BASIN BÜLTENİ Cumhurbaşkanı Akıncı, ABD'nin Lefkoşa Büyükelçisi Doherty’le görüştü - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Cumhurbaşkanı Akıncı, ABD'nin Lefkoşa Büyükelçisi Doherty’le görüştü
Tarih: 18.10.2018 > Kaç kez okundu? 968

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ABD'nin Lefkoşa Büyükelçisi Kathleen Ann Doherty’i kabul ederek görüştü.

Cumhurbaşkanlığı’ndaki görüşme dün saat 10.00’da gerçekleşti.



Cumhurbaşkanı Akıncı, 2. Cumhurbaşkanı Talat’la görüştü

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la görüştü.

Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleşen görüşmede, Kıbrıs sorununda yaşanan son gelişmeler ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in önceki gün Güvenlik Konseyi’ne sunduğu rapor ile ilgili fikir alışverişinde bulunuldu.



Başbakan Erhürman ve bazı Bakanlar Aplıç Kapısı’nda incelemelerde bulundu

Başbakan Tufan Erhürman, KKTC ile Güney Kıbrıs arasında geçişlere açılmasına yönelik çalışmaların tamamlandığı Lefke Aplıç Sınır Kapısı’nda incelemelerde bulundu.

Basına açıklama yapan Başbakan Erhürman, Cumhurbaşkanı Akıncı’yla görüşmeleri sonrasında “Biz Rum tarafı hazırım dediğinde bu kapıları açmaya hazır olacağız. Geçişlerle ilgili karar verildiğinde bizden kaynaklı herhangi bir teknik sıkıntı olmayacak” dediklerini hatırlattı ve sözlerini tuttuklarını belirtti.

Bu konuda uzun süreden beridir çalışıldığını, Derinya Kapısı için de aynı şeyin yapıldığını anlatan Erhürman, “Aplıç Kapısı için de bugün Derinya’nın muadili bir durum yaratıyoruz, siyasi düzeyde iki lider ‘tamamdır geçişler başlasın’ dediği anda bir her iki kapıyı da geçişleri başlatmaya hazır noktaya getirdik” diye konuştu.



Özersay: “Daha istikrarlı bir geleceğe daha güvenle bakmak istiyoruz”

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, TC ve KKTC arasındaki ilişkilerin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ciddi bir müttefik ilişkisi olarak devam edeceğini ve stratejik ortak olarak gördükleri Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte, dış politikanın şekillendirileceğini söyledi.

Bakan Özersay, “KKTC ve Bölgesel Gelişmeler” hakkında dün TBMM Dışişleri Komisyonu’nu bilgilendirdi.

Bakan Özersay’ın verdiği bilgiye göre, Komisyonu’nun basına açık bölümünde konuşan TBMM Dış İşleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, Kıbrıs konusunda son günlerde gelişmeler yaşandığını ve BM Genel Sekreteri’nin raporunun yayınlandığına işaret etti.

Bozkır, Kıbrıs konusunda sıcağı sıcağına gelişmeleri Bakan Özersay’dan öğrenecek olmanın önemine işaret etti.

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay da, Türk halkının iradesini yansıtan TBMM'de bulunmaktan onur duyduğunu belirtti.

Özersay “Dışilişkiler Komisyonunda ilk toplantıda Kıbrıs meselesinin ele alınıyor olması bizim açımızdan da önemli bir husustur. Davetiniz için çok teşekkür ederim” dedi.

Önümüzdeki dönemde TBMM Dışişleri Komisyon üyelerinin çok farklı platformlarda yapacakları görüşmeler olacağına dikkati çeken Özersay, konuşmasında şunları kaydetti:

“Kıbrıs Türk halkının dünyadan tecrit edilmiş olan hali, haksız şekilde izole edilmiş hali, maalesef bu platformların bir kısmında sesimizin duyulmasına engel teşkil ediyor. Bunun önüne geçilmesi ve bazı yerlerde de sizler aracılığıyla mesajlarımızın ulaşması düşüncelerimizin taleplerimizin ve hassasiyetlerimizin bilinmesi son derece önemli olacak. Bu bağlamda da bugün yapacağımız toplantı ve değerlendirmelerimiz önemli olacağını düşünüyorum. Biz KKTC olarak geleceğe güvenle bakmak istiyoruz bugüne kadar hep bir çözüm olması yönünde bir siyasi irade ortaya koyduk. Her zaman için barışçıl bir tutum ortaya koyduk. Önümüzdeki dönemde de yaratıcı bazı fikirlerle sıradanlaşan sürekli kendi kendini tekrar eden kısır döngülerin içerisine hapsolmak istemiyoruz. Daha istikrarlı bir geleceğe daha güvenle bakmak istiyoruz. TC ve KKTC arasındaki ilişkilerin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ciddi bir müttefik ilişkisi olarak devam etmesini ve stratejik ortağımız olarak gördüğümüz her zaman yanımızda olan TC ile birlikte dış politikamızı şekillendireceğimizi açık yüreklilikle bir kez daha vurgulamak isterim.”



Özersay: “Derdimiz suların ısınması değil soğumasıdır”

Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Kıbrıs Türk tarafının hiçbir zaman Doğu Akdeniz’de suları ısındırmak için adım atmadığını ve atmayacağını belirterek, “Derdimiz suların ısınması değil soğumasıdır” dedi.

Kudret Özersay, Rum tarafının Güney Kıbrıs’ta bulunan deniz ve hava üssünü farklı ülkelere kullandırttığını belirterek, bu dönemde de ABD ile benzer bir yakınlaşma olduğunu söyledi.

Özersay, bunları yakından takip ettiklerini belirterek, Türkiye Cumhuriyeti ile bölgedeki diğer gelişmeleri de dikkate alarak, bazı tedbirler aldıklarını dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, CNN Türk’te yayınlanan haber programa konuk olarak, doğalgaz konusu ve Guterres raporuna ilişkin açıklamalarda bulundu.

Özersay, Rum tarafının Doğu Akdeniz bölgesinde tek yanlı adımlar atmaya devam ettiği sürece, Kıbrıs Türk tarafının da bunu dengeleyecek bir takım tedbirler almayı sürdüreceğini söyledi.

Özersay, “Bundan daha doğal birşey olamaz. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile bunları yakından takip edip değerlendiriyor ve tedbirlerimizi alıyoruz. Ancak bunların hepsi kamuoyuna açıklanacak şeyler değil” diye konuştu.

Özersay, Kıbrıs Türk tarafının hiçbir zaman Doğu Akdeniz’de suları ısındırmak için adım atmadığını ve atmayacağını belirterek, “Derdimiz suların ısınması değil soğumasıdır. O yüzden Doğu Akdeniz bölgesinde hep işbirliğine vurgu yaptık. Özellikle enerji ve benzeri konularda hep önerimiz işbirliği üzerine ve en kötü ihtimalle caydırıcılık üzerine oldu” dedi.

Kıbrıs Rum tarafının muhtemelen bu yılsonundan önce 10. Parsel’de kazı yaptıracağını da ifade eden Özersay, kazı yapıldığı takdirde Kıbrıs Türk tarafının da Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına verdiği Lisans çerçevesinde yine benzer bölgelerde bir kazı çalışması yaptıracağını söyledi. Özersay, “Bu kazıyı bir şirket aracılılığıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yapacak” dedi

Özersay, “Yaptığımız, onların yaptığından çok daha farklı bir şey değil. Yaptığımız, adım atmak ve fiilen arazide olmaktır. Yaptığımız, haklarımızın peşinden gitmektir” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs Türk tarafının, 2011 yılında Türkiye ile imzalanan Kıta Sahanlığı anlaşmasına kadar, Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de yaptığı çalışmaları sadece protesto ettiğini belirten Kudret Özersay, “Bu durum bizim bir miktar geri düşmemize neden oldu. Kıbrıs Rum tarafı Münhasır bölge anlaşmaları yaptı. Bölgedeki diğer devletlere Lisans verdi, sismik araştırma yaptı ve kazı noktasına geldi” diye konuştu.

Özersay, son dönemde ise Kıbrıs Türk tarafının da bu adımları düzenli bir şekilde attığını ve atmaya devam ettiğini dile getirerek, Doğu Akdeniz’de şu anda yürütülen politikanın, caydırıcılığı esas aldığını, ama eşit haklar bağlamında geri düşülmeyecek bir duruş sergilendiğini söyledi.

Bakan Özersay, “Şu anda hem KKTC’nin, hem de TC’nin hak ve menfaatlerini korumayı hedef alan bir duruşa sahibiz ve bunu sürdüreceğiz” dedi.

Kıbrıs konusuna da değinen Kudret Özersay, Genel Sekreter Guterres’in sunduğu Kıbrıs raporunu da değerlendirdi.

Özersay, görüşmelerin 6 başlığı olmasına rağmen, Rum tarafının görüşmelerin güvenlik ve garantiler konusundan dolayı koptuğu gibi bir algı yaratılmaya çalışıldığını, bunun hiç haklı tarafı olmayan, yanlış bir yaklaşım olduğunu ifade etti.

Özersay, Kıbrıs Müzakerelerinde özellikle yönetimin ve zenginliklerin paylaşılması anlamında bir sıkıntı olduğuna vurgu yaparak, Kıbrıs Rum tarafının “Gevşek Federasyon” diye ortaya koyduğu tezin içeriği hakkında bilgi verdi.

Özersay, Rumların, “Biz aslında sizinle siyasi eşitlik çerçevesinde yönetimi paylaşmaya hazır değiliz. Bu bizi Rumlar olarak rahatsız ediyor. Dolayısıyla daha az yetkiyi paylaşalım. Merkezi Federe Hükümette daha az yetki olsun, kanatlarda daha fazla yetki olsun. Bu gevşek federasyon olarak tanımlanabilir.” gibi bir yaklaşım sergilediğini söyledi.

Bakan Özersay, Kıbrıs Türk tarafının böyle bir yaklaşımı kabul etmesinin mümkün olmadığını belirtti.



Töre: “1963’ten beri ortaklık devleti işgal altındadır”

Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre, BM Genel Sekreteri Guterres’in raporunun her iki tarafın beklentilerine cevap verecek sonucu, belli bir süreci işaret ederek yeniden sonuç odaklı müzakere yapılabileceğine vurgu yaptığını kaydetti.

Töre, yaptığı yazılı açıklamada, her iki tarafı da memnun etmesinin çok normal olduğunu, fakat garantiler, güvenlik, toprak, mülkiyet, yönetim ve güç paylaşımı konusunda Rum tarafının hakimiyetçi tutumunun devam ettiğini belirtti.

“Genel Sekreterin raporunda çözüm umutlarının canlı olduğu değerlendirmesini”, “aşırı bir iyimserlik” olarak yorumlayan Töre, 50 yıldır iyimserliğin aşılamadığını, kaç BM Genel Sekreteri gelmişse umut dolu açıklamalar yaptığını hatırlattı.

Töre “Kaç tane belgeyi, anlaşma metnini ve planı Rum kesimi reddetmiştir. Kıbrıs Türk halkının artık sabrı kalmamıştır” ifadelerini kullandı.

Töre şöyle devam etti:

“Rum-Yunan ülküsü Helenizmin Kıbrıs’ta egemenliğini hedeflemektedir. En aşırı çözümcü Liderler bile Rum-Yunan tarafını aşarak bir anlaşmaya ulaşamamışlardır.

Rum eski Dışişleri Bakanı Rolandis’in ifadesine göre Rumlar 15 kez çözüme yönelik anlaşmayı reddetmişlerdir.

1963’ten beri ortaklık devleti işgal altındadır. BM bu gerçeği vurgulamazsa Rum tarafı yola gelmeyecektir. Rumlar aynı benzer tutumlarını devam ettirecektir. KKTC makamlarında oturan bizler ulusal davamızın gereği olan devletimize, vatanımıza, Anavatanımıza, istiklalimize sahip çıkalım.”



Kıbrıs Rum Kesimi OECD’nin kara listesinde

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), yatırım karşılığı vatandaşlık ya da süresiz oturum vererek vergi kaçırma ile mücadele çabalarını baltalamakla suçladığı 21 ülkeyi kamuoyuna açıkladı. Kara listede Malta ve Kıbrıs Rum Kesimi gibi Akdeniz ülkeleri de var; Katar, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Körfez ülkeleri de.

OECD'nin Salı günü yayımladığı rapor kapsamında 100 ülkenin vatandaşlık ve süresiz oturum programlarını incelendi.

Paris merkezli kuruluş kara listeye alınan 21 ülkenin, yurt dışındaki finansal varlıklardan gelen gelir üzerinden az vergi aldıkları ve hak tanıdıkları kişilere bu ülkelerde belirli bir süre yaşama zorunluluğu getirmedikleri için seçildiklerini açıkladı.

OECD'ye göre yabancılar, vakıf fonlarına bağış yaparak ya da mülk veya devlet tahvilleri alarak, daha önce hiç yaşamadıkları ülkelerin vatandaşları olabiliyorlar.

Raporda bu durumun, vatandaşlığı ticari bir mala indirgeyen 3 milyar dolarlık bir pazara dönüştüğü uyarısı yapıldı. OECD'ye göre, ikinci vatandaşlıklar, yurt dışında tutulan varlıklarını gizlemek isteyenler tarafından kötüye kullanılabilir.

OECD'ye göre bu tür programlar, suçlulara ya da yaptırımlardan kaçan iş insanlarına açık hale gelebileceği için siyasetçiler, emniyet teşkilatları ve istihbarat birimleri arasında endişeye yol açıyor.

OECD'nin 'kara liste'ye aldığı ülkeler "Antigua ve Barbuda, Grenada, Katar, Bahamalar, Malezya, Saint Kitts ve Nevis, Bahreyn, Malta, Saint Lucia, Barbados, Mauritius, Seyşeller, Kolombiya, Monaco, Turks ve Caicos Adaları, Kıbrıs Rum Kesimi, Montserrat, Birleşik Arap Emirlikleri, Dominika, Panama ve Vanuatu" olarak belirtildi.















Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Instagram





Flickr





LinkedIn





Website













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Başbakan Yardımcılığı ve

Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 601 1800 - 01

Faks: +90 (392) 228 4847

E-Posta: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: @trncpio

Youtube: KKTCDisisleri