TÜRKİYE’NİN MÜSTAKBEL ANAYASASI - Yakup TUFAN - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









TÜRKİYE’NİN MÜSTAKBEL ANAYASASI - Yakup TUFAN
Tarih: 06.05.2012 > Kaç kez okundu? 4058

Paylaş


Yeni anayasanın yazılmaya başlandığı bugünlerde, gelecekte sağlam adım atmak için mutlaka geriye dönüp geçmişe bir bakmak lazım. Gelecekten emin olmak için mutlaka geçmişten ders almak, ibret almak lazım. Çekilen acılar ve sıkıntılar; gayri insani, gayri milli ve la dini hareket ve müdahalelerin bedelinin ne kadar ağır olduğunu akıldan çıkarmamak lazım. Yoksa acı ve hüsranın sonu gelmez; münakaşa ve müdahalelelerin ardı arkası kesilmez.



Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıyla birlikte bir kısım güç odakları, -canıyla kanıyla mücadele eden ve vatan toprağını kurtaran aziz milleti- hiçe saydılar. Bin yıllık geçmişe, milli ve manevi değerlere sırt çevirdilerler ve hatta onlara karşı amansız savaş ilan ettiler. Koca bir “millet” , yeni bir “ulus” inşası hülyası uğruna per perişan edildi. Türk Milleti’ne uymayan, ona olmayan batı elbisesini libas diye zorla giydirdiler. Kimi zaman “medeniyet”, kimi zaman “çağdaşlık” adına ve zorla millete kabul ettirmeye çalıştılar. Böylece, Elif- Be „latin”, fesimiz “şapka” ve Cumamız “Pazar” oldu. Bunları kabullenmeyenler ise ya istiklalinden, ya istikbalinden ya da canından oldu. İş bununla da bitmedi: Tek parti veya şeflik dönemimde bütün bir millet kul ve köleliğe adeta mahkum edildi. İmtiyazlı zümrenin; askerde emir eri, sivilde kulu kölesi oldu. Daha da vahimi ise bu sistemi koruma ve kollama adına hemen hemen her onyılda yapılan bir darbe veya verilen muhtıralarla hükümetler alaşağı edildi ve silahların gölgesinde “halksız demokrasiler” ve “cumhursuz cumhuriyetler” ilan edildi.



Şimdi tarihten ders almak, akıl erdirmek ve fikir üretmek zamanıdır. Şimdi cesaret ve metanet zamanıdır. Şimdi geçmişle yüzleşme zamanıdır. Şimdi doksan yıldır çekilen acıları, sıkıntıları dindirmek; din ve töre ile barışmak, adalet ve hakkaniyetle muamale etmek zamanıdır. Zaman

geleceğe emin adım atmak için sağlam temellere dayanmak; milli, manevi ve insani değerler ile bütünleşmek zamanıdır.



Bugüne kadar çeşitli bahanelerle, güç ve silah zoruyla iktidarı ele geçirenler; halka karşı demokrasiyi, cumhura karşı cumhuriyeti korumayı kendilerini yükümlü sayanların dayandığı noktalar nedir, ona bakmak lazım. Cumhur tarafından seçilmiş, halk tarafından iktidara getirilmiş sivil hükümetleri çalışamaz hale getiren, derin mihraklarla işbirliği yapan güçlerin dayandığı noktaları iyi bilmek ve doğru analiz etmek lazım.

Demokrasiye “balans ayarı yapmak” ve “halkı hizaya getirmek” isteyen güçler; cumhuriyeti, anayasayı, laikliği(?), çağdaş yaşamı(?) ve batı hayat tarzını korumak(?), kollamak veya yeniden inşa etmek için iktidarlara el koyduklarını her vesileyle ilan ettiler. Türkiye yıllarca bu sahnelere şahit oldu, halk ezildi ve millet horlandı. Müslümalanlar zulme uğradı, başörtülü gencecik kız öğrenciler ikna odalarında manevi işkencele ve zulümlere maruz kaldılar.



Şimdi Türkiye’de yeni bir dönem başlıyor ve yeni anayasa yazılıyor. Çok akıllı olmak, çok şuurlu olmak ve mutlaka öze dönmek lazımdır. Bu milletin yüzde doksandokuzu müslüman ise, İslam’sız bir anayasa olur mu? Bu millet örf, maneviyat ve milli değerler ışığı altında devletler kurmuş ve imparatorluklar yaşatmıştır. Osmanlılar yetmişiki milleti birarada tutmasını, barış ve huzur içerisinde yaşatmasını bilmiştir. Tarihsiz düşünmek ve geleceğe geşmişsiz bakmak asla akıl işi değildir. Geçmişi olmayanın elbette geleceği de olamaz.



TÜRKİYE’NİN MÜSTAKBEL ANAYASASI: Bir kişi, bir kurum veya bir zümrenin değil, bütün bir milletin, Türk Milleti’nin anayasası olmalıdır. İnsanlar rengine, cinsine ve cibilliyetine göre değil, hak ve hakkaniyet, eşitlik ve adalet ölçüsünde değer bulmalıdır.



TÜRKİYE’NİN MÜSTAKBEL ANAYASASI: Hak ve halkın, eşitlik ve adaletin, insan haysiyet ve şerefinin, hoşgörü ve çeşniliğin, istikbal ve istiklalin temel ilke ve anlayışına dayanmalıdır.



TÜRKİYE’NİN MÜSTAKBEL ANAYASASI: Yaldızlı fakat içi boş ve ruhsuz ifade ve ibarelerden uzak olmalıdır. Demoklesin kılıcı gibi milletin tepesinde duran “laiklik” ibaresi anayasada yer bulmamalıdır. Referans İslam, Cuma günleri tatil olmalıdır. Her kişi, kurum ve kuruluş kendi haddini ve sınırını bilmelidir.



TÜRKİYE’NİN MÜSTAKBEL ANAYASASI: Türk Milletini bir ve bütün bilmelidir. Asla ırkçılığa, ayrımcılığa, bölgeciliğe müsamaha göstermemelidir. Ayrışmaya değil bütümleşmeye kapı ve kanat açmalıdır.



TÜRKİYE’NİN MÜSTAKBEL ANAYASASI: Türkiye dışında çeşitli ülkelerde yaşayan Türk topluluklarını gözetmeli, onları kollamalı ve onlara „vatandaş” muamelesi yapmalı veya “çifte vatandaşlık” hakkı vermelidir. Türk dünyası, İslam ve insanlık alemi ile bütünleşe bilmelidir.



TÜRKİYE’NİN MÜSTAKBEL ANAYASASI: Türkiye’nin, demokrasi ve cumhuriyetin yegene hahibi, korucusu ve kollayıcısı olarak yalnız ve yalnız bu aziz milleti bilmelidir, vesselam!



Dinslaken, 27.04.2012

Yakup Tufan