Zeydan Ahmet ise, üç ay önce 10 kişilik ailesinin bütün fertlerini alıp Türkiyeye gelmiş. Onun en büyük umudu ise çocuklarına daha iyi bir gelecek sağlamak, zira ailenin 8 çocuğundan üçü engelli. 24 yaşındaki Kawa ile 23 yaşındaki Serbest görme özürlü, 17 yaşındaki Ahmet ise spastik. Anneleri Hediye Ahmet Türkiye vatandaşı olduğu için, ailenin diğer fertlerinin T.C. kimliği alması kolaylaşmış. Aile şimdilerde üç özürlü çocuğun bakımı için Türkiye devletinden çocuk başına her ay 250, yani 750 lira alıyor.



(GÖMME) Suriyede Araplar, Kürtler, Ermeniler, Çerkezler, Türkmenler, Süryaniler, Yahudiler bir arada yaşıyor. Ancak devletle arası en sorunlu grup Kürtler… Suriye, Kürtleri "ayrılıkçı" görüyor çünkü Suriyeli Kürtlerin çoğu Türkiyedeki Kürtlere paralel hareket ediyor. Zaten pek çoğu da Türkiyedekilerle akraba. Gelip Türkiye vatandaşlığına başvuranlar, işlemler sonuçlanana kadar bu akrabalarının yanında kalıyor. Suriyeli Kürtlerin kendi aralarındaki birliktelikleri ise yok denecek kadar zayıf. Ülkede irili-ufaklı 13 Kürt partisi mevcut.

Devletle meseleli olmaları dolayısıyla gündelik hayatta pek çoğunda korku hâkim. Sebebiyse, Suriye istihbarat örgütü Muhaberatın Kürt bölgelerinde çok etkin olması. Kardeş kardeşe güvenmiyor, hatta pek çok işsiz Kürt gence Muhaberatın muhbiri şüphesiyle bakılıyor. Suriye tarafında görüştüğümüz Kürtlerin pek çoğu, isim vermek bir yana neredeyse ortalıkta bizimle selamlaşmaktan bile çekiniyor. Gazeteci olduğumu çok fazla dillendirmemem konusunda, hemen hepsi beni uyarıyor. Dediklerine bakılırsa, içlerinden herhangi birinin bir gazeteciye şehri gezdirdiği bilgisi Muhaberata ulaşırsa, başlarının belaya girmesi garanti… "Yoğun baskı var. Kürtçe kitap, gazete, dergi basmak yasak. Bu yüzünden Kürt bölgesinde hiç matbaa yok. Kaçak yayın yaparsanız da, yakalanmanız durumunda cezası oldukça ağır" diyor Aliko. Suriyedeki Avukatlar Birliği Komitesi Üyesi Rıdwan Seydo, Suriye Anayasasına göre hiç kimsenin kimliksiz olamayacağını, ama devletin kendi anayasasını çiğneyerek 400 bin Kürtü yok saydığını savunuyor.

Kaçabilen sadece Türkiyeye değil, İran, Irak ve Avrupaya da gidiyor. Ama yine de en kolay ve cazip kaçış noktaları Türkiye. "Suriyenin Kimliksizleri: Kürtler" kitabının yazarı Nevzat Bingöl, iki ülke arasında vize uygulaması kalktığı için Suriyeden göç edecek Kürt sayısının daha da artacağı iddiasında. Ancak mevcut nüfus ve vatandaşlık kanununu hatırlatarak, gelenlerin vatandaşlık hakkı almalarının uzun ve zorlu bir süreç gerektireceğini hatırlatıyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Mardin Şube Başkanı Avukat Erdal Kuzu da, Suriyeden gelen Kürtlerin ilk iş olarak "tespit" ve "tescil" davası açtıkları bilgisini veriyor. "Suriyede doğdukları halde anne ve babası Türkiye vatandaşı olan Suriyeli Kürtler, gelir-gelmez asliye hukuk mahkemelerine dava açıp vatandaşlıklarının tespiti ve nüfus kütüğüne tescili talebinde bulunuyorlar." Mardin Nüfus Müdürlüğünden adının açıklanmasını istemeyen bir yetkiliye göre, son bir yılda sadece Mardinde vatandaşlık müracaatında bulunan Suriyeli Kürtlerin sayısı 100den fazla. "Çoğu, Türkiyenin ABye üye olacağını düşünerek hareket ediyor" diyor bu yetkili.

Türkiye ve Suriye, PKK lideri Abdullah Öcalan Şamda barındığı için 1999 yılına kadar adeta düşman gibiydi. Ama Öcalanın Şamdan çıkıp yakalanmasıyla iki ülke arasında düzelmeye başlayan ilişkiler, bugün vizenin karşılıklı kaldırılmasına kadar varmış durumda. Hatta Suriye Devlet Başkanı Beşar Esadın, daha önce PKKya katılmış Suriyeli Kürtleri teslim olmaları halinde affedeceğini açıklayarak Türkiyenin demokratik açılım sürecine katkı yaptığı yorumları yapılmıştı. Aliko, "Umarım bu yakınlaşma ile birlikte, Türkiyedeki demokratik açılımlar Şama da örnek olur" diyor. Suriye Kürt Özgürlük Partisi Genel Başkanı Feyyaz Mahmut ise daha da ilginç bir iddiaya sahip. Mahmuta göre, her iki devlet de Suriyeli Kürtlerin Türkiyeye kaçak geçişinden haberdar. Yani bilinçli bir politika söz konusu, özellikle de Suriye açısından. "Suriye, ülkedeki Kürtlerden bu şekilde kurtulmayı planlıyor" diyor Mahmut, "Giden Kürtlerin yerine Araplar yerleştiriliyor. Türkiye-Suriye sınırı boyunca tüm Kürt köylerinin arasına 41 Arap köyü inşa edildi. Bu politikaya da Arap Kemeri deniliyor."

Arap kemeri Suriyedeki Kürtleri gittikçe sıkıyor, Türkiye ise yıllarca sıktığı kemeri gevşetiyor. Tersine dönen göç, yakın gelecekte birçok dengeyi bugünkünden tam tersine döndürebilir.



"Ecnebi" ve "Mektum"ların Türkiye tarafına geçebilmek için tek seçenekleri, dikenli telleri ve mayınlı arazileri kaçakçılar yardımıyla aşmak.

İki yıldır Mardinin Nusaybin ilçesinde yaşayan Suriye Kürtü bir diş hekimi, "Gerekli iznin verilmesi halinde Suriyedeki pek çok Kürt hekim Türkiyeye gelir." diyor.

Sınırı geçmek isteyenlerin, kişi başına 15-20 bin Suriye lirasını ya da 500-600 Türk lirasını gözden çıkarmaları gerekiyor (1 Türk lirası, 30 Suriye lirası ediyor).

Kaynak: Newsweek Türkiye