Urallar Eteğindeki Ülke Başkurtistan - Timur B. Davletov - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Urallar Eteğindeki Ülke Başkurtistan - Timur B. Davletov
Tarih: 27.12.2008 > Kaç kez okundu? 12194

Paylaş


Genel Bilgiler

Başkurdistan, Ural dağlarının güney kısmında, Avrupa ve Asya’nın sınırında yer almaktadır.

Yüzölçümü, 143,6 bin km2 (Rusya Federasyonu toplam yüzölçümü içerisinde % 0,8) olan Başkurdistan Cumhuriyeti güney Uralların büyük bir kısmında ve buna bitişik Başkurt ön-Urallar vadileriyle Başkurt Ural-ötesindeki vadilerinde yerleşiktir. Kuzeyde Perm ve Sverdlovsk bölgeleriyle, doğuda ise Çelyabinsk bölgesiyle, güney-doğu, güney ve güney-batıda Orenburg bölgesiyle, batıda Tataristan Cumhuriyeti’yle, kuzey-batıda da Udmurtya Cumhuriyeti’yle ortak sınırlara sahiptir. Kuzeyden güneye kadar ülkenin uzunluğu 550 km olup batıdan doğuya genişliği de 430 km’dir. Başkurdistan Cumhuriyeti’nde 4,1 milyondan fazla (Rusya Federasyonu toplam nüfusunun % 2,7) kişi yaşamaktadır. Cumhuriyetin yerli nüfusu, Başkurtlar (Başkort)dır.

Çağcıl Başkurdistan, Rusya Federasyonu dâhilinde, cumhuriyetin çok uluslu halkının irade ve çıkarlarını temsil eden egemen demokratik hukuk devletidir. Başkurdistan Cumhuriyeti kendi ülkesi sınırları dahilinde en yüksek iktidar yetkisine sahip olup iç ve dış siyasetini belirler ve yürütür, Başkurdistan Cumhuriyeti anayasasını kabul eder.

Devlet Sembolleri

Başkurdistan Cumhuriyeti devlet sembolleri, cumhuriyetin tarih, devlet ve diğer geleneklerini, ekonomisini, coğrafyasını, entelektüel gücünü ve ruhsal yaşamını yansıtan sembol ve amblemlerin bütününü ihtiva etmektedir. Başkurdistan Cumhuriyeti’nin egemenliğini temsil eden ve Başkurdistan’ın çokuluslu halkının özgünlüğünü ve geleneklerini ifade eden resmi devlet sembolleri; Başkurdistan Cumhuriyeti Devlet Bayrağı, Devlet Arması ve Devlet Marşıdır.

Başkurdistan Cumhuriyeti devlet bayrağının tarifi:

Başkurdistan Cumhuriyeti devlet bayrağı dikdörtgen üç renkli kumaştan ibarettir. Bu kumaşın üzerinde yukarıdan aşağıya doğru yeşil, beyaz ve mavi renk şeritler vardır, bayrağın ön ve arka tarafında. Beyaz şeridin ortasında altın renkle bir amblem olan daire tasvir edilmiştir. Bu dairenin ortasında yedi yapraktan oluşan stilize edilmiş kuray çiçeği bulunmaktadır. Bayrağın eniyle boyunun arasındaki oran 1’e 2’dir. Üst, orta ve alt şeritler, bayrağın sahip olduğu genişliğinin 1/3’ine denktir. Daire, bayrağın ortasında bulunup çapı da, bayrağın uzunluğunun 1/8’ine ya da genişliğinin 1/4’ine eşittir.

Başkurdistan Cumhuriyeti devlet bayrağında yeşil renk, özgürlüğü, hayatın sonsuzluğunu; beyaz renk, barışseverliği, açıklığı, Başkurdistan Cumhuriyeti’ndeki halkların karşılıklı işbirliğine hazır olmasını; mavi renk de; belirginliği, hayırseverliği ve düşüncelerin arılığını ifade etmektedir. Kuray çiçeği ise, dostluğun sembolüdür. Beyaz şeridin ortasında bulunan onun yedi yaprağı, Başkurdistan Cumhuriyeti ülkesinde yaşayan halkların birleşmesini başlatan yedi uruğu temsil etmektedir.

Başkurdistan Cumhuriyeti Devlet Armasının tarifi:

Başkurdistan Cumhuriyeti devlet arması doğan güneş ve ışınları zemininde Salavat Yulayev anısına dikilen anıt tasviri milli motifle süslü dairenin içindedir. Daha aşağıda kuray çiçeği, Başkurdistan Cumhuriyeti devlet bayrağı renkleriyle boyalı bir bant var. Bu bandın üzerinde de beyaz şerit kısmında “Başkurdistan” ibaresi yer almaktadır. Başkurdistan Cumhuriyeti devlet armasının renkli tasvirinde Salavat Yulayev’e ithaf edilen anıt ve motif, altın; kuray çiçeği, yeşil; doğan güneş ise, açık-altın; güneşin ışınları, sarı; anıt ve motifin arasındaki zemin beyaz; iç ve dış daireler, koyu-altın renktedir.

Ufa şehri, Başkurdistan Cumhuriyeti’nin başkentidir. Bu şehrin üç yanında Agidel, Karaidel ve Dema nehirleri vardır.

Şehrin adı, eski Türkçe’deki ufak sözcüğünden geliyor olabilir. Bununla birlikte şehre adını veren kelimenin Başkurtça’da tepe, kurgan [höyük - TBD] anlamına gelen uba sözcüğünden türemiş olması pek olasıdır. 1922’de Ufa, Başkurt Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin başkenti oldu. Ufa’nın toplam elcanı 1 milyonu aşkındır.

Günümüzde Ufa, büyük sanayi, bilim, kültür ve iş merkezidir.

Coğrafi Konumu

Başkurdistan Cumhuriyeti ülkesi; Başkurt (Güney) Ural, Ön-Ural ve Ural-Ardı olmak üzere üç doğa bölgesine ayrılmaktadır.

Ormanlarla kaplı Başkurt Uralı, engin dağlık ülkesidir. Güney Ural dağları oldukça yüksektir. En önemli yükseklikler: Yaman-Tau (1640 m) ve İremel (1584 m.).

Başkurt dağlarında dünya çapında tanınan ilkel insanın tasvir edildiği kaya resimlerinin bulunduğu Şulgantaş, Kutuk-Sumgan, Salavat, Muradım, Aksin (buzlu) mağaraları vardır.

Başkurtistan’da en büyük akarsular Volga, Ural ve Ob nehirlerinin kolları olan Akidil (1430 km), Karaidil (918 km), Dema (556 km), Ay (549 km) ırmaklarıdır. İnzer, Nuguş, Büyük Kizil, Sakmar, Aşkadar, Urşak, Tanıp, Zilim vs. ırmaklar da büyük su kaynaklarındandır.

800’den fazla göl bulunan Başkurt ülkesinde en büyük gölleri: Aslıköl, Kandraköl, Karagaydı, Yaktıköl, Uzunköl, Surtandı, Çevbarköl, Karabalıktı, Ataudı, Yauköl, Talkas. vs.

Sosyal-Ekonomik Durumu

Başkurdistan bu gün, Rusya dahilindeki bölgelerin içerisinde ekonomik bakımdan en güçlü ve siyasi açıdan istikrarlı bölgelerden biridir.

Başkurdistan ekonomi alanında hem Rusya hem de uluslar arası ekonomik ağlarla bütünleşme yönünde gelişmektedir. Rusya Federasyonu içerisinde merkezden sübvanse almayan, bunun yerine sürekli bütçesi fazla veren bir ekonomiye sahip bölgelerden biri olan Başkurdistan Cumhuriyeti, ana makro ekonomi göstergeleri bakımından Rusya’daki en gelişmiş ilk on bölgenin içerisindedir. Bununla birlikte kimi sektörlerde Başkurdistan Cumhuriyeti, Rusya’nın içerisinde önde gelen bölgedir. Söz gelimi, Rusya’da üretilen petrolün her yedinci tonu işlenmekte, Butil ve İsobutil ispirto, ayrıca bitkilerin kimyasal koruma maddeler üretiminin yarısı gerçekleşmekte, vs.

Aynı zamanda, neredeyse her üç yurttaştan birinin kırsal kesimde yaşadığı Başkurdistan Cumhuriyeti hayatında tarım ekonomisi çok önemli yere sahiptir. Tarım ekonomisinde üretim bakımından Başkurdistan, Rusya dâhilindeki bölgelerin içerisinde istikrarlı bir biçimde en iyi üç bölgenin arasında yer almaktadır.

Tarih ve Kültürü

Başkurdistan Cumhuriyeti ülkesi Taş devrinden beri insanoğluna mesken olmuştur. Bu, Güney Ural dağlarındaki mağaralar ve nehir ile göllerin kıyılarındaki ilkel kişilerin bıraktığı yerleşim yerlerinden anlaşılmaktadır.

Yukarıdaki düşünceyi kanıtlayan dağ mağaralarından biri de Güney Urallarda bulunan ve içerisinde uzunlukları 44-122 cm arası olan yaklaşık 30 kaya resminin 1954’te keşfedildiği Şulgantaş mağarasıdır. Bu mağara bugün de şifalı olarak kabul edilmektedir.

M.Ö. III. Binyılın sonunda Güney Urallarda yaşayan kavimler Tunç çağına girmiştir. Bu dönemin en önemli anıtı, Arkaim kalesidir.

XIII. yy’larda Başkurt topraklarının Cengizhan devletine katılımı gerçekleştirilmiştir. Bu topraklar bu devlete XVI. yy’a kadar bağlı kalmıştır. Rus devleti tarafından Kazan Hanlığının 1552’de işgal edilmesinden sonra Başkurtlar Çarlık Hükümetinin Rus devletine dâhil olmaları yönündeki önerisini kabul ettiler. Rus Hükümeti Başkurtlara dış düşmanlara karşı korumayı, yaşamlarına ve inançlarına karışmamayı taahhüt etti. Feodal çatışmalar, siyasi ve bölgesel parçalanmışlık son buldu.

Ayni zamanda Rus devletinin uyruğu olduktan sonra Başkurtlar bu devletin en doğusundaki hudutlarının doğal koruyucusu durumuna gelmiştir. Ardından bu durum resmiyet kazanmış ve Başkurtlar askeri sınıfa dâhil edilmiştir. Minin ve Pojarski’nin ordusunda Başkurtlar yabancıları Moskova’dan def etmiş, I. Petro’yla birlikte Azak kalesini düşürmüş, İsveçlere karşı Kuzey Savaşı ile Prusya’ya karşı Yedi Yıl Savaşlarında cesaret göstermiş, Rus halkıyla silah kardeşliği yoluyla dostluğunu pekiştirmiştir. Başkurt birlikleri Rus ordularının dâhilinde Paris’e girmiş ve Napolyon’un işgalci orduları üzerinde zaferi kutlamıştır.

Durum 11 Şubat 1736 tarihli Emirnamenin yürürlüğe girmesiyle değişmiştir. Çünkü bu yasaya göre, Rus asilzadelerine yalnızca Başkurt topraklarına dağıtılmakla kalmıyor, aynı zamanda bu asilzadeler bu toprakları satın alma hakkıyla da donatılıyordu. XVII. yy’ın ortasından itibaren Çarlık yönetimi Başkurt topraklarının ele geçirilmesi siyasetini açıkça girişti. Bu topraklar üzerinde fabrikalar kuruldu. Yüzyıl boyunca Müslüman olan Başkurtların Hıristiyanlaştırılmasına yönelik defalarca girişimler yapılmıştır. Bütün bunlar, 1616’da başlayıp aralıklarla 1711’e kadar süren bir çok ayaklanmalara yol açmıştır. Başkurtlar, Rusya’ya dahil oldukları koşulların iade edilmesini talep ederken, bütün bu ayaklanmalar acımasızca bastırılmaktaydı.

En büyük savaş, Yemelyan Pugaçev adında bir Rus çiftçinin komutanlığında 1773-1775 yıllarında meydana gelen Çiftçi Savaşı olmuştur. Pugaçev’in en sadık destekçisi ise, şair ve komutan, ulusunun simgesi Salavat Yulayev olmuştur. Kendi çağrılarında S. Yulayev, Rus ve Başkurt halklarının özgürlüğü ve dostluğuna vurgu yapmaktaydı. 1774’te Çiftçi Savaşını ayaklanan çiftçiler Çarlığa karşı kaybetmiş, Salavat tutsak düşmüş ve Batlık denizindeki Rogervik kalesinde çeyrek asır tutuklu kaldıktan sonra ölmüştür. Onun adının anılması, çocuklara verilmesi devlet tarafından yasaklanmıştır. Ancak, Salavat’ın adı ölümsüzleşmiştir, halkının belleğinde. Başkurdistan Cumhuriyeti devlet armasında ulusal kahraman ebedileştirilmiştir.

Avrora gemisinden atış yapıldığı akşamın ertesi günü Ufa’da Sovyetler iktidarı kurulmuştur. Aralık 1917’de ise ilk Başkurt hükümeti oluşturulmuştur. Bu hükümet hem Kızıl Orduya hem de Beyaz Orduya yakınlık göstermekteydi. 1 Şubat 1919’a kadar Başkurtların Ulusal ordusu Beyaz Ordu tarafındayken bu tarihten sonra Kızıl Ordu saflarına katılmıştır. Ancak kendilerini halen de bir düşman olarak algılayan Kızıl Ordu Başkurt halkına karşı şiddet ve soygunculuk uygulamıştır. Ancak 1919 yılının baharında merkezi Sovyetler yönetimiyle Federatif Rusya dahilinde Özerk Başkurt Sovyet Cumhuriyetinin kurulmasına ilişkin bir anlaşmaya varılabilmiştir. Bu anlaşma 23 mart 1919 günü duyurulmuş, bu tarih Başkurt ÖSSC’nin kuruluş günü olarak kabul edilmiştir. Güzün ise Petrograd’a gönderilmiş Başkurt birlikleri Sovyetler iktidarını koruyarak ve savunarak Dnyepr kıyılarından Bug’a kadar savaşarak ulaşmıştır. Sovyetler ise, Başkurdistan tarafından kanla ve acıyla kazanılmış özerkliğin kısıtlanmasına yönelik siyaset yürütmüştür.

Başkurdistan Kültürü

Başkurdistan kültürünün en eski örnekleri; arkeologlar tarafından MÖ XX-XII. Yy’lar olarak tarihlendirilen Şulgan Taş mağarasındaki dünyaca tanınmış hayvan kaya resimleridir. Yine başka bir örnek, dünyaca tanınan ve bilim adamlarınca MÖ XVII-XI. Yy. olarak tarihlendirilen Arkaim kale şehridir.

Kültürün ilk biçimlerinden biri olarak folklor (halkbilim) ortaya çıkmış, oluşmuştur. Başkurt folkloru çok zengindir ve ona PM Kudryaşöv, Vİ Dal, RG İgnatyev, SG Rıvakob vs. çok sayıda Rus yöre bilimcisi, yazarı ve bilim adamı hayranlık duymuştur.

Başkurt halk müziği, uzun-küy şarkıları, bilim dünyasında otorite sahibi müzik bilimcilerin ve folklorcuların kanısınca, dünya halk şarkısı klasiği düzeyindeki olaydır. Uzun-küy hakkında duyup Ufa’ya birkaç sene önce gelen Japon müzikbilimcilerinin ilgisi de bunun en iyi kanıtıdır. Bu araştırmacılar Başkurt ve Japon halk şarkılarının arasında çok sayıda ortaklığı keşif etmiştir. Başkurt kültüründe kuraycıların ayrı bir yeri vardır. Başkurt şarkısını bütün dünyaya tanıtan ilk kuraycı Yumabay İsanbayev olmuştur. O, 1925’te SSCB halk sanatçıları topluluğu dahilinde Paris’te dinleyicilerin yüreklerini fethetmiştir. 1927’de İsanbayev Almanya ve Avrupa’nın diğer yerlerince turne gerçekleştirmiştir. Onun şanını Gata Suleymanov, İşmulla Dilmuhametov, Azat Aitkulov, Yulay Gaynetdinov, İşmorat İlbakov ve Taşbulat Davletşin devam ettirmiştir.

Başkurt destan geleneği de dünya çapında öneme sahiptir. Folklorcu bilim adamları şaşırtan da, çoğu halkta destanların artık yok olmaya yüz tutarak yalnızca yazlı biçimde saklanırken, Başkurtlarda destanın halen de sözlü olarak icracı sesenlerin ağızlarında varlığını devam ettirdiği.

Son yıllarda dünya sahnesine Başkurt tiyatro sanatı da çıkmaya başlamıştır. M.Gafuri Başkurt Devlet Akademik Drama Tiyatrosu çok kez Yakın Doğu ülkelerine Hacip Asanbayev’in piyesinden uyarlanan “Krasnıy Paşa” oyunuyla turneye çıkmıştır. Başkurt sahnesinin Arslan Mubarakov, Zaytun Bikbulatov, Gülli Mubarakov gibi SSCB Halk Sanatçılarının adları Başkurdistan’ın çok ötesinde bilinmektedir.

Başkurt kukla tiyatrosu da çok iyi tanınmış bir tiyatrodur. Bu tiyatro, 1988’de Hindistan’daki festivalde Cavaharlal Nerhu ödülüne layık görülmüştür. Fayzi Gaskarov Başkurt Halk dansı Topluluğu ise yalnızca Başkurt kültürünün değil, aynı zamanda bütün Rusya’nın kartviziti haline gelmiştir.

Haziran 1999’da Türkiye’de Türk Halkları Sanatlar Festivali çerçevesinde Başkurt Opera ve Bale Tiyatrosunun opera oyunları büyük beğeni kazanmıştır. Başkurt Devlet Opera ve Bale Tiyatrosunun bale topluluğu ustalığıyla Avrupa ve Amerika’daki izleyicilerin yüreklerini fethetmiştir. SSCB Halk Sanatçısı Zaytun Nasretdinova, RSFSC Halk Sanatçısı Maya Tagirova, Güzel Suleymanova, Firdaus Nafikova, Eleonora Kuvatova vs.nin sanatı zamanında dünya çapında tanınmıştı. Bir dünya bale yıldızı olan Rudolf Nuriyev hakkında son yıllarda zaten çok şey yazılmıştır, dolayısıyla bu alanda uzman olmayan benim daha ilave bir şey söylemem güçtür. En yeteneklilerin içerisinde en yetenekli sanatçılarımız yalnızca Başkurdistan’ın değil, Rusya’nın dışında da başarılı bir biçimde sanatlarını icra etmektedir. Örneğin, Aksar ve İldar Abdrazakovlar (biri İspanya’da, öbürü St. Petersburg’ta), Zuhra Bayburina ve Svetlana Argınbayeva (İtalya), balerin Natalya Sologub (St. Petersburg), bale sanatçıları Rinat İmayev (Belçika, Brüksel), Roman Rıjikov (ABD, San-Fransisco), organist Vladislav Murtazin (İsviçre), vs. Opera ve bale alanında sıra dışı bu sanatçılarımız kendi yurttaşlarının ruhlarına hitap edememektedir. Maalesef, cumhuriyetimiz ve de ülkemiz bunlara ve sanatlarına ve yeteneklerine yaraşır bir yaşam ve çalışma koşullarının sağlanmasında yetersiz kalmaktadır. Teselli eden ise, bunların Başkurt sanat okulunun yetiştirmiş olduğu yetenekler olmaları ve Başkurdistan’ı dışarıda tanıtmaları ve yaraşır düzeyde temsil etmeleridir.

Başkurdistan’ın yağlı boya resim sanatı daha 1920’li yıllarda dünya çapında tanınmışlığı elde edebilmiştir. Sanat emekçilerinin içerisinde ilk yurt dışına çıkabilenler ressamlar olmuştur. Daha 1929’da onlar ABD’de San Diego şehrinde düzenlenen “Ulusal Periferilerin Ressamları” adlı dünya sergisine katılmıştır. Bunun yanı sıra birçok Başkurdistanlı ressamın çalışması yurt dışındaki (Almanya, Fransa, İngiltere, Japonya, vs.) müze duvarlarını süslemektedir.

Her hangi bir halkın en üst başarı düzeyi sahip olduğu edebiyatla ölçülür. Başkurt ve Başkurdistan’daki diğer halkların yeteneği ve emeğiyle dünya edebiyatının altın fonuna dahil olmuş yapıtlar meydana getirilmiştir. Çok ilginçtir ki, ilk Başkurt yazarlar kendi topraklarında değil, yurtdışında, Mısırda tanınmışlığı elde etmiştir. Bunlardan biri Gilmetdin sancar al-Başkordi, diğeri ise Nasretdin an-Nasri (XIII. yy). Günümüzde de Başkurt edebiyat yapıtları Moğolca, Çince, Vyetnamca, Türkçe, Bulgarca, Macarca, Çekçe, Polonyaca, Almanca, İspanyolca, İngilizce, Romence ve diğer dillere çevrilerek yayımlanmıştır. Yalnızca Anvar Bikçentayev’in “Bolşoy Orkestr” hikâyesi, Mustay Karim’in “Radost Naşego Doma” hikayesi tamamlanmamış bilgilere göre, Çince, Uygurca, Bulgarca, Polonyaca, vs. diller dâhil olmak üzere toplam 20’den fazla dünya diline çevrilmiştir. Başkurt topraklarında birçok dünya çapında tanınmış deha doğmuştur. Bunun sırrı ise halkların dostluğunda yatmaktadır. Gerçi bu dostluk, saf Başkurtlar için nüfus oranları bakımından tam bir çöküntü halini almıştır…

Başkurdistan toprakları dünyaca tanınan bilim adamlarını yetiştirmiştir. Bunlardan örnek vermek gerekirse, ne yazık ki öz yurtlarından çok uzaklarda, gurbette dünya tanınmışlığını elde etmiş Ahmet Zeki Velidi ile Abdülkadir İnan’ın adları anılmadan geçilemez.

Başkurdistan’ın bilim ve edebiyatı, öğretmen, yazar, felsefeci, tarihçi, doğubilimci, ilahiyatçı, gazeteci, yayımcı olan ve son yıllarda bilimsel ve edebi mirası daha yeni araştırılmaya başlanan Riza Fahretdinov’un adıyla onur duymaktadır. Sabir Kunakbayev’in “Çulpan” cinsi buğdayı, Gabdullah Kudoyarov, Marat Aznabayev, Ernst Muldaşev’in oftalmolog okulu, Valentin Napalkov’un matematikçiler okulu dünyaca tanınmaktadır.

Filologlarımız arasında ilk sırada yer alan isimlerden biri de karşıtlarına rağmen dünyada ilk kez fonetik, gramatik ve leksik özelliklerin karşılaştırması yoluyla Ural ve Altay dillerinin genetik akrabalığını, yani, bütün Fin-Ugor, Samodiy, Moğol, Tungus-Mançu ve Türk dillerinin akrabalığını leksik istatistiğine dayanarak bilimsel olarak kanıtlayabilen Calil Kiyekbayev’dir.

Moskova’da (1964) ve Tokyo’da (1968) Uluslar arası Antropoloji ve Etnografya Kongrelerinde iki bildiri sunarak dünya folkloristiğinde gerçek bir sansasyon yaratan Ahnaf Kireyev’in (Kirey Mergen) çalışmalarının sayesinde dünya bilimi ve kültürü Başkurt destanıyla tanışmıştır. A.N. Kireyev destan geleneğinin Başkurdistan’da hala yaşadığını kanıtlamıştır, oysa ki Avrupa ülkelerinde ve SSCB cumhuriyetlerinde çoktan yitmiştir. Örneğin, Rus bılinalarının (destanlarının) en son kayıtları geçen yüzyılın [XIX.yy] 80-90’lı yıllarına aittir.

Başkurdistan halklarının kültür değerlerinin gerçekten çoktan dünyada tanınmışlığı elde ettikleri ve dünya kültürünün organik bir parçasını oluşturdukları söylenebilir.

Başkurt Adının Etimolojisi

Başkurt, Başkurt halkının öz adıdır. Bu etnonimin “Başgird” “Başkird”, “Başdjird”, “Badjgar” biçimindeki ilk kayıtlar Salam Tercman’ın IX. yy’ın ilk yarısında Başkurt ülkesine gerçekleştirdiği seyahatin esnasında kaydedilmiştir. Bu etnonimler Masudi’nin (X.yy), ve Gardizi’nin (XI. yy) öykülerinde anılmaktadır. IX-X. Yy zamanında Al-Balhi ve İbn-Ruste, X. Yy’ın başında bu konuda İbn-Fadlan’ın bilgileri var. XII-XIV. Yy’ların Plano Karpini’nin kayıtları var (“Baskart” biçiminde), William Rubruk’un kayıtları ise “Paskatir” biçimindedir. Raşid-ad-Din’in kayıtları da çok önemlidir bu konuda. XV-XVI. yy’ların Başkurtlar hakkındaki bilgiler ve kayıtlar Rus kaynaklarında yer almaktadır.

XVII-XX. yy’ların içerisinde “Başkurt” etnonimin yaklaşık 40 açıklaması öne sürülmüştür. Hemen hemen bunların hepsi de bu sözcüğün karmaşık bir sözcük olup Türk kökenli olduğuna işaret etmektedir.

Günümüzde “Başkurt” sözcüğünün “Baş Kurt”, “Önder Kurt” anlamına gelen görüş yaygınlık kazanmıştır. Bununla birlikte bu sözcük başlangıçta somut bir kişinin adıydı. Bu kişi boyları kendi önderliği altında bir araya getirmiş ve örgütlemiş bir önderdi.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 9
Dün Tekil 699
Bugün Tekil 575
Toplam Tekil 4234241
IP 3.239.3.196






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























3 Rebi 'l-Ahir 1446
Ekim 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31


T rk Devletinin yenilmez, zinde hayat g c ve T rk Milletinin teminat ve istikbali gen liktir.
(Alpaslan T RKE )


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.811 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu