Yeni bir göç dalgası mı?... - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Yeni bir göç dalgası mı?... - Necdet SİVASLI
Tarih: 08.08.2014 > Kaç kez okundu? 2729

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI

e.mail: necdete@mynet.com

Yeni bir göç dalgası mı?...



Suriye’deki iç çatışmaların faturasının bize ağır olduğunu biliyoruz.

Sayıları 1,5 milyonu bulan Suriyeli sığınmacılar şu anda Türkiye için

büyük bir sorun olarak görülüyor. Çünkü bunların barınması, yemesi

içmesi, hastanesi, okul ve diğer ihtiyaçları için harcanan paraların

hesabı yapılamıyor. Kaldı ki, sığınmacıların çoğu da büyük kentlere

yayılarak huzur bozan hareketler içinde olmaları da bir başka yaşanan

sorun olarak görülüyor.

Şimdi ise Türkiye için yeni bir tehlike ortaya çıktı. IŞİD ile Kürt

grupların Suriye ve Kuzey Irak topraklarındaki çatışmaları bölgede

yayılıyor. Irak Şam İslam Devleti militanlarının Mahmur Kampı’nın

kapısına dayanması, PKK ve yandaşlarını da hareketlendirdi. Erbil’e 80

kilometre uzaklıktaki Mahmur Kampı’nda 11 bin kişi yaşıyor.

Peşmergeler tarafından korunan kamp şimdi boşaltılıyor.

Konuyu daha yakından takip etmek ve daha iyi anlayabilmek için

öncelikle şu gelişmeyi aktaralım:

IŞİD’ın silahlı güçleri Duhok ile Sincar arasında bulunan Tilkef

kasabasını ele geçirmişti. 6 bin kişinin yaşandığı Tilkef yanında

Duhok’a bağlı bazı köyler de IŞİD’ın eline geçti. Burada yaşayanlar

şimdi sınıra doğru göç ediyor. Çünkü katliamdan korkuyorlar.

IŞİD’ın son derece modern ve ağır silahlarla donatılmış olması bu

örgüte üstünlük sağlıyor. Kafa kesen, terör estiren ve hiçbir kural

tanımayan örgütün bu silahları nereden elde ettiği de sorgulanıyor.

İşte bu noktada bizim de söylememiz gerekenler var:

Türkiye, bölgede barışa hizmet veren, tarafsız bir politika izlemek

durumundadır. Ancak, Suriye’deki iç çatışmalarla taraf duruma gelmiş

olmamızı, şimdi de IŞİD denilen terörist gruplara destek verdiğimiz

iddiaları Türkiye’yi köşeye sıkıştırmıştır. Bu iddialar ve söylentiler

tarafsızlığımızı yitirdiğimiz ortaya koyuyor. Yukarıda sözünü

ettiğimiz “IŞİD bu silahları nereden alıyor?” sorusu sanıyoruz böylece

yanıtını da bulmaktadır.

Açık biçimde ifade edelim:

Terör örgütlerini Türkiye siyasi malzeme olarak görmemeli ve

kullanmaya da kalkmalıdır. Eğer böyle bir düşünce varsa ve adım

atılıyorsa bunu çok büyük bir hata ve çılgınlık olarak görüyoruz.

Temennimiz, bu konuda Türkiye için söylenen ve iddia edilenlerin

asılsız olmasıdır.

Bölgemiz çok sıkıntılı ve öyle görünüyor ki daha da sıkıntılı hale

gelecektir. PKK’dan sonra şimdi de IŞİD belası ile uğraşacağız. Bunun

da bir Amerikan ve Batı projesi olduğundan artık şüphe etmiyoruz. Bu

terör örgütünün yaptıkları karşısında dış güçlerin sergilediği tavır

da bunu açıkça gösteriyor.

Daha önce bu konuda yazmıştık. IŞİD gibi acımasız bir örgüt, bölgede

bu kadar rahat hareket edebiliyorsa, bunun arkasında dış güçlerin

olduğu kesindir. Her türlü teknolojiye sahip Amerika’dan habersiz bu

örgüt böylesine gövde gösterisi yapabilir mi? IŞİD’ın arkasındaki

gizli desteğin de İsrail olduğu söyleniyor. Eğer iddia edildiği gibi

Türkiye IŞİD’a her türlü desteği sağlıyorsa, bu İsrail’e hizmet

anlamına gelmez mi?

Bölgeyi karıştırarak yaşanmaz hale getirip, Türkiye’yi sıkıntı içine

düşürüp, istediklerini yaptırarak elde etmek, tarihler boyunda dış

güçlerin hedefi olmuştur. Geçmişte çeşitli yasa dışı örgütleri

kullananlar, PKK’dan sonra şimdi de IŞİD denilen örgütü kullanmaya

başlamışlardır.

Bazı dış basın yayın organları, bizim de endişe duyduğumuz konuyu

gündeme taşıyor ve “Türkiye Suriye’den sonra büyük bir sığınmacı göçü

ile karşı karşıya kalabilir” diyor.

Hedef, Türkiye’nin yıpratılması, zayıf düşürülmesidir. Yıpranmış,

yorgun ve zayıf düşen Türkiye için pusuda bekleyen tehlike uyanır,

ayağa kalkar ve saldırıya da geçebilir. Buna fırsat vermemek

gerekiyor. Biz, o nedenle bölgemizde olup bitenleri bu açıdan

değerlendirdiğimizde kuşkumuz da artmaktadır.

Suriye’den gelen ve sayıları 1,5 milyonu bulan sığınmacılardan sonra

şimdi sınırımıza yeni sığınmacı dalgaları yayılabilir. Türkmenlere

kapıları kapatanlar, bundan sonra gelebilecek sığınmacılara bu

kapıları açacak mı? Yeri geldiğinde “İnsani yardım için varız” nedense

Türkmenleri bu sınıf içine sokmamakta direniyorlar. Türkmenler’in de

bulundukları yerlerde çok zor koşullarda ayakta kalma mücadelesi

verdikleri ve yeni bir katliamla baş başa kalabilecekleri de

biliniyor.

Şimdi, Suriye ve Kuzey Irak’ta meydana gelen olaylara baktığımızda

bölgede en sıkıntılı ülkenin Türkiye olduğunu görüyoruz. İçeride ve

dışarıda tehditler artabilir. Yeni dalga sığınmacılar kapımıza

dayanabilir. Nitekim bu satırların yazıldığı saatlerde Suriye

sınırında yeni dalga sığınmacıların gelmekte olduğu haberlerini

alıyorduk. Türkiye’nin yeni sığınmacıları kaldırabilecek gücünün

olmadığını da vurgulayalım.

Kaldı ki, eğer IŞİD, belirlediği hedefleri ele geçirirse kapı komşumuz

olacak ve bizim için daha da tehlikeli bir durum ortaya çıkacaktır.

Zaman zaman IŞİD’dan Türkiye’ye de tehditlerin gelmesi bu endişeleri

artırıyor. Gelecekte iddia edildiği gibi ellerimizle beslediğimiz bir

canavar ile karşı karşıya kalmak istemiyorsak, bunun önlemini de

şimdiden almamız gerekiyor.

e.mail: necdetbuluz@gmail.com

necdetes@mynet.com