Yine Esad konusu… - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Yine Esad konusu… - Necdet SİVASLI
Tarih: 21.11.2014 > Kaç kez okundu? 2596

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI

e.mail: necdetes@mynet.com



Yine Esad konusu…



Suriye ve Esad ile ilgili çok yazıyoruz, belki okurlarımın önemli

bölümü buna tepki gösterebilir. Ancak, Türkiye’yi çok yakından

ilgilendirdiği için bu konunun önemine bir kez daha bakalım. Çünkü,

Suriye’nin geleceği Türkiye’yi hem ekonomik, hem de siyasi açıdan çok

önemli ölçüde ilgilendirmektedir.

Bizi yönetenlerin en büyük isteği Esad’ın bir an önce devrilmesidir.

Bunu yapacak olan Amerika’dır. Ancak, Türkiye’nin tüm isteklerine ve

ısrarlarına rağmen Amerika’nın buna sıcak bakmadığı görülüyor. Ufukta

en küçük bir umut ışığı da görünmüyor.

Başbakan Davutoğlu, geçenlerde konu ile ilgili olarak “Amerika, Suriye

ve Esad konusunda pozisyon değiştiriyor. Esad konusunda da bizim

tezimize yaklaşıyor” açıklamasını yaptı.

Konu ABD Başkanı Obama’ya soruldu. “Esad’ı uzaklaştırmak için aktif

bir çaba harcıyor musunuz?” denildi. Obama bu soruya “hayır” yanıtını

verdi.

ABD Başkanı Obama, daha sonra konu ile ilgili olarak şunları söyledi:

"Daha önce de söyledim, tekrar edeyim, Esad yüzbinlerce kendi

yurttaşını acımasızca öldürdü. Sonuç olarak tüm ülkenin çoğunluğu için

meşruiyetini yitirdi. Kendisiyle IŞİD'e karşı ortak paydada buluşmak

demek, Suriye'de daha çok Sünni'nin IŞİD'i desteklemeye yönlendirmek

demek olur ve koalisyonu zayıflatır. Koalisyonun bölgeye gönderdiği,

bu Sunni Müslümanlara karşı savaş değil, bu masum insanların başını

kesen her türlü aşırı uca, çocukları öldüren, bu çağda bile

muhaliflere ve siyasi mahkûmlara karşı acımasızca davranan zalim bir

lidere karşı savaş mesajını zayıflatırdı"

Nitekim Amerika Genelkurmay Başkanı da, yapılan son toplantı sonunda

yaptığı açıklamada “Benim işim IŞİD ile mücadele etmek ve IŞİD’ı

bitirmektir. Şu an için Esad ile herhangi bir mücadele söz konusu

değildir” dedi.

Özetleyecek olursak, Amerika şu anda Esad ile mücadele etmiyor, tam

aksine birçok konuda işbirliği bile yapıyor. Bu konuda Obama’nın şu

açıklamasını da önemsiyoruz:

“Suriye halkı, Türkiye, İran ve Esad yanlıları politik görüşmelere

girmek zorunda kalacaklar. Bu her zaman olduğu gibi diplomasinin

doğası gereği, beğenmediğiniz rejimlerle ve insanlarla diplomatik

ilişkilere girmek zorunda kalırsınız. Ama bu konuma gelmeye daha çok

var"

Esad ile yatıp, Esad ile kalkmayı artık bıraksak iyi olmayacak mı?

Amerika, Suriye ve Esad konusunda ne olacaklarının mesajlarını çok

açık biçimde veriyor. Hiç değilse bunları değerlendirip, yeni

pozisyonlar alamaz mıyız?

Suriye politikalarını geç de olsa yeniden gözden geçirip, Türkiye’yi

aydınlığa çıkaracak, bölgedeki ateş çemberinden kurtaracak yeni

politikaları oluşturmak daha doğru olmayacak mı?

Asıl sıkıntı ne biliyor musunuz? Şu anda bizi yönetenlerin de uykusunu

kaçıran Halep’in düşmesi olayıdır. Eğer Halep düşer ise, 2 milyona

yakın sığınmacının daha sınırımıza dayanacağı söyleniyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bu konuya açıklık getirdi,

endişelerini dile getirirken de “Eğer Halep düşerse 2 milyon sığınmacı

sınıra yığılır” dedi. Tehlikeye parmak bastı.

Geçenlerde bu konuda bir yazı yazmış ve Suriye’den gelen sığınmacıları

artık kaldırabilecek gücümüzün olmadığına değinmiştik. Şimdi, yeni

gelecek sığınmacılar bizim için çok büyük sorun ve yok olmayacak mı?

Belki de dış güçler bunun böyle olmasını isteyerek bizi köşeye

sıkıştırmak istiyor olabilirler. Bu konuda çok dikkatli olmak ve

hazırlıklar yapmak durumundayız.

Hiç değilse Halep’in düşeceği görüşü doğrultusunda hareket ederek

Suriye sınırları içinde bir tampon bölge oluşturulması konusunda adım

atmalıyız. Görebildiğimiz kadarı ile bu adımları atıyoruz ama

dinletemiyoruz. Demek ki, bu işin içinde başka dolapların çevrilmekte

olduğunu düşünmemiz yanıltıcı olmuyor.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu “"Ancak IŞİD'e yönelik yavaş yavaş görüş

birliği oluşmaya başladı. Hava saldırılarının yetersiz olacağını en

baştan söyledik. ABD'nin başlangıçta tereddütleri vardı ama Suriye'de

uçuşa yasak bölge konusunda ABD ile pozisyonlarımız yaklaştı. Bunun

için BMGK kararına da gerek yok. Eğit-donat konusunda da çalışmalar

sürüyor. Sadece Türkiye'de değil, farklı ülkelerde, farklı yerlerde

eğit-donat çalışmaları olacak" diyor ama biz bu konuda Bakan kadar

umutlu değiliz. Bu yaklaşımların bugüne kadar bir oyalamadan öteye

gitmediğini de söylemeliyiz.

Yineleyelim:

Bizim önceliğimiz Suriye sınırları içinde bir tampon bölge oluşumunun

hayata geçirilmesi olmalıdır. Türkiye’ye dağılan sığınmacılar dahil,

yeni gelecekler de burada barındırılmalıdır. Bu sığınmacı sorununun da

uluslar arası alanda paylaşımı mutlaka sağlanmalıdır. Türkiye, bu

sorunu çözmedikçe nefes almakta her zaman güçlük çekecektir.

necdetbuluz@gmail.com

necdetes@mynet.com