Lenin Türk Mü? - İlhami Yangın - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Lenin Türk Mü? - İlhami Yangın
Tarih: 30.09.2009 > Kaç kez okundu? 13756

Paylaş


24 Eylül 2009 Perşembe, 02:27

Çuvaş araştırmacı Albina Lubimova’nın, Sovyetler’in kurucusu Lenin hakkında çok tartışılacak bir iddia ortaya attı: “Lenin Türk”dür.





Lenin’in resmi tarihinin yanında, bir de gayrı resmi tarihi var. Çoğunlukla resmi tarih yazıcıları, yöneticileri yarı tanrılaştırıyor. Lenin’in yaşamını kaleme alan resmi tarih yazıcıları Rus olduğu konusunda şüphe taşımıyor. Lenin’e karşı olan kesimler ise komünist ve ateist yönünü vurgulamaya özen gösteriyorlar.



Rus Çarları Çuvaşları Hıristiyan dinine döndürmek için, her yerleşim yerine, aynı zamanda Rus misyoneri olan toprak ağaları atadı. Zamanla birçok yerleşim yeri kendi köklerini terk etmeye başladı. Lenin’in dedesi Nikolay Vasilyeviç Ulyanin’in yaşadığı köy de istisna olmayıp Çuvaş köklerini terk etti ve kendilerine Rus demeye başladı.

Lenin’in ailesi, Ulyanovların baba tarafından Çuvaş olduğu ihtimali çok güçlü. Bunu ispatlamak da çok zor değil. Bu günkü teknoloji buna izin veriyor, DNA testi yapmak yeterli olur.



Çuvaş araştırmacı Albina Lubimova’nın, Sovyetler’in kurucusu Lenin hakkında çok tartışılacak bir iddia ortaya attı:



“Lenin Türk”dür.

Rusya’ya bağlı Çuvaş Cumhuriyeti Yazarlar Birliği üyesi, Albina Lubimova, dünyada tartışma yaratacak bir iddia ortaya attı: “Lenin Rus değil, Türk” Lubimova’ya göre, Lenin Türk kanı taşıyor. Baba tarafı Kalmık Türk’ü.



Lenin hangi ulustan?



Çuvaş Türklerine göre Lenin, Rus değil, Türk. Ataları özbeöz Çuvaş Türk’ü. Bu iddia yenilir yutulur cinsten değil. İddianın sahibi Albina Lubimova (Yuratu), Gazeteci ve yazar; 1982’de Moskova Üniversitesi’nin İletişim Fakültesi’ni bitirdi. Şu anda profesyonel bir yazar, şair ve Çuvaş Cumhuriyeti Yazarlar Birliği üyesi. 7 şiir kitabı, çok sayıda makale ve 100’e yakın şarkı sözü yazarı.



Lubimova’ya göre, Lenin Türk kanı taşıyor. Ataları Çuvaş Türk’ü. Albina Lubimova’nın araştırmaları sonucu ulaştığı bilgilere kendi ifadeleriyle göz atalım:



Sovyetler Birliği zamanında komünist partisi tarafından Lenin hakkında oluşturulmuş bir efsane özenle korunmaya çalışılıyordu. Genel Yayın Kaynakları (tüm tarih kitapları dâhil) Lenin’in baba tarafından Rus olduğunu söylüyordu.

Sovyet döneminde araştırma yapmak mümkün değildi

Hâlbuki Lenin’in babası İlya Nikolayeviç, damarında Kalmık kanının aktığını saklamıyordu. Bu nedenle, Çuvaşistan’da pek çok kişi, Lenin’in ailesinin Kalmık olduğunu biliyordu. Ancak, Sovyet döneminde tüm belgeler sır gibi korunuyordu. Araştırma yapmak isteyenler için arşiv ulaşılamaz bir yerdi.



Kökenlerini terk ettiler



‘17. yüzyılda yaşayan Alman gezgin Adam Oleariy, Sura Nehri’nin bir zamanlar Kazan ve Rus toprakların ayırdığını söylüyordu’ Bu tespit ‘Çuvaş Halkının Kökleri’ adlı kitapta yer alıyor. Kitabın yazarı ünlü Çuvaş bilim adamı V.F.Kahonovskiy’di.

‘18. yüzyıl’da Çuvaş toprakları Kazan ve Nijegorodsk vilayetine dâhil edildi’... Bu bilgiyi ise “Haber” gazetesinin editörü Aleksey Petroviç Leontyev ifade ediyor. Leontyev’in belirttiğine göre, eskiden Rus Çarları Çuvaşları Hıristiyan dinine döndürmek için, her yerleşim yerine, aynı zamanda Rus misyoneri olan toprak ağaları atardı. Zamanla birçok yerleşim yeri kendi köklerini terk etmeye başladı. Vladimir Ulyanov-Lenin’in dedesinin yaşadığı köy de istisna olmayıp Çuvaş köklerini terk etti ve kendilerine Rus demeye başladı.



Albina Lubimova, Lenin’in sülalesini daha iyi öğrenmek için Profesör Gennadiy Tafayev’in kaynaklarına da başvurmuş. Prof. Tafayev, şu anda Çuvaş Pedagoji Üniversitesi’nin Tarih Bölümü Başkanlığını yürütüyor. 200’ün üzerinde yayınlanmış eseri var. (Ağırlıkla Çuvaş halkının kökleri hakkında yazılmış kitaplar)



Tafayev: Lenin’in yüz hatları Türklere benziyor



Tafayev, Ulyanovların şimdiki soyadlarının Hıristiyanlaşma zamanında ‘Ulyanan’ isminden gelebileceğini belirtmiş. Ve bir aileye soyadı verildiğinde otomatik olarak o aile ferdinin soyadı olarak kabul edildiğini kaydetmiş. Büyük ihtimalle Ulyanov soyadının bayan veya erkek “Ulyanan” isminden temel alındığını anlatmış. “Ruslar bu ismi “Ulyanin” şeklinde yazmış olabilirler. Üstelik o zamanki mübeyyizlerin Çuvaşça bilmemesi de güçlü bir ihtimal. Çocuklara anne ve babanın isimlerini verme âdeti, şimdiye kadar güncelliğini yitirmedi’ şeklinde bilgi vermiş. Tafayev, Lenin’in fizik yapısı ve yüz hatlarının Türk olması ihtimalini çok güçlendirdiğini eklemiş.



Albina Lubimova, Tafayev’in haklı olup olmadığını anlamak için ‘Hıristiyan olmayan Çuvaşlar özel isimler sözlüğü’ adlı M.R. Fedotov tarafından yazılmış bir kitaba da baktığını belirtiyor.



Lubimova, Rusya’da pekçok kişinin Lenin’in, Çar tarafından idam edilen kardeşi Aleksandr için intikam aldığına inandığını ve ‘Aleksandr idam edilmiş ve bu şekilde 1917’deki devrim gerçekleşmiş oldu’ dediğine dikkat çekiyor.



Çuvaş tarihi uzmanı Anton Osipoviç Smolin, “Lenin” adlı bir kitapta yer alan bilgileri hatırlatarak, kitabın yazarı Akim Arutyunov’un, birinci cildin ‘Vladimir Ulyanov’un Soy Ağacı’ kısmının ikinci bölümünde, Astragan Arşivleri’nde bulunan belgelere atıf yaptığını belirtiyor. Burada, “Herkesçe biliniyor ki anne tarafından Lenin üç milletin kanını birden taşıyor (Yahudi, Alman ve İsveç). Baba tarafından Vladimir Lenin-Ulyanov’un dedesinin babası, Kalmık kısmından Lukyan Smirnov’muş. Onun oğlu Aleksey Lukyanoviç Smirnov bağımsız toprak ağasıymış. 1808’de 23 yaşındaki Anna isminde kızını evlendirmiş. Anna’nın kocası ondan 30 yaş büyük ve bu da Lenin’in dedesi. Anna Alekseyevna 5 çocuk doğurdu ve son olanı İlya gelecekte Lenin’in babası oldu” bilgilerine yer veriliyor.



Lenin’in dedesi toprak kölesiydi



“Eğer dikkatlice bakarsak Ulyanovların yüz hatları, elma kemikçikleri, göz şekli Mongollara benzediğini görürüz” diyen Akim Arutyunov, resmi kaynaklara ve Lenin’in yaşam öyküsünü anlatan eserlere atıf yapıyor. Bu kaynaklara göre Vladimir Ulyanov’un dedesi Nikolay Vasilyeviç Ulyanin (Ulyaninov) toprak köle köylüsüydü ve Nijegorodsk vilayetinin Androsovo Sergaçsk çevresindeki köyünden geliyordu. Üstelik yüzyıllar boyunca bu topraklar Türk halklarına aitti. (Özellikle Çuvaşlara). Akim Arutyunov, “Sergaçsk çevresinde o dönemde (18. yüz yılın sonu) Rus imparatorluğun yerleşim yeri listesinde aynı isimde iki köy belirtilmiştir (Küçük ve Büyük Andosovo). Birinci köy kuzey batıda Sergaç’tan 18 verse uzaklıkta bulunuyor. İkinci köy ise belirtilen kasabadan daha batıya yakın 20 verse uzaktadır. Andosovo köyü şimdiki posta rehberinde belirtilmiş durumda. Bu köy Nijegorodsk Bölgesi Pilninsk semtinde buluyor. Bütün bu bilgiler hakkında arkadaşım Tafayev’ın ne düşündüğünü sordum. Tafayev, ‘Eski Rus vakayinamelerinde (1237 yılına göre) yazılıyor ki Batu Taarruzu’ndan sonra Bulgarlar Volga Nehri’nden yukarıya doğru hareket etmişler ve Suzdalsk topraklarına varmışlar. Volga Nehri’nin kıyılarında birçok Bulgar şehri oluşmuş” (Sudovit, Tsepel) şeklinde bilgi veriyor.

V.N. Tatişev’in kaynağına göre, (1221 yılı) ‘Büyük Prens Yuriy’ generalleri gönderip Oka Nehri’nin kıyısında yeni şehrin yapılmasını emretti. Orası, eskiden Bulgarların yaşadığı bir şehirdi. Şimdiki Nijegorodsk Bölgesi’ndeki topraklar da (Liskovo, Vasilsursk ve Nijniy, Novgorod) eskiden Bulgarlara aitti.



Erol Cihangir:



Lenin Kalmıktır

Lubimova’nın iddiasına, “Bir Türkün 2. Dünya Harbi Hatıraları” kitabının yazarı Erol Cihangir’den de kısmi destek geldi. Kitabında benzer tespitlerde bulunan Erol Cihangir, Kırmızı Çizgi Dergisi’ne yaptığı açıklamada, Lenin’in atalarının bir Moğol boyu olan Kalmık’lara dayandığını kaydetti. Erol Cihangir, Moğollar ile Türklerin ayrı uluslar olduğuna inandığını belirterek, Lenin Türk’tür demek yerine, Lenin Kalmıktır demenin daha doğru olacağı görüşünü savunuyor.