Önce Esad,sonra IŞİD’ mı?.. - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Önce Esad,sonra IŞİD’ mı?.. - Necdet SİVASLI
Tarih: 15.11.2014 > Kaç kez okundu? 2681

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI

e.mail: necdetes@mynet.com



Önce Esad,sonra IŞİD’ mı?..



Geçenlerde CNN’de bir haber yayınlandı. CNN’in diplomasi muhabiri

Elise Labott, kendisine konuşan bir üst düzey yetkilinin Suriye

politikalarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyleyip “Obama

yönetimi Esad’ın devrilmeden IŞİD’ın yenilemeyeceğini” anladığını

belirttiğini söylediğini vurguladı.

Bu haber, özellikle bizde bir deprem havası yarattı. Cumhurbaşkanı

Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda,

Obama’nın kendi çizgilerine gelmekte olduğunu gördüklerini ve doğru

yolda olduklarını belirttiler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili açıklamasında “IŞİD’ın

yenilmesi için Esad’ın uzaklaştırılması gerektiğini yönündeki

gelişmeleri olumlu buluyoruz. Açıklamalardan öyle hissediliyor ki,

Amerikan yönetimi Türkiye’nin tutumunu doğru bulmakta ve bu tezlere

yanaşmaktadır. Biz, aylardan bu yana sürekli bu görüşlerimizi

anlatmaya çalışıyoruz” açıklamasını yaptı.

Başbakan Davutoğlu da açıklamasında Erdoğan’ın açıklamalarına paralel

bir açıklamada bulundu. “Bizim aylardır söylediğimiz Esad konusunda

Amerika’nın da aynı noktaya gelmiş olması bölge için sevindirici ve

olumludur” diyor.

Buraya kadar her şey tamam da, haberler doğru mu? Buna bakalım.

CNN’nin haberi sonrası Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı

Yardımcısı Ben Rhodes bir açıklamada bulundu ve CNN’nin haberlerinin

doğru olmadığını söyledi. Rhodes “Suriye politikalarımızla ilgili

resmi bir strateji değerlendirmesi yoktur” dedi.

ABD Başkan Yardımcısı Aden de yaptığı açıklamada CNN’nin haberlerini

yalanladı ve “ Esad da gitse IŞİD tehlikesi bitmeyecektir” dedi. IŞİD

ile mücadeleyi Esad ile birlikte yürütme kararlılığını vurguladı.

Daha önce bu konuda yazmıştık.

Amerika, şu anda Esad ile işbirliği yapıyor. Şu anda da İran ve Suriye

ile istihbarat paylaşımı konusunda da bir anlaşma yaptılar.

Daha önce Obama’nın danışmanları ve Ortadoğu uzmanları da Esad

konusunda yaptıkları açıklamalarda “Amerika, Esad’ı devirmeyecektir”

açıklamalarında bulundular. Bu açıklamalarını da bazı verilere

dayandırdılar.

Dikkat edilecek olursa, biz tüm bu gelişmeler ışığı altında, bizi

yönetenlere, Ortadoğu’da uyguladıkları politikalarda değişikliğe

gitmeleri gerektiğini anımsattık. Özellikle de “Artık Esad ile yatıp,

Esad ile kalkmayı bir kenara bırakıp, bizi daha da tehdit eden

konulara odaklanmaya çalışılmalıdır” demiştik.

Esad, ülkesinde güçleniyor. Şimdi de Halep’i muhaliflerden temizlemeye

başladı. Halep’ten de kaçıp, sınırımıza gelenler olacak. Sığınmacı

sayısı artacak. Daha da sıkıntıya gireceğiz. Belki de dış güçler

Türkiye’yi daha da köşeye sıkıştırmak, zora sokmak için gelişmelerin

böyle olmasını istiyor.

Bugüne kadar Suriye ve Ortadoğu konusunda hangi isteğimizi kabul

ettirip, yerine getirtebildik?

Sınırda bir “güvenli bölge” oluşturulmasını bile sağlayamadık. Bunlar

düşündürücü değil mi?

Biz, bunları Esad’ı korumak, arka çıkmak için değil, gerçeklerin

görülmesi ve kabul edilmesi için yazıyor, uyarıyoruz.

Eğer Obama yönetimi istemiş olsaydı, 3 yılı açan zaman içinde Esad’ı

devirmez, tozunu atmaz mıydı? Esad ve Suriye konusundaki hangi

isteğimizi en büyük müttefikimize kabul ettirebildik? Bizi

dinlemediler bile. Bu gerçekleri neden görmezden geliyoruz? Neden hala

yanlış politikalarda ısrarcı oluyoruz?

Bölgemizde çok yönlü politikalar uygulanıyor. Esad’ı koruyan Rusya,

Çin ve İran’ın varlığını da unutmamak gerekiyor. Çoğu bilgiler, Esad

konusunda Amerika ile Rusya’nın anlaşma içinde olduğunu bile ortaya

koyuyor. Esad gitse bile bu diplomatik yolla olacak, Suriye yönetimi

yine Esad yanlılarının ağırlığında oluşacak. Bu konuda yayınlanan

raporlar ve açıklamalar da var.

Dikkat ediniz, bugün bölgede yalnız başımıza kaldık. Kaderimizle

başbaşayız. Ard arda gelen sığınmacı akını bizi ileride daha da

sıkıntıya sokacak boyutlara ulaşabilir. Bugün bile bunun sıkıntısını

çekmiyor muyuz? Hem siyasi, hem ekonomik açıdan Türkiye’yi bekleyen

bir yığın sorunlar karşı karşıyayız.

Şimdi ise, Halep’ten kaçarak sınırımıza doğru bir sığınmacı akınından

söz ediliyor. Buna da hazırlıklı olmalıyız. Bölgede en kritik ve en

sıkıntılı olan bir ülke konumunda bulunuyoruz.

Kobani ne olacak? Bunun sonuçları bizi nereye sürükleyecek? IŞİD ile

yapılan mücadelede bu terör örgütü ile ilişkilerimiz hangi noktalara

taşınacak bunları da bilemiyoruz? Uğraşmamız gereken öylesine

sorunlarımız var ki bunların hangisini yazalım. Bütün bu gelişmeleri

alt alta koyduğumuzda hala Esad’la uğraşmanın ve bütün

politikalarımızı bunun üzerine kurmamız bize ne getirecek, ne

kazandıracak ne kaybettirecek bunların da hesabının çok iyi yapılması

gerektiğini görüşündeyiz. Artık özümüze dönsek daha doğru olmayacak

mı?

necdetbuluz@gmail.com

necdetes@mynet.com