‘Özgürlük Yemeği’ne hoşgörü ve saygı damgasını vurdu - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









‘Özgürlük Yemeği’ne hoşgörü ve saygı damgasını vurdu
Tarih: 10.05.2014 > Kaç kez okundu? 2800

Paylaş


Türkevi Derneği öncülüğünde Amsterdam’da gerçekleşen ‘5 Mayıs Özgürlük Yemeği’nde farklı din, dil ve kültürlere sahip olan ve alanlarında uzman ve tanınmış siyesetçi, gazeteci, sanatçı, girişimci ve STK temsilcileri bir araya geldi.





Programın başında günün anlamına dair bir konuşma yapan Türkevi Araştırmalar Merkezi proje koordinatörü Mehmet Akkoç, kurum olarak bu akşamın Hollanda’nın Alman işgalinden kurtuluşu ruhuna uygun olan ‘özgürlük’, ‘hoşgörü’, ‘demokrasi’, ‘direnme’, ‘ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele’ anlayışının gündeme taşınmasını temenni ettiklerini belirtti.

Coffee Mania’nın ev sahipliği ve Meram Restoranın iktamıyla gerçekleşen programı eski Milli Görüş müdürü ve insan kaynakları uzmanı Hacı Karacaer yönetti. Toplumdaki farklılıklara dikkat çeken Karacaer, bu ülkede yaşayan bir çok insanın 4 ve 5 Mayıs’ın Hollanda için neler ifade ettiğini bilmediğini, toplumun o günleri çok çabuk unutarak ‘özgürlüğün’ değerini veremediğini belirtti. ‘Özgürlük’ kavramının kişiden kişiye değiştiğine dikkat çeken Karacaer, ilk sözü tanınmış sanatcı Nilgün Yerliye verdi.



Nilgün Yerli konuşmasına, yılın sloganı olarak tanımladığı “mutluluk farklılıklar olduğu için mutluluktur” deyimiyle başladı ve Het Parool gazetesinde çalışırken, Hollandalı bir okuyucusunun kendisine gönderdiği bir mektubun içeriğini anlattı. Okuyucudan ayırımcılık kokan mektubunu alan Nilgün Yerli, okuyucuya kendi kitaplarını gönderdiğini söyledi. Okuyucu kitapları kabul etmeyip Nilgün Yerli’ye geri göndermiş. Nilgün tekrar kitapları okuyucuya göndermiş. Nihayet okuyucuyla iletişimi sağlayan Yerli, okuyucunun çocukken işgaliciler tarafından kendisine bir şeker verildiğini ve gözlerinin önünde insanların öldürüldüğünü ve bu yüzden okuyucunun şahsiyetinde bir travmanın hakim olduğunu anladığını belirtti. Anacak uzun yazışmalardan sonra kandığı okuyucusuna ‘nefret’ekarşı sevgi’yle’ yaklaştığı için okuyucuyu kazandığını belirtti. Yerli’ye göre sevgi’nin açamayacağı kapı yoktur.



Devamla söz verilen PvdA Milletvekili Tunahan Kuzu yapmış olduğu konuşmada şunlara yer verdi; ‘Özgürlük benim için kazanılmış bir değer değildir. Bireyin en doğal hakkıdır. Özgürlüğü konuşmaya başladığımızda dile getirdiğimiz ‘eşit haklar yeterli’ değeri benim için yeterli değildir. Zira eşit hakların oluşturulması gerekir. İş pazarındaki ayırımcılığa bir bakın, bir de göçmen gençler arasındaki işsizlik oranına. Devletin iş pazarına el atması en tabii hakkıdır. Özgürlük kavramına gelince. Tanımına bakmamız gerekir. Bir başkasının özgürlüğünü sınırlayan özgürlük anlayışına özgürlük olarak bakmıyorum. Topluma ve tahammül etmeye katkı karşılıklı olması gerekir.’



HTIB başkanı Mustafa Ayrancı da yapmış olduğu konuşmada 16 yaşında düşüncesinden dolayı Türkiye’yi terkettiğini belirtti. Mustafa Ayrancı, Hollanda’ya gelişinin ikinci günü gece saat 02.30’da Amsterdam’da bir bisiklet üzerinde ıslık çalarak giden bir bayanı gördüğünü ve o anda ‘işte özgürlük bu” dediğini söyledi. Çocuklarımızın geleceği için, onların özgürlüğü için gücümüzü birleştirmemiz gerekmektedir diyen Ayrancı, bu yolda katılımcıları mücadeleye davet etti.



Fas asıllı yerel politikacı ve Calvijn Kolleji görevlisi Sofyan Mbarki okullarda çocuklara özgürlük kavramını anlatmanın önemine dikkat çekerek, ayırımcılıkla mücadelenin bir eğitim politikası olmasını önerdi. Zira çocukların bu yaşlarda çok kültürlü bir toplumda yaşadıkları bilincinin verilmesini önerdi.



Hollanda kamuoyunda Polder imamı olarak bilienen Yassin El Forkani özellikle Cuma hutbelerinde ‘İslam’da özgürlük’ temasını seçtiğini ve gençlerin bu kavramlar etrafında bir fikir geliştirmelerine yardımcı olduğunu belirttiğini söyleyen Forkani, gençlerin genç yaşta yaptıkları hatalardan geri dönmelerinde özgürlük anlayışıyla birlikte saygı ve hoşgörü kavramlarının tartışıldığını ve benimsendiğini söyledi.



Hollandalı yazar ve imam Abdulwahid van Bommel, bu akşam Türkevi öncülüğünde müslümanlar ve diğer inançlara sahip olan insanların birarada Hollanda için önem arzeden 5 mayıs kurtuluş günü ve özgürlük temasını konuşmalarının önemli olduğunu blirterek sözlerine başladı. Tam işgal yıllarında doğduğunu ve çocukluğunun işgal hatıralarıyla dolu olduğunu ifade eden Bommel, Yahudi bir kadın komuşusun sürekli annesi tarafından ziyaret edilerek, ona destek verildiğini söyledi. Gençlik yıllarının Amerika tarafından dünyaya verilen sözde özgürlük savsatasıyla büyüdüğünü belirten Bommel, yirmili yıllarda İslam ile tanıştığını ve o yıllarda çevresinden aşırı tepki aldığını söyledi. Bommel günümüz Hollandasına dikkat çekerek, parti adında ‘özgürlük’ kelimesi kullanan ırkçı Wilders’in müslümanlar için bir şans olduğunu, zira bir çok müslümanın kendi dinlerini öğrenmeye yöneldiklerini söyledi. Dolayısiyle Wilders’in farkında olmadan müslümanlar için bir ilham kaynağı teşkil ettiğini belitti.



Amnesty international adına konuşan Nicole Sprokel , Hukuk devletinin inşası ve devamında insan haklarının önemli olduğunu söyledi. Devletin insan haklarına saygı duymasına dikkat çeken Sporkel bu yönde kurum olarak yoğun bir çalışma yaptıklarını belirtti.



4 ve 5 Mayıs Komitesinden yemeğe katılan Ahmed Larouz yaptığı konuşmada bir kaç yıl öncesine kadar bu olaya ilgi duymadığını ancak ikinci dünya savaşında Fransız ordusunun içinde Almanlara karşı savaşan Fas asıllı askerlerin olduğunu öğrenince 4 ve 5 mayıs kutlamalarına daha fazla ilgi duymaya başladığını belirtti. Komite yönetiminde de görev alan Laoruz gençleri bu tür oluşumlarda akti olarak yer almaya davet etti.



Yahudi asıllı bir aileye mensup olduğunu söyleyen tecrübeli gazeteci Vera Bondy, işgal sırasında baba tarafından 325 kişi, anne tarafından da 80 kişiyi kaybettiğini belirtti. Bu travmalarla büyüyen Vera, annesinin ölmeden önceki son yıllarında işgal anılarını canlı yaşarayak vefat ettiğini söyledi.



Toplantıda, 22 Mayıs’ta yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aday olan Güniz Tomruk Kişi ve 19 seçimlerinde Multukulturel Plus Partisinden Amterdam’da seçimlere katılan Ayberk Köprülü de günün anlamına dair birer konuşma yaptılar.



Türkevi Araştırmalar Merkezi başkanı Veyis Güngör yapmış olduğu değerlendirmede; şunları söyledi: ‘Özgülüklerin’ kıymetinin pek fazla bilinmediği günümüzde, Hollanda’nın önemli günlerinden 4 ve 5 Mayıs kurtuluş günleri vesilesiyle, alanlarında uzman çok değerli bir grup insanla biraraya gelip, ‘özgürlük’, ‘hoşgörü’, ‘farklılık’ gibi değerleri konuşmak bizi memnun etmiştir. Bu grubun diğer özel günlerde de zaman zaman biraraya gelerek toplumsal meseleleri değerlendirmek bizim en büyük arzumuzdur. Konuşmak, anlaşmak, fikir alışverişi yapmak, düşünmek ve felsefe yapmak zorundayız’.



Eski VVD Milletvekili Fadime Örgü, eski CDA Milletvekili Marieke van der Werf, Amsterdam Belediye meclis üyesi Orhan Kayar, Het PAROOL gazetesinden Heiba Bakkali, AD gazetesinden Kemal Rijken, de Volkskrant gazetesinden Janny Groen, gazeteci Dirk Koppes, Kültür ve Eğitim Merkezinden Handan Aydın, Anatolia Öğrenci Derneğinden Merve Yılmaz ve Uğur Güngör, Avukat Harun Yıldırım, genç girişimcilerden Uğur Çatbaş, Ali Topal, Nafize Şener, Şenay Özdemir ve Meram Restourantları CEO’su Erdoğan Yüce de toplantıya katılanlar arasındaydı.















http://www.turkevi.nl