BASIN BÜLTENİ - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ
Tarih: 09.03.2019 > Kaç kez okundu? 943

Paylaş


Cumhurbaşkanlığı’nda elektrik şebekelerinin sürekli bağlantısı konusunda toplantı yapıldı

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum lider Nikos Anastasiadis’e 26 Şubat’taki buluşmasında karar verilen güven artırıcı önlemlerin bir an önce uygulamaya geçmesi için atılacak somut adımlar konusunda toplantıları çerçevesinde dün de elektrik konusunda bir toplantı yaptı.

Cumhurbaşkanlığı basın bürosunun açıklamasına göre toplantıda, iki tarafın geçici anlaşmalarla kısa süreli bağlanan elektrik şebekelerinin tek anlaşmayla kalıcı bağlantı ile enterkonnekte çalışması yönünde alınan kararla ilgili konular ele alındı.

Kıbrıs Türk tarafının elektrik alanında varılan mutabakatın hayata geçirilmesi konusunda her açıdan hazır olduğu teyit edildi. Elektrik şebekelerinin kalıcı ve sürekli bağlantılı çalışmasının her iki tarafa sağlayacağı karşılıklı yararlar da değerlendirildi.

Elektrik konusundaki uzlaşının ayrıntıları ile ilgili olarak iki toplumlu Ekonomi ve Ticari İlişkiler Teknik Komitesi 13 Mart Çarşamba günü ortak bir toplantı yapacak.



Oktay: “Kendi ayakları üzerinde dimdik duran, üreten ve satan bir Kıbrıs istiyoruz”

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, kendi ayakları üzerinde dimdik duran, üreten ve ürettiklerini satan bir Kıbrıs istediklerini söyledi.

Oktay, Kıbrıs konusunun Türkiye'nin gündeminde olduğu gibi Birleşmiş Milletler’ in de (BM) gündeminde olduğunu ancak bir türlü çözüme kavuşmadığını belirtti.

Türkiye'nin muhataplarının çözüme yakın olmadığına işaret eden Oktay, "Şöyle düşünün, 'burada birlikte bir şey yapalım diyoruz ama ondan sonra ben diyorum ki sadece benim isteklerim olsun'. Bu birliktelik değil ki. Rum kesiminin Kıbrıs'ta yaptığı bu." dedi.

Oktay, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı, son dönemdeki gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Oktay, Rum kesiminin Kıbrıs'taki her türlü potansiyele sahip olmak istediğini ve garantöre ihtiyaç duymadan Türkiye'nin kendilerine güvenmesini beklediklerini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Biz sana güvendik ama 60'ları yaşadık. Biz tekrar mı 60'ları yaşayalım? Kusura bakmayın böyle bir dünya yok. Biz diyoruz ki Kıbrıs konusunda eşit haklar. Kıbrıs'ta iki kesim vardır, Rum kesimi ve diğer tarafta da Türk hakkı vardır. Bizim tarafta Türkler daha fazla hakka sahip olsun da demiyoruz. Eşit haklara sahip olsun ve Kıbrıs'ta doğan her türlü kaynak eşit şekilde paylaşılıyor olsun. Bu insani bir şey, siyasi bir şeyden bahsetmiyorum. Avrupa Birliği (AB) boyutu var ise zaten sen yasal olmayan bir şeyi AB'ye bir sorun olarak getirdin. Rum kesimini sen üye olarak getirdin. Halbuki orada Kıbrıs halkı olarak baktığımızda Türk halkı bunun içerisinde yok. Sen geldiğinde Türk halkı orada bütün her şeyiyle AB haklarından faydalanacak mı? Faydalansın diyoruz. Biz sizi tanırız ama sadece sizin sözlerinizle bir yere gidemeyiz. Önce uygulamayı görelim ve garantörlük boyutu mutlaka devam edecek."

Türkiye'nin çözüm önerileri konusunda samimi olduğunun altını çizen Oktay, çözüm noktasında yakın görüşmelerin de devam ettiğini söyledi.

Oktay, adanın içme suyu konusunda hiçbir ihtiyacının kalmadığını, elektrikle alakalı benzer bir çözümü araştırdıklarını dile getirdi.

Türkiye'den giden içme suyunun kullanılmayan kısmının tarımda kullanılmasıyla ilgili çalışma yürütüldüğünü belirten Oktay, şu ifadeleri kullandı:

"Aslında Kıbrıs'ta şunu istiyoruz, sadece Türkiye'nin yardımları ile ayakta kalan bir Kıbrıs değil, kendi ayakları üzerinde dimdik durabilen ve üreten bir Kıbrıs olsun. Onun için de sektörel olarak ayıralım. Tarım ve hayvancılık Kıbrıs'ta var. Ama bunların işlenmesi boyutuna da bakabiliriz. Hatta sanayi üretimini de değerlendirebiliriz. Üreten ve ürettiğini satan bir Kıbrıs. Kıbrıs'ın yine tanınmaması kaynaklı bazı dezavantajları var. Bunları da çözebilecek şekilde, bizim kendi temsilciliklerimizin de dışarıda Kıbrıs'ın temsilcisi olabileceği ve orada bir birlikteliğin sağlanabileceği bir ekonomik modele doğru gidiyoruz. Türkiye'nin yardımları devam ediyor, orada hiçbir sıkıntı olmaz. Biz Kıbrıslı kardeşlerimizi hiçbir zaman zor durumda bırakmak istemeyiz."



Başbakan Erhürman, Londra temaslarına başladı

Kıbrıslı Türklerle buluşmak amacıyla Londra'ya giden Başbakan Tufan Erhürman temaslarına başladı.

Erhürman, ilk olarak KKTC Londra Temsilciliği’nin Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlediği resepsiyona katıldı.

Başbakan Erhürman, burada yaptığı konuşmada Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs'ta da, dünyada da tek tek çok önemli başarılara imza attığını ancak bu bireysel başarılarla henüz toplumsal başarı hikayesini yazamadıklarını ifade etti. Erhürman, toplumsal bazda başarının kardeşlik dayanışması içinde olabileceğini ancak toplumsal dayanışma varsa toplumsal başarı olacağını söyledi.

Erhürman, temasları çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçiliği’ni ziyaret etti ardından da İngiltere'deki Kıbrıslı Türk iş insanlarıyla bir araya geldi.

Toplantıda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki yatırım alanları, yatırım fırsatları, ekonomik ilişkiler ve işbirliği konuları ele alındı.



Töre, May’in açıklamalarını değerlendirdi: “Kıbrıs Türkü'nün yegâne güvencesi ve garantörü, Türkiye ve Türk ordusunun varlığıdır”

Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Zorlu Töre, Kıbrıs’ta saldırıya uğrayan Kıbrıs Türk halkının yegâne güvencesi ve garantörünün Türkiye ve Türk ordusunun varlığı olduğunu vurguladı.

Töre, yaptığı yazılı açıklamada, Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile görüşen İngiltere Başbakanı Theresa May’in “Taraflar arzu etmezse, garantörlükten çekilmeye hazır oldukları” yönündeki açıklamasını değerlendirdi.

Zorlu Töre, varılacak bir çözümde garantilere gerek olmayacağını söyleyen Theresa May’in Kıbrıslı Türklerin uğradığı soykırımı anlamadığını da bir şekilde itiraf ettiğini kaydetti.

Töre şöyle devam etti:

“İngiliz sömürge döneminde de taraf tutucu olan İngiltere, Rum saldırganlığını hiçbir dönemde önleyememiştir. Adada askeri üsleri gerek olmadığı halde Dikelya ve Ağrotur üslerini silah yığını haline getirmiştir. İngilizlerin askeri üslerinin de adadan kaldırılması gerektiği halde Doğu Akdeniz Emperyalist ülkelerin askeri yığınına dönüşmüştür. Fransızların, Amerikalıların Kıbrıs’ta hava ve deniz üstü faaliyetleri de asla kabul edilemez.”

Kıbrıs’ta İngiliz halkı olmadığını, bunun için İngiltere’nin garantörlükten vazgeçebileceğini ve askeri üslerini de boşaltabileceğini söyleyen Töre, ırkçı ve faşist darbeler yapan Yunanistan’ında garantörlüğünün suçlarla dolu olduğunu ve bu sebeple Yunanistan’ın da garantörlükten vazgeçebileceğini belirtti.

Töre, hem Yunanistan’ın, hem de İngiltere’nin bu yaklaşımlarının Kıbrıs Türk halkını ve Türkiye’yi bağlamayacağını belirterek, “Garantörlükte Türkiye bizim için tabudur. Biz zaten İngiltere’ye ve Yunanistan’a garantörlük konusunda güvenmiyoruz. Güvensizliğimizin sebebi yaşadığımız tarihsel acılardan kaynaklanmaktadır” dedi.



Ataoğlu: “Kuzey Kıbrıs’a gelmeyen dünyayı gezmiş sayılmaz”

Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Fikri Ataoğlu, Kuzey Kıbrıs’a gelmeyenin dünyayı gezmiş sayılamayacağını söyledi.

ITB Berlin Turizm fuarında temaslarını sürdüren Ataoğlu, dün KKTC standında basın toplantısı düzenledi.

Ataoğlu konuşmasında, Kıbrıs’ın, Aşk ve Güzellik Tanrıçası Afrodit’in doğduğu, William Skakespeare ile Leonardo Da Vinci’nin eserlerine ilham veren, kıtalararasındaki inanç yollarının kesiştiği, 10 bin yıllık köklü tarihe sahip aşk ve sevgi adası olduğunu vurguladı.

Her şeyin hızla değişip geliştiğini, kendini sürekli yenileyen, güncelleyen dijital bir çağın yaşanmakta olduğunu dile getiren Ataoğlu, teknoloji ve bilim kadar hızla gelişen ve değişken bir diğer bir küresel sektörün de turizm olduğu vurguladı.

Önceden turizm cazibe merkezleri arasında tercih sebebi olmak için, uygun fiyat, deniz, kum, güneş ve manzara paketi vadetmenin büyük ölçüde etkili ve yeterli olduğunu dile getiren Ataoğlu, günümüzde artık deneyimsel seyahat döneminde yaşandığını ve özellikle genç kitleleri bir yere çekmenin yolunun onlara bir macera, deneyim ve kültür tanıma fırsatı vermekten geçtiğini ifade etti.

Bu doğrultuda her yıl farklı rotalar, destinasyonlar, tesisler, konseptler, çeşitli hizmetler ve bunun gibi farklı turizm deneyimlerinin ön plana çıktığını kaydeden Ataoğlu, “Bizler de ülkemiz Kuzey Kıbrıs’ta seyahat ve konaklama sektöründe tüketicilere daha özel ve kişiselleştirilmiş bir konukseverlik deneyimi sunmak için gereken bütün adımları atıyor; bu kapsamda da turizm modelimizi deniz-kum-güneşin yanı sıra heyecan-eğlence-eğitim-sağlık-spor gibi yeni modellerle destekleyerek zenginleştiriyoruz.” diye konuştu.

Uluslararası fuarların Kuzey Kıbrıs için büyük önem taşıdığına dikkat çeken Ataoğlu, “ITB Berlin dünyanın en büyük fuarı Kuzey Kıbrıs olarak burada yerimizi aldık. Bu yıl farklı bir konsept sunuyoruz. KKTC'deki Girne Kalesi’ni yansıttık. Kalenin içerisindeki batık gemiyi buraya getirdik. Hedefimiz batık gemi gibi paha biçilmez ve dünyada tek olan tarihi değerlerimize dikkat çekerek turistlerin ilgisini ülkemize çekmek.” dedi.

Her gecen yıl ülkeye gelen ziyaretçi sayı ve turizm gelirlerinin arttığına dikkat çeken Ataoğlu, “ ‘Ben dünyayı gezdim’ diyen birisi eğer Kuzey Kıbrıs’a gelmediyse dünyayı gezmiş sayılmaz. Akdeniz’in anahtarı Kuzey Kıbrıs’tır” diyerek herkesi KKTC’ye davet etti.

Ataoğlu, ülke turizminin tanıtımı konusunda, yerel yönetimlerle birlikte iş birliği içinde çalışmaya devam edeceklerini dile getirdi ve ITB Berlin Fuarı’nın sonuçlarının şimdiden bütün ülkelere hayırlı sonuçlar getirmesini diledi.



CTP Milletvekili Candan, AKPA’da spor kısıtlamalarına dikkat çekti

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Armağan Candan, Paris’te yer alan Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi (AKPA) toplantısında, Kıbrıslı Türklere sporda uygulanan haksız kısıtlamalara dikkat çekti.

Candan, Cumhuriyet Meclisi'ni temsilen 5-7 Mart tarihleri arasında yapılan AKPA Siyasi İşler ve Demokrasi Komitesi ile Eşitlik ve Ayırımcılığın Önlenmesi Komitesi toplantılarına katıldı.

Armağan Candan, Eşitlik ve Ayırımcılığın Önlenmesi Komitesi'nde spor raporunun görüşülmesi sırasında yaptığı konuşmada, Kıbrıslı Türk gençlerin spor alanında maruz kaldığı uluslararası kısıtlamaları ve insan hakkı ihlallerini gündeme getirdi.

Kıbrıslı Türklerin birçok spor dalında uluslararası turnuvalara katılamadığını, karşılıklı dostluk maçları bile yapamadığını, bunun kabul edilebilir bir durum olmadığını vurgulayan Armağan Candan, uluslararası sportif faaliyetlere katılma hakkının her bir bireyin temel haklarından biri olduğuna ve Avrupa coğrafyasında yaşayan Kıbrıslı Türklerin bu alanda uzun yıllardır ciddi kısıtlamalarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.

Güney Kore ile Kuzey Koreli sporcuların siyasi soruna rağmen olimpiyat oyunlarına birlikte katılabildiğini, siyasi sorun bulunan başka yerlerden de örnekler verebileceğini kaydeden Candan, sporun asli amacının insanları yakınlaştırmak ve barışa katkı sağlamak olması gerektiğini söyledi.

Armağan Candan, Avrupa ailesinin bir parçası olan Kıbrıslı Türklerin dünyada hak ettiği yeri alabilmesi ve Avrupa Konseyi'nde daha iyi anlaşılması için çaba göstermeye devam edeceğini belirtti.



DP Kadın Örgütü BM Genel Sekreteri’ne mektup yazarak, katliamların suçlularının cezalandırılması ve Kıbrıs Türk kadını üzerindeki izolasyonun kaldırılması talep etti

Demokrat Parti (DP) Genel Sekreteri Afet Özcafer başkanlığındaki DP Kadın Örgütü, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle, Atlılar Şehitliği ile Muratağa Sandallar Şehitliği’nde şehit aileleri ve köy halkıyla birlikte anma töreni gerçekleştirdi.

DP Kadın Örgütü’nün Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’e Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla verilmek üzere hazırladığı mektup da anma töreni sırasında okundu.

Mektupta, Muratağa, Sandallar ve Atlılar’daki katliamların sorumlularının uluslararası mahkemede yargılanarak cezalandırılması ve Kıbrıs Türk kadını üzerindeki izolasyon ve ambargoların kaldırılması talep edildi.



5. Uluslararası Kadın Sanatçılar Sanat Buluşması gerçekleştiriliyor

Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na bağlı Kültür Dairesi himayesinde bu yıl beşincisi düzenlenen Uluslararası Kadın Sanatçılar Sanat Buluşması, 11-19 Mart tarihleri arasında gerçekleştiriliyor.