KERKÜK, HER ZAMAN YADIMIZDA OLACAKTIR...

Her türlü baskıya, zulme rağmen milli kimliklerinden taviz vermeyen Irak Türkmenleri’nin sergiledikleri milli direnişleri adeta destanlaşmıştır. Anadolu Türkü ile aynı kaderi paylaşan Irak Türkmenleri, Atatürk sonrası maalesef kendi kaderleriyle başbaşa bırakılmış; bazen Saddam’ın bazen de Barzani aşiretinin insafına terk edilmişlerdir.

Saddam döneminde; Irak Türkü’nün feryat ve gözyaşlarına maalesef mendil uzatan olmamış; Irak Türkmenleri’nin yegane ümit kaynağı olan “Ankara”, Kerkük’ten yükselen feryatlara maaelesef kulak tıkamıştır. “Ankara”nın ilgisizliğine rağmen Anadolu’ya bağlılığı ve sevgisinden hiç bir şey eksilmeyen Irak Türkmeni’nin gözü, kulağı her zaman Ankara olmuştur. “Ay ve yıldız”, tüm dayatmalara ve yasaklara karşın Irak Türkü’nün sığındığı bayrağı, yol gösteren ışığı olmuştur...

1959 Temmuzunda yaşanan Kerkük katliamı, ondan sonraki Altunköprü, Telafer katliamları, idamlar, yargısız infazlar ve bel bağladığı Ankara’nın ilgisizliğine rağmen Irak Türkmeni dimdik ayakta kalmıştır.

Yıllardır kendi topraklarında horlanan, evleri, verimli toprakları ellerinden alınan, geleneksel sokak dokuları yok edilen, Kerkük kimliğini ifade eden tüm geleneksel değerleri yok edilmeye çalışılan Irak Türkmenleri, 1000 yıldır vatanlaştırdığı Telafer’den Mendeli’ye uzanan Türkmeneli bölgesinde, Irak’ın toprak bütünlüğü içinde özgürce, barış ve huzur içinde yaşamaktan başka bir talepleri yoktur...

Son günlerde Kürt ve Arap halkları arasındaki çatışmanın ortasında kalan Kerkük’teki yanan ateş bir an önce söndürülmelidir. Bunun tek yolu da Kürtler ve Araplar’ın Kerkük’ten ellerini çekmeleri ile mümkün olacaktır. Türkmenler’in kalbi olan Kerkük, “tampon bölge” olarak Irak’ta huzur, güven ve barışn da anahtarı olacak bir konumdadır. Aksi takdirde Kerkük’te yanan ateşten, söndürülmediği takdirde tüm tarafların zarar göreceği aşikardır.

Bu çerçevede Irak’ın yeni yapılandırılmasında, “Irak Türkmen gerçeğinin değerlendirilmesi” hem tarafların çıkarına olacaktır, hem de bölgenin huzur ve teminatına hizmet edecektir.

İSMAİL CENGİZ

Genel Sekreter

Federasyonumuzun kurucu üyesi Irak Türkleri kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından 19 Ocak 2013 Cumartesi günü Akgün Otel’de saat 15.00’de; 16 OCAK 1980 KATLİAMINDAN GÜNÜMÜZE IRAK TÜRKMENLERİNİN DURUMU VE GELECEKLERİ konulu panel düzenlenmiştir.

***

AVRASYA TÜRK DERNEKLERİ FEDERASYONU

GENEL SEKRETERLİĞİ BASIN AÇIKLAMASI







KÜÇÜKÇEKMECE’DE KERKÜK HEYECANI....

Saddam döneminde her türlü desise, baskı ve hatta soykırım girişimlerine rağmen milli kimliklerini koruyan Irak Türkmenleri, Irak’ın toprak bütünlüğüne saygılı bir anlayışla sürekli var olma mücadelesi veren bir Türk topluluğudur.

Telafer’den Mendeli’ye kadar kuzeyden güneye uzanan bir şerit içinde bin yıldır varlık gösteren Irak Türkmenleri, Cumhuriyetin ilanından bu yana adeta güneydoğu sınırımızın öte yakasında “ileri karakol” vazifesini görmektedir.

Türk kurtuluş savaşında Urfa ile, Maraş ile, Antep ile aynı kaderi paylaşan, Çanakkale cephesinde vatanın savunmasında görev yapan soydaşlarımızın Osmanlı’nın yıkılışından bu yana maalesef yüzleri gülmez olmuş, adeta diken üstünde bir yaşam sürmüşlerdir. Sürekli huzur ve güven arayışı içinde bir yaşam sürmeye de devam etmektedirler.

Güneydoğu sınırımızın hemen öte yakasında, “Anadolu hasreti” ile yaşayan Irak Türkmenlerini, Anadolu’dan ayırd etmek, ya da Kerkük’ü Urfa’dan ayırmak mümkün değildir. Ortak duygulara, ortak geleneklere sahibiz. Bin yıldır beraber güldük, beraber ağladık. Yemeklerimiz de bir, türkülerimiz de...

Bu sebepledir ki, özellikle Irak Türkmenlerini sembolize eden Kerkük yöresine özgü hoyratlar, şarkı ve türküler, repertuarlarımızın vazgeçilmez parçaları olmuştur. “Evlerinde lambaları yanıyor”, “Altın hızmav mülayim”, “Doktor civanım”, “Esmerim, güzel esmer” veya “Aynaya baktım, Saç beyaz olmuş” ile “Kalenin Dibinde Bir Yar Olaydım” gibi türküler, Anadolu’da sevilerek söylenen türkülerin başında yer alması, Kerkük’ün Urfa’dan, Telafer’in Kahramanmaraş’tan, Musul’un Konya’dan hiç bir farkı olmadığını gösterir.

Ortadoğu’dan Balkanlar’a, Kafkaslar’dan Orta Asya’ya uzanan Türk ve akraba topluluklara her vesile ile kapılarını açık tutan Küçükçekmece Belediye Başkanlığı’nın ev sahipliğinde 02 Şubat 2013 Cumartesi günü akşam 19.00-22.00’de Sefaköy Kültür Sanat Merkezi-SKSM salonunda gerçekleştirilecek olan “Yadıma Düşdü Kerkük Gecesi”nde söylenecek hoyrat ve türküler, hem ortak duyguların bir kez daha zirveye çıkmasını sağlayacak hem de hasretin bir nebze de olsa dinmesine vesile olacaktır.

Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu ve Türkmeneli Televizyonu ile Irak Türkmen dernek ve vakıflarının katkılarıyla Türkmeneli İnsan Hakları Derneği tarafından düzenlenen gecede, Kerkük’ten gelen “Dedeler Yadigarı Grubu”, sevilen Kerkük hoyrat ve türkülerini seslendirecekler. Bu vesileyle etkinliliğe desteklerini esirgemeyen Küçükçekmece Belediyesi’nin çalışkan ve sevilen başkanı Aziz Yeniay ve yardımcılarına, Kültür-Sosyal İşler ve Basın-Yayın Müdürlüğü yöneticilerine teşekkür ederken, tüm dostlarımızı da bu hasret gecesini onurlandırmalarını dileriz.

İSMAİL CENGİZ

Genel Sekreter