BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



KERKÜK ÜZERİNDE



OYNANAN OYUNLAR



Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin ABD’ye, ardından Türkiye’ye gelerek bazı görüşmeler yapması tesadüf değildir. Bütün bunlar ABD’de kurulan özel bir masa tarafından organize ediliyor. Barzani’nin ABD’de çeşitli anlaşmalara imza attığı, özellikle 6 petrol anlaşması yaptığı, Kuzey Irak’taki petrol yataklarını Amerikalı şirketlere verdiği belirtiliyor. Bu petrol anlaşmaları içinde, dünyanın en kaliteli ve zengin petrol yataklarına sahip Türkmen kenti Kerkük de bulunuyor.



Dikkat edilecek olursa, Barzani’nin ABD’deki görüşme ve anlaşmalardan sonra Kuzey Irak’ta zaten yıllardır temeli atılan Bağımsız Kürt Devleti’nin kurulacağı da seslendirilmeye başlandı. Bunu, bizzat Barzani’nin söylemesi daha da anlamlıdır.



KERKÜK KAN AĞLARKEN



ABD’nin Irak’ı işgal etmesinden bu yana, zaten Kerkük hedef kent haline gelmişti. Türk düşmanı hain Barzani, Kerkük’ün yapısını değiştirmiş, bu kentin bir Kürt kenti olduğunu söylemekten de kaçınmamıştı. Biz, o dönemlerde yazdığımız yazılarda bu tehlikeli gidişe değinmiş, bugünkü AKP Hükümeti’ni de buna seyirci kaldığını vurgulamıştık. Barzani’nin sinsice çalışmaları sonucu Kerkük’e 700 bin Kürt’ün yerleştirildiği de biliniyor.



Dikkatleriniz çekelim: Bugün Kerkük’te onlarca istihbarat birimi var. Ancak Türkmenlerin can güvenliği yok. CİA, MOSSAD, M16 ve daha birçok ülkenin istihbarat elamanları da Kerkük’te cirit atıyor. Bütün bunların nedenlerini sıralamaya gerek var mı?



Konu bu kadarla da sınırlı değil. Yıllardır Kerkük’te yaşayan ve topraklarını koruyan Türkmen liderleri, doktorlar, avukatlar ve diğer meslek sahipleri teker terek, topluca kendilerine kurulan tuzaklarla hayatlarını yitirdiler. Çokları da kaçırılarak infaz edildi. Bazı Türkmenler göçe zorlandılar. Tehdit ve zulüm altında kaldılar. Türkiye’den kendilerine bir el uzanacağını beklediler. Ancak, bugüne kadar buradaki yurttaşlarımıza gereken ilgiyi gösteremedik. Yapılan zulümlere, kaçırılma ve öldürülmelere sessiz kaldık.



Aylardan bu yana Suriye’deki olaylara duyarlı olan AKP Hükümeti’nin, Başbakan’ın, Dışişleri Bakanı’nın neden Kerkük’ü görmediklerini hiç düşündünüz mü? Niye Türkmenlerin katledilmesi karşısında sessizler? Niye Suriye’ye olan duyarlılıklarını burada da sergilemiyorlar? Yıllardır Kerkük’ten “Bizi kurtarın, bize sahip çıkın” sesleri yükseliyor. Bu seslere neden duyarsızlık var? Biz bunların yanıtını bekliyoruz.



“VER PETROLÜ AL BAĞIMSIZLIĞINI”



Bugüne geldiğimizde Kerkük’ün ve petrol zenginliklerinin Barzani tarafından Amerika’ya ikram edildiği gerçeği ile karşılaşıyoruz. ABD’de yapılan görüşmelerin özeti ise “Ver petrolleri, al bağımsızlığını” dır. Biz, bu baş döndürücü trafiğe başka bir ad bulamadık. Çünkü bugünün hesapları Irak’ı işgalle başladı. Sistemli olarak Kerkük üzerinde oyunlar oynandı. Bu oyunlar da ABD’nin gözetiminde Barzani ve güçleri tarafından sinsice, haince yerine getirildi. Özetleyecek olursak Kerkük elden çıktı.



Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Meclis’te milletvekillerini bilgilendirme konuşmasında, Türkiye’nin Ortadoğu’da söz sahibi olacaklarını belirtip “Yeni Ortadoğu’nun sahibi, Öncücü ve hizmetkârıyız. Kim ne derse desin değişim dalgasını yöneteceğiz. Büyük güçlerin peşinde sürüklenme, başkalarının gündeminin dublörü olma devrini kapattık ” demiştir. Bunları söyleyen Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Kerkük üzerindeki oyunları görmeden gelmektedir.



ÖNCELİKLE TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ



Bizim asıl sorunumuz terörördür, PKK’dır. PKK’lıların yuvalandığı, eğitim yaptığı, silahlandığı yer de Kuzey Irak’tır. Türkiye’deki eylemler buradan kumanda ediliyor. Eylemciler buradan sızıyor. Öncelikle bu yuvaların yok edilmesi gerekiyor. Eğer, Yeni Ortadoğu’nun patronu iseniz, önce bu terör yuvalarını temizleyin. Bunu yapabiliyor musunuz? Hain Barzani her defasında ikili oynuyor, bu adamın dersini verebildiniz mi? Bu hain için bugün “sayın” ifadesini kullanıyor musunuz, kullanmıyor musunuz?



Kuzey Irak’ta yuvalanan PKK’lıların asıl koruyucusu ABD ile Barzani’dir. Bizi oyalayarak bugünlere kadar getirdiler. Hiç birimiz bu gerçekleri görmezden gelemeyiz. Bu terör örgütünü de bizim için kullandılar. Böyle müttefiklik de dostluk da olmaz. Biz hala neyi bekliyoruz? Eğer başkalarının gündeminin dublörü olma zamanı geçti ise, işte size meydan gelin kendinizi ispat edin. Bu işler öyle ileri geri konuşmalarla olmaz. Öncelik, Türkiye’nin geleceği ve güvenliği olmalıdır. Ne yazık ki Suriye konusunda başkalarının gündeminin dublörü konumunda bulunuyoruz.