BASIN BÜLTENİ Dışişleri Bakanlığı: “Tusk’ın tek yanlı açıklaması kabul edilemez” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Dışişleri Bakanlığı: “Tusk’ın tek yanlı açıklaması kabul edilemez”
Tarih: 02.03.2018 > Kaç kez okundu? 1194

Paylaş


Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın Güney Kıbrıs’ın tek yanlı faaliyetlerine destek mahiyetindeki ifadeleri hakkında açıklama yaptı.

Bakanlık açıklamasında şöyle denildi:

“Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk, 23 Şubat 2018 tarihinde 27 üye ülkenin Devlet veya Hükümet Başkanlarının katılımıyla gerçekleşen Avrupa Birliği gayrıresmi toplantısının ardından yaptığı açıklamasında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Doğu Akdeniz bölgesinde sürdürmekte olduğu tek yanlı faaliyetlerine ve haksız iddialarına destek mahiyetindeki ifadelerini teessüfle okuduk.

Söz konusu açıklamada Tusk’ın, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki, Kıbrıs Türk tarafının rızasıyla devam eden varlığını ve çalışmalarını “yasadışı ihlaller” olarak tanımlamak suretiyle bunların durdurulması yönündeki çağrısı, konuya ilişkin bölge gerçekleri ve uluslararası hukuk ile bağdaşmamaktadır. Doğu Akdeniz’de en uzun sahillere sahip olan Türkiye açısından da bir bölge devletinin haklarını keyfi şekilde yok saymaya kalkışan bu yaklaşım kabul edilemezdir.

Öte yandan, en az bunun kadar vahim olan bir başka husus ise, AB’nin her zaman olduğu gibi Kıbrıs Türkünü ve meşru haklarını unutmaya ve göz ardı etmeye kalkışmış olmasıdır. Bu yaklaşım – yani Kıbrıs Türkünün iradesini görmezden gelme, Kıbrıslı Türklere de ait olduğunu herkesin kabul ettiği bu kaynaklardan bahsederken Kıbrıs Türk makamlarını dikkate almama, Kıbrıs Türk halkının haklarından bahsetmeme ve adını dahi anmama yaklaşımı – AB’nin bunca yıldır sürekli tekrar etmekte olduğu hatalı yaklaşımın devamından, yanlışta ısrardan başka bir şey değildir.

Hepimiz bu Rum yönetiminin kayrılması yaklaşımının, Kıbrıs sorunu ile ilintili doğal kaynaklar konusuna da, Kıbrıs Türküne yönelik izolasyonun sona erdirilmesi çabalarına da katkı yerine köstek olma sonucu doğurduğunu yaşayarak gözlemlemekteyiz. AB’nin 2004 yılında çözüm olmadan, Kıbrıs Türklerinin de rızası olmadan GKRY’ne AB üyeliğini koşulsuz şekilde sunmuş olması, Kıbrıs Rum tarafını isteksizliğe ve çözümsüzlüğe daha da teşvik etmiştir. AB’nin doğal kaynaklar konusundaki bu son yaklaşımı bizleri benzer bir sonuca doğru hızla sürüklemektedir. Bu durumun bir an önce idrak edilmesini ve AB’nin – Kıbrıs’ta karşılıklı kabul edilebilir ve adil bir yapının oluşmasını gerçekten arzu ediyorsa – bu haksız yaklaşımını terk etmesini bekliyoruz.

AB, her durumda bu haksız ve kendisine Kıbrıs Türk tarafının gözünde itibar kaybettiren yaklaşımını sürdürse de, Kıbrıs Türk halkı haklarından kesinlikle vazgeçmeyecektir. Özetle, Tusk’ın, Kıbrıslı Türklerin varlığından dahi söz etmeyen ve yalnızca Kıbrıs Rum tarafının doğal gaz kaynakları üzerindeki haklarından söz eden bir açıklamada bulunması kabul edilebilecek bir husus değildir.

Ayrıca, AB’nin ‘dayanışma’ kavramından hareketle, sorgulama ihtiyacı duymadan, Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’yi dinlemeden, gözü kapalı bir şekilde Rum tarafına vermekte olduğu destek, Kıbrıs Türk halkının gözünde saygınlığını daha da azaltmaktadır. AB yetkililerinin Kıbrıs Türk halkını ‘dayanışma’ kavramına dâhil etmiyor oluşunun yarattığı bu adaletsizliğin bir an önce sonlandırılması gerekmektedir.”



KTTO ve KTSO: “Hidrokarbon potansiyelinin yeni gerilimlere neden olmasını istemiyoruz”



Kıbrıs Türk iş dünyası, Doğu Akdeniz’de var olduğu düşünülen hidrokarbon potansiyelinin yeni gerilimlere neden olmasını istemediğini, bu potansiyelin bölgede yaşayan tüm halkların yararına olacak şekilde yeni işbirliklerine kaynaklık etmesi gerektiğine inandığını duyurdu.

Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Canan Avunduk ile Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Başkanı Turgay Deniz, Kıbrıs Rum tarafının tek taraflı doğal gaz arama faaliyetleriyle ilgili ortak açıklama yaptı.

Ortak açıklamada, işbirliğinin sağlanması için Kıbrıs sorununun en erken zamanda hakkaniyete dayanan sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması veya bu olamadığı takdirde, Kıbrıs sorununa taraf olan iki halkın temsilcilerinin hidrokarbon potansiyeli konusunda bir uzlaşmaya varmasının sağlanması gerektiği vurgulandı.

Başta Avrupa Birliği olmak üzere, bütün uluslararası aktörlerin dikkat ve çabalarını bu hedefe yoğunlaştırması, etkilerini bu doğrultuda kullanması gerektiği ifade edildi.

Açıklamada, “Kıbrıs Türk iş dünyasının örgütleri olarak Kıbrıs sorununa karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm bulma hedefine bağlı olduğumuzu ama Kıbrıs Türk halkını yok sayan tutumlara karşı mücadele etmeye de devam edeceğimizi kamuoyu ile bir kez daha paylaşırız” denildi.

İki odanın ortak açıklamasında, Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs’ı çevreleyen denizlerde tek taraflı doğal gaz aranması ile ilgili olarak yıllardan beri devam eden çabalarının Doğu Akdeniz’deki gerginliği arzu edilmeyen boyuta taşıdığı belirtildi.

“Kıbrıs sorununa çözüm bulmaya yanaşmayan, buna karşılık Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti unvanını diğer paydaşlar ve Türkiye aleyhine kullanmaya devam edebilen Kıbrıs Rum tarafının, bu faaliyetlerini devam ettirme cesaretini başta Avrupa Birliği olmak üzere kimi uluslararası örgütler ve devletlerden gördüğü destekten aldığı açıktır” denilen açıklamada, Avrupa Birliği’nin, Kıbrıs sorununun varlığını ve diğer Kıbrıslı Türkleri bir kez daha görmezlikten geldiği ve gerginlik sanki Türkiye’den kaynaklanıyormuş gibi, Türkiye’yi bölgedeki faaliyetlerini durdurmaya çağırdığı kaydedildi.



TMT Derneği: “KKTC tanınmadan asla masaya oturulmamalı”



Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tanınmadan masaya asla oturulmamasını istedi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora yaptığı yazılı açıklamada, BM yetkililerinin yeniden bir görüşme süreci başlatma gayretlerinin Kıbrıs’ın yaşanmış gerçekleri esasına dayandırılması gerektiğini belirterek, bunun için de 44 yıldır kökleşen bu yapının ve iki devletli çözüm gerçeğinin dikkate alınması gerektiğini kaydetti.

Bora, Barış Harekatı’ndan itibaren 44 yıldır Kıbrıs’ta barış, huzur ve güvenin var olduğunu, yaşanan gerçekler dikkate alındığında çözümün nasıl olması gerektiğinin kendiliğinden ortaya çıktığını ifade etti.

Bora, yıllardan beri sürdürülen ikili görüşmelerden neden bir sonuç alınamadığının herkesçe bilindiğini, son olarak Mont Pelerin’da ve Crans-Montana’da bir kez daha bilinen gerçeklere herkesin tanık olduğunu vurguladı.

Bora, “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni silah zoru ve terörle gasp eden cumhuriyetin eşit ortağı Kıbrıs Türk halkını aynı yöntemlerle dışlayan Güney Kıbrıs Rum yönetimini sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin meşru yönetimi olarak tanımaya devam edenlerin” çözümsüzlüğün başlıca nedeni olduklarını kaydetti.

Bora, 21 Aralık 1963 Rum saldırıları ile Enosis için yıkılan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunda iki ayrı milli halkın varlığı kabul edilirken birbirlerine tahakküm edemeyecekleri esasına dayandırıldığına dikkat çekti.













Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Instagram





Flickr





LinkedIn





Website













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Başbakan Yardımcılığı ve

Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 601 1800 - 01

Faks: +90 (392) 228 4847

E-Posta: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: @trncpio

Youtube: KKTCDisisleri