1951’lerdeki Tito döneminde, Yugoslav İç İstihbarat Güvenlik birimince (UDBA) Kosova ve Makedonya’da yaşayan Müslüman-Türk topluluklalrına karşı çeşitli baskılar dışında,bu bölgedeki Türkleri birbirine düşürerek Türk topluluklarını birbirine düşman etmişlerdir. En kanlı örneği 1948’li yıllarda Makedonya’da ‘’Yücelciler Teşkılatı’’ nı sözde terörist Turancı faaliyetlerden dolayı 4 teşkilat üyesini idam ederek ve 200 bin Makedonya Türk’ünün Türkiye’ye göçüyle sonuçlandı.Bu idamların arkasındada Türk asıllı Yugoslav komunistleri vardı. Yücelci Teşkilatı tarafından Makedonyada çıkartılan tek Türk gazetesi olan BİRLİK idamdan sonar, komunist Türk aslıllıişbirlikçilerin eline geçmiştir. Gazete logosunun yanında cami resmi vardı. Daha sonra gazeteyi ele geçiren komünist-Türkler cami resmini kaldırdı. Üsküp Radyosu’nda ilk Türkçe yayını Yücelciler yaptı. Aynı zamanda çok sayıda Türk öğretmenin yetiştiği kurslar düzenlendi. Buralarda Türkçe dersleri verildi. Bulgar işgali sırasında Üsküp’teki Türkiye konsolosluğunun güvenliği Yücelci gençlerce sağlandı. Ayrıca bölge hususunda Türkiye’yi ilgilendiren her türlü istihbarat da Şuayb Aziz ve Nazmi Ömer tarafından Belgrad Büyükelçiliği’ne ulaştırıldı. Konsolos ve büyükelçi vasıtasıyla Türkiye, bu teşkilattan haberdar oluyordu. Ancak ne mücadele süreci, ne tutuklamalar, ne de idamlar sırasında Türkiye, teşkilata destek çıkmadı. Yardım talebinde bulunan teşkilat, İnönü yönetiminden, ‘Misak—ı Milli dışındaki Türkler bizi ilgilendirmiyor’ cevabını aldı. O zamanki İnönü hükümeti ve balkanlardaki işbirlikçi Komunist Türkler bu bölgede Müslüman Türklerin yok olmasında etkin olmuşlardır. Yakın geçmişimizde ve şimdi bugünlerde Makedonya ve Kosova’da yaşayan Türkler’e en büyük zararıda o dönem yetiştirilen siyasetçi,akademisiyen,doktor,mühendis,öğretmen ve çeşitli görevlerde uzamnlaşmış eski Yugoslavya istihbaratına bağlı Türk asıllı Yugoslavlar tarafından bölgede Türk Milli ve Dini menfaatlerini korumak isteyen Türk-İslam ülküsüne sadık Türkleri yok etme pahasına karşın hala bu eski kafalı ve yeni yetiştirdikleri Komunist-Sosyalist iedolojiyle beslenen Allahsız kesim tarafından Kosova (Balkan Türkleri) en büyük zararı bu gibi ideolojilere kendini adamış maymun soylulardan göremektedirler. 1981 de Tito’nun ölümünden sonra Milli Uyanış hareketleri başlamış ve Kosova Türk topluluğuda ancak kendini bu Milli Uyanışa 1999’da bölgeye gelen barış gücü ve çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından uyandırılarak kendi milli ve dini çıkarlarını gözetmeye ve özüne dönmeye başlamışlardır. Bundan önceki dönem Kosova Türkleri malesefki içi boşaltılmış kuru bir sözde Türkçülükle (içi Marksizm ve Tito ideolojileriyle doldurulmuş) bir beyne sahiplerdi. Türkçülükten çok Tito ve Marks herşeyden üstün ve önemliydi. Bügün camiilerimizde beş vakit namazını kılan bazı hacı amcalarımız dahil hala tito gibi bir Allahsıza laf kondurmamaktdırlar. O dönemde beyinler parayla ve içkiyle uyuşturulmuş, insan nefsine hoş gelen ne varsa Türk – İslam toplulukları üzerinde büyük oyunlarla beyinler boşaltılmıştır. Bugün bile o dönemden kalma beyinler hala bizlere ciddi zararlar vermektedirler ve o beyinlerin gözü kulağı Ankara değil Belgrad’tır, Moskova’dır. Tito’nun ölümünden 30 yıl geçmesine rağmen hala bu Allahsızı evlerinin baş köşelerinde oda olmazsa gizli olarak resimlerini kitaplarını sözde övünç madalyalarını haşa kutsal bir putmuşçasına en derin sevgi ve şevkatle bu maymun soylular ona tapmaktadırlar. Onlar gibi düşünmeyenleri düşman görmekte ellerinden gelse ölümle ceza görmelerini istemektedirler. 1992’lerde başlayan Türkiye Cuymhuriyeti Büyük Öğrenci Projesi kapsamında orda öğrenimini tamamlayan Kosova-Türk gençlerinden bu zihniyet sahibi maymun soylular, bu pırıl pırıl gençleri Türkiyede Zehirlenmiş gençler olarak görmektedirler.