Çeçen-Rus Savaşının Dağıstan’a Yayılması Üzerine Düşünceler - Doç. Dr. Ufuk Tavkul - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Çeçen-Rus Savaşının Dağıstan’a Yayılması Üzerine Düşünceler - Doç. Dr. Ufuk Tavkul
Tarih: 10.03.2009 > Kaç kez okundu? 11265

Paylaş


1999 yılının Ağustos ayında Çeçen silahlı gruplarının Dağıstan’daki üç köyü işgal etmeleriyle başlayıp gelişen olaylar Rusya’nın Çeçenistan’a müdahalesi ile neticelenerek ikinci Çeçen-Rus savaşının başlamasına yol açtı. Rusya’nın “Vahabî Teröristler” olarak nitelendirdiği Çeçen silahlı gruplarının Dağıstan’daki üç köyü ele geçirmeleri Rusya’nın “teröristleri” imha etmek amacıyla ikinci Çeçen-Rus savaşını başlatmasına ve Çeçenistan’ı işgaline sebep teşkil etti. 1996 yılından sonra Çeçenistan’da ikinci kez alevlenen savaşın buradan Dağıstan’a ve bütün Kafkasya’ya yayılacağı yorumları çeşitli çevrelerde dile getirildi.

Çeçen-Rus savaşının Dağıstan’a ve bütün Kafkaslar’a yayılıp yayılmayacağını ileri sürmeden önce Çeçenistan’ın sosyal ve siyasî yapısını, Dağıstan’ın etnik yapısını ve buradaki etnik gruplar arasındaki sosyal ve siyasî ilişkilerin boyutlarını analiz etmek ve bu verilerin ışığı altında Çeçenistan-Dağıstan olaylarını değerlendirmek gerekir. Bu bilgilere sahip olmadan ve bu bilgilerin sosyolojik ve politik tahlillerinin doğru neticelerine ulaşmadan, bu konuda yapılacak olan bütün yorumlar havada kalacaktır.

Çeçenistan’da Mashadov Yönetimi ile Radikal İslamcılar Arasındaki İktidar Mücadelesi ve Dağıstan ile İlişkiler

30 Ağustos 1996’da Çeçen-Rus savaşının bittiğine dair anlaşmanın Dağıstan’ın Hasavyurt şehrinde Rusya ile Çeçenistan tarafından imzalanmasından sonra, 27 Ocak 1997’de Çeçenistan’da ilk devlet başkanlığı ve parlamento seçimleri yapıldı. Oyların yüzde altmışını alarak Çeçenistan devlet başkanı seçilen Aslan Mashadov’un karşısında yer alan ve Çeçenistan’da islamî düzenin kurulmasını savunan Şamil Basayev, Movladi Udugov ve Salman Raduyev ile Mashadov yönetimi arasındaki iktidar mücadelesi Çeçenistan’ı bir iç savaşın eşiğine getirdi. Aslan Mashadov radikal islamcıları yönetimde önemli mevkilere getirerek Çeçenistan’da bozulan istikrarı sağlamayı amaçladı. Bu arada Çeçenistan’da savaş sonrasında ortaya çıkan iç karışıklıklar Dağıstan’ı da yakından etkilemeye başladı. Çeçenistan’ın Rusya’dan bağımsızlığını kazanması ihtimalinin Dağıstan halkları üzerinde de bir etki yaratacağından endişeye kapılan Dağıstan yönetimi Çeçenistan ile siyasî ilişkilerini sağlam bir zemine oturtma çabasına girişti. Ancak Çeçen-Rus savaşı sonrasında Dağıstan ile Çeçenistan arasındaki resmî ilişkiler Dağıstanlı yetkililerin bir diyalog başlatma gayretlerine rağmen en alt seviyeye indi.

1998 yılının Ocak ayında Dağıstan Halkları Kongresi Çeçenistan Parlamentosu ile parlamentolar arası ilişki kurarak, Çeçen parlamenterleri Dağıstan’ın başkenti Mahaçkala’ya, aralarındaki sorunları görüşmek üzere davet etti. Ancak Çeçenistan yönetimi, Dağıstan tarafından 1996 yılı Kasım ayında tasarlanmış olan Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasını imzalamakta gönülsüz davrandı. Dağıstan Devlet Konseyi Başkanı Mahamedali Mahamedov bu anlaşmayı 1998 yılı Şubat ayında Grozni’ye yapacağı ziyaret esnasında imzalamayı umuyordu. Fakat Çeçenistan yönetimi, Çeçenistan’ın bağımsız bir devlet olduğunu, Dağıstan’ın ise Rusya Federasyonu’na bağlı bir özerk cumhuriyet statüsünde bulunduğunu ileri sürerek Dağıstan’ın Çeçen hükümetiyle anlaşma yapamayacağını bildirdi (Matveeva 1998).

