Onbir Ayın Sultanı Mübarek Ramazan’nın gelmesiyle birlikte, Almanya’da yaşayan 5 milyon civarında Müslümanlar arasında sevinç ve heyacan doruğa ulaşmış durumda. Sayıları 3 bin üzerinde olan camiler, bu günlerde en hareketli günlerini yaşamaktalar. Bir yanda hatim proğramları yapılırken diğer yanda ise iftar sofraları hazırlığı için dört elle çalışanların telaşı var. Tabiri cayizse huşu, heyacan ve telaş iç içe. Deden toruna, genç, yaşlı hep birlikte kılınan Teravih namazları ise ayrı bir sevinç kaynağı.



Almanya’da yaşayan Müslümanların yaklaşık yüzde 60’nı oluşturan Türkler, göçün 50.yılı yaşanan şu günlerde (1961-2011) bir Ramazan’ı daha idrak etmekteler. Kimliği korumak, dini değerleri yaşamak ve ibadetleri yerli yerince yapabilmek için kurulan cemiyetler ve açılan camilerde, en heyacanlı ve en sevinçli günleri kuşkusuz Ramazan-ı Şerif ayında yaşamakta. Müminlerin; daha dindar, daha sosyal ve daha hareketli olduğu günler, şüphesiz ki Ramazan günleridir.



Her yıl olduğu gibi bu yıl da ATİB yetkilileri ve görevliler, “Ramazan Özel Proğramı” çerçevesinde, cami ve cemiyetleri ziyaret ediyor, sohbet ve vaaz-ı nasihatlarda bulunuyorlar. Bu propram çerçevesinde Kuzey Almanya’yı dolaşan, ATİB’e bağlı bir kısım camileri ve cemiyetleri (Bremen Y.E, Bremen Merkez, Hannover, Salzgitter, Bielefeld, Osnabrück) ziyaret eden Genel Başkan Yardımcısı Yakup Tufan, bir değerlendirme yaparak, yapılan hizmetleri ve görüşlerini dile getirdi.

Yakup Tufan; gerek Bremen ve gerekse Aşağı Saksonya (Niedersachsen) Eyaletleri’nde bulunan bir kısım camileri ziyaret esnasında, Mübarek Ramazan’ın heyacan ve sevincini yaşayan bir çok insan ve cemaat mensuplarıyla karşılaştığını belirtti. İzin mevsimi olmasına ve bir çok insanın ailesiyle birlikte Türkiye’de bulunmasına rağmen, cemiyet ve camilerdeki iftar proğramlarına yoğun bir katılımın olduğunu dikkat çekti. Bütün camilerde hatim proğramları yapılmakta olduğunu, kadınlar başta olmak üzere, deden toruna büyük bir ilgi olduğunu işaret etti. Almanya’da yaşayan Türk, Arap, Afrikalı, Alman, Bosnalı veya başka milliyetlerden olan Müslümanların cemiyet salonlarında veya iftar çadırlarında yan yana ve tam bir aile havası içerisinde, iftar yapmakta olduklarını söyledi. Kadınlar, çocuklar ve gençlerin büyük ilgi gösterdikleri teravih namazlarının Müslüman toplum için ayrı bir sevinç kaynağı durumunda olduğuna değindi. Her gittiğimiz ve ziyaret ettiğimiz cami ve cemiyetlerimizde; Ramazan-ı Şerif’in önemine değindik dedi. Dindar olmanın zaruretini, birlik ve beraberliğin önemini anlattıklarını söyledi. Ümmet şuurunun ve kardeşliğin geliştirilmesine işaret ettiklerini, özellikle diyalog ve komşuluğun geliştirilmesi konusunda, çeşitli tavsiyelerde bulunduklarını anlattı.

Bununla birlikte Tufan; cami ve cemiyetlere yeni insanların, yeni üyelerin kazanılması hususunda Ramazan’nın önemli bir fırsat olduğunu hatırlattıklarını belirtti. Öbür taraftan Afrika başta olmak üzere, Ortadoğu, Kafkaslar ve Asya’nın muhtelif ülke veya bölgelerinde bulunan fakir, mazlum ve mağdurlara yardım elinin, merhamet elinin uzatılması yolunda, azami gayret gösterilmesi konusunda, tavsiye ve nasihatlarda bulunduklarını sözlerine ekledi.



Bilindiği üzere ATİB, geçen sene (2010) Ramazan’da, -asrın en büyük sel felaketine maruz kalan Pakistan- için yardım seferberliği ilan etmiş ve yaraların sarılmasında büyük bir gayret göstermiştir Bu Ramazan’da da ATİB; Somali başta olmak üzere, muhtelif bölgelerdeki mağdur ve mazlumlara ulaştırmak için “Afrika Acil Yardımlarınızı Bekliyor” adı altında bir kampanya başlatmış bulunmaktadır. Biz ATİB Genel Merkezi olarak, herkesi bu kampanyaya katılmaya ve hayırda yarışmaya davet ediyoruz.



05.08.2011