GEÇMİŞTE VE GÜNÜMÜZDE KERKÜK TÜRKMENLERİ - Andaç KARABULUT - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









GEÇMİŞTE VE GÜNÜMÜZDE KERKÜK TÜRKMENLERİ - Andaç KARABULUT
Tarih: 30.04.2014 > Kaç kez okundu? 3847

Paylaş


ÖZET

Türkler dünya siyasetinde ve tarihinde etkili olmuşsa da ülke yöneticilerinin totaliter rejim sergilemesi, kendi halklarını katletmeye itmiştir. Bunların acı ama gerçek örnekleri olan Irak Türkmenlerinin ezildiği ve emperyalist güçlerin bu durumu göz ardı etmesidir. Batılı ülkeler orta doğuyu trajik olarak nitelerken, insan hakları savunucuları seslerini çıkarmamaktadır. Ermeniler tarafından şehit edilip soykırıma uğrayan onlarca Azerbaycan Türkleri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde şehit edilen Türkler bulunmakta ve dünya kamuoyu susmaktadır.

Devletler ve rejimler özellikle Türklere ve onların simgesi olan tarihi eserlere saldırmış ve talan etmiştir. Acı bir örnek olarak Irak Kerkük Kalesini vermemiz mümkündür.



Anahtar Kelime: Kerkük, Irak, Türkmen, Türk, Soykırım, Tarih



KERKUK TURKMENS PAST AND PRESENT

ANDAÇ KARABULUT

ABSTRACT

Turks has been effective on world politics but totalitarian regime of administrators in the country because massacred their own people. Examples of these sad but true; Iraqi Turks under pressure and it is ignoring the imperialist powers. Western countries, middle east, citing it as a tragic, human rights defenders quiet. Armenians made genocide the citizens of Azerbaijan, Turkish citizens were killed in the Turkish Republic of Northern Cyprus and world community is silent.

States and regimes has been to attack and plunder especially Turks and their historic monuments. Examples of bitter; Iraq Kirkuk Citadel.



Keywords: Kirkuk, Iraq, Turkmen, Turkish, Genocide, History







GİRİŞ

Geçmişten günümüze Irak stratejik önem arz etmektedir. Saddam rejimi devrilmeden önce ve devrilme esnasında kendi halkına ki özellikle Türklere karşı yapmış olduğu zulüm (1996 Erbil Katliyamı Altın Köprü olayı, Beşir, Kifri, Tuzhurmatu, Tazehurmatu, Telafer, Tisin, Dakuk, İmam Zeynelabdin, Kerkük, Karayatak, Şirinhan, katliamları) Türk dünyası ve diğer ülkelerce kınanmış, hafızalardan silinememiştir. Fakat düşünülmesi gereken pek çok konu vardır. Bunların arasında %90’den fazlası Müslüman olan bir ülkede bu katliamlar nasıl yapılır? Irak’ta büyük çoğunluğu Müslüman olan siyasi yöneticiler ve karar alıcılar, terörist grupların Irak’ta varlığına göz yumması düşündürücüdür.

Batının dillendiği radikal dinci terör örgütler, mukaddes kitap Kuran-ı Kerimde yer alan Bakara 58’deki bu ayeti “Ama zulmedenler, kendilerine söylenen sözü bir başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, üzerlerine gökten iğrenç bir azap indirdik.” nasıl unuturlarda çocuklara, kadınlara, camilere, okullara ve sivillerin yoğun olduğu bölgelere bombalı saldırı yapıp kendi değerleri olan, Irak’ın kültür mirası olan Kerkük kalesine zarar verirler? Irak’ta yer alan ve Hz. Muhammed’in mukaddes torunu Şehit İmam Hüseynin, şehit olduğu bu topraklara saygı gösterilmeden çocuklara, sivillere yönelik saldırılar yapılarak her gün bir can’a nasıl kıyılır? Ve bu duruma Arap ülkeleri nasıl sessiz kalabilmektedir? İnsani boyutta ve profesyonel devlet yöneticiliği anlayışında yöneticiler, kendi anayasalarına uymadan, kendi halkına nasıl zulüm edilmesine kayıtsız kalır da, ülkesinin zenginliğini temsil eden tarihi dokunun yok olmasına göz yumar? Öyledir ki petrol açısından zengin olan bir ülkenin (Erbil’de bulunan özerk bölge ve Bağdat hükümeti) ülke güvenliğini sağlayamamış, eğitim kalitesini ve insanların refah seviyesini arttırmayarak yâda arttıramayarak ayrımcılık yapmış ve ülke ekonomisini kalkındıramadığı görülmüştür. Bu çalışmada da Irak’ta köklü bir geçmişi olan Türkmenlerin durumu açıklanılmaya çalışılmaktadır.



1. Irak Tarihinde Türk Varlığı

Hz. Muhammed’in hicri 11 (M.632)’de vefatını takip eden yirmi yıl içinde Müslümanlar, Arap yarım adasının büyük bir kısmında ve Irak’ta imparatorluk meydana getirdiler (Parry. V. J, 1974: 193)

Emevi devleti için önemli olan yer kuzey-doğu İran, Irak ve Türkistan’ın çoğunu içine alan Horasan’dı. Horasan halkı cenk yapan, büyük bir kısmı Müslümanlığa geçmiş, “Mevali” adı ile Arap orduları ile beraber savaşmışlardı. Hicri 132’de Horasan askerileri propaganda yaparak civardaki kabilelerinde desteği ile Emevilerin düşmesinde rol oynamıştır (Parry. V. J, 1974: 194-195).

Abbasi döneminde Halife Mamun, Halife Mutasım’ın iktidarları sırasında Türkler, Bağdat’a yerleşmişlerdir. Türklerin Abbasi askerlerinin komutasına girmesi ile Büyük komutan Mete Han’dan günümüze kadar gelen onluk bir düzene dayalı askeri sistemi oluşturmuşlardı. Mutasım'dan sonra Türklerin sayıları ve nüfuzları arttığı gibi, bu durum, Türkistan'ın da hızla Müslümanlaşmasında rol oynamıştır. Türklerin başka milletlere karışmaması için Türkistan'dan Türk kızları getiriliyor ve böylece Türk soyu bozulmadan devam etmesi sağlanıyordu. Bu güne kadar gelen bu gelenek Türklerin çok az bir dıştan evlenme ile sürekli kendi içlerinden evlenme ile devam etmiştir. Bunun gibi olayların sonucu olarak Abbasi devletinin siyasi ve askeri alanında tek söz sahibi Türkler olmuştur, istedikler halifeyi tahta çıkarıp, istediklerini indirmişlerdir. (Çetinkaya. M, 2013).

“Selçuklular” kelimesi, bir boyu veya Oğuzların bir kolunu ifade etmemektedir. Bu kelime, Selçukluların büyük atası Dukakoğlu Selçuk'a nispetle bir hanedan adını ifade etmektedir. Selçuklular, 24 Oğuz boyundan biri olan Kınık boyuna mensupturlar. Irak'a ikinci büyük Türk göçü 1040'tan sonra gelmeye başlamıştır. 1050-1054 arasında bölgeye, diğer Türk boylarıyla birlikte, Türkmenler kalabalık gruplar halinde gelmişlerdir. Irak'a ikinci büyük Türk göçü 1040'tan sonra gelmeye başlamıştır. 1050-1054 arasında bölgeye, diğer Türk boylarıyla birlikte, Türkmenler kalabalık gruplar halinde gelmişlerdir. Bölge halkını zaman zaman rahatsız etmelerinden dolayı, Abbasi halifesi, Selçuklu Hükümdarı Tuğrul Bey'den yardım istemiş ve 1055 yılında Büyük Selçuklu Hakanı Tuğrul Bey Irak'a girmiştir. Bu olay, 9 asırlık Türk hâkimiyetinin başlangıcı sayılmaktadır (Çetinkaya. M, 2013).

1.1. Türkmen Kelimesinin Kökeni Ve Anlamı

Türkmen kelimesi ilk olarak, herth’in Alman Baverya İlimler akademisi Kongresinde de belirtildiği üzere 8. Yüzyıl Tong-Tin Anksilopedisinde Çince yazılışı ile “Tokumenk” olarak rastlanmaktadır. Fars tarihçiler ise Türkmen adını 11. Yüzyıldan beri, Farsça çoğul yapılarak “Türkmanen” biçiminde kullanmışlardır. Ebul-Fazl el- Beyhaki’de Türkmen kelimesini Oğuz-Arapça “Gehz” karşılığında kullanmışlardır. Bazı tarihçilere göre “Türkmen” kelimesi “Türk” ve Farsça “Manend” kelimelerinin birleşerek “Türkmanen”den doğmuştur. Tarihçi Yılmaz Öztuna’ya göre ise Türkmen adı “İslamiyeti Kabul Eden Türkler” anlamına gelen Oğuzlar için kullanılmıştır (İTKAD)

