BASIN BÜLTENİ Tatar: “Kıbrıs’a ilişkin olarak alınan karar mantıksız, tamamen Rum yanlısı” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Tatar: “Kıbrıs’a ilişkin olarak alınan karar mantıksız, tamamen Rum yanlısı”
Tarih: 17.06.2019 > Kaç kez okundu? 1120

Paylaş


Başbakan Ersin Tatar, Güney Avrupa Ülkeleri Zirve Bildirisi’nde, Kıbrıs’a ilişkin olarak alınan kararın mantıksız, tamamen Rum yanlısı olduğuna işaret etti ve bunu yapanların, Kıbrıs’ta bir uzlaşma istemediklerinin net olduğunu vurguladı.

Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Tatar, kimsenin tehditkar açıklamalarla Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni haklarını korumaktan vazgeçiremeyeceğini, bunu hayal edenlerin sonuç alamayacağını kaydetti.

Başbakan Tatar açıklamasında şunları kaydetti:

“Avrupa Birliği ülkeleri, bir kez daha Kıbrıs konusunda adil ve tarafsız olamayacaklarını, Kıbrıs Türk halkının ne güvenliği, ne de haklarının korunması için kendilerine güvenmemesi gerektiğini aldıkları kararla ortaya koydular.

Rum tarafını; 1963 yılı Aralık ayından bu yana Kıbrıs Türk halkının haklarını silaha, katliamlara başvurarak gasp etmesine, tüm anlaşma fırsatlarını reddetmesine rağmen tam üye yapan Avrupa Birliği, haklarımızı Rumlara bırakmamız için kararlar almakla bir yere varamaz.

Uluslararası Hukuk’a rağmen Türkiye’yi tehdit etmeye kalkışanlar, bilsinler ki; Rum yanlısı bir tutum ortaya koymakla Kıbrıs’ta adil, kalıcı, yaşayabilir, gerçeklere dayalı bir uzlaşma sağlanmasına katkı yapmaları mümkün değildir.

Kıbrıs’ta Rum halkı gibi bir de Türk halkı vardır. Rumlar ne kadar hak sahibi ise bizler de o kadar hak sahibiyiz.

Rum tarafının Doğu Akdeniz’de hak iddia etmesi ne kadar doğru ise bizim hak iddia etmemiz de en az onlarınki kadar doğaldır.

Bu gerçeği idrak edip, Rumları buna göre doğru yola sokamayanlar, Kıbrıs sorununun çözüm çabalarına zerre kadar katkı yapamazlar.

AB ülkeleri; Kıbrıs’ta eğer hakikaten bir anlaşma istiyorlarsa, var olan gerçekleri göz ardı etmeyecekler, bizim hak, hukuk ve görüşlerimizi yok saymayacaklar.”



Çavuşoğlu: “Türkiye ve KKTC’nin haklarını korumak için sondaj gemilerimizi gönderince paniklediler"



TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Türkiye ve KKTC'nin haklarını korumak için sondaj gemilerimizi gönderdik, gemileri gönderince paniklediler" dedi.

Çavuşoğlu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Doğu Akdeniz'deki gelişmelere değinen Çavuşoğlu, "Akdeniz'deki tüm ülkelere mesajımız şudur, 'Türkiye'yi dışlayan, Türkiye'nin içinde olmadığı hiçbir anlaşma geçerli değildir.' Akdeniz’de biz de varız, bizim de kıta sahanlığımız var. Kıta sahanlığımızın sınırları bellidir. Bunu da BM'ye kaydettik.

İkincisi biz, kendi kıta sahanlığımız içerisinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC), Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) ruhsat verdiği alanlarda sismik araştırma ve sondaj yapıyoruz. Eskiden sadece sismik araştırma yapardık çünkü bizim sondaj gemimiz yoktu. Şimdi FATİH1 gemimiz hemen Kıbrıs'ın batısında sondaja başladı." ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, bölgeye ikinci sondaj gemisinin de geleceğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"İkinci gemimiz Karadeniz'e gidecekti, o bölgeye kaydırdık. Bunun sebebi, yıllardır tüm uyarılarımıza rağmen Rum kesiminin tek taraflı bir şekilde Kıbrıs etrafında arama, sismik arama ve şimdi de sondaj çalışmalarına başlamasıdır. Neden tek taraflı diyoruz, çünkü burada KKTC’nin ve Kıbrıs Türk halkının da hakkı var. Bunu da Rum kesimi ve AB kabul ediyor. Biz onlara 'Kıbrıs Türk halkının haklarını garanti altına aldıktan sonra bu tür adımları atın' dedik. 'Efendim yaparsak tanımış oluruz.' diyorlar. Hayır, bugün Tayvan’ı herkes tanımıyor ama herkes Tayvan ile ticarette yapıyor, anlaşma da. Özel şirket üzerinden olsun, AB üzerinden olsun, her türlü esnekliği gösterdik. 'Efendim şimdi değil de satarken garanti altına alacağız.' diyorlar. Şimdi yapamıyorsan satarken de yapamazsın. Yapmazsın ve garanti altına almazsın. Biz güvenmiyoruz."

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile yapılan müzakerelerde, Rumların mutabakata varılan konularda bile geri adım attığını belirten Çavuşoğlu, söz konusu tarafın, müzakerelerde verdikleri sözlerin hiçbirini tutmadığını dile getirdi.

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"O yüzden biz de kendi adımımızı kendimiz atıyoruz. Burada Türkiye Cumhuriyeti, KKTC ve Kıbrıs Türk halkının menfaatlerini korumak için bölgeye sondaj gemilerimizi gönderdik. Eskiden Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma yapıyordu. Onlar da 'Türkler yine böyle yapacak bir şey olmaz.' dediler ama gemileri gönderince şimdi paniklediler. Önce bazı tepkiler oldu. Bu tepkilere biz de cevabımızı verdik. Onun dışında herkesi bilgilendirdik. Mesela İngiltere'yi bilgilendirdikten sonra bu bölgeleri tartışmalı bölge olarak açıkladık. Amerika'nın açıklamasına baktığımız zaman AB'nin açıklamalarına göre dengeli bir açıklama olduğunu görüyoruz. Biz, tüm Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Daimi üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarına ve de AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarına ve (AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi) Federica Mogherini'ye mektup gönderdik. Hukuki gerekçeleriyle beraber oradaki Türkiye, KKTC ve Kıbrıs Türk halkının haklarını açıklayan bir mektup gönderdik. Ayrıca Bakanlıktaki arkadaşlarımızla Ankara'daki tüm büyükelçileri davet ederek aynı kapsamda bilgilendirmelerde bulunduk ve çok etkilendiler."

AB’ye birçok kez uyarıda bulunulduğunu anımsatan Çavuşoğlu, "Biz AB'ye bu işi siz çözün, aksi takdirde biz adımlarımızı atarız ve gerginlik olur uyarısını defalarca AB’ye ilettik. Aynı bilgilendirmeyi Brüksel’de de arkadaşlarımız yaptı. Bizim burada uluslararası hukuk bakımından da haklılığımız ortadadır ve bu konuda da kararlıyız. Kararlılığımızı da herkes gördü." ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, Rusya'dan şu ana kadar Doğu Akdeniz konusunda bir açıklama göremediklerini vurgulayarak, "Rusları da buradaki haklarımız ve Kıbrıs Türk halkının hakları konusunda bilgilendirdik. Ruslar, Kıbrıs sürecinde kalıcı bir çözüm olması konusunda görüşlerini söylediler.

Hatta müzakerelere P5 ülkeleri katılsın diye de taleplerini iletiyorlar ama biz, BM ve AB gözlemci konumunda. Çünkü herhangi bir çözüm olduğu zaman AB ve AB hukukunu da ilgilendiren konular olduğu için onlar gözlemci olarak duruyorlar ve garantör ülkeler olarak bu müzakereleri sürdürdük. Sondaj konusunda Rusya'nın bir taraf tutan bir açıklamasını ya da tutumunu görmedik." şeklinde konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, "Kıbrıs Rum kesimi bizim vatandaşlarımızı tutuklayacak, biz de buna müsaade edeceğiz, bu mümkün değil." dedi.

"Hak hukuk çerçevesinde herkesin menfaati garanti altına alındığı zaman ve paylaşmayı da bildiği zaman sorun yok." ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, Türkiye'nin tek taraflı adımlara itiraz ettiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, "Bu noktaya mecbur gelecekler. Rum Kesimi de gelecek, Yunanistan da gelecek, Avrupa Birliği de gelecek, Akdeniz'deki ülkeler de gelecek. Bunun başka çıkar yolu yok. Ama tabii Suriye'den dolayı, Rusya'nın oradaki mevcudiyeti, ABD'nin, Batılıların oradaki mevcudiyeti gibi konulardan dolayı şu an herkesin gözü Doğu Akdeniz bölgesinde." tespitini yaptı.

Bakan Çavuşoğlu, bölgedeki doğal gazın Avrupa ve dünya piyasalarına ulaşması için tek alternatifin Türkiye olduğunun altını çizdi.



TC Dışişleri Bakanlığı: “Taraflı, gerçeklerden kopuk ve uluslararası hukuka aykırı"



Türkiye Dışişleri Bakanlığınca, Avrupa Birliği (AB) üyesi Güney Avrupa Ülkeleri (MED 7) 6. Zirvesi sonunda kabul edilen ortak bildirideki Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesine ilişkin ifadeler reddedilirken, bildirideki ifadelerin "taraflı, gerçeklerden kopuk ve uluslararası hukuka aykırı" olduğu vurgulandı.

Bakanlıktan 6. MED 7 Zirvesinde kabul edilen ortak bildiri hakkında yazılı açıklama yapıldı.

Açıklamada, "Fransa, İtalya, İspanya, Malta, Portekiz, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) katılımıyla 14 Haziran 2019'da Malta'da düzenlenen MED 7 6. Zirvesi sonunda kabul edilen ortak bildiride yer alan Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesine ilişkin, taraflı, gerçeklerden kopuk ve uluslararası hukuka aykırı ifadeleri reddediyoruz." ifadeleri kullanıldı.

Bu ifadelerin, Rum/Yunan ikilisinin Birleşmiş Milletlerin (BM) Kıbrıs meselesinin çözümüne ilişkin ilkeleriyle ve uluslararası hukuk kurallarıyla bağdaşmayan ulusal pozisyonlarını yansıttığı belirtilen açıklamada, "(Bu ifadelerin) bizim için hiçbir değeri, hükmü ve etkisi yoktur." değerlendirilmesinde bulunuldu.

Açıklamada, söz konusu bildirinin, Rum/Yunan ikilisinin AB üyeliklerini nasıl istismar ettiklerinin ve bazı AB üyesi ülkelerin de buna nasıl alet olduklarının esef verici yeni bir örneği olduğuna işaret edilerek şunlara yer verildi:

"Bu durum, AB'nin ve AB üyelerinin Kıbrıs meselesinin çözümünde de neden tarafsız ve güvenilir bir aktör olamayacaklarını bir kez daha açıkça ortaya koymaktadır. Kıbrıs meselesi bağlamında bu bildiriye imza atan ülkeler, Ada'da sadece Kıbrıslı Rumların değil, Kıbrıs Türklerin de yaşadığını hatırlamalı, Kıbrıs meselesinin ancak Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliği sağlandığı ve güvenlik gereksinimleri karşılandığı takdirde çözülebileceğini idrak etmeli, Kıbrıs meselesinin 56 yıldır çözümsüz kalmasının sebebinin Rum tarafının iktidar ve refahı paylaşmak istememesi olduğunu artık görmelidirler. Ayrıca, Kıbrıs Türklerinin de Ada'nın doğal kaynakları üzerinde eşit haklara sahip olduğunu teslim etmelidirler."

Bildiride, GKRY'nin maksimalist deniz yetki alanı sınırı iddialarına destek verilmesinin de bizatihi uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğinin altı çizilen açıklamada, "Zira evvelce vurguladığımız üzere gerek AB, gerek AB'nin herhangi bir üyesi, bir ülkenin, deniz yetki alanı sınırı iddiası hakkında, bir mahkemeymiş gibi hüküm vererek, bu sınırlara geçerlilik kazandıramaz. Kaldı ki, Ada'nın eşit haklara sahip kurucu unsuru olan Kıbrıs Türklerinin haklarını gasp eden GKRY normal bir ülke de değildir." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Son olarak, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de hem kendi kıta sahanlığındaki haklarını hem de Kıbrıs Türklerinin Ada'nın hidrokarbon kaynakları üzerindeki eşit haklarını korumak kararlılığının aynen devam ettiğini, bu konuda gerekli adımları attığını ve atmaktan da çekinmeyeceğini bir kez daha uluslararası topluma hatırlatmak isteriz."















Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Instagram





Website













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Başbakan Yardımcılığı ve

Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 601 1800 - 01

Faks: +90 (392) 228 4847

E-Posta: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: @trncpio

Youtube: KKTCDisisleri





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 15
Dün Tekil 831
Bugün Tekil 657
Toplam Tekil 4236029
IP 98.84.18.52






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























5 Rebi 'l-Ahir 1446
Ekim 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31


Benim Hayatta yegane fahrim, servetim T rkl kten ba ka bir ey de ildir.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.788 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu