“Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde 82 milyon hep birlikte ‘Türkiye İttifakı’ olarak hareket etmeliyiz” 18.04.2019 - TC Cumhurbaşkanlığı - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









“Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde 82 milyon hep birlikte ‘Türkiye İttifakı’ olarak hareket etmeliyiz” 18.04.2019 - TC Cumhurbaşkanlığı
Tarih: 18.04.2019 > Kaç kez okundu? 1083

Paylaş


Cumhurbaşkanı Erdoğan, MEMUR-SEN Genel Merkez yeni hizmet binası açılışında yaptığı konuşmada, “Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde, siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyarak, 82 milyon hep birlikte ‘Türkiye İttifakı’ olarak hareket etmeliyiz. Vatandaşlarına ve kardeşlerine güven veren bir Türkiye için hep beraber elimizi taşın altına koymalıyız” dedi.

15 Temmuz



10 Soruda FETÖ















“Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde 82 milyon hep birlikte ‘Türkiye İttifakı’ olarak hareket etmeliyiz”

18.04.2019

Yazdır Yazıları Büyült Yazıları Küçült

“Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde 82 milyon hep birlikte ‘Türkiye İttifakı’ olarak hareket etmeliyiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MEMUR-SEN Genel Merkez yeni hizmet binası açılışında yaptığı konuşmada, “Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde, siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyarak, 82 milyon hep birlikte ‘Türkiye İttifakı’ olarak hareket etmeliyiz. Vatandaşlarına ve kardeşlerine güven veren bir Türkiye için hep beraber elimizi taşın altına koymalıyız” dedi.



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MEMUR-SEN (Memur Sendikaları Konfederasyonu) Genel Merkez yeni hizmet binası açılışını yaparak, “İşin Geleceği; Tehditler ve Fırsatlar” Konferansı’na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda bir konuşma yaptı.





Açılışı yapılan yeni hizmet binasının MEMUR-SEN ailesine hayırlı olması temennisinde bulunan ve binanın yapımında emeği geçenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki gün sonra yapılacak MEMUR-SEN 6. Genel Kurulu’nun da sendika ve tüm kamu görevlileri için hayırlara vesile olmasını diledi.



“MEMUR-SEN MİSYONUNU LAYIKIYLA YERİNE GETİRMİŞTİR”



Sendikanın bugünlere gelmesinde emeği geçenlere teşekkür edip, vefat eden sendika mensuplarına Allah’tan rahmet niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1995’te MEMUR-SEN’in kuruluşuna liderlik eden merhum Mehmet Akif İnan’ı rahmetle yâd ettiğini belirtti.



Şair, mütefekkir, muallim Akif İnan’ın sadece şiirleri ve fikirleriyle değil, aynı zamanda aksiyoner bir lider olarak da örnek olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum İnan’ın; sendikayı, sadece memurların hak ve hukukunu savunan bir çatı olarak değil, millî bir diriliş hareketi ve evrensel bir özgürlük hareketi olarak da tasavvur ettiğini söyledi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onun nazarında MEMUR-SEN ülkemizle beraber, dünyanın dört bir yanında hakları elinden alınan; emekleri, alın terleri, kaynakları sömürülen; onca zenginliğin ortasında fakirliğe mahkûm edilen yüz milyonların da sesi, soluğu, nefesi olan bir müessesedir. Kuruluşundan itibaren MEMUR-SEN de, Akif İnan’ın tayin ettiği istikamet doğrultusunda misyonunu layıkıyla yerine getirmiştir” diye konuştu.



Türkiye’nin son yıllardaki tüm demokrasi hamlelerinde MEMUR-SEN’in, kritik rol oynadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle 28 Şubat’ta olduğu gibi demokrasinin askıya alındığı dönemlerde darbeleri meşrulaştırıcı görev üstlenen sendikal gelenekten Türkiye’nin kurtarılmasında MEMUR-SEN’in ciddi katkısının olduğunu kaydetti.



“MİLLÎ İRADENİN YANINDA SAF TUTAN MEMUR-SEN TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ BİR KAZANIM”



“Sırtını vesayet odaklarına dayayan sendika ağalarının siyasetçilere ayar verdiği o kötü günler, hamdolsun sizlerin desteğiyle artık geride kalmıştır. Türkiye’de ideolojik sendikacılığın yerini, temel hedefi emekçilerin hak ve imkânlarını güçlendirmek olan yeni bir sendikal anlayış almıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği sürecine destek veren, Kudüs’ün hakkını savunan, ihtiyaç sahiplerine el uzatan, kritik dönemlerde vesayetçiler yerine millî iradenin yanında saf tutan MEMUR-SEN’in Türkiye için önemli bir kazanım olduğunu dile getirdi.



MEMUR-SEN’e; çalışanların haklarını savunmada gösterdiği gayret, millî iradenin, demokrasinin, insan hak ve hürriyetlerinin yerleşmesine verdikleri destek için şükranlarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, MEMUR-SEN’in her türlü vesayete karşı yürüttüğü mücadeleyi takdirle karşıladıklarını, sendikanın bu özgür ve özgün tavrının önümüzdeki dönemde güçlenerek devam edeceğine inandığını belirtti.



31 Mart seçimlerinden sonra bazı belediyelerdeki gelişmeler ve bulundukları yerde mücadelelerini kararlı bir şekilde sürdüremeyenler sebebiyle MEMUR-SEN camiasının rahatsızlık duymaması gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, MEMUR-SEN camiasının bu seçimler sebebiyle ortaya çıkan tabloda bulundukları yerlerde dimdik duracaklarına inandığını söyledi. Belediyelerde bazılarının makamından alınabileceğini; ancak memuriyetten atılamayacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 657 numaralı ilgili yasanın memuru güçlü bir şekilde koruma altına aldığını, bu yollara tevessül edenler karşısında, memurların arkasında MEMUR-SEN camiasının bulunduğunu ifade etti.



“HİÇBİR ZAMAN YAPILACAK ZULÜMLERE SEYİRCİ OLMAYIZ”



Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şu açıklamaları yaptı: “Ve yine şunu bilmeniz lazım ki; bu ülkede şu anda bir hükûmet var, biz hiçbir zaman yapılacak bu zulümlere tribünden seyirci olmayız, yapılması gereken neyse onu da yaparız. Onun için de bütün yargı ve yürütme mekanizmalarını her hâlükârda başta MEMUR-SEN olmak üzere yürütmek durumundayız. Ben yürütmenin başıyım, yasamanın başı ise şu anda yine genel başkanı olduğum partimin bir mensubu olan arkadaşım, o da yasamanın başıdır. Bütün bu imkânlarımızla, eğer bir zulüm varsa bu zulmün karşısında durmak bizim için en önemli görevdir. Ama MEMUR-SEN camiası mensupları yerlerinde dimdik durmalı ve kendilerine, ‘hadi bakalım sendikanı değiştir, şuraya geç’ diyenlere karşı da o dik duruşuyla diklenmeden yerini korumalıdır.”



Uluslararası Çalışma Konferansı İLO’nun Haziran’da Cenevre’de düzenlenecek 100’üncü Yıl Zirvesi’ne, programının elvermesi durumunda katılmayı arzu ettiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zirveye hazırlık mahiyetinde gördüğü “İşin Geleceği; Tehditler ve Fırsatlar” konferansının başarılı geçmesi temennisinde bulundu ve konferansa katkıda bulunacaklara teşekkür etti.



Dünyanın 107 farklı ülkesinden konferansa iştirak eden katılımcıların konferans vesilesiyle yapacakları fikir teatisinin yanı sıra Türkiye’yi ilk elden tanıma fırsatı, Türk milletini, milletin demokrasi mücadelesini daha yakından görme imkânı bulacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tecrübenin konferansta konuşulacak başlıklar kadar değerli ve önemli olduğunu kaydetti.



“TÜRKİYE SON YILLARDA, ULUSLARARASI BOYUTU DA OLAN, ÇOK YÖNLÜ BİR KARALAMA KAMPANYASINA MARUZ KALDI”



Türkiye’nin son yıllarda, uluslararası boyutu da olan, çok yönlü bir karalama kampanyasına maruz kaldığına; Batı dünyasının belli kesimlerinin, medya organları aracılığıyla Türkiye ekonomisini çökmüş bir vaziyette gösterme gayreti içine girdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne yaparsanız yapın, hangi başlıkları atarsanız atın, Türkiye dimdik ayaktadır, güçlenerek de yoluna devam edecektir” dedi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu medyaya artık biz alıştık, bu paçavralara artık alıştık, bunları biz yutmuyoruz. Her zaman bunlar bu başlıklarını atacaklardır, ama biz yolumuza dimdik durarak devam edeceğiz. ‘Financial Times böyle yazmış’; sen ne yazarsan yaz, benim ülkemin durumu ortada. Alışacaklar, Türkiye’nin gücünü de kabullenecekler. Bunlar ilk defa bu başlıkları atmıyor ki, her zaman bu başlıkları attılar, bundan sonra da atacaklar, bunları da biz iyi bileceğiz. Bunlar yeri gelir bakarsanız madalya verirler, dağıtırlar, yeri gelir bu tür başlıklar atarlar. Şu anda ülkemizdeki durum ortadadır ve güçlü bir şekilde güçlenerek yoluna devam etmektedir.”



Türkiye aleyhine yürütülen bu kampanyanın asıl sebebinin; Suriye, Filistin, Yemen ve Mısır meselelerindeki ilkeli duruşlarının ve yükselen İslam düşmanlığı konusundaki duyarlılıklarının olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel adaletsizlikler konusunda biz sesimizi yükselttikçe, saldırıların da dozu artıyor. Biz terörle mücadele ve mülteciler meselesindeki çifte standarda dikkat çektikçe, aleyhimizdeki haberlerin sayısı daha da katlanıyor” ifadelerine yer verdi.



“ELİMİZDEKİ BİR TAS ÇORBAYI MÜLTECİ KARDEŞLERİMİZLE PAYLAŞARAK YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”



Türkiye aleyhine yayın yapan ilgili medya organına, “4 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’yi sen tanıdın mı? Acaba senin ülkende şu anda ne kadar mülteci var? Hadi bir de onu haber yap bakalım” sözleriyle seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 4 milyon mülteciye ev sahipliği yaparken kimsenin doğru dürüst ciddi desteği olmadan 35 milyar dolar harcadığını hatırlattı.



Herhangi bir yerden destek gelmesi beklentisine kapılmadan mültecilere ev sahipliği yapılacağını dile getirerek, “Biz eğer elimizde bir tas çorbamız varsa, o bir tas çorbayı o mülteci kardeşlerimizle paylaşarak yolumuza devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Her ne kadar Türkiye’nin ana muhalefetinin başındaki ‘ben Suriyelileri tekrar ülkesine göndereceğim’ demişse, Bolu’daki seçilmiş olan bir Belediye Başkanı oradaki Suriyelilere ‘ben bunlara bir tas çorba vermem, buradan gönderirim’ demişse de, biz onları da onların eline bırakmadan hükûmet olarak valiliklerimiz kanalıyla aynen yedirmeye, içirmeye, giydirmeye devam edeceğiz. Çünkü biz ensar olmaya talibiz, muhacirleri yolun ortasında asla bırakmayız.”



“TÜRKİYE’NİN, TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI YÜRÜTTÜĞÜ MEŞRU MÜCADELEYİ ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORLAR”



Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletimiz iradesine, bağımsızlığına, hak ve özgürlüklerine sahip çıktıkça, eski alışkanlıklarını devam ettirmek isteyenlerin rahatsızlığı derinleşiyor. Her ikisi de azılı birer terör örgütü olan PKK’lı ve FETÖ’cü unsurların öncülük ettiği bu iftira furyasına, ne yazık ki ülkemiz içindeki kimi sendikalar da lojistik destek sağlıyor. Uluslararası kuruluşlara mektuplar yazarak, asılsız iddiaları gündeme getirerek ülkemize itibar suikastı yapıyorlar. Böylece Türkiye’nin, PKK ve FETÖ gibi eli kanlı terör örgütlerine karşı yürüttüğü meşru mücadeleyi engellemeye çalışıyorlar. Elbette dünyanın hemen her ülkesinde ideolojik bağnazlıkla hareket eden marjinal yapılar bulunur. Bunların mevcut tüm iletişim imkânlarını propagandalarına alet etmesi de gayet tabiidir. Burada asıl sorgulanması gereken, bu iftiraların uluslararası sendikal kuruluşlar nezdinde alıcı bulmasıdır, bizi bu rahatsız eder. Üzerinde asıl durulması gereken, örgütlü yalanın hakikati perdelemesine göz yumulmasıdır.”



Kendilerini; birkaç marjinalin iftirasının değil; hiçbir araştırma yapılmadan, iddialar teyit edilmeden, işin aslı muhataplarına sorulmadan Türkiye karşıtı her türlü habere, her türlü propagandaya prim verilmesinin rahatsız ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizi rencide eden, masumiyet karinesinin, ülkemiz söz konusu olduğunda hemen rafa kaldırılmasıdır” diye ekledi.



Kimseden ayrıcalık ve iltimas beklemediklerinin, muhataplarından sadece ilkeli, tutarlı ve hakkaniyetli davranmalarını istediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz ülkemizle ilgili meselelerin önyargılara kurban edilmek yerine; vicdan, akıl ve adalet terazisinde tartılarak karara bağlanmasını arzu ediyoruz. Özellikle bugün aramızda bulunan uluslararası kuruluşların temsilcileri olan misafirlerimizden, bilgi kaynaklarını çeşitlendirerek, hakkaniyeti elden bırakmamalarını rica ediyorum” şeklinde konuştu.



“31 MART SEÇİMLERİ DEMOKRASİ ŞÖLENİ HAVASIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ”



Konuşmasında 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne de değinerek, seçim maratonunun başarıyla tamamlandığını ve demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye’de, seçimin demokrasi şöleni havasıyla gerçekleştirildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette bir takım tartışmalar, bir takım görüş farklılıkları olmuştur. Ama bu durum, demokrasimizin bir kez daha başarıyla işlediği gerçeğinin teslimine engel değildir” değerlendirmesinde bulundu.



Seçime katılma oranının yüzde 85 civarında olduğunu hatırlatarak, gerek katılım oranının yüksekliğinin, gerek seçim sonuçlarının Türkiye demokrasisinin kalitesini daha da artırdığına inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasiye verilen bu güçlü desteğin; Türkiye’nin istikbali, millî iradenin perçinlenmesi adına tarihî bir kazanım olduğunu ifade etti.



Son altı yılda Türkiye’nin; Gezi olayları, 17-25 Aralık girişimi ve çukur eylemleri gibi pek çok saldırıya, provokasyona, anti-demokratik girişime muhatap olduğunu, 2016’da 15 Temmuz darbe teşebbüsüne maruz kaldığını, geçen yıl Ağustos ayında ise finans sistemi üzerinden ekonomik bir saldırıyla karşılaştığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son beş yılda yedi kez sandığa gidildiğine işaret etti.



“TÜRKİYE’NİN BEKASI, VATANDAŞLARIMIZIN BİRLİK VE BERABERLİĞİ HER TÜRLÜ POLİTİK HESABIN ÜSTÜNDEDİR”



Hiçbir zaman seçim ekonomisine tevessül etmediklerini; ancak seçimlerin ülke ekonomisinde ağır bir yük oluşturduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Seçim atmosferinde yükselen siyasi rekabet, toplumumuzun hem sosyolojisinde, hem ekonomisinde gerilimlere sebep olmaktadır. Hamdolsun milletimiz sandıkların kapanmasıyla beraber bu dönemi geride bırakmıştır” dedi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Seçim döneminde yaşanan tartışmalar artık sona ermiş, herkes günlük hayatına yönelmiş; evine, işine, gücüne yoğunlaşmıştır. Seçim kanunumuz çerçevesinde yapılan hak arama mücadeleleri, demokrasinin bir imkânıdır, aynı zamanda bir gereğidir. Dolayısıyla kimse hak arama mücadelesine girdi diye bu hak arama mücadelesini verenleri kalkıp da burada hakaretle eleştirme yoluna gidemez. Geçmişimizden bugüne her türlü siyasi parti bu tür yollara başvurmuştur, bu tür hak arama mücadelesini vermiştir. Son nokta konulana kadar da bunun takipçisi olmuşlardır. Ama olay partime gelince niye rahatsız oluyorsunuz? Biz de sonuna kadar bu mücadelemizi vereceğiz. Yüksek Seçim Kurulu noktayı koyduğu zaman bizim için de mesele bitmiştir, ondan sonra yola devam. Seçim sürecindeki ve sonrasındaki tartışmaların, millî çıkarlarımızın ve hassasiyetlerimizin önüne geçmesine asla izin vermedik, vermeyeceğiz. Siyaset, milletin maslahatını kendi menfaatinin önüne koymayı gerektirir. Türkiye’nin bekası, vatandaşlarımızın birlik ve beraberliği her türlü politik hesabın üstündedir. Özellikle içinde bulunduğumuz hassas dönemde siyasetçilerin sorumluluk duygusuyla hareket etmesi önem arz ediyor. İnşallah böyle bir döneme girdiğimize inanıyorum.”



“SİYASET YELPAZESİNDEKİ HERKESLE TÜRKİYE ORTAK PAYDASINDA BULUŞMANIN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ”



Türkiye’nin önünde 4,5 yıllık kesintisiz bir icraat döneminin bulunduğuna işaret ederek, 82 milyon olarak bu dönemin en verimli şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim tartışmalarının geride bırakılarak, ekonomi ve güvenlik başta olmak üzere Türkiye’nin asıl gündemine odaklanılmasının şart olduğunu söyledi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dönem kızgın demiri soğutma, musafahalaşma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir. Önümüzdeki 4,5 yıllık süreçte gayemiz, milletimizin refahını artırmak, güvenlik ve özgürlük dengesini koruyarak devletimizin bekasına yönelik tehditleri bertaraf ederek, Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırmaktır” sözlerine yer verdi.



Terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdürürken, ülkenin ihtiyacı olan yapısal reformları da hayata geçirmeye devam edeceklerini, savunma sanayii, ihracat ve turizmde yakaladıkları ivmeyi, diğer alanlarda da gerçekleştireceklerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden siyaset yelpazesindeki herkesle Türkiye ortak paydasında buluşmanın mücadelesini verdiklerini belirtti.



“VATANDAŞLARINA VE KARDEŞLERİNE GÜVEN VEREN BİR TÜRKİYE İÇİN, HEP BERABER ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMALIYIZ”



Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Nasıl İstiklal Harbimizi el birliği içinde zafere taşımışsak, nasıl PKK’lı hainlerin tepesine yurt içinde ve yurt dışında yumruk gibi inmişsek, nasıl 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklara meydanları dar etmişsek, bugün de aynı dayanışmayı sergilemeye ihtiyacımız bulunuyor. Gerek Suriye’nin kuzeyindeki terör bataklıklarının kurutulması, gerekse ekonomimizin tekrar büyüme trendine girmesi için toplumumuzun tüm kesimlerinin üzerine düşen görevler var. Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde, siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyarak, 82 milyon hep birlikte ‘Türkiye İttifakı’ olarak hakaret etmeliyiz. Vatandaşlarına ve kardeşlerine güven veren bir Türkiye için, hep beraber elimizi taşın altına koymalıyız. Gençlerimizin, memurlarımızın, çiftçi, sanayici, esnaflarımızın sorunlarını çözmek ancak bu şekilde mümkün olacaktır.”



Herkesin bu yönde çaba göstereceğine inandığını ve MEMUR-SEN’den bu süreçte çok büyük gayret ve fedakârlık beklediğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını; yeni hizmet binasının hayırlı olması, düzenlenen konferansın verimli ve bereketli, MEMUR-SEN 6. Olağan Genel Kurulu’nun başarılı geçmesi temennisiyle tamamladı.



Kaynak:

https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/104017/-ulkemizin-bekasini-ilgilendiren-meselelerde-82-milyon-hep-birlikte-turkiye-ittifaki-olarak-hareket-etmeliyiz-