İlhan KARAÇAY yazdı: - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









İlhan KARAÇAY yazdı:
Tarih: 23.01.2019 > Kaç kez okundu? 1072

Paylaş


İlhan KARAÇAY yazdı:

İki ülkeyi birbirine düşürmeye ramak bırakan Hollandalı gazeteci bayanın bilinmeyen yönleri...



*İstanbul'u çok seviyordu. *Ama öfkeye daha çok aşıktı.

*Saf ve düzgün bir Hıristiyandı. * Ezilenlere yardıma koşardı.

*Terörist terimionun için artık önemli değildi.

*Solcu, İslam savunucusu bir feministti.



Son gelişme: Çalıştığı gazeteden kovuldu.



( EN ALTTA OLAYIN KRONOLOJİK GELİŞMESİNİ BULACAKSINIZ)



Hollanda televizyonları akşam yayınladıkları haberlerde, gerçeği duyurma mecburiyetinde kaldılar.Meslektaşımız ve dostumuz Bülent Moran'ın bütün gün çalışıp hazırladığı röportaj Nieuwsuur programında uzun uzun yayınlandı.



Türkiye'den sınır dışı edilmesinin ardından, özellikle Hollanda medyası ve politikacılarının işgüzarlığı ile, iki ülkeyi birbirne düşürme aşamasına getiren Hollanda gazeteci bayan Ans Boersma, tam anlamıyla eksantrik bir yapıya sahip.

31 yaşındaki bayan Boersma'nın öyküsünü şöyle özetleyebiliriz:

Suriye'den kaçan sığınmacılara yardım için Yunanistan'ın Lesbos adasına gitmişti.

Orada cihat savaşçısı bir Suriyeli'ye aşık oldu.

Geçen perşembe sabahı Türkiye'den sınır dışı edilme haberi tüm dünyada büyük bir yankı yapan Boersma, Türkiye'ye gitmeden önce, Suriye'den kaçan insanlara yardım için,

Lesbos'taki 'Tekne İlticacıları Kurumu'na üye oldu ve orada iki hafta çalıştı. Bu kurumun sözcüsü şimdi, 'O'nun Suriyeli ile ilişkisi hakkında bir şey bilmiyoruz' diyor.

Lesbos'taki faaliyetlerini facebook sayfasında yazan Boersma, deniz, kum, güneş diyarı Yunanistan'daki göçmenlerin, içler acısı durumu anlatmıştı. Göçmenlerin inanılmaz dirayetlerine hayran kaldığını ve onların şükran borçluluğunu unutamadığını yazan Boersma, cihatçı arkadaşından fazla söz etmemiş ama, 2015'in sonunda onunla ilişkisini kestiği biliniyor. Boersma, Suriyeli sevgilisinden ayrılıyor ama, göçmenlere yardım faaliyetleri durmuyor.



Boersma'nın facebook'ta yazdıkları kızkardeşini irite ediyordu. 'Bırak bu pahalı sözleri, Lesbos'da havanın güzelliğinden söz et' diye yazan kızkardeşine, 'Lesbos'da hava çok güzel' diye yazarak dalga geçen Boersma şunları ekliyor:

''Terörist terimi benim için artık hiçbir şey ifade etmiyor. Kızgınlık sözü de... Zira ikisi de selektif sözlerdir. Ama ben, çaresiz insanların katledilişine de karşıyım tabii.''

Ans Boersma, 2013 yılında hava yolculuğu yaparken aktarma yaptığı İstanbul'da 24 saat kalmış. O zaman İstanbul'a aşık olmuş ve bu şehre mutlaka tekrar geleceğini söylemiş.

Geçen yıl, gazeteci bir tanıdığı İstanbul'dan dönüş yapınca oradaki yeri boş kalmış. Boersma da bu yeri doldurmak için gazetelere başvurmuş ve başarmış. O çok sevdiği İstanbul'dan bir daha ayrılmak istememiş ama, kader O'nu sınır dışı olmaya mahkum etmiş.

İstanbul'un neyini bu kadar çok sevdiği sorulan Boersma, '' Burada insanlar çok cana yakın. Yaşadıkları acı ve neşeli anları başkaları ile paylaşırlar. Kadınlar da çok bakımlılar. Spor salonuna giden bir Türk kadınının, spor öncesinde ayna karşısında yarım saat geçirdiklerini görünce zevkten bayılıyorum.'' diyor.

Kendisi ile daha önce röportaj yapan bir Utrecht gazetesi muhabirinin,

'Utrecht mi, İstanbul mu?' sorusuna şu cevabı veriyor Boersma:

'' Geçen eylül ayında İstanbul'dan Utrecht'e gelmiştim. Dost ve akraba ziyaretlerinden sonra ilk işim HEMA mağazasına gitmek ve özlediğim şeyleri almak oldu. İstanbul'a bu malları götürmek büyük bir zevkti. Tabbii ki, Utrecht'teki çiçek pazarında bir terasta oturmak ve snac mamülleri yemek de bir zevk. Ama ben yine de İstanbul'a aşığım. Utrecht'i sık sık ziyaret edeceğim ama, hiçbir zaman kesin dönüş yapmayacağım.''

Eeeee, insanlar hiçbir zaman büyük konuşmamalı. Tüm iyi niyetlere rağmen, insanlığa hizmet düşüncesine rağmen, aşık olduğun bir kişiye, terörist bile olsa yardım etmeye kalkışırsan, 'aşkın gözü kördür' saçmalığına aldanıp sahtecilik yapmaya kalkışırsan, bunlar başına gelir ve emeline kavuşma imkanını kaybedersin.



Ayrıca, Financieele Dagblad Gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliği'nden yapılan yazılı açıklamada, yapılan yoğun görüşmeler sonrası, muhabir Boersma'nın durumunun yeterince net olmadığı ve gazeteye verdiği bilgilerde 3 kez ihmalkar davrandığı, bu nedenle karşılıklı güvenin kaybolduğu gerekçesiyle görevinden alındığı belirtildi.

*********************

Kronolojik olarak sınır dışı olayı

31 yaşındaki Hollandalı gazeteci Ans Boersma'nın Türkiye'den sınır dışı edilme haberini,

17 ocak perşembe sabahı Hollanda televizyonunda duyduğum zaman, 'Eyvah, yine ayvayı yedik. Hollanda medyası ve politikacılar yeniden başımızın etini yiyecek' diye hayıflandım.

Öyle de oldu.

Televizyonlardan sonra dijital olarak izlediğim gazeteler ve haber portalları, 'Yine Türkiye, yine gazeteci tutuklaması ve yine Recep Tayyip Erdoğan' iddiaları ile doluydu.

50 yıllık Hollandalı eşim bile, 'Yetti artık insanlara yapılan bu eziyet' diye sert çıkmıştı. Ben de eşime, 'Dur bakalım, bunun elbette bir nedeni vardır. Karşı tarafın yanıtını bekleyelim' dedim ama işe yaramadı. Eşimle hafif bir münakaşa sonrasında dışarı çıktım.

Amsterdam'da eş dost ziyaretindeyken akılllı telefonumdan gelişmeleri gözümü kırpmadan takip ettim. Ne mutlu ki, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un açıklaması düştü ekranlara.

İlk işim bu mesajı önce eşime göndermek oldu.

Altun'un açıklamasından önce, medyanın da körüklemesiyle harekete geçen politikacılar, Dışişleri, İçişleri ve Adalet Bakanlarını soru yağmuruna tutmuşlardı.

Boersma'nın çalıştığı Financieel Dagblad gazetesinin Genel Yayın Müdürü Jan Bonjer, Bakanlara şu soruyu yöneltti: 'Hollanda polisi, Dışişleri Bakanlığının haberi olmadan bir Hollandalı için Türk istihbaratı ile nasıl temasa geçer?'

Hollanda Gazeteciler Cemiyeti Genel sekreteri Thomas Bruning, 'açtı ağzını yumdu gözünü' misali, Türkiye'deki antidemokratiklikten söz etti.

Millet meclisi'ndeki CDA ve D66 partisi sözcüleri, Dışişleri bakanı Stef Blok'a, 'Türkiye'nin Lahey Büyükelçisini derhal çağırın ve hizaya çekin' gibi laflar ettiler.

Politikacılara göre, Türkiye'nin bu hareketi kabul edilemezdi ve konu Avrupa Birliği'nde de ele alınmalıydı.

Politikacılar, Ankara'dan yapılan açıklamanın ciddiyetinden de şüphe ettikleri için yaygaraya devam ettiler.

Taaa ki, Hollanda Savcılığı'nın yaptığı zorunlu açıklamaya kadar...

Öğleden sonra olaya bakış açısı değişmeye başladı ama, bu kez de, 'Vay efendim, bizim polisimiz Türkiye'ye neden böyle bir bilgi verdi' saçmalığı başladı.

İyi okunduğu zaman, Fahrettin Altun'un açıklaması ile Hollanda Savcılığı'nın açıklaması endişe vericiydi ve görüşler ötüşüyordu.

Daha sonra Financieel Dagblad'dan da bir açıklama geldi ve sınır dışı edilme nedeninin, muhabir ile Suriyeli bir teröristin ilişkisinden kaynaklandığı doğrulandı.

Akşam saatleri yaklaştıkça, sınır dışı edilen Hollandalı gazetecinin ifşa edilen sırları havayı tamamen değiştirdi.

Akşamki TV programlarında konu tüm çıplaklığıyla ortaya serildi.

Meslektaşımız ve dostumuz Bülent Moran'ın bütün gün çalışıp hazırladı bir röportaj Nieuwsuur programında geniş bir şekilde yer aldı.

Het Financieele Dagblad'dan başka Trouw gazetesine ve OneWorld haber portalına çalışan Ans Boersma hakkındaki kovuşturma devam ediyor.

Bakalım bu soruşturma ve kovuşturmadan daha neler çıkacak?

Ama, ne çıkarsa çıksın, Hollanda medyasının ve Hollandalı politikacıların, konuya başka kulplar takıp eleştirilerini devam ettirecekklerinden hiç şüphem yoktur.

Bekleyeceğiz ve göreceğiz.

NOT: Ans Boersma'nın Türkiye'den gönderdiği haberlerin tamamına baktığım zaman, iyi bir gazetecilik örneği gösterdiğini ve aşırıya kaçmayan nitelikte haberler gönderdiğini gözlemledim. İsteyenlere bu haberlerin özetlerini gönderebilirim. Hollandaca tabii...

*****************

Dosyalama önemine değer vererek, konuyla ilgili ilk haberimi de alta ekliyorum:

İlhan KARAÇAY araştırdı ve yazdı:



Sınırdışı edilen Hollandalı gazeteci, terörist bir Suriyeli için sahte belgeler düzenlemiş.



El Nusra üyesi Suriyeli terörist ile Türkiye'de tanışan Ans Boersma, meslektaşları arasında hayal kırıklı yaşattı.



Hollanda'daki Türkler, ''Sınırdışı haberlerine, Türkiye'yi yerden yere vurarak başlayan Hollanda medyası, gerçeğin meydana çıkmasından sonra utandı mı?'' diye soruyorlar.





Hollanda televizyonları akşam yayınladıkları haberlerde, gerçeği duyurma mecburiyetinde kaldılar ama, yine de Türkiye'deki basın özgürlüğünü eleştirmeye devam ettiler.



Dün, 17 Ocak perşembe sabahı, Atatürk Havalimanı'ndan uçakla sınır dışı edilen Hollandalı gazeteci Ans Boersma'ya ait haberleri, önyargılı ve varsayımlı olarak yayınlamaya başlayan Hollanda medyası, araları limoni olan Türkiye ile Hollanda'yı yeniden düşman yapma aşamasına getirdi.



Hollanda medyası sabah erken saatlerde başlayan yayınlarında, Hollandalı gazetecinin sınırdışı edilişi üzerine çok çirkin eleştirilerde bulundular. Basın özgürlüğünü ön plana çıkaran gazete, TV ve radyolar, peşin hükümlü ve önyargılı yayınlar yaptılar.



Ne var ki, öğleden sonraki saatlerde durum tamamen değişti.

Gerek Hollanda adaleti tarafından yapılan açıklamalarda ve gerekse yaptığımız gazetecilik çalışmalarında, Hollandalı gazetecinin kriminel bir faaliyet yüzünden sınır dışı edildiği anlaşılmaya başlandı.

Gazeteci Ans Boersma, kendisini Aziz olarak tamınlayan Suriyeli ile 2013 yılında Türkiye'de tanışmış. Daha sonra, Yunanistan üzerinden Hollanda'ya gelen sözü geçen Suriyeli'ye sahte belge düzenleyerek sığınma talebinde bulunmasına yardımcı olmuş.



Boersma, belirtilen Suriyeli ile 2015 yazına kadar ilişkisini sürdürmüş ve 2017 yılında da Financieel Dagblad gazetesinde işe başlamış.



Hollanda İstihbarat Örgütü AIVD'ye göre, sözü geçen Suriyeli, Hollanda'ya gelmeden önce El Nusra'da eylemlere katılmış. El Nusra'nın, El Kaide ile aynı paralelde olduğu biliniyor. Sözü geçen Suriyeli, 2014 yılında sahte bir isim ve sahte bir Suriye pasaportu ile Hollanda'dan sığınma talebinde bulundu ve geçici ikamet izni aldı.



2017'nin ekim ayında, Amsterdam'daki Balie adlı konferans merkezinde DEAŞ savaşçısı olarak katliamlara karışmış olan Suriyeli, Hollanda polisi tarafından tanındı ve tutuklandı. Aynı Suriyeli'nin kardeşi de geçen ay Bergeijk kasabasında tutuklandı.



Türkiye tarafından sınır dışı edilen gazeteci Ans Boersma'nın çalıştı FD Gazetesinin Genel yayın Yönetmeni Jan Bonjer,



Hollanda Savcısı bayan Jolanda de Boer, FD Genel Yayın Yönetmenine verdiği cevapta, Ans Boersma'nın, teröre yolaçan bir kovuşturmada zanlı olduğunu ama kendisinin bir terör olayına karışmadığını bildirdi.



Ans Boersma'nın, Schiphol Havalimanı'nda tutuklanmadığını belirten savcı, daha sonra bir sorgulamanın yapılıp yapılmayacağı konusunda bilgi vermedi.



Ans Boersma, sınırdışı edildikten sonra indiği Amsterdam'ın Schiphol Havalimanı'nda, 2017'nin ekim ayında Amsterdam'da tutuklanan, El Nusra adlı terör örgütünün üyesi olan bir Suriyeli ile ilişkisi olduğu için başının derde girdiğini söyledi.



İlk haberler



Hollandalı gazetecinin Türkiye'den sınırdışı edilişinden sonra yayınlanan ilk haberlerde, özellikle Hollanda medyası önyargılı ve suçlayıcı bir tavır takınmıştı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un, 'Hollanda polisi sınrıdışı edilen gazeteci hakkında terörizmden soruşturma yapıyor' şeklindeki açıklamsından sonra irkilen Hollanda medyası, yine de 'Hollanda Savcılığı, gazeteci Boersma, Hollanda'nın isteği ile sınır dışı edilmedi' şeklinde çelişkili başlıklar attı.



Gazeteler özetle şunları yazmışlardı: Hollanda savcılığı, Türkiye'nin sınırdışı ettiğini duyurduğu Ans Boersma'nın iadesinin talep edilmediğini ve 'terör zanlısı olmadığı'nı açıkladı. Savcılıktan yapılan açıklamada gazeteci Ans Boersma ile bir grup zanlı hakkında kısa süre önce Türk makamlarından bilgi istendiği, 'Boersma'nın zanlı olarak tespit edildiği ama bunun terör suçu olmadığı' belirtildi.

Boersma dışındaki, sayıları açıklanmayan diğer zanlıların 'terör amaçlı suç' nedeniyle soruşturulduğu ifade edildi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'dan açıklama:





"Ülkemizde Hollanda gazetesi Het Financieele Dagblad muhabiri olarak görev yapan Johanna Cornelia Boersma, bu sabah sınırdışı edilmiştir.

Sınırdışı kararının, kendisinin Türkiye’de gerçekleştirdiği gazetecilik faaliyetleriyle ilgisi bulunmamaktadır. İlgili makamlarımızla bir süre önce Hollanda polisi tarafından istihbarat paylaşımı yapılarak, şahsın bir terör örgütüyle bağlantılı olduğu bilgisi verilmiş; tarafımızdan şahsın Türkiye’ye giriş ve çıkışları hakkında bilgi talep edilmiştir.

Son yıllarda PKK ve DEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerinin hedefinde bulunan ülkemiz, iki binin üzerinde masum vatandaşını teröre kurban vermiştir. Nitekim bugüne kadar uluslararası ortaklarımızın da desteğiyle terör örgütleriyle bağlantılı on binlerce şahıs hakkında tahdit kararı aldık. Karşı karşıya bulunulan tehdidin ciddiyeti sebebiyle Hollanda gibi dost ve müttefik ülkelerle işbirliği yapıyor, ulusal güvenliğimizin ve Avrupa’nın güvenliğine yönelik tehditlerin tespiti ve engellenmesi için onların görüşlerinden faydalanıyoruz. Bu alanda işbirliğinin tüm terör örgütlerine karşı devam etmesini temenni ediyoruz."

Altun ayrıca, Twitter hesabından attığı İngilizce mesajda, "Hollanda, Türkiye'ye, bugün sınır dışı edilen gazetecinin, El Nusra Cephesi'yle bağlantıları olduğunu bildirdi. Hollanda'dan gelen istihbarat doğrultusunda hareket ettik ve ihtiyati önlem aldık" dedi.