SURİYE’NİN GELECEĞİNİ ABD İLE RUSYA TAYİN EDİYOR - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









SURİYE’NİN GELECEĞİNİ ABD İLE RUSYA TAYİN EDİYOR - Necdet SİVASLI
Tarih: 30.07.2012 > Kaç kez okundu? 3589

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



SURİYE’NİN GELECEĞİNİ ABD



İLE RUSYA TAYİN EDİYOR



Suriye’de ortaya çıkan tabloya bakalım:



Devlet Başkanı Esad, sonunda gidecek. Ama bu nasıl olacak? Görünen ABD ile Rusya’nın Suriye’nin geleceği konusunda anlaşmaya varmış olduğudur. Özetleyecek olursak, Esad gitse bile rejim kalacak. Ortak hükümette yine Esad’ın adamları bulunacak. Sistem korunacak. Sonuç ne olursa olsun, Rusya kendisi için çok önemli gördüğü Suriye’yi kaybetmek istemiyor. Baştan bu yana da bu politikalarını Esad’a ve rejime destek vererek gösteriyor.



Biz, bu konuda daha önce yazdığımız yazılarda, Suriye’deki geleceğin tayinin Türkiye tarafından değil, ABD ile Rusya tarafından şekilleneceğini belirtmiştik. Bu konuda Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun “Esad gidecek, rejim çökecek” sözlerinin de yanlış olduğunu yazmıştık. Eğer, gelişmelere bakacak olursak, Suriye konusunun bu noktaya doğru geldiğini de görmüş oluruz.



TÜRKİYE NE İSTEMİŞTİ?



Suriye’de Esad gidecek ama rejim çökmeyecek. Bugün, Suriye halkının çoğu bu rejime sahip çıkıyor. Esad yanlılarının iktidarda kalmasını Rusya istiyor ve savunuyor. Bir yerde Suriye’de Esad yanlılarının ve rejimin temizlenmesi demek, bu ülkenin ABD ve Batı’nın sahası haline gelmesi demektir. İşte, bu noktada Rusya buna izin vermiyor. Rusya Dışişleri Bakanı “Esad gitmeyecek” demekle, burada mevcut rejimin gitmeyeceği mesajını vermiştir. Biz, eğer bu mesajları da iyi okuyabilirsek, Suriye’nin nasıl şekilleneceği konusunda da bir bilgimiz olacaktır.



ABD ile Rusya, her ne kadar Suriye konusunda kayıkçı kavgası yapıyorlarsa da, ortak bir noktada buluşuyorlar. Suriye’nin geleceği ve bölgenin şekillenmesinde Rusya’nın ağırlığının var olduğunu da görmek ve kabul etmek gerekiyor.



Eğer gelişmeleri iyi okuyabilirsek, yanılgı payımız da azalır. Dış politika, dikkat gerektiriyor. İddialı sözlerin arkasında olmayı gerektiriyor. Güçlü olmayı, güven vermeyi gerektiriyor. Bizimkiler, Suriye konusunda çok öne çıktılar, çok iddiaları sözler ettiler. Esad’ın hemen gideceğini, rejimin çökeceğini, yeni rejimin Sünni’lerce yönetileceğini söylediler. Sonucun böyle olmayacağını gördüklerinde de rotayı başka yöne çevirdiler. Bu nedenle Suriye politikalarının çöktüğü belirtmiştik.



“ESAD GİTSİN AMA DEVLET KALSIN”



Çok uzaklara gitmeye gerek yoktur. Suriye’nin geleceği konusunda ABD’li yönetimden Suriyeli muhaliflere gelen mesaj, her şeyi açıkça ortaya koyuyor. Irak’ı 2003 yılında işgal ettikten sonra çok büyük sorunlar yaşayan ve düzeni kuramayan ABD, aynısının Suriye’de yaşanmaması için muhaliflere “ Beşşar Esad’ın öldürülmesi ya da devrilmesi halinde yerleşik devlet kurumlarının ortadan kaldırılmaması esas alınmalıdır” mesajlarını gönderiyor. ABD yönetimine yakınlığ ile bilinen The Washington Post’ta yer alan bazı yazı ve yorumlarda da aynı konulara değiniliyor ve ABD’nin politikaları sıralanıyor.



Zaten, Suriye muhaliflerini yönlendirenler de, son yaptıkları açıklamalarda Esad sonrası oluşacak bir hükümette rejim yanlılarının da bulunacağını, ortak bir hükümet kurularak Suriye’nin seçimlere kadar yönetileceğini açıkladılar. Suriye Ulusal Konseyi Başkanı Sida’nın Hatay’daki basın toplantısında da bunu seslendirmesi önemsenmelidir. Çünkü Suriyeli muhaliflerin aynı zamanda Rusya ile de bir çalışma içinde olduklarını unutmamak gerekiyor. Rusya, birçok kez Suriyeli muhalifleri Moskova’da bir araya getirip, Suriye konusundaki stratejilerini anlatmıştı.



TÜRKİYE SIKINTIYA GİRDİ



Suriye konusunda en sıkıntılı ülke Türkiye’dir. Gerek Suriye’de, gerekse bölgede Türkiye’nin söylediklerinin hiçbir gerçekleşmedi. Esad sonrası ülkede Sünni bir rejim için çalışan Başbakan ve Dışişleri Bakanı, bu konuda başarılı olamadılar. Kaldı ki, kapalı kapılar ardında Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerle yapılan pazarlıklarda da Türkiye’nin Suriye’de bir Sünni rejim için ön planda olacaklarını söyledikleri ifada ediliyor.



Türkiye, Suriye’deki rejimi değiştirmek bir yana, bir de Suriye’nin kuzeyindeki PKK yanlılarının bölgeyi işgal etmeleri ile de sarsılmıştır. Başımız, yeni komşumuz ile derde girmiştir. İçeride zaten PKK belasını çözemedik. Bir de şimdi yeni Kürt sorunu ile karşı karşıya kaldık. Bunun bize bir getirisi olmadığını, bizi daha da sıkıntıya sokan bir sorun olarak görmeliyiz. Gelecekte bölgede dengeler iyice bozulduğunda ne yapacağımızı bile bilemiyoruz. Kanacımız olmadığı gibi, belki elimizdekileri de kaybetmekle de karşı karşıya kalabiliriz. Petrol boru hattı bunlardan biridir ve bu konuda geçenlerde geniş bir yazıyı sizlerle paylaşmıştık.



Sıkıntı bu kadarla da kalmayacak. Suriye konusunda ortaya koyduğumuz politikalar ile tüm komşularımızla da sıfır sorun rafa kaldırılmış, ortaya çok sorunlu komşular gelmiştir. Rusya, Irak ve İran ile olan ilişkilerimizin ne durumda olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu bizim için kazanç mı, yoksa çok büyük kayıp mıdır? Bunların da görülmesi gerekiyor.