ESAD” HALA BEN VARIM” DİYOR… - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









ESAD” HALA BEN VARIM” DİYOR… - Necdet SİVASLI
Tarih: 07.06.2014 > Kaç kez okundu? 2832

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI

e.mail: necdetes@mynet.com

ESAD” HALA BEN VARIM”

DİYOR…



Komşumuz Suriye’de yapılan seçimlerde Esad yeniden 7 yıllığına Devlet

Başkanı seçildi. Danışıklı dövüş ve göstermelik olarak nitelendirilen

bu seçimler nereden bakılacak olursa olsun, Esad’a bir meşruiyet

kazandırmıştır. Zaten bugünkü koşullarda Suriye’de Esad dışında bir

başkasının kazanması mümkün değildi. Beklenen de gerçekleşmiş oldu.

Esad’ın hala ayakta kalmış olmasında Rusya’nın desteğini utmamak

gerekiyor.



Suriye’de iç çatışmaların başlaması ile Esad’a kısa ömür biçilmiş ve

birkaç ay içinde devrileceği hesaplanmıştı. Bugün bu hesaplar ters

döndü. Türkiye de hesaplarını Esad’ın kısa zaman içinde devrileceği

üzerine kurulmuştu. Ters dönen bu yanlış hesaba rağmen Türkiye hala bu

politikalarından vaz geçmedi. Ancak, tabloya baktığımızda Suriye

faturasının giderek artmakta olduğunu da görüyoruz.



Suriye’de olup bitenler en çok bizi yakından ilgilendiriyor. Çünkü 3,5

yıldan bu yana süren iççatışmalarda en büyük kayıp Türkiye’nin oldu.

Suriye krizinin bugüne kadar bize olan faturasının resmi rakamlara

göre 3,5 milyar dolar olarak gösteriliyor. Kaldı ki, ülkemizde

Türkiye’nin her tarafına dağılmış olan 1,5 milyon Suriyeli sığınmacı

ile de sıkıntılar yaşanıyor.



Özellikle Suriye sınırında Cihatçı ve El Kaide gibi grupların

faaliyetleri, bölgede çok büyük rahatsızlık yaratıyor. Dış ülkelerin

de bu gruplardan duydukları rahatsızlıklar biliniyor. Bu durum,

Türkiye’nin bazı komşu ülkeler başta olmak üzere birçok ülke ile

sıkıntı yaşamasına da neden oluyor. Türkiye’nin Esad muhaliflerine

baştan bu yana destek vererek sorunun tarafı haline gelmesi de aynı

şekilde sıkıntıları artırıyor.



Görünen o ki, Suriye bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da Esad’lı

dönem yaşayacaktır. Rusya’nın tam desteğini alan, seçimi kazanarak güç

kazanan ve dağınık muhalefeti iyice dağıtan Esad’ın seçim sonrası

ülkedeki kontrolü tamamen sağlayabileceğine de dikkat çekiliyor. Çünkü

Suriye’de Esad güçlerine karşı savaşan derme-çatma ve ithal güçlerin

bugüne kadar kendilerinden bekleneni vermediği de görülüyor. Cihatçı

güçlerin devreye girmesi ile muhaliflerin birbiri ile çatışmaya

girmesi de Esad’ın işini kolaylaştırmıştır.



Suriye’de çözüm için Esad’sız formüller üretilmişti. Türkiye de

“Esad’sız bir Suriye” istiyordu. Şimdi Suriye Devlet Başkanlığı

koltuğuna 7 yıl daha oturacak olan Esad ile sorun nasıl çözülecek?

Çatışmalar sorunu çözemediğine göre, barışçıl yeni arayışlar içine

girilmesi ve Türkiye’nin de bunda yer alması “Zararın neresinden

dönülürse kardır” görüşünden hareket etmesi bize göre doğru bir karar

olacaktır.



Savaş, bugüne kadar sorunu çözmedi, üstelik sürecin uzamasına da neden

oldu. Özetle Suriye’de kazanan taraf olmadı. Bundan sonra Esad, elinde

bulundurduğu askeri gücü kallanarak mı, yoksa barış görüşmeleri ile mi

sonuç almaya çalışacak bunu önümüzdeki süreçte göreceğiz. Ancak,

Suriye’nin geleceği konusunda Rusya’nın tutumunu da göz ardı etmemek

gerekiyor. Esad adına Rusya, Amerika ve Batı ile görüşerek soruna bir

çare bulmaya çalışacak gibi görünüyor. Putin, daha önce yaptığı

açıklamada “Geçiş dönemi Esad ‘sız olmaz. “görüşünü ortaya koymuştu.



Zaten Esad’ın yeniden seçilmiş olması “Suriye’de çözüm Esad’sız olmaz”

görüşünü de kuvvetlendirmektedir. Seçimler düzmece ve komedi olarak

nitelendirilmiş olsa bile, şu anda Suriye’de Esad seçilmiş Başkandır

ve koltuğunu da korumaktadır. Esad’ı sevsek de sevmesek de ortadaki

durumu hiçbir zaman gözden uzak tutmamak gerekiyor. Gelecekteki

hesapları da buna göre yapmak zorundayız.



Şimdi bütün bu gelişmeleri alt alta koyduğumuz zaman, Türkiye’nin

Suriye politikalarına yeni bir ayar vermesi gerektiğini düşünüyoruz.

Suriye’de Türkiye’nin çıkarları vardır. Bunun dışında uygulanan

politikalar en büyük zararı bize vermiştir. Sınır boylarındaki kargaşa

ve cihatçı gruplar bizim için de tehlikeli olmaya başlamışlardır. Bir

de bunların içinde ülkemizde bize yük olan 1,5 milyonun üstünde

Suriyeli sığınmacı vardır. Hatta resmi olmayan rakamlara göre bu

sayının çok daha fazla olduğu da söyleniyor. Türkiye, bu yükü daha ne

kadar taşıyabilir?

e.mail: necdetbuluz@gmail.com

necdetes@mynet.com