HİLALİN GÖLGESİNDE MERHAMETLİ TÜRKLER - Yakup TUFAN - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









HİLALİN GÖLGESİNDE MERHAMETLİ TÜRKLER - Yakup TUFAN
Tarih: 01.01.2013 > Kaç kez okundu? 4616

Paylaş


“Veren el, alan elden üstündür” H.Ş.



Türkler; mertlikleriyle, misafirperverlikleriyle ve merhametleriyle bilinen bir millettir. Tarihten beri, nerede ve ne zaman olurlarsa olsun, ister hazarda ister seferde olsun, bu güzel hasletlerini devam ettire gelmişlerdir. Selçuklu'dan Osmanlı'ya, Türkistan'tan Türkiye'ye bu güzel hasletler, bir miras olarak sürmüş gelmiştir.



Osmanlı'nın dağılmasından sonra koskocaman coğrafya bir yetim çocuk gibi savuzmasız ve himayesiz kalmıştır. Adeta gelen vurmuş giden vurmuştur. Özellikle Müslüman toplumlar zulme uğramışlar ve gerçek anlamda huzur yüzü görmemişler. İslam coğrafyasında işgaller, katliamlar, sürgünler bir birini kovalamıştır. Gerek 1. Dünya Savaşı ve gerekse 2. Dünya Savaşı sırasında, savaşa taraf veya savaşın çıkış sebebi olmadıkları halde, en çok zarar gören, eski Osmanlı tebaası, Müslüman topluluklar olmuştur.

Zalimlerin zulmünden kaçanlara ise, ister müslüman isterse gayrimüslim olsun, yine Türkler kuçaklarını açmış, yine Türkiye kapılarını açmıştır. Onlara Anadolu'da yer vermiş yurt vermiştir. Kafkaslar'dan gelen kardeşlerimiz Çeçenler, Abhazlar, Gürcüler veya Nazi Almanyası'ndan kaçan Almanlar'a olduğu gibi.



Osmanlı'dan sonra Balkanlar, Kırım, Kafkasya, Orta Doğu, Asya ve Kuzey Afrika'da yaşayan müslümanlar, bir bir sömürgecilerin işgaline uğramışlardır. Zalimin zulmüne maruz kalmışlardır. Sömürgeciler işgal ettikleri topraklarda hem oraları sömürürlerken bir yandan da gerek Osmanlı ve gerekse onun mirascısı görülen Türkiye'ye karşı düşmanlık tohumları ekmekten de geri durmamışlardır. Her türlü düzenbazlık ve hileler ile bu düşmanlıkları yıllarca sürdürmüşlerdir. Asırlarca bir arada yaşayan ve bizim ile kader birliği etmiş milletler per perişan edilmiştir. Bin bir düzenbazlıkla her türlü zenginlikleri ellerinden alınmıştır. Kelimenin tam manasıyla garptan şarka şimalden cenube bütün bir coğrafya mağdur edilmiştir.

Sömürgeciler tarafından mağdur edilen mazlum coğrafyaya merhamet elini uzatan yine Türkiye ve Türkler olmuştur. Somali, Sudan ve Eritre'de olduğu gibi.



Son 30 yıla biraz daha derinlemesine bir bakalım: Sovyetlerin dağılması ve Demir Perde ülkelerinin yıkılmasıyla birlikte bu ülkelerin çoğunda açlık ve sefillik baş gösterdi. Kafkasya ve Türkistan'da açlık ve yoksulluk insanları perişan etti. Eski Doğu Bloku ülkelerinden olan Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan başta olmak üzere bir çok ülkede sefalet aldı vurdu. Tito'nun Yugoslavya'sının dağılmasının ardından ortaya acı bir manzara çıktı. Sırbistan'nın Bosna ve Kosova'da giriştiği soykırım vahşeti. Rusya'nın Çeçenistan'da yaptığı katliamlar. Ermeniler'in Dağlık Karbağ'da yaptıkları soykırım ve katliamlar. Bu bölgelerde yaşayan Müslüman toplulukları perişan etti. Bosna başta olmak üzere Çeçenistan ve Kosova gibi zulme uğrayan kardeşlerinin imdadına yetişen, Filistin'de İsrail zulmüne karşı cansiperhane duran ve merhamet elini uzatan yine Türkiye ve Türkler olmuştur.



İran ve Keşmir'de meydana gelen deprem, Pakistan'da sel selaketi, Endonezya'da Tsunami felaketi sonucu mağdur olanların imdadına yetişenler arasında ilk sırayı alanlar içinde yine Türkler ve Türkiye olmuştur. Myanmar'da katliama uğrayan Arakan Müslümanları'na ve Bangladeş yoksul ve mağdur insanlara sahip çıkan yine Osmanlı'nın torunları olmuştur



Günümüzde bir çok devlet ya da ülke, bütün imkanları olduğu halde, hala işin edebiyatını veya çıkarlarının hesabını yapmakla meşguller. Türkler ise gerek devlet ve gerekse millet olarak, hiç bir çıkar peşinde olmadan, tam bir kardeşlik ve insanlık duygusu içerisinde, bütün imkanlarını seferber etmekteler.



Dün Amarika'ya, İrlanda'ya gemilerle yardım götüren Türkler, Ispanya'da Yahudileri katliamdan kurtarmış, gemilerle İstanbul'a getirmiş, onlara ekmek vermiş, ev vermiş, iş vermiş aş vermiştir.

Dün olduğu gibi bugün de Türkler ülkesiyle devletiyle STK ile Bakanlar'dan Kafkaslar' a, Asya'dan Afrika'ya, Ortadoğu'dan Uzakdoğu'ya kadar koskoca bir coğrafyada ve ikiyüz civarında ülkede insani yardım yapmakta. Mazlum ve mağdurun elinden tutmakta ve gözyaşlarını silmek için çırpınmakta.



Son 25 yıldan beri, insani yardımlar vesilesiyle bir çok ülkede veya bölgede bizzat bulundum. Mağdur ve mazlum coğrafyadaki insanlık dramına bizzat şahit oldum. Balkanlar'dan Kafkaslar'a Ortadoğu'dan Uzakdoğu'ya, Bangladeş'ten Somali'ye mağdur insanların çektikleri çileleri gördüm ve bizatihi yaşadım. Ve yine mazlumlara ve mağdurlara merhamet elini dostça ve kardeşçe uzatan bu millete ve bu devlete şahit oldum.

Allah merhametli ve hayırsever Türk Milleti'ne, her daim mağdur ve mazlumun yanında yer alan hamiyet perver Türkiye'ye zeval vermesin...



Dinslaken, 31.12.2012

Yakup Tufan