TÜRK DÜNYASININ İŞGAL ALTINDA KALAN TEK BÖLGESİ : DOĞU TÜRKİSTAN - İsmail CENGİZ, Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti Sözcüsü - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









TÜRK DÜNYASININ İŞGAL ALTINDA KALAN TEK BÖLGESİ : DOĞU TÜRKİSTAN - İsmail CENGİZ, Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti Sözcüsü
Tarih: 31.08.2009 > Kaç kez okundu? 6453

Paylaş




1949 yılından bu yana Çin Halk Cumhuriyetinin yönetiminde bulunan; 1.828.418 km2 yüzölçümü ile Asyanın merkezinde yer alan Türklerin anayurdu Doğu Türkistan, Türk Dünyasının işgal altında kalan tek bölgesi özelliğini taşıyan kanayan yarasıdır.



Yaklaşık 30 milyon kardeşimizin 1949 yılından bu yana dini ve milli kimliklerini koruma mücadelesi verdiği Doğu Türkistanın bu tarihi ve coğrafi adı Çinlilerce “yeni toprak” anlamına gelen “Şincan=Sinkiang” olarak değiştirilmiş ve 1955 yılından bu yana da “Sincan Uygur Özerk Bölgesi” adıyla bugünkü kukla idari statüsü kazandırılmıştır.



Doğu Türkistan; jeopolitik ve stratejik konumu, fiziki coğrafyası, tarihi geçmişi, etnik yapısı, kültürel ve folklorik değerleriyle Türk-İslam dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğu gibi, özellikle yeraltı ve yerüstü zengin ve stratejik kaynaklarıyla gelecek yüzyılın önemli toprak parçalarından biri konumundadır.

Tüm Çin sınırları içinde keşfedilen toplam 171 maden çeşidinden 138i Doğu Türkistanda bulunmuştur… Bu madenlerden 5i madeni kayna bakımından tüm Çin genelinde ilk sırada yer almaktadır… Bu topraklarda işletilen 24 maden tüm Çin genelinin ilk beşinde, 43 maden ise ilk 10 sırasında yer almaktadır.



Doğu Türkistanda 2,19 trilyon ton kömür rezervi bulunduğu tahmin edilmektedir…

Doğu Türkistanda 20,86 milyar ton petrol rezervi bulunduğu tahmin edilmektedir…

Doğu Türkistanda 10,3 trilyon metreküp doğal gaz rezervi bulunmaktadır…



Petrol, doğal gaz, kömür, altın, değerli taşlar, krom, bakır, nikel, nadir görülen metaller, tuz kategorisindeki maden ürünleri, inşaat malzemeleri gibi ametal maden ürünlerinin rezervlerinin çok zengin olduğu bu vatan parçası; Tungsten, Wolfram ve Uranyum gibi stratejik maden kaynakları bakımından da oldukça zengin bir bölge konumundadır.



Doğu Türkistan yabani bitki ve hayvan kaynakları bakımından da zengin bir bölgedir. Yabani bitki türlerinin sayısı 4 binin üzerindedir. 300ün üzerinde değişik kalite ve türde ağaç vardır. Birçok meyve ağacının orijinaline veya ikinci derecen orijinaline ev sahipliği yapmaktadır. Omurgalı yabani hayvan türlerinin sayısı 700e yakındır.



Bölgede “dört pençeli kıta kaplumbağası”, “kuzey doğu Türkistan semenderi”, “tarım tavşanı” ve “büyük başlı tatlı su balığı” gibi sadece Doğu Türkistanda yaşayan hayvan türleri bulunmaktadır.



“Pushi yaban atı”, “Tibet Yaban Eşeği”, “Kar Leoparı”, “Boz Ayı”, “Antilop”, Kar Horozu” ve “Beyaz Akbaba” gibi soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan birçok hayvana da ev sahipliği yapan bölgede koruma altına alınan hayvan türlerinin sayısı 116dır. 2005 yılı sonu itibariyle bölgedeki büyükbaş ve küçükbaş hayvanların sayısının yaklaşık 54 milyon olduğu görülmektedir.



Yerüstü kaynakları bakımından özellikle Pamuk, Şerbetciotu ve Domates salçası, Meyve, Şeker pancarı üretimi ve hayvancılık bakımından tüm Çin genelinde ilk sırada yer alan Doğu Türkistanda; tahıl rekoltesi 2005 yılı itibariyle 8,772 milyon tona, Pamuk üretimi 1,957 milyon tona, yağlı bitkilerin üretimi 389,4 bin tona ulaşmıştır.

Hidroelektrik enerji kaynaklarının tahmini rezervi 3,355 milyon kilovat/saat, rüzgar enerji kaynaklarının yıllık tahmini rezervi yaklaşık 3 trilyon kilovat saattir.



Elektrik üretimi 1955te 55 milyon kilovat saat iken bugün 30,692 milyar kilovat saate ulaştığı görülmektedir. Başkent Urumçi ile Davançi geçidi arasındaki rüzgar enerjisi bölgesinde kurulan, Asya bölgesindeki en büyük rüzgar enerjili elektrik santralinin toplam kapasitesi 57,5 bin kilovat saattir.



Bölgede var olan 384 irili-ufaklı barajın su biriktirme kapasitesi 5,227 milyar metreküp olup, sulanan ekim alanı ise 3,527 milyon hektara ulaşmış bulunmaktadır.



Doğal kaynaklar ve turistik değerler bakımından da oldukça zengin bir bölgedir. Çin Halk Cumhuriyetinin “Turizm Kaynaklarının Sınıflandırılması”nda belirlenen 68 temel kategoriden Buzla kaplı tepeler, ateşi andıran iklimi, yeraltı su kanalları, bin evler, mumyalar, krater göller gibi 56 turizm kaynağı Doğu Türkistanda yer almaktadır.



Resmi Çin kaynaklarına dayanarak verdiğimiz bu ekonomik veriler, bize sadece bölgenin zenginliğini değil, aynı zamanda Çin Halk Cumhuriyeti için vazgeçilmez bir toprak parçası olduğunu göstermektedir.





Bugün Doğu Türkistan, her bakımdan ÇHCnin karadan dışa açılan, batıya açılan bir kapısı, bir ön cephesi durumundadır. Asyanın merkezinde yer alması sebebiyle Doğu Türkistan, geçmişte olduğu gibi bugün de Asya ile Avrupa arasında bir köprü vazifesi rolünü üstlenmiştir.



“Nükleer Araştırma Merkezi”ne de ev sahipliği yapan Doğu Türkistanın Çini besleyen bu zengin kaynakları “Sincan Üretim ve Yapılandırma Ordusu” olarak bilinen 14 Tümen ve 179 çiftlik alayı tarafından yönetilmektedir.



• Zengin kaynaklarımız bölgeye planlı olarak sevk edilen Çinli göçmenler tarafından paylaşılmakta ve zenginliklerimiz her gün tren vagonlarıyla Çinin iç kısımlarına taşınmaktadır...

• Bu zenginliklerden ülkenin asıl sahipleri mahrum bırakılmaktadır.

• Halkımız ikinci sınıf insan muamelesine tabi tutulmaktadır…

• İçki, fuhuş ve uyuşturucu özendirilerek gençlerimizin kötü yola düşmesi adeta teşvik edilmektedir…

• İnançları gereği ibadetlerini yerine getirmelerine, kendi geleneksel kültürlerini yaşamalarına her türlü engeller konulmaktadır…

• Kendi dilleri ile eğitim ve öğrenim görme hakları kısıtlanmaktadır…

• Çocuklarımız ailelerinden alınarak beyin yıkama kamplarına götürülmekte; bir çok kız çocuğu da kişisel gelişim kursları adı altında ailelerinden para karşılığı zorla alınarak Çinin içlerine götürülmekte ve asimilasyon politikası uygulanmaktadır…

• İnsani ve demokratik taleplerde bulunan aydınlarımız yargısız infaza tabi tutulmaktadır…

• Kimsesiz vatandaşların, idam edilenlerin veya kamplarda ya da hapishanelerde ölenlerin bir çoğunun cesetleri ailelerine teslim edilmemekte veya göz, kalp, böbrek gibi organları ailelerinden izinsiz organ mafyasına satılmaktadır…



1949 yılından bu yana hür dünyada yaşayan biz Doğu Türkistan muhacirleri, geride bıraktığımız kardeşlerimizin çektikleri bu sıkıntıları ve feryatlarını dünyaya duyurma ve destek bulma konusunda kamuoyu yaratma gayretimiz maalesef başarılı olmamıştır. Bırakın demokratik, özgür batı dünyasını din kardeşlerimiz hatta soydaşlarımız dahi Doğu Türkistanda yaşam mücadelesi veren 30 milyon insanın imdatlarına kulak tıkamışlardır…



Hür dünyada yaşayan Doğu Türkistan diasporası 1949 yılından bu yana geçen 60 yıl boyunca asla ve asla terörist hiçbir eylemin içinde olmamış ve sivil insanlara yönelik terörist bir eylemde de bulunmamıştır…



Hak arayışımız ve taleplerimiz ve protestolarımız her zaman demokratik ve diplomatik zeminlerde gerçekleştirilmiştir…



Sürekli olarak kendi topraklarımızda eşit, adil şartlarda, özgürce ve insanca yaşama talebimiz vurgulanmış ama maalesef Pekin yönetimince bu iyimser ve barışçı tavrımız karşılık bulmamıştır… Nitekim 5 Temmuz 2009 günü başlayan ve bir hafta devam eden kanlı Urumçi olayları Pekin yönetiminin azınlık politikasının iflas ettiğinin açık bir göstergesidir.



Kendi topraklarımızda, dini ve milli kimliğimizi koruyarak, geleneklerimizle birlikte insanca ve özgürce yaşama arzusunda olan bizler, Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti olarak; Pekin yönetimini Doğu Türkistan halkının BM ilkeleri çerçevesinde, insani, demokratik ve anayasal taleplerinin karşılanması noktasında resmi diyalogda bulunmaya; 1982 Çin Anayasası ile Özerklik Yasalarında belirtilen hakların Doğu Türkistan halkı için de uygulamaya davet ediyoruz…



Özellikle dini ve milli kimliğimizin, geleneklerimizin, kültürümüzün, benliğimizin, dilimizin korunması, yaşatılması ve geliştirilmesi; her yıl artarak devam eden Çinli göçmen akımının ve keyfi infazların durdurulması noktasında Çin Halk Cumhuriyeti yetkililerini sağduyuya davet ediyoruz…



Evrensel hukuk ve insan hakları çağında Doğu Türkistan halkının karşı karşıya bulunduğu sorunlara uluslar arası gözlemciler ve BM ilkeleri çerçevesinde görüşmeler yoluyla çözüm getirilmesi inancımızı bir kez daha vurgulamak istiyoruz.



Doğu Türkistan Milli Merkezi Gen. Sekreterliği

Doğu Türkistan Dayanışma Derneği Başkanlığı

www.doguturkistan.org