Özbekistan’ın Siyasal Sistemi - Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Özbekistan’ın Siyasal Sistemi - Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI
Tarih: 18.01.2012 > Kaç kez okundu? 9819

Paylaş


Uzun zamandan beri öğrencilerim ve okuyucularım tarafından Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra, bağımsızlıklarını kazanan Orta Asya ve Kafkasya’daki Cumhuriyetlerin siyasal sistemleri, siyasi tarihileri, yönetim şekilleri ve genel olarak siyasal yapılarıyla ilgili yazı yazmam doğrultusunda taleplerle karşı karşıyaydım. Önümüzdeki dönemlerde bu doğrultuda araştırma yazıları yazma düşüncesindeyim. Bu serinin ilk yazısını Özbekistan Cumhuriyeti (1) ile başlamak istiyorum. Bildiğimiz gibi Özbekistan Orta Asya coğrafyasının tam ortasında yer almaktadır. Orta Asya devletlerini oluşturan Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Tacikistan’la sınırı olan ve onların tam ortasında önemli bir coğrafyayı kapsayan konuma sahiptir.

Afganistan’la da kara sınırı bulunmasından dolayı çok önemli stratejik ve jeopolitik konuma sahiptir. Ayrıca Orta Asya coğrafyasının ekonomik ve tarımsal yaşamında önemli yer tutan Sırı-Derya Nehri’nin(2) bu ülkenin doğudan başlayarak boydan boya akarak Kazakistan’a ulaşması yine aynı şekilde Amuderya(3), Zerefşan(4) gibi önemli nehirlerin bu ülkenin sınırları içinde bulunması; Aral gölü, ve Ferğana Vadisinin(5) büyük kısmı bu ülkede bulunması ve başka nehirlerin(6) bu ülke topraklarında akması, Aral Gölünün(7) bu ülkeyle Özbekistan arasında bulunması ülkenin önemini artırmaktadır. Orta Asya devletleri çeşitli coğrafi, ekonomik, kültürel, tarihi , kalkınmışlık, yer altı kaynakları ve dinsel özellilerinden dolayı birbirleri ve dünya ile olan münasebetlerinde farklılıklar göstermektedirler bu bağlamda Özbekistan’ın özeliklerine bakacak olursak:

1. Özbekistan Orta Asya’nın kalbinde kuzeyden Rusya, güneyden İslam dünyası, Doğudan Çin, Batıdan ise Avrupa’nın kesiştiği noktada bulunmasından dolayı önemli jeopolitik konuma sahiptir.

2. Ülkenin doğrudan doğruya açık denizlere sınırı bulunmamasından dolayı bu ülkeyi de diğer Orta Asya devletleri gibi yalnızca güney komşuları aracılığı ile açık denizlere açılma şansı bulunmaktadır.

3. Özbekistan da önemli miktarda gaz, petrol, altın ve taş kömürü madenleri bulunmaktadır. Ayrıca ülke toprakları dünyanın en kaliteli pamuğunun üretilmesine, yine diğer tarım ürünlerinin yetişmesine müsaittir. Ülke toprakları su ve iklime bakımından her türlü tarım ürününün yetişmesine elverişlidir. Özbekistan dünyanın 3. En önemli pamuk üreticisi ve 7. En önemli altın üreticisidir. (8)

4. Özbek halkı İslami inanç ve kültürüyle çok eskilere dayanan sağlam bağlara sahiptir. Özbekistan Türk İslam Medeniyetinin yükselişinin en bariz örneklerinden biridir. Bu hüviyet ülkeye önemli ayrıcalık ve değerler katmaktadır.

5. Özbekistan eski çağlardan günümüze dek Orta Asya’yı batıya bağlayan İpek Yolu (9) ve diğer ticari güzergâhların üzerinde bulunmaktadır. Doğuyla batı arasındaki kültürel ve ekonomik mübadelenin tam ortasında yer almıştır. Özbekistan’ın ortasından geçen İpek Yolu ve Baharat Yolu üzerinden Çinlilerin pusula, barut, matbaa gibi keşifleri, ticari meta ve baharatı batıya ulaşmış, batı medeniyetinin ürünleri de doğuya intikal etmiştir.

6. Semerkant, Buhara , Taşkent , Hiva , Nemengan , Andijan ,Termez ve başka pek çok tarihi kentin bu ülke sınırları içinde bulunması Türk İslam Medeniyeti ve insanlık tarihi bakımından çok önem arz etmektedir. Bu konuyu ayrıntılı şekilde ‘Özbekistan ve UNESCO İlişkileri’ (10) başlıklı yazımda incelemeye çalışmıştım.

7. Özbekistan ekonomik ve yer altı kaynakları bakımından çok zengin bir ülkedir. Dünyanın ikinci pamuk ihracatçısı, dünyanın ikinci büyük üreticisi,

Dünyanın dördüncü altın kaynaklarının bulunduğu, dünyanın yedinci altın ihracatçısı, dünyanın dördüncü uranyum üreticisi, dünyanın onuncu bakır maden yataklarının bulunması konumundadır.(11)

Yukarıdaki nedenlerden dolayı Özbekistan’ın önemi ortaya çıkmaktadır. Bu ülkenin insani coğrafyasını ele aldığımızda Özbek halkının Orta Asya’daki diğer halklara nazaran çok eski yıllardan beri yerleşik bir düzende yaşamlarını sürdürmelerine şahit oluyoruz. Bin yıllardan beri kent kültürünün hakim olduğu bu ülkede ticaretin ekonomik yaşamda önemli bir fonksiyonunun yanı sıra halkın eğitim ve dini inanç değerlerinin bu coğrafyadaki diğer halklara nazaran yüksek olması karşımıza ulusal bilinç ve Özbeklik hüviyeti çerçevesinde kendilerini farklı olarak haklı hisseden bir milletle karşı karşıya bırakmaktadır.

Günümüzden 1100 yıl önce Buhara ve Semerkant İslam dininin o çağın en önemli eğitim merkezlerinden birisi konumundaydılar. Ayrıca Özbekistan’ın çeşitli kentlerinden çağın en önemli tasavvuf merkezleri faaliyet göstermekteydiler. Örneğin Büyük Sufi Necmettin Kübra (1145-1221 M.S) Hiva kentinde “kübreviye” diye adlandırılan tarikatı kurmuştur. Bahattin Nakşibendi yine Nakşibendi diye adlandırılan bugün İslam aleminde önemli sayıda müridi bulunan Nakşibendi Tarikatını Buhara’da kurmuştur. 1543 yılında Emir Abdulaziz Han kendisi için büyük bir anıt mezar yaptırmıştır(12) .

Özbekistan’ın bağımsızlığını kazandıktan sonra eski Cumhurbaşkanlarımızdan Turgut Özal söz konusu türbeyi restore ettirmiştir. Yine büyük din âlimi İsmail Buhari de o coğrafyadan çıkmış anıt mezarı şuanda Buhara kentinin yanında bulunmaktadır (13). Her iki anıt mezarda günümüzde Özbek halkının ve ülkeyi ziyaret eden turistlerin en önemli uğrak yerlerindendir. Orta Asya’da görev yaptığım sırada bu iki nadide kültürel muhteşem yapıtları ve bu güzel ülkenin hemen hemen her karış toprağındaki tarihi eserleri ve büyük medeniyetimizin şaheser tarihi ve turistlik yerlerini gezme ve görme şansım olmuştur.

Kuşkusuz Özbeklerin yaşadığı Orta Asya’nın her noktasında dini medreseler, tüllabiyeler, türbeler, camiler , külliyelerin ve benzer kurumların varlığına rastlıyoruz. Bu medeniyet ve kültür merkezlerinde pek çok alimin söz konusu kurumlarda yetişerek halkın inanç değerlerini pekiştirmeleri, katkı sağladığı unutulmaması gereken bir gerçektir. Söz konusu merkezlerden Taşkent, Buhara, Semerkant ve diğer medeniyet merkezlerinde kütüphanelerde nadide el yazmaları başta olmak üzere önemli eserlerin yer alması, ziyalı insanların birer kültür ve medeniyet temsilcisi olarak etraflarını aydınlatmaları Özbek insanına özel bir kimlik kazandırmıştır. Ayrıca ülkenin belli bölgelerinde kökten dinci hareketlerin halk nezdinde taraftar bulması kitlelerin dine bağlılıklarının belirgin bir göstergesidir.

Öte yandan bu özelikler doğrultusunda Özbekistan özellikle 11 eylül saldırısından sonra ABD’nin dikkatini çekmiş, hatta bu ilgi çerçevesinde Afganistan’daki Taliban yönetimini devirme sürecinde ABD kasım 2001’e kadar Özbekistan’ın karşı kentindeki Hanabat bölgesinde K2 adında ki askeri üssü bir lojistik ve hava ikmal merkezi olarak kullanmıştır. Söz konusu üs o tarihte Özbekistan’ın da üyesi bulunduğu Şanghay İşbirliği Örgütü’nün Kazakistan’ın başkenti Astana’da yaptığı toplantıda ABD’nden kendi üyeleri devletlerden askeri birliklerini çıkarma talebi karşısında Özbekistan’ında ABD’nin insan hakları ve benzer konuları bahane ederek iç işlerine karışma bahanesine karşılık olarak üssü kapatma kararı almıştır.



Özbekistan’ın Kısa Siyasi Tarihi:



A) Sovyetler Birliği Öncesi :

Tarihi kaynaklara göre bu bölge eski zamanlardan beri bir çok medeniyette ev sahipliği yapmıştır. M.Ö 6.yy.da bölgenin büyük kısmı Pers İmparatorluğu hâkimiyetindeyken M.Ö 329 yılında Büyük İskender’in hâkimiyetine girmiştir. M.S 1. Asırda Kuşaniler’in hâkimiyeti daha sonra Monahalar’ın egemenlerine girmiş, 6. y.y kadar Türk hakanlarının hâkimiyeti alanına gelmiştir. M.S 7. Yüzyılda Müslümanlar buraya ulaşmıştır(14).Hicretin 85. Yılında Emevi Hükümdarı Kuteybe bin Müslim Emevi halifesi tarafından Horasan Valiliğine atanınca bütün bölge onun hâkimiyeti alanına girmiştir. Abbasi Halifeleri döneminde Tahiriler ve Seffariler bölgeye hakim olmuşlardır.

Samaniler 9.yüzyılında bugün Maveraünnehir (15) diye adlandırılan bölgeye hakim olmuşlardır. Bölge o dönemde çağın en şaşalı medeniyet ve kültür merkezi konumundaydı. Günümüze de ulaşan pek çok tarihi bina, medrese, han ve kale o dönemlere aittir. Buhara da güzel bir parkın içinde yer alan İsmail Samani’nin anıt mezarı ve yine kente hakim bir tepe üzerinde kurulu bulunan Buhara kalesi bünyesinde barındırdığı müze ve tarihi yapıtlarıyla ziyaretçilerini derinden etkilemektedir.

Samanı hükümeti M.S 999 yılında Karahan’lılar tarafından devrildi. Daha sonra M.S 12 yy. da Selçuklular bölgeye hâkim oldular. M.S 1219 Moğolların saldırısıyla kısa sürede bütün Orta Asya acımasız Moğolların atları altında kalarak harap olunca birkaç ay içerisinde Semerkant, Buhara, Harezm ve diğer önemli merkezler telafisi mümkün olmayacak hasarlara uğradılar. Daha o tarihlerde bütün alt yapısı ve olanaklarıyla halkının müreffeh bir şekilde yaşam sürdüğü halen kalıntılarında da görüldüğü gibi kanalizasyon ve sulama sistemi dahil çağın en modern yerleşim merkezleri Moğol askerlerince yerle bir edildi . Uzun bir suskunluk ve karanlık dönemden sonra nihayet 14.asırda Emir Timur’un hâkimiyeti sırasında Semerkant tekrar başkent olarak eski şaşalı dönemine geri döndü. 15.yüzyılda Özbek asıllı Muhammed Han Şeybani Semerkant’ı ele geçirerek Özbeklerin hâkimiyetini kırmış oldu. O dönemde Şeybaniler ve İran’da iktidarda bulunan Safevi Hükümdarları arasında önemli savaşlar yaşanmış, 1740 yılında İran Hükümdarı Nadir şah Afşar bölgeyi ele geçirmiştir.

18.yüzyılda Özbek Hanlarının anlaşmazlığı sonucunda Maveraünnehir bölgesi Buhara, Hiva ve Hokka olmak üzere üçe bölünmüştür. Ruslar, 18 yy Kazakistan’ı ele geçirmiştir. Daha sonra 1865 yılında Taşkent’i, 1868 yılında Semerkant ve Buhara’yı, 1876 yılında da Hiva’yı ele geçirerek bütün Maverünnehire hakim olmuşlardır. 1886 yılında bölgenin adı Türkistan olarak değiştirilmiş ve Taşkent merkez olarak seçilmiştir.1906 yılında Rusya’daki Urenborg’ u Taşkent’te bağlayan demir yolunun açılışıyla bölgenin Rusya’yla irtibatı sağlanması hedeflenmiştir.1917 yılında Sovyet devriminden sonra ‘Taşkent’te Sovyet Hükümeti’ kurulmuş 1918 yılında ise Özbekistan’ında bir parçası olduğu ‘Özerk Türkistan Sosyalist Cumhuriyeti’ kurulmuştur.

27 Ocak 1924 yılında Türkistan 5 bölgeye ayrılmış, Tacikistan Özbekistan’a bağlanmıştır. 1929 yılında Tacikistan Özbekistan’dan ayrılmış özerk bir Cumhuriyet konumuna gelmiştir. Buna karşılık 1936 yılında ‘Kara Kalpak Özerk Cumhuriyeti’ Özbekistan’a verilmiştir. 1963 yılında dönemin Özbekistan Komünist Partisi Genel Sekreteri Şeref Reşidov ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi Gelen Sekreteri Leonid Brejnev in kişisel dostlukları sonucunda Kazakistan topraklarının bir kısmı Özbekistan’a verilmiştir

B) Sovyetler Birliği Dönemi



1991 yılı itibariyle Sovyetler birliğinin dağılmasıyla birlikte Ağustos 1991 yılında Sovyetler birliği Komünist partisinin iktidardan düşmesiyle birlikte Orta Asya’daki komünist partileri de dağılma sürecine girmişlerdir. 14 Eylül 1991 yılında ‘Özbekistan Komünist Partisinin’ kapatılmasının ardından ‘Demokratik Halk Partisinin’ kurulduğu ilan edildi. Önemli değişiklikler yapılmasına rağmen yeni kurulan parti komünist partisinin ideoloji, siyasal yapı ve imkanlarıyla birlikte bütün mal varlığına hâkim oldu.

Ekim ayının 29’unda ülke bağımsızlığına kavuşurken komünist partisi birinci sekreteri olan İslam Kerimov oyların %86’sını alarak Cumhurbaşkanlığı makamına geldi. Nisan1995’de yapılan referandum ile İslam Kerimov’un Cumhurbaşkanlığı süresi 2000 yılına kadar uzatıldı. Daha sonra yapılan seçimlerle de İslam Kerimov’un Cumhurbaşkanlığı süreci uzatılmış halen ülkenin tek söz sahibi olan güçlü başkanı konumundadır.



Özbekistan Anayasa’sı



Özbekistan Anayasa’sı 8 Eylül 1992 yılında Özbekistan Yüksek Konseyinin 11. Toplantısında onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Anayasa 6 bölüm, 26 asıl toplam 128 maddeden oluşmaktadır. 24 Nisan 2003 yılında anayasada değişiklikler yapılarak kimi batılı ülkelerin anayasalarından faydalanılmıştır(16). Ayrıca 2006 yılında da Cumhurbaşkanı Kerimov’un önerileriyle “Demokrasinin gelişmesi, yeni idarecilik ve siyasi partilerin ülke demokrasilerine katkıları” hedefiyle anayasanın 89-93 ve 102’ci maddeleri değiştirilmiştir.

Özbekistan Anayasasının öne çıkan özelliklerinden biri 15. Maddede tecelli etmiştir. Buna göre bütün devlet daireleri, sendikalar ve vatandaşlar anayasaya uymak zorunlulukları vardır. Ayrıca anayasanın 16.Maddesi gereğince hiçbir kanun ve hukuk belgesi anayasaya aykırı olamaz ve hüküm taşıyamaz. Ayrıca anayasanın 127.Maddesi de anayasa değişikliklerini Özbekistan Yüksek Meclisi temsilcilerinin en az üçte ikisinin onayıyla değiştirilmesini ön görmüştür. Özbekistan Anayasasının öngördüğüne göre bu ülke demokratik bir cumhuriyet olup bağımsız yasama, yürütme ve yargı erklerinden oluşmaktadır.

Buna rağmen Özbekistan siyasal sitemini yakından takip edenlerinde bildiği gibi bu ülkede yürütme erki çok güçlü bir konumda bulunduğundan, yasama ve yargı bu üstün güce endeksli olarak faaliyet göstermektedirler.



Yürütme Erki



Özbekistan’da Cumhurbaşkanı yürütmenin başı, hükümetin başkanı, bakanlar kurulunun başkanı, aynı zamanda silahlı kuvvetlerin de başkomutanıdır(17). En önemli stratejik kararlar cumhurbaşkanı makamınca alınmaktadır. Savaş ilanı, olağanüstü durum ilanı, sıkıyönetim ilanı, üst düzey makamların atanması veya görevden alınması Cumhurbaşkanının yetkileri arasındadır. Cumhurbaşkanı beş yıl için genel seçim ve halkın oyuyla iktidara gelmektedir. Bu süreler uzatılabilmektedir.

2006 yılında Anayasada yapılan değişikliklere göre Anayasa’nın 89. Maddesi “Cumhurbaşkanı Özbekistan’ın yürütmesinin başı olduğunu ve devletin bütün kurum ve işleyişine hâkim olarak nitelendirmiştir.”Cumhurbaşkanı 35 yaşını doldurmuş Özbekçeye hâkim ve seçimlerden önce en az 10 yıl Özbekistan topraklarında ikamet etmiş Özbek vatandaşları arasından seçilmektedir(18). Cumhurbaşkanının görevleri arasında üst düzey komutanların, diplomatların atanması ve görevden alınma yetkisi de bulunmaktadır.

Bakanlar Kurulu üyeleri, Başbakan, Başbakan birinci Yardımcısı, Bakan Yardımcıları, Baş Savcı ve Yardımcıları, Bas yargıç ve yardımcıları, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Yardımcılarının, üst düzey Savcı ve Yargıçların , Merkez Bankası Başkanı v.b üst düzey bürokratların atanması Cumhurbaşkanı tarafından yapıldıktan sonra Yüksek Meclisin onaylamasıyla gerekleştirilmektedir. Anayasa’nın 93. Maddesi Cumhurbaşkanı’na tanıdığı yetki, görev ve sorumlulukları ise şöyledir ;

• Anayasanın tam olarak uygulanmasını ve bütün vatandaşların hak ve hukuklarının güvence altına alınmasını sağlamak.

• Ülkenin toprak bütünlüğünü, güvenliğini ve bağımsızlığını korumak.

• Ulusal ve uluslar arası sorunların çözümlenmesinde etkin rol almak.

• Özbekistan ile diğer ülkeler arasında müzakereler yürütmek, antlaşmalar ve kararları imzalamak.

• Yabancı diplomatların güven mektubunu kabul etmek.

• Özbekistan’ın dış ülkelerde görev yapacak olan diplomatlarını atamak ve görevden almak.

• Ülkenin iç ve dış sorunlarını içeren yıllık raporu Yüksek Meclise sunmak.

• Bakanlar kurulunu oluşturmak.

• Yüksek Meclisin onayı alarak bakanları atayıp görevden almak.

• Yüksek Meclisin onayı alarak Başbakan Birinci Yardımcısı, Bakan Yardımcıları ve Baş Savcıyı atamak.

• Anayasa Mahkemesinin, Yüksek Mahkeme’nin ( yüksek adalet divanı), Yüksek Ekonomi Mahkeme’sinin, Merkez Bankası Yönetim Kurulu Başkanı ve Çevre Koruma Komitesi Başkanını Yüksek Meclisin onayına alarak atamak..

• İllerin ve ilçelerin Hakim ve Savcılarını atamak ve görevden almak.

• Valilerin ve Kaymakamların atanmasını yapmak ve görevden alınmasını sağlamak.

• Yüksek Meclisçe kabul edilen yasaları onaylamak.

• Ülkede olağanüstü durumunu ilan ederek meclise bildirmek.

• Genel Kurmay Başkanı ve Ordu’nun bütün üst düzey komutanlarını atamak ve görevden almak.

• Ülke güvenliği tehlikeye düştüğünde savaş ilan ederek onay için meclise sunmak.

• Devlet üstün hizmet madalyaları ve unvanların verilme yetkisi.

• Ülkede güvenliği sağlamak.



Yürütmenin diğer üst düzey makamları Cumhurbaşkanı’nca Meclisin onayını alınarak atanan Bakanlar Kurulu ve Başbakandadır. Bakanlar Kurulu Cumhurbaşkanı karşısında sorumludurlar. Cumhurbaşkanı ekonomik, sosyal, kültürel ve diğer hususlarda gereken tavsiyeleri, izlenecek yol ve benimsenecek tutumu bakanlar kuruluna bildirmektedir.

Özbekistan Bakanlar Kurulu 24 kişiden oluşmaktadır. Bunlar bir başbakan, 7 Başbakan Yardımcısı, 10 bakan ve 6 Devlet Komitesi Başkanları oluşmaktadır. Başbakan Yardımcıları Cumhurbaşkanı tarafından atanmaktadırlar. Başbakanın onların atanmasında rolü yoktur. Başbakan Yardımcıları Cumhurbaşkanının emrinde görev yapmaktadırlar(19). Devlet Komitesi Başkanları ise Bakan düzeyinde olup Bakanlar Komitesi üyesidirler. Ayrıca Karakalpakistan(20) Cumhurbaşkanı da Özbekistan bakanlar kurulu üyesidir.



Yasama Erki



Özbekistan Milli Meclisi Eylül 1994’te Yüksek Konseyin yerine kurulmuş ülkenin en yüksek yasama meclisi konumundadır. 2002 yılındaki referandum gereği iki meclisten oluşturulmuştur . Birincisi Yasama Meclisi veya ‘Alî Meclis’ diğeri ‘Senato’ veya ‘Üst Meclis’ dir . Anayasa değişikliğinden önce Özbekistan Yüksek Meclisi beş yıl için seçilen senede İki kez toplanan iki yüz elli üyeden oluşan Cumhurbaşkanı’nın hükümlerini onaylayan sembolik bir kurum konumundaydı. Ama 2002 anayasa değişikliklerinden sonra iki meclisin oluşturulmuştur. Bunlar:

-Beş yıl için seçilen yüz yirmi üyeli ‘Özbekistan Yüksek Meclisi’ dir . Yüz yirmi üyeli bu meclisin milletvekilleri, 12 il ( Taşkenet, Andijan, Buhara, Ferğana, Cizzak, Kaşki Derya, Xarezm, Nemengan, Nevai, Samerkend, Surxan Derya, Siri Derya ) ve Karakalpakistan Özerk Cumhuriyetinden seçilmektedir.

-Yüz üyeli ‘ Özbekistan Senato’sunun üyelerinin on altısı Cumhurbaşkanı tarafından, diğer seksen dördü ise Yerel Konseyler tarafından seçilmektedirler. Senato Başkanı Cumhurbaşkanı tarafından atanmaktadır. Anayasa gereğince ‘Özbekistan Yüksek Meclisi’ nin görevleri şöyledir :

• Özbekistan anayasasında değişiklikler yaparak onaylanması.

• Yeni yasalar çıkarmak ve yürürlükte olan yasalarda değişiklik yapmak.

• Ülkenin iç ve dış politikasını saptamak.

• Yasama, yürütme ve yargı sisteminin görev ve yetkilerini belirlemek.

• Yeni devlet teşkilatları kurmak ve gerektiğinde eski kurumları kapatmak.

• Gümrük, döviz ve kredi politikası oluşturarak bu konularla ilgilenmek.

• Ülkenin bütçesini oluşturmak ve denetlemek.

• Ülkenin idari meseleleriyle ilgilenmek.

• Özbekistan’ın sınır hatlarını belirlemek ve değişiklikleri yapmak.

• Meclis seçimlerini planlamak.

• Cumhurbaşkanı seçimleri tarihini belirlemek.

• Cumhurbaşkanınca atanan Başbakan, Bakanlar, Bakan Yardımcıları ve diğer üst makamların atanmasını onaylamak.

• Cumhurbaşkanı’nın emriyle yeni kurulan veya fesih edilen bakanlıkların oluşturma kararını onaylamak.

• Cumhurbaşkanı’nın genel seferberlik ve olağan üstü durum ilalına dair emirlerini onaylamak.

• Uluslrarası antlaşmaları onaylamak.

• Yeni idari birimler( iller) oluşturmak, mevcut illerin adlarını değiştirmek



Milli Meclisin toplantıları milletvekillerinin üçte iki sinin katılmasıyla başkent de yapılan muhteşem müstakillik (bağımsızlık) meydanının yanında inşa edilen dev gök mavi renkli kubbesiyle dikkat çeken Alî Meclis binasında yapılmaktadır. Toplantıya Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu Üyeleri, Yüksek Yargı Üyeleri, Baş Savcı ve Merkez Bankası Başkanı da katılabilmektedirler. Yüksek Meclisin Başkanı ve Yardımcısı Milletvekillerinin gizli oyuyla seçilmektedirler(21).



Yargı Erki

Yargı Erki Özbekistan anayasası gereğince diğer erklerden bağımsızdır. Buna rağmen başta ülkenin en üst yargı organı olan’ Yüksek Adalet Divanı’ ve diğer üst dereceli mahkemelerin başkanları Cumhurbaşkanının önerisiyle Yüksek Meclis tarafından atanması yargı erkinin tam olarak bağımsız konumda bulunmadığına dair eleştirilere neden olmaktadır. . Yargı sitemi dört yüksek dereceli mahkemeden oluşmaktadır . Bunlar :

• Anayasa mahkemesi

• Yüksek Adalet Divanı

• Yüksek Ekonomi Mahkemesi

• Yüksek uyuşmazlık Mahkemesi.

Bu mahkemelerin başkanları beş yıl için atanmaktadır. Diğer il, ilçe ve yine Taşkent mahkemeleri ise Adalet kurumunun taşra ve yerel örgütleridirler.



Özbekistan Anayasa Mahkemesinin görevleri:

• Yüksek Meclisin onayladığı kanunların meşruiyet ve anayasa uygunluğu konusunda karar vermek.

• Cumhurbaşkanı’nın kararlarının kanuniliğini değerlendirmek.

• Devlet ve yerel makamların kararlarını denetlemek.

• Uluslararası antlaşma ve sözleşmeleri denetlemek.

• Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti’nin Anayasa ve diğer yasalarının Özbekistan Anayasasına uygunluğunu denetlemek.

Diğer üst dereceli mahkemelerde anayasanın çizdiği görev ve sorumlulukları çerçevesinde yargı görevlerini yerine getirmektedirler.



Özbekistan’da Faaliyet Gösteren Siyasi Partiler:



Özbekistan koşulları gereği halen demokratik parlamenter sisteme geçişte önemli sorunlarla karşı karşıyadır. Bu ülkede batı standartlarındaki rejimlerdeki gibi siyasal partiler, muhalefet partileri ve basın özgürlüğünde bazı sıkıntıların ve sorunların yaşandığı bilinmektedir. Özellikle siyasi partiler faaliyet alanları ve çalışma sahalarında bazı kısıtlamalarla karşı karşıya bulunmaktadırlar. Siyasal sisteme ve Cumhurbaşkanına tam sadakat ve bağlılıklarına kuşku duyulmayan siyasi hareketler ve partiler serbest faaliyet sahası bulmaktadırlar. Ülkenin en önemli parti ve siyasal hareketleri şöyledir :

-‘Demokratik Halk Partisi’: 15 Ekim 1991’de kurulan bu parti mensupları mecliste çoğunluğu oluşturmaktadırlar. Partinin yayın organları “Uzbekistan Ovozi” ve” Golos Uzbekistana” partinin başkanlığını Abdül Hafız Celalov yapmaktadır. Devletin üst düzey yöneticilerinin hemen hemen hepsi bu partinin mensubudurlar.

‘-Sosyal Demokrat Adalet Partisi’: 18 Şubat 1995’de kurulan bu pati dönem dönem azda olsa küçük gruplarla Milli Mecliste temsil edilmiştir. Partinin genel başkanı T.Daminov olup yayın organının adı ‘Adalet gazetesidir’.

-‘Demokratik Özgürlük Partisi’ (Erk Partisi): 11 Nisan 1990’da muhalif liderlerden Muhammed Salih tarafından kurulan bu siyasi hareket çok partili demokratik sistem, serbest ekonomik , özel mülkiyet ekonomik reformlar v.b planlarıyla ortaya çıkınca parti, 1992 yılında kapatıldı. Mal varlığına el konuldu. Lideri ise yurt dışına kaçmak zorunda kaldı.

-‘İsar Partisi’ (Özveri Partisi) : 4 Ocak 1999 yılında sanatçılar işçiler,aydınlar ve orta tabaka mensupları tarafından kurulmuştur. Mecliste temsil edilmektedir. Partinin yayın organı ‘Vatan Gazetesi’ olup genel başkanı Akhtam Tursunov dır. 2000 yılında ‘Vatanın İlerleme Partisinde’ bu Partiye katılmıştır.

‘-Milli Demokratik İhya Partisi’: 9 Temmuz 1995’te aydınlar, araştırmacılar, sanatçılar v.b gruplar tarafından kurulan parti mecliste temsil edilmektedir. Yayın organı’ Milli İhya Gazetesi’ olup genel Başkanı İbrahim Gafirof’tur.

-‘Halkçı Birlik Partisi’: Batıcı ve liberal bir anlayışa sahiptir

-‘Yenilik Partisi’: İslâmi bir siyaseti benimseyen bu partinin fikirleri çoğunlukla Doğu Özbekistan’daki Namangan Fergana ve Andijan illerindeki halk tarafından benimsenmektedir.



Türkiye ile İlişkiler ve Sonuç Yerine,,



Özbekistan bulunduğu konum itibariyle Orta Asya devletlerinin tam ortasında bulunduğundan Orta Asya bölgesinde jeostratejik ve jeoekonomi bakımından büyük önem arz etmektedir. Özbekistan ile tarihsel, dinsel, kültürel, ortak dil ve pek çok benzer hususlarla çok yakın hatta ortak mirasa ve değerlere sahip olmamıza rağmen siyasi, ekonomik ve diğer alanlardaki ilişkilerimiz yeteri kadar tatmin edici bir durumda değildir. O coğrafya da uzun yıllar bulunan birisi olarak söyleyebilirim ki Özbek halkı Anadolu insanına her yönden bu dünyada belki de en yakın halklardan birisidir. Sıcak, sevecen, candan ve inanılmayacak derecedeki misafirperverlikleriyle Özbekler çok istisnai bir halktırlar.

Türk İslam medeniyetinin en önemli hatta en başta gelen gelişme merkezi olan Özbekistan, uzun tarihi boyunca büyük Türk İslam medeniyetinin beşiği, merkezi ve gelişme coğrafyası olmuştur ve olmaktadır. Öte yandan bu ülke ekonomik ve yer altı zenginlikleri bakımından da çok önemli bir konumdadır. Dünyanın en kaliteli pamuğunu üretirken çok değerli yer altı ve yer üstü zenginliklere sahiptir.

Özbek insanı ise bin yıllardan beri gelişmiş kentlerde yaşadığından dolayı kent kültürün gereği olan ,manevi değerlerin üstünlüğü, dini inancın güçlülüğü, ticaret ve medeniyete dair her türlü olanakların kullanıldığı, Neşvu Nüma bulduğu bir coğrafya da yaşamışlardır. Özbekistan bu büyük medeniyetin merkezi konumundadır . Ülkemizle Özbekistan arasında var olan bütün ortak tarihi, kültürel,dini ve diğer müşterek mirasa rağmen iletişim kanaları yeterince kullanılmamakta, Türk halkı Özbekleri, Özbekler ise bizleri çok yakından tanıma şansı bulamamıştır.

Sovyetler Birliğinin dağılmasından yirmi yıl geçmesi ve bağımsız Özbekistan’ın yirmi yıldan beri dünya siyasal hayatında yaşamını sürdürmesine rağmen kalben ve ruhen ne kadarda bize yakınsa da bazı olumsuz şartlardan dolayı uzak gibi durmaktadır. Ne yazık ki pek çok girişime rağmen iki ülke arasındaki var olan problemlerin çözümünde halen yeterli mesafe alınmamıştır. İş adamlarımız ve yatırımcılarımız Orta Asya’nın diğer devletlerinde çok kolay yatırımlar yaparken o ülkelerin kalkınmasına katkı verirken Özbekistan’la ekonomik münasebetlerimiz belli bir aşamadan öteye gidememiştir. Buna paralel olarak siyasi kültürel ve diğer sahalarda da var olan büyük imkânlar ve olağan üstü potansiyel değerlendirilememiş ve kullanılamamıştır.

Özbekistan’da bulunan ve bizim açımızdan olağan üstü değerlere sahip ortak kültür ve medeniyet mirasımız olan Semerkant, Buhara, Hiva, Taşkent v.b yüzlerce kent, tarihi eser ve kültürel mirastan uzaktayız. Uygulanan katı vize rejimi ilişkilerin gelişmesinde önemli handikap olarak ortada durmaktadır. Bu olumsuzluk, ortak kültürel ve bilimsel araştırma sahalarında da kendini göstermektedir. Kazakistan’ın Türkistan kentinde ve yine Güney Kazakistan il merkezi Çimkent de faaliyet yürüten Ahmet Yesevi Uluslar Arası Türk-Kazak Üniversitesinde yıllardır görev yapan Türk Bilim Adamları Özbekistan’ın başkenti Taşkent’e yüz elli km mesafede bulunmalarına rağmen Taşkent’i, Semerkant’ı, Buhara’yı ve Özbekistan’ın diğer güzel kentlerini görmek için yanıp tutuşmalarına rağmen Özbekistan’dan vize alamamaktadırlar. Ortak konferanslar ve sempozyumlar düzenleyememektedirler. Kuşkusuz önümüzdeki dönemlerde iki ülke arasındaki ilişkiler ve münasebetler doğal seyrine ulaşarak karşılıklı iyi niyet ve hoşgörü çerçevesinde gereken düzeye eriştiğinde her iki devlet ve her iki halk bundan faydalanacak ve genel olarak ülkemizle Orta Asya Türk Devletleri arasındaki ilişkilerin gelişmesine ve pekişmesine fazlasıyla katkı sağlayacaktır.

Türkiye ekonomik gelişmişliğinin yanı sıra çağdaş demokrasisi, demokratik kurumların gelişmesi, siyasal istikrarı, temel hak ve özgürlüklerinin güvence altında bulunması yönleriyle bugün bütün Müslüman ülkelere rol model olacak konuma yükselmiştir. Dileriz ülkemiz bu yönleriyle dost ve kardeş ülkelere de katkı sağlayarak önümüzdeki asrın birbirlerinden çağdaş ve demokratik, bağımsız, pek çok Türk Devletinin bulunduğu bir dünyaya şahit oluruz.





*Giresun Üniversitesi İİBF öğretim üyesi

BİLGESAM Orta Asya Araştırmaları Enstitüsü Direktörü



Kara_agacli@yahoo.com











Dip notlar :



1. Özbekistan Cumhuriyeti: Özbekistan tarihi geçmişi, kültürel varlıkları, sıcak insanları, yer altı ve zengin yer üstü kaynaklarıyla Orta Asya’nın en önemli ülkelerinden birdir. 29.000.000 (tahmini 2011) Özbek vatandaşı, 447.400 km2 de ömür sürmektedirler. Başkent Taşkent, geniş caddeleri, ormanı andıran yeşil ve düzenli parkları, ihtişamlı meydanları, zengin kütüphaneleri, muazzam müzeleri, estetik köprüleri, binaları, heykelleri, çarşıları, medreseleri ve genel şehircilik yapısıyla Asya’nın en güzel ve önemli başkentlerinden biridir. İpek yolu üzerinde binlerce yıldan beri değişik kavimlerin yan yana barış içinde yaşadığı bu topraklar dünya medeniyetine önemli katkılarda bulunmuştur. Bağımsızlığını kazandıktan sonra milli kültürün ihyası için çabalarını arttırmış ve bu yolda zengin geçmiş ve büyük medeniyetinden ilham almıştır. Özbekistan’ın başkenti Taşkenet Orta Asya’nın en güzel ve muhteşem kentlerinden biridir. Geniş caddeleri, muazzam meydanları, yem yeşil parkları, nehirleri, her birini özel bir karakteri ve görüntüsü olan muhteşem binaları, zengin müzeleri, kütüphaneleri, tarihi binaları ve bütünüyle nadide bir pırlanta misali Orta Asya’nın ortasının da çok öneli bir medeniyet merkezi konumundadır .

2. Siri Derya nehri: Fergana vadisinde Kırgızistan’dan gelen narin nehri (Narin Nehri: Yüksek Tanrı dağları (Tiyen Şan) dağlarından akan küçük nehir ve akarsuların birleşmesinden oluşur. Bişkek-Oş karayolunun 180 km. de nehir’e eşlik etmektedir. Kırgızistan’dan sonra Özbekistan’a girerek Karasu nehri ile birleşerek Maveraünnehir (nehirler ötesi) deyiminin iki ana unsurundan biri olan Siri Derya nehrini oluşturur) ile kara derya nehrinin birleşmesinden oluşan bu nehir Orta Asya’nın en önemli iki nehrinden birisidir 2212 km uzunluğunda bulunan bu nehir Seyhan diye de adlandırılmaktadır Kırgızistan Özbekistan akarak Kazakistan’ın kızıl orda ilinin yakınlarında çölde kayıp olmaktadır .orta Astada görev yaptığım sırada yıllarca bu tarihi nehrin çeşitli kıyılarını gezme ve oluşturduğu sahillerinde piknik yapma şansım olmuştur .

3. Amuderya Nehri: Orta Asya’nın bir diğer nehri olan Amuderya nehri Afganistan’ın Pamir dağlarından doğar daha sonra Panji ve Vakhsh nehirlerinin Tacikistan ve Özbekistan sınırlarında birleşerek Özbekistan’ın Afganistan ve Türkmenistan la güney sınırlarını oluşturur. Daha sonra Özbekistan’ın kuzeyine yönelerek Aral Gölünün güney kısmına akar. Bu nehir Ceyhun adını da anılmaktadır. Orta Asya da yaptığım gezilerin birinde Türkmenistan‘ın Kara Kum Çölüne girmeden önce Çarju Kentinde çıkışta bu nehrin üzerine oluşturan dubalardan yapılmış hareketli köprüden geçince nehrin ihtişamına şahit olmuştum. Nehrin dönem dönem aşırı yükselmesi sonucunda bu tip köprülerin yetersizliği ortaya çıkmakta ve sabit köprülerin yapılaması zorunluluğu anlaşılmaktadır. .

4. Zerefşan Nehri :Tacikistan dağlarından doğarak Özbekistan a giren bu nehir ülke topraklarında tarım ve özelikle pamuk ekiminde faydalanan önemli bir kaynaktır. Buhara kenti yakınlarında Kızıl Kum Çöl‘ününün kumlarında kaybolmaktadır.

5. Fergana: Fergana vadisi Kırgızistan’ın güneyi, Özbekistan’ın doğusu ve Tacikistan‘ın kuzey doğusunu kapsayan geniş bir vadinin adıdır. Kırgızistan’ın Oş, Celal-Abad, Özbekistan’ın Andican , Nemengen , Fargane , Mergan , Tacikistan’ın Hocend (Lenin abad ) şehirleri bu vadi içinde bulunmaktadırlar. Vadide her türlü lezzetli meyve ve sebzenin yanı sıra bol miktarda kaliteli pamuk üretilmektedir. Bu vadi ekonomi ve tarıma elverişli olmasından dolayı Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan için yaşamsal önem arz etmektedir. Öte yandan vadi aşırı İslamcı düşünce bakımından kökten dinci partiler ve örgütler için çok müsait bir faaliyet sahasıdır. Pek çok dini eğitim merkezi ve medrese yasal veya yasa dışı olarak faaliyetlerini sürdürmektedirler. Kimi düşüncelere göre Sovyetler birliği zamanında bu vadini üç ülke arasında paylaştırılması bu tehlike göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmiştir.



6. Özbekistan da akan diğer önemli akan sular : Sokh, Chirchik, Syrkhandarya, Sherabad ve Kashkadarya Nehirleridir.



7. Aral Nehri: Özbekistan ve Kazakistan arasındaki bulunan Orta Asya’nın en önemli gölü konumundadır. Sovyetler birliği döneminde pamuk arazilerini kullanımında aşırılık ve yanlışlıklar sonucunda büyük çapta kurumak tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır.1961 yılında 66 bin km kare yüzölçümüne sahip olan gölün ortalama derinliği 16 en derin noktası ise 69 metre idi gölün uzunluğu 492 en ise 292 km idi yanlış kullanım sonucunda 1990’lı yıllarda ortalama derinlik 14,5 metreye genişliği ise 37 bin 300 km gerilemiştir halen gölün kurtarılması için önemli projeler uygulamaya konmuştur. Şahsen Özbekistan içinde bulunan Karakalpakistan Özerk Cumhuriyetinin başkenti Nüküs’ü ziyarette gittiğimde yine Kazakistan’ın Bin Kışlak bölgelerini ziyarette gittiğimde bu muazzam gölün kurumuş ve çöle dönüşmüş kısımlarına şahit olmuştum. Bir zamanlar ulaşımda ve balıkçılıkta kullanılan kocaman gemilerin su çekilince çölün ortasında kalmış hüzünlü manzaralarını görme şansım olmuştur.



8. www.newsvote.bbc.co.ukgo/pr/-/hi/asia-pacific/conuntey-profiles



9. İpek Yolu: İki bin yıl kadar önce Çin’in açtığı en önemli ticaret yolu olan İpek Yolu, dünyaca ünlüdür. Çin ile Avrupa, Asya ve Afrika arasındaki köprü olarak kabul edilen İpek Yolu, Doğu ve Batı arasındaki maddi ve manevi alışverişe önemli katkı yapmıştır. İpek Yolu, tarihte Çin’den Orta Asya üzerinden Güney Asya, Batı Asya, Avrupa ve Kuzey Afrika’ya uzanan kara ticaret yoluydu. Çin’in ipek ve ipek ürünleri bu yol üzerinden batıya taşındığı için İpek Yolu olarak diye adlandırılmıştı. Yapılan arkeolojik araştırmalara göre, İpek Yolu’nda faaliyetler esas olarak M.Ö 1. yüzyılda hüküm süren Çin’in Han hanedanı zamanında başlamıştı. O zamanki İpek Yolu’nun güney güzergâhı, Afganistan, Özbekistan ve İran’ı geçerek Mısır’ın İskenderiye şehrine kadar; diğer güzergâhı, Pakistan ve Afganistan’ın Kabil şehrini geçerek Fars Körfezi’ne kadar, ya da Kabil’in güneyine inerek şimdiki Pakistan’ın Karaçi şehrine ya da Horasan üzerinden Pers-İran ve Anadolu’yu geçerek Roma İmparatorluğu’na kadar uzanmıştı. Günümüzde İpek yolu üzerinde Çin Halk Cumhuriyeti, Hindistan, Pakistan, Afganistan, Tacikistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, İran, Azerbaycan, Türkiye, Yunanistan, İtalya ve başka ülkeler yer almaktadırlar

10. http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=465:oezbekistan-unesco-likileri&catid=83:analizler-ortaasya&Itemid=149

11. Behzad Ahmedi, Direetory of Gaspian Region , Gentral Asian & Southern Gaugasus countries ,Ebrar Yayınları, Tahran, 2005, s.240

12. Institute for political ınternational studies (IPIS),Uzbekıstan, Tahran,2009.p31

13. Özbekistan da bulunan başka önemli tarihi eserler:

-Taşkent’te : Eski Şehir, Kukeldaaş Medresesi, Nevai Opera binası, Özbekistan Tarih Müzesi, Emir Timur Müzesi,

-Semerkant’ta : Recistan Külliyesi, Bibi Hatun Camii, Şahı Zindeh, Gure Emir (Emir Timur’un Anıt Mezarı) ,Afrasiyab Müzesi,

- Şakiristan Külliyesi, Kaliyan Minaresi, Abdüleziz Camii, Kaliyan Camii, İsmail samani Türbesi,



14. Semerkant’taki ‘şah izimde’ tarihi kalıntılarından hicretin hicri 56 yılı tarihli peygamberin amcasının oğlu bin Abbas’ın mezar taşının bulunması Müslümanların hicretin 50. Yıllarında bu topraklara ulaştığı Telil‘li olarak gösterilmektedir.

15. Maveraünnehir: Amuderya(Ceyhun) Sili Derya nehirlerinin ötesi anlamına gelen ve Araplarca bugün ki Orta Asya’ya verilen addır.

16. Tukhliev N. Krementsova- “The Republic of Uzbekistan” – The State Scientific Publishing House “Uzbekistan Milliy Entsiklopedysasi”- Tashkent- 2003- p155

17. Özbekistan Cumhurbaşkanı Islam Karimov (Islam Abduganievich Karimov), 30 Ocak 1938 yılında Semerkant da dünyaya gelmiştir. Taşkent’te bulunan Orta Asya Politeknik Üniversitesinden Makine Mühendisi ve İktisat dallarında eğitimini bitirmiş 1960 yılında devlette çalışmaya başlamıştır. 1966’dan 96 yılına kadar Taşkent’te bulunan Chkalov uçak fabrikasında mühendis olarak görev yapmıştır. Bir dönem Tacikistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Planlama Dairesi Başkan Yardımcılığı görevini de sürdüren Karimov 1983 yılında Tacikistan maliye bakanı olarak görev yapmıştır. 1986 yılında Tacikistan Bakanlar Konseyi Yardımcısı ve Devlet Planlama Teşkilatı Başkanlığı görevini üstlenmiştir. 1986-89 yılları arasında Özbekistan komünist partisi birinci sekreteri olarak görev yapmış. 1990 yılında ise Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Özbekistan bağımsızlığını kazandıktan sonra 29 Ekim 1991’de Özbekistan Cumhurbaşkanı olmuştur. Halen bu görevini sürdürmektedir.

18. Tukhliev N. Krementsova , a.g.e p161



19.Institute for political ınternational studies(IPIS), a.g.e s:112

20.Karakalpakistan, Nisan 1925’te kurulmuştur. o tarihte Kazak Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin özerk bir bölgesiydi. Ancak bu özerk bölge 20 Temmuz 1930'da SSCB'ye devredildi. İki yıl sonra (20 Mart 1932) Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti statüsünü kazandı. Aralık 1936'da Özbekistan SSC'ne bağlandı. Başkenti Nükisdir. Ülke nüfusu 1.200.000 civarındadır. Aral Gölü kıyısındaki Nükis çok önemli çevre ve ekolojik sorunlarla karşı karşıyadır.2000 yıllarının başlarında bu bölgeyi ziyaret ettiğimde Aral Gölünün kurumasıyla birlikte meydana gelen çevre felaketini çölün ortasında bir hayalet gibi kala kalan yük ve taşıma gemilerini gördüğümde içim burkulmuştu. Karakalpakistan halen Özbekistan’a bağlı özerk bir cumhuriyettir.

21.Milli Meclis Başkanlığını 2007 yılından itibaren Erkin Halilov Senato Başkanlığını ise 2006 yılından itibaren El Giza Sabirov yürütmektedirler.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 19
Dün Tekil 1046
Bugün Tekil 533
Toplam Tekil 4277478
IP 3.12.34.209






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























21 Cemaziye'l-Evvel 1446
Kas m 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


K peklerin dudaklar de di diye deniz kirlenmez.
(MEVLANA)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.716 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu