BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI

e.mail: necdetes@mynet.com

"BİNLERCE TERÖRİST SURİYE'DE

EĞİTİM GÖRÜYOR"

Esad'ı devirmek için

Suriye'de bulunan El Nusra ve bu örgüte bağlı El Kaide'nin Suriye'de

terörist eğitim kamplarının bulunduğu ifade ediliyor. Özellikle

Amerika'nın yakın takibinde bulunan radikal grupların bölge ve Amerika

için büyük bir tehlike olduğuna da dikkat çekiliyor.

ABD Ulusal İstihbarat

Direktörü James Clapper, geçenlerde konu ile ilgili bir brifing verdi

ve "Binlerce terörist Suriye'de eğitim görüyor" dedi. Bu teröristlerin

ülkesinin ulusal güvenliğine yönelik tehditlerde bulunabileceğine de

dikkat çekti. "El Kaide'ye bağlı El Nusra örgütünün hedefi Amerika'ya

saldırmaktır" diye de sözlerini bağladı.

AMERİKA'NIN ENDİŞESİ

İşin özeti şu:

Amerika,

Suriye'de Esad'a karşı savaşan radikal grupları Esad'dan daha

tehlikeli buluyor. Özellikle El Nusra, El Kaide gibi örgütlerin

oluşturduğu IŞID, giderek daha tehlikeli olmaya başladı. Irak'a kadar

uzanan IŞID'ın bazı bölgeleri ele geçirmesi de endişe veriyor.

Türkiye'nin de daha önce destek verdiği bu gruplara desteği kesmesi

için uyarıda bulunduğunu da biliyoruz.

Clapper, ilgili bimlere

verdiği brifingde El-Kaide bağlantılı birçok grubun bu ülkede eğitim

kampları oluşturarak, militanlarını "kendi ülkelerine geri dönüp daha

fazla terörist saldırı gerçekleştirmek üzere eğittiğini" anlattı. ABD

istihbaratının patronu konumundaki Clapper, Suriye'de Beşşar Esad'e

karşı savaşan binlerce isyancından 26 bininin aşırılık yanlısı

olduğunu, bunlardan 7 bininin Avrupa ve Ortadoğu bölgesi ülkelerinin

de aralarında bulunduğu 50 farklı devletten gelen yabancı güçlerden

oluştuğunu kaydetti.

Amerika'nın bu

radikal gruplara karşı böylesine bir tavır içinde olması, hiç kuşkusuz

Türkiye'nin de bu gruplarla olan ilişkilerini ilgilendiriyor. Kaldı

ki, El Kaide'nin Suriye'deki Türkmen köylerine bomba yağdırması

karşısında Türkiye'nin sesiz kalmasına da bir anlam veremiyoruz.

Amerikan İstihbaratının patronu Clapper'in bu brifingi sıralarında

Türkmen köylerinin bombalanması, 15 bine yakın Türkmen'in Türkiye'ye

sığınması ve birçok Türkmen'in katledilmesi tablonun endişe verici

olduğunu da gösteriyor.

TÜRKMEN KÖYLERİ BOMBALANIYOR

Bu satırlar

yazılırken, Kilis'in karşısında bulunan 1,5 kilometre uzaklıktaki

Çobanbey Kasabası'nın El Kaide tarafından kuşatıldığı haberleri

geliyordu. Türkmen Komutan Ali Beşir Türkmen köylerinin El Kaide

bağlantılı IŞİD tarafından sürekli bombalandığının haberlerini

veriyordu. Yakılan, yıkılan ev sayısı tespit edilememiş, yerini

yurdunu terk ederek Türkiye'ye kaçanların sayısı da giderek artıyor.

Özetle, Suriyeli Türkmenler'i kaderleri ile baş başa bırakmış

durumdayız.

Bu arada sınırdan

topraklarımıza düşen bir mermiden sonra Silahlı Kuvvetlerimizin IŞİD'a

ait bir konvoyu vurmak zorunda kaldığını da belirtelim.

Olaylar bu

boyuta gelince Rusya Devlet Başkanı Putin'in Suriye'deki iç

çatışmalarla ilgili şu sözlerinin anımsamamak mümkün mü? Putin,

Türkiye'nin El Kaide'ye destek verdiğini söyleyip, şu ifadeyi

kullanmıştı:

"Cebinde akrep

besleyen, bir gün beslediği o akrep tarafından sokulur."

El Kaide'nin bölgede

giderek daha da tehlikeli hale gelmesi, Amerika'nın endişeleri, Rusya

Devlet Başkanı'nın yıllar öncesi uyarıları Türkiye'nin uyanmasına

yeter mi bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Çünkü, halen El Kaide'nin

birçok ülkenin yanında Türkiye'den bile gruba elaman kazandırmak için

yoğun çaba gösterdiği haberleri geliyor.

"ÇIKMAZ SOKAK"TAYIZ

Suudi Arabistan, Katar

ve Körfez ülkelerinin desteği ile bir an önce Esad'ı devirmek için Al

Nusra, El Kaide ve radikal güçlere olan desteğini sürdüren Türkiye'nin

bu çıkmaz politikalardan kendisini sıyırması gerektiğini daha önce

yazdığımız yazılarda da dile getirmiştik. Türkiye'yi "çıkmaz sokak" a

iten bu politikaların bugün tamamen çökmüş olduğunu da görmekteyiz.

Adı geçen ülkelerden Türkiye'ye destek amaçlı gelen "sıcak para"

musluklarının da kesilmiş olduğunu belirtelim.

Çünkü Türkiye

"Terörist gruplara destek veren ülke" konumuna oturtulmak isteniliyor.

Bu suçlamaların ağırlığının altına kalmamamız gerekiyor. Biz de

"teröristlere ve teröre destek veren "bir ülke konumuna gelmeyi

istemiyoruz. Bu nedenle de uygulanan bu politikalardan uzaklaşmamız

gerektiği görüşündeyiz.

Suriye'deki radikal

gruplara karşı neredeyse tüm dünya devletleri tavır alırken, bizim

hala bu gruplara olan ilgimiz ülkemizi ve bölgenin geleceğini daha da

sıkıntıya sokabilir, bu konuya yeniden dikkatleri çekmek istiyoruz.