BASIN BÜLTENİ Güney Kıbrıs Rum Yönetimi planlı provokasyonlarla Denya-Serhatköy bölgesinde gerginlik yaratmaya devam ediyor - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Güney Kıbrıs Rum Yönetimi planlı provokasyonlarla Denya-Serhatköy bölgesinde gerginlik yaratmaya devam ediyor
Tarih: 21.11.2018 > Kaç kez okundu? 1039

Paylaş


Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı, Denya-Serhatköy bölgesinde GKRY tarafından yaratılan gerginlik ile ilgili olarak bugün bir açıklama yaptı. Bakanlık açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Serhatköylü Kıbrıslı Türk çiftçilerden ve Güvenlik Kuvvetlerimizden edinilen bilgilere göre, 20 Kasım 2018 tarihinde sabah saatlerinde 6 sivil araç ile bölgeye gelen 11 Kıbrıslı Rum yanlarında Rum basın mensupları ile birlikte ara bölgeyi ihlal edip KKTC sınırına kadar gelmiştir. Güvenlik Kuvvetlerimizin bölgenin BM yetkililerine durumu bildirilmesi üzerine Kıbrıslı Rum grup BM polis devriyeleri tarafından zorlukla bölgeden uzaklaştırılmıştır. Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin planlı olarak Denya-Serhatköy bölgesindeki tansiyonu yükseltmeye çalıştığı ve bu amaçla bazı Kıbrıslı Rumları ara bölgeyi ve KKTC sınırını ihlal etmeye teşvik ettiği anlaşılmaktadır. Hatırlanacağı üzere Denyalı Kıbrıslı Türklerin Serhatköy-Denya yolunu kullanarak ara bölgedeki köylerinin camisinde kılmak istediği Cuma namazı BM tarafından son anda engellenmişti. 17 Kasım 2018 tarihinde de 15-20 kişilik bir grup, yanlarına Rum basınında görev yapan muhabir ve kameramanları da alarak, araçları ile birlikte ara bölgeyi ihlal edip KKTC sınırı yakınında sloganlar atmış, olay yerine giden iki BM Barış Gücü devriyesi tarafından bölgeden uzaklaştırılmıştı. Bu hususta 18 Kasım tarihinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Savunma Bakanı Savvas Angelidis yaptığı açıklamada Rum çiftçilerin ara bölge içerisinde ziraat faaliyetlerinde bulunmalarının engellendiği iddia edilen Denya meselesinin Rum Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütüldüğünü ve “çok da iyi yönetildiğini” açıklamıştı. Bu açıklama ve bölgede son günlerde yaşananlar Kıbrıs Rum Yönetiminin planlı olarak bölgede suni bir kriz yaratma çabası içerisinde olduğunu ortaya koymaktadır. Gelişmeleri soğukkanlılıkla takip ediyor ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yetkililerine köylüleri propagandalarına alet etmekten vazgeçmeye çağırıyoruz."



Uluçay, TÜRKPA toplantısında konuştu



Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı (TBMM) Binali Yıldırım’ın davetiyle İzmir’de katıldığı Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) toplantısında katılımcılara hitaben bir konuşma yaptı.

Konuşmasında elli yıldır sürmekte olan müzakereleri sonuçlandırmak ve adaya barış ve huzura kavuşturmak hususunda Rum tarafının gereken ciddiyeti sergileyemediğine dikkati çeken Uluçay, ihtiyaç duyulan siyasi iradeden yoksun olduğunun görüldüğünü söyledi.

Bu tavrın kırılması, Rum tarafının aklıselime davet edilmesinin aynı zamanda bölgesel bir gereklilik ve ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Uluçay, Güney Kıbrıs’taki statükonun kendilerine sağladığı konforlu alanın sürdürülebilir olmadığı, sergilemekte ısrar ettikleri uzlaşmazlık siyasetinin sadece ada için değil bölge için riskler barındırdığının Rum kesimine izah edilmesinin tüm uluslararası camianın sorumluluğu olduğunu vurguladı.

Uluçay şunları söyledi:

“Ucu açık, ilelebet sürecek müzakereler değil, sonuç odaklı, takvimlendirilmiş kısa ve yoğun yeni bir müzakere süreci Kıbrıs sorununu nihayete kavuşturabilir. Yeter ki, Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye’nin uzlaşı siyasetine yanıt verilsin, yeter ki Rum kesimi uzlaşmazlık içeren politikalarını terk etsin. İki-bölgeli, iki-toplumlu, iki tarafın siyasi eşitliğine dayalı federal çözüm için gereksinim duyulan hemen tüm teknik ve hukuki müzakere yapılmış bulunmaktadır. Eksik olan siyasi iradedir, liderliktir, cesarettir. Biz, Kıbrıs Türk tarafı olarak hazırız, gerekli cesaret ve liderliği de göstermeye devam edeceğiz.”

Kıbrıs adasının tüm yeraltı ve yer üstü doğal kaynaklarının iki halkın ortak malı olacağı ve birlikte yönetileceğinin çok uzun zamandır müzakere masasında mutabakat sağlanan bir husus olduğuna dikkati çeken Uluçay, hal böyleyken, aklıselim olanın Ada’nın hidrokarbon kaynaklarının birlikte aranması, çıkarılması ve yönetilmesi olduğunu söyledi.

Uluçay şunları kaydetti:

“Maalesef bu konuda da Rum tarafı tek taraflı adımlar atmaya devam etmektedir. Bu yaklaşım yeni risklere davetiye çıkarmaktadır. Rum kesiminin tek taraflı ilan ettiği münhasır ekonomik bölgesinde uluslararası şirketlere verdiği lisanslar, bu laf binaen yapılmakta olan faaliyetler Ada’nın asli unsuru ve eşit ortağı olan Kıbrıs Türk halkının rızası alınmadığından hukuksuzdur, hükümsüzdür ve barışa hizmet etmemektedir. Kıbrıs Türk halkı hakkına, hukukuna ve menfaatlerine sahip çıkmaktan, bu amaç doğrultusunda siyaset geliştirmek ve gerekli adımları atmaktan imtina etmeyecektir. Benim umudum, beklentim ve temennim aklıselimin galip gelmesi, Ada’nın iki halkının işbirliği içerisinde hareket etmesi ve başta hidrokarbonlar olmak üzere tüm diğer alanlarda ortak bir kader bilinciyle ele ele vermesi ve hareket etmesidir.”

Başkan Uluçay, özellikle son dönemde, Rum lider Anastasiadis’in Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğini ve bunun doğal bir uzantısı olan karar alma mekanizmalarına etkin katılımını sorgulamaya teşebbüs ettiğini belirterek, işlevsellik kisvesine gizlenen bu girişimlerin sonuç vermesinin mümkün olmadığını belirtti.

Kıbrıs Türk halkının on yıllardır süren mücadelesiyle ve ağır bedeller ödeyerek elde ettiği haklarından geri adım atmayacağını ifade eden Uluçay, özellikle de yeni kurulacak devletin bir toplumun kontrolüne geçmesine hizmet edecek bu tür manevralara geçit vermeyeceklerini ifade etti.

Başkan Uluçay, Kıbrıs Türk halkının haksız, gereksiz ve cezalandırıcı bir izolasyon rejiminin mağduru olduğunu ifade ederek, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs sorunun çözümü için gereken her türlü fedakârlığı yaptığını, siyasi irade sergilediğini ve halen de bu yönde azimle çalıştığını ifade etti.

Uluçay:” Tabi tutulduğumuz kısıtlamalar ve mahrumiyetler kalkınmamıza ket vurmakta ve çözüm yönünde açık ve güçlü irade sergileyen Kıbrıs Türk halkını cezalandırmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin bizlere olan yardım ve destekleri herkesin malumudur. Diğer katılımcı ülkeleri de, Kıbrıs Türk halkına uygulanan izolasyonun kaldırılması için yardımcı olmaya davet ediyorum” dedi.





Erhürman: “Anastasiadis, siyasi eşitliğin; birlikte yönetmek, yetki ve sorumlulukları paylaşmak anlamına geldiğini henüz hazmedebilmiş değil”



Başbakan Tufan Erhürman, Kıbrıs konusunda; “Sayın Anastasiadis, onlarca yıldır süren müzakerelerde siyasi eşitliğin; birlikte yönetmek, yetki ve sorumlulukları paylaşmak anlamına geldiğini henüz hazmedebilmiş değil” dedi.

Başbakan, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmada

Kıbrıs Sorunu konusunda son günlerde yaşanan gelişmelere de değinerek şöyle konuştu:

“Gelişmeler bize açık biçimde bir şeyi gösteriyor. Sayın Anastasiadis, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliği konusunda kafa bulanıklığı yaşıyor. Son dönemdeki açıklamaları gösteriyor ki onlarca yıldır süren müzakerelerde siyasi eşitliğin; birlikte yönetmek, yetki ve sorumlulukları paylaşmak anlamına geldiğini henüz hazmedebilmiş değil. Yetkileri kurucu devletlere aktarayım da başım ağrımasın diyor. Kıbrıslı Türklerin iradesinin kararlara yansımayacağı bir yönetim biçimi söz konusu olamaz. Böyle bir yönetim biçimi istediğini söylediği işlevsel, işleyebilen devlet yapısını da sağlayamaz. Federasyonu eşit iki toplum birlikte kuracak, birlikte yönetecek. Bu iki toplum tüm yetkileri, sorumlulukları ve varlıkları paylaşacak. Devlet, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların iradelerini kararlarına yansıttığı oranda sürdürülebilir ve işlevsel olur. Herhangi bir toplumun iradesinin dışlandığı bir model sürdürülebilir ve işlevsel olamaz”.



TC Dışişleri: “EXXON Mobil'in Kıbrıs açıklarındaki arama faaliyetleri istikrara katkıda bulunmamaktadır"



Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Exxon Mobil Şirketi'nin Kıbrıs açıklarında arama faaliyeti başlatmasının bölgenin istikrarına katkıda bulunmadığını belirtti.

Aksoy, konuya ilişkin soruya verdiği yazılı yanıtta, "Exxon Mobil şirketinin Kıbrıs Adası açıklarında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) verdiği sözde 10 numaralı 'parselde' doğal gaz arama faaliyeti başlatması bölgenin istikrarına katkıda bulunmamaktadır. Sorunun çözümü açısından da belirli hassas dengeleri değiştirebilecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Sözcü Aksoy, GKRY'nin, "Kıbrıs Adası çevresindeki tüm doğal kaynakların sadece Kıbrıs Rum tarafına değil, her iki tarafa da ait olduğu" söylenerek Doğu Akdeniz'de tek taraflı hidrokarbon faaliyetlerini durdurması yönünde uyarıldığını hatırlatarak şunları kaydetti:

"Bu vesileyle Rumların bu tek yanlı arama ve çıkarma çalışmalarına iştirak eden şirketlere yönelik ikazımızı yineliyoruz. Kıbrıs Adası'nın doğal kaynaklarının paylaşımının Kıbrıs meselesinin özüyle ilgili bir konu olduğunu tekrar hatırlatıyoruz. Bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da KKTC ile eş güdüm içinde, Kıbrıs Türk halkının, Ada'nın ortak sahibi olarak uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve çıkarlarını korumak amacıyla gerekli diplomatik ve siyasi adımları atmayı sürdüreceğiz. Kendi kıta sahanlığımıza ilaveten, KKTC'nin Türk Petrolleri'ne verdiği ruhsat sahalarında da faaliyetlerde bulunmaya başlayacağız."













Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Instagram





Flickr





LinkedIn





Website













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Başbakan Yardımcılığı ve

Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 601 1800 - 01

Faks: +90 (392) 228 4847

E-Posta: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: @trncpio

Youtube: KKTCDisisleri