21.yy Sultanlık ve Sultan Hasipi - Enes İbrahim - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









21.yy Sultanlık ve Sultan Hasipi - Enes İbrahim
Tarih: 25.01.2009 > Kaç kez okundu? 4844

Paylaş


Sultan çok farklı anlamlarda kullanılan bir sıfat olduğu bilinir.Kelime olarak Sultan güç,yönetici, lider anlamına gelir ve tarihte bağımsızlığını ilan eden hükümdarlara sultan adı verilirmiş. Peki 21.yüzyılda Sultanlar hala yaşıyor mu? Evet var değerli okuyucular yeni sultanlarımız hala var olmakta. Tarihimizde olduğu gibi günümüzde de sultanlık devam etmektedir. Demokratik dönemin başlamısıyla adında demokrasi olan bir parti kuruldu bir zamanlar.Parti’nin adı Türk Demokratik Partisi idi. Fakat bu parti kurulduğundan beri ne kadar demokratik bir parti olduğu tartışılmaktadır. Çünkü TDP’ nin koltuğuna oturan gitmek bilmiyor ve o koltukta oturmak için ne yapılması gerekiyorsa yapılıyor. Herhalde TDP’ nin koltuğu çok tatlı. 2001 yılına kadar TDP koltuğu ne kadar değerliydi tartışılır. Fakat 2001 yılından bu yana özellikle bu dönemlerde TDP koltuğu çok değerli. Neden soracak olursanız bu dönemde TDP iktidar,Türkiye’ den tarih boyunca alamadığı maddi manevi desteği almakta. Acaba şu an ki partinin bazı yöneticileri 2001 yılına kadar nerelerdeydiler yada 2008 yılına kadar nerelerdeydiler. Saf TDP’ li gençler TDP’ nin en zor dönemlerinde TDP’ yi ayakta tutmaya çalışırken,muhallefet döneminde Türk Dünyası Kurultayı düzenlerken neredeydiler bu Türk büyüklerimiz. Arnavut – Makedon partilerinemi çalışıyorlardı yada o dönemde kendi çıkarlarını TDP’ de göremedilermi?. Zamanla siyaset halkı memnun eden bir sanat olmadığını anlamaktayız. Siyaset her zaman toplumun memnun edilmesi için değil şahsi çıkarlar için yapılan bir sanatmış malesef.

Geçtiğimiz günlerde Makedonya Türklerinin ilk ve en büyük Türk partisi olan TDP’ nin 7. Olağan Kongresi Orta Makedonya’ nin bir şehri olan İştip’ te düzenlendi. Adil olmayan yöntemlerle yine delegeler belirlendi,şube yönetimleri ele geçirildi. Artık hile ve adil olmayan yollarla çalışmak bizim bazı Türk ‘’büyüklerimizde’’ kalıcı bir hastalık oldu. Her kongrede aynı oyunları görmekten,duymaktan bıktık artık. Kurultay hazırlıkları başlıklı yazımda delege dağılımındaki haksızlıklara değinmek istemiyorum.Bu kurultaya 250 delege davet edildi. Kongreye kaç delegenin katıldığını tam olarak bilemiyorum.Çünkü her haberde farklı rakamlar gördüm. Bu rakamların belli olmamasının sebebi ise kurultayı düzenleme kurulu yada verifikasyon komisyonunun ciddi çalışmamasından kaynaklanabilir.Kurultay başlarken delege sayısının tespit etmek yerine kurultayın verifikasyon komisyonu kurultayın sonunda delegelerin tespitini yapması amatörce bir olay olarak değerlendiriyorum. Herneyse katılan delegelerin karşılarına genel başkanlık ve genel sekreterlik için ikişer aday çıktılar. TDP tarihinde ilk defa iki koltuk için ikişer kişi yarışmakta. Genel Sekreter adayları Üsküp Şubesi Eski Başkanı Sn. Dr.Zerin Abaz diğer aday ise Hasipi’ nin komşusu Kadir Salih. İki adayında aday olması çok ama çok yanlış.Çünkü dünyanın hiçbir yerinde diplomat, bir siyasi partinin genel sekreteri olmadı. Hiçbir büyük partide de üniversite mezunu olmayan biri genel sekreter olmadı. Nede olsa bizler okulsuz milletvekilleri ve bakan görmeye alıştık.

Düşünsenize bir bilim doktoru, yüksek okul mezunu ile yarışa giriyor ve doktor yarışı kaybediyor. Bunu duyan ve okuyan güler. Gerçekten de durum tam bir traji komedi. Hanımağamız Dr.Zerin Abaz genel sekreterliği Kadir Salih’e kaptırıyor. Nasıl kaybettiğini en iyisi kendileri bilir ve bizleri bu konuda aydınlatırsa seviniriz.

Türkçede şöyle bir deyim var: yarı yolda brakını yarı yolda brakırlar.Malesef Hasipi insanları aldatmakta bir usta. Genel Başkanlık için Hasipi ve Maksud Ali yarıştılar.Adaylardan biri üniversite yıllarında Türkoloji bölümünde okuyanlarla alay eden bir şahıs. Neden Türkoloji okuyorsunuz burda Türk kalmadı diyen bir şahıs iki dönem başkanlık yaptı ve hakkı olmayarak üçüncü döneme aday oldu. Diğer aday ise Hasipi’yi başkanlığa getirenlerden biri Maksud Ali. Herhalde Maksud Ali 2001 yılında yaptığı hatanın farkına vardı ki başkan adayı oldu. 2001 yılında Maksud Ali’ nin önderliğinde Hasipi’ yi parti başkanlığına getirip bir sultanatlığa son vermek istiyorlardı. Nitekim görüyoruz ki o dönemde Hasipi TDP’ de sultanlık devrinin bittiğini bir kaç medya organında vurgulamıştır. Peki şimdi ne oldu. Hasipi Sultanatlığımı başladı? Evet değerli okuyucular, Türklüğü tartışılan birinin sultanatlığı başladı. TDP’ nin tüzüğüne göre genel başkan iki dönem başkanlık yapabilir diye bir madde var. Tüzük çok açık ve net. Hukukçulara sormaya gerek bile yok. Fakat Sultan Hasipi bu konuda da ustalığını gösterip delegelere yine yutturdu.Adeta Hasipi delegelerle ve Türk halkıyla alay edet gibi. Hasipiye göre bir dönem eşittir 4 yıl. Hayır Hasipi bir dönem bazen 1 yıl bazen de 6 ay bazende çok daha az sürebilir.Kendi seçtiği delegelerin büyük bir çoğunlundan oyları alıp tekrar başkan oldu. Hasipi’ ye neden tekrar başkan oldunuz diye sorsanız,Hasipi’ nin cevabı şubeler istedi olur. Peki o şubeleri ele geçirmek için Hasipi’nin neler yaptığını kendi dürüstçe açıklasın çünkü ben onları yazmaktan iğreniyorum. Hiçbir Türk’ e yakışmayan yollara başvurup diğer milletlerden ve diğer partilerden insanları nasıl partiye getirdiğini açıklasın sultanımız.Açıklayamaz çünkü doğruları söylemek için yürek ister.

Partinin iki kilit ismi kapı komşu. Nerde adalet, nerde haklılık, nerede demokrasi, nerede doğru görev dağılımı. Yukarda yazdığım gibi siyaset kendi çıkar sanatı olmuş malesef. Hasipi tüzük değişikliğine gitti. Partinin artık iki başkan yardımcısı olacak.Hatta geçenlerde bir gazeteye verdiği demeçte iki başkan yardımcısının genç olacağını açıkladı. Tabii senaryo önceden belliymiş. Komşusunu genel sekreter yapıp Gostivar ve Üsküp şubelerini başkan yardımcılıkla aldatmak istediği çok ama çok açık.S Bakalım yakında Gostivar ve Üsküp şubeleri başkan yardımcılıkları konusunda aldanacaklarmı. Bekleyip göreceğiz.

Son olarak sayın Sultan Hasipi ve ‘’mühendis’’ Neziri 05.04.2008 tarihinde yönetim kurulu toplantısında şahsıma yapmış olduğunuz fiziksel saldırı hala unudulmamıştır ve hiçbir zaman unutulmayacaktır. Size seçim öncesi diyalog önerdim. Kabul etmediniz. Hem suçlu hem güçlü olmak istiyorsunuz. Gelin özür dileyin yada farklı yollarda.farklı ortamlarda hesaplaşırız. Bu bir tehdit değil sadece uyarıdır beyefendiler.Gelinde büyüklüğünüzü gösterin.