Çeçenistan ile Dağıstan arasındaki etnik ve siyasî problemlerin temeli 1944 yılında Çeçenlerin Stalin tarafından Kafkasya’dan Orta Asya’ya sürülmelerine dayanmaktadır. 1944 yılı Şubat ayında Çeçen-İnguşların Orta Asya’ya sürgüne gönderilmeleriyle birlikte, Çeçen-İnguş Cumhuriyeti ortadan kaldırılarak onun yerine Groznenski Bölgesi adı altında yeni bir idarî birim oluşturulmuştu. Bu bölge meydana getirilirken Dağıstan’dan bazı bölgeler alınarak buraya eklenmiş, eski Çeçen-İnguş Cumhuriyetinin Hasavyurt bölgesi ise Dağıstan’a ilave edilmişti. Eski Dağıstan - Çeçen-İnguş Cumhuriyeti sınırlarının Dağıstan kısmında 30 bin kişilik bir Çeçen etnik grubu Akkin Çeçenleri adıyla Dağıstan yönetimi altında bir etnik grup olarak hayatlarını sürdürmekteydi. 1944 yılında Akkin Çeçenleri de bütün Çeçenlerle birlikte Orta Asya’ya sürüldüler.

Akkin Çeçenlerinin Dağıstan’da yaşamakta oldukları topraklardan Orta Asya’ya sürülmelerinden sonra Sovyet hükümeti Dağıstan’ın dağlık bölgelerinde yaşayan Lak ve Avar halklarının kontrolünü sağlayabilmek amacıyla onları Akkin Çeçenlerinden boşalan bölgelere ve Hasavyurt’a göç ettirerek yerleştirdi. Eski adı Auskovski olan Akkin Çeçenlerinin topraklarında Novolakski adıyla kurulan yeni yerleşim birimine 15 bin Lak göç ettirilerek yerleştirildi.

1957 yılında Sovyet hükümetinin 1943-1944 yıllarında Kafkasya’dan Orta Asya’ya sürgüne gönderdiği Karaçay-Malkar ve Çeçen-İnguş halklarının itibarını iade etmesi üzerine sürgüne gönderilen bütün Kafkas halklarıyla beraber Çeçenler ve Dağıstan’dan sürülen Akkin Çeçenleri de eski topraklarına dönmeye başladılar.

Çeçen-İnguşların sürgünden Kafkasya’ya dönmeleri üzerine Groznenski Bölgesi kaldırılarak, Dağıstan’dan alınmış olan topraklar Dağıstan’a iade edildi. Ancak Çeçenlerden alınıp Dağıstan’a verilen Hasavyurt bölgesi Çeçenlere geri verilmedi. Akkin Çeçenleri de 1957 yılında sürgünden eski yurtlarına dönüş izni çıktığında Dağıstan’a geri döndüler. Fakat tarihî topraklarına yerleşmelerine izin verilmedi. Sovyet yönetimi tarafından Hasavyurt ve Novolakskiy bölgelerine yerleştirilmiş olan Laklar ile Akin Çeçenleri arasında etnik gerilim yükseldi ve çatışma tehlikesi başgösterdi.

Sürgün sonrasında büyük ölçüde nüfus kaybına uğrayan Akkin Çeçenlerinin sayısı Dağıstan’a döndükten sonra hızla artmaya başladı. 1959 nüfus sayımına göre Dağıstan’da 12.800 Çeçen yaşıyordu. 1970’te nüfusları 39.900’e ulaştı. 1979’da 49.200 kişiye varan Çeçen nüfusu 1989’da 57.800’e ulaşmıştı. Çeçen-Rus savaşı sırasında Dağıstan’a iltica eden Çeçenlerle birlikte Dağıstan’daki etnik Çeçen nüfusu 1995 yılında 92.200’ü buldu (Bobrovnikov 1997).

Hasavyurt ve Novolakskiy bölgelerinde yaşamakta olan Akkin Çeçenleri ile bu bölgelere Sovyet hükümeti tarafından göç ettirilerek yerleştirilen Laklar arasında artan gerilimin tehlikeli bir hal alması Dağıstan yönetimini endişeye sevk etti.

1996 yılında Çeçen-Rus savaşının bittiğini ilan eden barış anlaşmasının General Lebed ile Aslan Mashadov tarafından Dağıstan’ın Hasavyurt şehrinde imzalanması sırasında, Mashadov’un “Bu anlaşmanın kutsal Çeçen toprakları üzerinde imzalanmasından mutluluk duyuyorum” şeklindeki ifadesi Çeçenlerin Hasavyurt’u kendi toprakları olarak görmeye devam ettiklerinin bir göstergesi oldu. Dağıstan Güvenlik Konseyi Sekreteri Mahamed Talboyev ve Milliyetler Bakanı Muhammedsalih Gusayev bu sözlere tepki göstererek, “Dağıstan hiçbir zaman hiç kimsenin topraklarında bir santimetre bile hak iddia etmemiştir ve hiçbir zaman hiçbir santimetre toprağını bile kimseye vermeyecektir” dediler (Dagestanskaya Pravda, 6 Eylül 1996).

Bu arada, Akkin Çeçenlerinin toprak taleplerinden endişe duyan Dağıstan yönetimi onların Çeçenistan ile işbirliği içinde olduklarını bildirdi. Dağıstan Güvenlik Konseyi Sekreteri Mahamed Talboyev Grozni yönetiminin bütün Dağıstan’ı ele geçirmek üzere Akkin Çeçenlerini kullanarak Hasavyurt bölgesinde bir köprübaşı mevzii oluşturduklarını ve Akkin Çeçenlerinin beşinci kol rolünü üstlendiklerini açıkladı.

Akkin Çeçenlerinin lideri Basır Dadayev bütün bu bölgenin Vaynah (Çeçen-İnguş) halkının tarihî ve geleneksel yurdu olduğunu bildirdi. Bu açıklama Dağıstan yönetiminin Akkin Çeçenlerinin Çeçenistanla birleşme istekleri yönündeki kuşkularını pekiştirdi. 1997 yılı Nisan ayında Hasavyurt bölgesindeki mahallî seçimleri bir Avar’ın kazanması Çeçenlerle Avarlar arasındaki gerilimi arttırdı (Matveeva 1998).

1994-1996 yılları arasındaki Çeçen-Rus savaşı sırasında 144.500 Çeçen mülteci Dağıstan’a sığındı. Dağıstan’a iltica eden Çeçenlere Dağıstan-Çeçenistan sınırındaki Hasavyurt, Novolakskiy, Babayurt, Kızlar ve Botlih bölgelerindeki Çeçen asıllı aileler yardım ettiler. Hasavyurt bölgesine 70 bin Çeçen mültecinin yerleşmesi bölgede mevcut olan etnik gerilimi yükseltti.

Çeçen-Rus savaşından sonra Dağıstan’daki Çeçenlerin sayısının hızla artması üzerine Dağıstan hükümeti bir beyanat yayınlayarak Çeçenlere ev kiralanmasını yasakladı. Fakat Çeçenlerin bir çoğu resmî kayıtlar üzerinde tahrifat yaparak kendilerini Dağıstan vatandaşı olarak göstermeyi başardılar.

1997 yılının Ocak ayında Çeçenistan’da Mashadov yönetiminin iş başına gelmesinden sonra, Mashadov’a muhalif radikal islamcı kesim arasında Çeçenistan ile Dağıstan’ın birleşmesi fikri güç kazandı. 1997 yılı Ağustos ayında Grozni’de kurulan “İslamî Millet” hareketinin bir kongresinde, hareketin amacının 19. yüzyılda İmam Şamil önderliğinde birleşen bölgelerde yeni bir devlet oluşturmak olduğu açıklandı. Hareketi destekleyen Çeçenistan Başbakan yardımcısı Movladi Udugov, Dağıstan’da Çeçenlerin yaşamakta oldukları bölgelerin Çeçenistanla birleşmesi gerektiğini bildirdi. “İslamî Millet” hareketi taraftarlarına göre bu hareket tarihî Çeçen topraklarını, yani bugün Dağıstan sınırları içinde Çeçenlerin yaşamakta oldukları bölgeleri Çeçenistan’a ilhak etmeyi değil, Çeçenistan ile Dağıstanın tek bir islam devleti altında birleşmelerini arzu ediyordu. Movladi Udugov’un açıkladığına göre “İslamî Millet” hareketinin amacı Çeçen ve Dağıstan halklarının etnik kimlik (etnisite) sebebiyle bölünüp parçalanmalarını önlemek ve Çeçenistan’ın Dağıstan’dan izole edilmesini engellemekti. Kurulacak bir Çeçen-Dağıstan devleti sayesinde Çeçenler Hazar denizine çıkış imkânı elde edebileceklerdi.

Rusya yanlısı Dağıstan yönetiminin aksine, Çeçenistan’daki islamcı gruplarla temasa geçen Dağıstanlı islamcı grupların faaliyetleri sırasında Rus Gizli Servisi’nin “Vahabîler” olarak tanımladığı radikal islamcı örgütlerin faaliyetleri de Dağıstan ve Çeçenistan’da dikkatleri üzerinde topladı.

Dağıstan ve Çeçenistan’da Vahabî Hareketi

Sovyetler Birliğinde ilk Vahabîler perestroyka döneminde Tacikistan’da ortaya çıkmışlardı. 1991’de Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından Marksist ideoloji tarafından terk edilmiş, ekonomik ve manevî açıdan boş bir saha bulan Suudî Arabistan ajanları dış güçlerin desteği ile Kafkaslar’a yöneldiler. Farklı bir islam propagandası ile bölgeye gelen Arap vaizler bölgede sufî inanç taşıyan Kafkas müslümanları tarafından yadırgandılar. Çeçen ve Dağıstanlıların büyük çoğunluğu Vahabîlik adı verilen bu islamî görüşü kendi anlayışlarına uygun görmeyerek reddettiler.

Dağıstan’da ilk Vahabîler 1990’lı yılların başlarında kırsal kesimde görülmeye başlandılar. Vahabî fikirleri çoğunlukla Dağıstan gençliği içinde destek arayan genç Vahabîler tarafından yayılmaya başlandı. Halkın büyük bir bölümünün tepkisini çeken Vahabîler bölgede yeni cami ve okullar inşa ederek, Sovyet döneminden kalma bozuk dinî kuruluşlardan nefret eden gençlerden bir kısmını yanlarına çekmeyi başardılar. Bu yeni dinî itikad hayal kırıklığı ve gelecek korkusu içindeki işsiz gençlere para, silah ve başka hiçbir yerde bulamadıkları, bir amaç uğruna çalışma duygusunu kazandırıyordu. Başlangıçta Kafkasyalılara barışçı bir biçimde yaklaşan Vahabîlik hareketi bazıları için manevî bir sığınak oldu.

Vahabîler içinde Dağıstan’daki etnik gruplardan biri olan Dargılar çoğunluktaydı ve Buynaks yakınlarındaki Karamahi adlı Dargı köyü Vahabîlerin müstahkem mevzileriydi.

Kendilerini Vahabî değil “Selefî” ya da “Cemaat Müslümanları” olarak adlandıran Dağıstanlı Vahabîler ile Çeçenistan’daki Vahabîler arasındaki irtibat 1994-1996 yılları arasındaki Çeçen-Rus savaşı sırasında kuruldu. Ürdünlü gerilla lideri Emir Hattab, içlerinde Karamahili Dargıların da bulunduğu Dağıstanlılardan oluşan silahlı bir birlik meydana getirerek Çeçenlere savaşta yardım etti. Savaştan sonra Karamahili bir Dargı kızıyla evlenen Hattab Kafkasyalılarla akrabalık ilişkisi kurarak konumunu güçlendirdi.

1997 yılında Dağıstan’da Vahabîler ile geleneksel islamcılar arasında ilk ciddî ihtilaflar görülmeye başlandı. 1997 yılı Mayıs ayı ortalarında Dağıstan’ın Çabahmahi köyünde Vahabî ve Sufî tarikatına mensup müslümanlar arasında çıkan çatışmada iki kişi öldü.

Dağıstan ve Çeçenistan Vahabîleri arasındaki bağlantı 1997 yılı boyunca daha belirgin bir hal aldı. “Kafkaslar ve Dağıstan’ın Özgürlüğü Merkez Cephesi” adlı örgüt 1997 yılı Aralık ayında Rus askerî birliklerine yapılan silahlı saldırıyı üstlendi. Ancak bu olay Dağıstan yetkililerinin bir provokasyonu olarak değerlendirildi. Uydurma bir “Vahabilîğin” ve “düşman imajının” Dağıstan cumhuriyetinin üst yönetimi için iyi bir politik malzeme olduğu ileri sürüldü. Çeçen gerillalarının düzenlediği Buynaks saldırısının ertesi günü Dağıstan Devlet Konseyi Başkanı Mahamedali Mahamedov’’n Rusya Federasyonu Konseyinden Vahabî tehlikesini ileri sürerek maddî ve manevî destek istemesinin hemen ardından Rusya’nın Dağıstan’a 35 milyon dolarlık bir yardım göndermesi Dağıstan yönetiminin Vahabîlik tehdidini abartarak kullandığı yönündeki iddiaları destekledi (Matveeva 1998).

Karamahi müslümanları “Kafkaslar ve Dağıstan’ın Özgürlüğü Merkez Cephesi” ile dayanışma içinde olduklarını ve Dağıstan’ın Rusya’dan ayrılarak bağımsız bir islam devleti olması gerektiğini açıkladılar. Barışçı yollarla böyle bir hedefe ulaşmanın başarılamayacağını düşünen Karamahililer gelişecek olaylara karşı hazırlanmaya başladılar.

Dağıstan yönetimi 1997 yılı Aralık ayında bir kanun çıkararak Dağıstan’da Vahabîlerin faaliyetlerini kısıtladı. Vahabîlerin toplantı yapmaları, cami inşa etmeleri, kitap-broşür yayınlamaları, dışardan yabancı dinî yayınları Dağıstan’a sokmaları zorlaştırıldı. Dağıstan yönetimi ülkelerine dışardan müdahalede bulunulduğunu ileri sürerek Kuveyt ve Suudî Arabistanlı fundementalist müslüman gruplarının Dağıstan’da bir cihad ilan edilmesini kışkırttıklarını açıkladı.

Dağıstan yönetiminin Dağıstan’da Vahabîler üzerinde kurduğu baskı onları Çeçenistan’daki silahlı gruplardan destek aramaya yöneltti.

Çeçenistan’da 1998 yılının Nisan ayında Şamil Basayev “Çeçenistan ve Dağıstan Halkları Kongresin”ni düzenleyerek her iki cumhuriyetin bağımsız bir Kafkasya devleti kurmak üzere birleşmelerini istedi.

Kendisi Vahabîliği savunmamakla birlikte Çeçenistan ve Dağıstan’ın birleşmesi uğruna verdiği mücadelede Dağıstan’daki Vahabîlerle dayanışma içine giren Basayev’in faaliyetleri Mashadov yönetimini endişeye sevk etti. 1998 yılının Haziran ayında Gudermes’te Vahabîler ile Çeçen güvenlik güçleri arasında meydana gelen ve 9 kişinin ölümüyle sonuçlanan silahlı çatışma Çeçenistan’daki Vahabîlerin faaliyetlerini su yüzüne çıkardı.

1998 yılı Temmuz ayı ortalarında, Çeçenistan’da bir darbe ihtimalinden söz eden Mashadov Vahabî örgütlerinin faaliyetlerini yasaklayarak Çeçenistan’da kısmî sıkıyönetim başlattı. Mashadov’un Vahabî örgütlere karşı tavır alması, bu örgütleri destekleyen Movladi Udugov ile Mashadov arasında bir gerginlik doğmasına yol açtı.

Çeçenistan’da faaliyet gösteren Vahabîler 21 Ağustos 1998’de Dağıstan’ın en üst derecedeki islamî lideri Müftü Seydmuhammed Haci Ebubekirov’u öldürmekle suçlandılar.

1998 yılı ortalarında Dağıstan’daki müslüman cemaatlerinin lideri Bahauddin Mahamedov tarafından kurulan Dağıstan İslam Şurası Dağıstan yönetimini kaygılandırdı. Dağıstan İslam Şurası 10 Ağustos 1999’da Bağımsız Dağıstan İslam Devleti’nin kurulduğunu bildirerek “Asırlık Rus İşgalinden Kurtuluş İçin Cihad” ilan etti. Rusyanın bölgeden askerlerini çekmesini isteyen Şura, Şamil Basayev ve Emir Hattab’dan yardım talep etti. Avar nüfusunun yoğun bulunduğu Botlih’i geçici başkent yapmayı planlayan Şura’nın Botlih bölgesinde iki bin civarında silahlı savaşçısı bulunuyordu.

1999 yılı Ağustos ayı başlarında Şamil Basayev komutasındaki Çeçen silahlı gruplarının Çeçenistan-Dağıstan sınırından geçerek sınırdaki üç Dağıstan köyünü işgal etmeleriyle başlayan süreç Rusyanın Çeçenistan’a silahlı müdahalesi ve Çeçenistan’ın ikinci kez Rus ordusu tarafından işgali ile sonuçlandı (Tavkul 1999).

Savaşın Dağıstan’a ve Kafkaslar’a Yayılma İhtimali

Çeçen-Rus savaşının Dağıstan’ı ve bütün Kafkasları içine alacak büyük bir savaşa dönüşüp dönüşmeyeceğini tartışmadan önce Çeçenistan’ın 1994-1996 yılları arasındaki ilk savaştan sonra içine düştüğü durumu inceleyip değerlendirmek gerekir.

Sosyolojik yönden ele aldığımızda, Çeçenlerin toplumsal yapılarındaki sosyal örgütlenmeler “tayp” adı verilen ve birkaç köyden meydana gelen soy-klan örgütlenmesine dayanmaktadır. Çeçenistan’daki tayplar’ın sayısı yaklaşık 80 adettir. Çeçen toplumunda Kafkasya’daki diğer toplumların aksine hiçbir zaman aristokrasi olmadığı için bu klanlar Çeçen toplumsal ve siyasî yapısının temel taşlarını oluşturmaktadırlar. Çoğu zaman islamî tarikatlar ile tayplar iç içedir ve birbirleri üzerindeki etkiyi takviye eden bir model meydana getirirler. Çoğu tayplar bağımsız hareket ederler ve ancak Çeçenlere dışardan büyük bir saldırı olduğunda işbirliğine girerler.

Çarlık döneminde olduğu gibi, Rusya’nın 1994 yılı Aralık ayında başlattığı işgal hareketinden önce de Çeçenistan’daki tayplar Moskova’nın “böl ve yönet” politikasını uygulamasını kolaylaştırmak üzere birbirleriyle savaş halindeydiler. Fakat Rus ordusunun Çeçenistan’ı işgali ile birlikte tayplar beraber hareket etmeye başladılar ve tek bir komutanın idaresi altında bağımsızlık mücadelesini sürdürmeyi kabul ettiler (Goble 1995).

Cohar Dudayev’in komutası altına topladığı Çeçen taypları onun ölümünden sonra yine birbirlerine karşı mücadeleye başladılar. Tayp adı verilen klan ilişkilerinin Çeçenistan’da politikayı şekillendirmede hâlâ çok büyük etkisi vardır. Aslan Mashadov yönetimine karşı oluşan muhalif hareketler ikinci Rus işgali sebebiyle şimdilik durmuş ve ortak düşman Ruslar’a karşı birleşmiş görünmekle birlikte Çeçenistan ileride yeniden çeşitli taypların iktidar mücadelelerine sahne olacaktır.

1994-1996 yıllarındaki Çeçen-Rus savaşı Çeçenistan’ın sosyal ve ekonomik altyapısını tahrip etti. Çeçenistan’da kara para ekonomisi ortaya çıkarken yetkililer illegal yollardan petrol çıkarılmasını ve ticaretini engelleyemediler. Kayıtdışı ekonomi ve kanunsuz kazançlar her ay illegal olarak çıkarılan 70 bin ton ham petrolün işlenip satılmasıyla elde edilip beslendi. Çeçenistan’da işsizlik oranı yükselirken kalifiye iş gücünde bir eksiklik meydana geldi. Kırsal kesimde toprak azlığı ve az olan bu topraklara sahip olabilmek için çıkan çatışmalar halk arasında gerilimi yükseltti. Savaşın tahrip ettiği ve mayınlarla dolu ekilebilir geniş araziler tarım açısından kullanılamaz hale geldi.

Hükümet ve idarî birimleri alt üst olan Çeçenistan’da mahallî imamlar da dahil olmak üzere dinî liderler, yeni zenginlerden oluşan ekonominin elit tabakası, üst düzey yetkili askerî liderler siyasî nüfuz ve iktidar gücünü elde etme yarışına girdiler.

Orta sınıf halk tabakasının savaştan sonra gerçekleşmesini beklediği sosyal adalet gerçekleşmedi. Askerî liderler ferdî ekonomik kazançlar peşinde koşmaya başladılar. Sonuçta gruplar arasındaki rekabet şiddetini arttırdı ve Çeçenistan’daki sosyo-ekonomik şartlar ve can güvenliği giderek bozuldu. Savş sonrasında Çeçenistan nüfusunun % 80’i fakirlik sınırının altında yaşamaktaydı.

Dinî ideoloji değişik gruplar arasında gücü birleştirme aracı olarak kullanılmaya başlandı. Bunun neticesinde Çeçenistan’da dinî-siyasî bir hareket olarak ortaya çıkan Vahabîlik özellikle işsiz gençler arasında güç kazanmaya başladı.

Çeçenistan 1994-1996 yılları arasındaki Çeçen-Rus savaşının toplum üzerinde bıraktığı ağır sosyal ve ekonomik tahribatı gideremeden 1999 yılı Eylül ayında ikinci kez Rus işgaline uğrayarak büyük bir yara daha aldı.

Çeçenistan dış maddî yardımlar olmadan savaş sebebiyle ortaya çıkan zararı ortadan kaldırabilecek ya da tahrip olan altyapısını ve sosyo-ekonomik sistemini yeniden inşa edebilecek güçte değildir. Bu bakımdan Rusya’dan bağımsızlığını ilan eden Çeçenistan’ın içine düştüğü güç durumun Kafkasya halklarının bağımsızlık istekleri için Rusya ile savaşmalarına iyi bir örnek teşkil etmesi mümkün görünmemektedir.

Çeçen-Rus savaşının Dağıstan’a yayılma ihtimaline gelince, Dağıstan Çeçenistan’dan çok farklı bir etnik ve sosyal yapıya sahiptir. Bu etno-sosyal yapı Dağıstan’ın siyasî yapısını ve etnik gruplar arasındaki ilişkileri şekillendirmektedir.

Etnik yapı açısından Kafkasya’nın en karmaşık bölgesi olan Dağıstan’da değişik dil ve lehçelerde konuşan otuzdan fazla etnik grup yaşamaktadır. Sovyetler Birliği döneminde bu etnik grupların sayısı konuştukları lehçelerin birleştirilmesiyle kağıt üzerinde on’a indirilmiştir. Dağıstan’daki bu on etnik grubun genel nüfusa oranları şöyledir:

Avar %27.2, Dargı %15.6, Kumuk %12.9, Lezgi %11.3, Lak %5.1, Tabasaran %4.3, Nogay %1.6, Rutul %0.8, Agul %0.8, Tsahur %0.3 (Tavkul 1999).

Dağıstan’da bu on resmî etnik grubun dışında azınlık etnik gruplar olarak Ruslar, Rus Kazakları, Çeçenler, Azeriler, Tatlar ve Dağ Yahudileri de yaşamaktadır.

Dağıstan’daki etnik gruplar arasındaki uyumlu düzenin bazı sebepleri vardır. Dağıstan’da hiçbir etnik grup tek başına Dağıstan’ın yönetiminde söz sahibi olamayacağı için, Dağıstan’daki etnik gruplar arasında bir iş birliği zorunluluk haline gelmiştir.

Ancak Dağıstan’daki etnik gruplar arasında Sovyetler Birliği döneminde ortaya çıkan toprak ve sınır meseleleri etnik çatışmalara dönüşmüştür. Dağıstan’daki etnik gruplar Birleşik Dağıstan fikrinden uzaklaşarak Rusya’ya bağlı kendi özerk bölge ya da cumhuriyetlerini kurma ideali peşine düşmüşlerdir. Ekilebilir toprakların azlığı ve siyasî gücün demografik büyüme ile birlikte etnik gruplar arasında eşit paylaşılmaması Dağıstan’a iç etnik hareketlenmeyi kışkırtmakta ve etnik grupların siyasî özerklik talep etmelerine sebep olmaktadır (Tavkul 1999).

Bugün Dağıstan’da Kumuklar ile Avar, Lak, Dargı ve Lezgiler arasında, Çeçenler ile Lak ve Avarlar arasında, Lezgiler ile Azerbaycan arasında, Ruslar ile Avarlar arasında çözümü güç etnik problemler ve sınır meseleleri vardır.

Etnik ve siyasî karmaşanın yanı sıra Dağıstan sosyal ve ekonomik sıkıntıları da büyük olan bir bölgedir. Rusya Federasyonu içindeki en fakir cumhuriyetlerden biri olan Dağıstan’ın % 80 oranında açık veren bir bütçesi vardır. Devlet gelirleri kamu harcamalarının yalnızca % 3.7’sini karşılayabilmektedir. Dağıstan ekonomisi tamamen Moskova’dan sağlanan para yardımına dayanmaktadır. Kayıtdışı ekonomi ve kara para Dağıstan’da artan oranlarda etkili hale gelmektedir. Kontrol edilemeyen ve vergi dışı kara para ekonomisi Dağıstan’da cumhuriyetin gelirlerinin yaklaşık % 70’ini meydana getirmektedir ve bu oran giderek artmaktadır.

Moskova’nın desteği olmadan Dağıstan ekonomisinin ayakta durması imkânsızdır. Bu ekonomik gerçek Dağıstan’ın Rusya’dan bağımsızlığını ilan etmesinin ne kadar güç bir tercih olacağını da açıklamaktadır. Dolayısıyla Dağıstan’daki etnik grupların aynı ideal etrafında birleşerek Dağıstan’ın Rusya’dan bağımsızlığını kazanma mücadelesini başlatmalarına siyasî, ekonomik ve sosyolojik açıdan imkân yoktur. Küçük dinî grupların dışında Dağıstanlılar Çeçen-Rus savaşına destek olmamışlardır.

Kafkasların orta ve batı kısımlarında yaşamakta olan Oset, Karaçay-Malkar, Adige ve Abaza halklarının da Çeçen-Rus savaşının etkisiyle Rusya’ya karşı bir bağımsızlık mücadelesine girmeleri mümkün değildir. Başlı başına bir makale konusu olacak bu konuyu kısaca özetlersek orta Kafkaslar’da tarih boyunca Rusya’nın müttefiki olarak yaşamış olan Osetler’in Rusya’dan bağımsızlık istemeleri ve bunun için mücadele etmeleri imkânsız görünmektedir. Osetler’in hem İnguşlar ile, hem de Güney Osetya meselesi sebebiyle Gürcistan ile etnik ve siyasî problemleri mevcuttur. Rusya bu meselelerde Osetlerin arkasındadır.

Batı Kafkaslar’da ise Abhaz-Abazin halklarını da yanlarına alan Adigeler Kabardey’den Karadeniz’e kadar uzanan bölgede “Büyük Adigey (Çerkezistan)” devletini kurma gayreti içindedirler ve bu bölgede önemli bir etnik grup olan Karaçay-Malkar Türkleri ile etnik ve siyasî çatışmaya girmişlerdir.

Batı ve Orta Kafkasya halklarının şimdilik Rusya’dan bağımsızlık isteklerinin bulunmadığı ve Çeçen-Rus savaşının bu bölgelerdeki siyasî yapıyı etkilemediği görülmektedir.

İkinci Çeçen-Rus savaşı da büyük bir Kafkas-Rus savaşına dönüşmeden Çeçenistan sınırları içinde sona erecek bir bölgesel çatışma olarak kalacaktır.

Kaynakça:

Bobrovnikov, Vladimir. “Ethnic Migrations and Problems of Security in the Republic of Dagestan” Caucasian Regional Studies, 2 (1), 1997.

Goble, Paul A. “Islam Matters in Chechnya-But Not the Way Many In” Prism, 1 (5); June 2, 1995.

Matveeva, Anna. “The Impact of Instability in Chechnya on Daghestan” Caspian Crossroads Magazine, 3 (3), Winter 1998.

Tavkul, Ufuk. “Kafkasya: Etnik, Sosyal, Siyasî Problemler” KÖK Araştırmalar, 1 (1), Bahar 1999, 187-217.

Tavkul, Ufuk. “Kafkasyanın Jeopolitik Konumu İçerisinde Rusya Açısından Çeçenistan’ın Stratejik Önemi” KÖK Araştırmalar, 1 (2), Güz 1999, 249-260.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 13
Dün Tekil 1046
Bugün Tekil 520
Toplam Tekil 4277465
IP 18.118.140.78






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























21 Cemaziye'l-Evvel 1446
Kas m 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


K peklerin dudaklar de di diye deniz kirlenmez.
(MEVLANA)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.382 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu