BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



TÜRKMENLER İLE NE KADAR



İLGİLİYİZ?..



Irak Merkezi Hükümet güçleri ile Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi arasaında, Kerkük ile ilgili gerginlik sürüyor. Petrol yatakları üzerinde kurulu bulunan Kerkük’ü “Burası bir Kürt kentidir ve Kerkük’ten asla vaz geçmeyiz” diyen Barzani, şimdi de Irak Merkezi Hükümetine kafa tutmaya başladı. “Kerkük için gerekirse savaşırız”diyerek peşmergelere bu konuda hazır olmaları gerektiğini anımsatıyor.



Kerkük, yapısı nedeni ile Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor. Bu topraklarda kardeşlerimiz, Türkmenler yaşıyor. Bugüne kadar hep yalnız bırakılan, evleri ve toprakları ellerinden alınan, göçe zorlanan Türkmenler ile bugüne kadara gerektiği gibi ilgilenemedik. Bugün, bu topraklarda iki taraf arasında bir çatışma çıkar, bu da savaşa dönüşürse buradaki Türkmenlerin hali ne olacak?



Türkmenler ile bugüne kadar çok yazdık, kardeşlerimizin sesini duyurmaya çalıştık. Bugün, bu kardeşlerimiz yürekten kucaklayabildiğimiz söylenemez. Buranın kaderi adeta Barzani’ye bırakılmış gibidir. Bu hain de buranın kaderi ile istediği gibi oynayabilmektedir.



KERKÜK DE BİZİM BİR SORUNUMUZDUR



Şu anda Kerkük’te yaşayan Türkmenlerin ne denli endişe içinde olduklarını, nasıl bir korkuyu yaşadıklarını görebilmekteyiz. Bu endişe ve korkularını da dile getiriyorlar, Türkiye’den de garantörlük talebinde bulunuyorlar. Çünkü olası bir çatışma ve savaş sırasında burada en büyük zararı görecek olan Türkmenlerdir. İnfazlar, kaçırılmalar, göce zorlanmalar ve sindirilmeler karşısında yalnız kalan Türkmenlerin yardım bekledikleri tek kapı Türkiye’dir. Biz, bu sese kulak vermek durumundayız.



Başbakan Erdoğan, bugünlerde hep Suriye ve Gazze ile yatıp, Suriye ve Gazze ile kalkıyor. Gazze’nin de Türkiye’nin bir davası olduğunun altını çiziyor. Sürekli olarak da İsrail’e gönderme yapıyor. Bunu bir noktaya kadar öçe kabullenebiliriz ve destek de veririz. Peki, Gazze Türkiye’nin bir sorunu ise Kerkük ve burada yaşayan soydaşlarımız Türkmenler Türkiye’nin bir sorunu değil mi? Biz, bu soruya yanıt arıyoruz.



Gözümüzü neden Kerkük’e çevirmiyoruz? Burada yaşam mücadelesi veren ve kaderleri ile baş başa bırakılan kardeşlerimizle neden gerektiği gibi ilgilenmiyoruz? Kerkük üzerinde hak iddia eden hain Barzani’nin karşısında neden olamıyoruz? Meydanı bu çulsuzlara neden bırakıyoruz? Hani bölgenin lideriydik, bölgenin düzenlenmesinde söz sahibiydik ne oldu? Bunlar sözde kalmamalıdır.



TÜRKMENLER YARDIM BEKLİYOR



Bakınız, geçen gün Türkmeneli Dernekler Federasyonu (TÜFED) Başkanı Kemal Beyatlı, sıkıntılarını dile getiren bir açıklamada bulundu ve olası bir çatışma durumunda Türkiye’den Türkmenler için garantör olmasını istedi ve Türkmenlerin yaşadıkları topraklar üzerindeki işgallerin kaldırılması gerektiğinin altını çizdi. Bir noktada Türkiye’den yardım ve destek beklediklerinin de mesajını vermeye çalıştı.



Bölge kaynıyor. Burada yalnızlığı oynayanlar sadece Türkmenlerdir. İki silahlı tarafın ortasında kalan ve ellerinde kendilerini koruyamayacak bir silah bile bulunmayan Türkmenlerin bu sıkıntıları görmezden gelmemiz mümkün mü? Suriye ve Gazze’ye gösterdiğimiz yakınlık ve duyarlılığın daha fazlasını bu kardeşlerimiz için göstermemiz gerekmiyor mu? Gazze için, Suriye için ayağa kalkanlar, yürüyüş ve gösterilere imza atan topluluklar neredeler? Bu konuya neden bu kadar ilgisiziz, duyarsızız bir anlam verememekteyiz.



“TÜRKİYE GARANTÖR OLSUN”



Türkmenli Dernekleri Federasyonu Başkanı Beyatlı, yaptığı açıklamada, Türkmenlerin korunması gerektiğini söylüyor ve “ Bizi, bir gücün koruması gerekiyor, bu da Türkiye’dir. Bin yıldır bu topraklarda yaşamışız. Şimdi birileri gelip hakkı olmayan topraklarımıza zorla el koyuyor, her şeyimize el koyuyor, her şeyimize el koyuyor. Yeri geldiğinde bunu yapanlara karşı bir askeri müdahaleyi beklemek de bizim korunmamız açısından beklemekteyiz” diyor. Türkmenlerin çok zor durumda kaldıklarını söylüyor.



Federasyon Başkanı Beyatlı’nın şu görüşlerinin de altını kalınca çizmek istiyoruz:



“ Ben Maliki’den şunu beklerdim. Bağdat ile Ankara kardeş şehir olsun. Öyle bir teklif gelmesini beklerdim. Türkiye, komşusu ile barış içinde olmak istiyor. O yüzden Türkiye “Bütün kesimlere eşit mesafedeyim” demiştir. Ama bu eşit mesafeden biz mağdur oluyoruz, Türkmenler olarak. Çünkü ticari yönden bakarsak, en çok Kuzey Irak ile siyasi olarak da Bağdat ile ilişkidedir. Ortada da Türkmenler kalmıştır. Türkmenler olarak ticari, ekonomik, askeri olarak sıkıntılarımız var. Biraz Türkiye, kendi soydaşına, kendi ırkından, kendi kanından olan insanlara bir adım daha yaklaşsa ne olur. Hiç değilse Kıbrıs’ta olduğu gibi burada da Türkmenlerin zarar görmememsi için Türkiye’den garantör olmasını bekliyoruz."