SURİYE’DE İŞLER ÇIĞRINDAN ÇIKINCA… - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









SURİYE’DE İŞLER ÇIĞRINDAN ÇIKINCA… - Necdet SİVASLI
Tarih: 18.10.2012 > Kaç kez okundu? 3728

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



SURİYE’DE İŞLER



ÇIĞRINDAN ÇIKINCA…



Bakü’de Başbakan Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecat bir araya geldiğinde, “Kurban bayramında Suriye’de ateşkes” konusunu masaya yatırdılar. Aslına bakılacak olursa, bu ateşkes konusu birden gündeme düşmedi. Daha öncesi de bulunuyor. Bu konuM Genel Sekreteri ve bazı çevrelerce bazı adımlar atılmış, sonuç çıkmamıştı. Çünkü Türkiye’nin de tam destek verdiği Suriyeli muhalifler beklendiği gibi bir başarı elde edemediler. Türkiye, Suriye konusunda hem yalnız kaldı, hem de sıkıntıya düştü. Türkiye’deki kamuoyunun da bu konuda baskısının giderek arttığını da göz ardı etmeyelim.



Suriye konusunda atılabilecek her olumlu adım, Türkiye lehine olacaktır. Daha açık bir ifade ile Türkiye, Suriye konusunda sınıfta kalmıştır, ürettiği tüm politikalar iflas etmiştir.



CİHADCILAR ENDİŞE VERİYOR



Öncelikle şuna vurgu yapalım:



Suriye’de işler çığırından çıkmaya başladı. İşler çığırından çıktıkça da, Türkiye daha da köşeye sıkışıyor. Bunlara kısaca göz atalım:



Amerika, kesinlikle Suriye’ye karşı bir savaştan yana değil. Tampon bölgenin oluşmasına bile yeşil ışık yakmıyor. Batı ise sessizliğini koruyor. Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkeler de artık eskisi kadar iştahlı hareket etmiyor. Bu arada Türkiye 100 bin mülteciyi barındırıyor ve her gün bu konuda sorun yaşıyor. 20 bin mültecinin daha sınırda beklediği de biliniyor. Türkiye’nin bu mülteci akınını kaldırabilecek bir gücü yoktur.



En önemli konu da, Suriye’de Esad’a karşı savaşan muhaliflerin artık kendileri için savaşmaya başlamalarıdır. Aşırı İslamcıların ve Cihacıların bu tutum ve davranışları artık uluslar arası toplumu da rahatsız etmeye başladı. Nitekim Birleşmiş Milletler (BM) Bağımsız Uluslar arası Soruşturma Komisyonu Başkanı Paulo Sergio Pinheiro, yaptığı açıklamada yabancı cihadcıların Suriye’de kendileri için savaştığını ve bunun mezhep çatışmalarını körüklediğini de açıklamış bulunuyor.



ATEŞKES KALICI DA OLABİLİR



Zaten, Hür Suriye Ordusu adı altında Esad’a karşı savaşanların gelecekte bölge başta olmak üzere, Amerika, İsrail ve Batı için de tehlike yaratabilecekleri görüşü baştan bu yana yansıtılıyordu. İsrail’in bu konudaki endişelerini baştan bu yana izliyoruz.



Böyle bir ateşkesin gündeme gelmesi ile Suriye’deki muhalif grupların çatı yapısını oluşturan Suriye Ulusal Konseyi Lideri Abdülbasit Seyda, yaptığı açıklamada “ Biz, ateşkesi kabul ediyoruz. Ama eğer ateşkes ihlali olursa sorumluluk rejime aittir “ demiştir.



Başbakan Erdoğan ise, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecat’tan, olası bir ateşkes için Esad’ı ikna etmesini istemiş. Öncelikle ateşkesi Esad’ın kabul etmesi gerektiğini vurgulamış. Konuyu enine boyuna analiz edecek olursak, muhalif grupların bir an önce ateşkes konusunda beklenti içinde olduklarını da görebiliyoruz.



Kısaca tablo böyle



Kurban Bayramı nedeni ile taraflar arasında eğer bir ateşkes sağlanabilirse, bu ateşkesin daha da uzatılması, daha sonra da taraflar arasında bir uzlaşı sağlanması gündeme gelecektir. Bilindiği gibi ateşkes konusu daha önce BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından da gündeme getirilmiş, ancak o günkü koşullarda bu öneri pek benimsenmemişti.



ATEŞKES TÜRKİYE’Yİ RAHATLATIR



Zaten Türkiye’nin baştan bu yana atması gereken adım bu olmalıydı. Taraflar arasında arabuluculuk yapmak, tansiyonu düşürmek, bölgede istikrarın sağlanmasında başrol oynamasıydı. Ancak, yanlış adımların atılması, öngörüsüzlük ve Suriye konusunda kamuoyunun tepkisine rağmen öne çıkmak, AKP’ye büyük saygınlık kaybettirmiştir. Aynı şekilde, uluslar arası alanda da Türkiye sıkıntıya düşmüştür.



Eğer, kurban bayramı nedeni ile bir ateşkes sağlanabilirse, bu Türkiye için daha sağlıklı olacaktır. Ateşkesin sonunda kalıcı ateşkesin sağlanması gündeme gelecek, daha sonra taraflar masaya oturtulacak, soruna ortak bir çözüm bulunabilecektir. Türkiye başta dış güçlerin bu konular üzerinde çalışması gerektiği görüşündeyiz.



Eğer gelişmeler bu şekilde sürerse, Türkiye’deki mülteciler de ülkelerine dönmeye başlayacaklardır. Türkiye, en azından bu mülteci yükünden kurtulmuş olacak, etrafımızdaki gelişmelerde daha aktif rol oynayabilecektir. Biz, bunu daha sağlıklı görüyoruz.