BASIN BÜLTENİ Akıncı: “15 Ekim sonrası Rum lider Anastasiadis ile bir araya gelmeyi arzu ediyorum” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Akıncı: “15 Ekim sonrası Rum lider Anastasiadis ile bir araya gelmeyi arzu ediyorum”
Tarih: 11.10.2018 > Kaç kez okundu? 904

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs raporunun BM Genel Kuruluna sunulacağı 15 Ekim sonrası Rum Lider Nikos Anastasiades ile görüşmeyi arzu ettiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, hükümeti oluşturan siyasi partilerin başkanlarını kabul etti. Görüşme sonrası basına açıklama yapan Akıncı, New York temasları ve yaptığı görüşmeler ile ilgili dün hükümet ile bilgi paylaştığını bugün de muhalefet partileri ile görüşeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, BM Genel Sekreteri ile yararlı bir görüşme yaptığını fakat BM Genel Sekreterinin Kıbrıs'taki taraflarla görüşmelerde bulunması için yetkilendirdiği üst düzey BM yetkilisi Jane Holl Lute'un raporunun tamamlanmadığından bunu görüşme fırsatı bulamadığını kaydetti.

Dün Lute ile telefonda görüştüğünü kaydeden Akıncı, o raporun tamamlandığını ve Genel Sekretere verildiğini, 15 Ekim’de de BM Güvenlik Konseyine sunulacak Kıbrıs raporunda bu görüşlerin yer alacağına inanç belirterek, 15 Ekim’de yeniden değerlendirme yapabileceğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, dün görüştüğü Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar ile Derinya ve Aplıç kapılarının bir an önce açılması konusunu değerlendirdiklerini ifade ederek, iki lider olarak bir araya gelmelerinin mümkün olduğunu, 15 Ekim sonrası Kıbrıs raporunun açıklanmasıyla bunun çok uzak olmayan bir tarihte gerçekleşmesini arzu ettiğini kaydetti.

Akıncı, görüşmede, hem Derinya ve Aplıç kapılarının açılış gününü birlikte tespit edip kamuoyuna duyurma hem de adanın geleceğine ilişkin BM’de açıklanacak raporu da değerlendirerek karşılıklı görüş alışverişinde bulunmaları ve adanın geleceğinin nasıl şekilleneceğini konuşmalarını arzu ettiğini, bunun sorumlulukları olduğunu vurguladı.

Bu adada daha iyi ve güzel bir gelecek yaratmanın sorumlulukları olduğunu ifade eden Akıncı, “Önümüzdeki günler hareketli geçecek bize göre, biz üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz” dedi.

Soruları da yanıtlayan Akıncı, Rum lider ile görüşmeleri halinde Rum tarafında son günlerde çıkan bazı haberleri de sorma ve değerlendirme fırsatı bulacağını ifade ederek, şöyle devam etti:

“Şu anda varılan mutabakatlar merkezde federal hükümete verilecek yetkilerin artıkları kurucu devletlerdedir. Birçok alanda. Kurucu devletlerin yetki alanları içerisinde uluslararası anlaşmalar yapmaları da öngörülüyor.

Merkezi yönetim için öngörülen hangi alanları kurucu devletlere aktarma düşüncesi var bilmiyorum, yorum yapamam buluşunca bu konuları konuşma fırsatımız olacak.

Bu konuda yıllar önce Sayın Klerides’in bilinen görüşleri var; merkezde yetkiler ne kadar çok olursa iki taraf arasında sürtüşme artar o yüzden merkezde yetkiler daha az kurucu devletlerde daha çok olmasını savunuyordu bu yanlış bir şey değil. Müzakereler sürerken merkezi yetkiler artırılmaya çalışıldı şimdi tersi görülüyor. Sosyal içerikli görüşme ortamı bulursak bunları değerlendireceğiz.”

Rum lider ile Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı’nın görüşmesi ve yapılan “Akıncı devre dışı kaldı” yorumlarının sorulması üzerine Akıncı şunları söyledi:

“Sayın Çavuşoğlu bize gayri resmi buluşup niyet araştırması yapabileceğini söylemişti biz bunun çok mahsurlu olacağını değerlendirmedik, bir iki defa görüşürsünüz bunda sorun yoktur, ama benim itirazım süreklilik arz ederse ve Türkiye ile Rum tarafı müzakere ediyor noktasına gelirse bundan Kıbrıs Türk halkı da ben de seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak rahatsız olurum bunu da saklamam.

Böyle bir şey yapılacaksa bu bütün taraflar arasında 4 taraf arasında yapılabilir. Rum lider Ankara’yı da ziyaret eder ama biz de Atina’ya gidebiliriz. Müzakerecilerde olduğu gibi… Mütekabiliyet önemli, bir iki defa buluşulur ama süreklilik arz ederse bu kabul edilebilecek bir şey olmaz.”

Akıncı, siyasi parti başkanlarının muhataplarıyla görüşebileceğini, bu temasların yararlı olduğuna işaret ederek, fikir alışverişinin yararı olduğunu zararı olmadığını vurguladı.

Akıncı, halktan aldığı yetki ile görevini sürdürdüğünü, bundan sonra ne şekilde evrileceğini göreceğini ifade ederek, “Bu adada barış huzur içinde bir gelecek istiyoruz. Statükonun devamını istemiyoruz, BM çerçevesi dışına çıkmamalıyız, BM bu olayın içinde olacaktır olmalıdır, önümüzdeki günlerde daha iyiye gitmek için var gücümüzle çalışacağız tüm taraflar da destek olmalı. BM Genel Sekreteri de bizi görüyor anlıyor her şeyin farkındadır.”

Başbakan Tufan Erhürman da, Rum tarafının “merkezi zayıf kanatları güçlü bir federasyon” söyleminin yepyeni ve uzun bir müzakere süreci gerektirecek yeni bir fikir olmadığına işaret ederek, Kıbrıs Türk tarafı olarak müzakerelerin ucu bucağı belli olacak şekilde sonuç odaklı bir yaklaşımla başlaması taleplerinin değişmediğini vurguladı.

Erhürman, görüşmede, Cumhurbaşkanı’nın New York’taki BM görüşmeleri ile Kıbrıs konusu ve son gelişmeleri ele aldıklarını ifade etti.

Başbakan Erhürman, son günlerde Güney Kıbrıs’ta Rum liderin de dahil olduğu “kanatları güçlü merkezi yanı zayıf” denebilecek bir federasyon söylemi üzerinde durulduğunu işaret ederek, Rum tarafının bugüne kadar hep merkezi yanı güçlü bir federasyondan yana durulduğunu, ancak bugün merkezi değil kanatları güçlü bir federasyon modelinin gündeme getirildiğini ifade etti.

Erhürman, bu model üzerinden de konuşulabileceğini fakat güçlü merkezi federasyon modelinden uzaklaşmalarının sebebinin satır aralarında “siyasi eşitlik konusundaki Kıbrıs Türk tarafının ısrarının” bulunduğunu ve Rum tarafının da bunu yani “siyasi eşitlik” konusunu halkına anlatamayacağından yeni bir model söyleminin geliştiğini anlattı.

Ancak bu fikrin bugüne kadar yaşanan süreçle çok büyük bir farkı olmadığını, yetkilerin çok rahat sıralanabileceğini yani bu fikrin çok yeni ve farklılık yaratacak bir fikir olmadığını, yeni büyük bir müzakere sürecine de ihtiyaç duyulmayacağını belirten Erhürman, Kıbrıs Türk tarafı olarak sonuç odaklı ucu bucağı olan bir müzakere sürecini talep etmeye devam ettiklerini, bu fikrin yeni uzun bir sürece ihtiyaç duyulacağı anlamına gelmediğini vurguladı.

Erhürman, bu fikrin bir iyimser bir de kötümser tarafı olabileceğini ifade ederek, şunları söyledi:

“Kötümser tarafı; ortalığı bulanıklaştırıp sanki çok yeni bir şey varmış da uzun bir müzakere zamanına ihtiyaç varmış gibi gösterip aslında işi zamana yayıp statükoyu sürdürmek, iyimser tarafı ise; siyasi eşitliği çok iyi anlatamayacağından kanatları güçlü bir federasyon modeline geçmeyi tercih ediyor. Öyleyse Kıbrıs Türk tarafının önerisi olan; bir an önce sonuç odaklı ucu bucağı belli müzakere sürecinin içerisinde diğer uzlaşılamayan konularla birlikte çok hızlı bir şekilde ele alınıp çözülebilir. Kıbrıs Rum tarafı pozisyonunu belirlerse çok daha kolay hızla bu yapılabilir.”

Soruları da yanıtlayan Erhürman, Kıbrıs Türk tarafı olarak Kıbrıs konusunda çok başlı değil çok yönlü görüşmeler yaptıklarını da belirterek, amacın sonuç odaklı ucu bucağı belli olan bir süreçle sonuca varmak olduğunu vurguladı.



Uluçay, Mandviwalla ile görüştü



Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay, Pakistan Senato Heyeti Başkan Salim Mandviwalla’yla görüştü.

Uluçay, Avrasya Ülkeleri Meclis Başkanları üçüncü toplantısına katılmak amacıyla gittiği Antalya’da temaslarına devam ediyor.

Önceki gün başlayan toplantıya, 41 ülkeden Meclis ve Senato Başkanları katıldı.

Meclis Başkanı Teberüken Uluçay Pakistan Senato Heyeti Başkan Salim Mandviwalla ile bir araya geldi.

Yaklaşık bir saat süren toplantıda konuşan Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay, uluslararası platformlarda Kıbrıs Türk halkına verdikleri destekten dolayı Mandviwalla’ya teşekkür etti.

2004 yılı sonrası dönemin İslam Konferansı Örgütü ve bugünün İslam İşbirliği Teşkilatı’nın aldığı Kıbrıs Türk halkının desteklenmesi kararını anımsatan Uluçay, bu kararın uluslararası platformlarda yürürlüğe girmesi konusunda destek istedi.

Uluçay, görüşmede KKTC’de yükseköğrenim gören Pakistanlı öğrencilerin sayısının arttırılması konusunda yapılacak çalışmalarının yanı sıra ticaret alanında karşılıklı işbirliği faaliyetleri konusunu gündeme getirdi.

Başkan Uluçay ayrıca iki ülke arasında sportif ve kültürel faaliyetlerin başlayabilmesi amacıyla yapılabilecek çalışmalara da değindi ve karşılıklı kurulacak komiteler ile de daha sağlıklı bir yapı oluşacağına inandığını söyledi.

Pakistan Senato Heyeti Başkanı Salim Mandviwalla da konuşmasında gerek İslam İşbirliği Teşkilatı gerek ise diğer uluslararası toplantılarda Kıbrıs Türk halkının sesi olmayı sürdüreceklerini ifade etti. Mandviwalla ayrıca karşılıklı ticari faaliyetlerin yürütülmesi konusunda çalışmaların başlayabileceğini belirtti.

Mandviwalla komitelerin kurulup iki ülke arasında daha sıkı işbirliği yaratılabileceğine inanç belirterek bu yönde çalışmaların iki ülke ilişkilerine ivme kazandıracağını söyledi.

Görüşmede Kıbrıs sorunu ile ilgili gelinen son nokta üzerine karşılıklı bilgi alışverişinde bulunulup Kıbrıs sorununun önemine dikkat çekildi. Ayrıca Ortadoğu ve Akdeniz bölgesindeki ülkeler arası işbirliğinin geliştirilmesinde sorunun çözümünün önemli bir rol oynayacağı üzerinde duruldu.



Özersay : "Statüko, Kıbrıs Türk tarafına zarar veriyor"



Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, "Devam eden statüko Kıbrıs Türk tarafına zarar veriyor." dedi.

Özersay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsviçre'nin Crans Montana kentinde Temmuz 2017'de başarısızlıkla sonuçlanan Kıbrıs Konferansı'nın ardından BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in, tarafları düşünmeye fırsat verecek bir adım attığını belirtti.

Başarısızlıkla sonuçlanan müzakereleri sorgulama gerekliliğinin ortaya çıktığına dikkati çeken Özersay, "Yarım asırdır, 50 yıl boyunca müzakerelerin devam etmesi, her defasında başarısızlıkla sonuçlanması, artık bir yerde durup ciddi ciddi bir şeyleri sorgulamamız gerektiğini gösteriyor." diye konuştu.

Özersay, Türkiye'nin ve KKTC'nin samimi bir değerlendirme yaptığını belirterek, "Bizim derdimiz bu statükonun devam etmemesidir. Çünkü devam eden statüko, Kıbrıs Türk tarafına zarar veriyor." ifadelerini kullandı.

Bir statüko sorunu ile karşı karşıya bırakıldıkları için bunun, dünya ile entegrasyonu da engellediğine dikkati çeken Özersay, şu değerlendirmede bulundu:

"Biz kapsamlı çözümle bu statükonun kaldırılmasını öncelikli olarak tercih ettik. Her zaman için bu duruşumuz sergiledik. Kıbrıs Rum tarafı, kapsamlı çözümün olmasına rıza vermeyerek, esnekliği göstermeyerek engelleyecekse, biz o zaman başka bazı durumlarla bu statükonun devamını önlemek istiyoruz. Statüko devam ettiği müddetçe Kıbrıs Türk tarafı zarar görüyor."

Kıbrıs Rum tarafının, "müzakereler kaldığı yerden aynen başlasın" yönündeki çağrısının, aslında statükoyu devam ettirmekten başka bir anlam ifade etmediğine işaret eden Özersay, "Çünkü hedeflenen şey, çözümden ziyade müzakere gibi gözükmektedir. Müzakerenin devamı, bir amaç olarak ortaya konulduğu sürece bu statükoyu Kıbrıslı Türklerin devam ettirmeye niyeti var gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bunu, kimsenin gözden kaçırmaması gerekir." dedi.

Özersay, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs'tan sorumlu geçici özel danışmanı Jane Holl Lute'nin, BM'ye bu ay sunacağı raporda, 50 yıldır mücadele edilen etnik bir sorunu, bir incelemeyle hallolacak seviyeye taşımasını beklemenin, vatandaşı yanlış yönlendirmek anlamına geldiğini vurguladı.

Kıbrıs Türk tarafının, Türkiye ile birlikte bütün iyi niyetini ortaya koyarak dünya ile entegre olabilmek için kapsamlı çözümü zorladığını vurgulayan Özersay, "Kıbrıs Türk tarafı da 'sonuçlanmayacak olan başka bir yeni müzakerenin içerisinde olmak istemediğini' söylüyor. Duralım, artık bir sorgulama yapalım." diye konuştu.

Özersay, BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi arasında soğuk savaş rüzgarları estiğini belirterek, böyle bir süreçte BM'nin ağırlığını koyarak yeni bir müzakere sürecini başlatabilmesinin gerçekçi olmadığını anlattı.

Başbakan Yardımcısı Özersay, "Böyle bir dönemde Kıbrıs Rum tarafıyla ve ilgili tüm taraflarla samimiyetle oturup birbirimizi kandırmadan Ada'da 50 senede denediğimiz şey olmuyorsa ne olabilir? Samimiyetle sorgulama süreci içerisine girmeliyiz ama aynı zamanda Kıbrıs Rum tarafıyla her konuda, başta ekonomi olmak üzere iş birliği yaparak aramızda geliştireceğimiz somut ilişki üzerinden iki taraf arasında olmayan güveni yaratma çabası içerisine girmemiz gerekir." ifadelerini kullandı.

Gazimağusa'da bulunan BM'ye ait askeri kampın, zaman içerisinde kentin gelişmesiyle şehrin içerisinde kaldığını belirten Özersay, çok sayıda konutun yapılması ve binlerce insanın bölgede yaşaması nedeniyle kampın o bölgede bulunmasının artık sıkıntı olmaya başladığını söyledi.

Özersay, BM yetkilileriyle görüşme yaptıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Bahse konu kampın içerisine inip kalkan helikopterler var. Yaşam alanlarının tam orta yerinde askeri kamp helikopteri inip çıkıyor, kamyonlar girip çıkıyor. Bunun değişmesi gerektiğini ortaya koyduk. KKTC Dışişleri Bakanlığı olarak bunun takibini yaptık. Biz bundan olumlu yanıt istiyoruz. Çünkü şartlar değişmiş durumda."

Amaçlarının, kampın bulunduğu bölgeyi bir tür yeşil alana, kent parkına dönüştürmek olduğunu belirten Özersay, "BM'ye ait askeri kampın taşınması, BM Barış Gücü ile ilgili bir mesele değildir. Genel anlamda ülkenin ve toplumun ihtiyacı ile ilgili bir meseledir." dedi.

Özersay, Gazimağusa'daki askeri kampın ara bölgede olmadığını, KKTC sınırları içerisinde olduğuna dikkati çekerek, "Ara bölgede BM Barış Gücü askeri kampı olmasıyla, KKTC’nin parçası olan bir kentin göbeğinde askeri tesisin bulunması başka bir şeydir. Dolayısıyla buradan birisinin rıza vermesinden ziyade ülkemizle ilgili bir inisiyatif alacağız ama bunu, tabii ki olması gereken diplomatik yollarla talebimizi ilettik. Olumlu yanıt da bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Güney Kıbrıs Rum kesiminin sözde Münhasır Ekonomik Bölge içerisindeki 7. parselde doğalgaz arama faaliyetleri için yabancı şirketlere ihale açmasının, "hukuksuzluk" olduğuna işaret eden Özersay, bunun, Kıbrıs Türk halkının haklarını gasp etme girişimi olduğunu söyledi.

Özersay, Kıbrıs Rum tarafının İtalyan ENİ şirketine, Türkiye kıta sahanlığı ile çakışma ihtimali olan bir bölgede yetkilendirme yaptığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Dolayısıyla birtakım başka şirketlere 7. parselin içerisinde bulunan yere adım atarlarsa Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC olarak buna müsaade etmeyeceğiz. Bunun dışındaki alanlarda Kıbrıslı Türklerin haklı sahibi olduğu diğer bütün alanlarda mademki siz bu kazıları yapıyorsunuz, şirketleri yetkilendiriyorsunuz, doğalgaz arıyorsunuz. Biz de bir araştırma yapacağız, biz de kazı yapacağız. Yetkilendirdiğimiz şirket olan Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı ile Kıbrıs Türk tarafı da bu bölgede haklarını kimseye yedirmeyecek ve kendi araştırmasını yapmaya başlayacaktır."



Özyiğit konferansa katılmak amacıyla Fas’a gidiyor



Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit, eğitimle ilgili bir konferansa katılmak üzere Fas’a gidiyor.

Özyiğit, KKTC’nin Kıbrıs Türk Devleti sıfatıyla gözlemci üyesi olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde faaliyet gösteren İslam Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı tarafından 11-12 Ekim tarihlerinde düzenlenecek 13. İslam Eğitim, Bilim ve Kültür Genel Konferansı’nda konuşma yapacak.

Fas’ın başkenti Rabat’ta düzenlenecek konferansa katılmak üzere bu sabah ülkeden ayrılıyor.

Özyiğit, Rabat’taki konferansta konuşma yapacak, ayrıca teşkilata üye ülkelerin eğitim ve kültür bakanları ve delegasyonlarıyla da görüşme gerçekleştirecek.

Özyiğit konferansın ve temaslarının tamamlanmasının ardından 14 Ekim Pazar günü KKTC’ye dönecek.



















Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Instagram





Flickr





LinkedIn





Website













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Başbakan Yardımcılığı ve

Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 601 1800 - 01

Faks: +90 (392) 228 4847

E-Posta: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: @trncpio

Youtube: KKTCDisisleri





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 13
Dün Tekil 875
Bugün Tekil 823
Toplam Tekil 4235364
IP 18.207.255.67






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























4 Rebi 'l-Ahir 1446
Ekim 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31


T RK, Y ld r md r, kas rgad r, D nyay ayd nlatan g ne tir
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 2.813 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu