BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



SURİYE İLE SAVAŞ, RUSYA



İLE SAVAŞ DEMEKTİR…



Suriye ile ilgili son gelişmelere baktığımızda ortaya çıkan tablo çok net görünüyor. Rusya ve İran doğrudan Suriye’nin yanında yer alıyor. Çin, her alanda ağırlığını koyuyor. Nitekim son gelişmelerden sonra Rusya yetkililerinin açıklamaları, Suriye’ye dış müdahalenin önünü kesiyor. Nitekim Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden Suriye ile ilgili somut kararların çıkmasını da Rusya ve Çin önlüyor.



Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un ard arda yaptığı açıklamalarda şu vurguda bulunmasının altını çiziyoruz:



“Suriye’ye dış müdahaleyi kesinlikle kabul etmiyoruz. Son günlerde Suriye üzerinde artan spekülasyonların da geri tepeceğini herkes bilmelidir. Suriye’de bir rejim değişikliğine de izin vermeyeceğiz.”



TÜRKİYE ÇOK ÖNE ÇIKTI



Suriye’ye müdahale yönünden Türkiye’nin öne çıkması sadece bizde değil, dış dünyada da yankılanıyor. Bu nedenle birçok Amerika ve Avrupa gazetelerinde Türkiye eleştiriliyor. En son olarak da The Economist Gazetesi, bu konuda bir analiz yaptı ve kısaca şu görüşlere yer verdi:



“Türkiye, 35 bin mülteciye kapılarını açarak Suriye Ulusal Konseyi’nin kurulmasına liderlik ederek Özgür Suriye Ordusu’na sığınak sağlayarak ve gizlice askeri müdahale için Amerika’da lobi faaliyetleri yürüterek, hiçbir ülkenin Esad’ı devirmek için Türkiye kadar çalışmadığı da kanıtlanmış bulunuyor. Pek çok Türk, eski bir Osmanlı alanında masum insanların kanının dökülemeyeceğine inanıyor. Ancak, Türkiye’nin tek başına savaşa gireceğine inanan kişi sayısı çok az. Kamuoyu araştırmaları çoğu Türk’ün savaşa karşı olduğunu ortaya çıkarıyor. Pek çok insan şimdi 28.yılına giren PKK ile mücadele devam ederken başka bir yerde askeri maceraların düşünülmemesi gerektiğine inanıyor.”



ERDOĞAN”VURALIM” DİYOR



Geçenlerde çok önemli haber dikkatimizi çekti. İsrail istihbaratı MOSSAD’a yakınlığı ile bilinen Debka adlı internet sitesi, ABD Başkanı Obama ile Başbakan Erdoğan arasındaki bir telefon görüşmesini yayınladı. Başbakan Erdoğan’ın Obama’yı telefonla birkaç kez arayarak Türk jetinin düşürülmesi olayının Suriye’ye saldırı için mükemmel bir fırsat sağladığını söylediğini, ancak Obama’nın bu talebi reddettiğini ileri sürüyor. Aynı internet sitesi, Suriye’ye saldırı talebinin Türk jetinin Suriye tarafından düşürülmesinin ardından 26 Haziran tarihinde Erdoğan’dan geldiğini de iddia etti.



Aslında, Türkiye’nin baştan bu yana Suriye konusunda stratejik hatalar içinde olduğu biliniyor. Bir imaj zedelenmesi de yaşanıyor. Başbakan eğer bunu Suriye’ye saldırmakla düzeleceğini düşünüyorsa bu konuda da büyük bir yanılgı içindedir.



Suriye konusunda dengelerin çok hassas olduğunu da belirtelim. Nitekim Rusya yetkililerinden gelen açıklamalar, bölgenin patlamaya hazır bir bomba olduğunu da gösteriyor. Nitekim Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov “Suriye’ye yapılacak bir askeri müdahale, bölgeyi ateş topuna çevirir. Bölgede beklenmeyen topyekûn bir savaş çıkabilir. Bu savaşın önlenmesi de kolay kolay mümkün olamaz” diyor. ABD, Batı ve Türkiye Suriye’yi sıkıştırdıkça Rusya’dan da çok daha sert mesajlar geliyor.



ABD bunu biliyor. AB ülkeleri kendilerini bu ateşin içine atmak istemiyor. Rusya adeta tehdit ediyor. İran, daha önceki açıklamalarında “Suriye’ye yapılacak bir saldırı bize yapılmış sayılır. Biz, bu savaşın içinde oluruz”diyor. Peki, bizimkilere ne oluyor? Suriye’ye saldırının hesabı kitabı yapılmıyor mu? Kaldı ki, bugün Suriye’deki üsler, ağır silahlar, füzeler Rusya yetkililerinin denetiminde ve elinde bulunuyor.



SAVAŞ ÇÖZÜM DEĞİL



ABD ile Rusya’nın Suriye konusunda bir anlaşma içinde olduklarını da unutmamak gerekiyor. Suriye konusunun iki süper gücün anlaşması ve isteği doğrultusunda sonuçlanacağını düşünüyoruz. Bölgede dengelerin korunması açısından iki devletin anlaşması ve izni olmadan hiçbir şey yapılamayacağı da görülüyor. Türkiye, eğer bunu baştan okuyabilseydi, bu konuda bu kadar öne çıkmaz ve bugünkü duruma da düşmezdi.



Türkiye’ye düşen, savaş çığırtkanlığı yapmak değil, Suriye’ye karşı diplomatik ilişkileri harekete geçirmek olmalıdır. Şu aşamada zaten Türkiye’nin tek başına böyle bir savaşa girmesi, batağa saplanması anlamı taşıyor ki, bu savaş da Türkiye ile Rusya arasında olur. Bunun tüm bölgeyi saracağını da unutmamak gerekiyor.



Kaldı ki, bugün hükümete çok yakın olan isimler, medya bile böyle bir savaşa karşı çıkıyor. Türkiye’nin Suriye konusunda çok öne çıkması da sürekli olarak eleştiriliyor. AKP Hükümeti’nin, özellikle de Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bu konuda sağduyulu olması gerekiyor. İçinde bulunduğumuz durum ve bölgedeki dengeleri göz önünde bulundurduğumuzda savaşın çözüm olamayacağını da görmekteyiz.