1.2. Irak’ta Türkçenin Statüsü

Türkçe, VII. Yüzyılda Irak’ta kısmi bir konuşma dili olarak kullanılmaya başlanmış ve daha sonrasında göçlerle yayılma ve kullanılma alanını genişletmiştir. XV. Yüzyılda Karakoyunlular döneminde devlet dili olarak kabul edilmiş, Sefavi ve Osmanlı dönemlerinde ise kültür ve edebiyat hayatının en vazgeçilmez dili olmuştur. XX. Yüzyılında siyasi gelişmelerin ardından azınlık dili olmuştur (Özkan. M, 2009: 92).

Irak’ta bu bağlamda Irak Türk edebi dilinin dayanakları;

• Ağızlar: Akkoyun ve Karakoyunlu Türklerine dayanır. Irak Türk ağızlarında II. teklik Ģahıs eki -ñ Kerkük ağzında -v, Bayat ağzında -y olmuĢtur: geldiv / geldiy gibi. II. teklik Ģahıs iyelik ekinde de eliñ > eliv / eliy örneklerinde olduğu gibi aynı durum görülür. Genel özellikleri açısından değerlendirildiğinde Erbil, Kerkük ve diğer Türkmen yerleĢim merkezlerinde kullanılan ağızları, Türkiye Türkçesinden çok Azerbaycan Türkçesine dahil etmek mümkündür.

• Alfabe: Irak Türkleri arasında Osmanlı döneminde Türkiye„de olduğu gibi Arap alfabesi kullanılmış, ancak 1928‟de Türkiye’nin Lâtin alfabesini kabul etmesinin ardından, dil ve kültür alanında tam bir bütünlük içinde oldukları Türkiye’yle olan beraberliklerini sürdürebilmek amacıyla Irak Türkleri de Lâtin alfabesine geçmek için birçok kez teşebbüste bulunmuşlardır (Özkan. M, 2009: 92).







1.3. Lozan Antlaşması ve Musul Sorunu

İngiltere, Birinci Dünya Savaşı sırasında, Musul bölgesini Fransa’ya bırakmış ancak bölgedeki zengin petrol yataklarının ortaya çıkmasıyla Musul’u yeniden ele geçirmek amacıyla çaba sarf etmiş, bu fırsatı Mondros Mütakeresi’nin 7’nci maddesine dayanıp 15 Kasım 1918’de Musul’u işgal ederek değerlendirmiştir (Ali.S.M, 2008: 3).

Misak-ı Milli’de sınırlarımızın geçtiği hat ayrıntılı ve açık bir şekilde kayıt edilmemesi sonucunda ise Kerkük İngilizlerin eline geçmiştir (Ali.S.M, 2008: 3).

1.4. Irak Devleti Kuruluşu ve Türkmenlere Yapılan Soy Kırım

1958 Yılında gerçekleşen kanlı darbe ile Krallığın devrilmesi sonucunda, Irak’ta Abdulkerim Kasım Cumhurbaşkanı oldu. Yapmış olduğu ilk faaliyet ise 14-16 Temmuz 1959’da Kerkük’te Türkmenlere karşı soy kırımda bulundu (Çaykuş. M, 2005: 45).

CIA (Amerikan İstihbarat Örgütü) yardımı ile 7 Haziran 1968’de darbe yapılarak Saddam Hüseyin lider olmuştur (Çaykuş. M, 2005: 45). Haçlı seferinden bu yana Türklere saldıran, Türk düşmanları, Amerika desteği ile Saddam bu saldırılara devam etmiştir. Saddam’ın, Amerika desteği ile Telafer, Kerkük ve Irak’ın diğer bölgelerinde Türkmenleri katletmiş, Cumhuriyet’ten önceki Türklere karşı tutum Saddam ile devam etmiştir (Hüsmüllü. Ö. F, 2010).

2. Saddam Rejiminin Devrilmesi ve Türkmenlerin Durumu

17 Mart 2003’de İngiltere'nin Birleşmiş Milletlerdeki temsilcisi Irak konusundaki diplomatik sürecin son bulduğunu açıkladı. Silah denetçileri ülkeden tahliye edildi. ABD Başkanı George Bush, Saddam Hüseyin ve oğullarına 48 saatte ülkeyi terk etmezlerse savaş açılacağını söyledi. 20 Mart - Amerikan füzeleri sabaha karşı Bağdat'a düşmeye başladı. Saddam Hüseyin'i taşıyan bir konvoyu hedef aldığı belirtilen bu saldırı ABD öncülüğünde Saddam Hüseyin'i devirmeye yönelik operasyonun başlangıcıydı. Bunu takip eden günlerde Amerikalı ve İngiliz kara kuvvetleri ülkeye güneyden girdi. 14 Aralık - Saddam Hüseyin'in yakalandığı dünyaya duyuruldu ve 30 Aralık’ta idam edildi (BBC, 2004).

2.1. Kerkük Türkmenlerinin Durumu

Kerkük’te Türkmenlerin varlığı, Ermenistan’ın Karabağı, Güney Kıbrıs Rum kesiminin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türklerini, Çin’in Uygur Türklerini katlettiği gibi trajik durum ile aynıdır. Güvenliğin istikrarlı bir şekilde işlemediği, çeşitli terörist grupların faaliyetlerinin olumsuz etkisi en fazla Türkmenler tarafından yaşamaktadır. Örneğin 1953 doğumlu Hayvan Fizyolojisi Doktoru merhum Bahaa El-Din Ali adındaki Türkmen akademisyenin, Tikrit yakınlarında aracına bomba konulması neticesinde şehit edildiği ve kimliklerinin belirlenemediği Irak Türkmen halkınca belirtilmektedir (Karabulut. A, 2013: 109).

Bölge halkının belirtmesine göre, çeşitli devletlerin Irak’aki homojen yapıda olmayan çeşitli terör gruplarını, Erbil’in de PKK’yı desteklemesi her geçen gün Irak’ı kaosa iterken, Türkmenlerin güvenliğini de tehdit etmektedir. Batılı ülkelerin özellikle Erbil’de yer alan özerk bölgeyi desteklemesi, İran’ın mezhep ayrımına gitmesi bölgede şiddeti arttırmaktadır. Avrupa’dan gelen yardımların Irak’a değil de sadece Erbil’de yer alan özerk bölgeye nakledilmesi ve yapılması, bölgede adaletsiz güç dağılımı ve siyasal söz hakkını zedelemektedir.

Kerkük’te yer alan Kerkük kalesinde bulunan Selçuklu mimarilerde yer almakta ve Irak’taki Türkmenler ile bütünleşmektedir. Bölge halkının anlatımına göre, Kerkük Kalesinde Selçuklu Türklerinin yılında Buğday Hatun için yaptığı belirtilmiştir. Danyal peygamberinde kabri burada bulunmaktadır. Bölgenin her alanından Türk kalıntılarının olduğunu, hatta Osmanlı askerlerinin kabri de burada bulunmaktadır.

Kerkük Kalesi Tahribi Yıl 2013



Kaynak: Uzm. Andaç Karabulut

2.3. Kerkük Kalesi Tahribatı

Saddam yönetimi 1980’de Kerkük kalesine yapmış olduğu saldırı ve tahribatın hala izleri görülmektedir. Ardından Bağdat hükümeti ve Avrupa’dan gelen uzmanlarca Kerkük Kalesi yeniden restore etme gayeleri ise bölge halkınca şu şekilde yorumlanmaktadır. “Kerkük kalesini restorasyon ve onarım için gelen özellikle Amerikalı yetkililer burada tarihi eser kaçakçılığı yapmış ve Saddam’dan sonra tahribatın en büyüğünü Amerika’dan gelen uzmanlar gerçekleştirmiştir. Ayrıca bölgede bulunan Türk düşmanı kişilerde hırsını tarihi eserlere zarar vererek gerçekleştirmektedir.”

Bu açıklama tarihi eserlerin durumunu gözeterekten doğrulamak pekâlâ mümkündür. Kerkük kalesinde yer alan tarihi mermerlerin bir kısmı harap görüp atılmışken, tarihi mekanların dokusu tahrip edilmiş, Saddam döneminde tank mermileri ile vurulduğu izlerden görülmektedir.

Bölge halkı tarihlerine sahip çıkmaya çalışırken bölgede Türklere karşı yapılan baskı ve saldırılar ile can güvenlikleri risk altında olduğu bölge halkınca belirtilmiştir. Tarihi eser ve bu tip değerlerin tahribatı ile geçmişleri bağları kopartılmaya çalışıldığı açıklanmaktadır. Nitekim bu tahrip provoke edici olduğu gibi Türkmenlerin sindirilmeye çalışılması için Kerkük Kalesi tahribi, Türkmen düşmanları için bir araç olmuştur.

2.4. Irak Anayasası ve Kerkük

Bu bölümde bölgede yaşayan Türkmenlerin belirtmeleri üzerine Amerika’nın oluşturmuş olduğu Irak Anayasasından konumuzla ilgili dikkat çeken ilgili maddelerine yer verilmektedir.

Madde 7:

1. Saddam Baasçılığı ve bütün sembolleri başta olmak üzere ırkçı, terörist, kökten dinci veya etnik ayrımcılığını benimseyen, ona teşvik eden, önünü açan, propagandasını yapan veya gerekçelendiren herhangi program veya doktrin hangi ad altında olursa olsun yasaktır ve Irak’taki siyasi çoğulculukta yer alamaz. (bu durum) Yasayla belirlenir.

2. Devlet, terörün bütün çeşitlerine karşı mücadele etmekle yükümlüdür. Topraklarının terör şebekelerine üs, geçiş noktası ve/veya konuşlanma alanı haline gelmemesi için çalışır.

İfadesi yer almaktadır. Lakin Irak Kerkük’te uluslararası bülten’e konu olunmuş ve terör örgütü olarak kabul görmüş olan PKK terör örgütünün varlığı bilinmekte, bölge halkınca dile getirilmekte, basında yer almaktadır.



Madde 10:

Irak’taki kutsal yatırlar ve dini mekanlar, dini eserler ve uygarlık eserleridir. Devlet bunların saygınlığını korur, buralarda dini ayinlerin özgür bir şekilde gerçekleşmesini sağlar.



Madde 18:

5. Irak vatandaşlığı, Irak’taki nüfus dengelerini değiştirmek içi güdülen nüfus yerleştirme politikası amacıyla verilemez.



Madde 27:

1. Kamu mallarının saygınlığı vardır. Bunları koruyup kollamak her vatandaşın görevidir.

2. Devlet mallarının korunması, yönetilmesi, bunlar üzerinde tasarrufta bulunulması ve/veya bunlardan hangi şartlar altında feragat edileceğinin esas ve sınırları yasayla düzenlenir



Madde 34:

1. Eğitim toplumun ilerlemesi için temel faktördür ve Devlet tarafından güvence altında tutulan bir haktır. İlköğretim mecburidir. Devlet, yetişkinlere okuma-yazmayı öğretmekle yükümlüdür.



2.5 Irak Anayasasına Eleştirel Bakış

• Madde 7: Genel hatları ile her türlü Terör örgütü ile mücadele ifadesi yer almaktadır. Lakin Irak Kerkük’te, uluslararası bülten’e konu olunmuş ve terör örgütü olarak kabul görmüş olan PKK terör örgütünün varlığı bilinmekte, bölge halkınca dile getirilmekte, basında yer almaktadır. Ayrıca PKK adına çeşitli sivil toplum örgütlerinin kurulmuş olması ve bu örgüt adına PKK propagandası yaparak Abdullah Öcalan kitapları satılması düşündürücüdür.

• Madde 10: Madde’de yer alan Dini mekanlar, Tarihi eserler, uygarlık eserleri vb. değerlerin korunmasına yönelik alınmış kararda. . Yine yukarıda fotoğraflardan da görüleceği üzere buna dair bir faaliyette bulunulmamıştır.

• Madde 18: Madde’de yer alan nüfus değiştirme politikalarına karşı olunduğu ve buna karşı olunduğuna dair karar alınmıştır. Fakat Yakın Doğu Haber’in 2006 yılındaki haberin de; “İttihad-ı İslami partisinin resmi sitesinin verdiği habere göre çarşamba günü Kürdistan bölge parlamentosundan bir yetkili, “Anlaşma ve Ulusal Diyalog Kurulu” temsilcilerinin Kerkük’teki 7000 Arap ailenin Irak’ın güneyinde ve orta bölgelerindeki asli yurtlarına dönmeye hazır olduklarını belirttiklerini ifade etti. (Yakın Doğu Haber, 2006).” Haberi dikkate değerdir

• Madde 27: Madde’de yer alan Kamu malları ibaresi adaletsiz dağılması, Bağdat ve çevresinde yapılan yatırımların Kerkük’e nakledilmediğini belirtilmektedir. Kamu Hizmetleri arasında olan yol,alt yapı vb. hizmetlerin yerel yönetim ve merkezi hükümet (Bağdat Hükümeti) tarafınca gerçekleştirilmediğini belirtebiliriz.

• Madde 34: Eğitim faktörünün önemine değinilse de özellikle Türk akademisyenlere yönelik saldırılara karşı yetkililerin güvenlik önemli almakta etkili olamadığını söyleyebiliriz. 18 Aralık 2012’de Kerkük Reşad köyünde, Kasım Nasıh ile Abdul Hüseyin Mahmud adlı Türkmen öğretmenlerin kimliği belirsiz kişilerce şehit edilmesi Irak yetkilileri ve hükümetin etkili olmadığının bir göstergesidir. (ORSAM)

3. Sonuç

Orta Asya’dan Avrupa’ya kadar etkili aktör olan Türkler, günümüzde de önem arz etmektedir. Irak tarihini şekillendiren Türkler batılı ülkelere karşı her zaman dirayetli davransa da istikrarsız devlet yöneticileri bu dirayeti kırmaya çalışmışlardır. Nitekim Kerkük Türkmenleri de Saddam’a karşı ve kendi değerlerini korumaya karşı dirayet göstermişlerdir. Bu dirayet sadece Kerkük Türkmenlerine has olmamış, Azerbaycan’da Karabağ’a, Kuzey Kıbrıs’ta, Sincan Uygur Özerk Bölgesine kadar görülmüştür. Devlet yöneticilerinin istikrarsızlığı bu dirayeti zedelemiş, akraba olan bu devletlerin halklarına ambargo koymuştur.

Irak Türkmenlerinin hem güvenlik hem de değerlerini korumaya yönelik bu faaliyetleri, Irak’ta bulunan diğer etnik ve mezheplere karşı saygılı bir şekilde gerçekleştirdiklerini belirtmemiz gerekmektedir. İstikrarı sağlayamamış olan bir devlet rejiminde ayrımcılığın, Terör gruplarının varlığı, kaosun olması kaçınılmazdır. Devletlerin marjinal grupları desteklemeden, muhatap almaları gereken devlet yönetimleri, hükümetleri ve partiler olmalıdır. Irak’taki bu istikrarsız durumun Uluslararası boyuta taşınması gerektiğini ve bölgede yer alan Tarihi eserlerin tahribatını önlemek için Türk devletlerinin gerekli girişimlerde bulunması gerektiğini belirtmeliyiz.

Bağdat ve Erbil yöneticilerinin yapmış olduğu adaletsiz ve güven ortamı olmayan bu bölgede bütün devletler gereken ültimatom’u gerçekleştirip, insan haklarının değer kazandığı bu çağ’da, Türkmenlerin haklarına cebir ve tahrikte bulunan, bu duruma sebebiyet veren hükümet, parti veya örgütlere gereken uluslararası yaptırımlar gerçekleştirilmesi gerekmektedir

Kaynakça

Ali, S. M. (2008). LOZAN ANTLAŞMASI VE MUSUL SORUNU ÇÖZÜMÜ. Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensitütüsü Yüksek Lisans Tezi.

Çaykuş, M. (2005). Kuzey Irak Yapısı Bölgedeki Oluşumlar Bölge İçi ve Dışı Devletlerin Amaçları ve Etkileri. Ankara: Atılım Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Yüksek Lisans Tezi.

Çetinkaya, M. (tarih yok). Türk Dünyası. 2013 tarihinde Asilkan: http://www.asilkan.org/sabit/iraktrk.htm adresinden alındı

Hüsmüllü, Ö. F. (tarih yok). Türklere uygulanan soykırımlar. Milliyet: milliyet.com.tr/turklere-uygulanan-soykirimlar/Blog/?BlogNo=261345 adresinden alınmıştır

BBC Irakın Yakın Tarihi. (2004,). http://www.bbc.co.uk/turkish/indepth/story/2004/02/040202_irak_kronoloji.shtml

Literature and History of Turkish or Turkic. (2009). International Periodical For the Languages, , 89-107.

ORSAM. (tarih yok). IRAK ANAYASASI.

Perry, V. J. (1974). İslam'da Harb Sanatı. Tarih Dergisi , 13-218.

Türkmen Kelimesinin Kökeni ve Anlamı. (2013). Irak Türkmenleri kardeşlik Ve Kültür Derneği: http://www.itkad.com/Icerik.aspx?l=1&id=179 adresinden alındı