Özbek Türkçesinde Gına Morfemi - Yrd. Doç. Dr. Rıdvan ÖZTÜRK - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Özbek Türkçesinde Gına Morfemi - Yrd. Doç. Dr. Rıdvan ÖZTÜRK
Tarih: 27.12.2010 > Kaç kez okundu? 6622

Paylaş


Giriş



Dilin tabiî gelişmesi içerisinde bazı ses ve şekil değişikliklerine uğradığı bilinmektedir. Bu değişikliklerin dilin lehçe ve şivelerindeki görünümleri farklılıklar arz etmektedir. Bu görünüm bazı lehçe ve şivelerde eskiyi gösterecek bir şekilde, bazılarında ise eskiden hiç bir iz yansıtmayacak şekilde varlığını sürdürürmektedir. Bizim burada ele aldığımız -GInA morfemi de bugün Türkiye Türkçesi sahasında kullanım alanını yitirmiş olmasına karşılık, Çağatayca kaynaklı bir çok yazı dilinde kullanılmaktadır. Bu yazı dilleri içerisinde morfemi, en kapsamlı olarak kullananların biri Özbek Türkçesidir.



Morfemin tarihî seyri hakkında kısa bilgi



Türk dilinin yazılı olarak takip edebildiğimiz en eski dönemi olan Köktürk döneminden beri bu morfeme rastlamaktayız. Köktürk harfli yazıtlarda morfem çoğunlukla “az” kelimesi ile birlikte kullanılmıştır:



Az-qıña türk budun jorıjur ärmiş “Azıcık Türk halkı yaşıyormuş.”

Ulu? irkin az qyña erin tezip bardy. “Ulu İrkin azıcık erle kaçıp gitti.”

(Tenişev 507)



Morfeme daha sonraki metinlerde KInA şeklinin yanı sıra, KIyA şeklinde de rastlıyoruz. Eski Uygur döneminin n ve y ağızlarına uygun bir ayrışım gibi görülüyorsa da, morfemin bu ağızlara göre dağılımı düzensizdir. KInA şeklinin geçtiği metinlerde y ağzını yansıtan “koy, çıgay, kayu, ayıg” gibi kelimeler de bulunmaktadır. Morfemin KIyA şeklinin Orta Türkçe dönemine ait bir özellik olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonraki bir tarihte de y’li şekline rastlanıyorsa da morfem, Orta Türkçe döneminden sonra bugünkü Türk yazı dillerine n’li şekli ile ulaşmıştır (Erdal 48).



Çağatayca döneminde morfemin kullanımı ile ilgili bir bilgiyi bize Ebulgazi Bahadır Han vermektedir:



“amnek”ning ma¼nası bu turur kim, ol vaktda Mogol tili köp unut bolup kitmey irdi. Laf®-ı can ´Arab tili turur. Tacik “huş” dir ve Özbek “tin” dir ve Mogol “amin” dir. Ol “amnek”ning kaf’i ,´Arab anga “kaf-i ta¬g‰r” dir. Ol “kiçikine” ma‘nasına bolur. Özbek anı -gına dir. Gah yirde -gine dir. Niçük kim kiçik atnı “atgına” ve kiçik kişini “kişigine” dir. “amnek”ning ma‘nası “cangına” timek bolur. [ "amnek"in manası budur ki, o zamanlar Moğol dili fazla unutulmamıştı. "can" Arapça'dır.Tacik "huş" der. Özbek "tin" der. Moğol "amin" der.O "amnek"teki k'ye Arap küçültme k'si der. O küçücük manasındadır. Özbek ona gına der, bazen gine der. Şöyle ki, küçük ata "atgına", küçük kişiye "kişigine" der. "amnek"nin manası "cangına" demektir.] (Şecere 306)



Morfemin Gününmüz Türk Yazı Dillerindeki Durumu



Morfem, bugün Türk yazı dillerinde GAnA, GInA şekillerinde Kıpçak sahasında ve Uygurca ile Özbekçe’de yayılmıştır. Doğu Kıpçak lehçelerinde ve onlara yakın olan Kırgızca’da ilk hecesi geniş ünlülü, kalanlarında ise ilk hecesi dar ünlülü olarak kullanılır: Kazakça, Karakalpakça, Nogayca ve Kırgızca’da genellikle qana/?ana , bazen ince ünlülü kene/gene; Tatarca, Başkurtça, ve Baraba Tatarcasında qyna/?yna, kinä/ginä (Bunlardan ilk ikisinde dört fonetik varyant vardır.); Çuvaşça’da kyna, Uygurca’da qina/?ina kinä/ginä, Özbekçe’de kina/gina, Karakalpakça’da ?yna/kyna şeklinde kullanılmaktadır (Tenişev 507).



Tatarca’nın Sibirya ağızlarından Baraba Tatarcasında morfemin n’li yaygın şeklinin yanı sıra, Orta Türkçe döneminde görüldüğü gibi y’li ( qıya/gıya, kiye/giye ) varyantı da bulunmaktadır:



Terese töbénte taş yatar, anı gıya al “Pencerede taş var, sadece onu al”

(Tumaşeva 1977, 220; Tumaşeva 1992, 137)



Morfemin Türkiye Türkçesine ulaşmış bir yansıması bulunmamaktadır. Eski Türkçedeki bu yapının Anadolu ağızlarında devamı olarak gösterilen dimiş-kine “demiş ki”, yatsa-kine “yatsa ki” gibi örneklerde (Korkmaz 1995, 184) sadece bir şekil benzerliği olmalı. Morfemin gerek Eski Türkçedeki, gerekse Özbek Türkçesindeki kullanılışlarında çekimli fiil tabanlarına rastlamıyoruz. Anadolu ağızlarındaki bu şeklin karşılığı Özbek Türkçesinde -??? şeklinde devam etmekte olup, ayrı bir morfemdir.



Biz bu çalışmada, morfemin sadece Özbek Türkçesindeki kullanılışı üzerinde duracağız. Özbek Türkçesi için tespit edilen kullanılışlar, yeri geldikçe Eski Türkçedeki ve Türkiye Türkçesindeki karşılıkları ile ortaya konulacaktır.



Özbek Türkçesinde morfemin kullanılışı



A) Ek gibi kullanılışı



Özbek Türkçesinde morfem, -ginä , -qinä, -kinä şekillerinde olup; k, g ile biten kelimelere -kinä , q, g ile bitenlere -qinä şekli, bunların dışundaki tabanlara ise -ginä şekli getirilmektedir (Gulamov 99; İmla 16). Gerek Kiril alfabeli imlâda, gerekse Lâtin alfabeli imlâda morfem kelimeye bitişik olarak yazılmaktadır: åriqqinä “zayıfça”, tüzükkinä “iyice”, dürüstginä “doğru, tam, dürüstçe”, qisqaginä “kısaca, kısacık” vb



GInA morfemi her ne kadar bitişik yazılıyorsa da, kullanıldığı yerler açısından ek ile edat arası bir yapı sergilemektedir. Morfem bazı yerlerde küçütme ve sevimlilik işlevlerinde isimden isim yapma eki gibi kullanılmaktadır. Bu kullanılış, özellikle isimlerde, sıfat, zamir ve zarflarda görülür



Morfem “kiçkinä” kelimesinde ekleşmekten öte, kelimenin köküne kaynaşmış durumdadır. Bu kaynaşmadan dolayı, ikinci defa GInA morfeminin ek olarak getirildiği görülür:



Båşqä kiçkinä väzifälär häm dürüst bäcärildi.

“Başka ufak tefek vazifeler de tam yapıldı.” (Çolpan 77,17)



Şu yerdä kiçkinäginä bir närsä yåzib ötişni keräk bildim.

“Burada küçücük bir şey yazmayı gerek gördüm.” Çolpan 84 20



A.1. İsimlerde kullanılışı



A.1.1. Asıl isimlerle kullanılışı



İsimlere getirildiğinde pekiştirme, küçültme ve sevimlilik anlamlarını ifade eder: qizginä “kızcağız”, yåşginä “delikanlıcık”, båläginä “yavrucağaz, yavrucak”vb. Bu küçültme ve sevimlilik anlatımı aynı cisten bazı eklerin üst üste gelmesi şeklinde de kendisini gösterir: qozi-çåq~qozi-çåq-qinä “yavrucağız”, çäqä-låq~çäqä-låq-qinä “bebek, bebekceğiz” (Tursunov 1960, 52)



Morfem, ek gibi kullanıldığı yerlerde Türkiye Türkçesindeki +CIK, +CAK, +CAGAz, +CAGIz eklerine karşılık gelir. Eklere karşılık gelen kullanılışında, sadece +GInA ekli şekil kullanılabildiği gibi, GInA morfeminden sonra iyelik eklerini veya iyelik ekleriyle birlikte hâl eklerini almış şekiller de kullanılabilmektedir. Bu şekilleri şöyle gösterebiliriz:



Genel anlamda isim + GInA

Genel anlamda isim + GInA + iyelik ekleri

Genel anlamda isim + GInA + iyelik ekleri + hâl ekleri



Äkäcån ketär bolsäng yol båşginä “Ağam gider isen şu yolbaşına

Ketäringdä meni qil yoldåşginä Giderken beni et yoldaşcağazın

Ketäringdä meni qilsäng yoldåşginä Giderken beni edersen yoldaşcağazın

Åxir sözüm, bolämän oynäşginä Ahir sözüm, olayım oynaşcağazın

(Ak Alma.147)



Båqqinämning bågbåni “Küçüçük bağımın bağbanı

Üyginämning sultåni Evceğezimin sultanı” (Kelinay 180)



Şuning üçün båşqä boldi yüzginäm “Bunun için değişti yüzceğezim

Çägiräyib qåldi ikki közginäm Belerip kaldı iki gözceğezim”

(Miskal 15)



A.1.2. İsimleşmiş yapılarda kullanılışı



Bazı sıfatfiil ekleri getirilmek suretiyle oluşturulan geçici hareket isimleri de GInA morfemini ek olarak alır. Bu durumlarda hareketin önemi vurgulanmakta ve anlam tekit edilmektedir:



Qizginä ketärginängni änglädim “Kızcağız gideceğini anladım

Sän ketär deb därvåzäni påylädim Gidersin diye kapını bekledim”

(Ak Alma 147)



Nimä desä äytgänginäsin qilib “Ne dese söylediğini yapıp

Hämmäng ertän bilän sälåmlär bering Hepiniz seherde selam verin

(Erali 5)



A.2. Sıfatlarda kullanılışı



Morfemin sıfat cinsinden kelimelerle kullanılışında da yine bir küçültme ve sevimlilik anlatımı vardır. Bu kullanılışlarda ayrıca bir tekit ifadesi de bulunmaktadır. Özellikle sayı isimlerinde ve sıfatlarında bu durum daha açık görülür:



Hänüz heç bir cåydä birginä nüshäsi yoq

“Henüz hiçbir yerde bir tek nüshası yok.” (Çolpan 151,32)



Morfem “şirin, yäxşi, qisqä, dürüst, cim, yängil” gibi zarf olarak da kullanılabilen sıfatlara getirildiğinde anlamı kuvvetlendirici, pekiştirici bir işlevi bulunmaktadır. Bu durumlarda morfem Türkiye Türkçesindeki +CA ekine karşılık gelmektedir:



Män ungä Yusufcån äkäm hikåyäsining qisqäginä mäzmunini äytib berdim. “Ben ona Yusufcan Ağam hikâyesinin kısaca mazmununu anlatıverdim.”

(Çolpan 17, 33)



Hättå ba’zi bir ürfiy vä tetik rollärdä yäxşi oynäguçilärning yäxşiginä sözläri häm bår. “Hatta bazı özel ve büyük rollerde güzel oynayanların pek güzel (güzelce) sözleri de var.” (Çolpan 112,39-41)



Åçilgän båglärdä räyhån güling yoq “Açılmış bağlarda reyhan çiçeğin yok

Söylämåqqä şiringinä tiling yoq Söylemeye şirince dilin yok”

(Miskal 305)



A.3.Zarflarda kullanılışı:



Zaman zarfı olarak kullanılan “häli, håzir, endi, keçä” gibi kelimelerden sonra getirildiğinde, küçültme bildirmez. Bu kullanılışlarda hareketin özellikle o zamanda gerçekleştiğini, o zaman ile sınırlı olduğunu vurgular:



“İnqilåb”ning 11-12 nçi såni Fergånä båzårigä endiginä çiqdi. ” İnkilab’ın 11-12. sayısı Fergana çarşısına yenice çıktı.” (Çolpan 151)



Häligi ådämlär yoq. Håzirgine şuning içidä edi. Qäyåqqä ketdi ulär. “O adamlar yok. Daha şimdi bunun içinde idi. Nereye gitdi onlar.” (Antologıya, 217)



Yerine göre zaman ifade eden yäqin, yäqindä “yakın, yakında, kısa süre önce” kelimeleri de yine zaman zarfı gibi kullanılmaktadır. Morfem bu kelimelere geldiğinde (yäqinginä, yäqindäginä “yakın, yakında, çok kısa süre önce, biraz önce”) de aynı şekilde anlamı pekiştirir



Yäqindäginä Özbek qizil mätbuåtining 6 yilligini qilib ötkäzdik.

“Yakında Özbek kızıl matbuatının altıncı yılını geçirdik” (Çolpan 152)



Zaman bildiren zarfların dışında; başka durum bildiren, miktar bildiren zarflarda da GInA morfemi kullanıldığında anlamı kuvetlendirir. Bu yapıları da Türkiye Türkçesine aktarırken +CA ekinden faydalanabiliriz veya “en, pek, çok” gibi zarfların yardımına baş vururuz: tezginä ” tez, tezce, çok çabuk”, yengilginä “hafif, hafifçe, belli belirsiz”, yäxşiginä ” iyi, iyice,, çok iyi”, ästäginä “yavaşça ” vb.



Cim otir, cim.Qärä, änävuni qärä. “Sessizce (sakin) otur, sessizce (sakin). Bak, işte buna bak.” (Antologıya 217)



Ålimhån äkä bilän Åybek suhbätni cimginä tinläb otirişdi. “Alimhan ağa ile Aybek sohbeti sessizce dinliyorlardı.” (Çolpan 164)



A.3.Zamirlerle kullanılışı:



GInA morfeminin zamirlere getirilişi özellikle dönüşlülük zamirinde görülmektedir. Dönüşlülük zamirinin bu şekli, iyelik ekleri alarak şahıs zamirleri gibi görev yapar. Bu iyelikli kullanılışların birinci şahıslarında bir tevazu anlatımı, ikinci ve üçüncü şahıslarında ise bir küçültme, sevimlilik, şefkat yerine göre de bir samimiyet anlatımı bulunmaktadır. özginäm “ben, kendiceğizim, bendeniz, benceğiz”, özginäng “sen, kendiceğizin, senceğiz”, özginäsi “o, kendisi, kendiceğizi”, özginämiz “biz, kendiceğizimiz, bendeniz”, özginängiz “siz, kendiceğiniz”, özginäläri “onlar, kendiceğizleri”



Bu tåvuş eşidib mening özginäm “Bu sesi işitip benim kendiceğizim

Çini bilän üygä qärädim Doğruca eve baktım” (Miskal 20)



Hämmäng işånmäsäng mening gäpimä

Qäräb kelgin, Häsän, båläm özginäng

“Hiç biriniz inanmasa benim sözüme

Haydi gel, Hasan yavrum senceğiz ( tek sen) (Miskal 18)



GInA morfemi, dönüşlülük zamirinden başka işaret zamirlerinde de yapım eki gibi kullanılmaktadır. Morfemin işaret zamirlerine doğrudan getirilişi çok az görülür. Bu durumlarda morfemin ek gibi veya edat gibi anlam vermesini kesin olarak ayırmak mümkün görülmemektedir. Anlam olarak her iki şekilde Türkiye Türkçesinde uygun karşılık bulmaktadır:



“Keçä vä Kündüz”, “Yärqinåy” käbi äsärläri häm bår. Şuginämi? “”Gece ve Gündüz”, “Yarkınay” gibi eserleri de var.Bu kadar mı (Buncağız mı, sadece bu mu)? ” (Çolpan 187)



Daha çok şu ve u zamirlerinin eşitlik hâlini bildiren şundäy, änçä kelimelerinden sonra getirilmektedir. Zamirin bahsedilen şekilleri söz dizimindeki yerine göre bazen sıfat ve zarf gibi anlam vermektedir:



U kişi Fuzuliyning “Läyli Mäcnun”idän änçäginä gäzälläri oqidi. “O adam Fuzulî’nin “Leyla ve Mecnun”undan onca gazel okudu.” (Çolpan 166)



Bä’zi mäqålälärdä esä Çolpån “Bismillå” ornidä äytilişi låzim bolgän rivåyät vä äfsånälärni ätäyin çetläb ötgäni şundåqqinä sezilib turädi.”Bazı makalelerde ise Çolpan “Bismillah” yerinde söylenmesi gereken rivayet ve efsaneleri özellikle dışladığı şöylece seziliyor.” (Çolpan 29)



B. Edat gibi kullanılışı



Morfemin isimden isim yapma eki gibi kullanıldığı yerlerden farklı olarak, ikinci bir kullanım alanı daha bulunmaktadır. Bu kullanımda morfem getirildiği kelime ile birlikte tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Ancak bu birlikte kullanım söz dizimi içerisinde bir karşılık bulmaktadır. Özbek dilbilgisi kaynaklarında “yükleme” başlığı altında gösterilen morfem, bu yapıya sahip diğer yazı dillerinde hem ayrı yazılmakta hem de ayrı bir kelime (edat) olarak muamele görmektedir.(bk. TTAS I,282; Öner 245)



Özbek Türkçesinde her iki durumda da morfem önceki kelimeye bitişik yazılıyorsa da, bunları şu noktalarda birbirinden ayırmak mümkündür:



B.1.Vurgu bakımından



Morfem yapım eki gibi kullanıldığı zaman vurguludur. Vurgusuz kullanıldığı yerlerde edat görevindedir: båläginä (=fäqät bålä) “sadece çocuk”, båläginä (=yåqimtåy bålä) “çocukcağaz”. (Gulamov, 260)



B.2. Kendisinden sonra ek alıp almaması bakımından



GInA yapım eki gibi kullanıldığı yerlerde kendisinden sonra iyelik ekleri ile iyelik eklerinin hâl ekleri almış şekillerini alabilmektedir: yårginäm “sevdiceğim”, üyginämning “evceğezimin”, qolginängdän “elceğezinden”, dilginämizni “gönülceğezimizi” vb.



Girgök åtginämä qämçi çåtäyin “Gırgök atcığıma kamçı vurayım

Şirvån elgä men åräläb ketäyin Şirvan eline ben girip gideyim”

(Dastanlar 152)



B.3. Kendisinden önce aldığı ekler bakımından



GInA ek olarak kullanıldığı tabanlara, edat olarak da getirilebilmektedir (bkz. B.1.). Ancak morfem hâl ve zarffiil eklerinden sonra sadece edat olarak kullanılmaktadır.



B.3.1. Hâl eklerinden sonra kullanılışı



Morfem, ilgi, yükleme, yönelme, bulunma, ayrılma hâli eklerinden sonra getirilebilmektedir. Ancak zaman ifade eden “yäqin” vb kelimelerin bulunma hâli eki almış şekillerinde ara bir durum söz konusudur. (bkz. A.3)



Bundä häm şärt fe’ligäginä qoşilgän bolib, soräş, iltimås käbi mänålärni ifådäläydi. “Burada da sadece şart fiiline eklenmiş olup, soru, iltimas gibi manaları ifade der.” (ÖTTG, 231)



Şuning üçün qisqä qilib şuniginä äytämiz kim… “Bunun için kısa kesip, sadece şunu söyleyelim ki…” (Çolpan 110)



B.3.2. Zarffiilden sonra kullanılışı



Özbek Türkçesinde morfemin zarffiilden sonra kullanılışı yaygın değildir. Morfemin -b zarffiil ekinden sonra getirilerek zarfı derecelediği hakkında bir bilgiyi bize Zeynelov vermektedir: örgenibgina (Zeynelov 214).•



Bu men, qorqibgina javob berdi ko’laga (O. Yoqubov)

“Buyum, diye iyiyce korkarak cevap verdı keleye” (İmla 24)



Yine, Özbek Türkçesi Grameri isimli eserde de bu yapıdan bahsedilerek bir örnek verilmiştir. Ancak burada morfemin edat işlevi fark edilmediği için, külib-ginä qoydi şekli “biraz güldü” diye aktarılmıştır. Morfem gramerde belirtildiği gibi (Coşkun 194) küçültme işlevinde değil, sınırlama işlevinde olduğu için “sadece güldü” diye aktarılmalıydı:



Miryåqub faqat külib-ginä qoydi,båşqa heç närsä demädi

“Fakat Miryakub biraz güldü, başka hiçbir şey demedi.” YAS 73 (Coşkun 195). “Miryakup sadece güldü, başka hiçbir şey demedi.”



Asıl zarffiil eki olmadığı hâlde, zarffiil işlevini yerine getiren sıfatfiillerin hâl ekli şekillerinde de morfem edat olarak kullanılmaktadır. Bu kullanılışta, cümlenin zarf unsurunda bir pekiştirme, dereceleme söz konusudur (krş. A.1.2.):



U dünyåni köp uzåq deydilär, çärçämäsdän qiynälmäsdänginä yetib åling. “O dünyaya çok uzak diyorlar, hiç yorulmadan, zorlanmadan ulaşın.” (Çolpan 117)



B.4. Başka edatlarla kullanılışı



GInA morfemi, sınırlama ve belirginleştirme bildiren fäqät fäqätginä ve yålgiz edatları ile birlikte kullanıldığında işlevini bir kat daha belirginleştirir.



Bundäy izläniş fäqät Türkistånlik ziyålilär ortäsidäginä sådir bolgän emäs. Böyle arayış sadece Türkistanlı aydınlar arasında ortaya çıkmamış.” (Çolpan 6)



Dünyåning yålgiz åltidän biridäginä ezgänlärgä qärşi qozgälib, yårug dünyå tüziş yolidä iş båşlädilär. “Dünyanın yalnızca altıda birinde ezenlere karşı baş kaldırıp, aydınlık dünya kurma yolunda işe başladılar.” (Çolpan 124)



Aynı işlevi yerine getiren fäqät fäqätginä ve yålgiz edatları ile GInA morfemi birlikte kullanılabildiği gibi, biri diğeri olmadan da kullanılabilir. Bu aynı işlevde olma fäqät-ginä birleşiğinde açıkça görülür:



Yürägidäki därdlärni fäqät-ginä gäzälläridä, gåhä esä mätbuåtdä båsilmäydigän şe’rläridä äytä ålärdi. “Yüreğindeki dertlerini sadece gazellerinde bazen de matbaada basılmayan şiirlerinde söyleyebilirdi.” (Çolpan 159)



Bu lug’atda hozirgi o’zbek adabiy tilidagi so’zlarning bir qismigina qamrab olindi. “Bu sözlüğe Bugünkü Özbek edebî dilindeki kelimelerin sadece bir kısmı aksettirilebildi.” (İmla 4)



B.5. emäs ile biten yan cümlelerde kullanılışı



Özbek Türkçesinin söz diziminde GInA morfeminin edat olarak kullanıldığı en yaygın yapılardan biri emäs ile biten yan cümlelerdir. Bu yan cümlelerde GInA özellikle belirtilmek istenen kelime veya kelime grubundan sonra getirilir. Bu yan cümlelerde de fäqät, fäqät-ginä, yålgiz edatları tekit için kullanılabilir:



Biz bukünniginä emäs, ertäni häm oyläşgä mäcburmiz. “Biz sadece bugünü değil, yarını da düşünmeye mecburuz.” (Çolpan 139)



Xäyriddin Sultånåv fäqät iste’dådli ädibginä emäs,bälki måhir tercimån hämdir. “Hayriddin Sultanov sadece yetenekli edip değil, belki mahir bir tercümandır da.” (Antologiya 249)



emäs ile birlikte kullanılan yüklem tabanı bazen isim cinsinden bir kelime veya kelime grubu yerine, bir yüklem ismi olabilmektedir:



Bår ediginä emäs, cüdä yüksälgän, ävcigä çiqqän edi.

“Sadece var idi değil, çok yükselmiş, zirveye çıkmış idi.” (Çolpan 39)



B.6. Edatlardan sonra kullanılışı



GInA morfemi “üçün, bilän, keyin, song, ärqäli” gibi edatlardan sonra getirildiğinde edat olarak kullanılmaktadır:



Men änä oşä nüshädän bolgän tärcimä üçünginä cävåbgärmän. “Ben işte sadece o nüshadan yapılan tercüme için cevap vericiyim.” (Çolpan 68)



Şähärlärdä åçilgän mäktäblär bilänginä u ulug ålimni täqdir qildik deb äytä ålmäymiz. “Sadece şehirlerde açılan okullarla, o ulu âlimi takdir ettik, diye söyleyemeyiz.” (Çolpan 23)



Sonuç



GInA morfemi Eski Türkçedeki işleklik derecesinden hiç bir şey kaybetmeden Özbek Türkçesinde canlı bir biçimde varlığını sürdürmektedir. Morfem hem yapım eki, hem de edat işlevinde kullanılmaktadır. Yapım eki (koşumçe, affiks) olarak kullanıldığında isim, sıfat, zamir ve zarflardan sonra gelmektedir. Bu tabanlara getirilen morfemden sonra iyelik ekleri rahatlıkla gelmektedir. Yapım eki işlevinde iken GınA, getirldiği kelimeye küçültme, sevimlilik, şefkat, ve samimiyet anlamları katmaktadır. Bazı durumlarda, özellikle de zarf kullanımlarında, anlamı pekiştirir. Dönüşlülük zamirinin birinci şahıslarında ise tevazu ifade eder.

GInA morfemi edat (yükleme) olarak kullanıldığında hâl ekleri almış isimlerden, edatlardan ve zarffiilli şekillerden sonra gelmektedir. Üzerinde vurgu bulunmamaktadır. Edat görevinde olduğu zaman bunu, fäqät, fäqät-ginä, yålgiz edatlarını, getirildiği kelimenin veya kelime grubunun başına almak suretiyle daha da belirginleştirir.



Yard.Doç.Dr. Rıdvan Öztürk*



Kısaltmalar ve Kaynakça



Ak Alma: Ak Alma Kızıl Alma, Taşkent 1972.

Antologiya: Özbek Hikayeleri Antologiyası, Taşkent 1997.

Coşkun: Volkan Coşkun, Özbek Türkçesi Grameri, Ankara 2000.

Çolpan: Çolpan, Edebiyat Nedir (Edebiy-Tenkidiy Makaleler, Çolpan Hakıda Hatıralar), Taşkent 1994

Dastanlar: Dastanlar.Hasanhan.Çambil Kamalı.Zülfizar bilen Avazhan, Taşkent 1976.

Erali: Erali ve Şerali.Dastan, Taşkent 1987.

Erdal: Marcel Erdal, Old Turkic Word Formation A Functional Approach to the Lexicon,C.I,Wiesbaden 1991.

Gulamov: Özbek Tili Dersligi, 5 ve 6. Sinflar Üçün, Taşkent 1984.

İmla: Ş.Rahmatullayev, A. Hojiyev, O’zbek Tilining İmlo Lug’ati, Taşkent 1995.

Kelinay: Halk Koşıkları, Taşkent 1972.

Kleinmichel: Sigrid Kleinmichel, “zu ???? und -??? im Uzbekischen”, Studia Ottomanica, Wiesbaden 1997,s.103-126.

Korkmaz 1995: Zeynep Korkmaz, “Anadolu Ağızlarının Etnik Yapı ile İlişkisi Sorunu”,Türk Dili Üzerine Araştırmalar,C.2, Ankara 1995.

Miskal: Dastanlar.Miskal Peri.Gülnar Peri.Avazhan, Taşkent 1967.

Öner: Mustafa Öner, Bugünkü Kıpçak Türkçesi, Ankara 1998.

ÖTTG: G. Abdurahmanov, Ş. Şükürov, Özbek Tilining Tarixiy Grammatikası-Morfologiya ve Sintaksis, Taşkent 1973.

Şecere: Kâzım Karabörk, Şeçere-i Türk Üzerinde Bir Sentaks Çalışması, Yayımlanmamış Doktora tezi, SÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 1995.

Tenişev: E.R. Tenişev, Sravnitéln’no-istoriçeskaya Grammatika Tyurkskix Yazıkov-Morfologiya, Moskova 1988.

TTAS I: Tatar Télenéñ Añlatmalı Süzlégé, C.I, Kazan 1977.

Tumaşeva 1977: D.G. Tumaşeva, Dialéktı Sibirskix Tatar, Kazan 1977.

Tumaşeva 1992: D.G. Tumaşeva, Slovar’ Dialektov Sibirskix Tatar, Kazan 1992.

Tursunov: Hazirgi Özbek Edebiy Tili-Morfologiya-Leksikologiya, Taşkent 1965.

Tursunov 1960: U. Tursunov, C.Muhtarov, Hazirgi Zaman Özbek Tili-Morfologiya, Semerkant 1960.

Zeynelov: Ferhat.Zeynelov (Akt. Yusuf Gedikli), Türk Lehçelerinin Karşılaştırmalı Dilbilgisi, İstanbul 1993.



*Doğu Akdeniz Üniversitesi, Türk Dili Öğretim üyesi





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 10
Dün Tekil 1046
Bugün Tekil 542
Toplam Tekil 4277487
IP 3.136.19.124






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























21 Cemaziye'l-Evvel 1446
Kas m 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


K peklerin dudaklar de di diye deniz kirlenmez.
(MEVLANA)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 2.503 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu