SURİYE’YE “KİMYASAL” TEZGAHI MI?... - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









SURİYE’YE “KİMYASAL” TEZGAHI MI?... - Necdet SİVASLI
Tarih: 01.05.2013 > Kaç kez okundu? 3398

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



SURİYE’YE “KİMYASAL”



TEZGAHI MI?...



Son günlerde Suriye’de “kimyasal silah kullanılıyor mu, kullanılmıyor mu? “tartışmaları giderek tavan yapmaya başladı. Başta Amerika ve İngiltere “Eğer Suriye, kimyasal silah kullanıyorsa oyunun kuralı da değişir” diye açıklamalar yapıyor. Suriye ise bu iddiaları reddediyor, kimyasal silahları muhaliflerin kullandığını, bunun da Türkiye’den elde edildiğini iddia ediyor.



Suriye Enformasyon Bakanı Umran El Zobi, ard arda yaptığı açıklamalarda ülkesinin kimyasal silahları ile ilgili şu açıklamayı yapmıştı, anımsayalım:



“Suriye’de kimyasal silahlarlar. Ancak, Suriye, hem uluslar arası hukuk, hem de insani sebeplerden ötürü kimyasal silahı kesinlikle kullanmayacaktır. Bu konuda tarafsız ülkelerce bu denetimin yapılmasına da kapılarımız açıktır.”



KİMYASAL SİLAHI KİMLER KULLANIYOR?



Konuyu yakından takip eden ülkelerden biri de Rusya’dır. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov yaptığı açıklamada “Suriye’de el-Kaide’nin kimyasal silah kullandığını tespit ettik. Bunun araştırılması için de uluslarası çağrıda bulunduk. Ancak, bu araştırmanın Birleşmiş Milletler ‘de bazı ülkelerce engellendiğini de gördük. “ demiştir.



Burada şu noktaya dikkat:



Suriye’deki iç savaşta kimyasal silah kullanıldığı ortaya çıktı. Muhaliflere destek veren ülkeler de bunun araştırılması için harekete geçtiler. Birleşmiş Milletler’de de bunun araştırılması için düğmeye basıldı. Ancak, Suriye’de kimyasal silahların el Kaide tarafından kullanıldığının kesin olarak tespit edilmesinden sonra, bu araştırmadan vaz geçildi.



Suriye üzerinde bir “kimyasal tezgâh” kurulmak istenildiği açık biçimde görülüyor. Geçmişte, Irak’ta Saddam için benzer iddiaları ortaya atıp, Irak’ı işgal edenler, daha sonra iddiaların asılsız çıkması üzerine “Yanılmışız”demişlerdi. Görebildiğimiz kadarı ile aynı tezgâhın Suriye üzerine de kurulmak istenildiği ortadadır.



SUÇ İŞLEYEN CEZA DA GÖRMELİ



Hiç kuşkusuz, kimyasal silah kullanılması bir insanlık sucudur. Bunu kim uygularsa uygulasın cezasız da kalmamalıdır. Buna göz yumanlar da, işin içine bulaşanlar da kullananlar kadar suç işlemektedirler. Ancak, hem kimyasal silah kullanıp, hem karşı tarafı suçlamak çok daha ağır bir suça girmektedir ki, olaylar şu anda bu gerçeği gösteriyor.







Suriye’de 31 kişinin yaşamını yitirdiği kimyasal silah saldırısının ardından ABD ve Avrupa ülkeleri BM’nin silah kullanılıp kullanılmadığını uzman göndererek araştırmasını istemişlerdi. Suriye yönetiminin de aynı istekte bulunmasının v e batı basınına yansıyan haberlerde de kimyasal silah saldırısının El Kaide terör örgütünün Suriye kolu olan El Nusra Cephesi tarafından kullanıldığı yönünde haberlerin çıkmasının ardından batılı ülkeler bir daha BM’nin araştırma yapması gerektiği yönünde açıklama yapmaz olmuştu. Bu iki yüzlülük, bu dünya kamuoyunu aldatma, çirkin bir davranış ve insanlık sucu değil midir? Kaldı ki, böyle bir durum Suriye’deki muhaliflere “Ne kullanırsanız kullanın, biz karışmayız” anlamında da bir mesaj olarak okunmalıdır.



MÜSLÜMAN KANI DÖKÜLÜYOR



ABD'nin önde gelen dergilerinden Time'ın haberine göre; katliamla ilgili yeni tanıkların açıklamaları da saldırının arkasında El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi olduğu bulgusunu güçlendiriyor. Kimyagerler de saldırı yerinde izlerden yola çıkarak “klorin” kullanılmış olabileceğini belirtiy or. Nitekim Suriye’deki tek klorin fabrikasının sahibi Muhammed Sabbah ise Time’a yaptığı açıklamada “Eğer saldırıda klorin kullanılmışsa, bu büyük ihtimalle benim fabrikamdan gelmiştir” dedi.



Halep’teki fabrikasının El Nusra Cephesi tarafından zorla ele geçirilmesinden sonra Beyrut’a giden Sabbah, işgal altındaki fabrikada yaklaşık 400 varil depolanmış klorin olduğunu belirtti. Sabbah, “Kesin olarak bir şey söyleyemem ama eğer saldırıda klorin gazı kullanıldığı ortaya çıkarsa, büyük ihtimalle bu gaz benim fabrikamdan çıkmıştır. Suriye’de bu gazı üretebilecek başka bir fabrika yok ve şimdi burası muhaliflerin kontrolü altında” diyerek gerçekleri de ortaya koymuş oldu.



Bizi ilgilendiren Esad’ın ne olacağı değildir. Bizi ilgilendiren emperyalist ülkelerin Müslüman ülkeleri üzerinde oynadığı oyundur. Müslümanları birbirine kırdırıyor, yan gelip yatarak bunu keyifle seyrediyorlar. Bizi ilgilendiren ve düşündüren de bu pis oyunun içinde Türkiye’nin rol almasıdır. Bizi ilgilendiren, Suriye’de Esad sonrasında Türkiye’nin içine düşeceği çıkmazdır.