Oynanan oyuna dikkat… - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Oynanan oyuna dikkat… - Necdet SİVASLI
Tarih: 20.09.2014 > Kaç kez okundu? 2703

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI

e.mail: necdetes@mynet.com



Oynanan oyuna dikkat…



IŞİD’ın Urfa’ya komşu Kobani’yi kuşatıp, 18 Kürt köyünü ele

geçirmesinden sonra, kaçarak sınırımıza gelen 5 bin Kürt sığınmacı

için kapılarımızı açtık. Sınırda tam anlamı ile insanlık dramı

yaşanırken, Ankara’dan gelen bir talimatla kapıların sığınmacılara

açılmasının yankıları da sürüyor.

İddialar şöyle:

İstihbarat birimleri, sınıra gelen sığınmacılar arasında çok

tehlikeli, eli kanlı ve her an eylem yapabilecek kapasitede PKK ve

yandaşlarının da bulunduğunu rapor etmiş. Sığınmacılar için hazırlanan

tampon bölgelere gitmeyen ve ısrarla Türkiye’ye gelmek isteyen bu

insanlar arasında tehlikeli denilebilecek militanların da bulunduğu

ilgililere iletilmiş. Ancak, buna rağmen sınırın sonuna kadar açılması

Ankara’dan gelen bir talimatla sağlanmış.

Çünkü böyle bir IŞİD saldırısı ve sığınmacı akını bekleniyordu. Buna

göre de daha önce önlem alınmış ve tampon bölge oluşturma

girişimlerinde bulunulmuştu. Gelenlerin bu tampon bölgeye gitmemekte

direnmelerinin arkasında bazı güçlerin olabileceğini düşünüyoruz.

Gelişmeler de bunu ortaya koyuyor.

Bakın, daha önce Kandil’deki PKK’nın elebaşlarından Murat Karayılan,

tampon bölge için “Tampon demek, Kürdistan’ın işgali demektir. Türk

ordusunun Rojova ve Kürdistan’ı işgal etmeye başlaması ve savaş

başlatması anlamına gelir” demişti.

Şimdi bu yaşananlarla bu açıklamaları yan yana getirdiğimizde ortaya

çıkan tablonun neyi ifade ettiği açıkça ortaya çıkar.

IŞİD’ın saldırılarından kaçanların sınırdan geçmelerine daha önce izin

verilmemiş, çatışmalar çıkmıştı. Güvenlik güçlerinin tazyikli su ve

biber gazı ile dağıtmaya çalıştığı sığınmacılar için birden bire tavır

değiştiren Ankara’nın kimin ya da kimlerin baskısı altında kaldığı da

tartışılıyor.

Daha önceden da yazmış ve görüşlerimizi yansıtmıştık.

İnsani yardım amacı ile yapılanlara karşı çıkmıyoruz. Ancak,

Türkiye’ye gelen sığınmacıların yarısının kayıtları yok. Bunların kim

olduğu bile bilinmiyor. Her gelene kapının açılması gibi bir kural da

olamaz. Gelenlere insani yardım açısından bakmak ve değerlendirmek

doğrudur. Ama bunların kayıt altına alınması, kamplara

yerleştirilmesi, izinsiz kamplardan ayrılmaması gerekiyor. Sağlık

kontrollerinden geçirilmesi, sakıcalılılar listesinde olup

olmadıklarının sıkı kontrollerinin sağlanması gerçekleştirilmelidir.

Bunlar yapılmayınca kargaşa oluyor, tehlike büyüyor. Kaldı ki, gelen

sığınmacılar arasında IŞİD militanlarının bile bulunabileceğine dikkat

çekiliyor.

IŞİD, ağır silahlarla Kobani’yi neden böylesine hedef seçti, kısaca

ona da değinelim:

Kobani, Suriye’nin Kuzeyindeki en önemli ve kritik bir noktadır. IŞİD,

burayı tamamen ele geçirmekle Irak ve Suriye’deki güçlerini

birleştirecek bir koridoru da açmış olacaktır. Musul’dan ele geçirilen

ağır silahlarla Kobani’ye saldıran IŞİD, böylece kendisine karşı

savaşanlara direncini de artırmış olacak. Böylece Suriye’den Irak’a

IŞİD hattı da hayata geçirilmesi de sağlanacak.

Bazı Ortadoğu uzmanlarının bu konudaki görüşleri de çok farklı. Diyorlar ki:

“Dış güçler, sığınmacı oyunu ile Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak,

bunaltmak istiyor. Mülteci oyunu dış güçlerin sergilediği bir oyundur.

Hiçbir Batı ülkesi, dalga dalga gelen bu sığınmacılara kapılarını

açmak istemiyor. Yükü şu anda Türkiye çekiyor. Gelenlere insani

yardımda bulunan AB ülkeleri ise sembolik olarak bir şeyler vermeye

çalışıyor. Bu da yaraları sarmıyor. Eğer, bu sığınmacı dalgası devam

ederse Türkiye tam anlamı ile çıkmaza girebilir. “

Bir başka Ortadoğu uzmanlar grubunun ortak görüşlerini de yansıtalım:

“Bölgede büyük oyun oynanıyor. Amerika, Türk ordusunu operasyona

zorluyor. IŞİD’ın PYD’nin kontrolündeki Kobane’ye saldırması ve

PYD’nin IŞİD karşısında hiçbir şey yapamaması düşündürücüdür. Çünkü

Amerika ve koalisyon güçlerinin IŞİD’ı havadan bombalamasından sonra

kara operasyonunu yapacak olanlar, şu anda kendi sivil halkını bile

koruyamıyor. Bölgede kara operasyonunda başarı elde edebilecek tek

ülke Türkiye’dir. Bu nedenle Türkiye’nin kara operasyonu için tezgâh

kuruluyor. “

Yine bazı iddialara göre Türkiye’ye eylem yapmak için sınırdan bazı

IŞİD militanlarının da sızdığı ifade ediliyor. Hatta sızan bu

IŞİD’cıları da Amerikan gizli servislerinin organize ettiği

belirtiliyor. Bundan sonra beklenmedik çok daha tehlikeli eylemler

olursa bunlara da hazırlıklı olmamız gerekecek. Kokular, Türkiye

üzerinde büyük oyunlar oynandığını gösteriyor.

Sınırda bugüne kadar neden tampon bölge oluşturulmadığını da sormak

gerekmez mi? Böylesine bir saldırı ve böylesine bir akın bekleniyordu.

Bundan sonra da beklenebilir. Niye geç kalındı, niye önlem alınmadı?

30 kilometrelik bir tampon bölgeden uzun zamandır söz ediliyordu ama

ortada hala bu bölge yok. BM güvencesi altında böyle bir bölge

oluşturulabilseydi, Türkiye’ye gelen Suriyeliler şimdi burada

olacaklardı.

Beşir Atalay “Böyle bir tampon bölgeyi Türkiye tek başına yapamaz”

diyor. O zaman kiminle yapılacaksa o adım bu güne kadar neden

atılmadı? Ya da o adım bundan sonra atılarak, Türkiye’deki tüm

sığınmacıların oraya yerleştirilmesi neden düşünülmüyor?

e.mail: necdetbuluz@gmail.com

necdetes@mynet.com