DOĞU TÜRKİSTAN SİLSİLESİ, BİLGİ HAZİNESİ - İsmail CENGİZ - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









DOĞU TÜRKİSTAN SİLSİLESİ, BİLGİ HAZİNESİ - İsmail CENGİZ
Tarih: 27.11.2012 > Kaç kez okundu? 7474

Paylaş


DOĞU TÜRKİSTAN

EASTERN TURKISTAN



ŞARKİ TÜRKİSTAN

SİNKİANG / XİNJİANG / ŞİNCANG

UYGUR ÖZERK BÖLGESİ



Dōng Tǔěrqísītǎn

Xīnjiāng Wéiwú'ěr Zìzhìqū



SHERQİY TÜRKİSTAN

Shinjang Uyghur Aptonom Rayoni

شەرقىي تۈركىستان



Orta Asya’nın orta bölümünde yer alan “Büyük Türkistan”’ın doğu kesimini oluşturan Doğu Türkistan, 1949 yılından bu yana Çin Halk Cumhuriyeti - ÇHC’nin siyasi, askeri ve ekonomik kontrolü altındadır.



“Türkistani Şarki”, “Şarki Türkeli”, “Şarki Türkistan”, “Çin-i Türkistan”, “Çini Türkeli”, “Doğu Türkeli”, “Uygur Eli” ve benzeri adlarla bilinen Türklerin anayurdu Doğu Türkistan’ın milli adı 1955 yılından itibaren Çin Hükümeti’nce “Şincang Uygur Özerk Bölgesi” olarak Pekin yönetimi tarafından resmen değiştirilmiştir.



Konumu

Doğu Türkistan, Türkistan’ın bir parçasıdır. Doğu Türkistan, Asya kıt’asının tam ortasında yer almaktadır. Türkistan, batıda Hazar Denizi’nden, doğuda Altay ve Altın Dağları’na; güneyde Horasan, Karakurum Dağları’ndan, kuzeyde Ural Dağları ile Sibirya’ya kadar uzanmaktadır.

Doğu Türkistan'ın büyük bölümü Karakoram, Tanrı Dağları, Tarbagatay ve Altay sıradağları ve Taklamakan Çölü ile kaplıdır.

Çok zengin bir tarihe sahip ve görkemli görünümlü Doğu Türkistan, yüksek dağlarla, çok iyi ve ilginç çöllerle, güzel otlaklar ve ormanlarla kaplıdır. Güneydeki Kunlun Dağları, Doğu Türkistan ile Tibet arasında sınır, ve kuzeydeki 400 kilometre uzun Altay Dağları Doğu Türkistan ile dış Moğolistan, Rusya ve Kazakistan arasında sınır oluşturur. Tanrı Dağları 1700 kilometre uzunlukta ve 250-300 kilometre genişlikte, büyük bir bölümü Doğu Türkistan'da, güneyden kuzeye doğru uzanırlar.



Komşuları

Batılılarca “Pivot of Asia” olarak tanımlanan Doğu Türkistan; güneyde Pakistan, Hindistan, Keşmir ve Tibet; güneybatı ve batıda Afganistan ve Batı Türkistan (Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan), kuzeyde Sibirya (Rusya Federasyonu), ve nihayet doğu ve kuzeydoğuda Çin ve Moğolistan ile komşudur.

İklimi

Doğu Türkistan'nın deniz kıyılarından uzak kalması ve yüksek dağlarla çevirilmiş olması, çölleşmesine sebep olmuştur.Bu yüzden de kurak bir iklime sahiptir.

Coğrafya

Tanrı dağlarının bulunduğu bölgede, Uygurların Tushuk tash dedikleri(shipton's arch diye de geçer) Kaşgar’da yer alan Tushuk Tash görülmesi gereken nadir güzellikteki yerlerden biridir.

Coğrafi Bölgeler

Doğu Türkistan üç büyük bölgeye ayrılmaktadır:

1. Cungarya Havzası, bozkır iklimli alçak alandır. Urumçi, Gulca ve Karamay bu bölgededir.

2. Tanrı Dağları, dağlık bölgedir. En yüksek tepesi Han Tanrı tepesidir (7.300 metre). Turfan Havzası da bu bölgede yer almaktadır. Yanan Dağlar, Tanrı Dağlarının silsilesinde çorak bir, aşınmış, kırmızı kumtaşlı tepelerdir.

3. Tarım Havzası, Tarım Irmağından adını alan yüksek dağlarla çevilmiş çukurdur. En alçak yeri deniz yüzeyinden 800 metre yüksektedir. Bu bölgenin büyük kısımı Taklamakan Çölü ile kaplıdır. Tarım Nehri ile bir kolu olan Kaşgar Derya, Yarkent Derya, Hotan Derya ve Aksu ile birlikte Çerçen Derya, Karaburan Gölü'ne dökülür. Tarım Nehri'nin diğer kolu Kuruk Derya ise Lob Çukuru’na gider.

Doğal Yaşam

Kırgızistan, güney Kazakistan, Tacikistan ve Sincan (Doğu Türkistan) içindeki Orta Asya dağlarında, doğal ortamda yabani bir elma türü Malus sieversii (Uygurca:shinjang yawa almisi, шинҗаң йава алмиси; 新疆野苹果 xin jiang ye ping guo) yetişir.

Sincan Merinos koyun (Uygurca: shinjang inchike yungluq qoy, шинҗаң инчикә йуңлуқ қой)'larından diğer merinos türleri çoğalmıştır. İnce-yünü ve gövde ağırlığı olmak üzere iki amaçla üretilen bir koyun cinsidir.

Yangihissar, Kertenkeleler alt takımından olan geckogillerden birine ismini verdiği, Yangihissar gecko (Cyrtopodion elongatus) tüm doğu Çin boyunca görülür.

Xinjiang Juniper (Sincan ardıçı) denilen "Juniperus pseudosabina", "Juniperus semiglobosa" ve "Juniperus turkestanica" gibi ardıç türleri yetişir.

Yerleşim Yerleri

Yerleşim yerleri; akarsular boyunca uzanan Kaşgar, Yarkent, Hotan, Aksu, Uçturfan, Kumul, Altay, Gulca, Artuç ve Turfan gibi Türklerin yoğun olduğu vahalarında gelişmiştir. Diğer Yerleşim Yerleri: Sancu, Karamay, Shihenze, Çöçek

Nüfusu

1.828.418 (1.6) milyon km2 genişliğindeki bölgede 50 milyon insanın yaşadığı tahmin edilmekte olup, Müslüman Türklerin nüfusunun yaklaşık 30 milyon olduğu ileri sürülmektedir. Bölgenin asıl sahibi-yerli halkı olan Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar, Özbekler, Tatarlar, Salurlar, Dolanlar Türkçe’nin değişik lehçe ve şivelerini konuşurlar.

Ayrıca; Han Çinli nüfusun yanı sıra Tunganların da yaşadığı bölgede az sayıda Dongkianlar, Tacikler, Tibetliler, Mongollar, Mançular, Boanlar ile Beyaz Ruslar bulunmaktadır.

Kısa Tarihçe

Uzun tarihi boyunca Doğu Türkistan, iç ve Orta Asya'da kurulmuş olan Türk devletlerinin ve hanlıklarının merkezi olmuştur. M.Ö. 8-3 asırlarda İskitlere; M.Ö. 300- M.S. 93 yıllarında Hunlar’a; 522-744 döneminde Göktürk İmparatorluğu’na; 744-840 devresinde Uygur Devleti’ne; 751-870 Karluk ve Karahanlılar İmparatorluğuna ve Seidiye Hanlığı’na merkez olan (1509-1679) bu Türk-İslam yurdu, tarihte daima önemli olmuş ve dikkatleri üzerine çekmiştir.

8. ve 18. asırlar arasındaki bin yıllık dönem, Çin İmparatorluğu ile önemli derecede kültürel ve siyasî işbirliğinin gerçekleştirildiği bir barış dönemi olmuştur. Ancak bu barış dönemi, Doğu Türkistan'ın 1759 yılında Çin Mançu İmparatorluğu'nun işgali ile son bulmuştur. 1759'dan bu yana Doğu Türkistan'da 200'den fazla silahlı ayaklanma olmuş ve Doğu Türkistan halkı 3 defa hürriyetin tadını tatma fırsatı bulmuştur.

1863'te bağımsızlığına kavuşan Doğu Türkistan'da Yakup Han başkanlığında "Doğu Türkistan İslâm Devleti" kurulmuş ve bu devlet; Osmanlılar, İngiltere ve Rusya tarafından resmen tanınmıştır. Ancak bu bağımsız Türk devletinin ömrü kısa sürmüş ve 1876 yılında Çin-Mançu devletince yeniden işgal edilmiş ve 1884'te Sincan "Yeni Toprak" adıyla Çin İmparatorluğuna bağlanmıştır.

20. asrın başlarında Orta Asya'da oluşan milliyetçilik akımı neticesinde 12 Kasım 1933 yılında Kaşgar'da Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu Cumhuriyetin ömrü Çinli Müslümanlar (Tungan) askerlerin ihaneti sonrası 6 Şubat 1934’de askerlerimizin yenilmesiyle dağılmış ve Rus Kızılordusu’nun yardımıyla 1937'de tam bağımsızlık dönemi sona ermiştir.

1944'de Gulca (İli) şehri Çinlilerden temizlenmiş, "Üç Vilayet İnkılâbı" olarak bilinen ayaklanmalar neticesinde Doğu Türkistan Türkleri, Ali Han Töre başkanlığında 12 Kasım 1944’de Doğu Türkistan Cumhuriyeti kurulmuştur. 1948’de Çinliler, Ruslar ve Milliyetçiler’den oluşan “Karma Hükümet” kurulmuştur.

Bütün Çin'e hakim olan Komünist Çin Kuvvetleri, 1949'da Stalin'in de onayı ile Aralık ayında Doğu Türkistan'a girerek ülkeyi resmen işgal etmiş ve 1955’de “Sincan Uygur Özerk Bölgesi” adıyla Pekin’e bağlı kukla bir idare kurulmuştur. Doğu Türkistan halkı da 1949 yılından bu yana Çin işgaline karşı direnmektedir.

1949 sonrası Doğu Türkistan’ı terk ederek hür dünyaya sığınan diaspoaradaki (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan başta olmak üzere) Doğu Türkistanlıların sayısı yaklaşık 3 milyon kişidir.

Doğu Türkistan göçmenlerinin hür dünyadaki ilk siyasi resmi örgütlenmesi Türkiye’de gerçekleşmiş, 1960’da İstanbul’da Doğu Türkistan Göçmenler Derneği kurulmuştur.

“Doğu Türkistan” adıyla hür dünyada ilk dergi 1980 yılında Türkiye’de İsmail Cengiz tarafından neşredilmiştir.

Hür dünyada ilk “Doğu Türkistan Milli Kurultayı”, 1992 yılında Türkiye’nin İstanbul şehrinde toplanmıştır.

İlk olarak İsa Alptekin ve Mehmet Emin Buğra tarafından kurulan “Doğu Türkistan Milli Merkezi”nin hür dünyadaki ilk resmi toplantısı da yine Türkiye’de M.Rıza Bekin, İsmail Cengiz ve Seyit Tarancı’nın planlamasıyla, İstanbul’da toplanmıştır.

2004 yılı Kasım ayında ABD Kongre Binası’nda, çalışmalarını sembolik olarak yürütmek üzere Doğu Türkistan kökenli Uygur, Kazak ve Kırgız hemşerlerin katılımıyla “Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti” kurulmuştur.

Ayrıca bakınız

• Uygur Kağanlığı

• Karahoca Uygur Krallığı

• Kansu Uygur Krallığı

• Karahanlılar

• Çağatay Hanlığı

• Doğu Çağatay Hanlığı

• Yarkand Hanlığı

• Yakub Beg ve Kaşgar Emirliği

• Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti

• Doğu Türkistan Cumhuriyeti

• Doğu Türkistan Cumhuriyeti Sürgündeki Hükûmeti

• Sincan Uygur Özerk Bölgesi





DOĞU TÜRKİSTAN HAKKINDA GENEL BİLGİLER







Yüzölçümü : 1 828 418 km2

Nüfusu : 30 milyon (Yaklaşık)

Başkenti : Ürümçi

Önemli Şehirleri : Kaşgar, Gulca (İli), Hoten, Turfan, Altay

Önemli Kişileri :Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip, Osman Batur, Gani Batur, Mahmut Muhiti, Abdulkerim Saltuk Buğra Han vd.

Siyasi Durumu :1949 yılından bu yana ÇHC yönetiminde sözde özerk bölge



YÖNETİM BİÇİMİ

Sözde Özerk bölge içinde etnik grupların dağılımına göre 8 Ağustos 1952'de 10 ayrı muhtar bölge tesis edilmiştir. Sincan (Uygur) Özerk Bölgesi bunlardan biri ise de, yönetim hakları, Pekin yönetimince çiğnenmektedir. Tüm idarede bütün yetkiler Çinlilerdedir. Özerk yönetim organlarında görevlendirilen etnik unsurların siyasî, ekonomik ve askerî karar verme, denetleme yetkileri Çin Komünist Partisi kontrolü altındadır.

MEVCUT İDARİ YAPI İşgalci Çin Komünist Partisi tarafından bölgeye vali görevlendirilmektedir. Valinin mutlaka Çin Komünist Partisi üyesi olması şart koşulmaktadır. Doğu Türkistan'da Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nden başka aynı haklara sahip direkt Pekin’e bağlı 7 organ daha vardır: 1- Sincan Askeri Bölge Komutanlığı 2- Sincan Askeri Üretim ve İnşaat Bölge Komutanlığı 3- Sincan Komünist Partisi 4- Sincan Halk Kurultayı Daimi Komitesi 5- Disiplin Kontrol Komitesi 6- Siyasî Danışma Konseyi 7- Sincan Devlet Savunma Güçleri Genel Komutanlığı

DEMOGRAFİK DURUM Uygurlar : 27 000 000 Kazaklar : 1 800 000 Çinliler : 1.200 000 Huiler : 600 000 Mançular : 90 000 Kırgızlar : 150 000 Dongkianglar : 40 000 Tacikler : 33 000 Tibetliler : 5 000 Özbekler : 15 000 Davançiler : 5 000 Sarı Uygurlar : 11 000 Salar : 3 000 Tatarlar : 5 000 Ruslar : 3 000 Boanlar : 300 Mongollar, Dolonlar

MEVCUT EKONOMİ Doğu Türkistan; petrol, wolfram, altın, kömür, uranyum gibi stratejik hammaddelere ve sayısız yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip bir ülkedir. Çin'de mevcut 148 madenin 118 çeşidi Doğu Türkistan'dan çıkarılmaktadır. Doğu Türkistan'da şimdiye kadar 5000 yerde maden ocağı işletmeye açılmış olup; Çin'deki toplam maden ocaklarının %85'ini teşkil eder. Yaklaşık 500 bölgeden "petrol", 30 bölgeden "doğalgaz" çıkarılmaktadır. Petrol rezervi 8 milyar ton olarak tespit edilmiştir. Her yıl 10 milyon ton petrol Çin'e taşınmaktadır. Çin'in kömür rezervinin yarısı Doğu Türkistan'dadır. Yıllık "altın" üretimi 360 kg. civarındadır. Uranyum, wolfram gibi stratejik madenlerle tuz ve renkli kristal taşları Doğu Türkistan'ın başlıca yeraltı ürünlerindendir. 150 bin km2 tarım arazisine, bir o kadar ekilebilen toprağa ve 12 bin km2 genişliğinde ormanlık alana sahip Doğu Türkistan yaylalarında 60 milyona yakın küçük ve büyükbaş hayvan beslenmektedir. Sanayi kuruluşlarında çalışanların %90'ını ve petrol tesislerinde çalışanların %99'unu bölgeye yerleştirilen Çinliler oluşturmaktadır.

KÜLTÜREL YAPI Sözde Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde halkın % 80'ni Uygur Türkçesi ile konuşmaktadır. 1000 seneden beri kullandıkları Arap Alfabesi Çin hükümeti tarafından 23.10.1969 tarihinde tamamen yasaklanmıştır. Onun yerine Çin fonetiğine uygun olarak hazırlanan Latin Alfabesi kabul ettirilmiştir 1980'li yıllarda Uygur aydınlarının hazırlamış oldukları, Uygur fonetiğine uygun Kiril Alfabesi projesi Pekin tarafından reddedilmiştir. Bunun yanında halkın büyük çoğunluğunun Türk olması sebebiyle Doğu Türkistan'da her şeye rağmen Türkçe konuşulmaktadır. Eski bir Türk yurdu olan Doğu Türkistan, Türklerin ilk yerleşik hayata başladığı yurtlardan biridir, Uygur mimarisi ise dünyaca meşhurdur ve Türk-İslam mimarisi özelliklerini ihtiva eder. Divan-ı Lügat-it Türk’ün yazarı Kaşgarlı Mahmud ile Kutadgu Bilig’in yazarı Yusuf Has Hacip Doğu Türkistanlıdır. Yeni Uygur edebiyatı dönemi (XIX.yy. Uygur edebiyatı) Doğu Türkistan'daki Çin istilâ ordularını, Çin hakimiyetini ve onlara karşı yapılan mücadeleleri işleyen eserlerin çok olduğu bir dönemdir. Ortaya çıkan edebî eserler, Doğu Türkistan Türklerinde meydana gelen yeni millî edebiyatın temelini oluşturmuştur.

EĞİTİM-ÖĞRETİM Doğu Türkistan'da okuma-yazma bilmeyenlerin oranı % 58-60 civarındadır. Yayınların ise ancak %16'sı Uygur Türkçesi % 5’i Kazak ve Kırgız Türkçesi iledir. Doğu Türkistan bölgesinin tarihi, kültürü ve etnik geçmişine dair bilgilerin resmî yorumdan farklı olarak verilmesi yasaklanmıştır. Öğretim kurumlarının yabancı ülkelerdeki öğretim kurumlarıyla doğrudan ilişki kurmaları da yasaklanmıştır. Aksi hareket edenler ise en ağır cezalara çarptırılmaktadır. Her sene alfabe değiştirilmesi yüzünden çocukların eğitimi eksik kalmakta ve öğrenim görmeleri engellenmektedir. Çince mecburi ders olarak okutulmaktadır. Üniversitelerde öğretim dili tamamen Çincedir.



***

Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti ve Parlamentosu’nun

5. Dönem Toplantısı Sonuçları

02-05 Ekim 2009







DTSH ve Parlamentosu’nun 5. dönem toplantısı Ekim ayının ilk haftasında 02-05 Ekim 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.

Toplantının ilk oturumunda; Yoklama yapılmış, bizzat gelerek katılan üyeler ile mazeret bildirerek katılamayan milletvekilleri hakkında Samet Güder tarafından Parlamento’ya bilgi sunulmuştur.

Kur’an-ı Kerim okunmuş ve şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunulmuştur.

Parlamento Başkanı Prof. Dr. Sultan Mahmut Kaşgarlı’nın açılış konuşmasından sonra, Cumhurbaşkanı Ahmet İgemberdi’nin konuşmalarını takiben faaliyet ve çalışma raporlarının okunmasına geçilmiştir.



Toplantının ikinci oturumunda; 5 yıllık Parlamento ve Hükümet çalışmaları hakkında hazırlanan raporlara geçilmiştir. Sultan Mahmut Kaşgarlı Parlamento çalışmaları hakkında bilgilendirme konuşması yapmıştır. Sürgün Hükümet Başbakanı Damiyan Rahmet Hükümet’in 5 yıllık faaliyet programı ile ilgili raporunu Parlamento’ya sunmuştur.

Başbakan Yardımcısı Hızırbek Gayretullah, yaptığı konuşmada, DTSH’nin Türkiye’deki faaliyet ve çalışma programı hakkında parlamento üyelerini bilgilendirmiştir.

Hür dünyadaki Doğu Türkistanlıların milletin hürriyeti uğruna, din ve inanç uğruna mücadele ettiği ve edeceği gerçeğinin görülen lüzum üzerine bir kez daha kamuoyuna deklere edilmesine karar verilmiştir…

Yapılan müzakereler sonucunda; demokrasi ve insan hakları adına sürdürülen her türlü mücadele yöntemine saygı duymakla birlikte; bağımsızlık ve hürriyet hedefinden asla ve asla taviz verilmemesi karar altına alınmıştır…

Yapılan müzakereler sonucu; Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı ve hürriyeti için, halkımızın milli ve dini kimliklerinin korunması ve yaşatılması için vatan içinde ve hür dünyada çeşitli ülkelerde bu hedefler uğruna mücadele veren bütün teşkilatları, dernek ve vakıfları ve Dünya Uygur Kurultayı’nı kardeş kuruluşlar olarak gördüğümüzün ilan edilmesi kararlaştırılmıştır… Ancak; Sürgün Hükümeti’ne ve halkımızın milli değerlerine, milli hedeflerine yönelik saygı sınırlarını aşan her türlü söz ve davranış olması halinde, aynı ölçüde karşılık verilmesi kararlaştırılmıştır…

Program ve raporların okunmasının ardından yapılan müzakereler sonucunda, Parlamento üyeleri Hükümet ve Parlamentonun çalışma raporlarını oy birliği ile kabul etmiştir.

Raporların kabul edilmesinin ardından Anayasa’nın ilgili maddesine göre 5 yıllık görev süreleri dolan üyelerin, “milletvekilliklerinin” otomatik olarak düştüğü tutanakla tespit edilmiştir.

Hükümet üyelerinin istifası Başbakan Damiyan Rahmet tarafından Cumhurbaşkanı İgemberdi’ye sunulmuş ve Cumhurbaşkanı tarafından Hükümet’in istifası kabul edilmiştir. İstifa eden, mazeret bildiren eski üyeler ile parlamentoda görev almak isteyen üyelerin kimlik tespitlerinin yapılması, Sürgündeki Doğu Türkistan Cumhuriyeti Anayasası’nın ilgili maddelerine göre milletvekili adaylarının durumlarının değerlendirilmesi için 5 kişiden oluşan geçici “Güvenlik ve Denetleme Komisyonu” oluşturulmuştur.



Toplantının Üçüncü Oturumunda; “Milletvekilleri Güvenlik ve Denetleme Komisyonu”nun yaptığı istişare toplantısı sonucu Hükümet üyeliğine müracaat edenlerin değerlendirmeleri yapılmış, Komisyon’un üyeler hakkındaki değerlendirmesi sonucu hazırlanan, aday listesinde isimleri yazılı 53 kişinin Doğu Türkistan Parlamentosu’nun yeni üyeleri olarak kabul edildikleri tutanakla tespit edilmiştir.

Yeni Parlamento’nun oluşturulmasını müteakip, yapılan seçim sonucu Parlamento Başkanlığına Sultan Mahmut Kaşgarlı, Yardımcılığına Fatma Türköz, Genel Sekreterliğe ise M. Ali Engin oy birliği ile seçilmişlerdir. Parlamento başkanlığına tekrar seçilen Sultan Mahmut Kaşgarlı, teşekkür konuşması yapmıştır.

Parlamento Heyeti’nin oluşmasının ardından eski Başbakan Damiyan Rahmet tarafından Başbakanlık görevine İsmail Cengiz aday olarak gösterilmiştir. Yapılan bu öneri, Parlamento tarafından oy birliği ile kabul edilmiştir.

İsmail Cengiz, yeni “Başbakan” sıfatıyla duygusal bir teşekkür konuşması yapmıştır. Eski Başbakan Damiyan Rahmet ile görevleri sona eren Bakan arkadaşlara katkılarından dolayı teşekkür edilmiştir.

Başbakan İsmail Cengiz, Cumhurbaşkanı tarafından yeni Hükümet’i oluşturmak üzere görevlendirilmiştir.



Toplantının Dördüncü Oturumunda; yeni oluşturulacak Hükümet’deki Bakanlık sayısının azaltılması konusu müzakere edilmiş ve yapılan tartışmalar neticesinde Bakanlık sayısının azaltılmasına Tarım ve Köy İşleri, Gençlik ve Spor, Sanayi ve Ticaret, Ulaştırma Bakanı, İmar ve İskan Bakanlığı gibi bakanlıkların kaldırılmasına, bunların yerine komisyonların oluşturulmasına, Başbakan ve Cumhurbaşkanına bağlı Danışmanlık görevlerinin oluşturulmasına karar verilmiştir.

Müzakereler devam ederken hükümet’in yeni üyelerini belirlemek üzere çalışmalarını tamamlayan Başbakan İsmail Cengiz, kürsüye gelerek Hükümet’i oluşturan yeni Bakanlar Kurulu üyelerini Parlamento’nun bilgisi ve Cumhurbaşkanı’nın onayına sunmuştur.



***



DOĞU TÜRKİSTAN SÜRGÜN HÜKÜMETİ

DEVLET ANAYASASI METNİ





DOĞU TÜRKİSTAN

CUMHURİYETİ

DEVLET ANAYASASI









GİRİŞ

Bu Anayasa 1949 yılında komünist Kızıl Çin Devleti tarafından işgal edilen Doğu Türkistan’dan kaçarak dünyanın çeşitli yerlerinde sürgünde yaşamaya mecbur kalan Doğu Türkistanlı muhacirlerin ortak milli iradesiyle hazırlanmıştır. İşbu anayasa; Doğu Türkistan halkının ve onların evlatlarının hürriyet içinde yaşamalarını sağlayıcı önlemleri almak ve işgal altında yaşayan halkımıza, hürriyetimize kavuştuğumuzda onların önünde nelerin beklediğini göstermeyi hedeflemektedir.





BÖLÜM 1:

DEVLETİN İSMİ, NİTELİKLERİ, BAYRAĞI, FORSU,

İSTİKLAL (DEVLET) MARŞI,

MİLLET MARŞI, RESMİ DİLİ, DİNİ VE BAŞKENTİ



Madde 1: Devletin ismi: Doğu Türkistan Cumhuriyeti’dir.

Madde 2:Devletin Niteliği: Demokratik, insan haklarına saygılı, sosyal üniter hukuk devlettir. Doğu Türkistan Devleti’nin toprak bütünlüğü bölünemez ve milletinin milli birliği parçalanamaz ve teşebbüs edilemez.

Madde 3: Devletin Bayrağı: Ayyıldızlı Gökbayraktır. EK/A

Madde 4:Devletin Arması: Hilal yayının sağında ve solunda dokuzar adet nokta olan, hilalin ortasında stilize edilerek yazılan, “Bismillahhirrahmanirrahim”; hilal yayının kesiştiği yerde üç yıldız ve altta noktaları bağlayan kurdeleden ibarettir. On sekiz nokta, Doğu Türkistan’da yaşayan on sekiz Türk boyunu temsil etmekte, üç yıldız ise tarihte Doğu Türkistan’da kurulan Göktürk, Karahanlılar, ve Uygur devletlerini sembolize etmektedir. EK/B



Madde 5: Devletin istiklal ve mili marşları:

Devletin İstiklal Marşı l933 yılında Mehmet Ali Tohtu Haci Tevfik tarafindan yazılan ve Doğu Türkistanlılar tarafından okunan “Kurtuluş Yolunda” adlı şiirdir. EK/C

Devletin Millet Marşı; “Tarihten Önce Biz Vardık, Tarihten Sonra Yine Biz” başlıklı mısralarıdır. EK/D



Madde 6: Devlet Dili, Dini ve Başkenti:

Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin devlet dili; Uygur Türkçesidir. Kazak Türkçesi ile Kırgız Türkçesi de milli dil olarak kullanılır.

Dini: İslamdır. Devlet, diğer dinlere de saygı gösterir, korur, her türlü dini haklarını teminat altına alır.

Devletin başkenti: Urümçi’dir.



Madde 7: Anayasanın yukarıda vaaz olunan, birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı maddeleri kesinlikle değiştirilemez ve değiştirmek için teklif verilemez ve teşebbüs dahi edilemez.





BÖLÜM 2:



DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETİ’NİN SÜRGÜNDEKİ HÜKÜMETİ

Madde 8: 14 Eylül 2004 tarihinde ABD’nin başkenti Washington’da kurulan Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti,; vatanımız emperyalist Komünist Çin hakimiyetinden hürriyetine kavuşuncaya kadar Doğu Türkistan halkı adına hak ve hukukunu koruyan, Doğu Türkistan Cumhuriyeti adına hareket eden tek yetkili organ olarak kabul edilir.

Madde 9: Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin Sürgündeki Hükümeti’nin esas görevi; bütün dünyadaki demokratik, hukuk ve sulh ilkelerine bağlı, insan haklarına saygılı olan Devletlerle, BM öncülüğündeki bütün milletlerarası teşkilatlarla, uluslar arası insan hakları teşkilatları ile işbirliği halinde onların desteğini temin etmek, emperyalist komünist Çin hakimiyetinin Doğu Türkistan halkına karşı yürütmekte olduğu devlet terörizmine karşı mücadele etmek, vatanımız Doğu Türkistan’ın bağımsızlığını sağlamaktan ibarettir.

Madde 10: Devlet Başkanı, Başkan Yardımcısı, Parlamento Başkanı, Yardımcısı, Başbakan, Başbakan Yardımcılardan müteşekkil 7 kişiden oluşan Doğu Türkistan Cumhuriyeti Sürgündeki Hükümeti’nin “Daimi Danışma Heyeti” tesis eder. Bu daimi heyet, Doğu Türkistan Cumhuriyeti Hükümeti’nin faaliyetlerine yol gösteren danışma organı olup, Sürgündeki Hükümetinin icra faaliyetini kollektivite eden danışma organı olarak kabul edilir.

Madde 11: Daimi Danışma Heyeti, yılda bir defa veya gerek görüldüğünde Devlet Başkanı’nın teklifi ile istenilen yerde toplanarak vatan ve hükümetle ilgili bütün konuların, kararların, beyanatların uygulanması; hükümet ve Hükümet üyeleriyle ilgili bütün siyasi, ekonomik sorunlar hakkında müzakere ederek 3’de 2 oy ile tavsiye kararı alır. Alınan bu tavsiye kararları Devlet Başkanı tarafından hükümete tavsiye edilir ve Başbakan tarafından önemli kararlar niteliğinde icra edilir.

Madde 12: Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti’nin Bakanları, Başbakan’a bağlı olarak Bakanlar Kurulu’nu oluşturur.Bakanlar kurulunda, hükümet faaliyetine ters hareket eden Bakanlar üç defa uyarılır,bu uyarılara itibar etmedikleri takdirde,bakanlar kurulunun kararı ve devlet başkanının onayı ile başbakan tarafından kabineden çıkarılır.

Madde 13: Bakanlar Kurulu yılda bir veya iki defa toplanır, Hükümet Programlarının yürütülmesi hakkında Başbakan bilgi sunar ve Daimi Danışma Kurulu’nun aldığı tavsiye kararlarını müzakere ederek sonuçlandırır. Çin’le siyasi ve ekonomik ilişkisi olan her Doğu Türkistanlı parlamento üyesi ve bakan olamaz. Parlamento ve hükümet üyeleri görev süresince özel olarak Çin’e ve Çin müstemlekelerine gidemezler.



BÖLÜM 3:

DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETİ’NİN

PARLAMENTO SEÇİMİ VE VATANDAŞLIK

Madde 14:Parlamento kendisine bir Başkan, bir Başkan Vekili, bir Genel Sekreter ve iki Genel Sekreter Yardımcısını Parlamento üyeleri içinden 4 yıl süreyle 3/2 oyla adaylar arasından seçer. Parlamento üyelerinin teklifi ile kanunlaşan ve herhangi bir bölgeden demokratik usulle seçilen milletvekillerinden müteşekkil Parlamento olağanüstü haller dışında her dört yılın sonunda 10 Kasım günü açılır ve 11 Kasım günü kapanır. Parlamento, bu anayasanın 18,19 ve 20 maddelerine esasen Parlamento üyeleri seçilir ve Parlamento oluşur. 12 Kasım günü seçilen Parlamento üyeleri yemin ederek vazifelerine başlar. Yeni Parlamentonun oluşumu, hukukları ve üye sayısı kurucu Parlamento tarafından belirlenen esaslara göre yapılır.

Madde 15: Doğu Türkistanlılar arasında yurdu işgal edenlerle işbirliği yapan, düşmana veya işgalcilere yardım eden, onlara kolaylık sağladığı bilinenlerin Parlamento üyeliğine seçilmesine izin verilmez.

Madde 16: Devletin işgal edilmesi ile ilişkisi olmayan, düşmanlara veya işgalcilerle işbirliği yapmayan, onları korumayan, Doğu Türkistan’da doğan, 7 ecdadına kadar Doğu Türkistan’da yaşayan herkes Doğu Türkistan vatandaşı sayılır. Doğu Türkistan’ın dışında kendini Doğu Türkistanlı hisseden, Doğu Türkistan’ı “ana vatanım” diye kabullenen her muhacir Doğu Türkistan’ın tabii vatandaşıdır.



BÖLÜM 4



PARLAMENTO ÜYELERİ



Madde 17: Parlamento, seçilen parlamento üyelerinden oluşur. Parlamento üyelerini, 18 yaşını doldurmuş her bir Doğu Türkistan vatandaşı, cinsiyetine bakılmaksızın demokratik usullerle oy vererek seçer.

Madde 18: Asker ve emniyet mensupları görevli oldukları müddet içerisinde milletvekili seçilemezler. Ama seçimden en az 3 ay evvel istifa etme şartıyla seçme ve seçilme hakkına sahip olurlar.

Madde 19: Devlet sınırları dahilinde her 60 bin nüfusa göre bir milletvekili seçilir. Sürgündeki Parlamento için, parlamento üyelerinin yaşadıkları devletlerdeki Doğu Türkistanlıların nüfus sayısına ve onların mevcut durumlarına göre, Kurucu Parlamento tarafından kabul edilen esaslara göre belirlenir. Fakat, Sürgündeki Parlamento üyelerinin sayısı 60 kişiden aşağı olamaz.

Madde 20:Parlamento hizmetlileri, Parlamento Başkanı tarafından tayin edilir.

Madde 21:Parlamento üyeleri içinde vefat eden veya herhangi bir sebeple vazifesinden ayrılanların yerine Parlamento kararı gereğince belirlenen müddet içinde, seçildikleri seçim bölgelerinde yapılacak ara seçimle seçilirler. Ancak, sürgündeki parlamento üyesi için bulundukları ülkedeki Doğu Türkistanlılar tarafından yeri doldurulur.







BÖLÜM 5



KANUNLAR VE KARARNAMELER

Madde 22: Bütün kanunlar Parlamento tarafından müzakere edilerek çıkarılır. Çıkarılan kanunlar üçte iki oy ile kabul edilir. Kabul dilen kanunları Hükümet uygular.

Madde 23:Bütün kararnameler Hükümet tarafından çıkarılır. Başbakan bir veya iki Bakan’ı “Hükümet Sözcüsü” diye tayin eder.









BÖLÜM 6



PARLAMENTO VE SİLAHLI KUVVETLER



Madde 24:Devlet Başkanı, Silahlı Kuvvetlerin başkumandanıdır.

Madde 25:Barış zamanlarında Devlet Başkanı tarafından tayin edilecek tecrübeli ve itibarlı, silahlı kuvvetler içerisinde sevilen ve itimat edilen bir yüksek rütbeli subay, silahlı kuvvetleri sevk ve idare eder.

Madde 26:Parlamento; devlet istiklalini koruma doğrultusunda savaş hazırlığı, savaş ilan etme ile dış dünya ile olabilecek anlaşmaları yapma hakkını 3’de 2 oy çoğunluğu ile Hükümet’e verir.





BÖLÜM 7



DEVLET BAŞKANI’NKIN SEÇİMİ VE HUKUKLARI



Madde 27: Doğu Türkistan’ın bağımsızlık davasına kendisini adayan, Doğu Türkistan halkının istiklali için fedakarlık yapabilen, Üniversite mezunu, Parlamento üyesi olarak seçilen, vatandaşlar arasında sevilen, milli özellikleri taşıyan Türk ırkına mensup her 40 yaşını dolduran Doğu Türkistanlı, Parlamento’nun oy çoğunluğu ile Devlet Başkanı seçilir ve yemin ederek vazifesine başlar. (Bak Ek:D)

Madde 28: Devlet Başkanının Hukukları : Devlet Başkanı, Başbakanı aday gösterir. Başbakan tarafından sunulan Bakanlar Kurulu’nu tasdik eder. Bakanlığa atanan adayları gerekçe göstererek değiştirilmesi veya görevden alınması hakkında Başbakana yazılı teklif sunar.

Devlet Başkanının hastalık, seyahat veya başka nedenlerle vazifesini yerine getiremediği dönemlerde, Parlamento üyesi olan Devlet Başkanı Yardımcısı; Devlet Başkanı’nın sağlığına kavuşmasına veya seyahatten dönüşüne kadar, Devlet Başkanının bütün yetkisine haiz olarak görevini sürdürür. Devlet Başkanı’nın ölümü halinde, Parlamento tarafından yeni Devlet Başkanı seçilene kadar vazifesini sürdürür. Bu madde sürgündeki Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin Devlet Başkanı için de geçerlidir.

Devlet Başkanı, devlet birliğinin sembolüdür. Devlet Başkanı, Parlamento’nun onayladığı kanunları, şartnameleri, beyannameleri ve kararnameleri imzalar, dış ülkelerdeki elçileri tespit eder ve dış ülke elçilerini kabul eder. Adalet Bakanı’nın teklifi ile ağır suçluları affeder, cezayı hafifletir.



BÖLÜM 8



BAŞBAKAN’IN SEÇİMİ VE HUKUKLARI



Madde 29: Başbakan, Doğu Türkistan’ın bağımsızlık davasına kendini adayan, bu davaya inanan, 40 yaşını doldurmuş, vatandaşlar arasında sevilen, milli özellikler taşıyan, Parlamento üyesi olarak seçilen, Türk ırkına mensup her Doğu Türkistanlı, Doğu Türkistan Devlet Başkanı tarafından Başbakan adayı olarak gösterilir. Başbakan, Bakanlar Kurulu’nu oluşturur, Devlet Başkanı’nın onayından sonra Parlamento’ya sunar. Parlamento, Hükümet Programını onayladıktan sonra, Bakanlar Kurulu’nu üçte iki oy çoğunluğu ile onaylar. Bu süreç esnasında eski Bakanlar Kurulu görevini sürdürür.

Madde 30: Başbakan, Parlamento’ya en az yılda bir defa vatanın genel durumu ve Hükümetin takip ettiği siyaseti hakkında bilgi verir. Ve bir yasama dönemi sona erdikten sonra Doğu Türkistan halkını yeni vekiller seçmek için seçim zamanını belirlemeye, savaş ve barış zamanlarında silahlı kuvvetleri hazır bulundurmaya, Bakanlar Kurulu’nun faaliyetlerini denetlemeye, Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararlara ters faaliyet gösteren Bakanları üç defa uyarmaya ve bu uyarılara uyulmadığı takdirde Devlet Başkanının onayı ile bunları Bakanlar Kurulu’ndan çıkarmaya, kanunların adil olarak icra edilmesine ve vatanın fevkalade hallerinde kanun gücünde kararnameler çıkarmaya, parlamento kararı ile sıkıyönetim ilan etmeye yetkilidir.







BÖLÜM 9



PARLAMENTO YETKİLERİ

Madde 31:Mezkur Parlamento; bütün kanun ve nizamnameleri çıkarmaya, vergi alma ve tahsilat yasalarıyla ithalat ve ihracat rejimi yasalarını çıkarmaya mallarını vergilendirmeye, borçları ödemeye, umumun menfaatini kollamaya, genel vergi ile ithal mallardan alınan vergilerin Doğu Türkistan sınırları içinde eşit olarak işlev görecek kanunları çıkarmaya yetkilidir. Parlamento aşağıdaki konularda da yasa çıkarır :

Madde 32: Doğu Türkistan Cumhuriyet Hükümetinin dışarıdan borç almasına,iç ve dış ticareti kontrol etmeye,

Madde 33: Vatandaşlığa kabul etme,vatandaşlıktan çıkarma, krize sebebiyet verecek banka muamele işlemlerini önlemeye, ve bankalar yasası çıkarmaya

Madde 34: Para tedavüle çıkarmaya, değerini korumaya, yabancı para kurlarını ayarlamaya, ölçü ve tartı aletlerini ayarlamaya,

Madde 35: Sahte para basan kalpazanları cezalandırmaya,

Madde 36: Postane. hastane, okullarla, imar ve bayındırlık işlerini yürütmeye,

Madde 37: Yazarlar ve sanatkarları, ilim – irfan sahalarında faaliyet gösterenlerin emek ve kalem haklarını tesbite, mucıtlerin patent haklarını korumaya ve özgür faaliyet göstermelerini teminat altına almaya,

Madde 38: Yüksek mahkeme ve diğer alt mahkemeleri kurmaya,

Madde 39: Sınırlarda meydana gelecek gasp, talan ve sahtekarlık gibi olayları aydınlatacak yasalar çıkarmaya, yasalara karşı aykırı hareket edenleri cezalandırmaya,

Madde 40: Savaş ilan etmek,vatana saldırılara veya saldırma ihtimali olduğunda savunma hazırlığı yapmaya,

Madde 41: Silahlı kuvvetleri eğitmek,desteklemek ve ordunun sevk idaresi için yasalar çıkarmak,

Madde 42: Devletin üniter yapısını korumak için, devlete karşı ayaklanma ve işgal halinde orduyu göreve çağırma yasası çıkarmaya,

Madde 43: Parlamentonun çıkardığı yasalara göre, ordunun organize edilmesi, silahlandırılması, görevlilerin atanması,ve askeri eğitimle ilgili yasa çıkarmaya,

Madde 44: Doğu Türkistan Cumhuriyet Hükümeti, herhangi bir daire ve görevliye, bu ana yasa ile bütün yetkilerle yukarıdaki yetkilerin icra edilmesi için gerekli ve uygun olan bütün yasaları uygulama, denetleme ve yürütme yetkisine sahiptir.









BÖLÜM 10



VATANDAŞLIK HAKLARI VE PARLAMENTO HAKLARI





Madde 45: Parlamento, Doğu Türkistan halkının haklarını,dini inançlarını teminat altına alır ve herkesin inandığı dinde özgürce ibadet etmesini yasaklayan veya düşünce, ifade, toplantı ve gösteri özgürlükleriyle basın-yayın özgürlüklerini kısıtlayan, devlete dilekçe verme özgürlüğünü engelleyen yasalar çıkaramaz.

Madde 46: Doğu Türkistan Hükümeti’nin müsaadesi ile, Halkın silah bulundurma ve taşıma özgürlüğü vardır.

Madde 47:İşgalcilerle işbirliği yaparak vatanın işgaline vasıta olanlar veya düşmana yataklık edenler suç durumlarına göre mahkeme edilerek cezalandırılırlar.

Madde 48: Hiçbir asker veya emniyet mensubu barış zamanında olsun, savaş zamanında olsun ev sahibinin izni ve mahkeme kararı veya savcının yazılı talimatı olmadan, herhangi bir mülkiyete giremez veya mülkiyetine el koyamaz.

Madde 49:İnsanların kendileri, evleri. evrakları. nakitleri, taşınır-taşınmaza mevcut malları, makul olmayan aramalara ve el koymalara karşı güvenlik altına olup, bu hakları ihlal edilemez.

Madde 50: Savaş halinde veya kamunun tehlikede olduğu zamanlarda,hiç kimse mahkeme kararı veya savcının yazılı talimatı olmadan tutuklanamaz ve suçlanamaz. Hiç kimse aynı suçtan iki defa yargılanamaz. Mahkemece subut olmadan hiç kimse özgürlüğünden ve mülkiyetinden mahrum edilemez, mülkiyeti müsadere edilemez veya bu mülkiyet hakları halka devir edilemez.

Madde 51:Bütün suç araştırmalarında suçlanan kimse,tarafsız bir mahkeme tarafından kamu adına yargılanır. Suçluya suçunun niteliği ve sebepleri yüzüne karşı açıklanır. 0layın şahitleri dinlenir, suçlu savunma avukatı tutabilir.

Madde 52: Suçludan aşırı kefalet talep olunamaz, aşırı para cezaları da uygulanamaz, ve dahi ağır ve anormal cezalar verilemez. Suçlu ancak, ceza kanunundaki suçuna uyan hükümlerle cezalandırılır.

Madde 53: Vatandaşların Anayasada belirlenen hukukları inkar edilemez, verilen hukuklar çiğnenemez, anayasanın belirlediği eşitlik hakları inkar edilemez.

Madde 54:Mahkeme usulüne uygun suçlu olduğu anlaşılan suçlunun cezası hariç,kölelik,marabalık,bir sınıfın diğer sınıfa üstünlüğü ve dahi gönülsüz devlete hizmet etmek Doğu Türkistan sınırları dahilinde olamaz, vatandaş da kanun önünde eşittir.









BÖLÜM 11



DİĞER YETKİ SINIRLANDIRMALARI





Madde 55: Yasa tarafından belirlenen tahsisatlar hariç,Doğu Türkistan Hükümeti tarafından herhangi bir usulsüz harcama yapılmayacaktır. Ancak, devletin güvenliği ve tanıtımı için gerekli fonları harcamak üzere Başbakan nezdinde bulundurmak ve harcamak yetkisine parlamentonun onay ile sahiptir. Parlamento, hükümet tarafından sunulan devletin bir yıllık mali bütçesini oy çokluğu ile onaylar. İlgili bakanlık ve kurumlardan her yıl bütçe harcamalarını, Parlamento teftiş ve kontrol komisyonları vasıtasıyla hesaplarını inceletir. Komisyon azaları milletvekili olup, 3,5,7,9 veya tek rakamlı salt çoğunluklu olup, parlamento azaları arasından oylama ile seçilen milletvekillerinden oluşur.

Madde 56: Doğu Türkistan devleti ve hükümeti hiç kimseye soyluluk veya asalet payesi veremez. Kamu görevlileri ve milletvekilleri, parlamentonun izni olmadan hiçbir yerden hediye ve mansıp alamaz. Fakat, devletin milli menfaatine uygun görülen ve şerefiye niteliğinde olan unvan,hediye ve beratları kamu görevlileri,milletvekilleri,aydınlar kabul eder,hatıra babından aldıkları gibi verebilme yetkisine de sahiptirler.









BÖLÜM 12



YARGI



Madde 57:Doğu Türkistan devletinin adalet sistemi, parlamento tarafından özel olarak çıkarılan yasa ile kurulan ana yasa mahkemesi, yargıtay ve mahkemelerce işlerlik kazanır. Hakimler ve savcılar Adalet Bakanı tarafından yüksek hukuk tahsili yapmış,sicili temiz, halk arasında itibarlı hukukçuları tayin edilirler. Hakim ve savcılar tarafsız, adaletle görevlerini icra ederler.

Madde 58: Alt mahkemelerin verdiği karar ve ilamları vatandaşlar yüksek mahkeme olan yargıtayda temiz etme hakkına sahiptir.

Madde 59 :Doğu Türkistan Hükümeti, ana yasanın ortaya koyduğu bütün yasaların tarafsız olarak icrasından, milletlerarası hukuki anlaşmalardan, Doğu Türkistan Cumhuriyetinin taraf olacağı bütün evrensel hukuki durumların yürütülmesinden sorumludur.

Madde 60: Bütün yargılamalar, savcının iddianamesi üzerine tarafsız mahkemelerde yapılır.

Madde 61: Doğu Türkistan devletine hıyanet, ancak kendisine karşı savaş açılması veya düşmanlara, işgalcilere bağlılık gösterilmesi,yardım ve yataklık etme ile olur. Bu fiillerin gerçek olması için iki tanığın şahitliği ve tarafsız mahkemede itiraf etmedikçe kimse hıyanetle suçlanamaz.

Madde 62 :Parlamento hıyanet cezasını onama yetkisine sahiptir.





BÖLÜM 13



DEĞİŞİKLİKLER ve DÜZELTMELER



Madde 63 :Parlamentonun üçte iki oyu ile uygun bulmayacağı bu ana yasanın maddeleri değişebilir. Ancak,a na yasanın başlangıç maddeleri olan 1,2,3,4,5, ve 6.maddeleri değiştirilemez ve değiştirme teklif edilemez. Değiştirilen maddeler karşılıklı olarak ekte gösterilir.

Madde 64: İşbu anayasa ve buna uygun çıkarılacak Doğu Türkistan yasaları, devletin yetkisi altında yapılacak anlaşmaların kendi toprağının yüce yasası olarak kabul eder ve hakimler bu yasalaraa göre çalışacaklardır. Milletvekilleri, idari ve adli görevliler yemin ederek bağlılıklarını teyit edecekler ve görevlerine başlayacaklardır.

Madde 65: Sürgündeki Doğu Türkistan parlamentosunun azaları her dört yılda bir Ekim ayının ilk haftasında Doğu Türkistanlılar tarafından demokratik usulle gizli oy,açık tasnifle seçilirler. Yeni parlamento Kasım ayının 12.günü, en yaşlı parlamento azasının başkanlığında toplanır ve yemin ederek görevlerine başlarlar. Yeminden sonra parlamento 14. Maddeye göre faaliyetlerini sürdürür.

Madde 66:14 Eylül 2004 tarihinde seçimle işbaşına gelen parlamento azaları, ve bakanlar dört yıl sonraki seçime kadar iş başında kalır ve görevlerine devam ederler.





BÖLÜM 14



ANAYASA MAHKEMESİ





67.Madde : Ana yasa mahkemesi, Doğu Türkistan parlamentosu tarafından çıkarılan özel kanunla kurulur. Bu mahkeme, yasanın ve yasa gereği çıkarılan kararnamelerin, parlamento nizamnamelerinin şekil ve mahiyetinin anayasaya uygun olup olmadığına bakar.

Anayasa Mahkemesi 11 asil, 4 yedek üyeden oluşur. Kendi aralarından Anayasa Mshkemesi Başkanı ve Başkan Vekili seçer.



68.Madde : Anayasa mahkemesi en yüksek mahkeme sıfatıyla,siyasi parti faaliyetlerinin anayasaya uygun olup olmadığına, Cumhuriyet baş savcısının yazılı rapor ve müracaatını inceleyerek karara bağlar. Karar vermezden önce, ilgili partinin başkan veya başkan vekilinin savunmasını alır.



69.Madde: Anayasa mahkemesi başsavcının iddianamesi ve parlamentonun onayı ile, devletin milli menfaatini ağır zarara uğratan Devlet Başkanı, Başbakan ve Bakanları Yüce Divan’da yargılar. Yüce Divanın kararı kesin olup, itiraz edilemez.



70.Madde : İşbu anayasa 14 bölüm 70 Maddeden müteşekkil olup 25.11.2004 tarihinde Washington ‘da toplanan parlamento üyeleri tarafından oy birliğiyle kabul edilerek ilan edildi .Bu anayasanın esas alınacak metni Uygur Türkçesidir.











E K L E R

EK A BAYRAK (Uygur Türkçesine bak)

EK B AMBLEM (Uygur Türkçesine bak)

EK C İSTİKLAL MARŞI (Uygur Türkçesine bak)

EK D MİLLİ MARŞ (Uygur Türkçesine bak)



EK E

DEVLET BAŞKAN VE PARLAMENTO ÜYELERİNİN YEMİN METNİ

Dölet Reyisi/Parlament ezasi bolush süpitim bilen, döletning dawasini, istiqlalini we wetenning, milletning bölünmes pütünligini qoghdishimgha we wetenning istiqlalini mudapiye qilishimgha, qanuni asasta hoquqning aliliqigha we kishilik hoquq pirinsiplirigha hörmet qilishimgha, Sherqiy Türkistan Dölitining shan-sherepini qoghdishimgha, döletni tereqqi qildurush üchün pütün kücüm bilen xizmet qilishimgha, Ulugh Allah we Sherqiy Türkistan xelqi aldida ar-nomus we sheripim bilen qesem qilimen.



EK F

İş bu Anayasa sürgündeki Doğu Türkistan Parlamento üyeleri Enver Yusuf Turani, Hızırbek Gayretullah, Sultan Mahmut Kaşgarlı, Hanife Erbaş Ketene, Demiyan Rahmet, Aydoğan Kubilay, İsmail Cengiz, Muhemmet Savut, Azat Mamut, Sultan Mehemmet ve Erkin Azizi tarafından hazırlanarak parlamentoya sunuldu kabul ve ilan edildi. 25 Kasım 2004 , Washington, ABD.

Bu anayasanın redakte edilerek Uygur Türkçesi ve Türkiye Türkçesi ile yayına hazırlanması için, Prof. Dr. Sultan Mahmut Kaşgarlı, Hızırbek Gayretullah, Demiyan Rahmet ve Erkin Azizi görevlendirmişlerdir.







































Sürgün Hükümeti’nin İstiklal (Devlet) Marşı







Qurtulush



Qurtulush yolinda sudäk aqti bizniñ qanimiz,

Sän üçün äy yurtimiz bolsun pida janimiz.

Qan kiçip häm jan birip akhir qurtuldurduq sini,

Qälbimizdä qutquzushqä bar idi imanimiz…



Yar häm däm boldi bizniñ himmitimiz sän üçün,

Dunyani sorghan idi ötkän ulugh äjdadimiz.

Yurtumuz biz yüz-köziñni qan birlä pakizliduq,

Ämdi hiç kirlätmigäymiz çünki Türktur namimiz…



Atila, Çiñgiz, Tömür Dunyani Titrätkän idi,

Qan birip nam alimiz biz ularniñ ävladibiz.

Çiqti jan häm aqti qan düshmändin alduq intiqam,

Yashsun hiç ölmusun parlansun istiqbalimiz…

“Mehmet Ali Tevfik”









Devlet Marşı’nın Türkçe Açıklaması:



”Kurtuluş”



Kurtuluş yolunda su gibi aktı kanımız,

Senin için ey yurdum, olsun feda canımız.

Kan dökerek, can vererek, seni kurtardık,

Kalbimizde, kurtuluş için vardı imanımız…

Yar oldu, himmetimiz sana,

Dünyaya hükmetmişti geçmiş ecdadımız.

Yurdum, kanla temizledim seni,

Artık kirletmeyiz, Türk’tür adımız…

Atila, Cengiz, Timur dünyayı titretmişti,

Kan verip şan alan biz onların ahfadıyız.

Can verdik, aktı kanımız, aldık düşmandan intikam,

Yaşasın, hiç sönmesin parlasın istikbalimiz…







Devlet Marşı’nın İngilizce Açıklaması :





“Liberation”





Our blood flowed toward our liberation,

For you, my homeland, we devote our spirits.

We saved you by crossing rivers of blood,

We had the faith to save you.



For you, we countrymen united and fought,

In the past, our great ancestors ruled the world.

My homeland, we cleansed your eyes and saved you with our blood,

Now, we shall not let our enemy destroy you, because our name is Türk.



Attila, Ghengis, Timor, shook the world,

Our names shall become famous, too, because we are their descendents.

Our spirits left our bodies and our blood flowed, we avenged our enemies,

Our country shall live, not perish, our future shall flourish.

















































“Sürgün Hükümeti”nin Milli (Millet) Marşı



Tarikhtin Äwwäl Biz Iduq

Tarikhtin äwwäl biz iduq, tarikhtin songrä yänä biz,

Qälbimizdä vijdanimiz, bu bizning imanimiz.

Türk biz, anayurtimizning köksi biz tuç sufäri,

Bash kisilsä qaytmas basqan izidin Türk ärliri.

Yurtimizning altunidur tagh birlän tashliri,

Här birimiz bir ärslandur, bu vätänning yashliri.

Yurtimiz üçün qurbandur yashlirimizning bashliri,

Imani issiq qani ularning yoldashliri.

Ordimiz häm yurtimiz, mäsh’ur Türkdur namimiz,

Dinimiz, imanimiz, bu bizning vijdanimiz.

Yurtimiz Türkning yurti, biz uning qurbanimiz,

Bayriqimiz kök bayraq otturasinda ay-yulduz.

“Mehmet Ali Tevfik”



Millet Marşı’nın Türkçe Açıklaması:



Tarihten Önce Biz Vardık

Tarihten önce biz vardık, tarihten sonra da biz varız,

Kalbimizde vicdan, bu bizim imanımız.

Türk’üz, ana yurdumuza gögsümüz tunç siper,

Kesilse baş, dönmez Türk erleri.

Yurdumuzun dağı-taşı altındır,

Herbiri birer arslan, bu vatanın gençleri.

Yurt için kurban olsun genclerimizin başları,

Imanı, sıcak kanı onların yoldaşları.

Ordumuz ve yurdumuz, mes’ur Türk’tür namımız,

Dinimiz, imanımız, bu bizim vicdanımız.

Yurdumuz Türk’ün yurdu, biz ona kurbanız,

Bayragimiz Gökbayrak, ortasında ayyıldız.







Millet Marşı’nın İngilizce Açıklaması :



Before the History



We existed before the history, we will exist after the history.

Our conscience is in our heart, this is our faith.

We are Türk, we are the breast of our motherland, and its power.

Türk men do not retrace their footsteps even if their heads are severed.



The moutains and rocks of our country are its gold,

Each of us, the youth of our country, is a lion.

The heads of our youths will be sacrified for our country,

Their faith and hot blood are their comrades.

Our country is the Türk country, we are its martyrs.

Our flag is a blue flag with crescent and star in its center.

















































“Sürgün Hükümeti”nin Milli Andı

Ayrilmisun / Ayrılmasın



Millitim milli hemiyet shanidin ayrilmisun,

Millitim heq toghra niyetjamidin ayrilmisun,

Millitimm sap admiyet sanidin ayrilmisun,

Millitim birlik me’iyet yanidin ayrilmisun,

Millitim mendin vessiyet qanidin ayrilmisun.



Millitim insaniyet meydanidin ayrilmisun,

Millitim Islamiyet imanidin ayrilmisun,

Millitim heqqaniyet vijdanidin ayrilmisun,

Millitim Turaniyet unvanidin ayrilmisun,

Millitim hor apiyet devranidin ayrilmisun.



Millitim eghyar uchun hich yol bilen aldanmisun,

Millitimni ozgiler maymun qilip qollanmisun,

Millitim tarikhni pak saqlisun, bulghanmisun,

Millitim erkin yashash imkanidin ayrilmisun.



Millitm bilsun vetenni, qedrini khar etmisun,

Bu muqedes jan veten, jananini zar etmisun,

Bashqilar “bizning” digen shum sozige iqrar etmisun,

“Mushterik dovlet” digen yalghanni derkar etmisun,

Ana weten Sherqi Turkistanidin ayrilmisun.



Kimge mensup, kimge heqli, kimge miras bu weten,

Esli nesli qani bir, tuqqan oyushqan ezchimen,

Shobhisiz Uyghur, Qazaq, Qirghiz, Moghul, Tajik bilen,

Bu weten turi uruqqa ata miras chimen,

Ata mirsa chimen Turanidin ayrilmisun.



Neqeder shanli buyuk erler yitishturgen weten,

Erler ichre turli jevherler yitishturgen weten,

Shanli shavket ehli gewherler yitishturgen weten,

Dahi ve danayi rehberler yitishturgen weten,

Arsilan ve qehriman oghlanidin ayrilmisun.



Bu weten bagh we gulustanlar bilen tulghan chimen,

Taghu-tuz meydanleri korkem guzel bolghan chimen,

Katta khislet zor peziletlerge ornashqan chimen,

Yer yuzining jenniti shanli ulugh Turan chimen,

Daima jennet nishan bolghanidin ayrilmisun.

Veqif mutleq bolmisun aghyar uchun ali weten,

Shum ayaqler astida desselmisun ghali weten,

Musteqil, mukhtar otsun her zaman hali weten,

Millitimge khas miras bolsun iqbali weten,

Erkin azad bekhtiyar turghanidin ayrilmisun.



