Tebriz İzlenimleri - Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Tebriz İzlenimleri - Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI
Tarih: 11.03.2011 > Kaç kez okundu? 4411

Paylaş


Bazı kitaplarımın Farsçaya tercüme edilmesi ve İran’da yayınlanması için komşu ülkeye 15 günlük bir araştırma ve inceleme ziyaretinde bulundum. Kara yoluyla gerçekleştirdiğim bu yolculuk sırasında gözlemlerimin yanı sıra çeşitli etnik gurup ve kitlelere sahip insanlarla uzunca konuşma ve düşüncelerini öğrenme şansım oldu.









Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da meydana gelen son siyasal gelişmeler doğrultusunda yaşadığımız coğrafyanın en önemli ülkelerinden biri olan İran’daki izlenimlerimi değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum.







Dünyanın 18. büyük ülkesi konumunda bulunan İran İslam Cumhuriyeti (1) idari olarak 30 eyalete (otsan) bölünmüş bulunmaktadır. (2) İran asıllı Farsların yanı sıra ülke nüfusunun önemli bir kısmını Türkler, Kürtler, Lorlar, Türkmenler, Araplar, Beluçlar, Kaşgailer, Bahtiyariler ve başka etnik kökenli İranlılar oluşturmaktadırlar. Başkent Tahran ve diğer bölgelerle birlikte İran Türkleri kitlesel olarak Kuzey Batı bölgeleri yani Doğu Azerbaycan, Batı Azerbaycan, Erdebil, Zencan, Kazvin ve Hemedan eyaletlerinde yaşamaktadırlar. Doğu Azerbaycan’ın merkezi Tebriz, Batı Azerbaycan’ın Merkezi Urumiye ve Erdebil bu doğrultuda İran’ın en önemli kentleri olmalarının yanında İran Türklerinin de kültürel ve ekonomik merkezleri konumundadır.





Bu kentlerle birlikte İran’da, İran Türklerinin yaşadığı pek çok güzel kent bulunmaktadır. (3) Bu kentlerin çoğunu ziyaret etme şansım oldu. İran’ın genelinde olduğu gibi hepsinde gözle görülür büyük bir gelişme ve her sahada önemli ilerlemelerin yaşandığına şahit oldum. Genelde çift şeritli yollardan ulaşılan kentlerin köhneleşmiş çehreleri değişmiş, bu kentler modern ve çağdaş kentler konumuna gelmişlerdir. Bütün bölge dev bir şantiye konumunda olup yollar, meydanlar, caddeler, bulvarlar, parklar, binalar, sosyal ve kültürel yapılar, müzeler, barajlar, çarşılar ve alışveriş merkezleri, sanayi ve üretim tesisleri, sosyal konutlar, üniversite ve eğitim kurumları, spor tesisleri yapılmış ve benzeri sahalarda dev adımlar atılmış, yatırımlar yapılmıştır.







Tebriz Gözlemlerim



Tebriz Doğu Azerbaycan Eyaleti’nin merkezi olup zengin tarihi ve kültürel mirası, büyüklüğü, kentsel yapısı, tarihi eserleri ve bütün yönleriyle İran Türklüğünün merkezi konumundadır. Binlerce yıl tarihi geçmişe sahip bu kent tarihsel olarak İran siyasal yaşamında ve gelişmelerinde çok önemli bir yere sahiptir. İran tarihi boyunca özellikle İslamiyet sonrası hemen hemen bütün önemli siyasal gelişme ve toplumsal hareketler ya doğrudan doğruya Tebriz kaynaklıdır ya da Tebriz’in desteğiyle gerçekleşmiş durumdadır. 15. yüzyıldan itibaren Azerbaycan ve merkezi Tebriz yıpratıcı Rus-Osmanlı ve İran devletlerinin çatışma ve savaşlarının ortasında kalmış ve çok büyük insani ve maddi zararlara uğramıştır. Özellikle 20. yüzyılda İran siyasal hayatında köklü değişikliliklere neden olan ve anayasal monarşiye geçişi sağlayan ‘1906-1911 İran Meşrutiyet Devrimi’ sırasında Tebrizlilerin önderliği ve kahramanca mücadeleleri bütün tarihçilerce tespit ve tescil edilmiştir.





Çarlık hükümetinin çöküş döneminde Tebriz yine işgale uğramış ve 1918 yılında devrimci din adamı Şeyh Muhammet Xiyabani önderliğinde özgürlükçü ‘Azadistan Hareketi’nin merkezi olmuştur. İkinci Dünya Savaşı’nın zor yılları olan 1945-1946 yıllarında Tebriz sosyalist eğilimli Seyit Cafer Pişeveri başkanlığında kurulan ‘Muhtar Azerbaycan Hükümeti’ne ev sahipliği yapmıştır. 2500 yıllık İran monarşi rejiminin sonunu getiren ‘1979 İran İslam Devrimi’nin fitili Tebriz’de ateşlenmiş ve bütün ülkeyi sarmıştır.





Yıllar sonra Tebriz’i gördüğümde çok şaşırdım. Tebriz Şah döneminde bilinçli olarak geri bırakılmış kocaman bir köy konumundaydı. Şimdi ise kocaman bir şantiye konumunda, şanlı tarihine yakışır bir gelişme trendini yakalamış çağdaş bir kent konumuna bürünmüş durumdadır. Zeferaniye, Pervaz, Veliye Eser gibi modern banliyölere kavuşan kentsel dönüşümünü başarıyla gerçekleştiren, dev kültür saraylarına, zengin müzelere (4), gökdelenlere, modern alışveriş merkezlerine ve benzeri imkânlara kavuşan bir kent konumuna gelmiştir. İran’ın bütün kentlerinin önemli meselesi olan kentin trafik sorunu, inşaatının %70 bitmiş olan metronun hizmete girmesiyle çözülecek gibi görünüyor. Kentin ekonomik canlılığı ve gelişmişliği konusunu, İran’ın genel durumunu incelemeye aldığım yazımda değineceğimden burada üzerinde durmuyorum.





Tebriz eskiden beri İran’ın en önemli siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik ve sanayi kutuplarından biri konumundadır. Kentte kurulu bulunan ulusal çaptaki dev sanayi tesisleri, traktör fabrikası, ağır makine sanayi ve diğer fabrikalar, petrol rafinerisi, üniversiteler, askeri birlikler, 2.Hava Taktik Üstü, Devrim muhafızlarına bağlı Aşura ordusu ve benzeri kuruluşlar sayesinde çok stratejik bir konumdadır. Ayrıca bu kentin İran-Türkiye-Avrupa ve Azerbaycan Cumhuriyeti yoluyla Kafkasya ve Rusya kara yolu üzerinde bulunması, Türkiye-İran demir yolunun bu kentten geçmesi kentin önemini artırmaktadır. UNESCO tarafından korunması gereken dünya kültürel mirası listesinde yer alan dünyanın en büyük kapalı çarşısı konumundaki ‘Tebriz’in Kapalı Çarşısı’ bünyesinde barındırdığı onlarca çarşı, han, cami, külliye ve başka tarihi kalıntılarıyla Ortadoğu’nun en önemli tarihi alışveriş merkezi ve görülecek tarihi yapılarından biri konumundadır.





Türkiye ve Türk Mallarına İlgi



Ülkemiz İran’ın komşusu ve Tebriz’e en yakın pazar olmasına rağmen eskiden burada pek varlık göstermez veya gösteremezdi. Bu yolculuğum sırasında mutlulukla Türk ürünlerinin Tebriz çarşılarında ve alışveriş merkezlerinde büyük varlık gösterdiğini ve en çok beğenilen ve satın alınan malların başını çektiğine şahit oldum. Türk malı hazır giyim ürünleri, perde ve mefruşat, giyim, beyaz eşya, halı, mobilya, yiyecek, temizlik ürünleri, su ve elektrik mamulleri ve akla gelen her türlü sanayi ve ticari ürünümüz Tebriz’deki tezgâhları doldurmuş durumdadır. Üstelik parlak neon ve reklam tabelalarında Türk malı ürünlerin reklamı yapılmakta ve müşterilerin ilgisine sunulmaktadır. Kentin her noktasında Türkiye’nin turistlik cazibe merkezlerinin reklamı yapılmakta, Antalya, İstanbul, Kapadokya, Marmaris ve benzeri merkezlere düzenlenen turların ayrıntısı yer almaktadır.





Türkiye’den geldiğimi öğrenen vatandaş, aydın, öğrenci ve tümüyle herkes sımsıcak duygu ve içtenlikle beni karşılamış, ülkemize duydukları yakın ilgi ve alakayı her fırsatta dile getirmişlerdir. Aydın ve entelektüel kişilerin ülkemizdeki bütün siyasal gelişmeleri ve olayları yakından ve ilgiyle takip ettiklerine şahit oldum. Buradaki aydınlar ve entelektüeller, Yaşar Kemal’i, Orhan Pamuk’u ve diğer yazarlarımızı yakından takip etmekte, kitaplarını okumakta hatta posterlerini duvarlarına asmaktadırlar. Bütün bölgede olduğu gibi Türk televizyon dizileri burada da büyük ilgi ve heyecanla izlenmektedir. Türk dizilerindeki konular ve dizi kahramanları pek çok ailenin günlük yaşantısının normal parçası haline gelmiştir. Dizilerin yanı sıra Türk televizyonlarının yarışmalarından sosyal içerikli programlarına kadar pek çok yayını büyük ilgiyle izlenmektedir.





Tebriz’de Gözüme Çarpan Olumsuzluklar



Tebriz’de beni mutlu eden olumlu gelişmelerin yanı sıra bazı yanlış ve hatalı uygulamalarla karşılaştım. Kentin tam ortasında çok önemli bir tarihi yapı yer almaktadır. Tarihi bir caminin kalıntısı olmasına rağmen adı Erk olarak anılmaktadır. Bu dev tarihi yapı günümüzden 674 yıl önce 1337 yılında Taceddin Elişah’ın veziri Reşidettin Fezlullah tarafından büyük bir cami olarak yaptırılmıştır. Zamanla şiddetli depremler bu muhteşem yapının yıkılmasına sebep olmuşsa da caminin devasa mihrabı dimdik ayakta durulmaktadır. Yüksekliği yerden 26 metre olan bu eser uzun yıllardan beri Tebriz kentinin sembolü ve simgesi konumundadır. 1979 yılında İslam Devrimi’nden sonra bu binanın bahçesinde yer alan tarihi tiyatro ve kütüphane binası sorumsuzluk örneği olarak ne yazık ki yıkıldı. Yıllardan beri bu tarihi binanın yanı başında çok büyük bir musalla (Cuma namazının kılındığı kompleks) inşa edilmektedir. Bu yapı yüksekliği ve devasa boyutlarıyla tarihi Erk’i gölgede bırakmıştır.





Musalla binasının yapılmasına tabi ki kimsenin itirazı yoktur ve olamaz. Kentin başka bir alanında bu musalla inşa edilebilirdi ve tarihi Erk etrafı düzenlenerek güzel bir gezi alanı haline dönüştürülerek kentin bir turistik cazibe noktası konumuna gelebilirdi. Bu olumsuz durumu görünce Kazakistan’da yaşanan benzer bir olayı hatırladım. Vaktiyle Türkiye’den bazı yetkililer Kazakistan’ın Türkistan kentinde Hoca Ahmet Yesevi’nin türbesinin yanına çok muazzam bir cami yapmak için planlarını Kazakistan Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazerbayev’e sunduklarında Sayın Cumhurbaşkanı caminin yüksekliğinin tarihi Yesevi Türbesi’nden yüksek olamayacağını ve hiçbir binanın Türkistan’ın simgesi konumunda bulunan türbeden ihtişamlı olamayacağını ve gölgede bırakamayacağını bizim yetkililere iletmiştir. Ne yazık ki Tebriz’deki yerel makamlarca Erk binası için bu duyarlılık gösterilmemiştir.





Yazımın başında Tebriz’deki tarihi bina ve yapıların mükemmel ve başarılı bir biçimde aslına uygun olarak onarılıp restore edildiğinden söz etmiştim. Bu hususta Megberetül Şüera (Şairler Anıtı) (5), Tebriz Kapalı Çarşısı (6), Ulu Cami (7), Mescidi Kebud (Göy Meçit) (8), El Gölü (9), Nöber Hamamı (10), diğer görülecek yerler (11) ve benzeri tarihi yapıların aslına uygun olarak büyük emeklerle restore edildiğine şahit olmaktayız. Özellikle Mescidi Kebud, Kaçar Müzesi olarak kullanılan Emir İntizam’ın evi ve bazı tarihi evlerin restorasyonuna gösterilen ilgi takdire şayandır. Ama ne yazık ki bazı kimi onarım ve restorasyonlar sırasında yapılan yanlış davranış ve uygulamalar halk nezdinde olumsuz bir durumun ortaya çıkmasına ve kötü niyetli kişilerin fırsatçı tutumlarına ortam sağlamaktadır.





Çok zengin bir müze olan Tebriz Ulusal Müzesi (Muzeye Tebriz) ve Mescidi Kebud (Göy Meçit) tarihi belediye binasının (Saat Gabağı) bulunduğu meydanı Tebriz Üniversitesi’ne bağlayan İmam Humeyni caddesi üzerinde bulunmaktadırlar. Mescidi Kebud’un restorasyonu sırasında müzenin yanına Xagani adında güzel bir park yapmışlar ve girişinde büyük şair Xaganiye Gencevi’nin harika bir heykelini dikmişler, aynı zamanda tarihi dokuya uygun hücreler içeren bahçe düzenlenmesi yapılmıştır. Caminin yan tarafında Demir Çağı adlı bir müze daha hizmete açılmıştır. Tarihi caminin yanındaki boş araziye dikilen modern alış veriş merkezinin inşaatı sırasında temeller kazılınca yer altından 4000 yıl öncesine ait tarihi mezarlık ortaya çıkarılmıştır. Mezarlık yeryüzünden 8-10 metre derinlikte bulunmuş, mezarlardan çıkan iskeletler, çanak çömlek ve diğer eserlerle iskeletlerle birlikte oldukları yerlerde özenli bir şekilde camekânlarla kaplanmış ve ziyarete açılmıştır.





Kimi Tebrizli aydın ve entelektüel mezarlığın şimdi sergilendiğinden çok büyük ve kapsamlı olduğunu bilinçli olarak alışveriş merkezi yapımı sırasında etrafı betonla doldurularak kapatıldığını söylemektedirler. Bunun da nedeninin Ariyalıların günümüzden 3000 yıl öncesinde İran coğrafyasına göç ettiklerini ve burada bulunan 4000 yıllık kalıntıların Ariyalılar ve Perslerden önce de bu topraklarda bir medeniyetin bulunduğunun göstergesi olduğunun kanıtı olarak göstermektedirler. Bir deyim vardır: ‘Bir olayın şüyuu vukusundan beterdir’ diye… Bu tarihi mezarlık konusu da buna benzemektedir. Pek çok Tebrizli doğru veya yanlış bu tarihi mezarlık konusunda böyle düşünmektedir. Yerel yöneticiler dedikodulara meydan vermemek ve kötü niyetli girişimleri akim bırakmak için bu konuya açıklık getirmeli, yerel medyanın ve kültür insanlarının huzurunda kazıların devamını sağlayarak şehir efsanelerinin doğmasına fırsat vermemelidirler. Kaldı ki benim kanımca da bu tarihi mekânda böyle alışveriş merkezi yapılması aynı musalla inşaatı gibi yanlıştır. Bu sahalar kültür ve gezi parkı olarak düzenlenmeli, alışveriş merkezleri ve musalla gibi yapılar kentte bolca bulunan boş ve tarihi merkezlerden uzak yerlere inşa edilmelidir.





Kentin çeşitli noktalarında büyük şair Mehmet Hüseyin Şehriyar (12) ve meşrutiyet kahramanları Settar Han (13) ve Bağır Han (14) gibi Tebrizli ünlülerin heykellerinin dikilmesi, adlarının caddelere ve meydanlara verilmesini memnuniyetle müşahede ettim. Ancak yalnız bu yeterli değil. Önümüzdeki dönemlerde Şah tarafından Aras nehrinde boğdurulan ozan ve yazar Samet Behrengi’nin (15), kentin çeşitli meydanlarına heykellerinin dikilmesi yerinde hatta gerekli bir davranış olacaktır.





Sonuç



Tebriz İran Türklüğünün siyasi ve kültürel merkezidir. Başta Tebriz olmak üzere İran Azerbaycan’ı tarih boyunca İran’ın bölünmez ve ayrılmaz bir parçası olarak ülkedeki bütün siyasal değişim, dönüşüm ve devrimlerin öncüsü olmuştur. Her dönemde olduğu gibi bazı odaklar bağımsız ülkelerin birlik ve beraberliklerini bozmak, kargaşa meydana getirmek için her türlü entrikaya başvurmaktadır.





Yukarıda sözünü ettiğim kimi olumsuzluklar ve yine Tahran’da bazı kendini bilmez cahil, İran’da yaşayan milyonlarca Azeri Türküne yönelik kimi zaman küçültücü ve aşağılayıcı söylemler kullanabilmektedir. Bu doğrultuda ayrılıkçı yayınlarını sürdüren kimi medya kuruluşları Bakü’de bazı odakların desteğini alarak tahriklerini sürdürmektedir.





İran Türkleri bölgenin iki önemli ve güçlü devleti konumundaki Türkiye ve İran arasında dostluk, kardeşlik ve bütün sıcak ve samimi ilişkilerin köprüsü hatta güvencesi konumundadırlar. Türkiye’nin sağduyulu yaklaşımı her zaman İran Türklerinin İran’ın bütünlüğü ve iki ülke arasındaki sıcak kardeşlik münasebetlerinin gelişmesini sağlamaktadır. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ün de geçen haftaki İran ziyaretinde Tebriz’in yer alması ve bütün İran’da olduğu gibi burada da büyük bir coşku ve sevgi seliyle karşılanması bu sıcak ve derin ilişkilerin göstergesidir.





Kimse ham hayallere kapılmasın. Türk–İran münasebetleri tarih boyunca en parlak ve sıcak dönemini yaşamaktadır. Bu çerçevede siyasi, ekonomik, güvenlik, sosyal, kültürel ve bütün sahalarda önemli ve kapsamlı anlaşmalar imzalanmış ve yürürlüğe girmiştir. İki ülkenin hedefi önümüzdeki 5 yılda ticaret hacmini 30 milyar dolara yükseltmektir. Bu ulaşılamayacak bir hedef değildir.









Dipnotlar:



1- İran İslam Cumhuriyeti yüzölçümü: 1,680,000 km² dir.





2- İran İslam Cumhuriyeti’nin eyaletleri: 1- Tahran 2- Kum 3-Merkezi 4- Kazvin 5- Gilan 6- Erdebil 7- Zencan 8- Azerbaycane Şergi (Doğu Azerbaycan) 9- Azerbaycane Ğerbi (Batı Azerbaycan) 10- Kürdistan 11- Hamedan 12- Kirmanşah 13- İlam 14- Loristan 15- Xuzistan 16- Çaharmahal ve Bahtiyari 17- Kohkuliye ve Boyr Ahmedi 18- Buşeher 19- Fars 20- Hurmüzgan 21- Siyistan ve Belucistan 22- Kirman 23- Yezd 24- İsfehan 25- Semnan 26- Mazenderan 27- Gülistan 28- Xorasane Şomali (Kuzey Horasan) 29- Xorasane Rezevi (Rezevi Horasan) 30- Xorasane Cenubi (Güney Horasan)





3- İran Türklerinin yaşadığı diğer bazı önemli kentler: Merend, Merağa, Aher, Şebüster, Heştrud, Miyanduab, Serap, Pars Abad, Mişkin Şehr, Culfa, Binab, Hoy, Selmas, Maku, Negedeh, Sofiyan, Bostan Abad ve Xal Xal.





4- Tebriz’deki müzeler: 1- Azerbaycan Ulusal Müzesi: Kentin en eski müzesi konumundaki bu müze tarihi, 3 katlı binasında hizmet vermekte ve modern salonlarında çok değerli arkeoloji, sanat ve etnografya eserleri sergilenmektedir. 2- Kent Müzesi: Tarihi belediye binasının bir bölümünde hizmet veren bu müze Tebriz kentiyle ilgili belgeler ve eserlere ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca bağımsız bir bölümünde Tebrizli ustaların elinden çıkmış paha biçilmez muhteşem halıların sergilendiği halı müzesi de hizmet vermektedir. 3- Meşrutiyet Müzesi, Tarihi bir evin restore edilerek müze haline dönüştürülen bu müzede ‘1906-1911 İran Meşrutiyet Devrimi’ ile ilgili tarihi belgeler, dokümanlar, alet edevatın yanı sıra Meşrutiyet Devrimi’nin lider kadrosu ve kahramanlarının heykel ve büstleri de yer almaktadır. 4- Kaçar Müzesi: Tarihi Şeşkilan Mahallesi’nde Kaçar dönemine ait muhteşem bir köşkün aslına uygun olarak restore edildiği bu müze başta muazzam binası olmak üzere Kaçar Hanedanı’yla ilgili nadide ev ve süs eşyaları olmak üzere çok değerli tarihi eserleri ziyaretçilerinin ilgisine sunmaktadır. 5- Sençiş (zaman ölçümü) Müzesi; Meksudiye Mahallesinde Tarihi bir ev restore edilerek müze haline dönüştürülen bu binada paha biçilmez tarihi saatler, ölçüm aletleri ve bu konuyla ilgili enteresan eserler sergilenmektedir. 6- Şehriyarın Evi; Fars ve Türk dillerinin en büyük kalemi ve şairi olan üstat Muhammet Hüseyin Şehriyar’ın yaşadığı ev müze haline dönüştürülmüş, bu büyük şairin kitapları, yaşarken kullandığı ev eşyaları olduğu gibi edebiyat ve şairi sevenlerin ilgisine sunulmuştur. 7- Kuran Müzesi (Muzeye Goran ve Ketabet); Tarihi Sabilemir Meydanında Şah Tehmas Sefevi dönemine ait camide hizmet veren bu müzede çok nadide el yazması Kuran-ı Kerimler ve nefis hat sanatına ait eserler sergilenmektedir. Bunlardan başka müzelerde kentte faaliyet durumundadır, dilerim önümüzdeki ziyaretlerimde bunlarla ilgili bilgilerimi paylaşırım.





5- Megberetül Şüera: Şairler Anıtı olarak da adlandırılan bu muhteşem bina burada mezarları bulunan 420 şair, yazar ve edibin anısına yaptırılan anıt mezardır. Dünyada eşi benzeri bulunmayan şairler anıtında yüzlerce yıllardan beri şairiler defin edilmiştir. Tarihi belgelere göre şair ve yazar Esediye Tusi, Mecieldin Bilgani, Xaganiye Şirvani, Zehireddin Faryabi, Şahpur Nişaburi, Homame Tebrizi, Maniye Şirazi, Şekibiye Tebrizi, Şemseddin Secasi, Meğribiye Tebrizi, Felekiye Şirvani ve nice edebiyat ustası yatmaktadır. Son olarak büyük şair üstat M.H. Şehriyar’da buraya defin edilerek anıt mezarı haline dönüştürülmüştür. Anıtın içinde üstat Şehriyar’ın mezarı ve bazı yazarların heykelleri yer almakta, kurulu bulunan ses düzeninde de üstadın kendi sesinden devamlı olarak Hayder Baba manzumesi dinletilmektedir.





6- Tebriz Kapalı Çarşısı: Dünyanın en büyük tarihi kapalı çarşısı unvanına sahip Tebriz Kapalı Çarşısı yüzyıllardan beri Asya’nın en önemli ticaret merkezlerinden bir konumunda olmuştur. Binlerce dükkân, onlarca çarşı, han, rasta, cami, hamam ve benzeri yapıları bünyesinde bulunduran pek çok seyyahın sefer namesinde yer tutan canlı ve görülmeye değer bir alışveriş merkezidir.





7- Ulu Cami: İran Meşrutiyet Devrimi ve İran İslam Devrimi’nin ateşlendiği ve geliştiği en önemli mekânlardan bir olan Tebriz Ulu Cami’nin (Mescidi Cami) inşa tarihiyle ilgili bilgi bulunmamakla birlikte inşaatı İslamiyet’in ilk yıllarına dayanmakta, daha sonra Safeviler döneminde onarımlar geçirmiştir.





8- Mescidi Kebud: Bu tarihi cami, Karakoyunlu hükümdarlığı döneminde Cihan Şah’ın eşi Can Begüm Hatun tarafından inşa edilmiştir. Binanın süslemesinde kullanılan mavi renkli mozaiklerinden dolayı Göy Meçit (Mavi Cami) olarak anılmaktadır. Halen onarımı devam etmektedir.





9- El Gölü: Kaçar Hanedanı döneminde inşa edilen bu mesire yeri suni gölü ve gölün ortasındaki tarihi binayla dikkat çekmektedir. Halen Tebrizlilerin en önemli eğlence ve gezi alanlarından biri olup Erkle birlikte Tebriz’in sembol yerlerinden biridir.





10- Nöber Hamamı: Kaçar dönemine ait bu tarihi hamam asınla uygun restore edilerek geleneksel çayhane ve restoran olarak hizmet vermektedir.





11- Tebriz’in diğer gürülecek yerleri: Sabilemir Cami ve Türbesi, Heydezadeh Evi, Bağe Kemal, Seyit Hameze Türbesi, Gaim Mekam Anıt mezarı, Şerbetoğlu Ev, Terbiyet Kütüphanesi, Tebriz Üniversitesi, Eynalı Dağı, Tebriz Tren İstasyonu, Yangın Kulesi ve pek çok tarihi cami.





12- Muhamet Hüseyin Şehriyar: 1904 yılında Tebriz’de dünyaya gelmiş, ilk ve orta öğrenimini Tebriz’de bitirdikten sonra Tahran’da darilfinun lisesini bitirmiştir. Kuşkusuz yaşadığı dönemde çağının en büyük Fars ve Türk dilinin şairlerinden biriydi. Özellikle bir başyapıt sayılan Hayder Baba Manzumesi İran Türklerinin en önemli edebi eseridir. Üstad Şehriyar 1988 yılında Tebriz’de vefat emiş ve şairler anıtında ebedi istirahata kavuşmuştur. Anıt mezarı her gün pek çok seveni tarafından ziyaret edilmektedir.





13- Settar Han: Serdare Milli yani ulusal komutan unvanına sahip Settar Han 1906-1911 İran Meşrutiyet Devrimi liderlilerindendir.





14- Bağır Han: Salare Milli yani ulusal komutan unvanına sahip Bağır Han 1906-1911 İran Meşrutiyet Devrimi Liderlerindendir.





15- Semet Behrengi: Halk ozanı, yazar ve öğretmen Semet Behrengi 1939 yılında Tebriz’in fakir mahallerinden Çerendab semtinde fakir bir ailede dünyaya geldi. Semat 10 yaşındayken babası çalışmak için Kafkasya’ya gitti, bir daha dönemedi. Ailenin geçimi bu küçük çocuğun çalışmasına kaldı. Çalışarak okudu, Tebriz Öğretmen Okulu’ndan (Daneşsera) mezun olup çok sevdiği öğretmenlik mesleğine başladı. Çalışırken Tebriz Üniversitesi’nden İngilizce bölümünden lisans unvanı aldı. Köy öğretmenliği yaptı, kısa sürede pek çok eser ortaya koydu.1- Ulduz ve Kargalar (Ulduz ve Kelağha), 2-Ulduz ve Konuşan Bebek (Ulduz ve Eruseke Sexengu), 3-Pancar Satan Çocuk (Pesereke Lebu Fıruş), 4-Koç Ali ve Kel Hamze (Goç Ali ve Keçel Hamze), 5- Küçük Kara Balık (Mahiye Siyah Kuçulu), 6- Kel Kuşçu (Keçele Kefterbaz), 7- 24 Saat Uyanık ve Uykuda (24 Saat der Xab ve Bidari), 8- Bir şeftali, Bin Şeftali (Yek Helu, Hezar Helu), 9- Köylü Çocuğun Yaşamı (Segozeşte Pesere Rustai) 10- Tekhun 11- İran Eğitim konularında araştırma, 12- Köy Çocukları için Alfabe; 13- Meşrutiyet Devrimi’nde Azerbaycan, 14- Azerbaycan masalları, ayrıca pek çok tercüme ve araştırma ortaya koymuştur. Bu devrimci yazar daha 29 yaşındayken 1968 yılında şehit edilerek cenazesi Araz nehrine atılmış ve boğularak öldüğü süsü verilmiştir.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 12
Dün Tekil 427
Bugün Tekil 132
Toplam Tekil 4303951
IP 3.15.10.104






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























26 Cemaziye'l-Ahir 1446
Aral k 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31


Hepiniz birer T rk Bayra s n z. Bayra lekelemeyin, kirletmeyin yere d rmeyin.
(Alpaslan T RKE )


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.096 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu