BASIN BÜLTENİ Akıncı, Lute ile bir araya geldi - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Akıncı, Lute ile bir araya geldi
Tarih: 09.04.2019 > Kaç kez okundu? 964

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, dün BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs sorunu için görevlendirdiği Geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute’la bir araya geldi.

Cumhurbaşkanlığı’nda yer alan Akıncı-Lute görüşmesi, yaklaşık 1 saat 45 dakika sürdü.

Görüşmede, Akıncı’ya, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu ile diğer yetkililer eşlik etti.

Cumhurbaşkanı Akıncı ile görüşmesi öncesinde Lute, dün sabah Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Rum Başkanlık Sarayı’nda görüştü.

Rum haber kaynakları görüşmenin 2 saat 15 dakika sürdüğünü ve Lute’un başkanlıktan herhangi bir açıklama yapmadan ayrıldığını belirttiler.

Anastasiadis ile Lute arasındaki görüşmeye, Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, Rum tarafının müzakerecisi Andreas Mavroyannis ve Hükümet Sözcüsü Prodromos Prodromu’nun da katıldı.



Özersay'dan Anastasiades'e tepki: "Bunlar yeni fikir değil, bayat görüşler"



Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ile BM Genel Sekreterinin Kıbrıs için atadığı Geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un dün gerçekleşen görüşmesinin ardından Rum basınında çıkan haberleri değerlendirdi.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Özersay, Anastasiadis’in masaya yeni taşıdığı söylenen fikirlerin siyasi eşitliği sulandırdığını ve ‘bayat’ olduğunu kaydetti.

Özersay şu ifadeleri kullandı:

“Taa Downer zamanında ortaya atılan ama siyasi eşitliği sulandırdığı için devre dışı kalan bayat düşünceleri Rum lider yeniden masaya taşımış bugün Rum basınına göre. Dönüşümlü Başkanlık yerine, her hal ve şartta her zaman bir Kıbrıslı Rum Başkan ve dönüşecek olan sadece Başbakan. Yani Başkan sadece Rum, Başbakanlık da Rum ve Türkler arasında dönüşümlü.

Özetle devlet başkanı her hal ve şartta bir Kıbrıslı Rum. Anlaşılan bunu “yeni fikir” olarak müzakerelerin devamını tercih eden konformistlere yutturmaya çalışacak. Statükonun devamını sağlayacak türden bir müzakere için bayat “yeni fikirler” kabak tadı veriyor.”





Özyiğit 24’üncü İzmir Kitap Fuarı’nın açılışına katıldı



Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit, TÜYAP tarafından düzenlenen 24’üncü İzmir Kitap Fuarı’nın açılışına katıldı.

Kültür Dairesi tarafından kurulan KKTC Yayınları standı başta olmak üzere stantları gezen Özyiğit, yazarlarla da bir araya geldi.

Açılışta kısa bir konuşma gerçekleştiren Özyiğit, Kitap okumanın önemine vurgu yaparak, “Teknolojinin gelişimi ve takibi tabii ki önemli ancak bu durum kitap okumanın önüne geçmemeli” dedi.

Fuarda, ülkeden şair, yazar ve araştırmacıların kitaplarının da yer almasının önemli olduğunu ifade eden Özyiğit, bu gibi etkinliklerin ülke kültür ve sanatına önemli katkı sağladığına inanç belirtti.

Bakanlık olarak kültür-sanata ve sanatçıya önem verdiklerini, bu bağlamda Kültür Dairesi aracılığı ile gereken desteği vermeye özen gösterdiklerini belirten Özyiğit, düzenlenen uluslararası etkinliklere katılımın Kıbrıs Türk sanatı ve sanatçısı için önemli bir fırsat olduğuna dikkat çekerek kültür-sanata ve sanatçıya destek vermeye devam edeceklerini söyledi.





Burcu: “Siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılım konusunda Anastasiadis’in tavrından henüz vazgeçmediğini tespit etmiş bulunuyoruz”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs sorunu için görevlendirdiği Geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un görüşmesinin ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılım konusunda Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in olumsuz tavrından henüz vazgeçmediğini tespit etmiş bulunduklarını söyledi.

Müzakerelerin yeniden başlayabilmesi ve Kıbrıs sorununa bütünlüklü bir çözüm bulunması yönünde ilk günden beri Cumhurbaşkanı Akıncı’nın olması gereken olmazsa olmazların altını çizdiğini kaydeden Burcu, “Bunlar geçmiş mutabakatlara saygıdır, 11 Şubat 2014 ortak açıklama belgesine saygıdır ve aynı zamanda Crans Montana’da Sayın Guterres’in 30 Haziran’da sunduğu çerçevenin sulandırılmadan aynen kabulüdür. Her konuşmasında, her temasında Sayın Cumhurbaşkanımız bunların öneminin altını çizmiştir ve Sayın Anastasiades’e de bu yöndeki mesajlarını iletmiştir” dedi.

Lute ile yaptıkları görüşmede siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılım konusunda Rum Yönetimi Başkanı Anastasiades’in olumsuz tavrından vazgeçmediğini üzülerek tespit ettiklerini dile getiren Burcu, “Bu şu demektir, geçmiş mutabakatlara saygı gösterilmemektedir, 30 Haziran’da Guterres’in sunduğu çerçeveyi aynen kabule hazır değildir, bunu da bugün tespit etmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla bu aşamada üzülerek söylüyorum ki Sayın Lute’nin görev tanımını tamamlayabileceği olanaklar mümkün görülmemektedir. Sanırım bu durum 15 Nisanda Sayın Genel Sekreterin Güvenlik Konseyine sunacağı rapora da bu şekilde yansıtılacaktır” şeklinde konuştu.

Lute’un dün Anastasiades ile yaptığı görüşmeden sonra Rum müzakereci Mavroyannis’in yaptığı açıklamalardan kaynaklanan Rum basınında yer alan bir takım yorumlar bulunduğunu söyleyen Burcu özellikle Rum tarafının dönüşümlü başkanlık yerine dönüşümlü başbakanlığı önerdiği ve bunun yerine de kalıcı daimi bir Rum Başkanın devletin başında durması gerektiği ve sembolik durması yönünde sanki yeni fikirler varmış gibi bir algı yaratılmaya çalışıldığını anlattı.

“Bilmenizi isterim ki bu doğru değildir. Müzakereler 15 Mayıs 2015’te başladı ve bundan 15 gün sonra, Rum tarafı bu öneriyi masaya tartışmaya getirmişti. Bu tartışıldı, reddedildi, sonradan kendileri de ikna oldular ki bu şekilde bir önerinin arkasında durmadılar, başkanlık sisteminde ve dönüşümlü başkanlıkta uzlaşılar üretildi. Şimdi bu hiç görüşülmemiş, sanki yeni bir konuymuş gibi bunu tekrardan gündeme getirip yani eski pilavı ısıtıp ısıtıp sunmak doğru bir yaklaşım değildir” diye konuşan Burcu, doğru yaklaşımın eski uzlaşılara sahip çıkmak olduğunu belirtti.

Siyasal eşitlik, dönüşümlü başkanlık, siyasal bakımdan eşitliği kanıtlamak üzere sayısal olarak eşit olunmayan federal organlarda en az bir olumlu oy ilkesinin uzlaşılmış hususlar olduğunu dile getiren Burcu, bu uzlaşılardan sapmamak gerektiğinin altını çizdi.

Bakanlar Kurulu’nun kompozisyonunun da uzlaşılmış bir husus olduğunu kaydeden Burcu, şöyle konuştu:

“Biliyorsunuz orada 7’ye 4 temsiliyet olacaktır. 7 Rum 4 Türk bakan olacaktır fakat herhangi bir kararın alınabilmesi için en az bir Türk bakanın oyuna ihtiyaç vardır ve bu şekilde uzlaşılmıştı, bir bu uzlaşılara sahip çıkılmasını istiyoruz. Biz bundan öteye ilerlemek istiyoruz mevcut durumdan gerilemek değil. Ama maalesef yeni bir şeyler sunuluyormuş gibi bırakın bundan öteye ilerlemeyi, mevcut durumu sarsıcı durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu doğru bir şey değildir.”

Kıbrıs Türk tarafı ve Cumhurbaşkanı Akıncı’nın durumunun çok net ve açık olduğunu kaydeden Burcu, ilerlemek istiyorlarsa mevcut durumdan öteye düşünmeleri ve ilişkilere bu felsefe ile bakmaları gerektiğini kaydetti.

Bunun için üç şeyin şart ve olmazsa olmaz olduğunu ifade eden Burcu, bunları geçmiş mutabakatlara saygı, 11 Şubat 2014 ortak açıklama belgesindeki ilkelere saygı ve Crans Montana’da BM Genel Sekreteri Antonio Guteerresin sundugu 30 Haziran çerçevesini sulandırmadan aynen kabul etmek olarak sıraladı.

Kıbrıs Türk tarafının bu durumda olduğunu ve bundan öteye yürümeye hazır olduğunu kaydeden Barış Burcu, “Yeter ki bu durumdan sapılmasın” diye konuştu.





Olgun: “Kıbrıs meslesi ve Doğu Akdeniz’in jeopolitik/jeostratejik koşularında ciddi değişim var”



Cumhurbaşkanlığı Eski Müsteşarı ve Eski Görüşmeci Ergün Olgun, Kıbrıs meselesi ile Doğu Akdeniz’in jeopolitik ve jeostratejik koşullarında ciddi değişim yaşandığını söyledi.

Yakın Doğu Üniversitesi’nin evsahipliğinde 1-3 Nisan 2019 tarihleri arasında Kıbrıs'ta çözüm için alternatif modellerinin masaya yatırıldığı "Kıbrıs Konusu: Kıbrıs'ın Dünü, Bugünü ve Geleceğe İlişkin Vizyonu" konulu konferansta da bu saptamanın yapıldığını kaydeden Olgun, “Kırk yılı aşkın siyasi eşitliğe dayalı, iki toplumlu ve iki kesimli yeni bir ortaklık kurma müzakerelerinden birçok nedenden dolayı sonuç alınamaması, bu güne kadar uzlaşıyı imkansız kılan çerçeve dışına çıkılarak yeni seçenekleri ele almayı zorunlu kılmaktadır” dedi.

Birçok konuşmacının ‘Federal ortaklık hedefinin olanaksızlığını ve gerçekleşse bile sürdürülebilir olamayacağını’ ileri sürdüğünü bildiren Ergün Olgun, bunun gerekçelerini de sıraladı:

‘İki tarafın çözüm vizyonlarının ve hedeflerinin farklı/zıt oluşu’, ‘BM Güvenlik Konsey’inin 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı kararı’, ‘taraflar arasında derin güven bunalımı ve tarafları sürdürülebilir şekilde bağlayacak güçlü ortak ihtiyaç/çıkar koşullarının bulunmayışı’, ‘taraflar arasında ciddi nüfus, ekonomik güç ve statü/meşruiyet asimetrisi bulunması’, ‘güçlü uluslararası aktörlerle Rum tarafının statükodan yararlanıyor olması’, ‘uluslararası camianın tek yanlı ve gayrı meşru AB üyeliğine ve tek yanlı hidrokarbon girişimlerine müsaade edilmiş olması’.

Konferansta çözüm modelleri olarak ‘Konfederasyon, kadife ayrılık, Tayvan modeli, Kosova modeli, Monako modeli’ gibi alternatiflerin de sıralandığını bildiren Ergün Olgun, bir diğer seçeneğin de ‘KKTC modeli’, yani KKTC’nin siyasi ve ekonomik etkinliğinin ve sürdürülebilirliğinin güçlendirilmesi olduğunu söyledi.

Ergün Olgun, Rum tarafı ve Yunanistan’ın Türkiye ve KKTC’ye karşı koz kazanmak ve deniz yetki alanlarını birleştirip Doğu Akdeniz’de egemenlik kurmak amacıyla hidrokarbon girişimlerini başlattığını da ifade etti. Olgun, “Bu girişimler Kıbrıs meselesini daha da karmaşık hale getirdiği gibi Doğu Akdeniz’i istikrarsızlığa sürüklenmekte, hidrokarbon keşfini herkese zarar verebilecek bir lanete dönüştürmektedir” ifadesini kulandı.

“Bu durum Garanti ve İttifak Antlaşmalarının devamının gerekliliğini artırmıştır” diyen Olgun, “Bugüne kadar Rum tarafı yumuşak güç geliştirmede Türk tarafı ile karşılaştırıldığında daha başarılı olmuştur. Bunu denetleyebilmek için Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan’ı caydırıcı ve bizlere olan ihtiyaçlarını artırıcı politika ve eylemleri artırmalıdır” değerlendirmesinde de bulundu.

Hidrokarbon konusundaki gelişmelerin Kıbrıs meselesinin alacağı seyri de şekillendireceğini bildiren Ergün Olgun, “Türk tarafının elindeki tüm olanakları kullanarak hidrokarbon konusunda Kıbrıs Rum tarafını tercihini yapmaya zorlamalıdır. Gerçek eşitlik/mal sahipliği zemininde işbirliği mi yoksa, herkes kendi devletinde ayrı ayrı mı?” dedi.

Olgun, Rum tarafı ile anlamlı bir müzakere başlatılabilmesi için gerekli zihniyet değişikliğinin somut kriterlerini de ‘Kıbrıs Türk tarafının siyasi eşitliğine uygulamada saygı göstermeleri’, ‘hidrokarbon konusunu ele almayı kabul etmeleri’ ve ‘Kıbrıslı Türklere uyguladıkları insanlık dışı sınırlamaları kaldırmaları’ olarak sıraladı.



10 Yaşındaki kayıp Şehit Ayşe İbrahim toprağa verildi



Ayvasıl (Türkeli) köyünde 1963’te Rumların Kıbrıslı Türklere karşı yaptığı katliamın en küçük kurbanı 10 yaşındaki kayıp şehit Ayşe İbrahim geçtiğimiz Cuma günü törenle toprağa verildi.

Ayşe İbrahim’in naaşı Küçükkaymaklı Cami’de kılınan cenaze namazının ardından Tekke Bahçesi Şehitliği’nde toprağa verildi.

Nenesi Ayşe Hasan Buba’yla birlikte öldürülen Ayşe İbrahim, Ayvasıl’daki katliam kurbanı 9 kişiyle toplu mezara gömülmüştü.



DAÜ, Times Higher Education Üniversiteler Etki Sıralaması’nda yer aldı



Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), Londra, İngiltere merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education (THE) tarafından ilk kez hazırlanan “2019 Dünya Üniversiteleri Etki Sıralaması”nda yer aldı. THE Merkezi tarafından 3 Nisan 2019 Çarşamba günü, öğleden sonra dünyaya duyurulan listede, DAÜ dünya genelindeki birçok üniversiteyi geride bırakarak 301+ bandında yer alma başarısını gösterdi.

Sözkonusu liste, dünyanın her yerinden üniversitelerin sosyal ve ekonomik etkilerini Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda sıralıyor. Çeşitli hedef kriterleri doğrultusunda hazırlanan listede, Sağlık ve Refah, Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar ile Kaliteli Eğitim Hedefleri başta olmak üzere, Cinsiyet Eşitliği, İyi İş ve Ekonomik Büyüme, Endüstri, Yenilik ve Altyapı, Azaltılmış Eşitsizlikler, Sürdürülebilir Şehir ve Toplumlar, Sorumlu Tüketim ve Üretim, İklim Çalışmaları, Hedefler İçin Ortaklıklar gibi birçok hedef yer almakta ve dünya genelindeki Üniversiteler bu bağlamda değerlendirilmekte. BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, diğer bir deyişle Küresel Hedefler, yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegenimizi korumak ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak için oluşturulmuş bir evrensel eylem çağrısıdır. İlk kez bu hedefler doğrultusunda bir liste hazırlayan THE, dünya genelindeki üniversiteleri daha iyi bir yaşama katkıda bulunmaları için teşvik etmeyi amaçlıyor.

Türkiye’den toplam 19, Güney Kıbrıs’tan ise iki üniversitenin yer aldığı listede DAÜ North Cyprus başlığı altında ve ülkeden tek üniversite olarak listeye girmeyi başardı. DAÜ özellikle Sağlık, Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar hedeflerine göre 101-200 bandında yer alıyor. DAÜ’nün son yıllarda sağlık alanında yapmış olduğu çalışmalar listede üst sıralarda yer almasında etkili oldu.



















Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Instagram





Flickr





LinkedIn





Website













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Başbakan Yardımcılığı ve

Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 601 1800 - 01

Faks: +90 (392) 228 4847

E-Posta: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: @trncpio

Youtube: KKTCDisisleri