GELECEK KORKUSU, SEVGİ VE GÜVEN, PARASAL VE SİYASAL BELİRSİZLİKLER; HIZLA DEĞİŞEN SİYASİ GÜÇ DENGELERİ - Prof. Dr. Mehmet ERDAŞ - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









GELECEK KORKUSU, SEVGİ VE GÜVEN, PARASAL VE SİYASAL BELİRSİZLİKLER; HIZLA DEĞİŞEN SİYASİ GÜÇ DENGELERİ - Prof. Dr. Mehmet ERDAŞ
Tarih: 29.11.2010 > Kaç kez okundu? 4060

Paylaş


Berlin 28.11.2010



Sevmek ve güvenmek güzel duygudur, hayata anlam ve maksat kazandıran sevgidir. Sevgi önce merak ve hayranlık uyandırır, insanın estetik duygularını geliştirir, sonra hem mutluluk hem de üzüntü verebilir. Soyut düşünebilme kabiliyeti geliştikçe sevgi de daha estetik ve soyut hale gelir. Seviyorsanız güveniyorsunuz, hayattan zevk alıyorsunuz demektir. En soyut kavram Tanrı, her şeyi kapsayan en güçlü sevgi de Allah sevgisidir.



Güven duygusu, hayatın tüm zorluklarına ve belirsizliklerine dayanma gücü de Allah’ a yakın olmakla, samimi olarak inanmakla doğru orantılı olarak gelişmektedir. Vatan sevgisi ve Allah sevgisi, ölüm korkusunu aşabilmenin ve en üst derecede soyut düşünebilmenin, daha çok ihtimalleri önceden akıl ederek tedbir alabilmenin de en önemli ön şartıdır. Hem Türk olmak, hem de çağdaş insan olmak vatan sevgisiyle ve imanıyla ölüm korkusunu aşarak, merhametli ve erdemli, güzel ahlaklı insan olmak, dünya gündemini ve değişen güç dengelerini doğru algılamak demektir.



Allah, inananları öncelikle kutsal kitaplarında verdiği öğüt ve tavsiyelere göre, akıl ve hayal güçlerini sonuna kadar kullanırlarsa ve çevrelerine hızlı uyum gösterirlerse korumaktadır. Charles Darwin de evrim teorisinde en hızlı uyum gösteren türlerin yok olmadığını, korunduğunu söylemektedir. Madde ile Ruhun kanunları tamamen aynıdır. Doğruyu yanlıştan ayırt edebilmek için ya kutsal kitaplarda bildirilen emir ve yasaklara, tavsiyelere samimi olarak ve teslimiyetle uymak, ya da sonuna kadar aklı da aşıp sorgulayarak hakikate kavuşmak gereklidir. Allah kimseye çekemeyeceği yükü yüklemez ve herkese layık olduğunu verir. Din adamları fazla Matematik bilmez ve bu yüzden de doğa kanunları yerine dogmalara inanırlar. Kutsal kitaplar ise sürekli sorgulamayı ve öğrenmeyi, araştırmayı, sabır ve hakikati tavsiye eder.



İnsan da sevgi ve güven dengesi, kişilik gelişimi ve ruh sağlığı demektir. Gözlerinden ışık ve nur saçan inançlı insanlarda, sevgi ve korku dengesi yüzlerinden okunur. Onlar hemen içinizi ısıtır ve güven verirler, dertlerinizi alırlar parıltılı nurlu yüz ifadeleriyle. Hayattan ve tüm nimetlerinden zevk alabilmek, hayatın tüm zorluklarına katlanabilmek için ruhen ve bedenen temiz kalmak, insanları sevmek ve güvenmek çok önemlidir. Çevrenize baktığınızda birbirini Allah rızası için seven insan görebiliyor musunuz? İnsanlar artık buzağıya tapar gibi, sadece paraya ve zenginliğe tapıyorlar; bu yüzden de daha korkak, daha mutsuz ve yüzleri gittikçe kararmaktadır. Materyalist Batı felsefesi, insanlığa yeni gelecek perspektifleri, yeni üretim-tüketim tasarruf ve davranış kalıpları sunamamakta, dünya ekonomisi hızla enerji darboğazına ve parasal krizlere, savaş tehdidine doğru yol almaktadır.



Çevrenizdeki insanlara baktığınızda gördüğünüz kapkara ve kötümser, gergin ve mutsuz bir yüz ifadesi olmaktadır; işte bu paraya veya zenginliğe tapınmanın, materyalist Batı felsefesinin sonucu kendiliğinden oluşan ruhen ve bedenen kirlenmişliğin, robotlaşmanın ve ruhsuzlaşmanın ifadesidir. Böyle insanlardan oluşan toplumlar birbirlerine, komşularına güvenemez, ancak bankalardaki parasına, zenginliğe, silahlara ve korku dengesine güvenirler. İnsanlar nihayet yüz yüze bakmakla dahi birbirleriyle korku, sevgi ve güven alışverişi yaparlar. El eli, göz gözü, yüz yüzü kendisi nasılsa öyle görür; bazen yıkar, temizler, bazen de kirletir. Pozitif ve negatif elektrik almaktan kastedilen de bu değil midir? Beden, ruh denen ilahi nurun, gözle görünen, ağarmış veya kararmış, cennetlik veya cehennemlik örtüsüdür. Sevgi ve güven cennetin, korku ve endişe cehennemin ifadesidir. Cennet de, cehennem de yeryüzündedir ve yaşam sırasında hak edilir. Öte dünya nur deryasıdır sadece; orada yemek içmek ve bedenler, benlik yoktur, tüm ruhlar olduğu gibi çırıl çıplak nur deryasındadır.



İnsanlığın ürettiği tüm silahlar, araç gereç ve modern teknoloji vasıtaları da o nur deryasındandırlar. Keşifler tesadüfen olmaz, insanlığın bekası keşiflerle sağlanmaktadır. Allah ın müsaade etmediğini insanlar bilemezler. Canlı cansız, hareket halinde olan ve duran her sistem, tüm isimler ve cisimler hiç yok olmayan ilahi bir nurun karşılığıdır. Aynen hayal ve gerçek, gölge ve ışık gibidir tüm isimler ve cisimler. Kutsal kitaplarda, Allah meleklere önce isimleri, kavramları öğretti, sonra da cisimleri, eşyayı gösterdi demektedir. Cisimler, sayısı dahi bilinemeyen sonsuz kuvvetlerin sıfırlanmış dengesidir. İsim ise cisim var olmadan önce var olan, daha önce keşfedilen bir kavramdır.



Bunları neden tanımlayıp açıkladığıma gelince, Batı felsefesi ve uygarlığı sevgi ve güvene değil, güvensizlik ve korkuya dayanmaktadır. Çarmıha, haça gerilmiş bir insan Batı felsefesinin temelini oluşturan en önemli korku sembolü değil midir? İslam uygarlığı ise doğadan, dağlardan yerlerden ve göklerden, ikisinin arasındakilerden, su ve okyanuslardan, sevgi ve güvenden, ilahi nurdan bahseder. Ne kadar korkuyorsanız, o kadar mükemmel silah yaparsınız. İslam uygarlığındaki sevgi ve güven dengesine karşılık, Batı uygarlığında korku ve güvensizlik, ancak sürekli ve daha mükemmel silahlar üretilerek dengelenmektedir. Tabiatta da basınç ve vakum, kütle ve boşluk aynı kuvveti üretmez mi? Dünya da yerçekimi (gravitation, g=9,81 gr/cm2) ne ise uzayda da yerçekimsiz boşluk aynı işlevi görmekte değil midir?



Dünya da yeniden savaş rüzgârları esmeye başladı. Kuzey Kore Güney Kore çatışması an meselesi. Çin sürekli Uranyum satın alıyor ve silahlanıyor; bu yüzden de dünya piyasalarında Uranyum fiyatları %45 oranında artmış durumda. Piyasası tamamen gizli olan Kobalt gibi çok yüksek sıcaklığa dayanıklı olduğundan uzay ve balistik füze teknolojilerinde kullanılan stratejik metallere, dişli ve tahrik sistemlerine olan talep çok artmış durumda. Kışın da etkisiyle artan enerji talebi nedeniyle dünya piyasalarında petrol fiyatları yeniden tırmanışa geçti.

Euro krizi tüm hızıyla sürmekte; 750 Milyar Euro luk Garanti fonunun Yunanistan ve İrlanda dan sonra Portekiz ve İspanya yı kurtarmaya yetmeyeceği ve 2013 ten sonra Almanya Avusturya ve Hollanda arasında daha güvenilir bir Euro paktı kurularak Kuzey-Güney ülkeleri ikiye bölünmüş bir Avrupa Para sistemi olacağı konuşulmaktadır.



Wikileaks tarafından açıklanan ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerinden, ABD’ nin ve İsrail in AKP hükümetinden rahatsız olmaya başladığı açıkça görülmektedir. Türkiye’ nin özellikle İran ve Suriye ile yakınlaşması 2011 Haziran seçimlerine yansıyacak. Siyasi belirsizlik son derece artmış durumda ve en geç Kasım 2012 ye kadar AKP iktidardan uzaklaştırılacak. İsrail ve ABD nin Yahudi lobilerinin öncelikle Haziran 2011 seçimlerinin sonucunu bekleyecekleri ve ondan sonra Türkiye gündemini yeniden PKK ve terörü tırmandırarak, belki de 20-30 Milyar dolarlık sıcak parayı Borsadan geriye çekerek dövizi tavana vurdurup, Türkiye de ekonomik ve siyasi gündemi, istedikleri siyasi iktidarı yeniden belirleyecekleri anlaşılmaktadır.