BASIN BÜLTENİ Uluçay, TBMM Başkanı Şentop’u kutladı - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Uluçay, TBMM Başkanı Şentop’u kutladı
Tarih: 27.02.2019 > Kaç kez okundu? 948

Paylaş


Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına seçilen Mustafa Şentop’u telefonla arayarak kutladı.

Başkan Uluçay, telefon görüşmesinde Şentop’a KKTC Cumhuriyet Meclisi ve TBMM ile olan ilişkilerin yeni dönemde de artarak sürmesi temennisini dile getirerek, kendisini KKTC’ye davet etti.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop da görüşmede, Türkiye ile KKTC arasında olan dostluk ve yakın işbirliğinin, iki ülke Meclisleri arasında da devam edeceğine vurgu yaparak, ilk ziyaretini KKTC ve Azerbaycan’a yapacağını iletti.





Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın, Kathimerini gazetesinde röportajı yayımlandı

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın, 24 Şubat tarihinde Kathimerini gazetesinde yayımlanan röportajının tam metni:

-Toplumunuzun lideri uluslararası konjonktürün Kıbrıs sorununda alternatif planların eli alınmasına müsaade etmediğini düşünüyor. Sizin bu konu hakkındaki görüşünüz nedir?

Bu soruyu yöneltmiş olman hâlihazırda farklı fikirler tartıştığımız gösteriyor. Kıbrıs Rum toplumunun iç kesiminde bir tartışma başladı. Belki Sayın Anastasiadis bazı şeyleri farklı hedeflere sahip olarak söyledi, örneğin ademi- merkeziyetçiliğe ve gevşek federasyona değindi. Belki de ilk baştaki hedefi başkaydı. Tüm bunları çözümü geciktirmek için ya da karışıklık yaratmak ve müzakerelerin kendisinin arzuladığı şekilde yeniden başlaması için açıklamış olabilir. Belki de Kıbrıs Türk kesimini müzakerelere çekmeyi ve müzakereleri kesildiği noktadan başlatmayı istiyor. Niyetlerinden bağımsız olarak, Pandoranın kutusu açıldı.

-Yani ?

Tartışma Kıbrıs Türk toplumunda da yayıldı. Birkaç haftadır artık parametreleri somut bir çerçevede tartışmıyoruz. Örneğin siyasi eşitliği, etkin katılımı, garantileri, vs. tartışmıyoruz”. “Çerçevenin ne olması gerektiğine “dair soruya yanıt arıyoruz. Aslında diğer müdahil kesimler de bunu tartışıyor. Yunanistan ve İngiltere muhtemelen federasyona sadık kalmayı arzu etmelerine karşın, artık genel çerçeveyi tartışıyorlar. Aslında BM de “reflection period” terimiyle bu tür bir sürece değiniyordu. Şahsen federasyonun kötü bir şey olduğunu savunmuyorum. Ancak Kıbrıs’taki şartlar temelinde bunun uygulanmasının mümkün olmadığı artık ortaya çıkmıştır. Çünkü paylaşmaya hazırlık, karşı kesimin ihtiyaçlarını tanıma, iki kesim arasındaki güven ve federal kültür gibi unsurlar yoktur.

-Bugün her şey çatışmanın federasyonun münferit konularında çıktığını gösteriyor. Federasyonun ikincil öneme sahip yapıları için federal çözümü reddetmemize değer mi?

Öncelikle şu soru ortaya çıkıyor: Gerçekten de federasyonu haksız yere mi geri çeviriyoruz? Federasyonu son beş aydır mı yoksa son 50 yıldır mı tartışıyoruz? Acaba yarım yüzyıllık bir tartışmadan sonra bu başlık kapanıyor mu? İkincisi ben artık o çerçevenin unsurlarını tartışmıyorum. Çünkü o konuların tartışılması artık son bulmuştur.

-Mademki her şeyin tartışıldığını söylüyorsunuz, Kıbrıslı Türkler açısından çözümün ipi nerede koptu?



Kıbrıslı Türkler açısından somut/belirli bir noktada sorun yaşanmadı. Anastasiadis çıkıp Kıbrıslı Türklerin bir süredir hissettiği şeyleri dürüst bir şekilde söyledi. Bize şunu söyledi: “Sizin yaklaştığınız şekliyle siyasi eşitliği kabul edemeyiz”. Bu vurgulamaya dair örnekler de verdi. Bu hareketi gerek beni, gerekse de Başbakanı ve Cumhurbaşkanını üzdü. Bununla birlikte gerçekle yüz yüze geldik.

Siyasi eşitlik, iki bölgelilik ve garantiler konusunda bizim kavradığımız şeyin muhatabımızınkinden daha farklı olduğunu anladık. Son tahlilde bugünkü sorunun adı Anastasiadis değildir. İki kesim çözümün temel parametrelerine ilişkin farklı şeyler anlıyor. Aslında bir fırsat penceresi açıldı. Mademki neyin gerçekleşmesinin söz konusu olmadığını böyle net bir şekilde anlıyoruz, o halde devamında neler yapacağımızı tartışmamız gerekiyor.

-Gevşek federasyon fikri bu tartışma için başlangıç noktasını oluşturabilir mi?

Benim görüşüme göre, gevşek federasyon, Anastasiadis’in gerçekte açıklamak istediği şeyi arkasına gizlediği bir perdedir. O perdenin arkasında ne vardır? Belki de birden fazla şey vardır (öneriler, fikirler). Anastasiadis belki de zaman kazanmak ya da Kıbrıs Türk liderliğinin ilgisini müzakerelerin koptuğu yere çekmek için ya da belki de federal çözümünün mümkün olmadığını açıklamak için gevşek federasyona değiniyor.

Toplum pratikte hazır olmadığı için, başka tür şeyleri Türkiye ile perde gerisinde görüşüyor. Bu sebeple, gevşek federasyon değil, tüm meselenin özü önemlidir. Bu ada için nasıl bir gelecek görüyoruz? Mademki bu konuda hemfikir değiliz, mevcut kalıplardan çıkmak için yaratıcı olmalıyız. Gerekirse BM’nin arabuluculuğu olmadan da samimi bir diyaloğa ihtiyacımız vardır.

-Röportajımızın yayımlanmasından kısa bir süre sonra iki lider görüşecek. İfade etmiş olduğunuz hususlar temelinde, iki lider ne görüşecek?

Sayın Anastasiadis’in (adem-merkeziyetçilikle ilgili) çabasının başarı kaydetmesi söz konusu değildir. Kıbrıslı Türkler her halükarda kendilerinin anladığı şekliyle etkin katılım ve siyasi eşitlik üzerinde ısrar edecekler.

-Anladığım kadarıyla bu görüşmeden ve Sayın Lute’un çabasından olumlu bir sonuç beklemiyorsunuz…

Liderlerin yapacağı görüşmede bazı güven yaratıcı önlemlere dair pratik alanda bazı gelişmeler ya da kararlar olabilir. Her halükarda Kıbrıs Rum kesimi gücü ve zenginliği paylaşmazsa o zaman belki işbirliği yapma konusunda hemfikir olabilir. Eğer yine (bazı alanlarda) işbirliği yapmayı istemezse, o zaman Kıbrıs Rum kesimi rıza göstermeden bile bölünmüşlüğü pratikte kabul etmiş olacak.

-Sadece karada değil, denizde de mi?

Evet denizde de. Bazıları şunu söylüyor: Mademki bölünmüşlüğe doğru gidiyoruz, bazı konularda işbirliği yapılmasına dair öneriniz çerçevesinde adanın güneyindeki kaynaklardaki taleplerinizden vazgeçecek misiniz? Gelin oturup tartışalım. Belki de diğer ülkelerin örneklerini izleyerek, oturup mahsuplaşacağız ve çözüm modeli temelinde biz bazı şeylerden vazgeçeceğiz. Diğer yandan ΑΒ’nin ortaya çıkma örneğini, kömür ve çelikteki işbirliğini, üye ülkeler arasındaki işbirliğinin aşamalı bir şekilde kenetlenmesini izlersek, bugün bazılarının birliğin federasyona yöneldiğini düşündüğü noktada, evrimsel bir modele (evolutionary approach) odaklanabiliriz. Bu durumda, nihai varış noktasının büyük bir önemi yoktur. Belki de nihai sonucu görecek kadar yaşamayacağız. Ancak bu bir ya da en çok iki konu seçerek bir işbirliği yapmamıza mani olmaz. Devamında güven atmosferini sağladıktan sonra işbirliği safhalarını artıracağız. Avrupa Birliğini bu çabaya müdahil edeceğiz. Birleşik bir temsiliyete doğru aşamalı bir şekilde ilerleyeceğiz. Eğer 10 ya da 15 yıl sonra güven atmosferi gelişirse ve iki kesim gücü ve zenginliği paylaşmaya hazırsa, bu çaba bir federasyona dönüşebilir. Bu olasılığı kesin bir şekilde reddetmiyoruz.

-Sayın Akıncı ile olan fikir ayrılığınız bu evrimsel modele mi ilişkindir?

Önemli olan benim bir kişiyle olan fikir ayrılığım değil, meselenin bizzat kendidir. Bazıları “oyuncakları” ellerinden kayıp gidiyor diye bize tepki gösteriyor. Biz kurulu düzenin çerçevelerinden dışarıya çıkmaya ve farklı düşünmeye çabalıyoruz.





Töre, Azerbaycan’da anma etkinliğine katılıyor

Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Zorlu Töre, Azerbaycan’ın Hocalı kentinde Ermeniler tarafından soykırıma tabi tutulan 613 kişinin anma etkinliğine katılıyor.

Meclis’ten yapılan açıklamaya göre, yarın ve Salı Yeni Yüzyıl ve Beykent üniversitelerinde yapılacak etkinlikler de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden ve Azerbaycan Parlamentosu’ndan da katılımcıların olacağı sergi ve konferansta Sn. Zorlu Töre konuşmacı olarak yer alacak.

Azerbaycanlı Islahatçı Gençler Birliği Cemiyeti, anma konferansında Zorlu Töre’ye “Türk Dünyası Hizmet Ödülü” verecek.

26 Şubat akşamı AKİT TV'nin konuğu olacak olan Zorlu Töre, Çarşamba sabah Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne dönecek.





Poyraz: "Uluslararası pazarda çalışmalarımız devam ediyor. Talep buldukça Hellimi o pazarlara da taşıyacağız"

TC Tarım Kredi Kooperatifleri (Tarım Kredi) Genel Müdürü Fahrettin Poyraz, KKTC’den hellimin Türkiye'ye getirilmesine marttan itibaren başlayacaklarını belirterek, "Hem anlaşmalı olduğumuz ve talep eden market zincirlerine hem de Tarım Kredi'nin kooperatif marketlerine bu ürünü vereceğiz." dedi.

Poyraz, hellimin ihraç edilmesine yönelik çalışmalar konusunda ise "Uluslararası pazarda çalışmalarımız devam ediyor. O noktada görüşmemiz de var. Talep buldukça hellimi o pazarlara da taşıyacağız. Birlikte bir strateji geliştireceğiz." ifadelerini kullandı.

Poyraz, AA muhabirine, Süt ve Sıvı Yağ Üretim ve Pazarlama Kooperatifi (KOOP-SÜT) ile imzalanan anlaşma kapsamında Türkiye'de hellim peyniri satışına başlayacaklarını söyledi.

Ticari ilişkilerin geliştirilmesi noktasında KKTC'nin meşhur hellim peynirinin öne çıktığına dikkati çeken Poyraz, ilgili kuruluşla imzalanan sözleşme çerçevesinde bu peynirin Türkiye sathında satılacağını dile getirdi.

Poyraz, Türkiye'nin yurt dışından temin ettiği ürünlerde, bu ihtiyacı karşılama noktasında birinci tercihinin KKTC olması gerektiğini ifade ederek, "Bu, hellim dışında narenciyeyle ilgili olabilir. Türkiye'de geç ürün alınabiliyor. Narenciyede sıkıntı olan dönemlerde, meyve suyu üretimi için oradan tedarik sağlanabilir. Türkiye'nin ihtiyacı olan her türlü ürünün KKTC'den tedariki noktasında anlaşmaya vardık. Türkiye, tarımsal girdide yurt dışından tedarike mecbur kaldıysa bizim bakacağımız yer KKTC olmalı. Özellikle bizdeki ürünlerin az, onlardaki ürünün fazla olduğu dönemlerde bu olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Poyraz, Türkiye'ye hellimin getirilmesine 23 tonluk ilk sevkiyatla başlayacaklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Türkiye'ye KKTC'nin meşhur peyniri hellimin getirilmesine marttan itibaren başlayacağız. Hem anlaşmalı olduğumuz ve talep eden market zincirlerine hem de Tarım Kredi'nin kooperatif marketlerine bu ürünü vereceğiz. Ürünün üzerinde hem KOOP-SÜT'ün hem de Tarım Kredi'nin adı ve amblemi yer alacak. Ürün, mutlaka uygun fiyatlı satılacak ancak daha da önemlisi en üst seviye kalitede olacak. Türk damak tadı daha az tuzlu ürünlere uygun. Hellimin tuzlu çeşitleri de bulunuyor. Getirilecek ürün de damak tadımıza uygun olacak."





LTB Başkanı Harmancı, Bükreş’te temaslarda bulundu

Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB), dünyada uluslararası ilişkiler yönetimi yanında büyük şehirler ölçeğindeki ilişkiler boyutunda giderek önemi artan kent diplomasisi çerçevesinde önemli bir girişimde bulunarak Romanya’nın başkenti Bükreş şehrindeki iki belediye ile işbirliklerine gidiyor.

LTB’den yapılan açıklamaya göre Belediye Başkanı Mehmet Harmancı, 18-21 Şubat tarihleri arasında Avrupa Birliği dönem başkanlığını yürüten Romanya’nın başkenti Bükreş’te bulunan iki belediyeden aldığı davetler kapsamında mevkidaşları Bükreş 5. Sektör Belediye Başkanı Daniel Florea ve Bükreş 4. Sektör Belediye Başkanı Daniel Baluta ile görüşmeler gerçekleştirdi.













Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Instagram





Flickr





LinkedIn





Website













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Başbakan Yardımcılığı ve

Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 601 1800 - 01

Faks: +90 (392) 228 4847

E-Posta: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: @trncpio

Youtube: KKTCDisisleri