KAFKASLAR’DAN PARİS'E SELAM - Ayfer Işık AKSU - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









KAFKASLAR’DAN PARİS'E SELAM - Ayfer Işık AKSU
Tarih: 17.11.2011 > Kaç kez okundu? 4007

Paylaş


Fransa'da 2012 yılında yapılacak seçimler öncesinde kaybettiği itibarını yeniden kazanma ve cumhurbaşkanlığını koruma çabasına giren cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, tüm umudunu dış politikaya bağlamış görünüyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Eylül ayında, NATO operasyonlarının sürdüğü sırada Libya'yı ziyaret edeceğini açıklamasının ardından İngiltere Başbakanı David Cameron ile birlikte apar topar Libya'ya giden ve burada demokrasi nutukları atan Sarkozy, bu sefer yönünü Kafkaslara çevirdi.



Ekim ayı içinde Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan'ı kapsayan ziyareti sırasında Fransız cumhurbaşkanı esti, gürledi, bölgede birer güç unsuru olan Türkiye ve Rusya'yı hedefine aldı. Ermenistan'da Türkiye'ye sözde soykırımı tanıma ve tarihle yüzleşme çağrısı yapan Sarkozy, çeşitli anlaşmalar imzaladığı Azerbaycan'da sessizliğini korurken, son olarak geçtiği Gürcistan'da da Rusya'yı diline doladı.



Rusya ile 2008’de yaşanan savaşın ardından imzalanan ateşkes anlaşmasından bu yana Rus askerlerinin Gürcistan topraklarından çekilmek yerine, çoğalıp güçlendiğini söyleyen Sarkozy, Fransa'nın Gürcistan'ın toprak bütünlüğünü desteklediğini ifade etti. Aslında Sarkozy’nin bu açıklamasından sonra Gürcü lider Mihail Saakaşvili'nin, Gürcistan'ın Cavaheti bölgesindeki Ermenilerin özerklik ve ardından Ermenistan'a bağlanma amaçlı mücadeleleri konusunda ne düşündüğünü sorup sormadığını merak ediyorum doğrusu.



Türkiye'yi Asya ülkesi olarak gören ve AB üyeliğine kırmızı ışık yakan Sarkozy'nin, her ne hikmetse Kafkasya'da coğrafya bilgisinin zayıfladığını görüyoruz. Zira Türkiye'yi Asya ülkesi olarak gören Fransız cumhurbaşkanı, Gürcistan'ın AB üyeliği için yoğun destek veriyor. Aslında bu durumu, Kafkaslarda söz ve güç sahibi olabilme düşüncesinin bir ürünü olarak görebiliriz Ancak ülkesi dışında kendisini kalabalık bir grubun alkışladığını gören Sarkozy, sanırım biraz da akıl tutulmasına maruz kaldı ki, Ermenistan'da Türkiye'yi koyduğu hedef tahtasına bu kez Tiflis'te Rusya'yı yerleştirdi. Elbette bu anlaşılabilir bir politika, özellikle Fransa gündemini yakından takip edenler için. Türkiye ve Rusya'yı kızdıracak açıklamalarının tek amacı var o da, 2012'de ülkesinde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik oy avcılığı. Zira Sarkozy'nin göreve geldiği 2007 yılından bu yana Fransa, ekonomik açıdan zor günleri bir türlü atlatıp kendini toparlayamadı. Ekonomik kriz, sosyal güvenlikte açık, giderek artan işsizlik, yolsuzluk gibi sorunlar; ülkesinde sesi kesilen Sarkozy'e, oyları dış politikada çıkışlar yaparak toplama seçeneği bırakmış gibi görünüyor.

Erivan'da Ermenilere bol keseden destek veren Nicolas Sarkozy'nin aslında bunu Tiflis'te de sürdürdüğünü söylemek yanlış olmaz. Kendisinin Abhazya ve Osetya ile ilgili Rusya'yı hedef alan açıklamalarını bir kenara bırakırsak, yukarıda az önce dile getirdiğimiz Cevaheti bölgesinde Ermenilerin girişimleri konusunda Saakaşvili yönetimine neler söyledi acaba? Erivan'da, işgal altındaki Karabağ'ı Ermenilere veren Sarkozy, büyük ihtimalle Cevahati bölgesiyle ilgili de Saakaşvili'nin kulağını çekmiş olsa gerek...



TİFLİS'İN BAŞAĞRISI CAVAHETİ



Ahıskalı Türklerin 1944'te sürülmesinin ardından bölgeye yerleştirilen Ermeniler, Gürcistan'ın bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte bu ülkenin yumuşak karnı olarak ortaya çıktı. Gerek Rusya'nın gerekse Ermenistan'ın sürekli kaşıdığı Cavaheti (Ahılkelek), Ahıska sınırları içinde kalan bir bölge. Avrupa Konseyi'nin de baskısıyla Gürcistan Parlamentosu tarafından kabul edilen "sürgün edilen halkların geri dönüşü"ne ilişkin kanun kapsamında anavatanlarına geri dönmek isteyen Ahıskalı Türklerin önündeki en önemli engellerden de birisi Cavaheti Ermenileri.



Ülkenin bağımsızlığını kazanmasından bu yana sürekli hareketliliğin yaşandığı Cavaheti bölgesi için Ermeniler özerklik peşinde ve bunun için birçok girişimlerde bulundular. Bölgedeki Ermenilerin Tiflis yönetiminden taleplerinin başında ise Türkiye ile bağlantılı projelerin iptal edilmesi geliyor. Bu kapsamda geçmişte Kars-Tiflis Demiryolu Projesi'ne karşı çıkan Cavaheti Ermenileri, Türkiye ile Ermenistan arasında bir an önce demiryolu bağlantısı kurulması için çaba harcamaktadırlar.



Gürcistan, Ermenistan için Rusya'ya, Batı’ya ve Karadeniz'e çıkış kapısı konumunda, Azerbaycan ve Türkiye ile diplomatik ilişkileri olmamasından dolayı. Bu yüzden de Ermenistan el altından körüklediği Cavaheti bölgesindeki ayrılıkçı hareketleri desteklemediğini savunuyor sürekli, Tiflis ile ilişkilerini bozmamak için. Ancak, Gürcülerden sonra en büyük etnik grubu oluşturan Ermenilerin ayrılıkçı eylemlerine Erivan'dan destek verildiğini Tiflis yönetimi de gözden uzak tutmuyor.



Cavaheti Ermenileri, Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan arasındaki ekonomik ve siyasi işbirliğinden rahatsızlık duyan Ermenistan ve Rusya tarafından sürekli kışkırtılıyor. Büyük Ermenistan için her türlü desteği veren Rusya, Kuzey Kafkasya'da ciddi bir Ermeni etkinliği yaratarak, Kafkas halklarını sindirmeye yönelik sistematik çalışmalar yaparken Ermenistan da, tarih boyunca hakimiyet kuramadıkları bölgelerde hakim olmak amacıyla "Kafkasya’ya Sistematik Göç" politikası uyguluyor.



Cavaheti'deki Ermeniler, nüfusun % 40'ını oluşturuyor. Gürcistan, ülkeyi ana yurdu olarak görmeyen Cavaheti Ermenilerinin olası ayrılıkçı hareketlerinden daima rahatsızlık duydu. Öyle ki, bölgedeki demografik yapıyı değiştirme çabaları, II. Dünya Savaşından sonra Gürcistan Sovyet Cumhuriyeti'nin bölgede giriştiği geniş çaplı yeniden yerleştirme programına kadar gidiyor. 1944 yılında sürgün edilen Ahıskalı Türklerin yerine, ülkenin değişik yerlerinden getirilen Gürcüler yerleştirmek suretiyle Cavaheti'deki Ermeni hakimiyeti kırılmaya çalışıldı. Ancak, amaçlarında başarıya ulaşamadılar. Günümüzde de bölgenin demografik yapısının değiştirilmesi amacıyla Ahıskalı Türklerin, anavatanlarına geri dönüşü konusu tartışılıyor. Avrupa Konseyi tarafından Gürcistan hükümetine Ahıskalıların 12 yıl içinde aşamalı olarak Gürcistan'a geri dönmeleri planı sunuldu. Ancak Gürcistan hükümeti bu planı uygulamaya koymada güçlük yaşıyor ve bölgeye Ermenilerin yerleşmesi sebebiyle birtakım sorunlarla karşı karşıya bulunuyor.



Ermenistan sınırında bulunan Cavaheti, Erivan ve Moskova ile iyi ilişkilere sahip olan Karadeniz kıyısındaki Acara Özerk Cumhuriyeti ile komşu. Böylece, Ermenistan, Karadeniz’e ulaşma idealine bir adım daha yaklaşıyor.



Cavaheti bölgesinde faaliyet gösteren Ermeni teşkilatları, Rus askeri üslerinden alınan çok sayıda silaha sahipler ve bazı köylerde Ermenilerin ayrılıkçı askeri grupları bile bulunuyor. Asıl amaçları bölgeye otonomi kazandırmak olan ve Gürcistan'ın toprak bütünlüğü için tehlike oluşturan bu teşkilatlar, Gürcistan'ın tarihi toprağı olan Cavaheti'yi "Büyük Ermenistan'ın bir parçası olarak göstererek, dünya kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor.



Ermenistan ve Rusya'nın yanı sıra ABD ve Batılı devletlerdeki Ermeni diaspora teşkilatlarının kontrolündeki strateji araştırma merkezlerinin Gürcistan ve Cavaheti Vilayetine yönelik propaganda çalışmaları kapsamında çok sayıda sivil toplum örgütünün faaliyete geçirildiği biliniyor. Ayrıca, bölgeye yönelik basın-yayın organları da bu konuda yoğun bir çalışma içinde.



Diplomatik kaynaklar, sadece kendi çıkarlarını düşünen Ermenilerin bulundukları bölgelerde, hem yerli halka, hem de yönetime yönelik sürekli sorun çıkararak, iki hatta üç (Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan) ülke ilişkilerini sıkıntıya sokmayı başardıklarını ve uluslararası projeleri de baltalamaya yönelik girişimlerde bulunduklarını kaydediyorlar. Gürcistan'ın bölgedeki ayrılıkçı hareketlere dikkat etmesi gerektiği, buradaki ayrılıkçıların elinde Rus askeri üslerinden alınan çok sayıda silah olduğu, bütün bunların Gürcistan'ın toprak bütünlüğü açısından tehlike yarattığı konusunda uyarıda bulunuyorlar.