Millitim bashini aylandurghusi aghyariler,

Qan surtmek birle yurtmek bolghusi mekkariler,

Shuningchin turli tuzaq, dam qurghusi heyyariler,

Bedniyet shum pikirde qollanghuchi her chariler,

Millitim bayqap qedem basqanidin ayrilmisun.



Esliter jennetni daim wetinim gulzarliri,

Hory-ghilmanlerni esletkey chimen dildarliri,

Baghu-bostan, gul-gulistanlar ara Gulnarliri,

Peyzi rehmet, nazu-nimet, kinizdur esrarliri,

Jennetul perdevis meydanidin ayrilmisun.



Wetinim tarikhi ustun, qedirlik ong-solliri,

Arslanlar izliri bilen chiniqqan yolliri,

Qehrimanlar ustikhanidin qurulghan holliri,

Kimki kha’in bu wetenge qurusun put qolliri,

Erkin azad gullinish jeryanidin ayrilmisun.



Esirler gheplet-jahaletlerde qalghan bolsimu,

Koz achalmay jahili nadanliqta yatqan bolsimu,

Devirlerdin kharu-zarliqlerge patqan bolsimu,

Kop zamanlar zul-mi kulpetlerni tartqan bolsimu,

Hemde parlaq bekhitlik devranidin ayrilmisun.



Qolgha kelmes erk mushuktek telmurup turghan bilen,

Qayturup bermes bulangchi yalvurup surghan bilen,

Bekhit izlep kelmigey hangviqip olturghan bilen,

Aldinip qalmasliq kirek aldap umundurghan bilen,

Heqni oz kuchi bilen qolgha alghanidin ayrilmisun.



Weten milletni soymek ehli Islam shanidur,

Bu heqiqet, bu adalet tengrining permanidur,

Bu iniq sir shohbisiz heqqniyet mizanidur,

Esli nesli pak, vijdan ehlining jananidur,

Janidin ayrilsun, likin jananidin ayrilmisun.

“Abdulaziz Mahsum”





***



Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti

Basın Açıklaması :

31.08.2012-İstanbul



PEKİN YÖNETİMİNİ DİYALOG VE HOŞGÖRÜYE DAVET EDİYORUZ





1949’dan bu yana Çin Halk Cumhuriyeti’nin yönetimi altında bulunan Doğu Türkistan’da Müslümanlara yönelik kısıtlama, yasak ve baskılar son yıllarda vahim boyutlara ulaşmıştır. Çin Komünist Partisi’nce “İslam kimliği, ulusal birliği tehdit unsuru” olarak algılanmakta ve İbadet Yerleri” ise bu tehdidin “potansiyel odak noktası” olarak görülmektedir. Özellikle 5 Temmuz 2009 Urumçi hadiseleri sonrası “insanların sağlığını bozan faktör olduğu” gibi komik gerekçelerle Müslümanlığın etkisiz hale getirilmesi için yoğun çaba sarf edilmekte, halkmızın dini faaliyetlerini özgürce yapmaları engellenmeye çalışılmaktadır.



--Bölgeden gelen haberlere göre, özellikle kırsal kesimlerde halka çeşitli tehditlerle “evde dini içerikli eşyalar, kitap ve cd.ler bulundurmayacağı” belirtilen taahhütnamelerin imzalatıldığı; taahhütnameyi aykırı davrananların cezalandırıldıkları, taahhütnameyi kabul etmeyenlerin ise fişlendikleri; Hoten, Yarkent ve Kaşgar şehirlerinde birçok camiinin özellikle Cuma günleri ibadete kapatıldığı; öğrencilerin ve işçilerin Cuma namazına gitmelerini önlemek için namaz saatinde işyeri ve okullarda zorunlu olarak tutuldukları öğrenilmiştir.



--Her ne kadar Çin Anayasası ve Özerklik Yasaları’nda “dini özgürlüklerin güvence altına alındığı” ifade ediliyorsa da, uygulamada “dini inanışlar yasadışı faaliyetler” olarak nitelendirildiği bölgede İslam ülkelerine şirin görünmek amacıyla açılmış olan çok az sayıdaki dini okullarda, islami bilgilerden ziyade Marksizm, Leninizm fikirlerinin ders olarak okutulduğu, buralardan yetişen “imamlar”ın görevlendirildikleri camilerde parti ve rejim propagandası yapmaya zorlandıkları gelen haberler arasındadır.



Bu gerçekler ışığında “Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti”; olarak başta Türkiye, Suudi Arabistan, İran, Mısır ve Pakistan gibi ülkeler olmak üzere hür dünyadaki İslami kuruluşlarını Doğu Türkistan’daki dini baskıların azaltıması noktasında yaptırım uygulamaya; dini faaliyetleri yerinde görmeye, özellikle dini bayramlarda, Kadir gecesi, Kandil ve Ramazan günleri gibi önemli dini günlerde bölgeye din adamları göndermek suretiyle dini faaliyetlere katkıda bulunmaya davet ediyoruz.



Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti olarak; Pekin yönetimini ve Özerk Yönetim sorumlularını, Çin Anayasası’nda da koruma altına alınan insanların ibadet ve inanç özgürlüklerine saygı göstermeye, Müslümanların huzur içinde ibadetlerini yerine getirmelerine imkan sağlamaya davet ediyoruz. Bu vesileyle harap halindeki tarihi camileri restore ederek ibadete açmaya, yıkılan camilerin yerine ihtiyaca göre yeni camileri yapmaya ya da bağış yoluyla yapılmasına izin vermeye; namaz kılmak, oruç tutmak, Kur’an okumak, Kur’an dinlemek gibi aslında dinin temel kuralları olan normal dini faaliyetlerin yapılmasının güvence altına alınmasını, normal dini vecibelerini yerine getirirken tutuklananların serbest bırakılmasını talep ediyoruz.







Diyanet İşleri Başkanlığı Doğu Türkistan

Müslümanlarına Yanında Olmalı



Bu münasebetle kamuoyunun dikkatini çekmek isteriz ki, “2012 Çin Yılı” etkinlikleri çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın davetlisi olarak Türkiye’de bulunan Doğu Türkistanlı ve Çinli Müslüman din adamlarının hepsi; Marksizm, Leninizm eğitimi almış kişiler olup, Çin Komünist Partisi mensubudurlar. Onların görevi; komünizme hizmet etmek ve dini faaliyetleri “pasif halde kontrol altında” tutarak gelişmesini önlemektir.



Diyanet İşleri Başkanlığı’nın desteğiyle Türkiye’de düzenlenecek olan etkinliklerde amaç; Çin’de herşeyin gül-gülistanlık olduğu propagandası yapmaktır. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Görmez’in girişimlerinin samimi olduğuna inanmak istiyoruz. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Pekin yönetimi ile son bir yıldır sürdürdüğü çalışmalar esnasında Türkiye’deki Doğu Türkistanlı kişi ve kuruluşların fikrini alma çabası içinde olmaması düşündürücüdür. Buna rağmen Diyanet İşleri Başkanlık makamını zor durumda bırakmamak için İstanbul’daki Doğu Türkistan kuruluşlarının protesto gösterisinden vazgeçmiş olması istikrar adına, barış adına iyi niyetli bir adım olarak görülmelidir.



Bu noktada sayın Görmez’in samimiyetine sığınarak, 1992 yılından bu yana İslam’ı yaşadığı için, İslam’ı anlattığı için 3 Nolu Urümçi Hapishanesi’nde tutuklu bulunan, 2003 yılından bu yana ise haksız yere özgürlüğü kısıtlanan Kerem ABDÜLVELİ hocanın serbest bırakılması hususunda ciddi girişimde bulunmasını arzu ediyoruz. Kerem Abdülveli’nin tutuklu bulunduğu hapishanede ziyaret etmemize izin verilmesi ve dini ve insani ihtiyaçların karşılanması noktasında yapacağımız girişimler için yerel yönetime talimat verilmesi hususlarında Pekin Yönetiminin göstereceği kolaylıklar, şüphesiz hem İslam ülkeleri nezdinde hem de insan hakları kuruluşları nezdinde prestij kazandıracaktır.





www.doguturkistanhukumeti.org

www.dogutürkistan.org





***



Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti - DTSH

Basın Açıklaması

01/05.11.2012



UYGURLARA TERÖRİST LEKESİ SÜRÜLMEK İSTENİYOR...

Çin’de yayınlanan Global Times Gazetesi’nin, terörle mücadele yetkililerine dayanarak, Uygurlar’ın Türkiye üzerinden sınırı geçerek Suriye’de El-Kaide saflarında savaştığı iddiası gerçekci değildir. Henüz kendi sorunlarını çözüme kavuşturamamış olan Uygurlar’ın Suriye’deki çatışmalarl bir ilgisinin olması doğru olmdığı gibi taraf olmasının da bir anlamı yoktur.

Suçlamanın kaynağı olarak görülen Suriye’nin Pekin Büyükelçisi bilmelidir ki, dünya medeniyetine en büyük katkıyı sunan Uygur toplumu ve Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti; terörizme karşıdır ve her türlü terörist eylemi şiddetle reddeder.

Eğer iddia edildiği gibi El-Kaide mensubu bir kaç Uygur varsa ve bunlar da Suriye’de muhalifler safında savaşıyorsa da, bunu bütün Uygurlar’a mal etmek doğru değildir. Bir kaç Uygur’un yaptığını bir topluma mal etmeye, bütün toplumu terörist olarak suçlamaya hiç bir kişi ve kurumun hakkı yoktur.

İddia edildiği gibi birkaç Uygur gerçekten de Suriye’de çatışma içindeyse, bu masum kardeşlerimizi bölgeye yönlendiren, bu işi organize eden kişiler veya kurumlar varsa derhal gereken yasal önlemler alınmalı, yaptırımlar uygulanmalı ve bu işin arkasındaki kişi veya gruplar tesbit edilerek ifşa edilmelidir.

Burada amaçlanan sadece Uygurlar’ı terörist olarak lekelemek değildir. Esas hedef; Ankara’yı Çin karşıtı teörrist eylemlerin planlama merkezi olarak suçlamak suretiyle Türkiye’yi Pekin ve uluslararası kamuoyu karşısında zor durumda bırakmaktır.

Gerçekten de böyle bir operasyon varsa, bunun arkasında Amerika’da sorosvari vakıflardan mali destek alan, geçimlerini bu yolla sağlayan kişi ve kurumların olduğu ihtimali göz önünde tutulmalı ve Taliban ve El-Kaide kaynaklı olduğunu düşündüğümüz bu operasyonun engellenmesi noktasında acil önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu vesileyle ABD’de faaliyet gösteren NED vakfının; insan hak ve hukukunun ve demokrasi değerlerinin korunması amacıyla düzenli mali yardım yaptığı kurum ve kişileri yenşden gözden geçirmesinde fayda olduğunu kamuoyu ile paylaşmak isterim.Ayrıca bölgeye insani yardım malzemesi sevk eden uluslararası kurumların da; ÇHC pasaportlu veya T.C. ikametine sahip Uygurlara insani yardım nakliyesinde görev verilmemesi hususunda daha dikkatli olmaları icap etmektedir.

İsmail CENGİZ

DTSH Başkanı



***







KISACA DOĞU TÜRKİSTAN











Yüzölçümü : 1 828 418 km2

Nüfusu : 30 milyon (Yaklaşık)

Başkenti : Ürümçi

Önemli Kentleri: Kaşgar, Gulca (İli), Hoten, Turfan, Altay, Çöçek, Artuş, Karaşehir, Aksu

Önemli Kişileri :Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip, Osman Batur, Gani Batur, Mahmut Muhiti, Abdulkerim Saltuk Buğra Han vd.

Siyasi Durumu :1949 yılından bu yana ÇHC yönetiminde sözde özerk bölge







COĞRAFİ KONUMU

İşgalci Çin yönetimince “Sincan Uygur Özerk Bölgesi” diye suni isimle adlandırılan Doğu Türkistan, 1949 yılından bu yana Çin Halk Cumhuriyeti işgalinde olup, ülkenin batı bölgesindedir. Rusya, Moğolistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan, Pakistan, Keşmir ve Hindistan ile sınır komşusu olan Doğu Türkistan, Asya’nın kalbinde yer almaktadır.





KISA TARİHÇE

Uzun tarihi boyunca Doğu Türkistan, iç ve Orta Asya'da kurulmuş olan Türk devletlerinin ve hanlıklarının merkezi olmuştur. M.Ö. 8-3 asırlarda İskitlere; M.Ö. 300- M.S. 93 yıllarında Hunlar’a; 522-744 döneminde Göktürk İmparatorluğu’na; 744-840 devresinde Uygur Devleti’ne; 751-870 Karluk ve Karahanlılar İmparatorluğuna ve Seidiye Hanlığı’na merkez olan (1509-1679) bu Türk-İslam yurdu, tarihte daima önemli olmuş ve dikkatleri üzerine çekmiştir. 8. ve 18. asırlar arasındaki bin yıllık dönem, Çin İmparatorluğu ile önemli derecede kültürel ve siyasî işbirliğinin gerçekleştirildiği bir barış dönemi olmuştur. Ancak bu barış dönemi, Doğu Türkistan'ın 1759 yılında Çin Mançu İmparatorluğu'nun işgali ile son bulmuştur. 1759'dan bu yana Doğu Türkistan'da 200'den fazla silahlı ayaklanma olmuş ve Doğu Türkistan halkı 3 defa hürriyetin tadını tatma fırsatı bulmuştur. 1863'te bağımsızlığına kavuşan Doğu Türkistan'da Yakup Han başkanlığında "Kaşgarya Devleti" kurulmuş ve bu devlet; Osmanlılar, İngiltere ve Rusya tarafından resmen tanınmıştır. Ancak bu bağımsız Türk devletinin ömrü kısa sürmüş ve 1876 yılında Çin-Mançu devletince yeniden işgal edilmiş ve 1884'te Sincan "Yeni Toprak" adıyla Çin İmparatorluğuna bağlanmıştır. 20. asrın başlarında Orta Asya'da oluşan milliyetçilik akımı neticesinde 1933 yılında Kaşgar'da Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu Cumhuriyetin ömrü 1937'de sona ermiştir. 1944'de Gulca şehri Çinlilerden temizlenmiş, "Üç Vilayet İnkılâbı" olarak bilinen bu ayaklanmalar neticesinde Doğu Türkistan Türkleri, Ali Han Töre başkanlığında Doğu Türkistan Cumhuriyeti'ni kurmuştur. 1949'da Bütün Çin'e hakim olan Komünist Çin Kuvvetleri, Stalin'in de onayı ile Doğu Türkistan'a girerek resmen işgal etmiştir.

İşgal sonrası Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Hindistan, Pakistan, Afganistan, Suudi Arabistan ve türkiye’ye sığınan Doğu Türkistanlılar hür dünyada ilk teşkilatı olan Doğu Türkistan Göçmenler Derneği’ni 1960’da İstanbul’da kurmuşlardır. Uluslararası siyasi faaliyetleri gerçekleştirmek için yine merkezi Türkiye’de “Doğu Türkistan Milli Merkezi” kurulmuştur. Doğu Türkistan Milli Merkezi 1995’de İsmail Cengiz’in girişimi ile tekrar canlandırılmıştır. Hür dünyada “Doğu Türkistan Milli Kurultayı” 1992’de İstanbul’da toplanmış ve kurultayın hedef ve amaçlarını yürütmek üzere Doğu Türkistan Dayanışma Derneği faaliyete geçmiştir. Hür dünyada “Doğu Türkistan” adıyla ilk dergi 1980’de İsmail Cengiz tarafından İstanbul’da yayınlanmıştır. 2004 yılına gelindiğinde ise Doğu Türkistan’da yaşayan Çinli olmayan bütün halkları kucaklamak amacıyla ABD Kongre Binası’nda “Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti” kurulmuştur.





YÖNETİM BİÇİMİ

Sözde Özerk bölge içinde etnik grupların dağılımına göre 8 Ağustos 1952'de 10 ayrı muhtar bölge tesis edilmiştir. Sincan (Uygur) Özerk Bölgesi bunlardan biri ise de, yönetim hakları, Pekin yönetimince çiğnenmektedir. Tüm idarede bütün yetkiler Çinlilerdedir. Özerk yönetim organlarında görevlendirilen etnik unsurların siyasî, ekonomik ve askerî karar verme, denetleme yetkileri Çin Komünist Partisi kontrolü altındadır.





MEVCUT İDARİ YAPI

İşgalci Çin Komünist Partisi tarafından bölgeye vali görevlendirilmektedir. Valinin mutlaka Çin Komünist Partisi üyesi olması şart koşulmaktadır. Özerk Bölge Yönetimi Başkanı Uygur asıllı olmakla birlikte yetki ÇKP Genel Sekreteri’ndedi. Doğu Türkistan'da Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nden başka aynı haklara sahip direkt Pekin’e bağlı 7 organ daha vardır: 1- Sincan Askeri Bölge Komutanlığı 2- Sincan Askeri Üretim ve İnşaat Bölge Komutanlığı 3- Sincan Komünist Partisi 4- Sincan Halk Kurultayı Daimi Komitesi 5- Disiplin Kontrol Komitesi 6- Siyasî Danışma Konseyi 7- Sincan Devlet Savunma Güçleri Genel Komutanlığı





MEVCUT DEMOGRAFİK DURUM

Nüfusun genel çoğunlunu Uygurlar’ın oluşturduu Doğu Türkistan’da yaklaşık 2 milyon Kazak Türkünün yanı sıra; Huiler (Çinli Müslümanlar=Tunganlar) , Mançular, Kırgızlar ile az sayıda Dongkianglar, Tacikler, Tibetliler, Özbekler, Davançiler, Sarı Uygurlar, Salarlar, Tatarlar, Beyaz Ruslar, Mongollar ve Dolonlar yaşamaktadır. 1949 yılı öncesi çok az sayıda ikamet eden Han Çinli nüfusunun, komünizm döneminde planlı göç siyaseti neticesinde bugün çok ciddi şekilde arttığı, sadece Çinli göçmenlerin ikamet ettiği yeni şehir ve ilçelerin inşa edildiği bilinmektedir.





MEVCUT EKONOMİ

Doğu Türkistan; petrol, wolfram, altın, kömür, uranyum gibi stratejik hammaddelere ve sayısız yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip bir ülkedir. Çin'de mevcut 148 madenin 118 çeşidi Doğu Türkistan'dan çıkarılmaktadır. Doğu Türkistan'da şimdiye kadar 5000 yerde maden ocağı işletmeye açılmış olup; Çin'deki toplam maden ocaklarının %85'ini teşkil eder. Yaklaşık 500 bölgeden "petrol", 30 bölgeden "doğalgaz" çıkarılmaktadır. Petrol rezervi 8 milyar ton olarak tespit edilmiştir. Her yıl 10 milyon ton petrol Çin'e taşınmaktadır. Çin'in kömür rezervinin yarısı Doğu Türkistan'dadır. Yıllık "altın" üretimi 360 kg. civarındadır. Uranyum, wolfram gibi stratejik madenlerle tuz ve renkli kristal taşları Doğu Türkistan'ın başlıca yeraltı ürünlerindendir. 150 bin km2 tarım arazisine, bir o kadar ekilebilen toprağa ve 12 bin km2 genişliğinde ormanlık alana sahip Doğu Türkistan yaylalarında 60 milyona yakın küçük ve büyükbaş hayvan beslenmektedir. Sanayi kuruluşlarında çalışanların %90'ını ve petrol tesislerinde çalışanların %99'unu bölgeye yerleştirilen Çinliler oluşturmaktadır.





KÜLTÜREL YAPI



Sözde Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde halkın % 80'ni Uygur Türkçesi ile konuşmaktadır. 1000 seneden beri kullandıkları Arap Alfabesi Çin hükümeti tarafından 23.10.1969 tarihinde tamamen yasaklanmıştır. Onun yerine Çin fonetiğine uygun olarak hazırlanan Latin Alfabesi kabul ettirilmiştir 1980'li yıllarda Uygur aydınlarının hazırlamış oldukları, Uygur fonetiğine uygun Kiril Alfabesi projesi Pekin tarafından reddedilmiş, tekrar Arap alfabesine dönülmüştür. Bunun yanında halkın büyük çoğunluğunun Türk olması sebebiyle Doğu Türkistan'da her şeye rağmen Türkçe konuşulmaktadır. Eski bir Türk yurdu olan Doğu Türkistan, Türklerin ilk yerleşik hayata başladığı yurtlardan biridir, Uygur mimarisi ise dünyaca meşhurdur ve Türk-İslam mimarisi özelliklerini ihtiva eder. Divan-ı Lügat-it Türk’ün yazarı Kaşgarlı Mahmud ile Kutadgu Bilig’in yazarı Yusuf Has Hacip Doğu Türkistanlıdır. Yeni Uygur edebiyatı dönemi (XIX.yy. Uygur edebiyatı) Doğu Türkistan'daki Çin istilâ ordularını, Çin hakimiyetini ve onlara karşı yapılan mücadeleleri işleyen eserlerin çok olduğu bir dönemdir. Ortaya çıkan edebî eserler, Doğu Türkistan Türkleri’nde meydana gelen yeni millî edebiyatın temelini oluşturmuştur.





EĞİTİM-ÖĞRETİM



Doğu Türkistan'da okuma-yazma bilmeyenlerin oranı % 58-60 civarındadır. Yayınların ise ancak %16'sı Uygur Türkçesi % 5’i Kazak ve Kırgız Türkçesi iledir. Doğu Türkistan bölgesinin tarihi, kültürü ve etnik geçmişine dair bilgilerin resmî yorumdan farklı olarak verilmesi yasaklanmıştır. Öğretim kurumlarının yabancı ülkelerdeki öğretim kurumlarıyla doğrudan ilişki kurmaları da izne tabidir. Aksi hareket edenler ise en ağır cezalara çarptırılmaktadır. Sık sık alfabe değiştirilmesi yüzünden çocukların eğitimi eksik kalmakta ve öğrenim görmeleri engellenmektedir. Çince mecburi ders olarak okutulmaktadır. Üniversitelerde öğretim dili tamamen Çincedir.



***





DOĞU TÜRKİSTAN SÜRGÜN HÜKÜMETİ

BASIN AÇIKLAMASI

23/Kasım/2012





TURAN YAZGAN, TÜRK DÜNYASI’NIN AKSAKALIYDI...

“Türk Dünyas’ında Dilde, İşde, Fikirde Birlik” sloganını tüm Türk Dünyası’na yayma gayreti içinde mücadele eden Prof. Dr. Turan YAZGAN’ın aramızdan ayrılmasının derin üzüntüsü içindeyim.

Türk Dünyası’nda “Aksakallar Toplantısı”, “Türk Halkları Assemblesi”, “Gençlik Şöleni”, “Çocuk Şöleni” ve “Türk Dünyası Korosu” gibi birçok ilkleri yaşamamıza vesile olan, en önemlisi Türkleri birbiryle kucaklaştıran, tanıştıran Turan YAZGAN, bu yönleriyle daha hayatta iken “Türk Dünyası’nın Aksakalı” ünvanını almıştır.

O’nun özellikle “Türkçe eğitim” için yaptıkları takdirle yad edilecektir. Azerbaycan Kazakistan ve Kırgızistan’da ilk Türkçe eğitimi başlatan ve yüzlerce soydaş öğrencinin tam burslu eğitim görmesini sağlayan Turan Yazgan bu yönüyle de günümüzün Dede Korkut’larından biri olmaya hak kazanmıştır.

Turan Hoca’nın liderliğinde her hafta düzenlenen “Süleymaniye Kürsüsü Konuşmaları” adeta bir mektep işlevi görevini görmüş ve bu yönüyle de “Türk Düşünce Hayatı”na gerçekten de önemli katkıları olmuş şahsiyettir.

1980’de kurulan “Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı” bünyesinde hiç aksatmaksızın yayımladığı, 100 cilde yaklaşan ve her bir sayısı 200 sayfanın üzerinde olan “Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi”, 50 cilde ulaşan “Türk Dünyası Tarih Dergisi” ile yayınlanan yüzlerce kitapla, basın ve yayıncılık alanında Türk Dünyasına yol göstermiştir.

Mustafa Cemil Kırımoğlu, General Dostum, Sadık Ahmet, Nejdet Koçak, İsa Alptekin, Bay Mirza Hayit, Muhammed Salih, Çöhregani, Elçibey, Denktaş gibi Türk liderleri ile yaptığı görüşmelerinde Türk Dünyası’nda “ortak milli politika” oluşması için gayret göstermiş olan idealist bir liderdir. Turan Hoca, Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti Cumhurbaşkanı Ahmet İgemberdi’ye de kucak açmış, kendisini ağırlamış ve sembolik anlamda Sürgün Hükümetin kurulmuş olmasının önemli bir hadise olduğunu vurgulayarak, İgemberdi’nin Türkiye’ye gelişini Tarih Dergisi kapağında duyurmuştur.

1977-79 yıllarında Güneydoğu Anadolu Araştırmaları Projesi’nde 1979-80 döneminde ise Kutyay/Kutsun Yayıncılık bünyesinde mesai arkadaşı olarak emrinde çalışma onuruna eriştiğimTuran Yazgan, “Türk Dünyası’nın Aksakalı” olarak ebediyyen yad edilecektir. Türk Dünyasının başı sağolsun...



İSMAİL CENGİZ

Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti Başkanı



***



AÇIKLAMA



Sürgün Hükümet’in Kuruluş Amacı; Bağımsızlığın Talebidir…

Soroscular’ca Otonom Fikrinin Enjekte Edilmesine Karşıyız…





İstanbul’da münteşir “Önce Vatan” gazetesinde 04–07 Haziran 2009 tarihlerinde yayınlanan Doğu Türkistan konulu ve Sayın Oğuz Çetinoğlu imzalı röportajda Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti konusunda gerçek dışı ve saygı sınırlarını aşan ifadeler yer aldığından bu açıklamayı göndermek mecburiyeti hâsıl olmuştur. Gereğini saygılarımla rica ederim.

Hızırbek GAYRETULLAH

Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti

Başbakan Yardımcısı





Bilindiği üzere Türklerin ana yurdu olan Doğu Türkistan 150 yıldır Çin istilasındadır. Bu zaman zarfında Çin emperyalizminden kurtulmak için Doğu Türkistan Türkleri her on yılda bir büyük isyan, her üç yılda bir küçük isyanlar çıkararak Çin zulmünden kurtulmak için kanlı mücadeleler vermişler ve vermektedirler.

1949 yılına gelindiğinde klasik Çin emperyalizmine komünist rejimi de eklenerek Doğu Türkistan’da Çin ve komünizm vahşeti, görülmemiş soykırım, insan hak ve hukukuna aykırı mezalimler yaşanmış ve yaşanmaktadır. Bu vahşetten kurtulan ve sayıları 3,5 milyona varan Doğu Türkistanlılar dünya’nın muhtelif ülkelerine sığınmışlardır.

Dünya’nın muhtelif ülkelerine dağılan Doğu Türkistanlıların özellikle aydın ve şuurlu olanları Türkiye’ye gelmeye gayret etmişler, gelmişlerdir. Türkiye’ye geldikten sonra, Çin mezalimini ve komünist rejiminin despotluğunu Türk ve Dünya kamuoyuna duyurmaya çalışmışlardır. Kurdukları dernek ve vakıf vasıtasıyla da Doğu Türkistanlıları bir çatı altına toplamaya gayret etmişlerdir. Bu çalışmalar sonucu dernek ve vakfın haricinde bir “Doğu Türkistan Milli Merkezi” oluşturma fikri doğmuş ve hayata geçirilmiştir.

İlk Doğu Türkistan Milli Kurultayı 10–12–13–14 Aralık 1992 tarihinde İstanbul’da toplanmış ve oy birliği ile alınan 12 maddelik protokol imzalanarak kamuoyuna sunulmuştur. Doğu Türkistan davası bu kurultayda alınan 12 maddelik kararlar doğrultusunda hareket edecektir. Protokolün 1. maddesinde yurdumuzun adı Doğu Türkistan, 2. maddesinde bayrağımız ay yıldızlı Gökbayrak ve 5. maddesinde Doğu Türkistan halkı gerçek mutluluk ve hürriyete ancak tam bağımsızlığını elde etmekle ulaşır, denilmektedir.

Bu kurultay ve protokol çalışmalarında röportajda adı geçen Seyit Tümtürk yoktur ve hiçbir katkısı da olmamıştır.

1997 yılında, 1992 yılında toplanan kurultay da alınan karar uyarınca, bir milli merkez kurulması çalışmasına teşebbüs edilmiştir. Kurulacak milli merkezin statüsü ile çalışma yöntemini belirleyecek program İsmail Cengiz tarafından hazırlanmıştır. 3 Mayıs 1997 günü saat 17.00- 22.00 arasında Zeytinburnu’ndaki Doğu Türkistan Göçmenler Derneği toplantı salonunda o tarihte faaliyette olan Doğu Türkistan kuruluşlarının iştiraki ile statü ve yöntem müzakereye açılmıştır. Bu toplantıya katılan Dernek ve şahıslar:

Doğu Türkistan Göçmenler Derneği

Doğu Türkistan Vakfı

Doğu Türkistan Dayanışma Derneği

Kayseri Doğu Türkistan Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ni temsilen (Mehmet Cantürk ve Hayrullah Efendigil)

Toplantının sonunda bir koordinasyon kurulu oluşturularak Doğu Türkistan Milli Merkezi kurulmuştur. Milli Merkezin kurucuları şu kişilerden oluşmuştur:



M. Rıza Bekin Doğu Türkistan Vakfı Başkanı, Em. General

Abdülveli Can Doğu Türkistan Göçmenler Derneği Başkanı –İş adamı

Hızırbek Gayretullah Doğu Türkistan Göçmenler Derneği Temsilcisi Gazeteci-Yazar

İsmail Cengiz Doğu Türkistan Göçmenler Derneği Temsilcisi Gazeteci -Yazar

Arslan Alptekin Doğu Türkistan Göçmenler Derneği Temsilcisi Emekli

Mehmet Makin Doğu Türkistan Göçmenler Derneği Temsilcisi Esnaf

Seyit Tarancı Doğu Türkistan Dayanışma Derneği Başkanı İş Adamı

Mehmet Cantürk Doğu Türkistan Kültür Derneği Temsilcisi Kayseri Esnaf

N. Salih Artuş Doğu Türkistan Vakfı Temsilcisi Emekli

M.Yakup Buğra Doğu Türkistan Dayanışma Derneği Temsilcisi Doktor

Oluşturulan koordinasyon kurulu bir sekretarya ile bir de mali komite oluşturmuştur. Görüldüğü gibi bu faaliyetlerde röportajda adı geçen Seyit Türtürk yoktur. (Bu toplantının zapt ve tutanakları arşivimizde mevcuttur.)





Sürgünde Doğu Türkistan Hükümetinin Kuruluşu

Sürgünde bir Doğu Türkistan Hükümeti kurma fikri 1970 yıllarında rahmetli İsa Yusuf Alptekin tarafından gündeme getirilmiştir. Fakat o günkü siyasi ahvaller nedeni ile tehir edilmiştir. (Bkz. Tercüman gazetesi Ergün Göze 21.09.2004 tarihli makalesi) Fakat bu hükümet kurma fikri iyice oluşuncaya kadar zaman ve zemin beklemiştir. 1998 yılında Tayvan’da, insan hakları self- determinasyon ve bağımsızlık konulu bir konferans tertip edilmiştir. Konferansa, Tayvan, Tibet, İç Moğolistan ve Doğu Türkistan temsilcileri katılmıştır. Bu konferansa Doğu Türkistan‘ı temsilen Erkin Alptekin ve Enver Yusuf Turanî katılmıştır. Konferansın gündemi müzakere edildikten sonra, bağımsızlık konusunda her bir ülkenin sürgünde birer hükümet kurma gerekliliğine karar verilmiş ve protokole bağlı olarak imza altına alınmıştır. (Protokol metni Çince, İngilizce kaleme alınmış tercümeleri ile birlikte arşivimizde mevcuttur.)

2000 yılına gelindiğinde Sayın Erkin Alptekin İstanbul’a gelmiş ve sürgünde hükümet kurma fikrini, Tayvan konferansı neticeleri hakkında bilgi vermek üzere Türkiye’deki Doğu Türkistan teşkilatlarının mensuplarını ve ileri gelenlerini, yaklaşık 30 kişilik bir grubu Sultanahmet’teki Türkistan aşevi’ne davet etmiştir. Bu toplantıda da Seyit Türtürk yoktur.

7–8 saat süren bir görüşmenin sonunda, sürgünde bir Doğu Türkistan hükümeti kurmaya karar alınmıştır. Ancak Türkiye’de kurmamız mümkün değildi. Zira T.C. Hükümetinin Doğu Türkistan faaliyetini yasaklayan genelgesi yürürlükte idi. (1998/36 sayılı Bakanlar Kurulu Genelgesi) Bundan dolayı Avrupa veya Amerika’da kurma kararı alındı. Bir anayasa taslağı hazırlanacak ve Münih’te ikamet etmekte olan Sayın Erkin Alptekin’e ulaştırılacaktı. Hazırlanan anayasa taslağını geçenlerde rahmetli olan Dr. Ahmet Türköz bizzat Münih’e kadar giderek Sayın Erkin Alptekin’e takdim etmişti. Bu çalışmalar sonucunda Amerika’daki Doğu Türkistan Özgürlük Merkezi, Doğu Türkistan Göçmenler Derneği, Doğu Türkistan Vakfı, Doğu Türkistan Dayanışma Derneği, Kore Doğu Türkistan Birliği, Doğu Türkistan Neşriyat Merkezi, Doğu Türkistan Milli Merkezi, Avusturalya Doğu Türkistan Cemiyeti gibi teşkilatlarla 60 kişilik bir heyetin iştiraki ile Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti 04.09.2004 tarihinde A.B.D’de kurulmuş oldu. İddia edildiği gibi Dünya Uygur Kurultayı - DUK’la hükümet arasında herhangi bir icraat ve söylem gündeme gelmemiştir. Çünkü DUK’la Sürgün Hükümeti’nin bir anlaşmazlığı yoktur. Dolayısı ile Seyit Türtürk’ün de arabuluculuğundan ne kastettiği ve kimin adına konuştuğu anlaşılmamaktadır.

Davetimiz üzerine ABD’ye gelen Seyit Türtürk, Sürgün Hükümeti’ni ilan etmek üzere toplantı salonuna girerken, kendisine gelen bize meçhul bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra, salona girmeden toplantıdan ayrılmıştır. Bununla beraber DUK Türkiye Temsilciliği 11.10.2004 tarihli Gökbayrak adlı web sitesinde “DUK’un Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümetini desteklediğini ve işbirliği içinde bulunacağını” resmi haber olarak yayınlamıştır.



Hakeza o dönemdeki DUK başkanı olan Sayın Erkin Alptekin’de 12.10.2004 günü www.uygur.org sitesinde “DUK, yakında kurulan Doğu Türkistan Sürgün hükümeti kuruluş işlemlerini tamamladığında bu kurum ile işbirliği yapmaya hazırız” demiştir.

Gene DUK başkanı sıfatı ile Sayın Erkin Alptekin İstanbul’da yayınlanan 19.07.2005 tarihli “TEMPO” dergisine verdiği demeçte; “Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümetinin yaptıkları her türlü çalışmayı ve nihai amaçlarını gönülden destekliyoruz. Çin bizi bölücü olarak tanımlıyor. Biz, zaten kendi topraklarımızda bağımsız bir devlet kurmanın amacındayız” demektedir.

Netice olarak Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti’nin kurulması ve bir anayasa ile Dünya kamuoyuna çıkması Doğu Türkistanlılar için tarihi bir olaydır. Kurultay, seminer, panel gibi günübirlik ve gelip geçici değil tarihe damgasını vuran, anlamlı köklü istek ve gayeleri ile dosta düşmana Doğu Türkistan meselesini ortaya koyan, Doğu Türkistan konusunda tam yetkili bir organdır.

Doğu Türkistanlıların bu faaliyeti, karşı tarafları özellikle Çin’e ve Doğu Türkistan üzerinde emelleri olanları rahatsız etmiştir. Onlara göre; Doğu Türkistan konusu Türksüz, İstiklalsiz, İslamsız ve Doğu Türkistansız bir yöntemle halledilmeliydi. İşte bu fikir ve düşüncede olanları bulan küresel güçler, tarihte kalan Doğu Türkistan tanımı yerine, günümüzdeki “Sincan Uygur Otonom Bölgesi “söylemini gündeme taşıdılar. Çinliler diyor ki: “Biz buraya Sincan, Uygur ve Otonom” tanımlamasından yola çıkarak bu coğrafyaya bu ismi taktık. Demek ki, Sincan, Uygur, Otonom bu üç kelime de Uygurlarla anlaşıyoruz bu mana da bir problem yoktur. Ancak Otonom da, Uygurlar ıslahat istiyor, aş, iş, okumak, yol, su, elektrik ve köhne şehirlerin imarını istiyorlar, insanca yaşamak istediklerini söylüyorlar. Bu talepler yalnız biz de değil dünyanın her ülkesinde vatandaşların devletten istedikleri taleplerdir. Biz de bu talepleri karşılamaya çalışıyoruz, işte Urumçi günümüzün Hong-Kong’u durumuna geldi, işte Kaşgar demiryolu, havayolu ve sosyal tesislerle modern bir şehir haline geliyor. Yalnız bu iki kent değil bütün Sincan kentlerini mamur etmeye çalışıyoruz.” Çin’in bu açıklamaları karşısında Uygurların elinde tek insan hakları, demokrasi ve otonom’da genişletilmiş haklar talep etmek kalmıştı. Zaten Doğu Türkistanlılar 150 yıldır. Ali Muhtariyet, yüksek özerklik isteğe gelmişlerdi. O halde bu isteğe insan hakları ve demokrasiyi de ekleyelim denildi. Türksüz, İstiklalsiz, İslamsız ve Doğu Türkistansız bu istekler, Doğu Türkistan İstiklalcileri tarafından kabul görmüyordu. Ama bir görüştür saygıyla karşılanmalı ve kimsenin ipoteğinde olmadan yola çıkılırsa insanlarımız hayat bulur, demokrasi gelişir ve nihayet özlenen hedefe ulaşılır kanaati de hâsıl olmuştur. Ancak, bu noktada devreye Sarozcular girecekti. Bir cebinde Sarozun doları, diğer cebinde Çin emteasının sipariş listesi olanlar ortaya çıkacak, şovmenlik yapacak, kamuoyunun temiz duygularını sömürerek, Türk ve Dünya kamuoyunda Doğu Türkistan davasının simge isimleri haline gelen aksakallarına “Sürgünde Doğu Türkistan ismi yetkisiz, riyakatsız ve sorumluluk bilinci olmayan kişilerin elinde heder oldu” diyecek kadar saygısız ifadeler kullanılacaktı.

Nitekim, 2007 ve 2008 tarihlerinde DUK, UNPO ve NED tarafından “Uygur Rehberlerini Aydınlatma” adı altında Almanya ve Amerika’da verilen seminerlerde Doğu Türkistan’ın bağımsızlığının talep edilmesi asla dile getirilmediği; seminerlerde sadece özerklik, insan hakları, demokrasi gibi taleplere yer verildiği görülmüştür.

Şimdi insafla düşünelim. Doğu Türkistanlıların meselesi bunlar mı olmalı? Elbette insan hakları, demokrasi, özerklik hakları gibi konular sürekli gündemde tutulmalıdır ancak özgürlük ve bağımsızlık tabirleri unutulmamalıdır. Sürekli “Uygur” tabiri yerine “Doğu Türkistan” ya da “Doğu Türkistan Uygur Türkleri”, “Doğu Türkistan Uygur Müslümanları” gibi cümleler zikredilmelidir. Ancak bu tip seminerlerde eğer bağımsızlık ve özgürlük taleplerinin dışında sürekli olarak otonom, özerklik, demokrasi ve sair gibi kelimeler enjekte ediliyorsa, o takdirde işin içinde başka bir iş var demektir. Bizim karşı durduğumuz, karşı olduğumuz; Türklükle, Müslümanlıkla ve Doğu Türkistanlılıkla ilgisi olmayan anlayış ve kökü dışarıda olan arayışlardır…

Kanaatimize göre DUK da; Türk Milleti’nin bir parçası olan Uygur Türklerinin adet, örf, anane ve diğer sosyolojik karakterlerini ortaya koymak üzere faaliyet göstermektedir. Hiçbir Doğu Türkistanlı böyle bir faaliyete karşı olmaz ve karşı da gelmez.

Biz Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti olarak Dünya Uygur Kurultayı (DUK)’nın faaliyetlerine karşı değiliz. DUK, bizim kardeş kuruluşumuzdur. Ancak milli meselelerimiz de çarpıklık gösterirse, bu konulara diyeceklerimiz olacaktır. Nitekim biz Dünya Uygur Kurultayı faaliyetlerine ve onu temsil edenlere asla dil uzatmamış, sadece faaliyetlerini not etmekle yetinmişizdir. Ne yazık ki Türkiye’deki vatanseverlerin gazabını çekmemek için kerhen Doğu Türkistan lafzını ağzına alanlar Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti’ne ve onun kurucularına basın-yayın yolu ile saldırmaktadır. Bunun en tipik örneği DUK’un başkan yardımcısı olduğunu söyleyen malum kişinin gazetenizdeki sözleri ile “Turkish Studies Volume” adlı derginin 2/1 no.lu sayısında Osman Gül adlı kişiye verdiği röportajlarıdır.

(Bu açıklama 5 Ağustos 2009 tarihli Önce Vatan Gazetesi’nde yayınlanmıştır).



***



International Islamic

Conference For Dialogue

“The Muslim World League”

4 – 6 June 2008 Makkah



DOĞU TÜRKİSTAN

MÜSLÜMANLARINDAN

PEKİN YÖNETİMİNE

DİYALOG ÇAĞRISI







İSMAİL CENGİZ

Eastern Turkistan Solidarity Associatıon Başkanı

Doğu Türkistan Milli Merkezi Genel Sekreteri















1949 yılından bu yana haksız şekilde Çin Halk Cumhuriyeti’nin yönetimi altında bulunan ve “Şincan Uygur Özerk Bölgesi” ismiyle unutturulmaya çalışılan Doğu Türkistan’da resmi verilere göre 16 milyon; gerçek rakamlara göre yaklaşık 28 milyonun üzerinde dindaşımız yaşamakta olup, bu nüfusun çoğunluğunu Uygurlar oluşturmaktadır. Bölgede 2 milyonluk Kazak Müslümanların dışında az sayıda da olsa Kırgız, Özbek, Tatar ve Tacik Müslümanları yer almaktadır.



Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuzeybatısında “özerk bölge” statüsünde bulunan Doğu Türkistan’da “DİN” ; Çin Komünist Partisi’nce “afyon” olarak, devletteki otoriteler tarafından ise “ulusal birliği tehdit unsuru” olarak kabul edilmiştir. “İbadet Yerleri” ise bu tehdidin “potansiyel odak noktası” olarak görülmüştür.



Bunların sonucu olarak da 1949 yılından itibaren Doğu Türkistan’da Müslümanların “dini faaliyetlerini özgürce yapmalarına kısıtlama” getirilmiş; “insanların sağlığını bozan faktör olduğu” (10) gibi komik gerekçelerle özellikle 1949 – 1990 yılları arasında Müslümanlığın etkisiz hale getirilmesi için yoğun çaba sarf edilmiştir.

Halbuki Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası’nın 36.ncı maddesinde; “her bir Çin vatandaşı, dini inanç ve özgürlüğüne sahiptir. Devlet, vatandaşın normal dini faaliyetlerini korur. Kimse dini bahane ederek sosyal düzeni bozamaz, insanların sağlığı ile oynayamaz ve devletin eğitim programına karşı çıkma girişiminde bulunamaz; dini cemaat ve dini hareketler dış güçlerin kontrolünde olamaz” yazılıdır.



Görüldüğü üzere “din hürriyetine” Anayasa ile müsaade edilmiş olmakla birlikte; “dini inanç” ve “dini cemaat” ve “dini hareketler”in tüm dış dünya ile ilişkileri kesilmiş ve “ataizm” üzerine kurulu “Devlet Eğitim Programı” ile din, baskı ve kontrol altına alındığı görülmektedir.



İnsanın doğasına aykırı olarak gördüğümüz bu tür iddia ve düşüncelerin zaman içinde Çin’i terk edeceğine inanıyoruz.



Dini değerlerin göz ardı edilemeyeceği günümüzde Pekin Yönetimi tarafından din gerçeği, “En iyi olasılıkla din, bir milliyetin kültürel, toplumsal renklerinden, görüntülerinden biri olarak değerlendirilmekte, ama -sonuçları çerçevelenip sınırlanmak- istenmektedir.



21 Mart 1980 tarihli Zhongguo Çingnianbao (Gençlik Gazetesi), bir gençlik örgütü üyesine, hatta bir parti üyesine herhangi bir dine inanmanın yasak olduğunu hatırlatmaktadır. Aynı gazete, herhangi bir dinsel gösteriyle karşılaşıldığında, bunun nedenlerini, köklerini on yıllık Kültür Devrimi’nin kışkırttığı sayısız güçlüklerde bulabileceğimizi ileri sürmektedir:



“-Gençler çektikleri acıları din aracılığıyla unutmaya çalışmaktadırlar.”



İşte bu “itiraf” Çin’de “dini sorunun” geldiği boyutu en iyi şekilde izah etmektedir. Aslında Çin’in korkusu da gelinden bu noktadır. Artık Çin’de sorunlar o derece ileri boyuta ulaşmıştır ki; komünistlerin dediği gibi “din”, afyon olmaktan çıkmış, “din”, bir kurtuluş simidi olmaya başlamıştır.



İnsanların “din’e sarılarak” sorunlardan kurtulma yolunu aramaları ise, Çin yönetimi tarafından “niyetin bozulması” olarak değerlendirilmektedir.



Hatta bazı komünist idarecilerce Müslümanlığın terk edilmemiş olması, “rejimin değiştirilmesini istemek” olarak yorumlanmıştır.



Her şeye rağmen “din”in (bilhassa İslam’ın) ortadan kalkacak biçimde yok edilmesinin mümkün olmayacağına kanaat getiren Pekin yönetiminin;



a. Hac olayına kısıtlı da olsa izin vermiş olması,



b. Komünist Parti kontrolünde olsa bile Pekin İslam Enstitüsü aracılığı ile cami ve mescitlere imam ve müezzin yetiştirilmesi,



c. Propaganda aracı olarak kullanılsa dahi cami ve mescitlerin kısıtlı da olsa ibadete açık tutulmaları, hür dünyadaki Doğu Türkistan Müslümanları tarafından hoşgörü ve diyalog açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.





İşte bu duygu ve düşüncelerle, Dünya İslam Birliği Örgütü, RABITA’nın himayesinde hür dünyada yaşayan Doğu Türkistan Müslümanları olarak, Çin yönetimini;



a. CHC Anayasası’nın 36 ncı maddesinde yazılı hakları Doğu Türkistan’da uygulamaya,

b. “Yabancıların dinî konuda Çin’deki dinî çevrelerle yaptıkları dostça temaslar ile kültürel ve bilimsel teatileri korumak için 1994’de yayınlanan “Yabancıların Dini Faaliyetleri Yönetmeliği”nde yazılı hususları Doğu Türkistan’da uygulamaya;

c. “milli otonom bölgelerin yönetim organlarının her milletten vatandaşların dini inanç ve özgürlüğünü teminat altına aldığı” belirtilen, 01 Ekim 1984 tarihli “Milli Sınırlara Sahip Özerk Bölgeler Yasası”nın 18.nci maddesini tüm bölgede uygulamaya;

d. Vaaz verme, camide kalabalık grup halinde ibadet etme, uzun dua okuma ve kutsal kitaptaki bazı ayetlerin okunmaması gibi getirildiği iddia edilen kısıtlamaları kaldırmaya; Yurt dışında Uygur dilinde basılan Kur’an-ı Kerim’in dağıtımında kolaylık göstermeye,

e. Memurların, işçilerin, kadın ve kızların, 18 yaşındaki küçüklerin ve öğrencilerin ibadet yerlerine gitmeleri ve ibadet yapmalarına getirildiği öne sürülen yasakları kaldırmaya; bu nedenlerle para cezasına çarptırılanların, işten atılanların haklarını iade etmeye;

f. Nüfusun çoğunluğunun Müslüman olduğu bölgedeki okullarda “İslam Dini”nin seçmeli ders olarak okutulmasına,

g. Bölgede isteyen özel şahısların dini okul veya kurs açmalarına getirildiği iddia edilen engellere inanmak istemediğimizi vurgulayarak; Dinler arası diyalog çerçevesinde RABITA’nın öncülüğünde bölgede İLAHİYAT FAKÜLTESİ kurulması yönündeki girişimlere olumlu yaklaşım göstermeye;

h. Dünya İslam Birliği’nin geleneksel yıllık toplantılarına bölgeden temsilcilerin “gözlemci” sıfatıyla katılmalarına izin vermeye,

i. Hacc ve Umre gibi dini ibadetlerin gerçekleştirilmesinde pasaport, vize, ulaşım, iş izni verilmesi gibi kolaylıkları göstermeye davet ediyoruz…



Bu tür ve benzeri girişimlerin diyalog ve hoşgörü açısından Çin Devleti ile İslam Dünyası arasında ekonomik, kültürel, siyasi ilişkilere olumlu katkı sağlayacağı unutulmamalıdır.

Namaz, Hac, Umre, Kur’an-ı Kerim’i Öğrenme, Zekat verme gibi benzeri normal dini faaliyetlere gösterilecek hoşgörü; Çin Halk Cumhuriyeti’nin kazancı olacaktır.

Unutulmamalıdır ki; “İslam Dini”; barış ve huzurun da teminatıdır ve her ülkenin olduğu gibi ÇHC’nin de böyle teminata ihtiyacı vardır.





EASTERN TURKİSTAN NATIONAL CENTER





DİPNOTLAR

Amnesty Internatıonal Raporu / İnsan Hakları Raporları / Xinjiang Daily News Gazetesi, 18.5.1996 / ÇKP Politbüro üyesi Liyu-Tin-in’in 26 Mayıs 1956’da yaptığı resmi açıklama, Xinjiang Jibao Gazetesi, 25.8.1958 / .R. Cagnat, “İmparatorluklar Beşiği”, sh.210-218 / İmpact Internatıonal, Haziran 1996 / ÇHC Özerklik Yasası, 11. Madde / Haziran 1996 Hoten 4. Halk Kurultayı Kararları / .Haziran 1996 Hoten 4. Halk Kurultayı Kararları / Hoten 4. Halk Kurultayı Madde:14 / Hoten 4. Halk Kurultayı Madde:16 / Hoten 4. Halk Kurultayı Madde:17 /

Hoten 4. Halk Kurultayı Madde 20-23 / Urumçi Televizyonu Haberleri, 22.6.1990 / R.Cagnat, “İmparatorluklar Beşiği” s.209

/ 30.7. No.lu ÇKP Merkez Komitesi Kararı, 19.3.1996 / Urumçi Telvizyonu haberleri, 22.6.1990



***







DOĞU TÜRKİSTAN HAKKINDA GENEL BİLGİLER











Yüzölçümü : 1 828 418 km2

Nüfusu : 30 milyon (Yaklaşık)

Başkenti : Ürümçi

Önemli Şehirleri : Kaşgar, Gulca (İli), Hoten, Turfan, Altay

Önemli Kişileri :Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip, Osman Batur, Gani Batur, Mahmut Muhiti, Abdulkerim Saltuk Buğra Han vd.

Siyasi Durumu :1949 yılından bu yana ÇHC yönetiminde sözde özerk bölge







COĞRAFİ KONUMU

İşgalci Çin yönetimince “Sincan Uygur Özerk Bölgesi” diye suni isimle adlandırılan Doğu Türkistan, 1949 yılından bu yana Çin Halk Cumhuriyeti işgalinde olup, ülkenin batı bölgesindedir. Rusya, Moğolistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan, Pakistan, Keşmir ve Hindistan ile sınır komşusu olan Doğu Türkistan, Asya’nın kalbinde yer almaktadır.





KISA TARİHÇE

Uzun tarihi boyunca Doğu Türkistan, iç ve Orta Asya'da kurulmuş olan Türk devletlerinin ve hanlıklarının merkezi olmuştur. M.Ö. 8-3 asırlarda İskitlere; M.Ö. 300- M.S. 93 yıllarında Hunlar’a; 522-744 döneminde Göktürk İmparatorluğu’na; 744-840 devresinde Uygur Devleti’ne; 751-870 Karluk ve Karahanlılar İmparatorluğuna ve Seidiye Hanlığı’na merkez olan (1509-1679) bu Türk-İslam yurdu, tarihte daima önemli olmuş ve dikkatleri üzerine çekmiştir. 8. ve 18. asırlar arasındaki bin yıllık dönem, Çin İmparatorluğu ile önemli derecede kültürel ve siyasî işbirliğinin gerçekleştirildiği bir barış dönemi olmuştur. Ancak bu barış dönemi, Doğu Türkistan'ın 1759 yılında Çin Mançu İmparatorluğu'nun işgali ile son bulmuştur. 1759'dan bu yana Doğu Türkistan'da 200'den fazla silahlı ayaklanma olmuş ve Doğu Türkistan halkı 3 defa hürriyetin tadını tatma fırsatı bulmuştur. 1863'te bağımsızlığına kavuşan Doğu Türkistan'da Yakup Han başkanlığında "Doğu Türkistan İslâm Devleti" kurulmuş ve bu devlet; Osmanlılar, İngiltere ve Rusya tarafından resmen tanınmıştır. Ancak bu bağımsız Türk devletinin ömrü kısa sürmüş ve 1876 yılında Çin-Mançu devletince yeniden işgal edilmiş ve 1884'te Sincan "Yeni Toprak" adıyla Çin İmparatorluğuna bağlanmıştır. 20. asrın başlarında Orta Asya'da oluşan milliyetçilik akımı neticesinde 1933 yılında Kaşgar'da Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu Cumhuriyetin ömrü 1937'de sona ermiştir. 1944'de Gulca şehri Çinlilerden temizlenmiş, "Üç Vilayet İnkılâbı" olarak bilinen bu ayaklanmalar neticesinde Doğu Türkistan Türkleri, Ali Han Töre başkanlığında Doğu Türkistan Cumhuriyeti'ni kurmuştur. Bütün Çin'e hakim olan Komünist Çin Kuvvetleri, 1949'da Stalin'in de onayı ile Doğu Türkistan'a girerek resmen işgal etmiştir.





YÖNETİM BİÇİMİ

Sözde Özerk bölge içinde etnik grupların dağılımına göre 8 Ağustos 1952'de 10 ayrı muhtar bölge tesis edilmiştir. Sincan (Uygur) Özerk Bölgesi bunlardan biri ise de, yönetim hakları, Pekin yönetimince çiğnenmektedir. Tüm idarede bütün yetkiler Çinlilerdedir. Özerk yönetim organlarında görevlendirilen etnik unsurların siyasî, ekonomik ve askerî karar verme, denetleme yetkileri Çin Komünist Partisi kontrolü altındadır.





MEVCUT İDARİ YAPI İşgalci Çin Komünist Partisi tarafından bölgeye vali görevlendirilmektedir. Valinin mutlaka Çin Komünist Partisi üyesi olması şart koşulmaktadır. Doğu Türkistan'da Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nden başka aynı haklara sahip direkt Pekin’e bağlı 7 organ daha vardır: 1- Sincan Askeri Bölge Komutanlığı 2- Sincan Askeri Üretim ve İnşaat Bölge Komutanlığı 3- Sincan Komünist Partisi 4- Sincan Halk Kurultayı Daimi Komitesi 5- Disiplin Kontrol Komitesi 6- Siyasî Danışma Konseyi 7- Sincan Devlet Savunma Güçleri Genel Komutanlığı





MEVCUT DEMOGRAFİK DURUM Uygurlar : 27 000 000 Kazaklar : 1 800 000 Çinliler : 1.200 000 Huiler : 600 000 Mançular : 90 000 Kırgızlar : 150 000 Dongkianglar : 40 000 Tacikler : 33 000 Tibetliler : 5 000 Özbekler : 15 000 Davançiler : 5 000 Sarı Uygurlar : 11 000 Salar : 3 000 Tatarlar : 5 000 Ruslar : 3 000 Boanlar : 300 Mongollar, Dolonlar





MEVCUT EKONOMİ Doğu Türkistan; petrol, wolfram, altın, kömür, uranyum gibi stratejik hammaddelere ve sayısız yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip bir ülkedir. Çin'de mevcut 148 madenin 118 çeşidi Doğu Türkistan'dan çıkarılmaktadır. Doğu Türkistan'da şimdiye kadar 5000 yerde maden ocağı işletmeye açılmış olup; Çin'deki toplam maden ocaklarının %85'ini teşkil eder. Yaklaşık 500 bölgeden "petrol", 30 bölgeden "doğalgaz" çıkarılmaktadır. Petrol rezervi 8 milyar ton olarak tespit edilmiştir. Her yıl 10 milyon ton petrol Çin'e taşınmaktadır. Çin'in kömür rezervinin yarısı Doğu Türkistan'dadır. Yıllık "altın" üretimi 360 kg. civarındadır. Uranyum, wolfram gibi stratejik madenlerle tuz ve renkli kristal taşları Doğu Türkistan'ın başlıca yeraltı ürünlerindendir. 150 bin km2 tarım arazisine, bir o kadar ekilebilen toprağa ve 12 bin km2 genişliğinde ormanlık alana sahip Doğu Türkistan yaylalarında 60 milyona yakın küçük ve büyükbaş hayvan beslenmektedir. Sanayi kuruluşlarında çalışanların %90'ını ve petrol tesislerinde çalışanların %99'unu bölgeye yerleştirilen Çinliler oluşturmaktadır.





KÜLTÜREL YAPI Sözde Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde halkın % 80'ni Uygur Türkçesi ile konuşmaktadır. 1000 seneden beri kullandıkları Arap Alfabesi Çin hükümeti tarafından 23.10.1969 tarihinde tamamen yasaklanmıştır. Onun yerine Çin fonetiğine uygun olarak hazırlanan Latin Alfabesi kabul ettirilmiştir 1980'li yıllarda Uygur aydınlarının hazırlamış oldukları, Uygur fonetiğine uygun Kiril Alfabesi projesi Pekin tarafından reddedilmiştir. Bunun yanında halkın büyük çoğunluğunun Türk olması sebebiyle Doğu Türkistan'da her şeye rağmen Türkçe konuşulmaktadır. Eski bir Türk yurdu olan Doğu Türkistan, Türklerin ilk yerleşik hayata başladığı yurtlardan biridir, Uygur mimarisi ise dünyaca meşhurdur ve Türk-İslam mimarisi özelliklerini ihtiva eder. Divan-ı Lügat-it Türk’ün yazarı Kaşgarlı Mahmud ile Kutadgu Bilig’in yazarı Yusuf Has Hacip Doğu Türkistanlıdır. Yeni Uygur edebiyatı dönemi (XIX.yy. Uygur edebiyatı) Doğu Türkistan'daki Çin istilâ ordularını, Çin hakimiyetini ve onlara karşı yapılan mücadeleleri işleyen eserlerin çok olduğu bir dönemdir. Ortaya çıkan edebî eserler, Doğu Türkistan Türklerinde meydana gelen yeni millî edebiyatın temelini oluşturmuştur.





EĞİTİM-ÖĞRETİM Doğu Türkistan'da okuma-yazma bilmeyenlerin oranı % 58-60 civarındadır. Yayınların ise ancak %16'sı Uygur Türkçesi % 5’i Kazak ve Kırgız Türkçesi iledir. Doğu Türkistan bölgesinin tarihi, kültürü ve etnik geçmişine dair bilgilerin resmî yorumdan farklı olarak verilmesi yasaklanmıştır. Öğretim kurumlarının yabancı ülkelerdeki öğretim kurumlarıyla doğrudan ilişki kurmaları da yasaklanmıştır. Aksi hareket edenler ise en ağır cezalara çarptırılmaktadır. Her sene alfabe değiştirilmesi yüzünden çocukların eğitimi eksik kalmakta ve öğrenim görmeleri engellenmektedir. Çince mecburi ders olarak okutulmaktadır. Üniversitelerde öğretim dili tamamen Çincedir.

























SÜRGÜNDEKİ DOĞU TÜRKİSTAN HÜKÜMETİ





Genel hatlarıyla bilgilendirdiğimiz Doğu Türkistan, işgal edildiği 1949 yılından bu yana soykırıma tabi tutulmuş, her türlü insani haklar göz ardı edildiği gibi hunharca ihlal edilmiştir. İşgalin ardından geçen 55 yıl içinde hür dünyada davalarını anlatma gayreti içinde olan Doğu Türkistanlılar, bulundukları ülkelerde kurdukları “dernekler”, “vakıflar”, “kurultaylar” ve “kültür merkezleri” vasıtasıyla Kızıl Çin zulmü karşısında insanlıktan yardım talep etmişlerdir.



Ne var ki 55 yıl içinde haklı insani talepleri karşısında “muhatap” bulamayan Doğu Türkistanlılar nihayet 2004 yılının 14 Eylül’ünde ABD’de Washington’da oluşturdukları 60 kişilik “Doğu Türkistan Parlamentosu”nun onayladığı “Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti”ni kurarak Amerika Parlamentosu binası içinde ilan etmek suretiyle, “Doğu Türkistan Davası”nı uluslararası siyasi platforma taşıma kararını almışlardır. (1)



“Sürgün Hükümeti”nin kuruluşunu dünyaya ilan eden Hükümetin Başbakanı Enver Yusuf, Amerika Parlamento binası içinde yaptığı açıklamanın son kısmında özetle şunları söylemiştir:



“Özgürlük, adalet ve hikmetin lideri olarak ABD ve Hür Dünyaya sesleniyoruz: Hür dünya ülkelerinin milyonlarca Doğu Türkistanlının özgürlüğü ve bağımsızlığını tanımasını istiyoruz. Birçok Amerikalı ve birçok uluslar Doğu Türkistan halkını tanımamaktadır. Fakat milyonlarca Doğu Türkistanlı Amerika’yı ve dünyayı tanımakta ve sevmektedir. Bizim dostluk elimizi kabul edeceğinizi e yaşam, özgürlük ve mutluluk arayışı için özgürlükten yararlanmamızda yardımcı olacağınızı umut ediyoruz. Bunlar, Komünist Çin’in, işgal altındaki Doğu Türkistan halkına vermeyi reddettiği önemli şeylerdir…” (2)























(1) Doğu Türkistan Hükümet Bildirisi no:1, 1a, 1b, 2

(2) Doğu Türkistan Hükümet Bildirisi no:3



“Sürgün Hükümeti” adına Washington’da yapılan resmi açıklamanın ikincisi İstanbul’da düzenlenen basın toplantısı ile gerçekleştirilmiştir. Yazılı ve görsel basının katıldığı “Bilgilendirme toplantısı”nda Hükümet Sözcüsü, Hükümetin Bakanlarını tanıttıktan sonra özetle aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:



“Hiçbir ülkenin tekelinde ve baskısında olmayan Milli Meclisimiz ve Hükümetimiz; tam bağımsız, uluslar arası kurallara, demokratik ve özgürlükçü değerlere ve BM ilkelerine bağlı ve saygılıdır. Hükümetimiz 1933 ve 1944 yıllarında kurulan “Doğu Türkistan Cumhuriyet Hükümetleri”nin devamıdır. Milli bayrağımız ay yıldızlı Gökbayraktır. Doğu Türkistan Milli Meclisi; en rahat ulaşılabilecek, uluslar arası arenaya en rahat biçimde hitap edilebilecek yer olduğu için, kendi milli iradesiyle ABD’de toplanmıştır. Hükümetimiz; tam bağımsızlığı, demokrasiyi arzulayan sürgündeki Doğu Türkistan halkının anonim onayı ile kurulmuştur. Hiçbir ülkenin güdümünde değildir. Ancak Hükümetimiz; insan haklarına saygılı, onurlu bağımsızlık mücadelemizde bizlere destek vermek isteyen bütün ülkelerin resmi ve sivil kurum ve kuruluşlarının maddi ve manevi desteğine açıktır. 1949 yılından bu yana Çin işgali altında bulunan Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı Hükümetimizin nihai hedefidir. Bu hedefe; demokratik yollarla, uluslararası arenanın desteği alınarak ulaşılması amaçlanmaktadır…” (3)





20-25 Kasım 2004 tarihleri arasında (4) ikinci defa ABD’nin başkenti Washington’da bir araya gelen “Sürgün Parlamentosu” ve “Sürgün Hükümeti” üyeleri düzenledikleri “yemin merasimi”nin ardından “Doğu Türkistan Devlet Anayasası” ile “Doğu Türkistan Hükümeti Faaliyet Programı”nı kabul ederek, dünya kamuoyuna açıklamışlardır (5)



Merkezi Washington’da bulunan “National Press Club Building” merkezi’nde 13.katta düzenlenen ve internet üzerinden tüm dünyadan canlı olarak izlenen Hükümet’in basın toplantısında, Başbakan Enver Yusuf tarafından “Çin’in terörist bir devlet olduğu ve uluslar arası terörizmin ana sponsoru olduğu vurgulanarak, Doğu Türkistan halkının bağımsız ve hür olma isteği” resmen dünyaya ikinci defa ilan edilmiş oldu (6).













(3) Doğu Türkistan Hükümet Bildirisi no:2

(4) Doğu Türkistan Hükümet Bildirisi no:5

(5) Doğu Türkistan Hükümet Bildirisi no:6, 8

(6) Doğu Türkistan Hükümet Bildirisi no:6



Doğu Türkistan Hükümet Sözcüsü konu ile ilgili yayınladığı “hükümet bildirisi”nde;



“Sürgün Hükümeti’nin; Doğu Türkistan Davasını, insan hakları ihlallerini, Doğu Türkistan halkının bağımsızlık ve özgürlük taleplerini uluslar arası gündeme taşıyarak, 1949 öncesi meşru haklarımızın yani “bağımsızlık” ve “hürriyetimizin” temini noktasında dünya kamuoyunun dikkatini çekmeye ve desteğini almaya çalışacağını” vurgulamıştır (7)



Doğu Türkistan Sürgün Parlamentosu Başkanı Prof. Dr. Sultan Mahmud Kaşgarlı, Hükümetin kuruluşu ile ilgili Parlamento açılışında yaptığı konuşmasında;

“Biz, 12 Eylül 2004 tarihinde dünyanın bir çok ülkesinde uzun zamandan beri faaliyet göstermekte olan ve kayıtsız şartsız bağımsızlık ve özgürlük talebinde bulunan Doğu Türkistan teşkilatları ve cemaatlerinin temsilcileri ABD başkenti Washington’da toplanarak etraflı ve ciddi müzakerelerden sonra “Sürgünde Doğu Türkistan Milli Meclisi” ve “Sürgünde Doğu Türkistan hükümeti”ni kurarak 14 Eylül 2004 günü Amerika Parlamento binasının “Capitol Hill” salonun bütün dünyaya gür sesle ilan ettik. Bu haber, yıldırım gibi gürleyip bütün dünyanın dikkatini çekti ve bir çok ülkenin radyo, televizyon ve yazılı basınında duyuruldu. Sürgünde Doğu Türkistan Hükümetinin kuruluşu Doğu Türkistan’daki ve diğer ülkelerdeki Doğu Türkistan halkını heyecan ve sevince boğdu. Onların göz yaşlarını dökerek birbirini kutlamasına ve geleceğe olan ümitlerini kuvvetlendirmesine sebep oldu. Doğu Türkistan’ı işgal altında tutan Komünist Çin hakimiyetini ise endişeye sev edip telaşlandırdı. Sürgünde Doğu Türkistan Milli Meclisi ve Doğu Türkistan Cumhuriyeti Hükümeti’nin kuruluşu tesadüfi, aniden meydana gelen bir hadise değildir. Bu, vatanımızın Çin komünistlerinin işgaline uğradıktan sonraki 55 yıldan beri halkımızın gece gündüz beklediği, arzu ümidinin gerçekleştiği ve uzun yıllardan bu yana yürüttüğümüz mücadelemizin parlak neticesinden ibaret büyük tarihi vakıadır. (...) Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı ve hürriyeti için Hükümet ve Milli Meclis üyesi arkadaşlarımızla birlikte son hedefimize ulaşıncaya kadar mücadelemizi devam ettireceğiz” diyerek Sürgün Hükümeti’nin tarihi önemine işaret etmiştir (7a).







(7) Doğu Türkistan Hükümet Bildirisi no:6

(7a) Doğu Türkistan Milli Meclisi Açılış Konuşması Metni





“Sürgün Hükümeti” Hakkında Basında Yayınlananlar



Sürgün Hükümeti” tarafından yapılan resmi açıklamalar bilhassa Türkiye matbuatında geniş yer bulmuştur.

TRT Televizyonu ana haber ve saat başı haber bültenlerinde (8),

Ulusal TV ana haber bültenlerinde (9) Hükümet haberine yer vermiştir.

Star Televizyonu alt yazı ile Hükümetin kuruluşunu ilan etmiştir (10).

TGRT Haber Televizyonu ana haberde Hükümet Sözcüsü İsmail Cengiz ile canlı yayında röportaj yapmıştır(11).

Türkiye’nin en büyük tirajlı gazetesi Hürriyet, dört sütun üzerinden haberi “Uğur şekerleriyle sürgün hükümeti” başlığı altında okurlarına duyurmuştur. (12)

Yeniçağ Gazetesi “Sürpriz Gelişme: Çin’in kontrolü altında tuttuğu Doğu Türkistan için sürgün hükümeti kuruldu. Amerika’nın desteklediği sürgün hükümeti, “Voice of Amerika” radyosundan yayın yapacak” manşeti ile (13),

Ortadoğu Gazetesi, “Doğu Türkistan Sürgünde Devlet Oldu” manşetiyle (14),

Vakit Gazetesi, “Son Türk Devleti Sürgünde Kuruldu:Doğu Türkistan, cumhurbaşkanını, başbakanını ve hükümet üyelerini seçerek resmen sürgündeki hükümetini ilan etti” manşetiyle (15),

Çin yanlısı haber ve yorumlarıyla bilinen Aydınlık Dergisi, “Türk-Çin İlişkilerine Sabotaj: Doğu Türkistan Kukla Hükümetine Ev Sahipliği” başlığı altında (16),

Yeni Asya Gazetesi, “Hedef tam bağımsız Doğu Türkistan” manşetiyle (17),

Yeni Şafak Gazetesi “Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti ABD’de kuruldu” manşetiyle (18),

Ortadoğu Gazetesi “Doğu Türkistan Hükümetinde iki Türk vatandaşı bakan” haber başlığı ile (19),

Radikal Gazetesi “Sürgünde Uygur Hükümeti” manşetiyle (20),







(8) TRT-2 Televizyonu 22.00 Haber Bülteni 16 Eylül 2004

(9) Ulusal Televizyonu 00.00 Haber Bülteni 16 Eylül 2004

(10)Star Televizyonu Haber Bülteni Alt Yazı 00 Eylül 2004

(11)TGRT Haber Televizyonu 14.00 Ana Haber Bülteni Canlı Yayın Konuğu 00.10.2004

(12)Hürriyet Gazetesi, 23.09.2004

(13)Yeniçağ Gazetesi 16.09.2004

(14)Ortadoğu Gazetesi 16.09.2004

(15)Vakit Gazetesi 24.09.2004

(16)Aydınlık Dergisi 26.09.2004 No:897 Sh:24

(17)Yeni Asya Gazetesi 23.09.2004

(18)Yeni Şafak Gazetesi 21.09.2004

(19)Ortadoğu Gazetesi 17.09.2004

(20)Radikal Gazetesi 24.09.2004

-

Yeni Şafak Gazetesi “Şaşu yağmuruna tutuldular:Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti’nin üyeleri, Doğu Türkistan Göçmenler Derneği’ni ziyaret etti” haberiyle (21)

VOA News Haber (Reel Radyo), “Sürgünde Doğu Türkistan Hükümetine Çin’den Kınama” başlıklı haberi ve röportajıyla (22),

Yeni Şafak Gazetesi “Doğu Türkistan’ın Özgürlük Adımları” başlıklı haberiyle (23), İstiklal Gazetesi (24),

Turkish News Weekly Gazetesi “Mütevazi Cumhurbaşkanı” manşetiyle (25),

Amerika’da Çince yayınlanan Yeni Devir (26) ve Dünya adlı gazeteleri “Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti” haberleriyle(27),

Star Televizyonu’nda Hulki Cevizoğlu’nun sunduğu Ceviz Kabuğu Programı’nda (28),

Halka Olaylara Tercüman Gazetesi’nde “Hepimizin Birimizin Derdi”, “TRT Haber Dairesine Teşekkür” başlıklı haberiyle (29),

Kocaeli Haberci Gazetesi’nde yayınlanan “Sürgünde Doğu Türkistan Amerika’da” başlıklı haberle ve ayrıca Agence Frans Presse’nin “Sürgünde Uygur Hükümeti” haberiyle (30),

Hükümet Sözcüsü ve Devlet Bakanı İsmail Cengiz’in konuşmacı olarak katıldığı Kanal 5 Televizyonu’nda canlı yayınlanan “Perspektif” adlı tartışma programında (31), Başbakan Yardımcısı Hızırbek Gayretullah beyin katılımlarıyla; 28-29 Mayıs 2005 tarihlerinde Aydınlar Ocağı’nın Kocaeli’ndeki 26’ncı Şura toplantısında, 28.05.2005’de Kocaeli Yerel Televizyonu’nda 5 Şubat 2005’de Orkun Vakfı Sohbet Toplantısında, 12 Şubat 2005’de Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Panelinde, Prof. Dr. Sultan Mahmut Kaşgarlı ise 15 Ocak 2005’de Fatih Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıda Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti konusunda Türk kamuoyu bilgilendirilmiştir (32) Ayrıca 04 Aralık 2004’de Türk Dünyası Araştırmaları Merkezi ile Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu’nun birlikte düzenlediği İnsan Hakları konulu toplantıya konuşmacı olarak katılan İsmail Cengiz “Sürgün Hükümeti” konusunda bilgi aktarılmıştır. (32a)







(21)Yeni Şafak Gazetesi 23.09.2004

(22)VOA News Radio Haberi, 21.09.2004

(23)Yeni Şafak Gazetesi

(24)İstiklal Gazetesi

(25)Turkish Daily News Gazetesi

(26)Yeni Devir Gazetesi

(27)Yeni Dünya Gazetesi

(28)Star Televizyonu “Ceviz Kabuğu Programı” 17.09.2004

(29)Halka ve Olaylara Tercuman Gazetesi “Birimizin Hepimizin Derdi”, 20.09.2004

(30)(a) Kocaeli Haberci Gazetesi 9 Nisan 2005, (b) Agence France Presse, “Uighurs Govt-in-Exile”, Eylül 2004

(31)Kanal 5 Televizyonu, Mustafa Özkaya’nın “Perspektif” programı saat 21.30

(32)Yeniçağ, 29.05.2005, Yeniçağ 05.05.2005, Yeniçağ 12.02.2005, Tarih Dergisi Mart 2005

(32a) Türk dünyası Araştırmaları Merkezi Süleymaniye Kürsüsü Konuşmaları 2004 Konferans Programı Bak:Tarih Dergisi No:217 Ocak 2005 Sh.6

Gazete haberlerinin yanı sıra köşe yazarları da “Sürgün Hükümeti”nin kuruluşu hakkında okurlarını bilgilendirmişlerdir:



“Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti Kuruldu” yazısı ile İrfan Ülkü (33),

“Bağımsızlık Can İster” röportaj yazısı ile Adem Özköse (34),

“Türkiye’nin İttifak Potansiyeline Dinamit” yazısı ile Özcan Buze (35).

“Otuzdört sene önce” yazısı ile Ergun Göze (36),

“ABD’de Doğu Türkistan Cumhuriyeti” yazısı ile Erdal Güven (37),

“Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti ve Telafer” yazısı ile Arslan Bulut (38),

“Kuşatma İçinde Kuşatma ve Maskaralar” yazısı ile Arslan Bulut (39),

“Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti (mi)?” yazısı ile Servet Cabaklı (40),

“Kim Bu Başbakan (!)” yazısı ile Şervet Kabaklı (41),

“Fransa ve İnsan Hakları” yazısı ile Ergun Göze (42),

“Devlet Olmak, Devlet Adamı Olmak” yazısı ile Servet Kabaklı (43),

“Doğu Türkistan’ın Şu An Hükümete İhtiyacı Var mı?” yazısı ile Arslan Tekin (44),

“ABD’nin Sürprizi” yazısı ile Nazmi Çelenk (45),

“AKP-CHP’nin Ortak Ayıbı” yazısı ile Ali Eren (46),

“Doğu Türkistan Sen Acı Çekme Yeter” yazısı ile Yıldıray Çiçek (47),













(33) İrfan Ülkü, “Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti”, Ortadoğu Gazetesi, 16.09.2004

(34) Adem Özköse, “Bağımsızlık Can İster”, Vakit Gazetesi, 25.09.2004

(35) Özcan Buze “Türkiye’nin İttifak Potansiyeline Dinamit”, Aydınlık Dergisi 03.10.2004 No:898 Sh:17

(36) Ergun Göze “Otuzdört sene önce”, H.O. Tercüman Gazetesi, 21.09.2004

(37) Erdal Güven “ABD’de Doğu Türkistan Cumhuriyeti” H.O.tercüman Gazetesi “Yurttan Sesler” 16.09.2004

(38) Arslan Bulut “Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti ve Telafer”, Yeniçağ Gazetesi, “Yazıt”, 17.09.2004

(39) Arslan Bulut, “Kuşatma İçinde Kuşatma ve Maskaralar”, Yeniçağ Gazetesi, “Yazıt” 09.2004

(40) Servet Kabaklı, “Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti (mi)?” H.O.Tercüman Gazetesi 29.09.2004

(41) Servet Kabaklı “Kim bu Başbakan”, H.O.Tercüman Gazetesi 30.09.2004

(42) Ergun Göze, “Fransa ve İnsan Hakları” H.O. Tercüman Gazetesi 19.10.2004

(43) Servet Kabaklı “Devlet olmak devlet adamı olmak”, H.O.Tercüman Gazetesi, 28.09.2004

(44) Arslan Tekin, “Doğu Türkistan’ın Şu An Hükümete İhtiyacı Var mı?”, Yeniçağ Gazetesi, 23.09.2004

(45) Nazmi Çelenk “ABD’nin Sürprizi”, Yeniçağ Gazetesi “Yorum”, 27.09.2004

(46) Ali Eren, “AKP-CHP’nin Ortak Ayıbı”, Vakit Gazetesi, 23.09.2004

(47) Yıldıray Çiçek “Doğu Türkistan: Sen Acı Çekme Yeter!”, Ortadoğu Gazetesi 09.2004







“Küresel ABD İmparatorluğu ve Sürgünde D. Türkistan Hükümeti” yazısı ile Kenan Biliz (48),

“ABD – Çin Kıskacında Doğu Türkistan I” yazısı ile Prof.Dr. Ramazan Özey (49),

“ABD – Çin Kıskacında Doğu Türkistan 2” yazısı ile Prof. Dr. Ramazan Özey (50),

“İran’a Karşı Zafere Giden Yol Doğu Türkistan’dan Geçer” yazısı ile D.C. McGuire (51),

“Tayyip Erdoğan’a Doğu Türkistan talimatı” yazısı ile Adnan Akfırat (52),

“Kukla Hükümetin Başbakanı Fethullahçı” başlıklı yazısı ile Adnan Akfırat (53),

“Tayyip, Doğu Türkistan Mücahidi” başlıklı yazısı ile Adnan Akfırat (54),

“Sürgündeki Şarki Türkistan Hükümeti ve Uygur Davasındaki Yeri Hakkında Düşüncelerim” yazısı ile Ablajan Nayman (55),

“Unutulan Vatan” yazısı ile Sırrı Yüksel Cebeci (56),

“Emre Amade Mankurtlar ve Sürgün Hükümeti” yazısı ile İsmail Cengiz (57),

“Aydınlık Dergisi’ne Cevap: Hükümet Güdümlü Değildir” yazısı ile İsmail Cengiz (58)

“Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti” yazısı ile Yıldıray Çiçek (59),

“Doğu Türkistan Cumhuriyetleri” yazısı ile Sultan M. Kaşgarlı (60),







(48) Kenan Biliz, “Küresel Amerika İmparatorluğu ve Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti”, Erzurum Anadolu Haber Gazetesi, Bk.Aydınlık Dergisi 03.10.2004 No:898

(49) Prof. Dr. Ramazan Özey, “ABD Kıskacında Doğu Türkistan-1” Yesevi Dergisi Ekim 2004 Sh:14 No:130

(50) Prof. Dr. Ramazan Özey, “ABD Kıskacında Doğu Türkistan-2” Yesevi Dergisi Kasım 2004 Sh:20 No:131

(51) D.C. McGuire, “İran’a Karşı Zafere Giden Yol Doğu Türkistan’dan Geçer”, www.ulkucu.org sitesi ekim 2004; Aydınlık Dergisi

(52) Adnan Akfırat, “Tayyip Erdoğan’a Doğu Türkistan Talimatı”, Aydınlık Dergisi,

(53) Adnan Akfırat, “Kukla Hükümetin Başbakanı Fethullahçı”, Aydınlık Dergisi

(54) Adnan Akfırat, “Tayyip, Doğu Türkistan Mücahidi”, Aydınlık Dergisi,

(55) Ablajan Nayman, “Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti ve Uygur Davasındaki Yeri Hakkındaki Düşüncelerim”, www.meshrep.com sitesi, Eylül 2004

(56) Sırrı Yüksel Cebeci, “Unutulan Vatan”, Tercüman Gazetesi, 2004

(57) İsmail Cengiz, “Emre Amade Mankurtlar ve Sürgün Hükümeti”, www.kazakonline.net sitesi

(58) İsmail Cengiz, “Aydınlık Dergisi’ne Cevap:Hükümet Güdümlü Değildir”, www.kazakonline.net ve www.turkdirlik.com siteleri

(59) Yıldıray Çiçek, “Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti”, Ortadoğu Gazetesi

(60) Sultan Mahmud Kaşgarlı, “Doğu Türkistan Cumhuriyetleri, “Türk Dünyası Tarih Dergisi No: Sh:









“Cumhurbaşkanı ile ilk ropörtaj” yazısı ile Arzu Ağaçayak (61)

“Sürgünde Hükümet” yazısı ile Kenan Akın (62),

“ABD Çini Parçalamak İstiyormuş” başlıklı yazısı ile Can Macit(63),

“Doğu Türkistan Hükümeti” başlıklı yazıları ile İsmail Cengiz(64),

“Sürgünde Doğu Türkistan ve ABD İmparatorluğu” başlıklı yazıları ile Kenan Biliz (65),

“Türkiye’nin Türk Dünyası Politikası ve ABD” başlıklı yazısı ile Prof. Osman Mete Öztürk(66),

“Türkistan Deyince Başlayan Film” başlıklı yazısı ile Atilla İlhan (67)

“Doğu Türkistan Dünya Gündeminde” başlıklı yazısı ile Hızırbek Gayretullah (68)

“Yazıcıoğlu’ndan Sürgün Devletine Ziyaret” başlıklı haber/yorumu ile İsmail Kılınç (69)

sürgünde kurulan “Doğu Türkistan Hükümeti” hakkında değerlendirmeler yaparak okurlarını bilgilendirmişlerdir.





























(61) Arzu Ağaçayak, “Cumhurbaşkanı İle İlk Ropörtaj”, Turkish Daily News Gazetesi,

(62) Kenan Akın, “Sürgünde Hükümet.” Dünden Bugüne Tercüman Gazetesi,

(63) Can Macit, “ABD, Çin’i Parçalamak İstiyormuş”, 22.09.2004, www.dirlik.com, www.turkhaber.com siteleri

(64) İsmail Cengiz, “Çin Uluslar arası Terörizmin Ana Sponsorudur”; “Çin ABD’yi Parçalamak mı İstiyor”; “Doğu Türkistan Hükümeti Hakkında Mühim Malumat”; “Doğu Türkistan Hükümeti Milli İradenin Eseridir”; “Çin ve ABD:Rakip Jeopolitik Stratejiler”, 31.12.2004, www.dirlik.com sitesi;

(65) Kenan Biliz, “Sürgünde Doğu Türkistan ve ABD İmparatorluğu-1”; “Sürgünde Doğu Türkistan ve ABD İmparatorluğu-2”; “Sürgünde Doğu Türkistan ve ABD İmparatorluğu-3”, 22.09.2004 www.dirlik.com sitesi

(66) Prof. Dr. Osman Metin Öztürk “Türkiye’nin Türk Dünyası Politikası ve ABD”, 24.11.2004; Furkan, “Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti ABD’de Kuruldu”, 21.09.2004, WOW; Tuna Yersu, “Doğu Türkistan Partisi’nin Bütün İnsanlığa Çağrısı”, 21.09.2004, WOW; Adnan Akfırat, “Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti Nasıl Kuruldu”, Aydınlık Dergisi;

(67) Atilla İlhan, “Türkistan Deyince Başlayan Film”, Cumhuriyet Gazetesi, www.turtkdirlik.com sitesi, 16.10.2004

(68)Hızırbek Gayretullah, “Doğu Türkistan Dünya Gündeminde” Orkun Dergisi, 88. sayı Haziran 2005 sh.26-27

(69)İsmail Kılınç, BBP İstanbul Basın Müşaviri, BBP web Sitesi, 12.06.2005 Bu konuyla ilgili 12.06.2005 tarihli Türkiye Gazetesi’nde de haber yayınlanmıştır.



Ayrıca internet üzerinde çeşitli web sayfalarında, haber gruplarında ve haber bültenlerinde;

Uluslar arası İnsani Yardım Teşkilatı’nın sitesinde (70),

Ülkücülerin günlük internet gazetesinde (71),

Erkin Yurt web sitesinde (72),

BBP web sitesinde (73),

Ay Gazete web sitesinde (74),

SOTA’nın web sitesinde (75),

Doğu Türkistan Kazak Gençlerinin sitesinde (76),

Bozkurtlar sitesinde (77),

Yıldıray Çiçek’in sitesinde (78),

Alişan Satılmış’ın sitesinde (79),

Hür Gökbayrak sitesinde (80),

Gökbayrak Dergisi’nin sitesinde (81),

Aydınlık Dergisi sitesinde (82),

Ulusal TV sitesinde (83),

TRT Haber sitesinde (84),

Yeni Asya Gazetesi sitesinde (85),

Yeni Şafak Gazetesi sitesinde (86),

Ortadoğu Gazetesi sitesinde (87),

Hürriyet Gazetesi sitesinde (88),

Uygur Türklerine ait meşrep (89),

















(70) www..ihh.org.tr sitesi

(71) www.ulkucu.org sitesi

(72) www.erkinyurt.com sitesi

(73) www.bbp.org.tr sitesi

(74) www.aygazete.com sitesi

(75) www.sota.org sitesi

(76) www.kazakonline.net sitesi

(77) www.bozkurtlar.com sitesi

(78) www.yildiraycicek.com sitesi

(80) www.alisansatilmis.com sitesi

(81) www.gokbayrak.com sitesi

(82) www.aydinlik.com sitesi

(83) www.ulusaltv.com sitesi

(84) www.trthaber.net.tr sitesi

(85) www.yeniasyagazetesi.com sitesi

(86) www.yenisafak.com sitesi

(87) www.ortadogugazetesi.net sitesi

(88) www.hurriyet.com.tr sitesi

(89) www.meshrep.com sitesi



Uçkun (90),

Uygur (91),

Uygur American Derneği (92) adlı sitelerde,

TGRT Haber sitesinde (93),

Ülkü Ocakları Vakfının sitesinde (94),

Turan sitesinde(95),

Türk Haber sitesinde (96),

Ötüken sitesinde (97),

Türk Dirlik Sitesinde (98),

United Turkish Republic haber grubunda (99),

Büyük Türkeli haber grubunda (100),

Açık İstihbarat Haber grubunda (101),

Xarkiy Türkistan Haber Grubunda (102),

Wow Turkey sitesinde (103),

Bozok sitesinde 104),

Ocak sitesinde (105),

Washington Post Haber grubunda (106),

Türk Şiiri sitesinde (107)

Hür Gökbayrak ve İstiklal Gazetesi ile Aydınlık Dergisi sitelerinde(108), “Sürgün Hükümeti”nin kuruluşu hakkında onlarca haber, yorum, mesaj ve anket yayınlanmıştır.





















(90) www.ucqun.com sitesi

(91) www.uygur.com sitesi

(92) www.uyghuramericanassociation.org sitesi

(93) www.tgrthabertv.com sitesi

(94) www.ulkuocaklari.org.tr sitesi

(95) www.turan.org sitesi

(96) www.turkhaber.org sitesi

(97) www.otuken sitesi

(98) www.turkdirlik.com sitesi

(99) United Turkish Republic Yahoo haber grubu

(100)Büyük Türkeli Yahoo grubu

(101) acikistihbarat yahoo haber grubu

(102) Xarkiy Turkistan yahoo haber grubu

(103) Wow Turkey Radio web sitesi

(104) www.bozok sitesi

(105)www.ocak sitesi

(106) www.washingtonpost haber sitesi

(107) www.turksiiri sitesi

(108) www.hurgokbayrak.com sitesi, www.aydinlik.com.tr sitesi







“Sürgün Hükümeti”nin Kamuoyundaki Yankıları



İşgalin ardından 55 yıl sonra hiç beklenmedik bir anda “Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti”nin kurulması, Hükümetin Amerika Parlamento binası içinde ilan edilmesi, Hükümet kuruluş haberinin Türkiye Devlet Televizyonu’nda haber olarak kamuoyuna duyurulmuş olması, hem dünya kamuoyunda hem Çin’de hem de Doğu Türkistanlılar arasında geniş yankılar bulmuş; strateji uzmanları bölgeye yönelik analizlerini tekrar gözden geçirme ihtiyacını hissetmişlerdir.



Hükümetin ilan edilmesinin ardından Pekin ve Urümçi’de eski Ankara Büyükelçisi Wu Ke-ming başkanlığında “kriz masaları” kurulmuştur (109).



Çin Halk Cumhuriyeti’nin özellikle Ankara ve Washington Büyükelçileri “kriz masası” oluşturmak suretiyle acil ve basına kapalı diplomatik temaslarda bulundukları haberi alınmıştır (110).



Nitekim Amerika’da Doğu Türkistan Hükümeti ilan edildiğinde, Çinli yetkililerin Dışişleri’nin dikkatini çektikleri haberi basında yer almış ve bu haber Dışişlerince tekzip edilmemiştir.(111)



Ankara Çin Büyükelçiliği yetkililerinin herhangi bir resmi teması ve açıklaması olmamakla birlikte Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile konuyu tartıştıkları, ancak Dışişleri yetkililerinin “Sürgün Hükümet” ile bir alaka ve temaslarının bulunmadığını ve muhataplarının ABD Dışişleri olması gerektiği şeklindeki açıklamaları karşısında Ankara’daki Elçilik yetkililerinin konuyu Washington Çin Büyükelçiliğine havale ettikleri anlaşılmıştır. Nitekim Çin’in Washington Büyükelçisi, Hükümetin ilan edilmesinin hemen ardından temaslarda bulunmak üzere ABD’de bulunan Türkiye Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’den randevu talep etmiş, “Sürgün Hükümeti”nin kurulmasından dolayı kaygılarını iletmişlerdir (112).



Aydınlık Dergisi’nin kaynağı belli olmayan haberine göre, “sürgün hükümeti”nin kurulmasının hemen akabinde, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kukla bölge Müftüsü’nün; “Şincang Uygur Bölgesi’nde (Doğu Türkistan’da) yaşayanlar Çin’den ayrılmak istemiyorlar. Halkın % 92’lik kesimi Çin Halk Cumhuriyeti’nin uyguladığı politikalardan memnundur” mealinde açıklaması, Pekin yönetiminin “sürgün hükümet”in kurulmasından rahatsız olduğunun bir göstergesidir (113).







(109) Ayrılıkçı Terör Merkezi, Pekin’de kurulmuş olup, merkezde yaklaşık 500 kişi çalışmaktadır.

(110) Aydınlık Dergisi No:

(111) Aydınlık Dergisi No:

(112) Aydınlık Dergisi No:

(113) Aydınlık Dergisi No:

Japonya’dan 3 kişinin özel olarak Washington’daki “Hükümet ve Parlamento toplantısı”nı izlemesi ve toplantıda Çin’deki insan hakları ihlalleri ile ilgili konuşma yapmalarından Japon kamuoyunun Hükümete dolayısıyla Doğu Türkistan meselesine verdiği önemi göstermesi bakımından önemli bir işaret olarak değerlendirilmektedir. Nitekim Japon heyeti başkanı Prof. Tono-Oka, “Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti”ne imkanlar ölçüsünde her türlü desteği vermek istediklerini” ifade etmiştir (114).



Nitekim Sürgün Hükümeti’nin kuruluşundan üç ay sonra Tokyo’da “Fahri Konsolosluk” ofisi açılmış ve Japon araştırmacı bayan SATO, Devlet Bayrağı üzerine yemin ettirilerek Hükümetin Tokyo temsilcisi olarak görevlendirilmiştir (115).



Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Çin Dostluk Grubu’nun 16-26 Eylül 2004 tarihleri arasında Çin ve Doğu Türkistan’a yaptıkları dostluk gezisi esnasında yapılan görüşme ve sohbetlerde, Amerika’da kuruluşu ilan edilen sürgün hükümet konusunun da ele alındığı tutanaklarından ve bize gelen özel bilgilerden anlaşılmaktadır (116).



Özel haber kaynaklarından aldığımız bilgilere göre, Rusya Federasyonu’nun da “sürgün hükümeti”nin ilanından sonra konuyla ilgili Ekim ve Kasım aylarında iki defa istişare toplantısı yapıldığı haber alınmıştır (117). Ayrıca Özbekistan’ın ilgili birimlerinin de bu konu hakkında değerlendirme toplantısı yaptığı öğrenilmiştir (118).



Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın da sürgün hükümeti ile ilgili değerlendirme toplantıları düzenlediği gelen haberler arasındadır (119).





















(114) Prof. Tono-Oka İstanbul’da düzenlenen Japonya’ya Temsilci atanması amacıyla yapılan törene de iştirak etmiştir. Ayrıca İstanbul Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen “Doğu Türkistan” konulu toplantıda bir konuşma yapmıştır.

(115) Sürgün Hükümeti’nin Japonya Fahri Elçisi olarak atanan bayan Sato .....2005 tarihinde İstanbul’a gelmiş ve ......2005 tarihinde İstanbul’da bulunan Doğu Türkistan Sürgün Meclisi üyelerinin katılımıyla düzenlenen törende yetki belgesi takdim edilmiştir.

(116) Özel temaslardan elde edilen bilgi Ayrıca bkz.:

(117) Özel temaslardan elde edilen bilgi

(118) Özel temaslardan elde edilen bilgi

(119) Özel temaslardan elde edilen bilgi

“Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti”nin kurulması sadece Pekin yönetimini değil, mevcut yönetime muhalif olan ve kendilerini “demokrat Çinliler” olarak tanıtan grupların da telaşa kapıldıkları görülmüştür. Tiannemen Olaylarının baş aktörlerinden Uygur asıllı ama Çince düşünen Örkeş vasıtasıyla, okumak üzere ABD’ye gelen Uygur öğrencilerin bir kısmını kullanarak, “bağımsızlık ve hürriyet talepleri”nin önünü kesme planını uygulamaya başlamışlardır. “Doğu Türkistan” meselesinde mevcut komünist Çinlilerden hiçbir farkı olmayan demokrat Çinliler’in, Doğu Türkistan Uygurları arasında bağımsızlık düşüncesinin önüne geçmek için, bazı Uygur gençlerini para dahil bir çok değişik usulde menfaat vaadiyle kendi saflarına alma ve pasifize etme kararlarını uygulamaya koydukları anlaşılmaktadır (120)



Bu arada “Sürgün Hükümeti”nin kurulması, Doğu Türkistan’da da yankı bulmuştur. Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti’nin kurulması Doğu Türkistan’ın en büyük tirajlı gazetesi olan akşam Gazetesi “Ürümçi Keçlik Geziti”’nde yer almış, haberin yayınlandığı gazete tükenmiştir (121).



Hükümet ile ilgili Çin merkezi ve yerel televizyonlarda bölgeden aldığımız haberlere göre 7 defa yayın yapılmıştır (122).



İlk haberlerin yorumsuz verilerek halkın içinden Hükümetin kurulmasını sevinçle karşılayanların tespit edilmesi amaçlanmıştır. Ancak Hükümet yetkililerinin temasları ve uyarıları sonucu aleni sevinç gösterilerinin önü kesilmiş ve bu şekilde Çin Hükümeti’nin planları da suya düşürülmüş oldu. Pekin Hükümeti; her şeye rağmen halkın ve gençlerin galeyana gelmesinin önünü kesmek ve bağımsızlık düşüncesinin önünü almak maksadıyla bölgede yumuşak bir politika izlenmeye başlandığı haber alınmıştır. İşsizlere maaş bağlamak, eğlence yerlerini çoğaltmak gibi önlemlerle (!) gençlerimizin pasifize olmaları amaçlanmaktadır. Nitekim Çin’in Ankara Büyükelçisi’nin bu yöndeki beyanatı da bu sinsi planlarını açıkça ortaya koymaktadır (123).

Bu arada Türkiye’deki çeşitli sivil toplum örgütlerinin, partilerin ve yabancı Elçilik ve Konsoloslukların yetkili kişileri ve üst düzey bürokratlar bizzat gelerek yada telefon ederek Hükümetin kurulması ile ilgili tebriklerini ilettiler ve kendilerine bilgi verildi. En son BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu 11.06.2005 tarihinde kalabalık bir heyetle ziyaret ederek Sürgün Hükümeti’ni desteklediklerini ifade ettiler (124).







(120) Bazı gençlerimiz din değiştirmeleri karşılığında maaşa bağlanmıştır. ABD’daÇinli demokratların katılımıyla düzenlenen toplantıda Doğu Türkistan yerine “Sinkiang” tabiri kullanılmıştır. Toplantının giderleri Çinli demokratlarca karşılanmıştır. (Çinli demokratların katkısıyla NED Vakfı tarafından ödeme yapılmıştır).

(121) Ürümci Keçlik (Akşam) Gazetesi Eylül 2004

(122) Doğu Türkistan’dan gelen özel bilgi

(123) Nokta Dergisi

(124) BBP resmi web sitesi, 12.06.2005 www.bbp.org.tr

Sürgün Hükümetinin Anayasa Çalışmaları



Hazırlanan “Devlet Anayasası” hakkında yayınlanan “hükümet bildirisi”nde (125);



“1949 yılında emperyalist Kızıl Çin tarafından işgal edilen Doğu Türkistan’dan kaçarak dünyanın çeşitli yerlerinde sürgünde yaşayan Doğu Türkistanlı muhacirlerin ortak milli iradesiyle; Doğu Türkistan halkının ve onların evlatlarının hürriyet içinde yaşamalarını sağlayıcı önlemleri almak ve işgal altında yaşayan halkımıza, -hürriyetimize kavuştuğumuzda onların önünde nelerin beklediğini göstermek” amacıyla sürgünde devlet anayasasının hazırlandığı” belirtilmiştir (126).



Sürgündeki Doğu Türkistan Parlamentosu’nu oluşturan 60 kişilik kurucu üye (milletvekili) tarafından kabul edilen “Devlet Anayasası”nın tamamiyle demokratik prensiplerle birlikte, halkın milli duygularının, örf ve adetlerinin de yansıtıldığı göze çarpmaktadır.

Mesela; Anayasa’nın yedinci maddesi olan "Devletin Dili, Dini ve Başkenti" maddesi;

"Doğu Türkistan'ın Devlet Dili:Uygur Türkçesidir, Kazakca ve Kırgızca diğer milli dillerdir. Devletin dini: İslamdır. Devlet, diğer dinlere de saygı gösterir, korur ve her türlü dini haklarını teminat altına alır. Herkes inanç, kanaat, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Devletin ve Cumhuriyetin ana niteliklerini bozmaya, ortadan kaldırmaya hiç kimse teşebbüs edemez" şeklinde kabul edildi.



70 maddelik Anayasa’da yer alan bazı önemli maddeler şunlar:

Madde:1 Devletin ismi: Doğu Türkistan Cumhuriyetidir.

Madde:2 Devletin Niteliği; demokratik, BM ve bağımsızlık ilkelerine bağlı, insan haklarına saygılı, sosyal, üniter hukuk devletidir.

Madde:3 Devletin Bayrağı; Ayyıldızlı gökbayraktır. Bayraktaki gök mavisi renk ve yıldızının manası; gökyüzünün genişliğinden ilham alarak, gökyüzündeki parlayan yıldızdan mücevher gibi bütün dünyaya huzur ve barışı getirmek ve tüm insanlığa hizmet etmektir.

Madde:44 Halkın Silah edinme ve taşıma özgürlüğü vardır.

Madde:45 İşgalcilerle işbirliği yaparak vatanın işgaline vasıta olanlar veya düşmanlara veya vatanı işgal edenlere yardım ve yataklık edenler, suç durumlarına göre mahkemede cezalandırılır.

Kabul edilen 70 maddelik Anayasanın tam metni için “ekler” kısmına bakınız (127).



(125) Doğu Türkistan hükümeti Basın Bildirisi

(126) Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti Anayasası Metni, Bak: www.turkdirlik.com, Turan Dergisi 2005 Sayı:2 İsmail Cengiz’in makalesi

(127) Bak : sayfa. Ekler kısmı



E. HÜKÜMET PROGRAMI VE MANİFESTO









67 maddeden oluşan anayasanın açıklanmasının ardından “5 Yıllık Hükümet Programı ve Hür Dünyaya Manifesto” adı altında parlamentodan güven oyu alan “Sürgün Hükümeti”nin “beyannamesi” açıklandı. Program ve Beyanname metni aşağıdadır:



“…Bizler esaret altında yaşamaya mahkum bırakılan bir ülkenin ve yok edilmek istenen mazlum bir halkın hür dünyadaki temsilcileri olarak sesleniyoruz.



Bizler de sizler gibi 55 yıl önce kendi topraklarımızda özgürce yaşamanın mutluluğu içindeydik. 1863, 1933, 1944 yıllarında kurduğumuz “hükümetlerle”, bağımsız ülke olarak sizler gibi hür dünyanın içinde olma ümidini taşıyorduk. Hatta kendi Paramız vardı. Pasaportumuz vardı. Bayrağımız vardı. Milli Ordumuz vardı.



Ne var ki, 55 yıl önce kendi topraklarımızda “bağımsız ve özgür olma hakkımız” zorla elimizden alındı. Komünist Çin askeri kuvvetleri 1949 yılında ülkemizi işgal ederek bağımsız ve hür yaşama hayallerimize ağır bir darbe vurdu.



İşgalin ardından halkımıza yönelik vahşi, insanlık dışı, temel insanlık haklarını hiçe sayan, tarifi imkânsız “soykırım politikası” uygulanmaya başlandı.



Petrol, Doğalgaz, Uranyum, Volfram, Altın, Kömür gibi oldukça değerli ve zengin yer altı kaynaklarına sahip olan ülkemizde halkımız, adeta bir cehennem hayatı içinde, kelimelerle anlatılmayacak kadar “utanç verici metotlarla” yok edilmek istendi.



• 30 milyon masum insan nükleer denemelerde “canlı kobay” olarak kullanıldı… Nükleer denemelerden radyasyondan etkilenen on binlerce insanın tedavisi yapılmayarak ölmeleri sağlandı… Taklamakan Çölü’nün güneydoğu kısmındaki Lop-Nur’daki atom denemeleri merkezinde 50 defa nükleer deneme gerçekleştirilmiş olup, Doğu Türkistan ve Orta Asya’nın ekolojik (çevre) dengesi olumsuz etkilenmiştir. Bu denemeler yalnız insan sağlığına değil, tabiata ve hayvanlara da zarar vermiştir. Bu denemeler sonucunda halkımız arasında tarifi imkânsız hastalıklar ve fiziki değişiklikler olmuştur.

• Yaklaşık 1.200.000.000 masum insan çeşitli işkence ve devlet terörü metotlarıyla öldürüldü…

• Bu yetmemiş gibi 1980 yılından itibaren “nüfus planlaması” bahanesiyle on binlerce kadın zorunlu kolektif kürtaja tabi tutularak ana karnında iken on binlerce “masum bebek” ana karnında iken vahşice katledildi… Birçoğu kısırlaştırıldı. Çocukları zalim Çin Hükümeti tarafından vahşi biçimde öldürülen analarımız ağır psikolojik rahatsızlıklara duçar oldular, bir çoğu üzüntüden öldü, bir çoğu mecnun oldu.

• On binlerce aydınımız, gencimiz Hitler’in Nazi Kampları’ndan bin beter “çalışma kampları”nda sürgüne gönderilerek ölüme terk edildi… Bir çoğu halen devam ettiği gibi “enselerine kurşun sıkılarak” öldürüldü… Ne acıdır ki kurşunun parası dahi, öldürülen kişinin ailesinden “kurşun vergisi” olarak geri alındı… Cesetleri ise ailelerine gösterilmeden iş makinelerince açılan büyük çukurlara gömülmektedir…

• Sözde “Eğitim Kampları”nda gençlerimiz ve aydınlarımız her türlü fiziki ve psikolojik işkencelere tabi tutulmak suretiyle, asimilasyonun hızlandırılması amacıyla, halkımızı ayakta tutan “direnç noktaları” ve “moral kaynakları” bir bir kurutulmaya başlandı. Milli kimliğimizi ifade eden ve ecdatlarımızdan kalan tarihi, kültürel eski eserler, mekânlar, mezarlıklar yıkılmaya başlandı…

• İnsanlarımız sırf dini ve milli kimliklerinden dolayı, özgürce ve insanca yaşama taleplerinden dolayı yargısız infazlarla idam edildi ve hala her yıl ortalama 100 masum insan stadyumlarla düzenlenen “ölüm merasimleri” ile idam edilmektedir… Sadece 1997 yılında “demokratik taleplerinden” dolayı kurşuna dizilenlerin sayısı 300 kişiyi; bizim bildiğimiz ise 3000 kişiyi geçmiştir… Özgürlük hareketlerini kanlı şekilde bastıran terörist Çin Hükümeti, demokratik talepte bulunan halkımızın mal-mülklerini müsadere etmiş, Çin’den getirilen Çinli göçmenler bu evlere yerleştirilmiştir. Bugün Doğu Türkistan’da birçok yerleşim birimine askerler ve asker aileleri yerleştirilmiş, adeta askeri şehirler kurularak, halkımız abluka altına alınmıştır.

• Halkımızın “Seyahat özgürlüğü” elinden alınmış durumdadır. Halkımızın demokratik talepleri, kişi hak ve hukuklarının uygulanması gibi talepleri “bölücü”, “terörist”, “parti düşmanı” gibi komik suçlamalarla ağır cezalarla bastırılmaktadır.

• “Dini ibadetler” kısıtlandı… Bir çok ibadet yerleri yıkıldı “ahır”, “sinema” haline getirildi. Dini alimler ve şahıslar yargısız infaz edildi. Dini ve milli kitaplarımız, milli medeniyetimize ait kıymetli kültürel mirasımız talan edildi. Bu tür kitap ve tarihi eserleri saklayanlar ağır cezalara mahkum edildi.

• Ölülere bile işkenceler yapılarak resmen “organ ticareti” yapılmaya başlandı…

• Asimilasyonu hızlandırmak amacıyla, planlı ve devlet teşvikli olarak Çinli göçmenler bölgeye yerleştirilerek, halkımız 55 yıl içinde kendi topraklarında “azınlık” durumuna düşürüldü… Doğu Türkistan’da 1949 yılındaki % 3 olan Çin nüfusu 1990’lı yıllarda % 50’ye ulaşmış durumdadır.

• Sözde “özerk yönetim statüsü” altında hür dünyaya şirin gözükmek amacıyla, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından uygulamaya konulan sözde bölgenin kalkınmasına yönelik girişimlerle aslında olası bağımsızlık hareketlerinin önünün kesilmesi ve bölgenin hızla “Çinlileştirilmesi” amaçlanmaktadır.

• 1949 öncesi hemen hemen hiç görülmeyen “içki ve uyuşturucu alışkanlığı” adeta teşvik edilerek halkımızın yavaş yavaş yok edilmesi planı uygulamaya konuldu… Hatta Çinli fahişeler vasıtasıyla aids hastalığının yayılması karşısında hiçbir önlem almayarak, neslimizin bozulması, sağlıksız nesiller oluşması yönünde gizli teşvik uygulanmaktadır.

• Tüm bu baskı, zulüm, işkenceler yetmiyormuş gibi ülkemin tarihi, coğrafi ve siyasi adı olan “Doğu Türkistan” adı “yeni ilhak edilen toprak” manasına gelen “Sinkiang=Xinjiang” olarak değiştirilmek suretiyle, 1.824.418 km2 genişliğindeki ülkemiz üzerinde hak talep etmektedir. Doğu Türkistan’da hiçbir zaman “özerklik yasası” uygulanmış değildir. 1949 yılından bu yana demokratik seçimler yapılmamıştır. Bürokraside tayinler Pekin’in onayı ve Komünist Parti’nin talebiyle gerçekleştirilmektedir. Sözde, mevcut “özerk yönetim”de görevli olan halkımızın inisiyatif kullanma ve devleti temsil etme hakkı ve hukuku kesinlikle yoktur.

• Velhasıl dün olduğu gibi bugün de Komünist Çin işgali altındaki halkımızın her saniyesi azap, korku, açlık, işkence ve manevi mahrumiyetler içinde geçmektedir.

• Ancak ne acıdır ki; cehennemi bile aratacak korkunç trajedinin yaşandığı ve yaşanmaya devam ettiği Çin istilası altındaki Doğu Türkistan’da “yaşam mücadelesi veren halkımızın” feryatlarına kulak verecek, insani yardım elini uzatacak bir ülke çıkmadı…

• Hür dünyanın bu trajedi karşısındaki sessizliği ve kayıtsızlığı ve uluslar arası caydırıcı hiçbir tedbirin alınmaması karşısında Komünist Çin Hükümeti daha da cesaretlenerek, halkımızı ve bölgeyi tamamıyla “Çinlileştirme politikasını” sinsice her alanda uygulamaya koydu…

• Yanan her “kandil” söndürüldü…

• Yükselen her “ses” susturuldu…

• İletilen her “talep” hasıraltı edildi…

• Ve açan her “çiçek” kurutuldu…



Çin tarihini, Çin halkının karakteristik özelliklerini ve Komünist Çin siyasetini yakından bilenlere malumdur ki, eğer uluslar arası kamuoyunun dikkati çekilmezse, siyasi, ekonomik ve askeri desteği alınmazsa çok yakında esaret altındaki 30 milyon insanın “sarı tehlike” karşısında dayanacak gücü kalmayacaktır…



Ve şu gerçek unutulmamalıdır ki, nüfusu 1,5 milyara yaklaşan “Sarı Tehlike”, yalnız bizim ülkemiz ve halkımız için değil, tüm hür dünya için de ciddi bir tehlike ve tehdittir…



Komünist Çin yönetimi 21 yüzyılda üç aşamada “dünyaya hakim olma” planını uygulamaya koymuştur.



Emperyalist Pekin yönetimi; işgali altında bulundurduğu Doğu Türkistan’ı çıkış kapısı olarak kullanıp önce Orta Asya’daki yeni bağımsızlıklarına kavuşan devletlere, akabinde ucuz iş gücü, enerji ve ticari vaatlerle Türkiye’yi basamak olarak kullanıp Avrupa’ya kadar uzanan Avrasya coğrafyasına ve ardından uranyumu zenginleştirme ve sahabb füzelerini geliştirme ve terörist hareketlere sponsor olma metoduyla İran üzerinden Ortadoğu coğrafyasına egemen olma gibi emperyalist bir amaç gütmektedir…



“Uluslar arası terörizmin gizli sponsoru” konumundaki Kızıl Çin, her bakımdan uluslar arası dünya barışını, hür dünyanın güvenliğini ve insanlığı tehdit etmektedir.



Velhasıl, tarihin utanç sayfalarında her zaman yazılı olacak bir işgal ve istilanın ötesinde ülkemizde aleni ve çirkin bir soykırım uygulanmaktadır…



*****



İşte böylesine acımasız ve gayri medeni bir ülkenin işgalindeki bir “cendere” altında yaşayarak 55 yıldır direnen halkımız, 55 yıldır ümitle beklemeye koyuldu…



Ölülere bile işkencenin yapıldığı, kota fazlası bebeklerin öldürüldüğü, göbek kordon bağlarının ticaretinin yapıldığı cehennemi bile aratacak böyle bir “trajedik manzara” karşısında, hür dünyada yaşayan bizlerin, sizlerin, tüm medeni dünyanın daha fazla sessiz ve kayıtsız kalması beklenemezdi. Nitekim zulüm karşısında gösterilmeyen “insani tepki”, soykırımı hızlandırmıştır. Baskılar onur kırıcı, dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır.



Takdir edersiniz ki, işgal altındaki ülkemizde yok edilmek istenen 30 milyon halkın hayatta kalma mücadelesi, sesini duyurma gayreti karşısında; hür dünyada yaşayan biz Doğu Türkistanlı mültecilerin daha fazla sessiz ve tepkisiz bekleme hakkımız ve lüksümüz olamazdı…



İşte bugün, bu gerçeklerin bilincinde halkımızın anonim onayı ve işgal altında mücadele eden siyasi liderlerimizin ortak kararı ile; bu tarihi günde halkımızın beklentilerine bir nebze de olsun cevap verecek tarihi bir adımı atmış bulunuyoruz.

















Hükümet Faaliyet Programının Esasları :



1. 14 Eylül 2004 tarihinde saat 14.45’de ilan edilen “Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti”, bugün düzenlenen “yemin merasimi” ifa ederek işbu “beyanname” ile resmiyetini tamamlamış bulunmaktadır…



2. Yüz binlerce şehit pahasına geldiğimiz bu nokta, yakın gelecekte hür dünyanın desteğiyle bağımsızlık ve özgürlük yolunda uluslar arası arenada atılmış en önemli bir adım ve siyasi bir manevradır…



3. Hükümetimiz; 1863, 1933 ve 1944 yıllarında kurulan “Doğu Türkistan Milli Hükümetleri”nin devamı ve tek yasal temsilcisidir…



4. Doğu Türkistan’ın 1949 öncesi uniter yapısını benimseyen, “bağımsızlık ve hürriyet benim karakterimdir” diyen, milli kahramanların yolundan yürüyen her Doğu Türkistanlı bu Hükümetin tabii vatandaşlarıdır…



5. Milli davamızı dünya gündemine taşıyacağına ve esaret altındaki halkımıza moral ve ümit vereceğine inandığımız Hükümetimizin kurulmasında saygın konukseverliği ve hoşgörüsünden dolayı başta ABD kamuoyu olmak üzere tüm insan hakları örgütleri ve lobilerine şükranlarımızı sunuyoruz.



6. Hükümetimiz; emperyalist Kızıl Çin yönetimine bağlı sözde “Sinkiang Uygur Özerk Yönetimi”ni ve “Pekin işgalini” reddetmektedir.



7. Doğu Türkistan halkının sabrı taşmıştır. Doğu Türkistan halkı başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere bütün uluslar arası teşkilatlara ve hür dünya ülkelerine seslenmektedir ki, Çin terörizmini yok etmek, demokrasi düşmanı, özgürlük düşmanı Çin diktatörlük rejimini yıkmak sadece Doğu Türkistan halkının veya Tibet, İç Moğolistan yada Mançurya halkının vazifesi değildir. Bütün hür dünya ülkelerinin vicdani ve insani sorumluluğu vardır. İşte Hükümetimiz; bu sorumluluğu hür dünya ülkelerine her vesileyle sürekli hatırlatacaktır. Çünkü, şu bilinmelidir ki, başta Doğu Türkistan olmak üzere Kızıl Çin esaretindeki Tibet, Mançurya, İç Moğolistan ve Tungan (Çinli Müslümanlar) sorununa çare bulunmazsa, yalnız bölgenin değil, Asya’nın ve tüm dünyanın güvenliği ciddi tehdit altına girecektir.



8. Hükümetimiz; işgal altındaki topraklarımızın tam bağımsızlığını ve esir halkımızın hürriyetini kazanması yönünde, işgalci Komünist Çin Hükümeti üzerinde, uluslar arası müeyyidelerin uygulanması noktasında “demokratik baskılar”ın kurulması yönünde siyasi ve hukuki girişimlerde bulunacaktır…



9. Hükümetimiz; halkımıza özgür bir gelecek sağlayacak her türlü yasal önlemi alacaktır… Doğu Türkistan halkı son nefesini verinceye kadar terörist Çin Hükümeti ile mücadelesini sürdürecektir.



10. Hükümetimiz; Milli ve dini kimlikleri yok edilme tehdidi altında yaşam mücadelesi veren halkımızı 55 yıldır ayakta tutan “maddi ve manevi değerlerimizi” yaşama, yaşatma ve nesillere aktarma yolunda kararlı bir tutum sergileyecektir.



11. Hükümetimiz; esaret altındaki halkımıza zarar verecek her türlü terör eylemlerinden, söylemlerden uzak kalacaktır. Ama asla “yumuşak bir politika” izlemeyecektir.



12. Hükümetimiz; esaret altındaki halkımızın Çin’in sinsi soykırımı hedefleyen politikası karşısında halkımızın sürekli uyanık olmasını temin edecek her türlü önlemi alacaktır.



13. Hükümetimiz; mazlum, mağdur ve masum Doğu Türkistan halkının milli kimliklerini koruma noktasında, bağımsızlığa giden yolda, her türlü siyasi girişimini demokratik, barışçı, insan hakları çerçevesinde sürdürecek olup;



a) Nükleer denemelerin son bulmasını, nükleer atıkların temizlenmesi, radyasyondan etkilenen vatandaşlarımızın gerekli tedavilerinin ücretsiz yapılması…,

b) İnsan Hakları ihlallerinin, yargısız infazların sona erdirilmesi…,

c) Zorunlu kürtaj ve kısırlaştırma gibi gayri insani operasyonların durdurulması…,

d) İzinsiz ve zorunlu organ alımının durdurulması…,

e) Çinli vatandaşlara uygulandığı gibi uyuşturucunun yasaklanmasını ve uyuşturucu ticareti yapanların cezalandırılması ve bölgeden uzaklaştırılması…,

f) Doğu Türkistan’a planlı Çinli göçmen yerleştirilmesinin durdurulması ve 1949 yılı sonrası bölgeye yerleştirilen Çinli göçmenlerin bölgeden çıkarılması,

g) Halkımıza uygulanan seyahat özgürlüğü kısıtlamasının kaldırılması ve her yıl dini ziyaretlerini yapabilmeleri için gerekli kolaylığın gösterilmesi…,

h) Karşılıklı akraba ziyaretlerine getirilen kısıtlama ve yasakların kaldırılması, vize kolaylığının sağlanması…,

i) Çin’in de imzaladığı BM Irk Ayrımcılığını Kaldırma Komitesi Sözleşmesi’nde belirtilen kararların uygulanması…,

j) BM’lerce onaylanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yazılı ilkelerin uygulanması…,

k) Bölgedeki yer altı ve yerüstü kaynakların satışından, ihracatından elde edilen gelirin öncelikli olarak Doğu Türkistan halkının yaşam standartlarının iyileştirilmesinde kullanılması…,

l) Ülkenin işgal edildiği 1949 yılından bu yana siyasi, dini, kültürel nedenlerle veya ifade ve düşüncelerinden yada demokratik taleplerinden dolayı tutuklananların serbest bırakılması…,

m) Haksız ve siyasi nedenlerle idam edilenlerin ailelerine yeterli miktarda maddi tazminatlarının ödenmesi…,

n) Ve tüm bunların adil şekilde uygulanmasının temini için başta BM olmak üzere UNESCO, UNICEF, KIZILHAÇ, KIZILAY, AMNESTY INTERNATIONAL, İKO (İslam Konferansı Örgütü), BDT (Bağımsız Devletler Topluluğu) UNPO (Birleşmiş Milletlerde Temsil Edilmeyen Halklar Teşkilatı), AB (Avrupa Birliği) gibi benzeri uluslar arası kurum ve kuruluşların bölgede birer temsilciliklerinin açılmasına izin verilmesini…

sağlayıcı önlemleri almak, aldırmak, uygulamak, uygulatmak yolunda her türlü insani, vicdani, kanuni haklarımızı kullanmada tereddüt gösterilmeyecektir… Siyasi, kültürel, ekonomik ambargolar uygulanması, kredilerin kesilmesi, uluslar arası yaptırımların uygulatılması yönünde Hükümetimiz her kapıyı çalarak girişimlerde bulunacaktır.



14. Hükümetimiz; Çin işgali altındaki Doğu Türkistan’ın 1949 öncesi (1933, 1944) “bağımsız ülke”, “bağımsız hükümet” statüsüne kavuşturulması noktasında, her türlü yasal siyasi, hukuki, demokratik haklar ve uluslar arası müeyyidelerin uygulanması için gayret gösterecektir.



15. Hükümetimiz; Anayasanın 6. bölüm 3. md.si gereği, devletin milli çıkarları doğrultusunda, Parlamentonun onayını alarak, gelişen şartlar dahilinde Pekin yönetimi ile müzakere yapma kapısını açık tutar.



16. Hükümetimiz; Doğu Türkistan Davasını, İnsan Hakları İhlallerini, Doğu Türkistan halkının bağımsızlık ve özgürlük taleplerini uluslar arası gündeme taşıyarak, 1949 öncesi meşru haklarımızın yani bağımsızlık ve hürriyetimizin temini noktasında dünya kamuoyunun dikkatini çekmeye ve desteğini almaya çalışacaktır.



17. Hükümetimiz; öncelikle Doğu Türkistan’ın bağımsızlık davasını Birleşmiş Milletler’in gündemine getirme yolunda ülkeler nezdinde girişimde bulunacaktır.



18. Yukarıda özetle belirtilen amaç ve hedefler çerçevesinde;

a) BM ilkelerine bağlı,

b) Demokratik ve özgürlükçü değerlere sadık,

c) Uluslar arası hukuk ve kurallara saygılı,

d) İnsan Hakları Beyannamesi ve ilgili sözleşmelerine bağlı

e) Hiç bir ülkenin tekelinde, güdümünde ve baskısında olmayan,

f) Doğu Türkistan halkının milli iradesiyle 14 Eylül 2004 tarihinde ilan edilen “Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti”nin üyeleri ve Milletvekilleri yemin etmek suretiyle 5 yıllık süre ile seçilmiştir.



19. Hükümetimiz; işbu “hükümet programı ve beyannamesi” ile; tüm ülkelerden, uluslar arası resmi kurum ve kuruluşlardan, sivil toplum örgütlerinden, siyasi partilerden, uluslar arası şirketlerden siyasi, ekonomik, eğitim, kültürel ve askeri alanlarda;

a) “Resmi tanınma” talep etmektedir.

b) “Sembolik Tanınma” talep etmektedir.

c) “Manevi Destek” talep etmektedir.

d) “Maddi Destek” talep etmektedir.



20. Yalnız özgürlük mücadelesi değil, aynı zamanda yok olmama savaşı veren bir halkı temsil eden Hükümetimize gösterilecek her türlü ilgi, yardım ve destek şüphesiz Doğu Türkistan halkı tarafından unutulmayacaktır.

























































F. DOĞU TÜRKİSTAN SÜRGÜN HÜKÜMETİ

DEVLET ANAYASASI METNİ





DOĞU TÜRKİSTAN

CUMHURİYETİ

DEVLET ANAYASASI









GİRİŞ

Bu Anayasa 1949 yılında komünist Kızıl Çin Devleti tarafından işgal edilen Doğu Türkistan’dan kaçarak dünyanın çeşitli yerlerinde sürgünde yaşamaya mecbur kalan Doğu Türkistanlı muhacirlerin ortak milli iradesiyle hazırlanmıştır. İşbu anayasa; Doğu Türkistan halkının ve onların evlatlarının hürriyet içinde yaşamalarını sağlayıcı önlemleri almak ve işgal altında yaşayan halkımıza, hürriyetimize kavuştuğumuzda onların önünde nelerin beklediğini göstermeyi hedeflemektedir.



BÖLÜM 1:

DEVLETİN İSMİ, NİTELİKLERİ, BAYRAĞI, FORSU,

İSTİKLAL (DEVLET) MARŞI,

MİLLET MARŞI, RESMİ DİLİ, DİNİ VE BAŞKENTİ



Madde 1: Devletin ismi: Doğu Türkistan Cumhuriyeti’dir.

Madde 2:Devletin Niteliği: Demokratik, insan haklarına saygılı, sosyal üniter hukuk devlettir. Doğu Türkistan Devleti’nin toprak bütünlüğü bölünemez ve milletinin milli birliği parçalanamaz ve teşebbüs edilemez.

Madde 3: Devletin Bayrağı: Ayyıldızlı Gökbayraktır. EK/A

Madde 4:Devletin Arması: Hilal yayının sağında ve solunda dokuzar adet nokta olan, hilalin ortasında stilize edilerek yazılan, “Bismillahhirrahmanirrahim”; hilal yayının kesiştiği yerde üç yıldız ve altta noktaları bağlayan kurdeleden ibarettir. On sekiz nokta, Doğu Türkistan’da yaşayan on sekiz Türk boyunu temsil etmekte, üç yıldız ise tarihte Doğu Türkistan’da kurulan Göktürk, Karahanlılar, ve Uygur devletlerini sembolize etmektedir. EK/B



Madde 5: Devletin istiklal ve mili marşları:

Devletin İstiklal Marşı l933 yılında Mehmet Ali Tohtu Haci Tevfik tarafindan yazılan ve Doğu Türkistanlılar tarafından okunan “Kurtuluş Yolunda” adlı şiirdir. EK/C

Devletin Millet Marşı; “Tarihten Önce Biz Vardık, Tarihten Sonra Yine Biz” başlıklı mısralarıdır. EK/D

Madde 6: Devlet Dili, Dini ve Başkenti:

Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin devlet dili; Uygur Türkçesidir. Kazak Türkçesi ile Kırgız Türkçesi de milli dil olarak kullanılır.

Dini: İslamdır. Devlet, diğer dinlere de saygı gösterir, korur, her türlü dini haklarını teminat altına alır.

Devletin başkenti: Urümçi’dir.

Madde 7: Anayasanın yukarıda vaaz olunan, birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı maddeleri kesinlikle değiştirilemez ve değiştirmek için teklif verilemez ve teşebbüs dahi edilemez.





BÖLÜM 2:



DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETİ’NİN SÜRGÜNDEKİ HÜKÜMETİ

Madde 8: 14 Eylül 2004 tarihinde ABD’nin başkenti Washington’da kurulan Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti,; vatanımız emperyalist Komünist Çin hakimiyetinden hürriyetine kavuşuncaya kadar Doğu Türkistan halkı adına hak ve hukukunu koruyan, Doğu Türkistan Cumhuriyeti adına hareket eden tek yetkili organ olarak kabul edilir.

Madde 9: Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin Sürgündeki Hükümeti’nin esas görevi; bütün dünyadaki demokratik, hukuk ve sulh ilkelerine bağlı, insan haklarına saygılı olan Devletlerle, BM öncülüğündeki bütün milletlerarası teşkilatlarla, uluslar arası insan hakları teşkilatları ile işbirliği halinde onların desteğini temin etmek, emperyalist komünist Çin hakimiyetinin Doğu Türkistan halkına karşı yürütmekte olduğu devlet terörizmine karşı mücadele etmek, vatanımız Doğu Türkistan’ın bağımsızlığını sağlamaktan ibarettir.

Madde 10: Devlet Başkanı, Başkan Yardımcısı, Parlamento Başkanı, Yardımcısı, Başbakan, Başbakan Yardımcılardan müteşekkil 7 kişiden oluşan Doğu Türkistan Cumhuriyeti Sürgündeki Hükümeti’nin “Daimi Danışma Heyeti” tesis eder. Bu daimi heyet, Doğu Türkistan Cumhuriyeti Hükümeti’nin faaliyetlerine yol gösteren danışma organı olup, Sürgündeki Hükümetinin icra faaliyetini kollektivite eden danışma organı olarak kabul edilir.

Madde 11: Daimi Danışma Heyeti, yılda bir defa veya gerek görüldüğünde Devlet Başkanı’nın teklifi ile istenilen yerde toplanarak vatan ve hükümetle ilgili bütün konuların, kararların, beyanatların uygulanması; hükümet ve Hükümet üyeleriyle ilgili bütün siyasi, ekonomik sorunlar hakkında müzakere ederek 3’de 2 oy ile tavsiye kararı alır. Alınan bu tavsiye kararları Devlet Başkanı tarafından hükümete tavsiye edilir ve Başbakan tarafından önemli kararlar niteliğinde icra edilir.

Madde 12: Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti’nin Bakanları, Başbakan’a bağlı olarak Bakanlar Kurulu’nu oluşturur.Bakanlar kurulunda, hükümet faaliyetine ters hareket eden Bakanlar üç defa uyarılır,bu uyarılara itibar etmedikleri takdirde,bakanlar kurulunun kararı ve devlet başkanının onayı ile başbakan tarafından kabineden çıkarılır.

Madde 13: Bakanlar Kurulu yılda bir veya iki defa toplanır, Hükümet Programlarının yürütülmesi hakkında Başbakan bilgi sunar ve Daimi Danışma Kurulu’nun aldığı tavsiye kararlarını müzakere ederek sonuçlandırır. Çin’le siyasi ve ekonomik ilişkisi olan her Doğu Türkistanlı parlamento üyesi ve bakan olamaz. Parlamento ve hükümet üyeleri görev süresince özel olarak Çin’e ve Çin müstemlekelerine gidemezler.



BÖLÜM 3:

DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETİ’NİN PARLAMENTO SEÇİMİ VE VATANDAŞLIK

Madde 14:Parlamento kendisine bir Başkan, bir Başkan Vekili, bir Genel Sekreter ve iki Genel Sekreter Yardımcısını Parlamento üyeleri içinden 4 yıl süreyle 3/2 oyla adaylar arasından seçer. Parlamento üyelerinin teklifi ile kanunlaşan ve herhangi bir bölgeden demokratik usulle seçilen milletvekillerinden müteşekkil Parlamento olağanüstü haller dışında her dört yılın sonunda 10 Kasım günü açılır ve 11 Kasım günü kapanır. Parlamento, bu anayasanın 18,19 ve 20 maddelerine esasen Parlamento üyeleri seçilir ve Parlamento oluşur. 12 Kasım günü seçilen Parlamento üyeleri yemin ederek vazifelerine başlar. Yeni Parlamentonun oluşumu, hukukları ve üye sayısı kurucu Parlamento tarafından belirlenen esaslara göre yapılır.

Madde 15: Doğu Türkistanlılar arasında yurdu işgal edenlerle işbirliği yapan, düşmana veya işgalcilere yardım eden, onlara kolaylık sağladığı bilinenlerin Parlamento üyeliğine seçilmesine izin verilmez.

Madde 16: Devletin işgal edilmesi ile ilişkisi olmayan, düşmanlara veya işgalcilerle işbirliği yapmayan, onları korumayan, Doğu Türkistan’da doğan, 7 ecdadına kadar Doğu Türkistan’da yaşayan herkes Doğu Türkistan vatandaşı sayılır. Doğu Türkistan’ın dışında kendini Doğu Türkistanlı hisseden, Doğu Türkistan’ı “ana vatanım” diye kabullenen her muhacir Doğu Türkistan’ın tabii vatandaşıdır.



BÖLÜM 4



PARLAMENTO ÜYELERİ



Madde 17: Parlamento, seçilen parlamento üyelerinden oluşur. Parlamento üyelerini, 18 yaşını doldurmuş her bir Doğu Türkistan vatandaşı, cinsiyetine bakılmaksızın demokratik usullerle oy vererek seçer.

Madde 18: Asker ve emniyet mensupları görevli oldukları müddet içerisinde milletvekili seçilemezler. Ama seçimden en az 3 ay evvel istifa etme şartıyla seçme ve seçilme hakkına sahip olurlar.

Madde 19: Devlet sınırları dahilinde her 60 bin nüfusa göre bir milletvekili seçilir. Sürgündeki Parlamento için, parlamento üyelerinin yaşadıkları devletlerdeki Doğu Türkistanlıların nüfus sayısına ve onların mevcut durumlarına göre, Kurucu Parlamento tarafından kabul edilen esaslara göre belirlenir. Fakat, Sürgündeki Parlamento üyelerinin sayısı 60 kişiden aşağı olamaz.

Madde 20:Parlamento hizmetlileri, Parlamento Başkanı tarafından tayin edilir.

Madde 21:Parlamento üyeleri içinde vefat eden veya herhangi bir sebeple vazifesinden ayrılanların yerine Parlamento kararı gereğince belirlenen müddet içinde, seçildikleri seçim bölgelerinde yapılacak ara seçimle seçilirler. Ancak, sürgündeki parlamento üyesi için bulundukları ülkedeki Doğu Türkistanlılar tarafından yeri doldurulur.



BÖLÜM 5



KANUNLAR VE KARARNAMELER

Madde 22: Bütün kanunlar Parlamento tarafından müzakere edilerek çıkarılır. Çıkarılan kanunlar üçte iki oy ile kabul edilir. Kabul dilen kanunları Hükümet uygular.

Madde 23:Bütün kararnameler Hükümet tarafından çıkarılır. Başbakan bir veya iki Bakan’ı “Hükümet Sözcüsü” diye tayin eder.



BÖLÜM 6



PARLAMENTO VE SİLAHLI KUVVETLER

Madde 24:Devlet Başkanı, Silahlı Kuvvetlerin başkumandanıdır.

Madde 25:Barış zamanlarında Devlet Başkanı tarafından tayin edilecek tecrübeli ve itibarlı, silahlı kuvvetler içerisinde sevilen ve itimat edilen bir yüksek rütbeli subay, silahlı kuvvetleri sevk ve idare eder.

Madde 26:Parlamento; devlet istiklalini koruma doğrultusunda savaş hazırlığı, savaş ilan etme ile dış dünya ile olabilecek anlaşmaları yapma hakkını 3’de 2 oy çoğunluğu ile Hükümet’e verir.



BÖLÜM 7

DEVLET BAŞKANI’NKIN SEÇİMİ VE HUKUKLARI

Madde 27: Doğu Türkistan’ın bağımsızlık davasına kendisini adayan, Doğu Türkistan halkının istiklali için fedakarlık yapabilen, Üniversite mezunu, Parlamento üyesi olarak seçilen, vatandaşlar arasında sevilen, milli özellikleri taşıyan Türk ırkına mensup her 40 yaşını dolduran Doğu Türkistanlı, Parlamento’nun oy çoğunluğu ile Devlet Başkanı seçilir ve yemin ederek vazifesine başlar. (Bak Ek:D)

Madde 28: Devlet Başkanının Hukukları : Devlet Başkanı, Başbakanı aday gösterir. Başbakan tarafından sunulan Bakanlar Kurulu’nu tasdik eder. Bakanlığa atanan adayları gerekçe göstererek değiştirilmesi veya görevden alınması hakkında Başbakana yazılı teklif sunar.

Devlet Başkanının hastalık, seyahat veya başka nedenlerle vazifesini yerine getiremediği dönemlerde, Parlamento üyesi olan Devlet Başkanı Yardımcısı; Devlet Başkanı’nın sağlığına kavuşmasına veya seyahatten dönüşüne kadar, Devlet Başkanının bütün yetkisine haiz olarak görevini sürdürür. Devlet Başkanı’nın ölümü halinde, Parlamento tarafından yeni Devlet Başkanı seçilene kadar vazifesini sürdürür. Bu madde sürgündeki Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin Devlet Başkanı için de geçerlidir.

Devlet Başkanı, devlet birliğinin sembolüdür. Devlet Başkanı, Parlamento’nun onayladığı kanunları, şartnameleri, beyannameleri ve kararnameleri imzalar, dış ülkelerdeki elçileri tespit eder ve dış ülke elçilerini kabul eder. Adalet Bakanı’nın teklifi ile ağır suçluları affeder, cezayı hafifletir.



BÖLÜM 8



BAŞBAKAN’IN SEÇİMİ VE HUKUKLARI



Madde 29: Başbakan, Doğu Türkistan’ın bağımsızlık davasına kendini adayan, bu davaya inanan, 40 yaşını doldurmuş, vatandaşlar arasında sevilen, milli özellikler taşıyan, Parlamento üyesi olarak seçilen, Türk ırkına mensup her Doğu Türkistanlı, Doğu Türkistan Devlet Başkanı tarafından Başbakan adayı olarak gösterilir. Başbakan, Bakanlar Kurulu’nu oluşturur, Devlet Başkanı’nın onayından sonra Parlamento’ya sunar. Parlamento, Hükümet Programını onayladıktan sonra, Bakanlar Kurulu’nu üçte iki oy çoğunluğu ile onaylar. Bu süreç esnasında eski Bakanlar Kurulu görevini sürdürür.

Madde 30: Başbakan, Parlamento’ya en az yılda bir defa vatanın genel durumu ve Hükümetin takip ettiği siyaseti hakkında bilgi verir. Ve bir yasama dönemi sona erdikten sonra Doğu Türkistan halkını yeni vekiller seçmek için seçim zamanını belirlemeye, savaş ve barış zamanlarında silahlı kuvvetleri hazır bulundurmaya, Bakanlar Kurulu’nun faaliyetlerini denetlemeye, Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararlara ters faaliyet gösteren Bakanları üç defa uyarmaya ve bu uyarılara uyulmadığı takdirde Devlet Başkanının onayı ile bunları Bakanlar Kurulu’ndan çıkarmaya, kanunların adil olarak icra edilmesine ve vatanın fevkalade hallerinde kanun gücünde kararnameler çıkarmaya, parlamento kararı ile sıkıyönetim ilan etmeye yetkilidir.







BÖLÜM 9



PARLAMENTO YETKİLERİ

Madde 31:Mezkur Parlamento; bütün kanun ve nizamnameleri çıkarmaya, vergi alma ve tahsilat yasalarıyla ithalat ve ihracat rejimi yasalarını çıkarmaya mallarını vergilendirmeye, borçları ödemeye, umumun menfaatini kollamaya, genel vergi ile ithal mallardan alınan vergilerin Doğu Türkistan sınırları içinde eşit olarak işlev görecek kanunları çıkarmaya yetkilidir. Parlamento aşağıdaki konularda da yasa çıkarır :

Madde 32: Doğu Türkistan Cumhuriyet Hükümetinin dışarıdan borç almasına,iç ve dış ticareti kontrol etmeye,

Madde 33: Vatandaşlığa kabul etme,vatandaşlıktan çıkarma, krize sebebiyet verecek banka muamele işlemlerini önlemeye, ve bankalar yasası çıkarmaya

Madde 34: Para tedavüle çıkarmaya, değerini korumaya, yabancı para kurlarını ayarlamaya, ölçü ve tartı aletlerini ayarlamaya,

Madde 35: Sahte para basan kalpazanları cezalandırmaya,

Madde 36: Postane. hastane, okullarla, imar ve bayındırlık işlerini yürütmeye,

Madde 37: Yazarlar ve sanatkarları, ilim – irfan sahalarında faaliyet gösterenlerin emek ve kalem haklarını tesbite, mucıtlerin patent haklarını korumaya ve özgür faaliyet göstermelerini teminat altına almaya,

Madde 38: Yüksek mahkeme ve diğer alt mahkemeleri kurmaya,

Madde 39: Sınırlarda meydana gelecek gasp, talan ve sahtekarlık gibi olayları aydınlatacak yasalar çıkarmaya, yasalara karşı aykırı hareket edenleri cezalandırmaya,

Madde 40: Savaş ilan etmek,vatana saldırılara veya saldırma ihtimali olduğunda savunma hazırlığı yapmaya,

Madde 41: Silahlı kuvvetleri eğitmek,desteklemek ve ordunun sevk idaresi için yasalar çıkarmak,

Madde 42: Devletin üniter yapısını korumak için, devlete karşı ayaklanma ve işgal halinde orduyu göreve çağırma yasası çıkarmaya,

Madde 43: Parlamentonun çıkardığı yasalara göre, ordunun organize edilmesi, silahlandırılması, görevlilerin atanması,ve askeri eğitimle ilgili yasa çıkarmaya,

Madde 44: Doğu Türkistan Cumhuriyet Hükümeti, herhangi bir daire ve görevliye, bu ana yasa ile bütün yetkilerle yukarıdaki yetkilerin icra edilmesi için gerekli ve uygun olan bütün yasaları uygulama, denetleme ve yürütme yetkisine sahiptir.

























BÖLÜM 10



VATANDAŞLIK HAKLARI VE PARLAMENTO HAKLARI





Madde 45: Parlamento, Doğu Türkistan halkının haklarını,dini inançlarını teminat altına alır ve herkesin inandığı dinde özgürce ibadet etmesini yasaklayan veya düşünce, ifade, toplantı ve gösteri özgürlükleriyle basın-yayın özgürlüklerini kısıtlayan, devlete dilekçe verme özgürlüğünü engelleyen yasalar çıkaramaz.

Madde 46: Doğu Türkistan Hükümeti’nin müsaadesi ile, Halkın silah bulundurma ve taşıma özgürlüğü vardır.

Madde 47:İşgalcilerle işbirliği yaparak vatanın işgaline vasıta olanlar veya düşmana yataklık edenler suç durumlarına göre mahkeme edilerek cezalandırılırlar.

Madde 48: Hiçbir asker veya emniyet mensubu barış zamanında olsun, savaş zamanında olsun ev sahibinin izni ve mahkeme kararı veya savcının yazılı talimatı olmadan, herhangi bir mülkiyete giremez veya mülkiyetine el koyamaz.

Madde 49:İnsanların kendileri, evleri. evrakları. nakitleri, taşınır-taşınmaza mevcut malları, makul olmayan aramalara ve el koymalara karşı güvenlik altına olup, bu hakları ihlal edilemez.

Madde 50: Savaş halinde veya kamunun tehlikede olduğu zamanlarda,hiç kimse mahkeme kararı veya savcının yazılı talimatı olmadan tutuklanamaz ve suçlanamaz. Hiç kimse aynı suçtan iki defa yargılanamaz. Mahkemece subut olmadan hiç kimse özgürlüğünden ve mülkiyetinden mahrum edilemez, mülkiyeti müsadere edilemez veya bu mülkiyet hakları halka devir edilemez.

Madde 51:Bütün suç araştırmalarında suçlanan kimse,tarafsız bir mahkeme tarafından kamu adına yargılanır. Suçluya suçunun niteliği ve sebepleri yüzüne karşı açıklanır. 0layın şahitleri dinlenir, suçlu savunma avukatı tutabilir.

Madde 52: Suçludan aşırı kefalet talep olunamaz, aşırı para cezaları da uygulanamaz, ve dahi ağır ve anormal cezalar verilemez. Suçlu ancak, ceza kanunundaki suçuna uyan hükümlerle cezalandırılır.

Madde 53: Vatandaşların Anayasada belirlenen hukukları inkar edilemez, verilen hukuklar çiğnenemez, anayasanın belirlediği eşitlik hakları inkar edilemez.

Madde 54:Mahkeme usulüne uygun suçlu olduğu anlaşılan suçlunun cezası hariç,kölelik,marabalık,bir sınıfın diğer sınıfa üstünlüğü ve dahi gönülsüz devlete hizmet etmek Doğu Türkistan sınırları dahilinde olamaz, vatandaş da kanun önünde eşittir.





















BÖLÜM 11



DİĞER YETKİ SINIRLANDIRMALARI



Madde 55: Yasa tarafından belirlenen tahsisatlar hariç,Doğu Türkistan Hükümeti tarafından herhangi bir usulsüz harcama yapılmayacaktır. Ancak, devletin güvenliği ve tanıtımı için gerekli fonları harcamak üzere Başbakan nezdinde bulundurmak ve harcamak yetkisine parlamentonun onay ile sahiptir. Parlamento, hükümet tarafından sunulan devletin bir yıllık mali bütçesini oy çokluğu ile onaylar. İlgili bakanlık ve kurumlardan her yıl bütçe harcamalarını, Parlamento teftiş ve kontrol komisyonları vasıtasıyla hesaplarını inceletir. Komisyon azaları milletvekili olup, 3,5,7,9 veya tek rakamlı salt çoğunluklu olup, parlamento azaları arasından oylama ile seçilen milletvekillerinden oluşur.

Madde 56: Doğu Türkistan devleti ve hükümeti hiç kimseye soyluluk veya asalet payesi veremez. Kamu görevlileri ve milletvekilleri, parlamentonun izni olmadan hiçbir yerden hediye ve mansıp alamaz. Fakat, devletin milli menfaatine uygun görülen ve şerefiye niteliğinde olan unvan,hediye ve beratları kamu görevlileri,milletvekilleri,aydınlar kabul eder,hatıra babından aldıkları gibi verebilme yetkisine de sahiptirler.







BÖLÜM 12



YARGI



Madde 57:Doğu Türkistan devletinin adalet sistemi, parlamento tarafından özel olarak çıkarılan yasa ile kurulan ana yasa mahkemesi, yargıtay ve mahkemelerce işlerlik kazanır. Hakimler ve savcılar Adalet Bakanı tarafından yüksek hukuk tahsili yapmış,sicili temiz, halk arasında itibarlı hukukçuları tayin edilirler. Hakim ve savcılar tarafsız, adaletle görevlerini icra ederler.

Madde 58: Alt mahkemelerin verdiği karar ve ilamları vatandaşlar yüksek mahkeme olan yargıtayda temiz etme hakkına sahiptir.

Madde 59 :Doğu Türkistan Hükümeti, ana yasanın ortaya koyduğu bütün yasaların tarafsız olarak icrasından, milletlerarası hukuki anlaşmalardan, Doğu Türkistan Cumhuriyetinin taraf olacağı bütün evrensel hukuki durumların yürütülmesinden sorumludur.

Madde 60: Bütün yargılamalar, savcının iddianamesi üzerine tarafsız mahkemelerde yapılır.

Madde 61: Doğu Türkistan devletine hıyanet, ancak kendisine karşı savaş açılması veya düşmanlara, işgalcilere bağlılık gösterilmesi,yardım ve yataklık etme ile olur. Bu fiillerin gerçek olması için iki tanığın şahitliği ve tarafsız mahkemede itiraf etmedikçe kimse hıyanetle suçlanamaz.

Madde 62 :Parlamento hıyanet cezasını onama yetkisine sahiptir.





BÖLÜM 13



DEĞİŞİKLİKLER ve DÜZELTMELER



Madde 63 :Parlamentonun üçte iki oyu ile uygun bulmayacağı bu ana yasanın maddeleri değişebilir. Ancak,a na yasanın başlangıç maddeleri olan 1,2,3,4,5, ve 6.maddeleri değiştirilemez ve değiştirme teklif edilemez. Değiştirilen maddeler karşılıklı olarak ekte gösterilir.

Madde 64: İşbu anayasa ve buna uygun çıkarılacak Doğu Türkistan yasaları, devletin yetkisi altında yapılacak anlaşmaların kendi toprağının yüce yasası olarak kabul eder ve hakimler bu yasalaraa göre çalışacaklardır. Milletvekilleri, idari ve adli görevliler yemin ederek bağlılıklarını teyit edecekler ve görevlerine başlayacaklardır.

Madde 65: Sürgündeki Doğu Türkistan parlamentosunun azaları her dört yılda bir Ekim ayının ilk haftasında Doğu Türkistanlılar tarafından demokratik usulle gizli oy,açık tasnifle seçilirler. Yeni parlamento Kasım ayının 12.günü, en yaşlı parlamento azasının başkanlığında toplanır ve yemin ederek görevlerine başlarlar. Yeminden sonra parlamento 14. Maddeye göre faaliyetlerini sürdürür.

Madde 66:14 Eylül 2004 tarihinde seçimle işbaşına gelen parlamento azaları, ve bakanlar dört yıl sonraki seçime kadar iş başında kalır ve görevlerine devam ederler.





BÖLÜM 14



ANA YASA MAHKEMESİ



67.Madde : Ana yasa mahkemesi, Doğu Türkistan parlamentosu tarafından çıkarılan özel kanunla kurulur. Bu mahkeme, yasanın ve yasa gereği çıkarılan kararnamelerin, parlamento nizamnamelerinin şekil ve mahiyetinin anayasaya uygun olup olmadığına bakar.

Anayasa Mahkemesi 11 asil, 4 yedek üyeden oluşur. Kendi aralarından Anayasa Mshkemesi Başkanı ve Başkan Vekili seçer.

68.Madde : Anayasa mahkemesi en yüksek mahkeme sıfatıyla,siyasi parti faaliyetlerinin anayasaya uygun olup olmadığına, Cumhuriyet baş savcısının yazılı rapor ve müracaatını inceleyerek karara bağlar. Karar vermezden önce, ilgili partinin başkan veya başkan vekilinin savunmasını alır.

69.Madde: Anayasa mahkemesi başsavcının iddianamesi ve parlamentonun onayı ile, devletin milli menfaatini ağır zarara uğratan Devlet Başkanı, Başbakan ve Bakanları Yüce Divan’da yargılar. Yüce Divanın kararı kesin olup, itiraz edilemez.

70.Madde : İşbu anayasa 14 bölüm 70 Maddeden müteşekkil olup 25.11.2004 tarihinde Washington ‘da toplanan parlamento üyeleri tarafından oy birliğiyle kabul edilerek ilan edildi .Bu anayasanın esas alınacak metni Uygur Türkçesidir.











E K L E R





EK A BAYRAK (Uygur Türkçesine bak)



EK B AMBLEM (Uygur Türkçesine bak)



EK C İSTİKLAL MARŞI (Uygur Türkçesine bak)



EK D MİLLİ MARŞ (Uygur Türkçesine bak)



EK E

DEVLET BAŞKAN VE PARLAMENTO ÜYELERİNİN YEMİN METNİ

Dölet Reyisi/Parlament ezasi bolush süpitim bilen, döletning dawasini, istiqlalini we wetenning, milletning bölünmes pütünligini qoghdishimgha we wetenning istiqlalini mudapiye qilishimgha, qanuni asasta hoquqning aliliqigha we kishilik hoquq pirinsiplirigha hörmet qilishimgha, Sherqiy Türkistan Dölitining shan-sherepini qoghdishimgha, döletni tereqqi qildurush üchün pütün kücüm bilen xizmet qilishimgha, Ulugh Allah we Sherqiy Türkistan xelqi aldida ar-nomus we sheripim bilen qesem qilimen.



EK F

İş bu Anayasa sürgündeki Doğu Türkistan Parlamento üyeleri Enver Yusuf Turani, Hızırbek Gayretullah, Sultan Mahmut Kaşgarlı, Hanife Erbaş Ketene, Demiyan Rahmet, Aydoğan Kubilay, İsmail Cengiz, Muhemmet Savut, Azat Mamut, Sultan Mehemmet ve Erkin Azizi tarafından hazırlanarak parlamentoya sunuldu kabul ve ilan edildi. 25 Kasım 2004 , Washington, ABD.

Bu anayasanın redakte edilerek Uygur Türkçesi ve Türkiye Türkçesi ile yayına hazırlanması için, Prof. Dr. Sultan Mahmut Kaşgarlı, Hızırbek Gayretullah, Demiyan Rahmet ve Erkin Azizi görevlendirmişlerdir.











“Sürgün Hükümeti”nin Bakanlar Kurulu







Cumhurbaşkanı Ahmet Egemberdi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Abdülveli Can

Parlamento Başkanı Sultan Mahmut Kaşgarlı





Başbakan ve Dışişleri Bakanı Anwar Yusuf

Başbakan I. Yardımcısı Hızırbek Gayretullah

Başbakan 2. Yardımcısı Damian Rahmet

Devlet Bakanı (Basın ve Yayın) İsmail Cengiz

Devlet Bakanı (Din İşleri) …………….

Devlet Bakanı (İnsan Hakları) ...................

İçişleri ve Enformasyon Bakanı Abdulcelil Karakaş

Milli Eğitim Bakanı Damian Rahmet

Adalet Bakanı Hanife Erbaş Ketene

Maliye Bakanı ……………

Ekonomi Bakanı Aydoğan Kubilay

Milli Savunma Bakanı Seyit Tarancı

Kültür Bakanı Sultan Mahmut

Ulaştırma Bakanı Savut Muhammed

İmar ve İskan Bakanı Abdulhekim Rahman

Sağlık Bakanı Reşide Gencer

Tarım ve Köy İşleri Bakanı Nefise Özgen

Sanayi ve Ticaret Bakanı Eyüp Akyol

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı …….

Turizm ve Tanıtma Bakanı …….

Gençlik ve Spor Bakanı …….

























Sürgün Hükümeti’nin İstiklal (Devlet) Marşı







Qurtulush



Qurtulush yolinda sudäk aqti bizniñ qanimiz,

Sän üçün äy yurtimiz bolsun pida janimiz.

Qan kiçip häm jan birip akhir qurtuldurduq sini,

Qälbimizdä qutquzushqä bar idi imanimiz…



Yar häm däm boldi bizniñ himmitimiz sän üçün,

Dunyani sorghan idi ötkän ulugh äjdadimiz.

Yurtumuz biz yüz-köziñni qan birlä pakizliduq,

Ämdi hiç kirlätmigäymiz çünki Türktur namimiz…



Atila, Çiñgiz, Tömür Dunyani Titrätkän idi,

Qan birip nam alimiz biz ularniñ ävladibiz.

Çiqti jan häm aqti qan düshmändin alduq intiqam,

Yashsun hiç ölmusun parlansun istiqbalimiz…

“Mehmet Ali Tevfik”









Devlet Marşı’nın Türkçe Açıklaması:



”Kurtuluş”



Kurtuluş yolunda su gibi aktı kanımız,

Senin için ey yurdum, olsun feda canımız.

Kan dökerek, can vererek, seni kurtardık,

Kalbimizde, kurtuluş için vardı imanımız…

Yar oldu, himmetimiz sana,

Dünyaya hükmetmişti geçmiş ecdadımız.

Yurdum, kanla temizledim seni,

Artık kirletmeyiz, Türk’tür adımız…

Atila, Cengiz, Timur dünyayı titretmişti,

Kan verip şan alan biz onların ahfadıyız.

Can verdik, aktı kanımız, aldık düşmandan intikam,

Yaşasın, hiç sönmesin parlasın istikbalimiz…





Devlet Marşı’nın İngilizce Açıklaması :





“Liberation”





Our blood flowed toward our liberation,

For you, my homeland, we devote our spirits.

We saved you by crossing rivers of blood,

We had the faith to save you.



For you, we countrymen united and fought,

In the past, our great ancestors ruled the world.

My homeland, we cleansed your eyes and saved you with our blood,

Now, we shall not let our enemy destroy you, because our name is Türk.



Attila, Ghengis, Timor, shook the world,

Our names shall become famous, too, because we are their descendents.

Our spirits left our bodies and our blood flowed, we avenged our enemies,

Our country shall live, not perish, our future shall flourish.

















































“Sürgün Hükümeti”nin Milli (Millet) Marşı



Tarikhtin Äwwäl Biz Iduq

Tarikhtin äwwäl biz iduq, tarikhtin songrä yänä biz,

Qälbimizdä vijdanimiz, bu bizning imanimiz.

Türk biz, anayurtimizning köksi biz tuç sufäri,

Bash kisilsä qaytmas basqan izidin Türk ärliri.

Yurtimizning altunidur tagh birlän tashliri,

Här birimiz bir ärslandur, bu vätänning yashliri.

Yurtimiz üçün qurbandur yashlirimizning bashliri,

Imani issiq qani ularning yoldashliri.

Ordimiz häm yurtimiz, mäsh’ur Türkdur namimiz,

Dinimiz, imanimiz, bu bizning vijdanimiz.

Yurtimiz Türkning yurti, biz uning qurbanimiz,

Bayriqimiz kök bayraq otturasinda ay-yulduz.

“Mehmet Ali Tevfik”



Millet Marşı’nın Türkçe Açıklaması:



Tarihten Önce Biz Vardık

Tarihten önce biz vardık, tarihten sonra da biz varız,

Kalbimizde vicdan, bu bizim imanımız.

Türk’üz, ana yurdumuza gögsümüz tunç siper,

Kesilse baş, dönmez Türk erleri.

Yurdumuzun dağı-taşı altındır,

Herbiri birer arslan, bu vatanın gençleri.

Yurt için kurban olsun genclerimizin başları,

Imanı, sıcak kanı onların yoldaşları.

Ordumuz ve yurdumuz, mes’ur Türk’tür namımız,

Dinimiz, imanımız, bu bizim vicdanımız.

Yurdumuz Türk’ün yurdu, biz ona kurbanız,

Bayragimiz Gökbayrak, ortasında ayyıldız.







Millet Marşı’nın İngilizce Açıklaması :



Before the History



We existed before the history, we will exist after the history.

Our conscience is in our heart, this is our faith.

We are Türk, we are the breast of our motherland, and its power.

Türk men do not retrace their footsteps even if their heads are severed.



The moutains and rocks of our country are its gold,

Each of us, the youth of our country, is a lion.

The heads of our youths will be sacrified for our country,

Their faith and hot blood are their comrades.

Our country is the Türk country, we are its martyrs.

Our flag is a blue flag with crescent and star in its center.

















































“Sürgün Hükümeti”nin Milli Andı

Ayrilmisun / Ayrılmasın



Millitim milli hemiyet shanidin ayrilmisun,

Millitim heq toghra niyetjamidin ayrilmisun,

Millitimm sap admiyet sanidin ayrilmisun,

Millitim birlik me’iyet yanidin ayrilmisun,

Millitim mendin vessiyet qanidin ayrilmisun.



Millitim insaniyet meydanidin ayrilmisun,

Millitim Islamiyet imanidin ayrilmisun,

Millitim heqqaniyet vijdanidin ayrilmisun,

Millitim Turaniyet unvanidin ayrilmisun,

Millitim hor apiyet devranidin ayrilmisun.



Millitim eghyar uchun hich yol bilen aldanmisun,

Millitimni ozgiler maymun qilip qollanmisun,

Millitim tarikhni pak saqlisun, bulghanmisun,

Millitim erkin yashash imkanidin ayrilmisun.



Millitm bilsun vetenni, qedrini khar etmisun,

Bu muqedes jan veten, jananini zar etmisun,

Bashqilar “bizning” digen shum sozige iqrar etmisun,

“Mushterik dovlet” digen yalghanni derkar etmisun,

Ana weten Sherqi Turkistanidin ayrilmisun.



Kimge mensup, kimge heqli, kimge miras bu weten,

Esli nesli qani bir, tuqqan oyushqan ezchimen,

Shobhisiz Uyghur, Qazaq, Qirghiz, Moghul, Tajik bilen,

Bu weten turi uruqqa ata miras chimen,

Ata mirsa chimen Turanidin ayrilmisun.



Neqeder shanli buyuk erler yitishturgen weten,

Erler ichre turli jevherler yitishturgen weten,

Shanli shavket ehli gewherler yitishturgen weten,

Dahi ve danayi rehberler yitishturgen weten,

Arsilan ve qehriman oghlanidin ayrilmisun.



Bu weten bagh we gulustanlar bilen tulghan chimen,

Taghu-tuz meydanleri korkem guzel bolghan chimen,

Katta khislet zor peziletlerge ornashqan chimen,

Yer yuzining jenniti shanli ulugh Turan chimen,

Daima jennet nishan bolghanidin ayrilmisun.

Veqif mutleq bolmisun aghyar uchun ali weten,

Shum ayaqler astida desselmisun ghali weten,

Musteqil, mukhtar otsun her zaman hali weten,

Millitimge khas miras bolsun iqbali weten,

Erkin azad bekhtiyar turghanidin ayrilmisun.



Millitim bashini aylandurghusi aghyariler,

Qan surtmek birle yurtmek bolghusi mekkariler,

Shuningchin turli tuzaq, dam qurghusi heyyariler,

Bedniyet shum pikirde qollanghuchi her chariler,

Millitim bayqap qedem basqanidin ayrilmisun.



Esliter jennetni daim wetinim gulzarliri,

Hory-ghilmanlerni esletkey chimen dildarliri,

Baghu-bostan, gul-gulistanlar ara Gulnarliri,

Peyzi rehmet, nazu-nimet, kinizdur esrarliri,

Jennetul perdevis meydanidin ayrilmisun.



Wetinim tarikhi ustun, qedirlik ong-solliri,

Arslanlar izliri bilen chiniqqan yolliri,

Qehrimanlar ustikhanidin qurulghan holliri,

Kimki kha’in bu wetenge qurusun put qolliri,

Erkin azad gullinish jeryanidin ayrilmisun.



Esirler gheplet-jahaletlerde qalghan bolsimu,

Koz achalmay jahili nadanliqta yatqan bolsimu,

Devirlerdin kharu-zarliqlerge patqan bolsimu,

Kop zamanlar zul-mi kulpetlerni tartqan bolsimu,

Hemde parlaq bekhitlik devranidin ayrilmisun.



Qolgha kelmes erk mushuktek telmurup turghan bilen,

Qayturup bermes bulangchi yalvurup surghan bilen,

Bekhit izlep kelmigey hangviqip olturghan bilen,

Aldinip qalmasliq kirek aldap umundurghan bilen,

Heqni oz kuchi bilen qolgha alghanidin ayrilmisun.



Weten milletni soymek ehli Islam shanidur,

Bu heqiqet, bu adalet tengrining permanidur,

Bu iniq sir shohbisiz heqqniyet mizanidur,

Esli nesli pak, vijdan ehlining jananidur,

Janidin ayrilsun, likin jananidin ayrilmisun.

“Abdulaziz Mahsum”











***



TÜRK DÜNYASI’NIN AKSAKALI: TURAN YAZGAN



Turan Hocayı Adana’dan İstanbul’a geldiğimiz 1975 tarihinde Babamla ziyaretine gittiğimde tanıdım. Daha yeni Ortaokul’dan mezun olmuştum; beni ve kız kardeşim Banu’yu Hoca’ya emanet etmişti. Ancak fazla duramadım yanında ve lise öğrenimi için merhum Denktaş’ın hamiliğinde KKTC’ye gitmiştim. Yazın ve yarıyıl tatillerinde İstanbul’a geldiğimde soluğu hemen Fatih, Kıztaşı’ndaki Hoca’nın mekanında alırdım. Bir yıl sonra lise kaydımı Kıbrıs’tan İstanbul’a aldırdığımda ise artık okul saatlerinin dışında, Kutyay Eğitim ve Araştırma Merkezi’nin bulunduğu Kıztaşı’ndaki bu mekana gider geç saatlere kadar Hoca’nın gözetiminde heyecanla, şevkle çalışırdık.



Prof. Mustafa Erkal’a ait olan bu mekanda; Amiran Kurtkan, Mehmet Eröz, Tevfik Ertüzün, Kurt Karaca, Fikret Eren, Kadri Timurtaş, Sebahattin Zaim, İbrahim Kılıçbay’, Necmettin Hacıeminoğlu, Kemal Eraslan, Yusuf Halaçoğlu, Orhan Türkdoğan, Ahmet Yörük, Erol Manisalı, Derviş Manizade, Ayhan Songar, Mustafa ve Sevgi Kafalı, Cemil Meriç, İbrahim Kafesoğlu, Muharrem Ergin, Faruk Sümer ve Erol Güngör gibi o dönemin üstadlarıyla aynı havayı soluma, onların sohbetlerinde bulunma şahsını yakalamıştım.



Tarih nedir, araştırma nasıl yapılır O’ndan öğrendim. Gestetner Baskı Makinesi’ni bodrumdaki o mekanda gördüm, bununla beraber yayıncılığı O’ndan öğrendim. O dönemde Ömer Onay, Kadir, Sevgili Nazan Hanım, Erdem ve Erkal Etçioğlu gibi dostlar da Hoca’nın emrinde çalışıyorlardı. Kısa süre içinde Hoca’nın verdiği tün fırsatları değerlendirmiş olmalıyım ki, beni Kutsun Yayınevi’nin sorumlusu olarak görevlendirmişti. Düşünebiliyor musunuz, bir lise öğrencisine verilen sorumluluğu?... Hem de tek yetkili idim. O dönemde Hoca’nın “Görüşler”, Amiran Kurtkan’ın “Tasavvuf ve Laiklik”, Mustafa Erkal!ın “Sosyoloji ve Spor”, Fikret Kürşat’ın “Kıbrıs’ta Yunan Emperyalizmi” Dr. Halit Çöloğlu’nın “İktisat Terimleri” ve Necdet Sevinç’in “Osmanlılar’da Sosyo-Ekonomik Yapı” adlı kitaplarını yayınlama şansına erişmiştim.



Bir defa da bizim fakirhaneyi de onurlandırmışlardı. O gün Doğu Türkistan mücahitlerinden Hamidullah Tarım’ın da evine gitmiştik. Babamın Türkiye Türkçesine çevirisini yaptığı Hamidullah Tarım’ın Uygur Türkçesi ile kaleme aldığı savaş anılarını kitaplaştırmak istiyorduk. Hoca bu kitap için hiç bir talep olmamasına rağmen o akşam bir zarfı Hamidullah beye vermişti. “Nedir bu?” diye sorulduğunda, “Hamidullah beyciğim, bu sizin emek hakkınızı karşılamaz ama sembolik telif bedeli olarak almanızı istiyorum” demişti. Hamidullah beyin “hayır, kabul edemem” diye ısrar etmesi üzerine, “bu para ile ev halkına, çocuklara benden bir hatıra alırsınız o zaman” demişti. Ne var ki bu kitabı yayınlayamadık. Hem Hamidullah bey hem de kitabı Türkçe’ye aktarmaya çalışan babam vefat etmişti.



Evden çıktığımızda bana dönerek, “Herkesin emek hakkını vermek lazım evladım. Bunu sakın unutma” demişti. Güneydoğu Araştırmaları için çalışırken de, proje için ödenmesi gereken meblağın bir kısmı vadesinde ödenmemesine rağmen, yanlış hatırlamıyorsam bir kaç dostundan borç alarak çalışanlara bayram harçılığı dağıtmış, herkesin gönlünü almıştı. Çünkü Turan Yazgan için emek hakkı, kutsaldı...



Kesin tarihini tam hatırlamıyorum ama galiba 1977 yılı idi. Turan Hoca, Kıbrıs’ta TMT teşkilatının kurucuları arasında yer alan Fikret Kürşat’ın başkanlığını yaptığı Kıbrıs Türk Ocağı’nın davetlisi olarak konferans vermek üzere Kıbrıs’a gelmişti. Beraberinde Kılıçbay ve Eren de vardı. Bu üç mümtaz şahsiyet, Lefkoşa Saray Hotel’de “Türk Milliyetçiliği’ni anlatmışlardı. Yavruvatan’da Turan Hoca ile karşılaşmamızdan mutluluk ve gurur duymuştum. Hoca’nın gelişiyle ilgili Kıbrıs’ta yayınlanan gazete kupurünü kesmiştim, arşivimde bulursam sizlerle paylaşacağım.



Evet, Turan Yazgan hem manevi babamdı, hem patronum... Hayatın zorluklarını, güzelliklerini O’nun yanında tanıma fırsatını elde ettim.



Hem GAP Planı Araştırmaları çalışmasının sona ermesi hem de 12 Eylül ihtilali sebebiyle o mekanın fonksiyonu da kalmadı. Kutyay Eğitim ve Araştırmalar Merkezi ise sendika yönetici ve üyeleri için çalışma konularında eğitim seminerleri düzenlemeye başladı. İş hayatı konusunda bir çok bürokrat, yönetici ve sendikacının yetişmelerinde bu seminerlerin büyük katkıları olduğunu söylemekte fayda var.



12 Eylül sonrası tekrar Kıbrıs’a gitmem, akabinde askerlik vazifesi derken ben de hayatın akıntısında kendime yer bulma arayışı içinde oldum. Benim uzaklaşmak durumunda olduğum o sürede “Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı” da kurulmuştu. Bir süre Şaban Gülbahar, Necdet Sevinç ve Yaşar Duru üçlüsünün gayretleriyle hem Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi yayın hayatını sürdürdü, hem de vakıf çalışmalarının temelleri atılmış oldu. Vakfın kuruluşu ile birlikte, Hoca’nın yanına gidebilir, Vakıf çalışmalarına dahil olabilirdim. Ancak olmadı. Nedense geri dönmek istemedim



Ve vakfın kuruluşuyla birlikte Turan Hoca, sanki adının kaynağını ararcasına çalışmalarını Türk dünyasına yöneltti Kimi zaman bir Dede Korkut gibi, kimi zaman İsmail Gaspıralı gibi, kimi zaman Fuzuli, kimi zaman Kaşgarlı Mahmut gibi Avrasya coğrafyasındaki kardeşleriyle kucaklaştı... Bazen Manas oldu... Bazen Yusuf Has Hacip... Bazen Ali Şir Nevai, bazen de Cengiz Han...



Ne kadar bahtiyar insan ki, merhum da SSCB’nin dağılmasıyla beraber hayallerini kurduğu atayurt topraklarının bağımsız olmalarını bizler gibi hayatta iken gözleriyle gördü.



Ardahan’ın ötesinde, Karadeniz’in üzerinde milyonlarca soydaşının özgürlüğe kavuşmasıyla beraber, Turan Hoca yakın mesai arkadaşlarını bir araya getirmiş, “İlk Hedefimiz Bakü”dür diyerek Türk Dünyası’nın kapısını adeta zorla açmıştır. Kendisi gibi Turan ülküsüyle yanıp tutuşan onlarca ülküdaşı, gayedaşıyla beraber Bakü yönetiminin itirazına aldırmaksızın ay yıldızlı uçağı Bakü Havalimanı’na indirterek, vatan topraklarına ayak basmış, tehditleri dinlememiştir.



Bu olaydan kısa bir süre sonra, Turan yolcularını taşıyan uçağın Taşkent’e inmesi de sorunlu olmuş, heyet üyelerinin Özbekistan’a gelmesinden Taşkent yönetimi rahatsızlık duymuştu... O dönemlerde ben de Taşkent’teydim. Uğraşlarımıza rağmen heyetin Özbekistan’da rahat bir şekilde hasret gidermelerine imkan verilmemişti. Yanlış hatırlamıyorsam heyet içinden bir kaç kişi Taşkent’e ulaşabilmişti, onlardan biri de Sami Yavrucuk idi... Turan Hoca’nın selamlarıyla beraber bana iki emanet koli teslim etmişti. İçinde Türkçe klavyeli daktilonun olduğu koliler, mektup ve Turan Hoca’nın selamlaryla birlikte sahiplerine teslim ettiğimi hatırlıyorum... Emaneti teslim alanlardan biri daha sonra İstanbul’a gelerek Turan Hoca’ya sığınmıştı.



Yurt dışında görevli olmam dolayısıyla uzun bir süre Hoca’nın yüzünü görememekle beraber, O’nun her faaliyetini takip ediyordum. O’nun attığı adımın izlerine Alma-atı’da, Taşkent’te, Bişkek’te, Aşkabat’ta, Bakü’de rastlamak mümkündü. Türk dünyasının başkentlerinde Komünist rejimin kalıntılarına karşı mücadele eden yazarların satırlarında, şairlerin nesirlerinde Turan Hoca’nın ideallerini, ülküsünü hissetmek, görmek mümkündü...



1995 yılı sonunda Türkiye’ye döndüğümde, ilk ziyaret ettiğim kişilerin başında Turan Hoca geliyordu. Kendisine Özbekistan ve Kazakistan’da yaşadıklarımı, gördüklerimi, duyduklarımı ana hatlarıyla anlattım, değerlendirmelerimi arz ettim. Durumun hassasiyeti konusunda kendilerine düşüncelerimi sundum. Ne var ki, kendisine sığınan birisinin varlığı sebebiyle makamında sık sık ziyaret edemedim. Ancak Doğu Türkistan Vakfı’nda olsun, Türk Devlet ve Toplulukları Kurultayları’nda olsun sürekli O’nun yanında olmaktan mutlu oldum...



Merhumla Denizli-Pamukkale’de Türk Kurultayı dolayısıyla bir sofrada beraber olduğumda, O’nun gerçek yüzünü görmüş, nasıl bir sevdayla Türklüğe bağlı olduğunu anlamıştım. Türk Kurultayı için bir araya geldiğimiz Samsun’daki bu toplantı için Turan Hoca’ya otelde yer ayrılmamıştı. Sonra bu yanlışlık otel sahibini tanıyan Hızır beyin de girişimiyle düzeltildi düzeltilmesine ama telafisi mümkün olmayan bir yara kalmıştı geride... Bizler 7 -8 kişilik bir grup Hoca’yı da alıp başka bir mekanda bir araya geldik. Yemekte Sami Yavrucuk vardı, Hızırbek Gayretullah vardı. Sanırım Mehmet Şandır vardı... Hızır beyin anlattığına göre bir ara sofraya Burhan Kuzu hoca da gelmiş. Maksadımız Hocamızı teselli etmek, moral vermekti güya... Ama O, bizi teselli etti... Merhum bilge hocamız, o sofrada Bakü’yü anlatırken, Bakü Meydanı’nda toplanan yüzbinleri anlatırken, Hazar Denizi’nde dalgaların sesini aktarırken Turan Hoca’nın gözlerine baksaydınız, O’nun ne kadar tertemiz bir hissiyatla sevdalı bir Türkçü olduğunu anlamış, görmüş, hissetmiş olacaktınız.

“Türk Dünyası’nda Dilde, İşde, Fikirde Birlik” sloganını tüm Türk Dünyası’na yayma gayreti içinde mücadele eden Prof. Dr. Turan YAZGAN’ın aramızdan ayrılmasının derin üzüntüsü içindeyim.



Türk Dünyası’nda “Aksakallar Toplantısı”, “Türk Halkları Assemblesi”, “Gençlik Şöleni”, “Çocuk Şöleni” ve “Türk Dünyası Korosu” gibi birçok ilkleri yaşamamıza vesile olan, en önemlisi Türkleri birbiryle kucaklaştıran, tanıştıran Turan YAZGAN, bu yönleriyle daha hayatta iken “Türk Dünyası’nın Aksakalı” ünvanını almıştır.



O’nun özellikle “Türkçe eğitim” için yaptıkları takdirle yad edilecektir. Azerbaycan Kazakistan ve Kırgızistan’da ilk Türkçe eğitimi başlatan ve yüzlerce soydaş öğrencinin tam burslu eğitim görmesini sağlayan Turan Yazgan bu yönüyle de günümüzün Dede Korkut’larından biri olmaya hak kazanmıştır.



Turan Hoca’nın liderliğinde her hafta düzenlenen “Süleymaniye Kürsüsü Konuşmaları” adeta bir mektep işlevi görevini görmüş ve bu yönüyle de “Türk Düşünce Hayatı”na gerçekten de önemli katkıları olmuş şahsiyettir.



1980’de kurulan “Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı” bünyesinde hiç aksatmaksızın yayımladığı, 100 cilde yaklaşan ve her bir sayısı 200 sayfanın üzerinde olan “Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi”, 50 cilde ulaşan “Türk Dünyası Tarih Dergisi” ile yayınlanan yüzlerce kitapla, basın ve yayıncılık alanında Türk Dünyasına yol göstermiştir.



Mustafa Cemil Kırımoğlu, General Dostum, Sadık Ahmet, Nejdet Koçak, İsa Alptekin, Bay Mirza Hayit, Muhammed Salih, Çöhregani, Olcas Süleymanov, Elçibey, Denktaş gibi Türk liderleri ile yaptığı görüşmelerinde Türk Dünyası’nda “ortak milli politika” oluşması için gayret göstermiş olan idealist bir liderdir. Turan Hoca, Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti Cumhurbaşkanı Ahmet İgemberdi’ye de kucak açmış, kendisini ağırlamış ve sembolik anlamda da da olsa Sürgünde bir Doğu Türkistan Hükümeti’nin kurulmuş olmasının önemli bir hadise olduğunu vurgulayarak, İgemberdi’nin Türkiye’ye gelişini Tarih Dergisi kapağında duyurmuştur. Konuyla ilgili fikrini almak için kendisine başvuran Prof. Dr. Sultan Mahmut Kaşgarlı’ya da bu görüşünü ifade etmiş ve doğru yolda olduklarını belirtmiştir.



Ama “Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti”nden rahatsız olan bir zihniyeti merhum Hocamın ömrünü verdiği vakfın kapısı önünde mikrofonu kapmış nutuk atarken görünce “-Hey Allahım sen ne büyüksün, böylesine nurlu bir insanın cenaze merasiminde şeytana bile terliğini ters giydirenleri ibret-i alem için gösteriyorsun” dedim ister istemez... Dayanamadım “lanet olsun” dedim bu “cenaze ticareti yapanı” görünce. Neyse ki herhalde uyarılarımız dikkate alınmış olacak ki, Fatih’teki merasimde mikrofondan uzak tuttular, rahatladım. Zaten o ortamda gelmeye de cesaret edemezdi. Güzel insan merhum amcasının mirasına konan bu zihniyet merhum İsa Alptekin’in de cenazesinden faydalanmak istemişti.



Merhum Hocamı Topkapı Kültür Parkı’ndaki Nevruz törenlerinde görmüştüm. Bu adam yine ordaydı, Belediye başkanlarına amcasının adını kullanarak dergi pazarlıyordu. Bu arada göz göze geldiğimiz Hocam ile beraber ayaküstü fotoğrafımız çekilmişti, yanımzda bu adamın sesi güzel kardeşi de vardı. Kardeşine sanki öcü varmışcasına “-çık o kareden der” gibi öyle bir baktı ki, -kardeşi de şaşırdı ama nafile fotoğraf karesinde o da vardı. Hoca’nın dikkatini çekmiş olmalı, “boşver aslan oğlum, sen dik durmaya devam et” demişti. Akabinde sevgili Saadet Hanım geldi, emaneti sahibine teslim etmenin rahatlığı ile oradan ayrılmıştım.



Ömrünün yarısını Türklerin davasına adayan merhum Turan Yazgan, “Türk Dünyası’nın Aksakalı” olarak ebediyyen yad edilecektir. O’nu her gördüğümde eliyle başımı, sonra sağ yanağımı ve kulağımın arkasını okşayışını, Pamukkale sofrasındaki Hazar’ın sularına dalan o bakışlarını, dolu dolu olan o gözlerini asla unutmayacağım...

Allah yolunu açık, nurlu eylesin Hocam...

Ruhun şad, mekanın cennet olsun inşaallah...

İSMAİL CENGİZ

Mail : ismail.cengiz@istanbul.com







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 70
Dün Tekil 1046
Bugün Tekil 655
Toplam Tekil 4277600
IP 3.145.62.36






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























21 Cemaziye'l-Evvel 1446
Kas m 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


K peklerin dudaklar de di diye deniz kirlenmez.
(MEVLANA)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.597 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu