SURİYE’DE ŞİMDİ DE MUHALİFLER BİRBİRİNE GİRDİ… - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









SURİYE’DE ŞİMDİ DE MUHALİFLER BİRBİRİNE GİRDİ… - Necdet SİVASLI
Tarih: 16.04.2013 > Kaç kez okundu? 3637

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



SURİYE’DE ŞİMDİ DE MUHALİFLER



BİRBİRİNE GİRDİ…



Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a karşı savaşan Suriyeli muhaliflerin, şimdi de kendi aralarında çatışmaya başlaması, bu ülkenin geleceğini daha da karmaşık duruma getirecektir. Esad güçlerine karşı savaşan el Kaide’nin Suriye’deki Nusra Cephesi ile işbirliğine girmesi burada Esad sonrası bir İslam Devleti’nin kurulması çalışmalarını başlatacak. Ancak, bu cepheyi son derece tehlikeli bulan Amerika ve İsrail, kendi destekledikleri ılımlı ve laik güçlerin başarı sağlaması yolunda yeni adımları atıyorlar.



Usame Bin Ladin’in yerine geçen ve El Kaide’nin liderliğini yapan Eyman el- Zevahiri, Suriye’deki Cihatçıları bölgesel bir halifeliğin merkezi olacak bir İslami Devlet kurulması için çalışma yapılmasına çağırmıştı. Bunun üzerine Irak’taki el Kaide, Nusra Cephesi’nin kendi kollarından biri olduğunu, iki örgütün Irak ve Şam İslam Devleti kurmak için anlaştığını söylemişti.



AMERİKA VE İSRAİL ENDİŞELİ



Özgür Suriye Ordusu, Türkiye, Katar, Suudi Arabistan ve Amerika tarafından destekleniyor. Hatta bu ordu mensupları Ürdün’deki eğitim kamplarında özel eğitime alınıyor, ağır silahlarla donatılıyor ve Suriye’ye Esad yanlılarına karşı savaşmak için gönderiliyor. El Kaide ve Nusra güçlerine karşı da çatışma içinde giriliyor. İşte bu noktada Amerika’nın ve İsrail’den gelen endişeler var. Amerikal� �lar “Özgür Suriye Ordusu’nun elindeki silahların el kaide’nin eline geçmesinden endişe ediyoruz” diyorlar.



İsrail’in endişesi ise daha farklı. İsrailli yetkililer “Suriye’de Esad’ın kimyasalları el Kaide’nin eline geçerse, bölgede bir felaket yaşanır” diyorlar.



Bölgeyi iyi bilen ve Suriye’deki geleceği okuyan uzmanların şu ortak görüşlerini sizlerle paylaşmak istiyoruz:



“ Bu mücadelenin sonucu, Ortadoğu'nun odağındaki bu bölgenin geleceğini belirlemede oldukça kritik bir rol oynayabilir. Eğer cihatçılar, yeni Suriye'de öncü konumlarını koruyabilirlerse, Irak'ın Sünni bölgeleriyle, Sünnilerin kontrolündeki Suriye arasında gayrı resmi de olsa bir birliğin oluşması söz konusu olabilir. Bu da bölgenin, dini ve etnik fay hatları üzerinden bölünmesinin yolunu açabilir.



Esad rejiminin kendini kurtarması ya da çoğunlukçu yapısı ya da özelliklerini koruyarak başka bir hale dönüşmesi ise bu sonucun önündeki en büyük engel. Bu da Amerikalıların ve diğerlerinin, Suriye'de İran'a karşı Hizbullah ve Şam yönetimi ile yürüttükleri vekiller savaşına fazlasıyla yoğunlaşmamalarının nedeni olabilir.”



MEZHEP ÇATIŞMALARINA DOĞRU



Suriye konusunda daha önce yazdığımız yazılarda, bu ülkede bir mezhep çatışmasının yaşanabileceğine değinmiş ve bunun Ortadoğu’ya da yayılacağı görüşümüzü yansıtmıştık. Hatta bu mezhep çatışmalarından Türkiye’nin de etkilenebileceğini vurgulamıştık. Suriye’deki çatışmaların boyutu bu görüşümüzü doğruluyor. Komşumuzdaki ateşin her an etrafı sarabileceği endişemiz ve kuşkumuz giderek daha da artıyor.



İç savaşın boyutlarının giderek hız kazandığı Suriye’de şimdi de muhaliflerin birbirini boğazlamaya başlaması hiç kuşkusuz hem Suriye’nin hem de bölgenin geleceği açısından hiç de iç açısı sayılamaz. Bazı aşırı grupların ele geçirdiklerinin kafalarını kesmesi, işkence yapması ve vahşete varan uygulamalarda bulunması endişe ile izleni yor. Özellikle de Suriye batağına boğazına kadar batmış olan Türkiye, bundan son derece kötü biçimde etkilenecektir.



DAHA DİKKATLİ OLUNMALI



Suriye konusu hiç kuşkusuz sadece Amerika, İsrail, Türkiye ve AB’yi ilgilendirmiyor. Rusya, Çin ve İran, Suriye’de baştan bu yana Devlet Başkanı Esad’a destek veriyor. Dış müdahalelere de şiddetle karşı çıkıyorlar. Aslına bakılacak olursa, Esad karşıtı muhaliflerin birbirine düşmelerine de Rusya’nın ve İran’ın destek verdiğini unutmayalım. Suriye’deki durumu aynı zamanda PKK’nın kolu PYD’nin konumu ile de analiz etmek gerekiyor.



Suriye konusu daha çok su götüreceğe benziyor. Esad’lı ya da Esad’sız bir Suriye’de özellikle Türkiye’nin beklediği bir ortamın olamayacağı şimdiden görünüyor. Hesapların da çeşitli şekillerde yapılmasında yarar görüyoruz. Suriye’deki oyunu baştan kaybeden Türkiye’nin hi&ccedi l; değilse bundan sonra daha dikkatli bir politika uygulamasında yarar olacak. Biz, “Zararın neresinden dönülse kardır” sözünü burada bir kez daha anımsatmak istiyoruz.