Irak Türklerinin Siyasi Tarihi - İnci Muratlı - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Irak Türklerinin Siyasi Tarihi - İnci Muratlı
Tarih: 29.01.2009 > Kaç kez okundu? 6989

Paylaş


GİRİŞ

1926 Ankara Antlaşmasıyla Musul vilayetinin Irak sınırları içinde kalması ile Irak vatandaşı olan Irak Türkleri, aynı zamanda antlaşmayla beraber Irak devletinin asli ve kurucu üç unsurundan biri olmuştur. Ancak sahip oldukları haklar hep kâğıt üstünde kalmıştır.

Bu tarihten günümüze kadar Irak Türkleri, haklarını elde edememelerinin yanı sıra, Türkiye ile yakın bağları oldukları gerekçesiyle birçok haksızlığa ve zulme uğramışlardır. Özellikle 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra Türkiye’nin Türkmeneli bölgesine de askeri harekât düzenleyeceğine inanan Irak Hükümeti Türkmenler üzerinde baskılarını daha da arttırmış ve Araplaştırma politikasına hız vermiştir. Türkmen aydınları arasında öne çıkmış isimler 1980’de idam edilmiştir.

Türkmenlerin siyasi mücadeleleri 1990’lı yıllara kadar sosyal ve kültürel hakların elde edilmesi ve milli kimliklerinin korunması boyutunda olmuştur. Türkmenlerin Irak siyasetine girişi Körfez Savaşı’ndan sonra, özellikle Irak’ın kuzeyinde ortaya çıkan yeni durum karşısında gerçekleşmiştir. Bu tarihten itibaren çeşitli Türkmen partileri kurulmuş, daha sonra bu partiler birleşme yoluna giderek, büyük bir bölümü tek bir çatı altında toplanmışlardır.

Amerikan işgali sonrasında istikrarsızlığın ve çatışma ortamının üst düzeye çıktığı, parçalanma sürecine giren Irak’ta hemen hemen bütün siyasi grupların hedeflerini gerçekleştirme yolunda silahlı kanatları mevcut olmasına karşın, Türkmenlerin siyasi mücadelesinde bir askeri güç oluşturmaması, kendisini diğer Iraklı muhalif gruplar karşısında zayıf bırakmıştır. Özellikle Saddam sonrası gerçekleştirilen her iki genel seçimde de Türkmenlerin seçim ihlallerine maruz kalmaları, siyasi mücadelelerini olumsuz yönde etkilemiştir.

Irak Türkmenleri, siyasi mücadelelerinde barışçı yolu seçmişlerdir. Silahlı mücadeleyi tercih etmemiş, mantık ve kültürel düzey baskısıyla mücadeleyi seçmiş olan bu topluluk, birkaç hissi istisna[1] dışında kaba kuvvete dayalı kavgacı ve saldırgan politikadan yana tercih koymamışlardır.

Bu çizgiden hareket ederek diyebiliriz ki, Irak Türkmenlerinin en önemli vazifeleri insan yetiştirmek, idealizmi güçlendirmek ve siyasi söylemlerinin dürüst ve milli bir çizgide devamını garanti altına almak olmuştur.[2] Bundan dolayıdır ki, Irak’ta eli kana bulanmamış tek millettir ve tâbi oldukları devlete de sadık olmayı seçmişlerdir.

1960 ÖNCESİ

Irak’ta İngiliz işgaline iki unsur karşı çıkmıştı. Birisi Türkmenler, diğeri ise Şiilerdi. Kral Faysal için yapılan referandumda da Kerkük Vilayeti karşı oy kullanmıştı. Lozan’da çözüme kavuşturulmayan Musul Meselesi Milletler Cemiyetine havale edildi. Milletler Cemiyeti 30 Eylül 1924’te, Musul Meselesini incelemek ve çözümle ilgili tavsiyede bulunmak üzere bir komisyon oluşturulmasına karar verdi. Komisyon Londra, Ankara ve Irak’ta çalışmaları müteakip 27 Ocak 1925’te Musul’a geldi. Komisyonda bulunan Türk delegeler ve özellikle Komisyonun Türk Başkan Yardımcısı Cevat Paşa’yı üniforma ile gören halk galeyana gelerek Paşanın çevresini sardı ve kalabalık bir anda büyük bir yürüyüşe dönüştü. Komisyon çalışmalarını 16 Temmuz 1925’te tamamladı, ancak raporunda Musul Vilayetinin kime bırakılması gerektiğini net ve açık ifadelerle belirtemedi. Nihai karar Milletler Cemiyetine bırakıldı ve Milletler Cemiyeti de 16 Aralık 1925’te Musul Vilayeti’nin Irak’a verilmesine karar verdi.

Türkmenler bu durum karşısında büyük bir hayal kırıklığına uğrasa da, okullarda Türkçe okutulması, Türkçe yayın organlarının varlığı ve Türkiye’nin bir daha geri geleceği umudu onlar için bir teselli kaynağı idi. Ancak 1932 yılında Türkmen okulları kapatıldı. Buna karşılık Türkmen öğrenciler nümayişler düzenledi. 14 Temmuz 1958 darbesinden sonra etnik milliyetçiliğin inkişafı ve siyasi akımların yayılması ile Türkmenler arasında bilinçlenme süreci başladı. 1959 Kerkük Katliamı yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Türkmenler artık bir arada ve birlikte hareket etme gereğini hissettiler. Bu süreç gelişerek devam etti. Türkiye’ye öğrenim için gelen öğrenciler 9 Ekim 1959’da Irak Türklerinin ilk kültürel ve sosyal kuruluşu olan Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ni kurdu ve dernek asli fonksiyonu yanında siyasi konularda da faaliyet gösterdi.[3]

TÜRKMEN KARDAŞLIK OCAĞI

Türkmenlerin en eski kuruluşudur. 7 Mayıs 1960’ta Bağdat’ta Türkmen Kardaşlık Kulübü adıyla kuruldu. Daha sonra Türkmen Kardaşlık Ocağı adını aldı. Uzun yıllar politikadan uzak durmaya çalıştı ve kültürel bir kuruluş olarak faaliyet gösterdi. Zor şartlar altında Türkmen kültürünün korunmasına hizmet etti. Musul, Erbil ve Kerkük’te büroları bulunmaktaydı. 2. Körfez Savaşı sonrasında Kuzey Irak’ta 36. enlem üzerinde kurulan güvenlik bölgesinin Erbil’i de kapsaması üzerine, Erbil Şubesi ile ilişkilerini kısmen sürdürebildi. 1996’da TKO’nun Erbil Şubesi, 1. Türkmen Kurultayı’nda Irak Türkmen Cephesi’ne katıldı ve Erbil Şubesi Başkanı Vedat Arslan, ITC Başkanı seçildi. Bunun üzerine TKO Merkezi ile Erbil arasındaki ilişkiler koptu. Ancak 1999’da TKO Erbil şubesi ITC’den ayrıldı. TKO Genel Merkezi ise, Eylül 2003’te Kerkük’te toplanan 3. Türkmen Kurultayı’nda ITC’ye katıldı ve Ocağın Genel Başkanı Dr. Faruk Abdullah Abdurrahman, ITC Başkanı seçildi.[4]

TKO, bir kulüp hüviyetinde faaliyet göstermekle birlikte, Türkmen Toplumunun kültürel ve sosyal ihtiyaçlarının yanı sıra milli ihtiyaçlarını da karşıladı. 1977’de başlayan Baas saldırganlığından nasibini alarak, yöneticileri önce görevden uzaklaştırıldılar. Daha sonra 1979’da tutuklanıp, 1980’de de idam edildiler.

Kardaşlık Ocağı’nın gelişmesinde ve saygın bir yere sahip olmasında idam edilen Ocak Başkanı Emekli Albay Abdullah Abdurrahman’ın birleştirici ve karizmatik kişiliğinin önemli bir payı vardı.[5]

Abdurrahman, TKO’nun 1964–73, 1973–76 tarihleri arasında aralıksız olarak tam 12 yıl başkanlığını yürütmüştür. Başkanlık yaptığı zaman zarfı içerisinde diğer arkadaşları ile birlikte Türkmen köy, kasaba ve şehirleri dolaşmış, buralardaki Türkmenlerin meseleleri ile yakından ilgilenmiştir. Türkmen halkı için başkanı olduğu Kardaşlık Ocağı vasıtası ile her türlü manevi, maddi; gerek kültürel gerekse sosyal yardımı yaparak, insanların bilinçlendirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Türkmen milli davasını insanlara anlatarak, insanların yarınlarına daha iyi bakmalarını sağlamıştır. Böyle yapılan davranışlarla Türkmen halkı içindeki haklı yerini almıştır.

Baas Partisi’nin Irak Türklerine karşı güttüğü yok etme ve sindirme politikası sebebiyle Abdurrahman, 1976’da, TKO başkanı iken, rejim tarafından usulsüz bir şekilde Ocak’tan uzaklaştırılmıştır. 1979’da ise tutuklanmıştır. Çeşitli işkencelere tabi tutulduktan sonra diğer dava arkadaşları ile birlikte 16 Ocak 1980’de 65 yaşını geçmiş olmasına rağmen idam edilerek şehadet mertebesine ulaşmıştır.[6]

Saddam hükümeti tarafından gerçekleştirilen bu idamlar Türkmenler açısından bir dönüm noktası olsa ve mücadeleyi olumsuz etkilese de, idamlardan 10 ay sonra “Irak Milli Demokratik Türkmen Örgütü” kurulmuştur.

Kasım 1980’de, idamlara tepki olarak kurulan IMDTÖ daha sonra Irak Ulusal Demokratik Cephesi’ne üye olmuştur. 1981’de Kuzey Irak’ın Sınat, 1982’de ise Navzang Bölgesi’nde Askeri Karargâh kuran örgüt, Irak Türkmenlerinin deklare ilk siyasi organizasyonu olma özelliğine sahiptir. 1983’te toplanan, Irak rejimine muhalif tüm siyasi kuruluşlar, bu Türkmen örgütünün kararlı tutumu sonucunda, ilk kez Türkmen haklarını kabul ederek sonuç bildirisine yazmışlardır. IMDTÖ 1985’te siyasi konjektürün değişmesi nedeniyle faaliyetlerini dondurmak zorunda kalmıştır. İzettin Kocava, Hasan Özmen, Dr. Aydın Beyatlı, 31 Ağustos 1996’da Erbil’de tutuklanan Mehmet Reşit Tuzlu, Enver Hamid ve Bahattin Türkmen örgütün önemli isimlerindendi.[7]

TÜRKMEN ÖĞRETMENLER KONGRESİ

Irak’ta Türkmenlerin devlet tarafından resmen kabul ve tescili anlamına gelen olaylardan biri ve hatta en önemlisi, 28–30 Ağustos 1960’ta Kerkük’te toplanan “Türkmen Öğretmenler Kongresi”dir. Kongrenin resmi adı Propaganda ve Yayın Komitesi’nin tanıtım broşüründe Türkçe olarak aynen şöyledir: “İlk Yerli Türkmen Öğretmenleri Kongresi”, altında da “Kerkük 28 Ağustos 1960” ibaresi bulunmaktadır.

Türkmen Öğretmenler Kongresine, başta Kerkük olmak üzere, Telafer, Erbil, Altunköprü, Tuzhurmatu, Kifri, Hanekin, Kızlarbat, Deltava ve Bedre’den birçok delege katılmıştır. Açılış konuşmasını Türkmen Öğretmenler Sendikası Başkanı Hakkı Hürmüzlü yapmış ve onu takiben Irak Maarif Bakanı İsmail El-Arif söz almıştır. Müteakip günlerde kongre, çalışmalarını beş alt komisyon halinde sürdürmüş ve aşağıdaki tavsiye kararlarını almıştır. Ayrıca alınan tavsiye kararlarının merkezi hükümetin ilgili birimlerine sunulması kabul edilmiştir:

· Türk bölgelerindeki ilkokullarda Türkçe’nin okutulması ve öğretmenler için kurslar açılması,

· Türkçe okutulması için alfabe ve okuma kitaplarının hazırlattırılması,

· İleri yaşlarda olanlar için ayrı kitapların hazırlattırılması ve köylerde eğitim merkezlerinin kurulması,

· Üniversitelere Türk bölgelerinin ihtiyaçlarını karşılayacak sayıda öğrencilerin alınması,

· Yabancı ülkelerde öğrenim görmek üzere Türk öğrencilerine belirli bir kontenjan ayrılması,

· Ortaokul ve liselerdeki öğretmen ihtiyaçlarının giderilmesi,

· Türkçe harflerle bir basın evi kurulması,

· Öğretmenler sendikası tarafından Arapça ve Türkçe bir derginin çıkarılması,

· Edebiyatçılara yardım edilmesi,

· Irak Türklerinin tarihleri ve yaşadıkları bölgelerin coğrafyasının okutulması.

Kongrede alınan kararlar, aradan geçen yıllarda Irak yönetiminin Türkmenlere karşı tutumunun olumsuz yönde değişmesi sonucu ne yazık ki uygulanamamıştır.[8]

KÖRFEZ SAVAŞI’NDAN SONRAKİ GELİŞMELER

Körfez Savaşı’ndan sonra, Irak muhalif gruplar adım adım organize oldu. 16–19 Haziran 1992 tarihlerinde Viyana’da Irak Ulusal Kongresi kuruldu. 29 Temmuz 1992’de Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği ve Irak Kürdistan Demokratik Partisi’nin başı çektiği Irak muhalefeti, ABD’li yetkililerle görüşme yapmak üzere ABD’ye giderek Dışişleri Bakanı James Baker ile bir araya geldi. 17 Eylül 1998’de IKYB ve IKDP Irak’ın kuzeyinde bir Kürt yönetimi kurmak üzere Washington’da bir anlaşma imzaladı. Aralarında Irak Ulusal Kongresi lideri Ahmet Çelebi, IKYB ve IKDP temsilcilerinin de bulunduğu Irak muhalefeti, Saddam rejimini devirme konusunda George Bush yönetimiyle işbirliğini görüşmek üzere 1 Şubat 2001’de Washington’a gitti.

ABD’nin ve İngiltere’nin de desteğiyle Irak Muhalefeti gittikçe örgütlenir ve güçlenirken, Iraklı Türkmenler de geçten geç toparlanmaya başladılar. 1990’lı yıllarda Türkmenler siyasi örgütlenmeye doğru gittiler. Çeşitli Türkmen siyasi partileri ve siyasi hareketleri ortaya çıktı. Daha sonra bunlar kendi aralarında birleşmeye doğru gittiler ve 1995’te Irak Türkmen Cephesi kuruldu.

4–7 Ekim 1997 tarihlerinde, Kuzey Irak’ta 1. Türkmen Kurultayı toplandı. Kurultay, Irak Türkmenlerinin siyasal yaşamlarında önemli bir adım oldu. Bundan sonra Türkmenler, örgütlenme ve güçlenme yönünde oldukça hızlı yol aldılar.[9]

IRAK MİLLİ TÜRKMEN PARTİSİ

1991’de kurulan Irak Milli Türkmen Partisi, Irak’ın kuzeyinde kurulan ilk Türkmen partisidir. İlk başkanı da Dr. Muzaffer Arslan idi. Bölgede Türkçe eğitim veren okullar açmış, radyo-televizyon kurmuş, Türkçe yayın yapmış ve 350 kişilik bir koruma birliği oluşturmuştur. Türkmenlerin varlığını dünyaya duyurmuştur. IMTP, 1995’te, Türkmen Birlik Partisi ve Türkmen Bağımsızlık Hareketi ile birlikte Irak Türkmen Cephesi’ni oluşturmuştur. 1996’da yapılan kurultayında IMTP Başkanlığına Mustafa Kemal Yayçılı seçilmiştir. Ancak 2000’de Kürt gruplar Yayçılı’nın Kuzey Irak’a girmesini engellemiştir. Bunun üzerine partinin başına Cemal Şan getirilmiş, Yayçılı ise partinin onursal başkanı olarak Ankara’dan çalışmalarını sürdürmüştür. Irak savaşı üzerine Yayçılı, çalışma merkezini tekrar Kerkük’e taşımıştır.

IMTP’nin son kurultayı 2004’te Kerkük’te toplanmış, kurultayda Yayçılı yeniden partinin genel başkanlığına; IMTP’ye katılan Songül Çabuk[10] da genel başkan yardımcılığına seçilmiştir.[11]

Mustafa Kemal Yayçılı, 14 Mayıs 2004’te Irak Türkmen Cephesi Kerkük il sorumlusu ve Kerkük İl Meclis Üyesi iken, geçirdiği “şüpheli” trafik kazası sonucunda hayatını kaybetti.[12] Yayçılı’nın ölümü üzerine IMTP’nin başkanlığına Cemal Şan getirildi ve başkanlığı halen devam etmektedir.

Türkmenlerin düzenlemiş olduğu kurultaylarda, ilk demokratik kurultay bu partiyle görülmüştür. Mart-Nisan 1993 tarihleri arasında Avrupa, Amerika, Türkiye’nin birçok şehrinde ve Erbil’de delege seçimleri yapılmış; daha sonra seçilen delegeler 17–18 Nisan 1993’te Ankara’da düzenlenen büyük kurultayda bir araya gelmişlerdir. Kurultayda Muzaffer Arslan ile Aziz Kadir Samancı başkanlık için yarışmış ve Arslan başkan seçilmiştir. Ayrıca IMTP’nin Merkez Yürütme Kurulu üyeleri de belirlenmiştir.[13]

TÜRKMENELİ PARTİSİ

1994’te Erbil’de yapılan kongrede Riyaz Sarıkahya tarafından yeniden örgütlendi ve önce Türkmen Milli Partisi adıyla kuruldu. O bölgede Kürt gruplar tarafından aynı ad altında başka bir tabela Türkmen partisi kurdurulmaya kalkışılması üzerine Haziran 1996’da yapılan ikinci kongresinde adını Türkmeneli Partisi olarak değiştirdi. Ağustos 1996’ya kadar çalışmalarını Erbil ve Duhok’ta sürdürdü. 1996 kongresinden sonra Duhok’a taşınan Türkmeneli Partisi kuruluşları, IKDP’nin güvenlik güçleri tarafından basıldı.

Türkmeneli Partisi, kuruluşundan beri, Irak’ta Türkmenlerin de Kürtler gibi silahlı güce sahip olması ve Kürtlerin federal bölge taleplerine karşılık Türkmenlerin de benzer bir proje ile ortaya çıkması gerektiği tezini savunmuştur. IKDP, Türkmeneli Partisi’nin izlediği politik çizgiden rahatsız olmuş ve zaman zaman bu partiyi sindirmeye kalkışmış, silahlı saldırılar düzenlemiş ve partinin başkanı Sarıkahya’nın Kuzey Irak bölgesine girmesini yasaklamıştır. Dolayısıyla Irak savaşı sonuna kadar Sarıkahya’nın yerine, parti başkanlığını önce Seyyah Küreci, daha sonra da Nevzat Timur yürütmüştür. Sarıkahya ise partinin onursal başkanı olarak Ankara’dan çalışmalarını sürdürmüş, Irak savaşı ardından Kerkük’e dönmüş ve 2004’te düzenlenen kurultayda Türkmeneli Partisi’nin genel başkanlık görevini tekrar üstlenmiştir.[14]

TÜRKMEN BAĞIMSIZLIK HAREKETİ

1994’te Prof. Dr. İhsan Doğramacı’nın yeğeni Ferit Çelebi tarafından kuruldu. Çelebi ailesi Erbil’in önde gelen ailelerindendi. Böyle bir aile tarafından kurulmuş olması dolayısıyla TBH, Erbil’de geniş bir tabana sahip olmuştur. Parti içindeki bazı gelişmeler sonucu, partinin genel başkanlığı 1996’da Ferit Çelebi’den Kenan Şakir Üzeyirağalı’ya devredilmiştir. TBH, ITC’nin kurucu unsurlarından birisidir ve ITC içinde aktif konumunu sürdürmektedir.[15]

Şİİ TÜRKMEN PARTİLERİ

Irak’ta üç önemli Şii Türkmen partisi vardır: Türkmen İslami Birlik Partisi, Türkmen Vefa Hareketi ve Türkmen İslami Hareketi.

Dr. Sami Dönmez başkanlığındaki Türkmen İslami Hareketi, Eylül 2003’te Kerkük’te toplanan 3. Türkmen Kurultayı’nda ITC çatısı altında yerini almış bulunmaktadır.

ITC dışında bulunan Türkmen İslami Birlik Partisi, Şii Irak İslami Yüksek Devrim Konseyi’nin bir alt teşkilatıdır. Şii olması nedeniyle Suriye ve İran tarafından desteklenmektedir. Partinin başkanı Abbas El-Bayati’dir.

ITC çatısı dışında kalan Türkmen Vefa Hareketi ise 2001’de Tahran’da kuruldu. Bu hareketin önde gelen isimleri Arslan Tütüncü, Salih Beyatlı ve Fuat Tuzlu’dur.

Bu Şii partilerin her üçü de 2003 Eylül’ünde Kerkük’te düzenlenen 3. Büyük Türkmen Kurultayı’na katılarak, ITC şemsiyesi altına girmek istemişler; ancak bazı nedenlerden dolayı yalnız İslami Türkmen Hareketi ITC’ye katılmış, Türkmen İslami Birlik Partisi ile Türkmen Vefa Hareketi dışarıda kalmıştır.[16]

“TABELA” TÜRKMEN PARTİLERİ

Irak’taki Kürt grupları, Türkmenlerin siyasi örgütlenmelerine karşı başından beri cephe aldılar. Irak Türkmen Milli Partisi’nin ve daha sonra da Irak Türkmen Cephesi’nin kurulması ve uluslararası forumlarda ve Irak muhalefeti toplantılarında Türkmenlerin resmi temsilcileri olarak kabul edilmesi, Kürt grupları pek rahatsız etti.

Kürt grupları, önce Türkmen siyasi örgütlenmesini önlemeye çalıştılar; Türkmenleri sindirmeye uğraştılar; ITC’ye karşı silahlı saldırılar düzenlediler. Fakat Türkmenleri engelleyemediler ve yıldıramadılar. Bunun üzerine Kürt gruplar, başka bir yola saptılar: tabela Türkmen partileri kurdurup, Türkmen temsilcilerin karşısına alternatif Türkmen temsilcileri çıkarmaya başladılar.

Bu tabela partilerinin en önemli isimleri şunlardır:

*

Velit Şerike başkanlığındaki Türkmen Kardeşlik Partisi,

*

Seyfettin Demirci başkanlığındaki Türkmen Birlik Partisi,

*

Cevdet Nacar başkanlığındaki Kürdistan Türkmen Kültür Cemiyeti,

*

Şerzat Üzeyri başkanlığındaki Türkmen Kurtuluş Partisi,

*

Sami Şebek başkanlığındaki Türkmen Liberal Demokratik Topluluğu,

*

İrfan Kerküklü başkanlığındaki Türkmen Halk Partisi,

*

Ahmet Koryalı başkanlığındaki Türkmen Doğuş Partisi.

Kürt gruplar bunların yanı sıra ITC’ye bir alternatif yaratmak amacıyla, tabela partileri tek çatı altında toplayıp, bir tabela “cephe” oluşturdular. Buna da şu adı verdiler: Demokratik Türkmen Cephesi Topluluğu.

Bu tabela partilerin ve tabela cephenin amacı, Türkmen toplumunu parçalamak, Türkmen milli davasını baltalayıp çökertmek ve Kürt emellerine hizmet etmektir. Halen bunu yapmaya çalışmaktadırlar. Bir örnek: Bu kukla partiler, federalizmle ilgili Kürt önerilerini onayladıklarını ABD yetkililerine bildirdiler. Bir diğer örnek: Savaşın ardından Kerkük’te kurulan Kerkük Şehir Meclisinde Türkmenlere ayrılan kontenjan, Irak Türkmen Cephesi, Şii Türkmen partileri ve tabela partiler arasında eşit şekilde dağıtıldı. Yani ABD yetkilileri, Kürt grupların emelleri doğrultusunda hareket ettiler, tabela partileri de güya Türkmenleri temsil ediyormuş gibi saydılar.[17]

IRAK TÜRKMEN CEPHESİ

Irak Milli Türkmen Partisi ile birlikte aktif olarak siyasi hayata giren Türkmenler, daha sonra çeşitli isimlerle siyasi hayatta kendilerini göstermeye başladılar. Bunun üzerine Türkmen siyasi hareketi genişledi ve bir ivme kazandı. Ancak güçlerin bölünmesi söz konusu oldu. Bu doğrultuda Türkmen parti ve kuruluşlarını tek çatı altında toplamak amacıyla Türkmen kanaat önderleri ile siyasi parti temsilcileri Ekim 1994’te Irak Türkmen Cephesi’ni kurma çalışmalarını başlattı ve 24 Nisan 1995’te de ITC’nin kurulduğunu resmen ilan ettiler.

ITC’nin benimsenmesi ve kabullenilmesi kolay olmadı. Türkmenlerin siyasi bilinçlenmesi en başta Irak yönetimini rahatsız etti. 31 Ağustos 1996’da Irak kuvvetlerinin Erbil’e saldırması neticesinde, Türkmen partilerinin bürolarına baskın düzenlendi. Baskınlar ve baskınlar sonucunda 34 Türkmen tutuklandı ve daha sonra da şehit edildi.

Bu olay Türkmenleri olumsuz etkilese de çalışmalar kesintisiz devam etti. Türkmenleri yeniden bir araya getirmek, birlik ve beraberliği sağlamak için Türkmen parti ve kuruluşları arasında 5 Şubat 1997’de bir mutabakat protokolü imzalandı.[18]

Bugün ITC, Irak içinde ve dışında Türkmenlerin en büyük ve en çok tanınan siyasi kuruluşudur. Irak Türklerinin çok büyük bir bölümünü temsil etmektedir; hatta tamamına yakınını temsil ettiği söylenebilir.[19] ITC, 1997’de birinci, 2000’de ikinci, 2003’te üçüncü ve 2005’te dördüncü kurultayını yaparak, meşruluğunu ve gücünü de kanıtlamış oldu.

ITC’nin merkezi Kerkük’tedir ve 71 kişilik bir Türkmen Meclisi ile 9 kişilik bir Yürütme Kurulu bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, Irak’ta Bağdat, Diyala, Musul ve Erbil’de; Irak dışında ise Türkiye, İngiltere, Almanya, Amerika, Suriye ve Belçika’da temsilcilikleri vardır.

ITC, Irak’ta hizmetlerini ve faaliyetlerini şu birimlerle yürütmektedir:

1. Enformasyon Dairesi: Bu daireye, 24 saat yayın yapan Türkmeneli TV, iki yerel radyo istasyonu ve haftada iki defa yayınlanan Türkmeneli gazetesi çıkaran Basın ve Yayın Müdürlüğü bağlıdır. Bunun yanında ITC Türkiye Temsilciliği tarafından yönetilen ve 6 dilde yayın yapan internet sitesi bulunmaktadır.[20]

2. Eğitim ve Kültür Dairesi: Kerkük, Bağdat, Erbil, Süleymaniye, Diyala, Musul, Telafer ve Selahattin’de bulunan Türkmen anaokul, ilkokul, ortaokul ve liselerin ihtiyaçlarını temin etmekte, eğitim-öğretim faaliyetlerini düzenlemektedir. Ayrıca yurtiçi ve yurtdışında kültürel etkinlikler yapılmaktadır.

3. Sağlık, Sosyal ve Yardım Kuruluşları Dairesi: Erbil ve Zaho’da kurulan iki dispanser ve en önemlisi Kerkük’te kurulan Şifa Hastanesi vasıtasıyla bölge halkının sağlık hizmetlerinin ve ilaç ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bünyesinde bulunan yardım kurumu ise, halkın ekonomik sıkıntılarını nakdi ve ayni olarak gidermeye çalışmaktadır. Ayrıca, sosyal aktiviteleri de bulunmaktadır.

4. Araştırma ve Planlama Dairesi: Halka götürülen hizmetleri planlamakta ve ITC kurumları arasında koordineyi sağlamaktadır.

5. Siyasi ve Dış İlişkiler Dairesi: ITC adına ilişkiler tesis etmekte ve siyasi çalışmaların koordinesini yapmaktadır.

6. Güvenlik Dairesi: ITC binalarını ve yetkililerini korumakla görevlidir.

Bunların yanı sıra ITC’nin bölgede Türkmeneli Spor Kulübü, Türkmen Göçmenler Birliği, Talebe Birliği, Kadınlar Birliği, Edebiyatçılar ve Yazarlar Birliği, Tüccarlar Birliği, Esnaflar Birliği, Gençler Birliği, Sanatçılar Birliği, Öğretmenler Birliği ve Mesleki Birlikler gibi çeşitli sosyal organizasyonları da bulunmaktadır. ITC, şube ve irtibat büroları dahil, bölgede bulunan 40’a yakın kuruluşu ile geniş bir taban ve potansiyele sahiptir.

ITC, Irak’ın toprak bütünlüğü üzerine politikasını oluşturmuş ve Irak halkının hangi etnik grup ve mezhepten olursa olsun “Iraklılık Üst Kimliği”nde birleşmesi gerektiğini dile getirmiştir. Ayrıca Irak’ın doğal kaynaklarının tüm Iraklıların olduğunu savunan tek gruptur. ITC’nin bu görüşleri ABD’deki Irak Çalışma Grubunun raporuna kadar yansımış ve ABD’nin Irak’ta krizden çıkma tezlerine kaynak oluşturmuştur.

ITC’nin savunduğu tezler ana hatlarıyla şu şekildedir:

· Irak’ın kalıcı anayasasında Araplar, Kürtler ve Türkmenler asli unsur olarak kabul edilmelidir.

· Savunma, Dışişleri ve Doğal Kaynaklar Bakanlıkları merkezi yönetim kontrolünde olmalıdır.

· Ülkede varolan iç savaşı durdurabilmek ve ülkenin bölünmesini engellemek, ülkeyi bir arada tutabilmek için 18 vilayetli bir federatif yapı kurulmalıdır. Bunlardan Kerkük Vilayet yönetimi Türkmenlere verilmelidir. Ayrıca Kerkük, Bağdat ve Basra mutlak şekilde özel statüye tabi tutulmalıdır.[21]

1. VE 2. BÜYÜK TÜRKMEN KURULTAYI

4–7 Ekim 1997 tarihleri arasında Erbil’de yapılan 1. Büyük Türkmen Kurultayı, Irak Türkleri tarihinde bir dönüm noktası sayılabilir. Irak’ta Türk varlığının korunması uğrunda yıllardır mücadele veren çeşitli Türkmen kuruluşlarının katılımı ile gerçekleştirilen bu Kurultayın uzun bir hazırlık dönemi olmuştur. Bu konuda İstanbul’da takriben birer yıl ara ile en azından 3 toplantı yapılmış, bu toplantılarda böyle bir kurultayın yapılmasının Irak Türklerinin davası bakımından gerekli olduğu hususunda mutabık kalınmış, ancak yeri konusunda bir türlü fikri birliğine varılamamıştı. Bir kısım delege, kurultayın İstanbul’da bir kısmı da Kıbrıs’ta yapılmasını önermişlerdi. Fakat daha sonra İstanbul’da toplanan hazırlık komitesi, cesurane bir kararla kurultayın Erbil’de yapılmasını kararlaştırmıştı.[22]

Kurultay Avrupa, ABD, Kanada ve Avustralya’da bulunan Türkmen Derneklerin temsilcilerinin yanı sıra isimleri aşağıda yazılı Türkmenlerin ana kuruluşlarının aktif katılımı ile tertip edilmiştir:

· Irak Milli Türkmen Partisi

· Türkmeneli Partisi

· Türkmen Bağımsızlar Hareketi

· Türkmen Kardaşlık Ocağı

· Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı

· Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği[23]

Kurultayın genel kurulunu oluşturan 150 delege içinden 30 kişilik Türkmen Şura’sı adında bir yasama organı seçildi. Şura, Türkmen Kurultayının İcra Heyeti olarak ITC Yürütme Kurulunu belirledi. Ayrıca Kurultayda ITC Başkanlığına Vedat Arslan getirildi.[24]

2. Büyük Türkmen Kurultayı ise, 20–22 Kasım 2000 tarihleri arasında yine Erbil’de, Irak’ın kuzeyinde faaliyet gösteren siyasi partiler, hareketler, Türkiye ve diğer ülkelerdeki dernek, vakıf ve kuruluş temsilcileri, fikir, bilim ve sanat adamlarının ortak katılımı ile gerçekleşmiştir.

Kurultayda Irak Türkmen halkının içinde bulunduğu şartlar değerlendirilmiş, içinde bulunduğu durumu görülmüş ve geleceğe yönelik kararlar alınmıştır.

Yıllardır uygulanan asimilasyon politikasının hızından bir şey kaybetmemesine rağmen Türkmenlerin, varlığını koruma mücadelesine devam ettiği ve bu mücadelenin, dünyada eşine az rastlanır, güç koşullarda sürdürüldüğü değerlendirilmiştir.

İlk Büyük Kurultayda kabul edilen temel ilkeler deklarasyonu güncelleştirilmiş, ayrıca Kurultayda Türkmen şurası üyeleri seçilmiş ve Başkanlığa Sanan Ahmet Ağa getirilmiştir.[25]

3. BÜYÜK TÜRKMEN KURULTAYI

3. Büyük Türkmen Kurultayı, 13–15 Eylül 2003’te Kerkük’ün Tiyatro Salonunda, Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak “Irak’a Demokrasi, Türkmenlere Tam Haklar” yazan büyük panonun önünde, görkemli biçimde ve sıkı güvenlik önlemleri altında toplandı.[26]

Bu Kurultay, ilk defa Kerkük, Bağdat ve Musul’un da içinde olduğu geniş bir bölgeden delegelerin katıldığı bir kurultay olması dolayısıyla çok önemlidir. ITC 3. Büyük Kurultayının toplanmasını Irak Türkmenleri için tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendirebiliriz. Arap Milliyetçiliği güden Baas Partisinin yıldırma politikasını yıllarca yaşayan Türkmenler ilk defa böyle bir baskı olmaksızın bir araya gelmekteydi. Baskılar sonucu Irak dışına kaçarak bulundukları ülkelerden Irak Türklerinin seslerini dünyaya duyurmaya çalışan pek çok Türk, uzun yıllar sonra baba evine, Türk yurduna geri dönmüşlerdi.

Üç gün süren Kurultayda başkanlık için, bağımsız aday Sadettin Ergeç, Kardaşlık Ocağı Başkanı Dr. Faruk Abdullah, Türkmeneli Partisi Genel Başkanı Nevzat Teymur adaylık koydu. Aday olması beklenen ITC Başkanı Sanan Ahmet Ağa ise aday olmadı. ITC Genel Başkanlığı’na Saddam tarafından şehit edilen Albay Abdullah Abdurrahman’ın oğlu Dr. Faruk Abdurrahman seçildi. Kurultayda, ITC’nin yeni başkanının yanı sıra 55 kişilik yeni meclisi de belirlendi.[27]

IRAK GENEL SEÇİMLERİ VE SON TÜRKMEN KURULTAYI

30 Ocak 2005’te Irak’ta 14 milyon seçmenin 8,5 milyonu sandık başına gitmiş, seçimlere katılım oranı %58’de kalmıştı. 275 sandalyeli Irak meclisinde 140 sandalye, Ayetullah Sistani’nin desteklediği (ve bizzat ittifaka katılan partilerin milletvekili kotalarını belirlediği) Birleşik Irak (Şii) İttifakı tarafından kazanılmış; Kürt ittifakı 75 sandalye, Iyad Allawi’nin çoğunlukla laik ve orta sınıf Şii nüfusuna (ve kısmen de bazı Sünni kesimlere) dayandığı söylenen partisi ise 40 sandalye kazanmıştı. Komünist Partisi’nden Mukteda Sadr yanlılarının partisine kadar çeşitli kesimleri temsil eden diğer 9 ufak parti ise 20 sandalyeyi paylaşmıştır. Bu partiler arasında Arap Sünniler sadece 6 sandalye kazanmışlardı.

Türkmenler, ITC listesinden 3, Şii İttifakı listesinden 5, Kürt ittifakı listesinden 4 olmak üzere toplam 12 milletvekili çıkarabilmişlerdi.[28]

Saddam hükümeti düştükten sonra yapılan ilk Irak genel seçimlerinde ITC kötü bir sonuç almıştı. Seçim sistemi ve hilelerinin yanı sıra, Türkmenlerin farklı farklı gruplar şeklinde girmesi de şüphesiz ki, ortaya çıkan durumu olumsuz etkilemiştir. Bu doğrultuda, Türkmenler arasında, seçim sonuçlarını masaya yatırmak ve yeni başkanı belirmek adına toplanma kararı alındı.

Türkmenler 4. Büyük Kurultayını, 22–24 Nisan 2005 tarihleri arasında Kerkük’te gerçekleştirdi. Kurultayın gündemini, Irak’ta savaş sonrasında Türkmenlerin siyasi hedeflerinin tespiti ve seçim sonuçlarının değerlendirilmesi oluşturdu. Kurultaya ITC’ye dahil olan Türkmeneli Partisi ve Bağımsızlar Hareketi katılmadı. 350 delegenin katıldığı Kurultayın ilk gününde Kurultay tüzüğü hazırlandı. Kurultayda seçim, anayasa, eğitim, hukuk, kadın gibi konular üzerinde çalışan 15 komisyon kuruldu ve komisyonlar Kurultayda çalışmalarını içeren raporlar sundular. ITC’nin başkanlığına ise, Türkmen Meclisi Başkanı Dr. Sadettin Ergeç getirildi.

ABD’nin, Türkmenlerin Irak’ın asli bir unsuru olduğunu şu ana kadar görmemesine, dışlamasına ve Kürtlerin yoğun baskılarına rağmen, Türkmenler savaş sonrasında büyük bir örgütlenme içerisine girmişlerdi. Türkmenler bu Kurultayda da Sünni-Şii birlikteliğini vurgulamış, Irak’ın bütünlüğünün önemi üzerinde durmuşlardı. Türkmenlerin 30 Ocak seçimlerindeki başarısızlık nedenlerini Kurultaya taşımaları ve bu anlamda yeni hedefler belirlemeleri, oluşturulacak politikaların tespiti açısından son derece önemli olmuştur.[29]

Irak aynı yıl 15 Aralık’da, ABD’nin işgali sonrası ilk kez daimi bir hükümet seçmek için sandık başına gitti. Seçimi kazanan Şii İttifakı oldu. Yaklaşık 15 milyon seçmenden 11 milyonun oy kullandığı seçimlerde 275 sandalyelik mecliste dağılım şu şekilde oldu:

*

Birleşik Irak İttifakı: 128 milletvekili

*

Kürt İttifakı: 53 milletvekili

*

Sünni İttifakı: 44 milletvekili

*

Laik Şii Koalisyonu: 25 milletvekili

*

Ulusal Diyalog Cephesi: 11 milletvekili[30]

ITC ise, ittifakların içinde yer almamış, tek parti olarak seçime girmiştir. Sadece Musul’da Tavaffuk (Uzlaşı) listesinde yer almıştır. ITC’nin Genel Başkanı Dr. Sadettin Ergeç, Kerkük’ten seçilerek, Kerkük milletvekili olmuştur. Diğer ittifak listelerinden ise, toplam 8 Türkmen milletvekili daimi meclise girebilmiştir.

Birleşik Irak İttifakından 5 Türkmen vekil; Muhammed Taki El-Mevla, Muhammed Mehdi Tuzlu, Feryat Tuzlu[31], Abbas Bayatlı[32] ve Fevzi Ekrem. Sünni İttifakından 2 Türkmen vekil; İzzeddin Devlet ve Mehmed Emin. Kürt İttifakından ise, Velit Şerike[33] Irak meclisine girmişlerdir. Ancak unutmamak gerekir ki, Türkmen kimliği ile seçime katılarak meclise girebilen tek Türkmen Sadettin Ergeç’tir.[34]

30 Ocak ve 15 Aralık 2005’te yapılan seçimlerin, hangi şartlarda yapıldığı ve sonuçlandırıldığı her fırsatta dile getirilmiştir. Ancak bir an önce kendi istekleri doğrultusunda bir Irak inşa etmeyi hedefleyen çevreler, bu gerçekleri görmezden gelmiştir. Son gelişmeler dikkate alındığında bu çevrelerin, Türkmen toplumunun temsilcisi olarak kabul edilen ITC ve diğer Türkmen kuruluşlarına alternatif oluşumlar yaratma gayreti içerisinde oldukları gözlemlenmektedir.

Siyasi anlamda Türkmen toplumunu parçalama girişimi olarak değerlendirilen oluşumlardan biri, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin danışmanı Dr. Muzaffer Arslan tarafından kurulan “Irak Türkmenleri Otonom Örgütü”, diğer oluşum ise Taki El-Mevla’nın liderliğinde kurulan ve ilk toplantısını 5 Nisan 2006’da gerçekleştiren “Irak Türkmen İttifakı”dır. Bu ittifaka, Karar Partisi[35] ve Türkmeneli Partisi Başkanlarının katılmış olmasına bir anlam verilememektedir. Şii ve Sünnilerden oluşan ve tarih boyunca hiçbir ihtilafa düşmemiş Türkmen toplumunun, Telafer operasyonlarıyla başlatılan süreçte mezhebi farklılıkların ön plana çıkartılarak zayıflatılmasının amaçlandığı değerlendirilmektedir.

Bir dönemin Komünisti, Baas Partisi üyesi ve son dönemde Kuzey Yönetimi Meclis üyesi Abdüllatif Benderoğlu tarafından kurulan Türkmen Kültür Cemiyeti de bu sürecin bir parçası olarak nitelendirilebilir. Başlangıçta bu Cemiyet içerisinde Türkmen milliyetçi kesimin yer almış olduğu dikkat çekse de, kısa bir süre sonra teker teker çekilmeleri, Cemiyetin niyetine yönelik endişelerin doğru olduğunu göstermektedir. Siyasi olarak Türkmen toplumunu bölmeyi ve zayıflatmayı hedefleyen çevrelerin, Bağdat’ta aktif olan Türkmen Kardeşlik Ocağına alternatif olarak oluşturdukları Türkmen Kültür Cemiyeti ile kültür alanında da Türkmen toplumunu bölmeyi hedefledikleri düşünülmektedir.[36]

SONUÇ

Türkmenler kendilerini ilk önce Irak vatandaşı kabul ettikleri için Irak ulusal partileri içerisinde siyasi yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Saddam döneminde Baas yönetimi, Arap milliyetçiliğine dayalı bir parti olmasından dolayı, Türkmenlerin üyeliklerini, milliyet kayıtlarını “Arap” olarak değiştirmeleri koşuluyla kabul etmekteydi. Şimdilerde ise, Türkmenler mezhebe veya ırka dayalı partiler içerisinde eritilmeye çalışılmaktadır.

Bu doğrultuda diyebiliriz ki, Türkmenlerin siyasi hayatı sürekli olarak sabote edilmeye çalışılmaktadır. Bu nedenle, bugünlerde birlikte hareket etmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaçları vardır. Türkmen siyasilerinin, “Türkmen” kimliğiyle kurulmuş olmayan siyasi partilerde mücadelelerine devam etmek yerine, tüm Türkmen partilerin oluşumundan meydana gelmiş Irak Türkmen Cephesi’nin çatısı altında faaliyetlerine devam etmeleri şarttır.

ITC’nin ise, teşkilat yapısına daha fazla önem vermesi gerekmektedir. Sadece il ve köy teşkilatlarının değil, aynı zamanda ITC Kadın ve Gençlik Kollarının Irak ve diğer ülkelerde daha sıkı çalışmalar içerisine sokulması gerekmektedir. Son olarak Temmuz 2007’de gerçekleştirilen Amirli patlamasında teşkilat yapısının önemi daha iyi anlaşılmıştır. Bölgeye ilk gidebilen ITC teşkilatı olmuştur ve özellikle Şii Türkmenler arasında ITC lehine artı puan kazandırmıştır.

Bu noktada Türkmen aydınlarına büyük iş düşmektedir. Yıkıcı eleştirilerden ziyade daha yapıcı ve çözüm üreten eleştirileri dile getirmeli; ITC’nin üst düzey sorumlularıyla daha sık toplantılar düzenlenmelidir. Ayrıca Türkmenler içerisinde, yıkıcı veya mücadele aleyhine faaliyet yürütenlerin daha sert bir dille uyarılması ya da teşhir edilmesi gerekmektedir.

Bunların yanı sıra Türkmenlerin kendi çatıları altında silahlı güçlerini kurması gerekmektedir. Irak’taki diğer partilerin oluşturmuş oldukları silahlı güçler benzeri, ITC’nin de kendi kontrolü altında ve sadece Türkmenlerden oluşan bir silahlı tim kurması artık elzem olmuştur. Ancak burada dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta vardır: Birincisi, ITC’den bağımsız bir Türkmen milis gücünün kurulması sonucunda, kontrolsüz gücün alacağı en ufak bir yanlış karar, Türkmenlerin Irak’ta terörist ilan edilmesine ve o topraklardan sonsuza kadar silinmeleri için her türlü şiddete maruz kalmalarına sebep olabilir. İkincisi, Irak devletinin denetiminde kurulan bir Türkmen milis gücünün ise, devletin içinde söz sahibi olmuş bazı gruplar tarafından kendi menfaatleri doğrultusunda kullanılmasına ve Türkmeneli bölgesi dışında hemen her bölgede ateşe sürülmelerine neden olabilir.

Kaynakça:

[1] 1959’da Kerkük’te gerçekleştirilen Türkmen katliamından sonra bir grup Türkmen, katliama karşılık vermek amacıyla silahlanmış ve katliamı gerçekleştirdiklerini düşündükleri kişilere karşı silahlı eylemlerde bulunmuşlardı. Bunun yanı sıra Irak-İran savaşında, İran’dan yana tavır koyan Suriye 1983’te Irak rejimine muhalif siyasi grupları Şam’da toparlamış ve yine bir grup Türkmen de Irak Milli Demokratik Örgütü adı altında bu grubun içinde yer almıştır. Silahlı mücadele yapılması gerektiğini savunan bu grup, kayda değer bir silahlı eylemde bulunmamışlardır.

[2] Erşat Hürmüzlü, “Türkmenler ve Irak”, Kerkük Vakfı, Yayın nu:6, İstanbul, 2003, sf.102-103.

[3] Prof. Dr. Ekrem Pamukçu, http://w3.gazi.edu.tr/web/nibrahim/tr/irak_turkmen_tarihi-turkce.htm.

[4] Bilâl N. Şimşir, “Türk-Irak İlişkilerinde Türkmenler”, Bilgi Yayınevi, 1.Baskı, 2004, sf.213-214.

[5] Prof. Dr. Ekrem Pamukçu, http://w3.gazi.edu.tr/web/nibrahim/tr/irak_turkmen_tarihi-turkce.htm.

[6] Türkmeneli Gençlik Website.

[7] İsmet Küçükkaragöz, “Irak’taki Türkmen Varlığı”, Harp Akademileri Basım Evi, İstanbul, 2000, sf.115-116.

[8] İzzettin Kerkük, “Kerkük’ün Sönmez Ateşi: İzzettin Kerkük Armağanı”, Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yayınları, Yayın Nu:9, İstanbul, 2006, sf.174-176.

[9] Şimşir, sf.212-213.

[10] Songül Çabuk, Irak Türkmen Kadınlar Birliği Başkanı ve Irak Geçici Hükümet Konseyi’ndeki tek Türkmen temsilcidir.

[11] Şimşir, sf.214-215.

[12] Kerkük-Tuzhurmatu yolunda aşırı hız nedeniyle önüne çıkan Amerikan ordusuna ait Hummer Jeep’e çarparak hayatını kaybettiği olayda, Yayçılı’nın ABD askerlerinin ateşi sonucu öldürüldüğü yolunda da haberler çıktı. Nitekim ITC’nin ilk açıklamasında ABD askerleri tarafından açılan yaylım ateşi sonucu Yayçılı’nın şehit edildiği söylenmiştir. Bakınız: Salih Boztaş, Zaman, 15.05.2004.

[13] Kurultayın Türkmenler için bir diğer önemi ise, dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da Kurultaya katılacağıydı. Ancak 17 Nisan 1993’te toplanan kurultayın ilk saatlerinde Özal’ın vefat haberi salona kara bir haber olarak düşmüştü.

[14] Şimşir, sf.215.

[15] Şimşir, sf.215-216.

[16] Şimşir, sf.220-221.

[17] Şimşir, sf.221-222.

[18] Bu protokol, çözülme noktasındaki Türkmenlerin toparlanmasında önemli bir rol oynadı. Aynı zamanda Türkmen kurultayına giden süreci de tetikledi ve akabinde Ekim 1997’de Erbil’de 1. Türkmen Kurultayı geniş bir katılımla toplandı.

[19] Şimşir, sf.216.

[20]www.kerkuk.net sitesi Türkçe, İngilizce, Almanca, Rusça, Arapça ve Farsça dillerinde yayın yapmaktadır.

[21] 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü tarafından 13 Ocak 2007’de Ankara’da düzenlenen “Kerkük’ü Unutma” konferansında ITC Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı’nın yapmış olduğu sunumdan yararlanılmıştır.

[22] Kerkük, sf.142.

[23] Yusuf Ziya Arpacık, “Yolbaşı”, İlteriş Yayınları, İstanbul, 8.Baskı, 2005, sf.183.

[24] 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü tarafından 13 Ocak 2007’de Ankara’da düzenlenen “Kerkük’ü Unutma” konferansında ITC Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı’nın yapmış olduğu sunumdan yararlanılmıştır.

[25] 2. Türkmen Kurultayı Sonuç Bildirisi, 22 Kasım 2000, http://www.iraqiturkman.org.tr.

[26] Şimşir, sf.388.

[27] Arpacık, sf.184-185.

[28] Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, “30 Ocak 2005 Irak Seçimleri Sonrası Irak”, SETAV, http://www.setav.org.

[29] Global Strateji Enstitüsü, Ufuk Turu, 25 Nisan 2005, http://www.globalstrateji.org.

[30] CNN Türk Özel Dosyalar, “Irak Daimi Hükümeti Seçti”, 20 Ocak 2006, http://www.cnnturk.com

[31] Türkmen Vefa Hareketi’nin Başkanıdır.

[32] Irak Türkmenleri İslami Birliği’nin kurucusudur.

[33] Iraklı Kürt gruplar tarafından kurdurulan “tabela” Türkmen partilerinden Türkmen Kardeşlik Partisi’nin Genel Başkanıdır.

[34] Prof. Dr. Mahir Nakip, “Sekizli Türkmen Zirvesi”, 27.10.2006, http://www.kerkukvakfi.com.

[35] Karar Partisi’nin Başkanı olan Faruk Abdullah Abdurrahman, Ocak 2005 seçimlerinden sonra gerçekleşen 4. Büyük Türkmen Kurultayı’nda, ITC Başkanlığından alınmış, yerine Dr. Sadettin Ergeç getirilmiştir. Akabinde (aynı sene) Abdurrahman ITC’den ayrılarak, Karar Partisi’ni kurmuştur.

[36] Özüm S. Uzun, “Türkmenlerin Geleceği Kimlerin Elinde?”, Global Strateji Enstitüsü, 26.04.2006, http://www.globalstrateji.org.